'T 7=5£D 03-İ
EYLÜL 1919 7
Istanbulda Kapalı Çarşı
II (*)
Çarşının tekmil binaları muhtelif tarihler de yapılmıştır. Fatih devrinde başlıyan bu in şaat devir devir devam etmiştir. Vakfiyeler mü- teaddiddir. Bizi tenvir edecek kitabeler çok az dır. Mercan kapı tarafındaki sebil ve çeşme üze rinde 1151 tarihini taşıyan bir kitabe mevcut tur. Bir diğeri de Kalpakçılar başındaki çeşme üzerinde mevcut olan tarih kitabesidir. Bu ki tabelere nazaran çarşının bu civarı çar şının tesisinden, yani Fatih imaretinden, 290 sene sonra imar edilmiş olduğunu gösterir. Çarşı hakkında ele geçirdiğim malûmatın en mühimi Silâhdar tarihinin Nüs-
retname kısmının 1113 senesi vakayii sırasında
(* Bu makelenin Birinci Kısmı Mayıs 1949 Belle teninin 6.cı sahifesinde çıkmıştır.
yazılı olan malûmattır. Bu malûmata göre be desten etrafına ateş düşüp dükkânların tekmil sakalları yandığı ve binihaye emval zayi oldu ğu, “Demeğe, sakaflar ahşap imiş” Padişahın
(Sultan Mustafai sani) mesmuu oldukda Sadı- razam ve Vükelayi devleti cemmederek müşa
vere olundukdan sonra çarşı sakatlarının ka
gire tahvili kararlaşmış ve o suretle bedesten etrafı yeniden yapılmış”. Şu hale göre Bedesten
etrafındaki sokakların kemerleri de bazı müel liflerin zanmna göre bizanten değildir. Ve bu suretle çarşının kâğir tonoz inşaatı temin olun muştur (1113 H.). Bundan başka çarşı sokak larının bazılarında dükkân cephe duvarlarının maruf kalınlıkdan mada içeriden takviye su- retile kalınlaştırılmış olduğu ve bu kalınlığı bir buçuk metroya kadar çoğaltılmış olduğu gö rülmektedir. Bu hadiseden sonra muhtelif
za-8 TÜRKİYE TURİNG ve OTOMOBİL KURUMU '
Çarşının Nuru Osmaniye kapısının arması Armoiries sur une des portes du Grand Bazar
manki zelzelelerden sonra vaki olan duvar teh likelerinin izalesi için takviyeler yapıldığı ka naati hasıl olmaktadır. Ezcümle 1310 rumî ta rihinde 10 Haziranda vaki olan büyük İstanbul Zelzelesinde çarşının mühim kısımlarından bir takımı yıkılmış ve hatta telefata sebeb olmuş tu. O zaman Nafia Nazırı bulunan Mahmud Ce- laleddin paşa Abdülhamidden aldığı kuvvet ve emir ile kanun mahiyetinde bir karar ve iradei seniye ile çarşının yıkılan yerlerinin hemen ya pılmasına teşebbüs ederek çarşı sokaklarını kı sım kısım ibtal ederek tecdid ve tamir ettirmiş ve inşaatı hitam bulan sokağı açıp dükkânları sahiplerine teslim ettikden sonra, yeniden diğer sokakları kapayıp inşaata başlamak suretile 18 ay zarfında Çarşıyı baştan başa tamir eylemiş tir. Masraf dükkânlar üzerine nisbî surette tevzi edilip alınan kiralardan ödenmiştir. Bu suretle Batpazan kapısından itibaren hemen dörtte bir uzunluğa kadar yıkılmış olan Kalpakçılar cad desi ve Kuyumcular sokağı ve Örücüler kapısı civarı müceddeden yapılmıştır. Ahiren 1940 senesinde dahilen zuhur eden bir yangın Yor gancılar çarşısında Yanm Taşhan - Yeşil Tu lumba - Mütevelli - Sarı Haşan - Yeşil direk - Ağa hanı - Cebeci hanı - ve Ali paşa hanı sokak larım baştan başa yakmıştır. Bu yangın se bebiyle 1310 zelzelelerinden sonra yapılan ta mirde bu sokak kubbelerinde yapılmış olan kubbe ve kemer tahkimatında kullanılmış putrel ve dört köşe demirleri yanarak çarpılmış oldu ğu halde meydana çıkmış ve yeniden yapılmak lazım olan restore işlerini suubete duçar eyle mekte bulunmuştur. Elyevm kemerler ahşap iskeletler ile bağlanmış ve tamirata intizaren muhafaza edilmekte bulunmuştur.
Çarşıda evvelki zamanlarda 200 kadar bek çi bulunduğu rivayeti vardır. Bir bekçi başının idaresinde bulunan çarşı bekçileri tayin edilmiş
oldukları mıntakalarda geceleri ifai vazife eder ler, çarşının açılma saatinde her kapının me muru aym zamanda kapısını açar ve akşamları çarşı kapanacağı zaman her bekçi memur ol duğu kapıyı kapıyarak kapı üzerindeki yavru kapısı bir müddet açık bırakılarak çıkanların tamam olmasına dikkat eder. Çarşı kubbeleri üzerinde de bekçilerin ifai vazife etmeleri için geçitler mevcuttur. Çarşı kubbeleri vaktile ta mamen kurşun ile örtülü iken, sonraları kısım kısım kiremide tahvil olunmuş, bugün ise be destenlerden mada kısımlar hep kiremid ile ka palı bulunmuştur.
