• Sonuç bulunamadı

Galatasaray'ın pilavı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Galatasaray'ın pilavı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Galatasaray'ın Pilavı

G

ALATASARAY Lisesinin bugün, ananevi «P ilâv Günü» dür. Uzun seneler bu pilâvın tadını unutmayanlar, sene­ de bir gün, her pirinç tanesinde, bir hâtıra yaşayan bu leziz yemeğin bayramım yaparlar, fakat şairin:

Gönül ne kahve ister, ne kahvehâne, Gönül ahbab ister, kahve bahâne.

Detmesi gibi, pilâv bir bahânedir, asıl maksad, eski ve yeni arkadaşlarla toplanıp, mekteb hayatına ait olan hâtıralar­ dan bahsetmektir. Fakat görüyorum ki, pek kalabalık olan bizim sınıfta ancak 34 kişi kaldık.

Bu seneki pilâvın bir de «zerde» si var.

Sultan Abdülâziz’in iradesi ile Maarif N âzın Saffet Paşa’- mn kurduğu bu mekteb 100 üncü senesini idrak etmiştir.

Bugün bu 100 üncü sene zerdesini beraber yiyeceğiz. Ben kendimi Galatasarya’ın en eski talebesi zannediyordum ve seviniyordum, fakat Allah uzun ömürler versin, benden evvel daha 3 arkadaşım var imiş. Ben bizim son sınıf resmine bakamıyorum, onlann birer birer uçup gitmiş olmaları ve koca sınıfın 3-4 kişiye münhasır kalmış olması, bende derin bir teessür uyandırıyor.

Biz mektebin canavar gibi yaramaz çocukları idik. Bu du­ varlara bakar iken, bütün hâtıralarım canlanıyor ve bu taş parçaların arasına girince hepsi de dile geliyor.

Aziz okuyucularım! Bu senelik toplantımız her zaman bize neş’e veren bir toplantı değildir, bizler gibi ak saçlılar, kos­ koca sınıfın, dört kişiye indiğini gördükleri zaman, gülüyor­ sak, emin olun ki. bu biraz zoraki oluyor. Ya hocalarımız? Ya mubassırlarımız? Onlardan da kimse kalmadı. Bizim zamanımızda Galatasaray yüksek tahsil görülen ve dev­ letin diplomatik teşkilâtına kıymetli elemanlar ye­ tiştiren bir müessese idi. Galatasaray, Türkiye’nin garba açıl­ mış bir penceresi asla değildi. O, muazzam bir kapı idi.

Bugün bu sütunda, hütiin bu ilim kaynaklarının şahsiyet­ lerini ayrı ayn tebarüz ettirecek değilim, onlar irfan hayatın­ da, kendi heykellerini, kendileri dikmiş ilim âbideleridir. Ben bugün çok şükür aranızda, daha doğrusu «aram ızda» yım, el­ bette beni konuşturacaksınız ve ben hasta kalbimi yormamak lâzım gelmesine rağmen konuşacağım ve iki kolumu bütün genişliğiyle açarak mektebin binaları da dahil olduğu halde sîzleri kalbime bastıracağım.

Ey aziz arkadaşlarım!

Ev ilim âleminin müstakbel Güneşleri, Avları, Yıldızlan, Kehkeşanları!.

Ben l!)02’den bugüne kadar bir Galatasaray talebesi olarak yaşadım, hugiin de bu eski yoldaşınıza aranızda bi' muhabbet yeri ayırdığınız için hepinize sonsuz şükranlarımı arzederim.

Kalanlara muvaffakiyet gidenlere rahmet...

Benim bu vaz-mriaki lıüzııü telâfi etmek için, size eğlence­ li bir vak'a anlatacağım ma’lûm ya nilâva karıştırılan zerde tatlıdır Biz her sene ancak iki av tatile girerdik. Temmuzla Ağustosu geçirdikten sonra Evlûlün birinci akşamı mektebe gelirdik O zamanlar D.D.T filân yoktu, iki ay aç kalan tah­ takuruları o akşam öyle bir hücum ederlerdi ki. sabaha ka­ dar gözümüzü kırpamazd-k.

Yine bir sene hövle yatağımızı istilâ eden tahtakurularıvla uğraş-rken canımdaki karyolada vatan Esat isminde gayet şiş­ man bir arkadaşın tahtakurusu hücumuna rağmen horul ho­ rul uyuduğunu gördüm ve pek tabiî olarak fena hakle sinir­ lendim kalktım beııım yatağımda ne kadar tahtakurusu yar­ sa, avucuma tonlevarak onun üzerine attım, beş on dakika sonra Esat kaşınarak uyandı.

Ben galiba tahtakurularının şefini de oraya atmış olacak­ tım veyahut Esat'ın etini daha lezzetli bulmuş olacaklardı ki, aralarında (pasa-parola) geçtiler ve benim vataktakiler de oraya göc ettiler. Esat ertesi günü bana:

— Yahu! Bu gece hiç uyumadım. Dedi. Ben hayretle cevab verdim:

— Nas'l olur birader? Ben gayet rahat uyudum ve pek güzel rüyalar gördüm.

L

- JBH

h

RHS

m '

IS

i i İÜ

m m

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

■ Her şey sizin kontrolünüz altında olmalı, değil mi.. Vücudunuzun içindeki izleyemediğiniz süreçler, başka insanların yakası, bağn, raflardaki kitaplar,

Sava~~ tecrübesinin incelenmesi ve Rus Genel Kurmay ~~ Askeri Tarihçileri komisyonunun çal~~malar~~ üzerinde duran yazara göre, 1877-78 Rus - Türk sava ~~~ tarihçilerin

Ama Ankara’da hem tiyatro hem felsefe öğrenimini bir arada sürdüremeyince 1985 yılında İstanbul Üniver­ sitesi Edebiyat Fakültesi Fel­ sefe Bölümü’ne naklini

Bir gün böyle güzel nasıl çizi­ yorsun diye sorduğunda, Abidin der ki: “bu tüyü veren kişiye söz verdim, bu bir sırdır söyleyemem.. Ancak bu tüyden bende bir tane

Bu yangın se­ bebiyle 1310 zelzelelerinden sonra yapılan ta­ mirde bu sokak kubbelerinde yapılmış olan kubbe ve kemer tahkimatında kullanılmış putrel ve dört

608 aralık ayın­ da İstanbul, tarihinde ender raslanan büyük kışlardan birine maruz kaldı.. Boğaziçi tamamen dondu, bir çok ba­ lıklar karaya

Fiş le çalışmak bir metod değil olsa olsa araştırmacı için bir uygulama kolaylı­ ğıdır, o kadar Biı bilgin ister topla - dıklarını bir bakkal

Bütün zevk ihtiyaçlarını sinema, yabancı edebiyat, yaban­ cı sanat, briç, poker, moda, ya­ bancı İçtimaî görenek gibi dar kalıplara döken, mazi ile