• Sonuç bulunamadı

Bir Kürt aşiret reisi:Mustafa Kemal ile Hacı Kaya (Sebati Duman:1877-1955) arasındaki ilginç telgraflar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir Kürt aşiret reisi:Mustafa Kemal ile Hacı Kaya (Sebati Duman:1877-1955) arasındaki ilginç telgraflar"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B

îr

K

ürt

A

şîret

R

eîsî

Mustafa Kemal ile

H a C l I C c i y a [Sebati Duman: 1877-1955]

Arasında İlginç Telgraflar

TAHA TOROS

G

eçtiğimiz aylarda basını­ mızda Türk-Kürt ilişkileri ve özellikle Kürtlük konu­ larında, hayli araştırmalar yayınlandı. Yurtdışmdan yeni döndüğüm için, bunlan günügününe izleme imkânını bulamadım. Görebildiğim kadarıyla değerli araştırmacıların bu yazılarının ağırlığı, etnik konulardan ziyade, Osmanlı imparatorluğunun yıkılış dönemlerinde başlayıp Cumhuriyetin ilk yıllarında cereyan etmiş olaylarla ilgili bulunuyor. Dünyada, Kürtlerle ilgili olarak birçok yayın bulunmakla b e r a b e r , e tn ik ve ta rih î a çıd a n yapılmış, İlmî çalışmalar fazla değil­ dir.

Son görevi İsveç sefirliği olan ve yakışıklılığından dolayı -Diyarbakırlı hemşehrisi- Süleyman Nazif in (Beau ch erif) - T ü rkçe oku nuşuna göre (Boşherif) - dediği Kürt Şerif Paşa, bu alanda gerek Fransa'daki Saint- Cyr mektebindeki talebeliği sırasında, gerek Sultan Abdülhamid'in yaverliği ile onurlandırılarak gönderildiği Paris elçiliği ateşemiliterliği döneminde, bâzı çalışmalar yaptırmışsa da, işi politikaya döktüğü için, tamamlat- tıramamıştır. Hidiv Ailesi’ne dâmâthğı nedeniyle mâddî açıdan varlıklı olan bu Şerif Paşa, ömrünün yarısından fazlasını Paris’te geçirdi. Ösmanhca'yı güzel konuştuğu halde, uzunca olan mektuplarım, kendisi yazmaz, hususî kâtibine yazdırırdı. Nitekim Mısır'da yazılan anılarının yazılışında, Paris'te

yayınladığı Meşrutiyet gazetesinin makalelerinde, hizmetine aldığı kişileri ku llan ırd ı. Am a bir Fransız gibi, Fransız diline vakıftı. Şerif Paşa'nın F ra n sız ca o la ra k h a z ırla ttı bâzı notların akibeti bilinm em ektedir. (Benim arşivimde, aile çevresi ile - özellikle sonradan arası açılan ve Mahmut Şevket Paşa'nın katledil­ m esin d e p arm ağ ı o la n , d âm âd ı Abdurrahman Polar'la- ilgili birkaç belge bulunmaktadır.)

H abil Adem tarafından dilim ize çevrilen iki Alman şarkiyatçısının K ürtlerle ilgili kitabı da, bu ırkın g eçm işi a ç ısın d a n , fa z la b ilg iy i içermemektedir.

Fransızca yayınlar arasında Avukat Mesut Fanî'nin (1889-1979) La Nation

Kürde et son Evolution Sociale adlı eseri,

(Sorbon) Üniversitesi'nde, doktora tezleri arasında bulunuyor. Bu kitap F ra n sız h ü k ü m e tin in b u rsu ile hazırlanmıştır. Mesut Fani Bey yıllarca Paris'te kalmış, bu arada Orta Asya'da, Irak ve İran'da bu konudaki belge ve bilgiler üzerinde çalışmıştır.1

M erhum valilerden ve D anıştay ü y eliğ i ile D aire b alk a n la rın d a n Hikmet Kümbetlioğlm Hatay valiliği sırasında, bu kitabı dilimize çevirmişse de yayınlamamıştır. N e gariptir ki, H ikm et K üm betlioğlu bu kitapla yalandan ilgilenip Türkçe'ye çevirdiği sırada, kitabın yazan da Antakya'da avukatlık yapıyordu.

Aynı şehirde ve birbirinden 200 metre mesafede oturduklan halde, birbirlerini tanımıyorlardı! Neden sonra, kitabın yazan ile mütercimi, bir tesadüf eseri olarak, karşılaştılar.

Yukarıda sözünü ettiğimiz Mesut Fanî'nin K ürtlerle ilgili kitabının mevcudu kalmamıştır. Paris'te de bulunmuyor.