Çarşı bundan 50 sene evveline geünceye kadar İstanbul’un en emin ve en zengin bir ticaret merkezi idi. Çarşı sakıfı altında her ara nan mal bulunur ve tüccar ve esnaf rahatça ifai ticaret ederlerdi. Bu sebeble Osmanlı Bankası bile çarşı yanında Tarakçılarda açılmıştı. Fakat müteaddid zelzelelerden sonra çarşı pazarlan dağılmış ve Eminönü civarlan bu pazarlara yer vermişti. Çarşı çok emin idi. Hırsızlık
hadise-Çargmm Nuru Osmaniye kapısı Une des portes d’entrée du Grand Bazar
EYLÜL 1949 . 9 sine hemen hemen hiç tesadüf edilmezdi. Bil
hassa Kuyumcu esnafı gündüzleri dükkânlarda teşhir edilip satamadıkları mücevheratı ve mü- temevvil tüccarlar o günkü hasılatlarım çarşı nın içinde bulunan bedestene getirip oradaki hususî sandık ve kasalarında bırakıp emin olur- lardi. Mühim bir hadise olarak Tolayan vakası zikrolunabilir.
Hanının alt katında iç içe iki odada dükkân tesis etmiş bulunan o zamanın en zengin kuyum cularından Tolayan isminde Katolik bir kuyum cu dükkânında adamları ile beraber dururken kapıdan müşteri vaziyetinde bir adam içeri girer, derhal tabanca teşhir ederek tedhiş yap tığı sırada,arkasından dört beş kişi daha girerek odanın demir kapısı önünde dikilip açık bulu nan büyük kasadaki mevcut mücevheratı top layıp birer birer çekilirler ve en sona kalan ta banca ebnde kapıdan çıkarken demir kapıyı çe kip üzerindeki kilidi kapayıp uzaklaşırlar. Ri vayete göre o zamanın parasile 100.000 liralık kıymet götürdükleri tevatir edilmiştir.
Efdalettin TEKÎNER
Çarşı içinde eski çeşmelerden biri Une des vieilles fontaines du Grand Bazar
500 üneti Fetih yılı çok yaklaştı!
İstanbul fethinin 500 üncü yıldönümü yak laşıyor, fakat, kutlama hazıriıklan görülmüyor. Halbuki, senelerce evvel komisyonlar kıınılmıış, îstanbulun çehresini değiştirecek şeküde pro gramlar hazırlanmış, iş paraya kalmıştı. O sıra larda yüz milyon hra gibi yüksek tahsisattan bahsediliyordu.Aç tavuk kendisini arpa anba- rında sanır, fehvasmca, biz İstanbullular bu 100 milyon lâfım işidince sevinmiş, ne hayaller kurmuştuk. Aradan seneler geçti. 500 üncü fe tih yılının kutlanmasına üç yıl kaldı. Ortada yüz milyon liranın tek milyonundan bile eser yok!. Yalmz, altı ayda bir Ankaraya îstanbuldan bazı zevat çağırılıyor, konuşuluyor, sonra herkes yerli yerine!.Ve faaliyet, geliri az, gideri çok İstanbul Belediyesinden bekleniyor. Yapın efendim, edin efendim!.. Neyle?. Fatih camünkı etrafmdaki yollan tanzim etmek yüz binlerce liraya müte vakkıf!. Ve Belediye bunu yapmaktadır. Fati hin diğer eserleri, bugünkü perişan halde mi ka lacak? Başhbaşına muazzam bir eser olan Ru- melihisannın onarılması, içindeki evlerin is timlâk edilip bu sahanm temizlenmesi lâzım! Fatihin külliyesi ne olacak. Bunu da Belediye elden geçirsin!. Üniversite mi, Millî Eğitim Ba kanlığı mı, Bayındırlık Bakanlığı mı bu işte va zifeli kılınmalıdır?
Vakit yaklaştı, hem de pek az zaman kaldı. 500 üncü yıldönümü için 100 milyon hra şu sı kışık zamanda elbette ki verilemez, hattâ yarısı bile!.. Fakat devlet bütçesinden ne kadar verile bilecekse bu tahsisata belediyeninki eklenmek, önümüzdeki üç sene zarfında her halde birşey- ler yapılmalıdır. îstanbulun çehresini değiştir mekten vazgeçtik, hiç olmazsa 500 ünü yıldönü mü münasebetile gelecek olan yabancılara karşı, Fatihin eserlerini elimizi yüzümüze kapamadan, alın akile göstermeliyiz.
Yekta Ragıp ÖNEN
Umumî hizmet gören insanların sinir lerine hâkim olmaları lâzımdır. Halk ara sında hastalar, asabiler, telâşlılar buluna bilir; umumî hizmettekilerin başlıca vazi fesi, hepsini hüsnü idare etmek, gönül kır mamak, suyuna gitmek, millî nezaketi temsil etmektir.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi