SOVYETLER BIRLI~I'NDE ALTIN ORDU ~LE ILGILI
YENI ARASTIRMALAR
Doç. Dr. TÜTEN ÖZKAYA
Alt~ n Ordu devleti ile ilgili olarak Sovyetler Birli~i'nde yap~ lan çal~~-malar Türk tarihi aç~s~ ndan büyük önem ta~~maktad~ r, zira XIII. yüzy~lda Avrupa ve Asya'n~ n en güçlü devletlerinden biri ve özellikle 58 y~ l boyun-ca hiç bir devletin askeri ihtilafa girmeye cesaret edemedi~i, Avrupa ve Asya'n~ n en güçlü devleti olan' Alt~ n Ordu bugün Sovyetler Birli~i'nin s~-n~ rlar~~ içerisine giren topraklar üzerinde kurulmu~tu. Bu sebeple, Alt~ n Ordu tarihini inceleyen Sovyet bilim adamlar~ n~ n Türk-Mo~ol devletiyle ilgili olarak ortaya ç~ kard~ klar~~ her yeni belge, her yeni bulgu, çok az say~-da orijinal belge muhafaza edilmi~~ oldu~unsay~-dan, hakk~nsay~-da henüz pek çok ~ey bilmedi~imiz Alt~ n Ordu'nun tarihine, özellikle onun idari ve mali düzenine, kültür hayat~ na ve sosyal bünyesine ~~~ k tutaca~~ndan tarihimiz bak~ m~ ndan büyük de~er ta~~ maktad~ r. Nitekim, Sovyet bilim adamlar~ n~n Alt~ n Ordu ile ilgili olarak yay~ nlad~ klar~~ ve bu yaz~ n~n konusunu olu~tu-ran yeni çal~~malar~~ sayesinde, bilim dünyas~n~n ~imdiye kadar bilmedi~i 24 yeni yarl~~~ n 2 ortaya ç~ kar~ld~~~ n~ ; toplam 6~~ yarl~~~n incelenmesi sonu-cu Alt~ n Ordu kançelaryas~ n~n üstün yap~sal düzeyinin Ruslar'~ nkinden ve dönemin kom~u devletlerinkinden çok daha mükemmel oldu~unu; XIV. yüzy~la ve XVI. yüzy~l~ n ilk yar~s~ na ait olan Türk-Tatar kançelaryas~n~n büyük bir geli~me gösterdi~ini ve belge kültürünün, ayr~ nt~l~~ olarak i~len-mi~, biçim ve yap~~ bak~ m~ ndan mant~ki bir mükemmelli~e ula~m~~~ bölümünü olu~turdu~unu; XIV. yüzy~l~ n ilk yar~s~ nda Alt~ n Ordu'da kültür hayat~ n~ n, ~ehircili~in, görkemli mimarinin, bilim ve edebiyat~ n h~z-la geli~ti~ini; metal (bronz) kalemin Avrupa'da en erken Alt~n Ordu'da kullan~ld~~~ n~ ; ~~ ~~ o yerle~im merkezine sahip olan Alt~ n Ordu'da yerle~ik ~ehircilik kültürünün zaman~ na göre yüksek düzeyde oldu~unu; idari-siya- ' V. L. Yegorov, Istoriçeskaya geografiya Zolotoy Ord~~ v X///-XIV ev. (X///-XIV. nizytl-larda Alt~n Ordu'nun Tarihi Co~rafyast), Nauka, Moskva 1985, S. 201.
Alt~n Ordu, K~r~m ve Kazan hanlarmdan yabanc~~ ülkelerin hükümdarlanna gönde-rilen emir mahiyetinde olan namelere oldu~u gibi, hanlar taraf~ndan kendi tebaalanna veya herhangi bir ~ahsa verilen imtiyaz yaz~lar~na da yarl~k ad~~ verilmektedir. Bkz. A.N. Kurat,
Topkap~~ Saray~~ Müzesi Ar~ivindeki Alt~ n Ordu, K~r~ m ve Türkistan Ilanlar~na Ait Tarl~ k Ve
Bilik-ler, ~ stanbul 1940, s. 3.
498 B~ BL~YOGRAFYA
si düzeninin müstesna bir özgünlü~e ve benzeri görülmemi~~ bir yap~ya sa-hip oldu~unu; geli~mi~~ bir bürokrasi mekanizmas~n~n ve istikrarl~~ bir para sisteminin mevcut oldu~unu ö~renmekteyiz.
Rus ve Sovyet do~u bilginlerinin Alt~n Ordu'nun yarl~ klar~~ ile ilgili çal~~malar~~ burada say~lamayacak kadar çok say~dad~ r. XIV-XVI. yüzy~lla-ra ait en de~erli yarl~ klar, XIX. yüzy~l~n 50-6o'll y~llar~nda, ilk kez ve esas-~' olarak ~.N. Berezin taraf~ ndan yay~ nlanm~~t~ r. Alt~ n Ordu ve K~r~m yar-l~ klanndan baz~ lar~ , örne~in Timur Kutluk'un, Toktam~~'~n, Saâdet Gi-ray'~ n, Mengli GiGi-ray'~ n ve di~erlerinin yarl~klar~, ayr~ca ~. Hammer, Ya. O. Yartsov, V. V. Grigor'ev taraf~ ndan da yay~ nlanm~~t~ r. V. V. Radlov, A. N. Samoyloviç ve di~erlerinin ara~t~ rmalar~~ ise, Alt~n Ordu döneminin edebi dili ve yaz~l~~ kültürü hakk~ nda önemli bilgiler ortaya koymu~tur. V. V. Grigor'ev, Rus metropolitlerine (ruhani reislere) gönderilen han yarl~ k-lar~ n~ n ilk ara~t~ r~c~k-lar~ ndan biridir. B. ~puler, A. Yu. Yakubovskiy, M. G. Safargaliev, G. A. Fedorov-Dav~dov gibi Alt~ n Ordu'nun tarihini ara~t~ ran-lar yarl~ k ve bitiklerden 3 yararlanarak de~erli bilgiler edinmi~lerdir.
Cuci. Ulusu'nun XIV-XVI. yüzy~ llara ait olan yarl~ klar~~ üzerine 1963-1979 y~ llar~~ aras~ nda çe~itli dergi ve kitaplarda yaz~lar~~ yay~nlanan M~rka-s~ m Abdulahamoviç Usmanov'un titiz bir çal~~ma ürünü olan ve Alt~ n Or-du'nun yarl~ klar~~ hakk~ nda yeni ve de~erli bilgiler içeren jalovann~e akt~~
Cucieva Ulusa XIV-XVI vv. (Cuci Ulusu'nun XIV-XVI. T~izy~llasa Ait rarhk-lar~) 4 ba~l~ kl~~ Rusça kitab~ , Alt~ n Ordu'ya ait olan ve bilim dünyas~ nca bi-linen orijinal yarl~ klarm az say~da olmas~~ ve Alt~ n Ordu tarihinin yeterince bilinmemesi nedeniyle büyük önem ta~~maktad~ r. Usmanov'un kitab~~ Giri~~ ile birlikte 4 bölümden olu~ur. Kitab~ n sonunda ise zengin bir kaynak ve literatür yer al~ r.
Giri~~ bölümünde yazar, XIII. yüzy~lda ortaya ç~kan Cuci Ulusu'nun ya da di~er ad~yla Alt~ n Ordu ~mparatorlu~u'nun XIV. yüzy~l~n sonun-dan itibaren parçalanmas~~ sonucu, XV. yüzy~lda bu imparatorlu~un top-raklar~ nda Astrahan, Kazan, K~ r~m, Kas~m, Sibir, Kazak, Özbek ve di~er müstakil hanl~ klann ortaya ç~ kt~~~n~, XVI. yüzy~l~ n ortas~nda Kazan ve Ast-rahan hanl~ klar~n~ n y~ k~ld~~~ n~ , K~r~ m'~n ise bu tarihten önce Osmanl~~ Türkleri'nin himayesi alt~ na girdi~ini, bu sebeple "Cuci Ulusu" kavram~~ için en uygun kronolojik çerçevenin XIII-XV. yüzy~llar olaca~~n~~ ancak, orijinalleri elimize kadar ula~an en erken Türkçe yarl~ klann XIV. yüzy~ la
Bitik - yaz~ , mektup, name demektir. Kazan Üniversitesi Ne~riyat~, 1979, 318 s.
B~ BL~YOGRAFYA 499
ait olmas~~ yüzünden bu çerçevenin içine XIV-XVI. yüzy~ llar~~ da dahil et-mek gerekti~ini ifade eder. XVI. yüzy~ la gelince, ilkin, ad~~ geçen hanl~ klar imparatorlu~un çökü~ünden sonra da toplumsal-siyasi geleneklerinin baz~~ unsurlar~n~~ az veya çok yenileyerek geli~tirmeye devam ettiler. Bu sebeple, XV, XVI ve hatta XVII. yüzy~l~ n ba~~na ait yarl~k ve bitiklerde geçmi~~ dönemlerin geleneksel unsurlar~ n~~ bulmam~z çok do~ald~ r. ~kinci olarak, XVI. yüzy~ l~ n ikinci yar~s~ ndan ba~layarak, K~ r~ m'da resmi kançelârya ala-n~~ da dahil olmak üzere, pek çok alanda Türkle~me, yani "Osmanl~la~ma" süreci gerçekle~ti. Bu nedenle, biz burada art~ k sadece Türk-Tatar yaz~~ gelene~inin unsurlar~ na rastlamakla kalm~yoruz. Bütün bunlar yüzünden en son kabul edilebilen tarih XVI-XVII. yüzy~llard~ r. Bu tarihten itibaren K~ r~ m-Tatar kançelâryas~ n~ n Türkle~me süreci tam anlam~yla tamamlan-m~~t~ r, zira son belge r6o ~~ tarihini ta~~maktad~ r. Cuci Ulusu'nun veya on-dan ayr~lan hanl~ klar~ n tarihini inceleyen tarihçiler, XIII-XVI. yüzy~llar~ n Arap ve Acem yazarlar~ n~ n, daha geç dönem Türk tarihçilerinin, Rus vak'anüvislerinin, Bat~~ Avrupal~~ seyyah ve diplomatlar~ n verdi~i çok de~erli bilgilerden yararlanmaktad~ rlar. Alt~ n Ordu'nun yaz~l~~ kaynaklar~~ hanl~klar zaman~ nda vard~, ama bunlar ya telef oldular ya da henüz ortaya ç~ kanl-mad~lar. Alt~n Ordu'nun ve ondan ayr~lan devletlerin yarl~ k ve bitikleri, bu devletin siyasi ve sosyal tarihinin çe~itli yönlerini incelerken, kaynak olarak en sa~lam ve güvenilir belgelerdir. Yarl~ klar~ n ilk incelemelerine fi-lolojik bir e~ilim egemendi; bunlar arkeolojik, d~~~ görünü~leri ve mühürle-ri bak~m~ ndan gerekti~i gibi incelenmemi~tir. Usmanov'a göre, Alt~ n Ordu veya sonradan kurulan hanl~ klar~n hanlar~~ taraf~ ndan mevki itibar~yla e~it olan ve kendilerine ba~~ ml~~ olmayan hükümdarlara gönderilen resmi mek-tuplara bitik ad~~ verilir. Yarl~ klar ise, kendilerine tâbi ya da ba~~ml~~ olan ülkelerin hükümdarlar~ na gönderilen yaz~l~~ emirler, fermanlar, talimatlar-d~ r. Beylerin, mirzalar~ n ya da han soyundan gelen di~er kimselerin ya-banc~~ hükümdarlara gönderdikleri mektuplar~~ yarl~ k olarak kabul etmek mümkün de~ildir. Ayn~~ ~ekilde, siyasi bak~ mdan ba~ka devletlere ba~~ml~~ olan hanlar~ n, hükümran ülkenin hükümdar~na hitaben gönderdikleri bi-tikleri de yarl~ k olarak adland~ rmak mümkün de~ildir. Yazar, bu kitab~ n-da, Türk-Tatar yarl~ klann~ n inceleme metodunu mükemmelle~tirmenin yan~~ s~ ra, toplam 61 yarl~ ktan hiç bilinmeyen 24 yarl~~~~ ilk kez bilim dünyas~ na tan~tmaktad~r. Orijinal ve kopya olan yarl~ klar biçimsel bir ana-lize tabi tutulur, zira böyle bir yakla~~m, bu belgelerin içeri~inin anla~~l-mas~ nda en güvenilir ve k~sa bir yoldur. Bu kitapta inceleme konusu olan yarl~klar Sovyetler Birli~i'nde ~u kütüphane ve ar~ivlerinde muhafaza edil-mektedir: SSCB Bilimler Akademisi Do~ubilimi Enstitüsü Kütüphane-
500 B~ BL~YOGRAFYA
si'nin yazma bölümü, Bilimler Akademisi Do~ubilimi Enstitüsü Do~ubi-limcileri Ar~ivi (Leningrad bölümü), Leningrad Devlet Üniversitesi Do~u Dilleri Fakültesi Kütüphanesi'nin yazma bölümü, Tataristan Muhtar Sov-yet Sosyalist CumhuriSov-yeti Müzesi nadir kitaplar fonu, Devlet Eski Belgeler Merkez Ar~ivi (Moskova), K~ r~ m Bölgesi Devlet Ar~ivi (Simferopol), Ukray-na Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Bilimler Akademisi Merkez Bilim Kütüphanesi'nin yazma bölümü (Kiev). Sovyetler Birli~i'nde bulunan yar-l~ klara Timur Kutluk'un (Viyana'daki kopya nüshas~ n~) ve Hac~~ Giray'~ n (~stanbul'claki) yarl~ klarm~~ da ekleyecek olu~~ sak, Cuci Ulusu'nun XIV- yüzy~llara ait olan ve bilinen yarl~ klar~ n~ n hepsi 61'i bulur. Türki-ye'deki ar~ivlerde, özellikle Topkap~~ Saray~~ Müzesi'nde yap~lacak olan titiz ara~t~ rmalar sonucunda yeni belgelerin ortaya ç~ kar~labilece~i kaydedil-mektedir. Daha sonra, yarl~ klar~ n nerede ve kimin taraf~ ndan haz~ rland~~~ , ne münasebetle yaz~ld~~~ , restore edilip edilmedi~i, restore s~ ras~ nda ne gi-bi de~i~ikliklere u~rad~~~~ aç~ klan~ r, yarl~ klar~ n Rusça'ya veya di~er dillere çevrilip çevrilmedi~i belirtilir. Yarl~~~ n cinsi, hangi (Arapça, Uygurca, Ta-tarca) yaz~yla yaz~ld~~~, yarl~~m tarihi, orijinal veya kopya oldu~u, yapra~~ n uzunlu~u, rengi, sat~r say~s~ , el yaz~s~ n~ n niteli~i, (küçük veya büyük harf-lerle) yaz~l~§ biçimi, mürekkebin rengi, üzerinde bulunan mühür, damga veya ni~an, bu damgalar~ n yeri, cinsi, iyi muhafaza edilip edilmedi~i, yar-l~ klar~ n iyi muhafaza edilip edilmedi~i, tahribata u~rad~ysa e~er, bunun nas~ l bir tahribat oldu~u hakk~ nda bilgi verilir. Yazar bilinen ~u 37 yarl~ k hakk~ nda etrafl~ca bilgi vermektedir: 1) Toktam~~~ Han'~n Bik Hac~'ya ver-di~i tarhanl~ k yarl~~~~ 5(orijinal, 12 Ekim 1392); 2) Timur Kutluk'un, Mu-hammed'e önceden verilmi~~ tarhanl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (kopya, 24 Nisan 1398); 3) Ulu~~ Muhammed'in, Tu~lu Biy (Bey)'e, H~z~ r'a eskiden verilmi~~ suyur~al yarl~~~ 6 onaylayan yeni yarl~~~~ (kopya, 15 Nisan 1420); 4) Hac~~ Giray'~ n Hekim Yahya'ya verdi~i tarhanl~ k yarl~~~~ (kopya, 7 Mart Hanlar tarhanl~ k yarl~ klanyla istedikleri kimseleri tarhan ilan ederlerdi. Tarhan ver-gilerden ve devlet hizmetlerinden muaf olan ve ilk 9 suçu ba~~~lanan kimse demektir. Yar-l~ kla verilen tarhanYar-l~ k ku~aktan ku~a~a intikal ederdi. TarhanYar-l~ k ayr~caYar-l~~~~ vaktiyle kad~ nlara da ba~~~lan~ rd~. Aynca, tarhanl~ k yaln~zca ~ah~slara ihsan edilmeyip müesseselere de ba~~~-lan~ rd~ . örne~in, Alt~ n Ordu hanlar~~ Rus kilise ve manast~ rlar~ n~~ özel yarl~ klarla tarhan et-mi~lerdir. Bütün yarl~ klar içinde uzmanlarca bilinen ve en çok incelenmi~~ olan~d~ r.
Mo~ol devletlerinde ve özellikle Alt~ n Orduda han, üstünde ya~ayan köylüleriyle birlikte geni~~ topraklar~~ suyur~al suretiyle verirdi ve çok defa suyur~al yarl~ klanna tarhanl~ k yarl~ klann~~ da ilave ederek buradaki halk~~ her türlü vergiden muaf tutarak onlar~~ suyur~al sahibine b~ rak~ rd~ . Böylece, herhangi bir saha veya eyaleti suyur~al olarak alan kimse, o za-mana kadar han veya sultan hazinesine verilen bütün vergi, resim ve mükellef~yetleri almak hakk~ n~~ kazan~ rd~ . Suyur~al sistemin ba~l~ca vasf~ , bu toprakla= irsi olmas~ d~ r.
B1BL~YOGRAFYA 50 ~~
1453) 7; 5) Hac~~ Giray'~n, K~rkyer halk~na eskiden verilmi~~ tarhanl~~~~ onay-layan yeni yarl~~~~ (orijinal, 27 Kas~ m 1459); 6) Mengli Giray'~ n Hoca Biy'e verdi~i tarhanl~ k yarl~~~~ (orijinal, 16 A~ustos 1467)8; 7) [Mengli Gi-ray'~ n] K~ rkyer halk~ na eskiden verilmi~~ tarhanl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (orijinal, ~~~ Temmuz 1468); 8) Mengli Giray'~ n, Mahmutek'e eskiden ve-rilmi~~ suyur~al yarl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (kopya, 30 Eylül 1468); 9) ~brahim'in, Gulbustan hatuna eskiden verilmi~~ tarhanl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (kopya, 1467-1479); ~ o) Mengli Giray'~ n, ibrahim'e verdi~i tarhan-l~ k yartarhan-l~~~~ (orijinal, 3 A~ustos 1485); 1) Sâhib Giray'~ n, ~eyh Ahmed ve di~erlerine eskiden verilmi~~ tarhanl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (orijinal, 1 Ocak 1523); 12) Saâdet Giray'~n Alp Kara ve di~erlerine verdi~i tarhanl~ k yarl~~~~ (orijinal, Mart 1524); 13) Sâhib Giray'~ n Surçe Haf~z'a verdi~i su-yur~al yarl~~~~ (kopya, Temmuz 1549); 14) Sâhib Giray'~ n Akçukrak Biy'e ve di~erlerine verdi~i suyur~al yarl~~~~ (orijinal, Temmuz 1549); 15) Sâhib Giray'~ n Tutan o~lana verdi~i suyur~al yarl~~~~ (kopya, 3 May~s 1550); 16) Sâhib Giray'~ n, Sadr Ahmed'e verdi~i suyur~al yarl~~~~ (kopya, 19 Haziran 1550); 17) Devlet Giray'~n, Yamgurçu Hac~'ya eskiden verilmi~~ "beyli~ini" onaylayan slujiliy yarl~~~ 9 (kopya, Mart 1551); 18) Devlet Giray'~ n, Huday Kulu'na eskiden verilmi~~ suyur~al yarl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (orijinal, May~s 1557); 19) Devlet Giray'~ n, Mustafa Bey'e verdi~i l'gotnly yarl~~~~ 1° (kopya, Ocak 1574 ve mükerrer 3 ~ubat 1577); 20) II. Muhammed (Meh-med) Giray Sultan'~n, Amrulla o~lana eskiden verilmi~~ suyur~al yarl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (orijinal, Haziran 1576); 21) Devlet Giray'~ n Alçin-Hasan-Sufi'ye verdi~i suyur~al yarl~~~~ (kopya, 5 Haziran 1576); 22) Devlet Giray'~ n Tangatm~~'a verdi~i suyur~al yarl~~~~ (orijinal, 13 Haziran 1576); 23) Devlet Giray'~ n, Hasan Bey ba~kanl~~~ nda bir gruba eskiden verilmi~~ suyur~al yarl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (orijinal, 1551-1577); 24) II. Mu-hammed (Mehmed) Giray'~n, Hac~~ Bey'e Abdika Hoca'ya verdi~i l'gotnly yarl~~~~ (orijinal, ~ o A~ustos 1577); 25) II. Muhammed (Mehmed) Giray'~ n Abdi ~eyh'e verdi~i rgotnly yarl~~~~ (orijinal, 12 A~ustos 1577); 26) II. Mu-hammed (Mehmed) Giray'~n, Ak MuMu-hammed'e eskiden verilmi~~ suyur~al yarl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (kopya, 26 A~ustos 1577); 27) II. Muham-
Blcz. A.N. Kurat, a.g.e., s. 62-80.
Bkz. H. Abdullaho~lu, "Birinci Mengli Giray Han Yarl~~~", Tizrkzyal Mecmuasz, IV
( 1 934), s. ~ og.
Prenslik, beylik, yönetim hakk~, k~sacas~~ resmi görevler i~gal etme hakk~~ tan~yan yarl~ k.
I° ~u veya bu vergiden, yükümden muafiyet sa~layan ya da örne~in, y~ ll~ k parasal yard~m, emekli maa~~~ gibi özel bir ayncal~ k tan~yan yan~ k.
502 B~ BL~YOGRAFYA
med (Mehmed) Giray'~ n, Can Mehmed Bey'e eskiden verilmi~~ "beyli~ini" onaylayan yeni slujiliy yarl~~~~ (kopya, 5 Ekim 1577); 28) II. Muhammed (Mehmed) Giray'~ n, Malik-pa~a-o~lana ve di~erlerine eskiden verilmi~~ su-yur~al yarl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (orijinal, 1578); 29) II. Muhammed (Mehmed) Giray'~ n Abdürrezak ~eyh'e verdi~i Fgotrny yarl~~~~ (kopya, Ekim-Kas~ m 1579); 30) II. Muhammed (Mehmed) Giray'~n bir gruba ver-di~i suyur~al yarl~~~~ (orijinal, Haziran 1582); 31) II. Islam Giray'~n Ab-durrahman ~eyh'e verdi~i l'gotrny yarl~~~~ (kopya, ~ubat 1585); 32) II. Is-lam Giray'~ n, Kara Bey'e eskiden verilmi~~ "beyli~i" onaylayan yeni yarl~~~~ (kopya, Kas~ m 1585); 33) II. Gazi Giray'~ n, Kuçi ba~kanl~~~ndaki bir top-lulu~a eskiden verilmi~~ tarhanl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (kopya, 31 May~s 1558); 34) II. Gazi Giray'~ n, Safar Mina'ya eskiden verilmi~~ suyur~al yar-l~~~~ onaylayan yeni yaryar-l~~~~ (orijinal, May~s 1589); 35) II. Gazi Giray'~n, ~eyh Ali Hoca'ya, Abdika Hoca'ya eskiden verilmi~~ tarhanl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (orijinal, 1588-1596); 36) II. Gazi Giray'~ n, Çakarça'ya, Rama-zan Bey'e ve di~erlerine eskiden verilmi~~ suyur~al yarl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (kopya, 22 May~s 1597); 37) [II. Gazi Giray'~ n] Can Said'e ve di-~erlerine eskiden verilmi~~ suyur~al yarl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (kopya, Haziran 1597).
~lk kez bu kitapta bilim dünyas~ na tan~ t~lan 24 yeni yarl~ k ~unlard~ r: 1) [Mengli Giray'~ n] K~ rkyer halk~ na verdi~i ~ertn~y yarl~~~~ Il (kopya, Nisan 1478-Mart 1479). ~ nce beyaz Avrupa ka~~t üzerine siyah mürekkeple ve ince uçlu kalemle küçük okunakl~~ nesih (nasbi) hatla yaz~lan yarl~ ktan sa-dece 23 sat~ r muhafaza edilebilmi~tir. Yarl~~~n üzerinde mühür yoktur. Antla~man~ n yap~ld~~~~ yer belirtilmemi~, tarihi ise Tatarca ve rakamla ol-mak üzere iki kez ifade edilmi~tir. 2) Muhammed (Mehmed) Giray Sul-tan'~ n Kadir-Berdi ve di~erlerine verdi~i tarhanl~ k yarl~~~~ (kopya, Temmuz 1502). Filigranl~~ ye~ilimsi-gri bir ka~~t üzerine siyah mürekkeple ve nestac-Ilk hatla aceleyle yaz~lm~~~ olan yarl~ k ~ 8 sat~ rdan ibarettir. Birçok yanl~~l~ k ve tahrifat~~ içeren yarl~ k sultan~ n beyzi mührü ile damgalanm~~t~ r. Bu kopya Mustafa Çelebi ad~ nda birisi taraf~ndan haz~rlanm~~~ ve 1799 y~l~ n~ n Haziran ay~ nda Akmeçit kaza mahkemesine sunulmu~tur. Zayu(?) k~y~s~n-da düzenlenmi~~ olan yarl~~~ n tarihi Tatarca hicri ve 12 Hayvan takvimine göre "köpek y~l~" olarak gösterilmi~tir. Atal~k ~eyh-Alak Bey'in rica etti~i ve Tauakkal-Mirza, Mahmud Bey, atal~ k Cabalak Bey ve Baubek'in tan~k-l~ k etti~i yartan~k-l~ k haf~z taraf~ ndan yaz~ lm~~t~ r. 3) I. Muhammed (Mehmed)
B~BL~YOGRAFYA 503 Giray'~n, K~rkyer halk~na eskiden verilmi~~ tarhanl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (orijinal, May~s 1515). Beyaz, filigranl~~ Avrupa ku~e ka~~t üzerine yald~zl~~ siyah mürekkeple ve divâni hatla yaz~lm~~~ olan yarl~~~n ba~~ k~sm~~ y~rt~lm~~~ ve sadece 14 sat~n muhafaza edilebilmi~tir. Üçüncü sat~nn sa~~ taraf~nda üç tane kalitesi dü~ük mavi damga vard~r. Kötü bir ~ekilde muhafaza edil-mi~~ olan yarl~~~n ka~~d~n~~ kurtlar kemirmi~tir ve rutubet yüzünden üzerin-de lekeler vard~r. Yarl~~~n verildi~i yer Tatarca yaz~lm~~t~r. 4) Sâhib Gi-ray'~n, Devletyâr Hâfiz'a verdi~i suyur~al yarl~~~~ (kopyadan gkanlm~~~ kop-ya, Haziran 1549). Ondört sat~rdan olu~an yarl~k Bahçesaray'da verilmi~-tir. Kun-Tugan Bey'in rica etti~i yarl~~~n tarihi Arapça yaz~lm~~t~r. 5) Sâhib Giray'~n, Tilyau-Birdi'ye verdi~i suyur~al yarl~~~~ (orijinal, Temmuz 1549). Siyah mürekkeple ve sülüs(suls) hatla yaz~lm~~~ olan ve iki yapraktan olu~an yarl~k iyi muhafaza edilmi~tir. Tarihi Arapça olarak belirtilen ve Bahçesaray'da verilen yarl~~~~ Kun-Tugan Bey rica etmi~, Mustafa ad~nda bir katip yazm~~t~r. 6) Sâhib Giray'~n, (...)hbay-sufiye(?) verdi~i suyur~al yarl~~~~ (orijinal, A~ustos 1549). ~nce, sararm~~~ beyaz Avrupa ka~~t üzerine siyah yald~zs~z mürekkeple ve divâni hat unsurlar~~ içeren sülüs hatla yaz~l-m~~t~r. Onyedi sat~rdan olu~an yarl~k çok kötü muhafaza edilmi~tir. Rutu-bet yüzünden üzerinde lekeler bulunan yarl~~~n ka~~d~~ çok buru~mu~~ bir durumdad~r. Bahçesaray'da verilen yarl~~~n tarihi Arapça'd~r. Rica eden ki~inin ad~~ belirtilmemi~tir. Yarl~k ~aban ad~nda bir katip taraf~ndan yaz~l-m~~t~r. 7) Sâhib Giray'~n, Tulpar'a verdi~i suyur~al yarl~~~~ (orijinal, 8 Mart 1550). Beyaz Avrupa ku~e ka~~t üzerine yald~zs~z siyah mürekkeple basit, okunakh, sülüs hatla yaz~lm~~t~r. Onsekiz sat~rdan olu~an yarl~k iyi muhafaza edilmi~tir. Alma-Saray'da düzenlenen ve tarihi Arapça ifade edi-len yarl~~~~ Maa~uk Bey rica etmi~~ ve katip ~aban yazm~~t~r. 8) Sahib Gi-ray'~n, K~z~l Kurt'a verdi~i suyur~al yarl~~~~ (orijinal, to May~s 1550). Ka-l~n, sanms~, filigranl~~ ka~~t üzerine yald~zs~z siyah mürekkeple büyük, oku-nakli sülüs hatla yaz~lm~~t~r. Onbe~~ sat~rdan olu~an yarl~~~n ba~~ k~sm~~ y~r-tdm~~t~r. Rutubet yüzünden üzerinde lekeler olmas~na ra~men, metnin esas k~sm~~ iyi muhafaza edilmi~tir. Alma-Saray'da verilen ve tarihi Arapça ifade edilen yarl~~~~ Ag~~~ Bey rica etmi~~ ve katip ~aban yazm~~t~r. 9) Devlet Giray'~n, Hocamyar Hâfiz'a verdi~i tarhanl~k-suyur~al yarl~~~~ (kopya, Mart 1565). Kopyas~~ 1793'de ç~kar~lan ve 17 sat~rdan olu~an yarl~k nesta`fik hat-la yaz~lm~~t~r. Bahçesaray'da verilmi~~ ohat-lan yarl~~~n tarihi okunaks~z bir ~e-kilde Arapça yaz~lm~~t~r. ~~ o) Adil Giray Sultan'~n, Abdurrahman'a eskiden verilmi~~ tarhanl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (kopya, ~ubat-Mart 1566). Do-kuz sat~rdan olu~an ve Salg~n Saray'da verilmi~~ olan yarl~~~n tarihi rakam-la ifade edilmi~tir. ii) Devlet Giray'~n, Süleyman~ah Bey'e "Mekke'ye se-
504 B~BL~YOGRAFYA
yahat" izni veren ohrann~y yarl~~1 12 (orijinal, 8 A~ustos 1573). ~ nce beyaz bir ka~~t üzerine siyah mürekkeple ve küçük clivâni hatla yaz~lm~~t~r. Türkçe olan yarl~ k 18 sat~ rdan ibarettir ve üzerinde beyzi mühür bulunur. K~ r~m'da verilmi~~ olan yarl~~~ n tarihi rakamla yaz~ lm~~t~ r. 12) Devlet Gi-ray'~ n, Yamgurçu Hac~'ya eskiden verilmi~~ suyur~al yarl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (kopya, 23 Haziran 1576). Üzerinde mavi, al damgalar ve beyzi mühür bulunan ve 38 sat~ rdan olu~an yarl~ kta pek çok tahrifat ve okunak-s~z yerler vard~ r. Yarl~~~ n verildi~i yer belirtilmemi~~ ve tarihi rakamla ya-z~ lm~~t~ r. 13) II. Muhammed (Mehmed) Giray'~ n, Hocamyar Hac~'ya eski-den verilmi~~ tarhanl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (kopya, A~ustos-Eylül 1577). Onyedi sat~ rdan olu~an yarl~ kta mavi, al damgalar ve beyzi mühür bulu-nur. Alma-Saray'da verilmi~~ olan yarl~~~n tarihi rakamla ifade edilmi~tir.
II. Muhammed(Mehmed) Giray'~ n, Ak-Dervi~'e verdi~i tarhanl~ k yarl~-~~~ (orijinal, Aral~ k 1577-Ocak 1578). Beyaz Avrupa ku~e ka~~t üzerine yal-d~zs~z siyah mürekkeple ve oldukça küçük divani hatla yaz~ lm~~t~r. Yirmi sat~ rdan olu~an yarl~ ktaki mavi ve al damgalar silinmi~tir; beyzi mührün ise hafif izi görülmektedir. ~yi muhafaza edilmekle birlikte yarl~~~ n üzerin-de rutubet yüzünüzerin-den lekeler vard~ r ve sa~~ taraf~ n~~ kurtlar kemirmi~tir. Yarl~~~ n verildi~i yerin yaz~l~~ oldu~u son k~s~ m kesilmi~tir. Tarihi rakamla ifade edilen yarl~k, ortografik hatalar yüzünden güçlükle okunmaktad~ r. II. Muhammed (Mehmed) Giray'~ n, ~sa'ya, Kul-Hoca'ya ve di~erlerine verdi~i suyur~al yarl~~~~ (orijinal, Nisan 1579). Filigranl~, sar~ ms~~ Avrupa ku~e ka~~t üzerine yald~zs~z siyah mürekkeple ve divani hatla yaz~lm~~t~ r. Yirmiiki sat~ rdan olu~an yarl~ kta mavi, al damgalar ve beyzi. mühür bu-lunmaktad~ r. Mavi damga ile beyzi mühür iyice görülmektedir, ancak al damga çok solmu~~ bir durumdad~ r. Bahçesaray'da verilmi~~ ve iyi muhafa-za edilmi~~ olan yarl~~~ n üzerindeki tarih rakamla yaz~lm~~t~ r. 16) II. Mu-hammed (Mehmed) Giray'~ n, Can Munle Hac~'ya verdi~i tarhanl~k yarl~~~~ (orijinal, Haziran 1581). ~ nce Avrupa ka~~t üzerine yald~zs~z mürekkeple, s~ k ve küçük divani hatla yaz~lm~~t~ r. Üzerine mavi ve al damgalar vurul-mu~~ olan yarl~ k 15 sat~ rdan olu~ur. Kötü muhafaza edildi~inden ka~~d~ n üzerinde rutubet yüzünden kahverengi lekeler ve delikler vard~ r. Bahçesa-ray'da verilmi~~ olan yarl~~~ n tarihi rakamla belirtilmi~tir. 17) II. ~slam Gi-ray'~ n, atal~ k Abdurrahman'a verdi~i slujiliy yarl~~~~ (kopya, Eylül-Ekim 1586). ~lk kopya 17, ikinci kopya ise 22 sat~ rdan olu~ur. Birinci kopyada
han~ n ad~~ yanl~~l~ kla "Selamet Giray" olarak yaz~lm~~t~r. ~yi muhafaza edil-
12 Yabanc~~ elçile~ri, tüccarlan himaye etmek için ya da uzak ülkelere yolculu~a ç~kan
B~BL~YOGRAFYA 505 mi~~ olan yarl~k K~r~m ~ehrinde verilmi~tir; tarihi ise rakamla yaz~lm~~t~r. 18) Mihri Sultan Hani'nin Igaci Hasan'a verdi~i suyur~al yarl~~~~ (orijinal, Haziran-Temmuz 1588). Kal~n, beyaz Avrupa ka~~t üzerine yald~zs~z siyah mürekkeple ve sade divâni hatla yaz~lm~~t~r. Ondört sat~rdan olu~an yarl~-~~n üzerinde solgun bir beyzi mühür görülmektedir. Bahçesaray'da verilen yarl~~~n tarihi rakamla yaz~lm~~t~r. 19) II. Gazi Giray'~n, Arslan Bey'e ve di~erlerine eskiden verilmi~~ suyur~al yarl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (oriji-nal, 15 Haziran 1590). Beyaz ku~e ka~~t üzerine bol yald~zl~~ siyah mürek-keple ve s~k divâni hatla yaz~lm~~t~r. Yirmibir sat~rdan olu~an yarl~~a mavi ve al damgalar vurulmu~tur. Metnin sonunda ise beyzi mühür görülmek-tedir. Bahçesaray'da verilmi~~ ve iyi muhafaza edilmi~~ olan yarl~~~n tarihi rakamla belirtilmi~tir. 20) II. Gazi Giray'~n, Ahmed Pa~a Bey'e "beylik” veren sulujiliy yarl~~~~ (orijinal, Nisan 1591). Sararm~~~ beyaz Avrupa ka~~t üzerine az yald~zl~~ siyah mürekkeple, s~k ve küçük divâni hatla yaz~lm~~t~r. Yirmi sat~rdan olu~an ve üzerinde beyzi mühür bulunan yarl~k kötü bir ~ekilde muhafaza edilmi~tir. Bahçesaray'da verilmi~~ olan yarl~~~n tarihi ra-kamla yaz~lm~~t~r. 21) II. Gazi Giray'~n, Naluy ve Ablak ba~kanl~~~ndaki toplulu~a eskiden verilmi~~ olan suyur~al yarl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (orijinal, May~s 1594). Yirmiiki sat~rdan olu~an yarl~k beyaz Avrupa ka~~t üzerine, nestactik unsurlar~~ içeren basit, küçük divâni hatla ve yald~zs~z si-yah mürekkeple yaz~lm~~t~r. Iyi muhafaza edilmi~~ olan yarl~~~n sonunda beyzi mühür görülmektedir. Arap Bey'in çad~nnda verilmi~~ olan yarl~~~n tarihi Arapça yaz~lm~~t~r. 22) Feth Giray Sultan'~n, Yunus'a, Salt~k'a ve di-~erlerine eskiden verilmi~~ olan suyur~al yarl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (kopya, 1595). Dokuz sat~rdan olu~an ve baz~~ yerleri okunaks~z olan yarl~k Salg~r Saray'da verilmi~tir. Tarihi rakamla yaz~lm~~~ olan yarl~~~n sonunda, kopyan~n do~rulu~una dair Mustafa Çelebi'nin ifadesi bulunur. 23) II. Gazi Giray'~n, Yamgurçu'nun cemaâtine ve Kas~m Bey'e eskiden verilmi~~ olan suyur~al yarl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (orijinal, A~ustos-Eylül 1597). Beyaz Avrupa ka~~t üzerine az yald~zl~~ siyah mürekkeple ve basit, küçük divâni hatla yaz~lm~~t~r. Onüç sat~rdan olu~an yarl~~a beyzi mühür vurul-mu~tur. Kötü muhafaza edilmi~~ olan yarl~kta tarih Arapça ifade edilmi~tir. 24) [II. Gazi Giray'~n] Munla Nak~y'~n cemaâtine eskiden verilmi~~ olan tarhanl~~~~ onaylayan yeni yarl~~~~ (kopya, Ekim 16o1). Otuz sat~rdan olu-~an yarl~~~n ba~~ k~sm~, kötü muhafaza edildi~inden, y~rt~lm~~t~r. Beyzi mühür vurulmu~~ olan yarl~k Bahçesaray'da verilmi~tir ve tarihi Arapça ya-z~lm~~t~r.
Daha sonra, yazar, baz~~ yarl~klarla ilgili tart~~mal~~ meseleleri ele al~r ve mevcut yarl~klann bölgelere göre da~~l~m~na geçer. Incelenen dönemde,
506 B~ BL~YOGRAFYA
Alt~ n Ordu'dan ve Kazan hanl~~~ndan topu topu 5, K~ r~ m hanl~~~ ndan ise 56 Türkçe yarl~~~ n elimize geçti~i ifade edilir. Cuci Ulusu'nun olu~ma, ge-li~me ve parçalanma dönemlerini a~amal~~ olarak geçirdi~i XIII. yüzy~l~n ikinci yar~s~ ndan XV. yüzy~ l~ n ilk çeyre~ine kadar uzanan dönemde tek bir devlet mevcuttu ve bu devlette çok say~da yarl~ k geçerliydi. XIII-XIV. yüzy~llarda Alt~ n Ordu hanlar~~ Rus metropolitlerine ro'dan çok tarhanl~ k yarl~~~~ vermi~lerdir; bunlardan 6 tanesi elimize geçmi~tir. Cuci yarl~ klar~, elbette, sadece Rus metropolitlerine verilmiyordu; hatta bunlar yarl~ klar~n önemsiz bir k~sm~ n~~ olu~turuyordu. imparatorlu~un içinde çok say~da dev-let adamlar~, yüksek unvan sahipleri, zengin tüccarlar, soylu toprak sahip-leri ve hayvan yeti~tiricisahip-leri, çe~itli unvan ve rütbede memurlar ve din adamlar~~ vard~. Bu gruplar ayr~cal~ klarm~ , resmi devlet emri niteli~indeki yarl~ klar ve hukuki de~er ta~~yan çe~itli karamamelerle saptarlard~. Suyur-~al devlette, yani askeri-t~ mar sisteminde, toprak devletin, daha do~rusu han~ n mallyd~. Bu nedenle her yeni han, tahta geçti~inde, toprakla ilgili ayr~cal~ klar~~ yeniden ilan ederdi, daha do~rusu eski sahipleri ad~ na bu ay-r~cal~ klar~~ onaylard~. Önceden verilen ayay-r~cal~ klar~n her yeni han taraf~n-dan onaylanmas~~ usulü, bir y~~~ n yarl~~~n kütle halinde yeniden yay~nlan-mas~ n~~ gerektirirdi. Bunlara, her han döneminde verilen yeni yarl~ klar da eklenirdi. Yukar~da an~ lan gruplar~ n Cuci Ulusu'nda yüzlerce oldu~u gözönüne al~ nd~~~nda, verilen yarl~ klar~ n da bir hayli çok oldu~u tahmin edilebilir. Anla~~laca~~~ gibi, Alt~ n Ordu'ya ait olan yarl~ klar~n elimizde bu-lunan orijinalleri, XIII-XV. yüzy~ llarda mevcut olan çok say~da yarl~ klarm sadece çok küçük bir k~sm~ n~~ olu~turmaktad~ r. Alt~ n Ordu yarl~ klar~n~n ço~u çe~itli nedenler yüzünden telef olmu~lard~r. Yazar, elimizde bulunan 6~~ belgenin, XIV-XVI. yüzy~llara ait olan ve muhafaza edilen belgelerin tamam~~ olmad~~~n~, sadece ~imdiye kadar ortaya ç~ kar~lanlar oldu~unu ifa-de eifa-der. Elimizifa-deki 61 belge, Cuci Ulusu'nun ve onun parçalanmas~~ so-nucu ortaya ç~ kan hanl~ klarm yarl~ klar~~ hakk~ nda geni~~ bilgi edinmek için oldukça zengin malzeme içerir. Dahas~, bu nispeten zengin malzeme, Türk-Tatar hanl~ klar~ ndaki kançelârya kültürünün evrimini izlemek ve ay-r~ca Cuci kançelaryas~ n~ n kaynak ve gelenekleri ile ilgili meseleleri daha sa~lam bir temelde ayd~ nlatmak için imkan vermektedir. Yarl~ klar~n ince-lemesi, bunlar~ n sadece itinal~~ bir ~ekilde haz~ rland~~~n~, her hanl~kta yar-l~ klar~ n yaz~yar-l~§ kurallar~ na s~ k~~ s~ k~ya uyuldu~unu de~il, ayn~~ zamanda Cu-ci Ulusu'nun çe~itli bölgeleri için bu kurallar~ n genetik ve tarihsel birli~ini de do~rulamaktad~ r.
Daha sonra, yaz~~ malzemeleri ve gereçlerinden söz edilir. Elimizde mevcut olan tüm orijinal yarl~ klar ka~~t üzerine yaz~lm~~t~ r. Ancak,
B~ BL~YOGRAFYA 507
o dönemde par~ömen ka~~d~~ bilinmiyordu. Cuci Ulusu'nun erken döne-minde, dayanakl~, düzgün yüzeyli ve perdahlamaya elveri~li olan Orta As-ya ka~~d~~ özellikle revaçta idi. Cuci Ulusu'nda ve onun parçalanmas~ ndan sonra ortaya ç~ kan hanl~klarda, Orta Asya, Yak~ n Do~u ve Bat~~ Avrupa ka~~tlar~~ d~~~ nda, Hindistan gibi di~er ülkelerden de getirilen yaz~~ malze-meleri kullan~l~rd~. Elimizdeki tüm orijinal yarl~ klar, mavimsi-siyah tonudan grimsi-kahverengi-siyah tonuna kadar uzanan, siyah~n çe~itli tonlar~ n-daki, ayr~ca k~ rm~z~~ ve sar~~ mürekkeple yaz~lm~~t~r. Daha sonralar~, Os-manl~-Türk etkisinin artmas~yla birlikte K~ r~ m yarl~ klannda yald~zl~~ mürekkebin kullan~ld~~~~ görülür. Cuci kançelâryas~ nda, genel olarak, üstün kalitede, güçlü olmakla birlikte ka~~d~~ hiç a~~ nd~rmayan mürekkep kullan~lm~~t~r. Yarl~ klardaki mürekkep örnekleri henüz kimyasal bir anali-ze tabi tutulmad~~~ ndan, Cuci Ulusu'nun çe~itli bölgelerinde, siyah mürekkep haz~rlama usulleri ve formülleri hakk~ nda ~imdilik bilgiye sahip de~iliz. Cuci Ulusu'nda kam~~~ kalemin yan~~ s~ ra, ku~tüyü kalem ve arkeo-lojik bulgulara göre kemik kalemler de kullan~ l~ rd~ . Ancak, en ilginç olan husus, arkeolojik bulgular aras~ nda metal kalemlere rastlanmas~d~ r. Örne-~in, XIV. yüzy~lda y~ k~lm~~~ olan Saray Berke'de bronz bir kalem bulun-mu~tur. Avrupa'da ise, çelik kalem ancak XVIII. yüzy~lda kullan~lmaya ba~lam~~t~ r. Böylece, metal kalemin, sadece Volga boyunda de~il, fakat tüm Avrupa'da en erken olarak Cuci Ulusu'nda kullan~ld~~~ n~~ görmekte-yiz. Daha sonra yarl~ klar~n dilinden söz eden yazar, Mo~ollarm esas devlet dilinin, ba~lang~ç a~amas~ nda, Uygurca de~il, Mo~olca oldu~unu ifade eder. Mo~ol kançelâryalar~ nda ba~ka ba~ka diller konu~ulurdu. Zamanla di~er diller Mo~ol dili üzerinde hâkim olmaya ba~lad~. Örne~in, Cuci Ulusu'nda Mo~olca unsurlar Türkçe unsurlar taraf~ ndan h~zla yutulmaya ba~lad~. Mo~ol imparatorlu~u'ndaki Türkçe unsurlar, Mo~ollann bat~ya do~ru ilerlemeleri ile birlikte h~zla artm~~t~ r, zira bugünkü Kazakistan'da, Hârizm~ahlar devletinde, Ural da~lar~n~ n güneyinde, Volga boyunda, Güney Rusya bozk~ rlar~ nda çok say~da Türk kavmi, özellikle K~pçaklar ve O~uzlar ya~~yordu. Bunlar Mo~ollarm bünyesine h~zla girerek onlar~ n as-keri gücünü büyük ölçüde art~ rd~lar. Bu nedenle, Do~u Avrupa'ya ak~ n eden Mo~ollar etnik bak~ mdan sadece Mo~ollar'dan olu~muyordu. Mo~ol ordusu, ço~unlu~unu Türk halklar~n~ n olu~turdu~u bir ordu idi. Özellikle bundan ötürü Cengiz Han ve halefleri ile birlikte bat~ya giden çok say~da Mo~ol Türkle~ti ve özellikle yine bu nedenle, XIII-XIV. yüzy~llarda çok say~da Türkçe ve az say~da Mo~olca sözcük Rus diline nüfuz etti. Bu Türkçe unsurlar~n büyük bir k~sm~ n~, XIII. yüzy~l~n ikinci yar~s~ ndan ba~-layarak Alt~n Ordu'nun K~ pçak lehçesinden al~nm~~~ olan sözcükler olu~tu-
508 B~BL~YOGRAFYA
rurdu. E~er, Cuci Ulusu'nda Mo~ol etnik unsuru ve Mo~olca tam anla-m~yla egemen bir rol oynam~~~ olsayd~, o taktirde Rus dilindeki Mo~olca sözcülderin say~s~~ Türkçe sözcüklerinkinden daha çok olurdu. Alt~n Ordu hanlanndan Berke'nin saray~ nda ve kançelâryas~nda Türkçe'nin hâkim ol-du~u S. Zakirov taraf~ndan tespit edilmi~tir. Berke'den sonra gelen hanlar zaman~ nda Türkçe'nin rolünün daha da artt~~~n~~ tahmin etmek gerekir. Görüldü~ü gibi, XIII. yüzy~l~ n ortas~nda, Mo~olca'n~n yerini h~zla edebi Türk dili alm~~t~r. Böylece, De~t-i K~pçak'ta etnik-kültürel ve sosyal zemin bulunmad~~~ndan Mo~olca nispeten dar bir askeri kalbur üstü tak~m~ n~n dili olarak daha en ba~tan do~al bir ölüme mahk~lm edilmi~ti. Bu ölüm olay~~ baz~~ tarihçilerin tahminlerinden çok daha k~sa bir sürede gerçekle~ti. Cuci Ulusu'nda hemen hemen en ba~tan beri nispeten ba~~ms~z bir edebt dil ~ekillenmi~ti. Bir yandan Uygur-Karahanl~~ gibi erken dönem edebiyat gelenekleri, öte yandan yerel diyalektler, yani K~pçak ve O~uz lehçeleri bu yeni yaz~~ dilinin temelini olu~turuyordu. Mengli Giray'~n, Osmanl~~ sultan-lar~na gönderdi~i ilk bitikleri, Cuci kançelffiyas~n~n kurallar~ na uygun ola-rak, K~ pçakça yaz~lm~~~ iken, K~r~m Osmanl~~ Türkleri'nin himâyesi alt~ na girdikten (475) sonra yaz~lan bitiklerde, Osmanl~~ Türkçesi'ne özgü unsur-lar görülmeye ba~lam~~t~r. Ancak, di~er ülkelere, örne~in, Lehistan-Litvan-ya krallarma ve Rus prenslerine gönderilen bitiklerde, Cuci-K~ pçak kançe-lâryas~n~n dil özellikleri uzun bir süre varl~~~n~~ korumu~tur. Osmanl~-Türk kançelâryas~n~n etkisi, XVII. yüzy~l~n birinci yar~s~ nda Transilvanya prens-lerine gönderilen K~r~m bitiklerinde görülmektedir. K~pçakça esas~ ndaki geleneksel resmI dil, ülke içindeki belgelerde daha uzun bir süre kullan~l-m~~t~ r. Sâhib Giray'~ n, Osmanl~~ Türkçesi'ne özgü unsurlar~~ hemen hemen hiç içermeyen yarl~klan bu hususu do~rulamaktad~r. I. Devlet Giray'~n döneminden itibaren durum biraz de~i~meye ba~lar. örne~in, I. Devlet Giray'a ait 9 yarl~ ktan 6 tanesinin dili Sâhib Giray'~n yarl~klar~ndaki ka-dar K~pçakça de~ildir. Bunlarda, Osmanl~~ Türkçesi'nin yan~~ s~ ra, çok say~-da Arapça unsur say~-da göze çarpmaktad~r. II. Muhammed(Mehmed) Gi-ray'~n yarl~klannda Türkle~me süreci çok daha belirgindir. Onbir yarl~k-tan 7 yarl~k-tanesi Osmanl~~ Türkçesi'nin giderek aryarl~k-tan etkisi alt~nda, 4 yarl~k-tanesi ise hemen hemen tamamen Osmanl~-Türk yarl~ klan tarz~nda düzenlenmi~tir. II. Gazi Giray'~ n, saltanat~~ döneminde yarl~klar~n dili Osmanl~la~t~ nlm~~t~r. Örne~in, onun ~~ o yarl~~~ndan 6 tanesinin dili yo~un bir ~ekilde Osmanl~-la~t~nlm~~, 4 tanesi ise tamamen Osmanl~-Türk yarl~klan tarz~nda düzen-lenmi~tir. Böylece, K~r~m-Tatar kançelâryas~n~n Türkle~mesi, XVI. yüzy~-l~n sona erdi~i ve XVII. yüzy~yüzy~-l~n ba~lad~~~~ s~ rada tamamlanm~~t~r.