Bu yazım ıza b aşlark en , g erekli gördüğüm yukandaki açıklamalardan

Aziz vatanımızı parçalamak istiyen ermeni hıncek ve taşnak komiteleri ile çarpıştığını arz eder (Resim arkasına Hacı Kaya'nın yazdırdığı sözler)

(2)

onra, Kurtuluş Savaşı'nırı ilk yıllarında Mustafa Kemal ile İzoli aşireti reisi Hacı Kaya arasmda cereyan eden fakat p e k b ilin m e y e n , y a z ış m a la r a değinmek istiyorum.

Mustafa Kemal bir telgrafında, Türk

ile Kürdü özbeöz kardeş olarak niteli­

yor.

Bu te lg ra fı n a k letm ed en ön ce, M u stafa K em al ile yazışm alard a bulunan İzoli aşireti reisi Hacı Kaya'yı tanımamız gerekiyor.

Ben, Hacı Kaya Beyi 1943 Ağus- tos'unda Elazığ'da tanıdım. Kendisi eski Jön tü rk lerd en d i. Y aşlılığ ın a rağmen sağlıklı bir hafızası vardı. Bütün hayatı mâceralar ve komite- cilikle geçmişti. Onu tanımamın kısa bir öyküsü var:

Üç aylık bir teftiş görevi ile doğu'ya gitmiştim. Diyarbakır ile Elazığ il merkezlerinde olmak üzere, iki umumî müfettişlik mevcuttu. Her iki Umumî Müfettişi ziyaret ettim. Diyarbakır'da rahmetli Avni Doğan Bey, Elazığ'da rahmetli Abdullah Alpdoğan Paşa bulunuyordu. Her ikisinden, o sıcak günlerde gördüğüm sıcak sevgiyi özellikle bu bölgelerde edindiğim izlenimleri daima hatırlarım. Abdullah A lp doğan hem b ölg en in um um î müfettişi hem yasak bölge içerisinde bulunan Tunceli’nin vahşiydi. Ama Tunceli vilayeti şimdiki yerinde değil, E la z ığ 'd a k i u m u m i m ü fe ttiş lik binasının içerisinde bulunuyordu.

Abdullah Paşa, tarih meraklısı idi. Benim de tarih meraklısı olduğumu an lay ın ca, sık sık görü şü r olduk. Danışmanları ile Tunceli'deki yasak bölgeleri teftişe giderken, beni de birlikte götürürdü. Saatlerce tarih sohbetleri yapardık.

Türkiye'nin gezmediğim, görme­ diğim vilâyeti kalmamıştı. Her gittiğim ilde, güngörmüş, çevreyi gelmişi ile g e ç m iş i ile iy i ta n ıy a n k iş ile r i so ru ştu ru r, O n larla ta n ışırd ım . E lazığ'd aki H acı K aya Bey'le de, umumî müfettişliği ziyaretim sırasında tanıştım. Çevresinin, çok sevilen saygı duyulan bir adam idi.

H acı K aya, Saltanat dönem inde olduğu gibi mütareke yıllarında da İzoli aşiretinin reisliğini yapmış, bütün hayatı komitecilikle geçmiş, âdeta komiteci olarak doğmuş, kendikendini eğitmiş, kendikendine okuma yazma

öğrenmiş, fazla kültürlü olmamakla beraber, olaylara vukufu, geleceği sezinlemesi ile tanınmıştı. Karşısın­ d ak ilere güven v eren d ürüst bir kişiydi.

Asıl adı Sebati Duman'dı. Hacı Kaya, onun komitecilik zamanından kalan ad ıy d ı. E sa sen b ö lg e d e bu adla tanınırdı. Ruhan koyu bir ittihatçıydı. Aynı zamanda doğudaki Kürt-Ermeni olayları içerisinde yaşamıştı. Kurtuluş savaşı yıllarında Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni kurmuş ve İzoli aşireti reisliğ i ile b irlik te bu cem iy etin başkanlığını üstlenmişti. Doğudaki Şeyh Sait ayaklanmasına katılmadığı, h atta -k e n d i b ey a n ın a g ö re - bu ayaklanmanın karşısında bulunduğu halde, çevredeki otoritesi yüzünden bir müddet için, Çukurova bölgesinde ikam et ettirilm iş, am a m asrafları devlet tarafından ödenmişti.

Hacı Kaya bey, iri yapılı ve kıyafeti itibariyle Stalin'e benzerdi. Kış yaz, boğazına kadar düğm eli uzun bir ceketle gezerdi. Mareşal Fevzi Çakmak doğuyu ziyaretin d e:

-Hacı Bey, demiş. Senin bu kıyafetin Stalin’e benziyor. Neden bu kıyafeti seçtin?

