TURKUAZ
155gibi ünlıi sanat- ■ »/ '
çılarla dostluk k u ra ra k don nıiiştü. P aris’e
yeniden gitti .
ğinde ise birkaç L p lg
kısa y o lc u lu k | _ m * A
dışında I ürkı M
ye’ye bir daha dönmedi. “ İki gerçek aşkım vardır" demişti son dönem söyleşilerinden birinde... “ Paris ve İstanbul.” 1939 y ılın d a A v n ı A rb a ş, Selim T u ra n , Nuri İyem gibi ressam larla sonradan “ Yeni ler" adını alacak grupta vcı alan Abıdın Dine», bu donemde “Ses". “ Yeni Ses". “ Yem İd i b iy a t" , “ Servet i I unun" ve “ Y e n i A d ım ” d e rg ile rin d e çıkan yazı ve çızimlcrindc yeni bir gerçekçilik kavramı üzerin de durdu. Avnı donemde Ncvv
York D uına lııa rın d a k i lin k pavyonunun dekorasyonunıı yapan sanatçı, 194(1 41 villa rıııda kardeşi Aıı( Dıııo ılı bu likte İkinci Dünya Savaşı ndan
esin len e n b ü yü k b o yu tla
desenler yaptı. söyleşide; “ Mutluluğun resmini
yap am ad ım , yapam am ama bugün mutlu olduğumu söyle yebilirim...”
Sanatçı belki mutluluğun res mini yapamadı, belki de yapa b ild i bütün re s im le rin d e ... R e sim le ri b ir “ d ü n y a ” y d ı. Biraz Abidin, biraz da bu dün yanın aynası: “ Dünyada yaşa nan keşmekeşin resmine yansı ması kaçınılmazdı."
1934 y ılın d a A ta
türk’ün isteği ile sinema eğitimi görmek üzüre Leningrad’a gönderilen A b id in D in o , o rad a
C u m h u r iy c t ’in 10.
y ılın d a “ T ü r k iy e ’nin Kalbi Ankara” filminin yönetmeni Scrgey Yut- keviç’le çalıştı. l.cniııg rad, Moskova, Kiev ve Odessa’da daha sonra “ M a d e n cile r” film ini
çeken D in o ’ nun
“ Dünya Futbol Kupa s ı” adlı ödüllü bir de belgeseli var.
Sinemayı sağlık koşul ları nedeniyle sürdüre meyen D ino, bir söyleşisinde “ T ü r k iy e ’de film çevirm ek benim için m üm kün olsaydı sinemada da bir şeyler söyleye bilirdim sanıyorum .
Ayrıca belki yazarlık |
da soz ko n u su yd u
benim iç in ... Buğun §jgğy:;
bu fırs a tla rı k a çır d ım " d em işti. Ama
y a şa m ın d a k i “ en ■ ’
sürekli bağlantı” hep resim oldu.
R esim yap am ad ığ ı ••
za m a n la rd a b ile ,
“ Yine resim yapıyo rum, ya da Seıııe kıyı
larında yürüyüşe çıkı .
y o ru m ” d e m işti.
P a ris'e a şık tı am a «f
İstanbul'u hiç unut V ' ¿ \
ıııa d ı. 1937 y ılın d a gittiği Paris’ten Gert- rude Stein, T ris ta n
Tzara, Pablo Picasso 0& & İ
Çağdaş I urk resminin buyuk öncüsü, yontu ustası, sinemacı, yazar ve kültür elçimiz Abidin Dino, ardında kolay kolay dol d u ru la m a y a c a k b ir bo şlu k bırakarak aramızdan ayrıldı. Resimleri günümüzde dünyanın pek çok müzesinde, resmi ve özel koleksiyonlarda bulunan Dino, 1913 yılında İstanbul’da d oğ m uştu. Y a şa m ı sa n atla özdeşleşen Abidin Dino’nun bu
D in o , 1941 yılında İstanbul Sıkıyönetim Kom utanlığı’nca önce M c c id ö z ü , ard ın d an Adana’ya sürgüne gönderildi. Dıııo, ilk heykel çalışmalarına bu donemde başlamıştı. Abidin D ıııo ’nıın k e n d in i P aris'te kabul ettirm esi uzun zaman almadı. 1952’dc Paris’e yerleş tikten so n ra, 1954 yılın d an başlayarak sekiz vıl boyunca Paris'teki Mayıs Salonu'ndaki s ilg ile r e ka tılan ressam , bu dönem de “ İş k e n c e le r” ve “ \to n i k o r k u s u " destan sı ıesimlerini sapıyordu
\sııı donemde “ I İler” temasını islemeye başladı. Bu süre önce Sışlı Belediycsı’nce Maçka'ya ko n u lan A b ıd ın D in o Hevkelı de sanatçının bu tem asın a d a y a n ıy o r. M u d ııı D ıııo , san ata
p adadığı yaşamını, ılgını
d o stlu kların ı, anılarını kağıda geçirmedi. 40 yılı a şk ııı bıı su re d ıı evli olduğu, en vakııı dostu. Güzin Dino otobıvogra. fik o / c llık lc ı taşıyan
" 11 11 / a ıııa ıı D il
. «i /aıııaıı" kitabını vavıııı
I a m ı s 11. ama A bıdın
Dino s a anılarını sazdı
’ ■ ı ama zilin ı /: “ (»eri gcıı
— vu ru m ek gibi g eliyo ı
bana, insanın anılarını
■fi yazm ası. O y sa ile riye
ad ını atm ak g erek" demişti...
VVîV w V
v
'¿¡ür
serü ven i, G a la ta sa ra y I isc- s i’ndc orta öğrenim ini rCsim
u ğ runa y a rıd a b ıra k a ra k
1931 ’de gazeteci-eleştirm en Fikret Adil’in yönettiği “ Artist” dergisinde yayımlanan ilk çizgi leriyle başlad]. Aynı yıllarda şair Nazmı Hikmet’in kitapları na kapaklar hazırlayan Abidin D ino, kısa bir süre sonra res sanı ve heykeltıraş arkadaşla r ıy la T ü r k resim ta rih in d e
önem li b ir yer tutan D
Grubu’nu kurdu.
Nazım’ın “ Sen mutluluğun res mini yapabilir misin Abidin?” dizesinden sonra “ mutluluğun ressam ı” olarak anılan ünlü ressam, özellikle Anadolu tiple meleri ve işçi desenlerindeki kendine özgü ifade ta rzıy la ta n ın d ı. 80 y ıllık yaşam ı bo yu n ca m utluğun resm ini yapıp yapamadığı sorusuna ise “ H a y ır” yanıtını vermişti bir
Taha Toros Arşivi