B~BL~YOGRAFYA 509
Yazar, Cuci Ulusu'nda uzun bir süre bir arada varl~~~n~~ sürdüren Uygur ve Arap yaz~lar~n~~ inceler. Cengiz ~mparatorlu~u'nun olu~mas~~ s~ra-s~nda resmi devlet yaz~s~~ olarak kabul edilmi~~ olan Uygurca'n~n alfabesi Mo~ollar aras~nda genellikle yayg~nd~. Biraz de~i~ik bir tabloyu, XIII-XIV. yüzy~llarda Orta Asya'da, Do~u Avrupa'da, yani Türk-Mo~ol ~mpa-ratorlu~u'nun bat~~ uluslarmda görmekteyiz. Bu yerlerde Uygur yaz~s~~ ge-nel bir yayg~nl~ k kazanamam~~t~, zira buralarda ya~ayan Hârizm, Bulgar, Kuzey Kafkasya ve K~nm halk~, Türk-Mo~ol fetihlerinden çok daha önce islamiyeti kabul etmi~~ ve Arap alfabesi esas~nda az veya çok geli~mi~~ olan edebi bir dile sahip olmu~tur. Uygur alfabesi, resmi durumuna ra~men, Türkçe-Arapça yaz~~ gelene~inin yerini alamad~. Elveri~siz ko~ullara ra~-men, Uygur yaz~s~, Do~u Avrupa'da, ilk bak~~ta göründü~ünden daha uzun bir süre ayakta kalm~~t~ r. Cuci kançelaryalar~nda resmi belgelerin düzenlenmesi s~ ras~nda Uygur yaz~s~n~n aktif olarak kullan~ld~~~na dair eli-mizde bilgiler vard~r. Metropolitlere gönderilen han yarl~klarm~n Rusça çevirilerinin analizinin ortaya koydu~u gibi, bu yarl~klar~n önemli bir k~s-m~~ Uygur yaz~s~yla düzenlenmi~tir. Uygur alfabesinin Cuci kançelaryala-nnda oldukça yayg~n olarak kullan~ld~~~n~, Toktam~~'~n Yagayla'ya gönderdi~i (1393) Uygurca biti~i ve Rusça belgelerdeki daha geç döneme ait notlar do~rulamaktad~r. Ayr~ca, Uygur yaz~s~, Cuci-Memlük yaz~~mala-nnda aktif bir ~ekilde kullan~lm~~t~r. Yazar, Cuci Ulusu'nun resmi yaz~~-malannda Uygur yaz~s~n~n kullan~lmas~ n~n, baz~~ yerli Türk-Tatar resmi belgelerinde izlendi~inden çok daha faal oldu~unu vurgulamaktad~r. Öte yandan, Cuci Ulusu'nun dahili ya~am~nda Uygur yaz~s~n~n kullan~m alan~~ önemli ölçüde daha dard~. Uygur alfabesi, Cuci Ulusu'ndaki halk~n ya-~ant~s~na çok erken dönemlerde kök salm~~~ bulunan Arapça ile yan~t~~ ama Arapça bu yan~tan galip ç~kt~. Uygurca yaz~lm~~~ yarl~klann as~llan henüz ortaya ç~kar~lmam~~t~r. Arapça yarl~klara gelince, Cuci Ulusu'nun hanl~ klannda, dahili kançelâryada, orijinal yarl~klarda sülüs ve divani hat-lar kullan~l~rd~. Otuziki yarl~ktan 9 tanesi sülüs, 22 tanesi divâni hatt~n
çe-~itli varyantlannda (örne~in, Toktam~~'~n 12 Ekim 1392 tarihli ve Saadet
Giray'~n, Mart 1524 tarihli yarl~klan divâni-cali hatla yaz~lm~~t~r) ve sadece bir tanesi nestaclik hatla yaz~lm~~t~r. Sâhib Giray'~n, tüm yarl~ klar~nda sülüs hat görülmektedir. I. Devlet Giray'dan ba~layarak &yani hatt~n ege-menli~i izlenir. XV. yüzy~lda ve XVI. yüzy~l~n birinci yar~s~nda sülüs hat, muhtemelen en yayg~n yaz~~ tarzlar~ndan biriydi. I. Devlet Giray'~n, döne-minden itibaren divâni hatt~n mutlak e~emenli~ini, Osmanl~-Türk hattatl~-~~n~n etkisinin bir sonucu olarak görmek gerekir. Asl~nda divânI hat, Türk-Tatar kançelaryas~na iki kez nüfuz etmi~tir. Erken dönemlerde, Cu-
510 B~ BL~YOGRAFYA
ciler ile uzun siyasi ve kültürel ili~kilerde bulunan Memlitklerin kançelâr-yas~ nda divâni hatta yaz~ lar yaz~lm~~t~ r. Bu nedenle, Alt~ n Ordu'da kâtiple-rin, Osmanl~~ divâni hattatl~ k gelene~inin olu~mas~ ndan çok daha önce, bu yaz~~ tarz~n~~ benimsediklerini tahmin etmek mümkündür. XVI. yüzy~ ldan ve hatta XV. yüzy~l~ n sonundan itibaren divâni hat, Cuci Ulusu'nun tüm hanl~ klarma de~il, sadece Osmanl~~ himâyesine girmi~~ olan K~ r~ m'a ikinci kez nüfuz etmeye ba~lad~. K~ r~ m yarl~ klar~nda Osmanl~~ etkisi, sadece divâ-ni hatt~ n de~il, örne~in, yald~zl~~ mürekkebin kullan~ lmas~yla da kendisidivâ-ni göstermi~tir.
Daha sonra, yarl~ klar~~ yazan ve rica eden ki~iler ve yarl~ klar~ n d~~~ görünü~ü ile ilgili meseleler incelenir. Cuci de dahil olmak üzere Türk-Mo~ol ~ mparatorlu~u'nun ço~u ulusunda kâtibe, Uygurca'dan Türk- Mo~ol-ca'ya geçmi~~ bir sözcük olan ve XIII-XIV. yüzy~ llarda yayg~ n olarak kul-lan~ lan "bitikçi" ad~~ verilirdi. Ancak, incelenmekte olan yarl~ klarda bu sözcü~e hemen hemen hiç rastlanmamaktad~ r. Oysa, onun fil biçimi (bi-tildi: yaz~ ld~, bitidi: o yazd~ , bitidim: ben yazd~ m) özellikle I. Devlet Gi-ray'~ n, tahta ç~ k~~~ ndan önce faal olarak kullan~ lmaktayd~. "Bah~i(Bak~i)" ise, Türk ve Mo~ol halk~ n~~ ilgilendiren belgeleri Uygur harfleriyle yazan Türk as~ ll~~ kâtibi ifade etmek için kullan~ l~ rd~ . "Bah~i" terimi K~ r~ m'da, XVI. yüzy~l~ n ortas~ nda art~ k kullan~ lmaz olur. ~slâmiyetin etkisinin artma-s~ yla birlikte katip için Arapça "hâf~z" terimi, Sâhib Giray'~ n, döneminden itibaren ise, yine Arapça bir terim olan "kâtip" kullan~ lmaya ba~lar. Sâhib Giray'~ n, g yarl~~~ ndan 7 tanesinde yarl~~~ n sonunda katibin ad~~ yaz~lm~~-t~ r. Kâtip teriminin Cuci yarl~ klar~ nda, daha erken dönemlerde kullan~ld~-~~n~~ görmekteyiz. Yarl~ klarm sonunda kâtibin ad~ n~ n yaz~ lmas~~ âdeti, sek-reterlerin, metnin içeri~inin do~rulu~una dair sorumluluk ta~~d~ klar~n~~ gösterir. Yarl~~~ n metninin do~rulu~una ve muteberli~ine dair sorumlulu-~u, kâtiplerin yan~~ s~ ra, yarl~ klarda "rica eden" ki~i olarak an~ lan önemli bürokratlar, yüksek makam ve unvan sahibi kimseler ve devlet adamlar~~ da ta~~ rd~. Bunlar, yarl~ k hamillerinin haklar~ n~ n yasaya uygun olup olma-d~~~ n~~ kontrol ederek metnin tasla~~n~~ haz~ rlar ve ricay~~ onaya sunarlard~. Rica eden ki~inin ad~ , kural olarak, yarl~~~ n sonudaki protokolde yer al~ r ve kâtiple ilgili bilgiden önce gelirdi. Örne~in, Hac~~ Giray'~ n, 7 Mart 1453 tarihli yarl~~~ nda "Maulyana Sadr-Cihan rica etti, Ali Bah~i yazd~" ya da Mengli Giray'~n, 3 A~ustos 1485 tarihli yarl~~~ nda "Muhammed Bey rica etti, ben ba~kâtip Murtaza Bah~i yazd~ m" ifadeleri bulunur. 1551 y~l~ na kadar verilmi~~ olan 23 yarl~ ktan 14. tanesinin üzerinde rica edenin ve kâti-bin ad~~ görülmektedir. Baz~~ yarl~ klarda sadece kâtikâti-bin veya rica edenin ad~~
B~BL~YOGRAFYA 511 an~l~ rd~. Baz~lannda ise iki ayr~~ rica eden ki~i ile birlikte iki ayr~~ kâtibin de adlar~~ yer al~rd~. Sâhib Giray'~ n, tahtan indirildi~i dönemden itibaren, yar-l~~~ n sonundaki protokolde rica edenin ve kâtibin adlar~ n~~ yazma âdetin-den vazgeçilmi~tir. Osmanl~~ etkisinin ortaya ç~ kt~~~~ 1551 y~l~ ndan sonra, yarl~~~n içeri~i, rica eden ki~i ve kâtip ile ilgili bilgiler "kazasker defterleri-ne" kaydedilmeye ba~lam~~t~r.
Cuci Ulusu'ndaki kâtipler yarl~klarm d~~~ görünü~üne büyük önem vermi~lerdir. Yarl~klar sadece içeri~iyle de~il, d~~~ görünü~üyle de hanlar~ n gücünü ve büyüklü~ünü yans~ tmak zorunda idi. ~slam ülkelerinde hattatl~-~~n bir sanat dal~~ haline gelmesinden dolay~, bu sanat~~ himaye eden her "ayd~n han" övgüye lay~ k görülürdü. Bu nedenle, yarl~ klar~ n yaz~l~§ tarz~, han~n sanata kar~~~ olan sevgisini de yans~tmak zorunda idi. Alt~n Or-du'da, ülkenin toprak bütünlü~üne sahip oldu~u ve askeri-siyasi bak~ m-dan güçlü oldu~u dönemde, muazzam bir zenginlik birikmi~~ ve bu da kültürün h~zla geli~mesine sebep olmu~tur. ~ehir kütürünün, parlak ve görkemli mimarinin, bilim ve edebiyat~n olu~mas~~ ve geli~mesiyle birlikte hattatl~k da geli~me göstermi~tir. Geçmi~te mevcut olan geli~mi~, muaz-zam belge kompleksinin ancak önemsiz, muhtemelen çok iyi olmayan bir k~sm~~ elimizde bulunmaktad~ r. Sâhib Giray'dan önce verilmi~~ ve erken döneme ait olan yarl~klar birbirine yap~~t~ r~lm~~~ 3-5 yapraktan olu~an uzun tomarlar halinde muhafaza edilirdi. Sâhib Giray'~ n, döneminde du-rum biraz de~i~ti ve ebat bak~m~ ndan daha tek tip yarl~ klar verilmeye ba~lad~. Sâhib Giray'~n, orijinal yarl~klarm~ n tomarlan daima birbirine ya-p~~t~ nlm~~~ iki yapraktan olu~urdu ve tomarlarm eni dar boyu uzun olur-du. 155I'den sonra yarl~ klann ebatlar~~ istikrars~z bir hale gelmeye ve eski gelenek bozulmaya ba~lad~. Cuci yarl~klar~ nda gereksiz hiç bir süslemeye izin verilmezdi. Yarl~~~ n metni, en üst k~s~mda ve ortada yer alan "invoca-tio(davet)" ile ba~lard~. Yarl~ klar~ n ço~unun ba~~ taraf~~ kayboldu~undan, sadece dokuz yarl~~~n "invocatio" su elde mevcuttur. Bunlardan üç tane-sinde "invocatio" "FILI" sözcü~üyle, iki tanetane-sinde ise "Besmele" ile ifade edilmi~tir. Yarl~ klara "Besmele" yazma âdetini Cuciler atalar~ ndan, yani Mo~ol ka~anlar~ndan miras alm~~lard~ r. "~nvocatio"ya görkemli bir ~ekilde yald~zl~~ olarak ya da sade bir ~ekilde küçük harflerle yaz~l~ rd~. "~ nvoca-tio"yu, ço~unlukla büyük harflerle süslü olarak yaz~ lan "intitulatio (adres-se:gönderen)" izlerdi. Tüm yarl~ klann ba~~nda, yarl~~~~ göndereni belirtmek amac~yla "Sözüm" ifadesi bulunur. Örne~in, "Toktam~~~ Sözüm", "Hac~~ Giray Sözüm". Bu ifade bütün Cuci yarl~klarmda genel olarak kullan~lan bir biçimdir. Usmanov, bu tâbirin, sadeli~ine ra~men, bilginlere büyük
512 B~BL~YOGRAFYA
zahmet verdi~ini kaydeder ve çe~itli bilim adamlar~ n~ n bu tabiri yorumla-ma biçimlerini verir. Daha sonra, yazar, bu tabiri etrafl~ca incelemeye tabi tutar. Önceleri "Toktam~~~ Sözüm", daha sonraki dönemlerde ise, "Devlet Giray Han Sözüm" varyantlar~na rastlan~ r. ~ kinci varyanta "han" unvan~-n~ n eklenmesinin sebebi, eski imparatorlu~un topraklar~~ üzerinde yeni Cu-ci hanl~ klar~ n~ n olu~mas~d~ r. Bu dönemde her yeni taht sahibi, hanl~ k hak-k~ n~~ vurgulamak için kendisini kan~ tlama ihtiyac~~ duymaya ba~lam~~t~ r. Bu "han" unvan~ n~ n, yeni hanl~ klann ortaya ç~ k~~~ ndan önceki yarl~ klarda hiç bulunmamas~, bu tahmini do~rulmaktad~r. Bu ikinci varyant da, hanl~ klar döneminde genel olarak kullan~ lan bir biçimdi. "Ulu Ordunun Ulu Hani Mengli Giray Sözüm", "Ulu Ordunun Ulu Hani Gazi Giray Sözüm" gibi tabirler t5o2'den sonra ortaya ç~km~~t~r. Bu ifadeler, yarl~~~~ veren hanlar~ n Cuci miras~ na hak iddia ettiklerini göstermektedir. Bu de~i~ik ifadelerin, ortaya ç~k~~~ zaman~~ ve ait olduklar~~ dönemi gözönüne al~ narak yap~lan kar~~la~t~rmal~~ analizi, Cuciler'in zay~flamaya, parçalanmaya ba~lad~ klar~~ oranda, yarl~~~~ veren hanlar~ n daha görkemli, daha kalabal~ k ve daha id-dial~~ ifadeler kulland~klar~ n~~ göstermektedir. "~ nscriptio (adressat:al~c~)" su az veya çok tam olarak gösterilmi~~ olan otuzyedi yarl~~~ n incelenmesi so-nucu, yarl~klann çe~itli kimselere - sa~~ ve sol kol o~lanlarma 13 on bin, bin, yüz ve on ki~ilik askeri birliklerin ba~~nda bulunan tümen, bin, yüz ve on beylerine, vilâyet, ~ehir ve köy darugalanna ", müfti ve müderrisle-re, kad~~ ve muhtesiblemüderrisle-re, me~ayih ve sofulara (~eyh ve süfilere), çe~itli görev sahiplerine ve tebaaya verildi~i ortaya ç~ kmaktad~ r. Yarl~~~ n esas metninden sonra yarl~~~ n verildi~i yer, tarihi, yarl~~~~ düzenleyen kimseler, rica edenler ve tan~ klar hakk~nda bilgi verilir. Belgenin düzenlendi~i tarih, istisnas~z olarak bütün yarl~ klarda verilmi~tir. Örne~in, altm~~bir yarl~ktan sadece iki tanesinde tarih yoktur. Bunun sebebi, sonraki y~ llarda yap~lan restorasyon s~ ras~ nda, yarl~~~n son sat~ rlar~= kesilmi~~ olmas~d~ r. Nispeten erken döneme ait belgelerde, yarl~ klar~n verildi~i tarih ve yere ili~kin bilgi-de bazen bilgi-de~i~iklik görülebilir. Örne~in, bazen önce tarih, sonra yer yaz~-lir, bazen de yer, tarihin ortas~nda ifade edilir. Daha sonraki dönemlerde, istikrarl~~ olarak önce tarihin sonra da yerin yaz~ ld~~~ n~~ görmekteyiz. Yar-l~ klar~n verildi~i yerle ilgili bilgilere yarYar-l~ klann büyük bir ço~unlu~unda rastlanmaktad~r. Altm~~bir yarl~ ktan sadece 7 tanesinin verildi~i yer belir-
13 Alt~n Ordu'da han çocuklar~~ olup tahta ç~kma hakk~na sahip olmayanlara "o~lan" ad~~ verilirdi. Bunlar hanlar~n cariye ve odal~klanndan do~an çocuklanyd~. Ülke içinde özel-likle önemli askeri görevlere tayin edilirlerdi.
B ~ BL~YOGRAFYA 513 tilmemi~tir. Yarl~ klar~~ tarihleme usulü her zaman ayn~~ de~ildir. Çok erken dönemlere ait yarl~klarda y~l, hicri, ayn~~ zamanda 12 Hayvan takvimine göre belirtilmi~, günün tarihi ve hatta haftan~n günü de ifade edilmi~tir. Y~ llar 12 Hayvan takvimine göre daima Türkçe olarak adland~ r~l~rd~. Ayla-r~ n adlaAyla-r~~ ise, Kamed takvime göre Arapça verilmi~tir. Tarihin 12 Hayvan takvimine göre gösterilmesi âdeti, XVI. yüzy~l~ n ba~~nda ortadan kalkt~. Hicri y~llar Türkçe adland~ r~lmaya ve aylar~ n günleri belirtilmeye ba~lad~. Y~ l~ n rakamla ifadesi, XVI. yüzy~l~n ikinci yar~s~~ için tipiktir ve bunun örnekleri 25'ten çok belgede görülmektedir. Sadece iki belgede y~llar hem yaz~yla ve hem de rakamla yaz~lm~~t~ r. Böylece, metni haz~ rlanarak onaya sunulan yan ~ k al veya mavi damgayla mühürlenirdi ve geçerli hale gelirdi. Onaylanan yarl~ k alt k~sm~ ndan ba~layarak katlan~ r ve tomar halinde rulo yap~l~ rd~. Cuci Ulusu'nun kançelârya kültürünün olu~mas~ nda, Uygur-Ka-rahanl~~ gelene~i, O~uz-K~ pçak edebi dili ve ulusun bünyesinde bulunan yerle~ik halk~ n yaz~l~~ kültürü olmak üzere üç Türk unsuru ba~l~ca rol oy-nam~~t~ r.
Yazar, Türk-Tatar yarl~ klar~ndaki mühürler ile ilgili meselenin günümüze kadar çok az ele al~ nd~~~ n~~ ve hatta V.V. Grigor'ev'den sonra Cuci Ulusu'nun mühürleriyle hiç kimsenin ilgilenmedi~ini ifade eder. ~imdi elimizde biraz daha zengin malzeme bulunmaktad~ r. Örne~in, önceleri 5-6 mühür bilinirken, bugün 25'den çok damga ve mühür' bi-linmektedir. Cuci Ulusu'nun yarl~ klar~ na özel mühürler - önceleri dört kö~eli büyük ya da küçük damgalar, daha sonralar~~ ise beyzi mühürler(ni-~anlar)-vurulurdu. Dört kö~eli damgalar, d~~, orta ve iç çerçevelerinde yaz~-lar bulunan büyük bir kareden olu~ur. Damgan~ n üzerinde önce "Besme-le", daha sonra da "Lâilâha ~llâllah Muhammed Resul-ullah" sözleri bu-lunur. Tarak damga, varsa e~er, küçük bir dikdörtgenin içerisinde damga-n~ n ortas~na yerle~tirilirdi. Bilinen dört kö~eli damgalar ~unlard~ r: ~ ) Tok-tam~~; 12 Ekim 1392 tarihli yarl~~~, 2 al damga; 2) Toktam~~; 1393, t al-t~ n damga; 3) Ulu~~ Muhammed; 1428,5 alt~n damga, tarak damga; 15 Nisan 1420 tarihli yarl~~~, ~~ al damga; 4) Hac~~ Giray; 27 Kas~ m 1459 ta-rihli yarl~~~, 3 al damga, tarak damga; ayr~ca Mengli Giray'~n, 16 A~ustos 1467, Saâdet Giray'~ n, Mart 1524 tarihli yarl~ klan; 5) Mahmud (Mahmud Han Bin Muhammed Han Bin Timur Han); 1466,3 siyah (mavi ?) dam-ga: 6) ~brahim Han; 1467-1479 tarihli yarl~~~, ~~ mavi (?) damga; 7) Men-
Damga - ni~an ve çe~itli mühürler anlam~na gelir. Ancak, XV-XVI. yüzy~llarda dört kö~eli olanlara damga, beyzi olanlara ise ni~an ad~~ verilirdi.
51 4 B~ BL~YOGRAFYA
gli Giray; 3 A~ustos 1485 tarihli yarl~~~, 3 mavi damga, tarak damga; 8) Mengli Giray; 1469-1476,4 mavi damga; 9) I. Muhammed (Mehmed) ray; May~s 1515 tarihli yarl~~~, 1 mavi damga, tarak damga; ro) Sâhib Gi-ray; 1523, 1 al damga (Hac~~ Giray'~ n, 7 Mart 1453 tarihli yarl~~~); I) Sa-hib Giray; Akçukrak Biy'e ve Tilyau Birdi'ye verilen Temmuz 1549 tarihli ve A~ustos 1549 ile Mart 1550 tarihli yarl~ klar~, 5 al ve 5 mavi damga, ta-rak damga; 12) I. Devlet Giray; May~s 1557 tarihli yarl~~~ , 1 al ve r mavi damga, tarak damga; 13) I. Devlet Giray; 13 Haziran 1576 ve 1551-1577 tarihli yarl~ klar~, 2 al ve 2 mavi damga, tarak damga; 14) II. Muhammed
(Mehmed) Giray; Aral~ k 1577-Ocak 1578, 1578, Nisan 1579, Haziran 1581 ve Haziran 1582 tarihli yarl~ klar~, 5 al ve 5 mavi damga; 15) II. Gazi Gi-ray; May~s 1589 ve 15 Haziran 1590 tarihli yarl~ klar~ , 2 al ve 2 mavi
dam-ga, tarak damga. Cuciler'in dört kö~eli mühürleri hangi malzemeden yap-t~ klar~ na dair bilgi sahibi de~iliz. Muhtemelen, baz~~ mühürler, özellikle imparatorlu~un güçlü döneminde de~erli madenlerden dökülürdü ya da ye~im ta~~~ gibi çe~itli has ta~lardan yap~ l~ rd~. Damgalar al, alt~n ve mavi olmak üzere üç renkte olurdu. Alt~ n ve mavi damgalar devlet ad~ na ç~ kar~-lan emir(ferman) ve resmi bildiriler gibi en önemli belgelere vurulurdu. Zira, alt~ n rengi zenginlik, güç ve debdebe simgesidir. Mavi rengin ise es-ki zamanlarda, büyüklü~ün, enginli~in ve say~ca çoklu~un bir çe~it e~~ an-lam~~ oldu~u tahmin edilebilir. Bu nedenle, al damga, mavi ve alt~ n dam-galardan sonra ikinci s~ ray~~ i~gal ederdi. Al damgan~ n, kudretli yabanc~~ hükümdarlara gönderilen bitiklerde bulunmamas~, ayr~ca iki damgal~~ yar-l~ klara, daima önce mavi, ard~ ndan al damgan~ n vurulmu~~ olmas~~ bu hu-susu do~rulamaktad~ r. XVI. yüzy~l~ n sonunda, yani II. Gazi Giray'~n döneminde, dört kö~eli damgalar~ n imâli ve kullan~m~~ tamamen ortadan kalkt~~ ve beyzi mühürlerin görkemli geli~me dönemi ba~lad~. Cuciler'in, XIV. yüzy~la veya daha geç döneme ait beyzi mühürleri siyah renktedir. Beyzi mühürlerin büyüklü~ü genellikle hep ayn~d~ r ve üzerinde bulunan yaz~ lar da hemen hemen standartt~ r. Mührün üzerinde malikin ad~~ ve so-yad~, ayr~ca Giray soyunun armas~~ olan tarak damga bulunurdu. Dört ha-n~ n ve iki sultaha-n~ n beyzi mühürleri ~unlard~ r: 1) Saadet Giray Han Bin Mengli Giray Han, tarak damga (Mart 1524 tarihli yarl~~~); 2) Devlet Gi-ray Han Bin Mübarek GiGi-ray Sultan Bin Mengli GiGi-ray Han, tarak damga (A~ustos 1573 ve 1551-1577 tarihleri aras~ nda verilen yarl~ klar~); 3) Mu-hammed(Mehmed) Giray Sultan [II] Bin Devlet Giray Han (Haziran 1576 tarihli yarl~~~); 4) Muhammed (Mehmed) Giray Han [II] 13'n Devlet Giray Han, tarak damga (ro A~ustos 1577, 12 A~ustos 1577, Aral~ k 1577-Ocak
B~ BL~YOGRAFYA 51 5
tan...(?) (Haziran-Temmuz 1588 tarihli yarl~~~); 6) Gazi Giray Han Bin Devlet Giray Han, tarak damga (May~s 1589, 15 Haziran 1590, Nisan ~~ 59 , May~s 1594, ~~ 588- ~~ 596, Eylül 1597 tarihli yarl~ klar~). Devlet Gi-ray'~ n mührü d~~~ nda, han ve sultan mühürlerinin metni, malikin de~i~-mez unvanlar~~ olan "han" veya "sultan" ile birlikte ad-soyad~~ ve tarak damgas~~ olmak üzere iki unsurdan olu~urdu. Istisna olu~turan Devlet Gi-ray'~ n, mührüne gelince, burada han~ n ad~, soyad~~ daha detayl~~ olarak ve-rilmi~tir, yani ona dedesinin ad~~ ve de~i~mez unvan~~ da ilave edilmi~tir. Beyzi mühürler sade, aç~ k ve seçik ve hatta zariftirler. Han ile sultan~ n beyzi mühürleri aras~ ndaki fark, han~ n mühürlerinde tarak damgas~ n~ n bulunmas~ , sultan~ n mühürlerinde ise bulunmamas~ d~ r.
Yazar~ n tan~ mlamas~ na göre, han ad~ ndan verilmi~~ olan Cuci resmi belgelerinin hepsini yarl~ k olarak adland~ rmak gerekmez, sadece han~ n emirleri, buyruklar~, karar ve fermanlar~ , yani kendisine ba~l~~ bulunanlar-ca, tebaa veya resmi rütbe bak~ m~ ndan alt kademede bulunan yöneticiler-ce yerine getirilmek ya da gözönünde tutulmak zorunda olan tüm emirler (talimatlar) yarl~ k olarak adland~ r~ l~ r. Incelenmi~~ olan malzemenin ~~~~~nda yarl~ klar iki gruba ayr~labilir: yarl~ klar ve mektup-bitikler. Ancak, bu s~ n~ f-lamada, biçim bak~ m~ ndan yarl~ k (emir, ferman), içerik bak~ m~ ndan ise, bitik karakteri ta~~yan bir grup belge gözden kaçm~~t~r. Bunlara yarl~ k-bi-tikler ad~~ verilmektedir. E~er gönderenin ve mührün özellikleri bik-bi-tikleri yarl~ klardan ve yarl~ klar~~ bitkilerden ay~ rt etmeye izin veriyorsa, o taktirde varl~~~n al~c~s~~ ve biçimi, yarl~ klar~, yarl~ k-bitiklerden ay~ rt etme imkan~~ ve-rir. Yarl~ klar~ n grup halindeki genel al~ c~s~ ndan farkl~~ olarak, yarl~ k-bitikle-rin al~c~s~ n~ n ~ahsi belirgindir. ~ kinci olarak, bünyesinde, yarl~ klarda bu-lunmayan "salutatio (selam)" yer alabilir. Yarl~ klar, hamili taraf~ ndan elde edilen ~u veya bu ayr~ cal~~~ n esas~ n~~ aç~ klarken, yarl~ k-bitikler, ~u veya bu olay ya da gönderenin niyet ve iste~i hakk~ nda bilgi içerir. Yarl~ k-bitikle-rin bu özellikleri, onlar~~ bitiklere benzer k~ lar. Türk-Tatar resmi belgele-rindeki hitap tarzlar~ n~ n analizi, bunlar~~ ~u temel gruplara ay~ rmam~za im-kan vermektedir: 1) Yarl~ klar (ülke tebaas~ na oldu~u gibi yasal ülkenin te-baas~ na da gönderilen emir ve fermanlar); 2) yarl~ k-bitikler (yasal hükümdarlara gönderilir); 3) Bitikler-mektuplar (mevkice e~it haklara sa-hip olan ki~ilere ve ba~~ms~z ülkelerin hukuken e~it güçteki veya rütbece veya mevkice üstte bulunan hükümdarlar~ na gönderilir) 4) Antla~malar ve ~ertn~e yaz~lar~~ (e~it haklara sahip olan hükümdarlar aras~ ndaki antla~-malar veya mevkice üstte bulunan hükümdarlara verilen antla~ma mek-tuplar~). Emir (ferman) niteli~indeki belgeleri yarl~ k olarak adland~ rma ge-
516 B~BL~YOGRAFYA
lene~i, Mo~ollar'dan önceki dönemde de mevcuttu. Burada incelenen tüm belgeler yarl~k olarak adland~r~lm~~t~r. "Mektup, kitap, belge" anlam~nda kullan~lan "bitik" terimi, Mo~ollar'dan önceki dönemde birçok Türkçe ya-z~l~~ an~tlarda tespit edilmi~tir.
Sonuç olarak yazar, bu monografide, XIV-XV. yüzy~llara ait Türk-Tatar yarl~klann~n çok çe~itli yönlerden özel bir analize tabi tutuldu~unu ifade eder. incelenen döneme ait Türk-Tatar kançelâryas~~ karma~~k bir ge-li~me yolu izlemi~tir. Onun kölderinde, Mo~ollar'dan önceki Türkler'in, örne~in, Uygurlar'~n ve erken dönem Cengizler'in kançelâryas~n~n yaz~l~~ kültür gelenekleri bulunur. Genel olarak, yarl~klann çok yönlü incelemesi-nin gösterdi~i gibi, XIV. yüzy~la ve XVI. yüzy~l~n ilk yar~s~na ait Türk-Ta-tar kançelâryas~~ büyük bir geli~me göstermi~~ ve belge kültürünün ayr~nt~l~~ olarak i~lenmi~, biçim ve yap~~ bak~m~ndan mant~ki bir mükemmelli~e ula~m~~~ bölümünü meydana getirmi~tir. Sovyet filolo~u A.S. Demin, XIV-XVII. yüzy~llara ait eski Rus edebiyat~nda Türk kültürünün unsurlar~n' inceleyen bir yaz~s~nda, Türk-Tatar yaz~l~~ gelene~inden Ruslar'~n yapt~~~~ al~nt~lan aç~klarken "Alt~n Ordu kançelâryas~n~n üstün yap~sal düzeyinin Ruslar'~nkinden ve dönemin kom~u devletlerinkinden çok daha mükem-mel oldu~unu" kaydetmi~tir. Usmanov, A.S. Demin'in bu görü~ünde ta-mamen hakl~~ oldu~nu ifade eder.
Alt~n Ordu'nun yaz~l~~ kültürüyle ilgili olarak A. P. Grigor'ev'in "Pis'mo Mengli-Gireya Bayazidu II" (1486) (Mengli Giray'~n, II. Bayezid'e Mektubu) 16 ba~l~kl~~ makalesi vard~r. Mengli Giray'~n, yay~nc~lar taraf~n-dan, içeri~ine göre, II. Bayezid'in dönemine (1481-1512) ait oldu~u ifade edilen, ancak yaz~l~~~ tarihi bulunmayan üç mektubu muhafaza edilmi~tir. Bunlardan, çok kötü muhafaza edilmi~~ olan birincisi 1510/11 y~l~n~n k~~~ mevsimi, ikinci mektup ise, 1512 y~l~n~n Ocak sonu-~ubat ba~~~ olarak ta-rihlenir. Bu makalenin inceleme konusunu olu~turan ve orijinali Topkap~~ Saray~~ Müzesi ar~ivinde bulunan üçüncü mektubun F. Kurto~lu" ve A.N. Kurat ~ s taraf~ndan yap~lan Türkçe çevirisi ve ayr~ca A. Benning-sen'in editörlü~ünde haz~rlanm~~~ olan kitapda Frans~zca çevirisi19 yay~nlan-m~~t~r. Bu mektubun tam ve do~ru olmayan Rusça çevirisi M.S. Saidov
16 Vostokovedenie, 5(1987), s. 128-143.
'7 F. Kurto~lu, "ilk K~r~m Hanlann~n Mektuplar~", Belleten 1/ 3-4 (1937), S. 645 647.
18 A.N. Kurat, a.g.e, s. g~ -~~ oo.
19 Le Khanat de Crimie dans ks archiues da Musie du palais de Topkap~. Par A. Bennigsen,
B~BL~YOGRAFYA 517
taraf~ ndan yap~lm~~~ ve K.V. Bazileviç taraf~ ndan 1948'de yay~ nlanm~~ '; Rumence çevirisi ise T. Cemil taraf~ ndan yap~ lm~~~ ve 1968'de yay~ nlanm~~-t~ r-21. Bu mektubun yaz~ld~~~~ tarih ~imdiye kadar az veya çok tam ve do~-ru olarak belirlenmemi~tir, ancak yay~nc~lar bu mektubun 1475 ile 1490 y~llar~~ aras~nda yaz~ld~~~ n~~ tahmin etmi~lerdir. Grigor'ev makalesinde, bu biti~in yaz~ ld~~~~ tarihi tespit etme giri~iminde bulunmaktad~r. Mengli Gi-ray'~ n, II. Sultan Mehmed'e (1451-1480 yazd~~~~ dört mektubu ve Türk sultanlar~na gönderdi~i mektuplar~, ayr~ca II. Bayezid'e gönderdi~i mektu-bun biçim ve içeri~ini etrafl~ca inceleyen Grigor'ev, söz konusu mektumektu-bun II. Bayezid'in saltanat döneminin ba~~nda, yani XV. yüzy~l~ n 8o'li y~llar~n-da yaz~ ld~~~n~~ saptar. Mektubun tarihini y~llar~n-daha tam ve do~ru olarak belirle-mek için belirle-mektupta da~~n~ k olarak ifade edilmi~~ olan, o dönemin olaylar~~ ile ilgili tüm bilgileri inceleyen yazar, Mengli Giray'~ n, II. Bayezid'e gönderdi~i mektubun 1486 y~l~ n~ n Haziran-Temmuz aylar~nda yaz~ ld~~~ n~~ tespit eder.
1969-1980 y~llar~~ aras~nda çe~itli dergi ve kitaplarda, XII-XIV. yüzy~l-larda Mo~ol ~ehirlerinin ortaya ç~ k~~~ sebepleri, Bel'camen, Saray Batu ve Saray Berke'de yap~lan arkeolojik incelemeler ve kaz~lar, Kazan'~ n ortaya ç~ k~~~~ gibi konularda yaz~ lar~~ yay~nlanm~~~ olan V.L. Yegorov'un
~storiçe~ka-ya geografi~storiçe~ka-ya Zolotoy Orch v X/H-X/V vv. (XIII-XIV. rtizy~llarda Altzn
Or-du'nun Taril~i—Co~rafyasz) 22 ba~l~ kl~~ Rusça kitab~, Sovyet tarih biliminde, Alt~ n Ordu devletinin kurulu~undan y~ k~l~~~ na kadar tarihi-co~rafya sorun-lar~ n~ n tümüne ~~~k tutan ilk ara~t~ rmad~ r. Rus ve do~u vakayinamelerinin yan~~ s~ra, Volga boyundaki Alt~ n Ordu ~ehirlerinde, G.A. Fedorov-Dav~-dov ba~kanl~~~ nda uzun y~llar süren planl~~ kaz~lar sonunda elde edilmi~~ olan zengin arkeoloji malzemesine, nümizmatik ve ortaça~~n kartografik malzemelerine dayal~~ olarak yaz~lan bu kitapta, Alt~n Ordu'nun topraklar~, s~ n~rlar~~ ve idari düzeni incelenmekte; roo'ü a~k~ n Alt~n Ordu ~ehirleri hakk~ nda bilgi verilmekte ve Cuciler'in yay~lma yollar~~ izlenmektedir. Be~~ bölümden olu~an kitab~n "Kaynaklar ve ~storiografya" ba~l~ kl~~ birinci bölümünde yazar, Alt~n Ordu devletinin s~ n~ rlar~n~n, yaz~l~~ kaynaklara da-yanarak, ~imdiye kadar sadece genel çizgilerle belirlendi~ini ifade eder.
2" K. V. Bazileviç, "Yan ~ k Ahmed-hana ~vanu II!", Vestnik Moskovskogo Universiteta
1(194.8), S. 38.
21 T. Cemil, Doua documente tatare~ti referitoare le campania din 1476 a sultanului
Mehmed al II-lea in Moldova. Annaral Institutului de istorie si arheologie "AD. Xenopol" V (1968), Ia~i, S. 191-192.
518 B~ BL~YOGRAFYA
Baz~~ han yarl~ klar~~ d~~~ nda, Alt~ n Ordu'ya ait yaz~l~~ kaynaklar muhafaza edilmedi~inden, bu devletin XIII. ve XIV. yüzy~llardaki s~ n~ rlar~n~~ tespit etme meselesinde, Rus vakayinameleri, Arap ve iranl~~ yazarlar~n verdikleri bilgiler, Batu Han zaman~ nda Alt~ n Ordu topraklar~ n~~ bat~dan do~uya ve do~udan bat~ya kateten P. Carpini ve G. Rubruk'un eserleri, Ortaça~'da ~talya ve Ispanya'da yap~ lm~~~ olan ve halen muhafaza edilmekte olan baz~~ haritalar, zengin nümizmatik malzeme ve bu devletin çe~itli yerle~im mer-kezlerinde yap~ lan kaz~ lar büyük önem ta~~maktad~ r. Alt~ n Ordu ~ehirleri-ne, devletin iç yap~s~ na ve sosyal hayat~ na ~~~ k tutan genel çal~~malar ile ilgili olarak Sovyetler Birli~i'nde ve Avrupa'da yap~ lan yay~ nlar hakk~ nda ayr~nt~l~~ bilgi veren Yegorov, bu kaynaklarda Alt~ n Ordu devletinin tarihi-co~rafyas~~ ile ilgili konular~ n hiç veya yeterince ele al~ nmad~~~ n~~ özellikle belirterek, söz konusu kitab~ n~ n bu alanda orijinal bir çal~~ma oldu~unu ifade eder. "Alt~ n Ordu'nun Topraklar~~ Ve S~ n~ rlar~" ba~l~ kl~~ ikinci bölümde, devletin XIII. ve XIV. yüzy~llardaki s~ n~ rlar~~ incelenmektedir.
"Alt~ n Ordu'nun ~ehirleri Ve Devletin Ekonomik Co~rafyas~ n~ n Baz~~ Sorunlar~" ba~l~~~n~~ ta~~yan üçüncü bölümde, Prut ile Dnestr, Dnestr ile Dnepr nehirleri aras~ nda uzanan topraklarda, Dnepr havzas~ n~ n sol k~y~-s~ nda, K~ r~ m'da, Don ve Volga havzalar~ nda, Kuzey Kafkasya'da, Volga ve Ural nehirleri aras~ nda uzanan bölgelerde, Harizm'de, Bat~~ Sibirya'da, Güney Kazakistan'da bulunan Alt~ n Ordu yerle~im merkezleri hakk~ nda bilgi verilmektedir. Yazar, Alt~ n Ordu'nun tarihi co~rafyas~~ bak~m~ ndan ~ehirler meselesinin özel bir anlam ta~~d~~~n~ , zira ~ehirlerin say~s~ n~ n ve
s~-n~ rlar~ s~-n~ n tespitinin, yerle~ikli~in ne derece yayg~ n oldu~una dair bilgi edinmemize imkan verdi~ini; devletin idari-siyasi yap~s~ n~ n baz~~ yönlerini ayd~nlatt~~~n~ ; ekonomi (ticaret ve zanaat merkezlerinin, kervan yollar~ n~ n, v.s, ortaya ç~ kar~lmas~) ile ilgili pek çok sorulara cevap verdi~ini ifade eder. Mo~ollar önceleri, XIII. yüzy~ l~n 4o'll y~llar~nda, mevcut olan eski ~ehirler-den yararland~lar. Bu hususta en tipik örnek, ilk Alt~ n Ordu sikkelerinin bas~ld~~~~ Bulgar ~ehridir. Batu Han'~ n saltanat~~ döneminde, XIII. yüzy~l~n 5o'li y~llar~nda bozk~ rlarda ~ehircilik faaliyeti ba~lad~. XIII. yüzy~l~n 5o'li y~llar~ n~ n ortas~ ndan 6o'll y~llar~ n~ n ortas~ na kadar uzanan Berke Han döneminde ise geli~me gösterdi. Bu dönemde Alt~ n Ordu'nun ~ehircilik politikas~nda önemli bir de~i~iklik oldu. ~slamiyetin kabulü, kültür ya~a-m~ nda olumlu bir etki yapya~a-m~~, ~ehirler geli~mi~~ ve özellikle ba~kent muaz-zam camiler, minareler, medreseler, kervansaraylar, v.s, ile dolmu~tur. Berke Han'dan sonra tahta geçen hanlar, yeni ~ehirlerin kurulmas~yla pek ilgilenmediler. Bu nedenle XIII. yüzy~ l~ n 7o'li y~ har~ndan XIV. yüzy~l~ n
B~ BL~YOGRAFYA 51 9
2o'li y~llar~n~ n ba~~na kadar uzanan dönemde ~ehirlerin büyümesi ve geli~-mesi yava~lad~. Do~u ve Bat~~ ülkeleriyle çok yönlü dipolamatik ili~kilerin kuruldu~u ve d~~~ ticaretin h~zla geli~ti~i Özbek Han ve halefi Canibek Han döneminde, yani XIV. yüzy~l~n 2o'li y~llar~ ndan 6o% y~llar~ na kadar uzanan dönemde, Alt~n Ordu siyasi gücünün ve ekonomik geli~mesinin doruk noktas~na ula~t~~ ve buna paralel olarak ~ehircilik ve mimarl~k görkemli bir büyüme gösterdi. ~ehir alanlar~~ geni~ledi ve çok say~da yeni yerle~im merkezleri kuruldu. Bunlar aras~ nda en büyü~ü, XIV. yüzy~l~ n y~llar~ n~ n ba~~nda Özbek Han taraf~ ndan temeli at~ lan ve daha sonra ba~kent olan Saray el-Cedid idi. Bu dönemde bozk~rlarda, kilometrelerce uzanan geni~~ yerle~im bölgeleri ortaya ç~ kt~. Volga nehrinin k~y~lar~~ ba~tan ba~a ~ehir, kasaba ve köylerle doldu. Volga'n~n kolu olan Aktuba'n~ n, kayna~~ndan Saray el-Cedid'e ve daha ötelere kadar uzanan, sol k~y~s~~ bo-yunca, küçük ~ehirler ve kasabalar kuruldu. Canibek Han'~ n saltanat~n~n son y~ llar~ nda ve özellikle halefi Berdi Bek Han zaman~nda ~ehircili~in ya-va~~ yaya-va~~ gerilemeye ba~lad~~~~ ve XIV. yüzy~l~ n 6o-7o'li y~llar~nda, dahili kar~~~ kl~klann ba~lamas~yla birlikte aniden durdu~u görülmektedir. Tokta-m~~~ Han zaman~nda kar~~~kl~klar döneminin sona ermesine ra~men, ~ehir-ler giderek önemini yitirmeye devam etti. 1395-1396 y~llar~nda Timur, Al-t~ n Ordu ~ehirlerine kesin bir darbe indirdi ve pek çok ~ehir bozk~ rlann ortas~nda birer enkaz haline geldi. Yazar, ~ehirleri incelerken, devletin top-raklar~ n~, kendine özgü ekonomik özelliklere sahip olan birkaç tarihi-co~-rafi bölgeye ay~r~ r. Alt~ n Ordu'nun bilinen tüm yerle~im merkezleri, devle-tin bat~~ s~n~r~ndan ba~layarak do~uya do~ru incelenmektedir. Prut ile Dnestr nehirleri aras~nda uzanan bölgede ~u ~ehirler hakk~nda bilgi veril-mektedir: Akkerman (Belgorod; nümizmatik verilere göre, bu ~ehir XIV. yüzy~ l~n 6o'll y~llar~nda Tatarlar taraf~ ndan terkedilmi~tir. XIV. yüzy~l~ n ilk yar~s~ nda uluslararas~~ ticaret merkezi olan Akkerman, Alt~n Ordu'nun büyük bir liman~~ ve önemli bir zanaat merkezi idi. En önemli ihraç mad-desi, uluslararas~~ pazarda de~eri olan bu~day idi. Arkeolojik ara~t~ rmalar sonucu, burada, oldukça geli~mi~~ çömlekçi ocaklar~~ ve özel bir çömlekçi ma-hallesi ortaya ç~kar~lm~~t~ r), Kili (Kiliya; Alt~n Ordu'nun Tuna nehrinin a~z~ n-da bulunan uluslararas~~ ticaret merkezidir. Arkeolojik bak~mn-dan henüz ince-lenmedi~inden, ~ehrin kuruldu~u ve Tatarlar taraf~ ndan terkedildi~i tarih-ler tam olarak saptanamamaktad~r), Koste~t~~ (Moldavya'da bulunan bu ~ehrin Türkçe-Tatarca ad~~ bilinmemektedir. Kaz~lardan elde edilen malze-me, çevre bölgelerin, muhtemelen, idari merkezi rolünü oynam~~~ olan bu ~ehrin oldukça büyük bir zanaat ve ticaret merkezi oldu~unu göstermekte-dir), reni ~ehir (Orhey; Alt~ n Ordu'nun Moldavya'da bulunan en büyük
520 B~ BL~YOGRAFYA
~ehirlerinden biridir. Nümizmatik verilere göre, ~ehir XIV. yüzy~ l~ n ba~~ n-da ortaya ç~km~~t~ r. Kaz~larn-dan bu ~ehrin önemli bir in-dari, zanaat ve tica-ret merkezi oldu~unu anl~yoruz. Kaz~lar s~ras~ nda burada cami, hamam ve saray kal~ nt~ lar~, evler ortaya ç~ kar~lm~~t~ r). Dnestr ile Dnepr nehirleri aras~ nda uzanan topraklardaki yerle~im merkezleri hakk~ nda bilgiler, kaz~~ yap~lmad~~~ndan, son derece k~ tt~ r. Burada bulunan ve Türkçe-Tatarca adlar~~ bilinmeyen Alt~ n Ordu ~ehir harabeleri ~unlard~ r:Mayaki (Dnestr'in a~z~ nda), Meçetnoe (Bu~'un, yani Aksu'nun sa~~ k~y~s~nda), Beztmyannoe
(Bu~'un güneyinde), Solonoe (Bu~'un sol k~y~s~ nda), Argamakli-Saray (~ngul nehrinin kolu olan Gromokley'in sa~~ k~y~s~ nda), Ak-Meçet (Bu~'un sa~~ k~-y~s~ nda), Bahkley (Bu~~ ile Çiçakley nehirlerinin birle~ti~i yerde). Dnestr ile Dnepr nehirleri aras~ nda uzanan topraklar, XIII-XIV. yüzy~llarda Alt~ n Ordu'nun, Avrupa ile ticaretinde önemli rol oynayan büyük ve ekonomik bak~ mdan geli~mi~~ bir bölgesidir. Bu nedenle, bu önemli bölgede, yukar~-da say~lan yedi ~ehirden yukar~-daha çok yerle~im merkezinin bulunmas~~ mümkündür. Çe~itli kaynaklarda yer alan bölük pörçük bilgilere dayana-rak, burada yerle~ik hayat~ n çok daha geli~mi~~ oldu~u tahmin edilebilir. Ancak, elde güvenilir arkeolojik belgeler bulunmad~~~ndan, bu bilgilere ihtiyatla yakla~mak gerekmektedir. Dnepr havzas~n~n sol k~y~s~ nda bulu-nan ve arkeolojik bak~ mdan yeterince incelenmemi~~ olan ~ehir harabeleri ~unlard~ r: Kuçugurskoe (kaz~lar sonunda burada tu~ladan bir cami, minare, yerin alt~ndan ~s~ t~lan bir hamam ve saraya benzer bir evin kal~ nt~ lar~~ orta-ya ç~ kar~lm~~t~ r. Arkeolojik bulgular ~ehrin, Mamay Mirza'n~n topraklar~ n-da bulunan in-dari-siyasi merkezlerden biri oldu~unu do~rulamaktad~ r), Ta-van (Alt~n Ordu zaman~ nda kurulmu~~ olan bu ~ehrin ad~~ tam olarak bi-linmiyor, ancak XV-XVI. yüzy~ l kaynaklar~ na göre, bu adla adland~ r~ lmas~~ mümkündür), Konskoe. K~ r~ m yar~ madas~ nda bulunan ~ehirler ~unlard~r:
K~ r~ m (~ehrin kal~ nt~ lar~~ bugün eski K~ r~m denilen yerde bulunmaktad~ r. Mengü Timur taraf~ndan burada ç~ kar~lan ilk sikkeler 1267 tarihini ta~~-maktad~ r. Alt~n Ordu'nun kurulu~undan XV. yüzy~ l~ n sonuna kadar yar~-madan~ n idari merkezi olan K~r~ m, ayn~~ zamanda büyük bir ticaret ve za-naat merkezi idi. Arkeolojik ara~t~rmalar, ~ehrin XIII-XIV. yüzy~ llarda ge-li~mi~~ oldu~unu ve yüksek bir kültür düzeyine ula~t~~~ n~~ do~rulamaktad~ r. ~ehir 1395'de Timur taraf~ ndan y~k~lm~~t~ r), K~rk-yer (Çufut-kale), Ke~ç
(Vosporo), Kefe (Feodosiya), Sudak (Soldayya), Balaklava (Çembalo), Feodo-ro. Don havzas~ nda bulunan yerle~im merkezlerinin ço~unda kaz~~ yap~l-mad~~~ ndan bunlar hakk~ ndaki bilgiler tam de~ildir. Türkçe-Tatarca adlar~~ bilinmeyen ~ehir harabeleri ~unlard~ r: Krasnohutorskoe, Pavlovskoe, Ti~anskoe, Durnovskoe, Glazunovskoe (1974'de yap~lan arkeolojik ara~t~ rmalar sonunda,
B~BL~YOGRAFYA 521 burada Alt~n Ordu zaman~ na ait büyük bir ~ehrin kal~ nt~ lar~~ ve bu kal~ nt~-lar~n kuzeyinde muazzam bir cami ve mozole ortaya ç~ kar~lm~~t~r), Kumtl-jenskoe, Sztnikovskoe, Azak (XIV. yüzy~lda Alt~ n Ordu'nun ba~l~ca ihraç merkezlerinden biri idi. ~ehrin ad~, yaz~l~~ kaynaklardan ve burada bas~lan sikkelerden bilinmektedir). Alt~ n Ordu'nun siyasi ve ekonomik ya~am~ nda çok önemli bir rol oynam~~~ olan ve kuzeyde Kama bölgesinden Hazar de-nizinin k~y~lar~na kadar uzanan geni~~ Volga havzas~ nda pek çok Alt~ n Or-du yerle~im merkezi bulunmaktad~ r. K~sa bir sürede, canl~~ siyasi, zanaat ve ticaret merkezleri haline gelen yeni Alt~ n Ordu ~ehirleri ilk defa burada kurulmu~tur. Bu bölgede bulunan ~ehirler ~unlard~ r. Bulgar (Volga Bul-garlan'n~ n eski ba~kenti olan bu ~ehir, Alt~ n Ordu tarihinin ba~lang~ç döneminde, devletin en önemli siyasi ve ekonomik merkezlerinden biriydi. ~lk Alt~ n Ordu sikkeleri burada bas~lm~~t~r. Uzun y~llar süren arkeolojik incelemeler, ~ehrin XIV. yüzy~ lda geli~mi~~ ve önemli bir uluslararas~~ tica-ret merkezi oldu~unu do~rulamaktad~ r), Cuketau (Jukotin; Bulgarlar tara-findan Kama nehrinin sol k~y~s~ nda kurulmu~~ olan bu ~ehir, XIV. yüzy~l-da büyük siyasi merkezlerden biri haline geldi), Bilyar (Biler; Volga Bul-garlar~'n~ n büyük bir ~ehriydi. Alt~n Ordu döneminde burada bir süre sik-keler bas~lmas~ na ra~men, ~ehir eski önemini kaybetti), Suvar (Bulgarlar taraf~ ndan kurulan büyük ~ehirlerden biriydi. Alt~ n Ordu döneminde ye-niden kurulmakla birlikte eski ekonomik ve siyasi önemini kaybetti), Ka~an
(Kama'n~n sa~~ k~y~s~ nda), Kremençuk (Bulgarlar taraf~ ndan kurulmakla bir-likte en yüksek geli~me düzeyine Alt~ n Ordu zaman~ nda ula~m~~t~ r), Eski Kazan (Alt~n Ordu döneminden önce kurulmu~~ olan bu ~ehir, arkeolojik bulgulara göre, XIII. yüzy~l~ n ikinci yar~s~nda ve XIV. yüzy~l~n ortas~ nda geli~mi~~ bir ticaret ve zanaat merkeziydi), Barskoenaruskinskoe (~ehrin eski ad~~ bilinmiyor), Kok~yatskoe (eski ad~~ bilinmiyor), Bol'~eat~yasskoe (eski ad~~ bilinmiyor), Kazan (geç dönem Alt~ n Ordu ~ehirlerinden biri olan Kazan'~ n Batu Han döneminde kuruldu~una dair yaz~l~~ kaynaklarda bilgi yoktur),
Çeboksarskoe (eski ad~~ tam olarak bilinmiyor. XIV. yüzy~lda bu yerle~im merkezi Çuva~~ ~ehri idi), Abisovo (eski ad~~ bilinmeyen bu ~ehirde kaz~~ ya-p~lmam~~t~ r), Moh~i (XIV. yüzy~l~ n ba~~nda kurulan bu ~ehirde 1313 y~l~n-da ilk sikkeler bas~ld~. XV. yüzy~ l~n ba~~ny~l~n-da ise ~ehir tamamen terkedil-mi~ti). Volga havzas~ nda bulunan, pek ço~unda kaz~~ yap~ lmam~~~ olan ve Türkçe-Tatarca ad~~ bilinmeyen di~er ~ehir harabeleri ~unlard~ r: Krestovo
(Volga'n~ n sol k~y~s~ nda), Perevolokskoe (Volga'n~n sa~~ k~y~s~nda bulunan bu harabelerde Alt~ n Ordu'ya ait tu~ladan bina kal~nt~lar~, ayr~ca gümü~~ ve bak~r sikkeler bulunmu~tur), Kost~çi (Volga'n~ n sa~~ k~y~s~ nda), Kvasnikovskoe