-Paşam, ben ondan önce bu kıyafette idim . O, k ıyafetin i, ben d en izd en çalmıştır!

H aa Kaya Bey'in malı mülkü yoktu.3 Hergün, belirli bir kahvenin, belirli yerinde oturur, aşiretlerden şehir merkezine gelenlerle konuşurdu. Bu kahveye gelen yabancı kişilerle de, mesafeli olarak, sohbet ederdi. Bâzen u m u m î m ü f e t t iş liğ e ç a ğ r ı l ı r , k e n d is in d e n b ö lg e h a v a d is le r i üzerinde bilgiler alınırdı. Öte taraftan Memduh Şevket Esendal'm C.H.P. Genel Sekreterliği döneminde, doğu ile ilgili bilgiler ondan elde ed ilir­ di.

Bu maksatla Halk Partisi müfettişi Bitlis Milletvekili, Muhtar Ertan, sıksık Hacı Kaya Bey ile buluşurdu.

M em duh Şevk et E sen d al, -yaşı ilerlem iş olm asına rağm en- H acı Kaya'ya, milletvekilliği teklif etmişti. Hacı Kaya:

-Ben nerelere kadar çıkacağım ı, n e r e d e v e k a ç ın c ı b a s a m a k ta duracağımı çok iyi bilirim. Öyle bir yere çıkmalıyım ki, düşünce kolum

-rr*

B

îr

K

ürt

A

şîret

R

eîsî

"Mütarekeden sonra hünkâr kuvvetleri İle teessüple vatanın içerisine sarkmış ecnebi kuvvetleri ile Ingiliz Mühiban cemiyeti ile damat Feridin itilaf hüriyet fırkası ile çarpıştığını ve müdafai hukuk reisi olduğunu arz eder."

kırılmasın! demiş. Ve geçmiş yıllarda k o m itecilik arkad aşı olan H aşan Kişioğlu'nu önermişti.

H aa Kaya, yaşamının sonuna kadar, m esafeli olarak m em leket ve parti işleri ile uğraşmıştı. Jöntürklük’ten İttihat ve Terakki'ye, oradan Müda- faa-i Hukuk Cemiyeti'ne ve buradan da Cumhuriyet Halk Partisi saflarına kadar çok uzun bir parti hayatına sahipti. Tek parti döneminde, ilgilileri uyaran mektuplar yazar, içerisinde yaşadığı ahalinin nabzını yansıtmak isterd i. D em o krat P arti'n in 1950 seçimlerini kazanacağını, sezinleyen yegâne politikacıydı. 1950 seçimle­ rinden önce C.H.P. Genel Merkezinde teşkilât ve seçim işlerine bakan bir milletvekilinin, bir akşam yemeğinde, Çankaya'da İn ö n ü 'y e:

-Paşam, teşkilâtımız öylesine güçlü ki Demokrat Parti bu seçimde tek milletvekili bile çıkaramazsa halleri nice olur? dediğini işiten Hacı Kaya Bey, Parti m erkezinde öyle, yağcı kişilerin ön safda yer almasına çok kızmıştı. Öte yandan, eski bir bakarım yeniden milletvekili seçilebilmek için,

(3)

B

îr

K

ürt

A

şîret

R

e

İ

Bu fotoğraf da maskelilerde Halk Partisi içinde yer bulamayıp dışarda kaldığını arz ediyor.

Sayın bay Ticaret Vekaleti müfettişlerinden Taha Torosa taktim. 22.1.1950.

H.Kaya Duman

Şeyh Sait'in oğlu Ali R ızayı evinde gizlice ziyaret ederek, elini öptüğünü işitmiş, küplere binmişti!

Birgün H acı K aya Bey, geçm iş h a y a t ı il e i l g i l i o l a r a k , b â z ı sorularım a karşı elin d e b ir çıkın evrakla yanım a geldi. İçerisinde e s k i m e k t u p la r , t e lg r a f l a r v e b elgeler bulunan bu çıkm dakileri inceledim . Ö nem li birkaçını kopya e t t i m . K e ş k e h e p s i n i k o p y a etseydim .

Hacı Kaya vatanperverlikle yüreği y o ğ ru lm u ş b ir kişiy d i. I. D ünya S a v a ş ı'n d a n so n ra m e m le k e tin düşmanlar tarafından işgali karşısında bölgesinde örgüt kurmuş ve gözünü budaktan esirgemezliği ile tanınmıştı. Bu h a re k e ti S iv a s K o n g re si'n d e tak d irle g örü şü lm ü ş ve M u stafa Kemal, kongrenin bu takdir duy­ gularını Hacı Kaya'ya bir telgrafla bildirmişti. Bu telgrafta Türk-Kürt k a r d e ş liğ i d e d ile g e tir ilm iş ti. Aşağıdaki üç telgraf metnini, hiçbir değişiklik yapmadan, yeni harflere çevirmiş bulunuyorum : 4

84 • 20

Malatya Mutasarrıflığı Vasıtası ile Hacı Kaya Ağa'ya

Sivas 126/100

P a d işa h ve m ille t h a in le rin in iğ fa lâ tın a k a p ıla ra k m a a z a lla h beynelislâm kan akıtılması ve bigünah z a v a llı K ü rt k a r d e ş le r im iz d e n birçoğunun asakir-i şâhâne tarafından itlâf edilmesi gibi dünya ve ahiret için pek elim bir akıbetin men'i husulu em rin d e se p k a t ed en h im em atı v atan p erverân eleri Sivas um um î kongre heyetince şayanı takdir ve şükran görülmüştür. Sizler gibi din ve namus sahibi büyükler oldukça

Türk ve Kürdün yekdeğerinden ayrılmaz iki öz kardeş olarak yaşamaya devam eyleyeceğive makam-ı hilâfet etrafında sarsılmaz bir vücut halinde, dahil v e h a riç d ü ş m a n la rım ız a k a rş ı demirden bir kal'a hâlinde kalacağı şüphesizdir. Cenab-ı Hak mesainizi meşkûr eylesin.

6 Eylül 35 (1919) Heyet-i Temsiliye Namına Mustafa Kemal Aslına mutabıktır.

Resmi mühür.

Sivas'ta Heyet-i Mümessile Reisi m u h terem i M u stafa K em al Paşa Hazretlerine 19 Eylül 35 (1919) S ır f k e n d i m e n a fi-i h a s is e le r i u ğ ru n d a d in -i m ü b in -i îs lâ m la m ü ce h h ez m ille t ve m e m le k e ti d ü şm a n lâ rım ız m â m â l-ı ih ti- raskârânelerine kurban etmek isteyen hâini vatan birkaç serserinin tezvirat ve tesv ilatın a karşı y ap ılan hide- mat-ı nâcizanemenin lâyık olmadığım bir m ertebede şâyânı takdir buyu- rulması âcizleri için en büyük bir şeref ve bahtiyarlıktır.

Türklük ve Kürtlük tefrikaları ile şaibedâr olacak bir hadisenin zuhur ve tekevvünü bu muhitlerin saf ve nezih nâsıyelerinden uzaktır.

Türk ve Kürt asırlardan beri bir din kardeşi, bir memleket yoldaşı hissi ile yaşamış ve böyle nazik ve elim zamanlarda da bu irtibatı daha ziyade takviye ve

temine atşan ve hadim bulunmuştur.

M e m le k e t in m u k a d d e r a t ın ı yedd-i iktidar ve hamiyetine alan muhterem mümessillerimizin hergün için a ta ca ğ ı se lâ m et ad ım la rın a sabırsızlıkla intizar ederek muvaf­ fakiyetler temennisinde olduğumu ve vazife-i vataniye uğrunda her türlü emirlerin can ve başla ifasına âmâde bulunduğumu kalbi ihtiramlarımla, cevaben arzeylerim.

Hacı Kaya Sebati Şifre

Malatya'da Topçu Kumandanı Münir Bey'e

C 13/2/36 (1920) İzoli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve aşiret reisi Hacı Kaya Bey'e ve hissiyat-ı vatanper- veranesine teşekkür ederiz. Kahraman Maraşlı kardeşlerimizin imdatlarına ş ita b e d e n K u v a y -ı M illiy e n in fedakârlıkları ile sevgili Maraş'ımızm ta h liy e s in e m u v a ffa k iy e t h a sıl olmuştur.

Vatanımızın diğer aksam-ı meş- gulesinin tahlisi için icab eden ihzârâta devam edilmekle beraber mensup olduğumuz heyet-i merkeziye ile de irtibat tesis buyurulması rica olunur.

16 Şubat 36 (1920) Heyeti Temsiliye Namına Mustafa Kemal

Surefı Aslına Mutabıktır. (Sahra Topçu Kumandanlığı) ☆

1 Mesut Fani’nin kimliğine dair, bir makalemiz

(Tarih ve Toplum)un Ocak 1986 tarihli, 61 .ci sayısındadır.

2 Hikmet Kümbetlioğlu (1910-1966) 3 Hacı Kaya Bey, ayda bir kere, Elazığ'daki

karayolları bölge m üdürlüğüne gider, Kendisi için özel olarak hazırlanan bir bordroya, çalı çiziği gibi, bir imza atar, sürveyyan kadrosundan aylık alırdı. Bu, onun eski hizmetlerine karşı, devletin bir kadirbilirliği gibiydi.

4 Bu telgraflardan başka Hacı Kaya Beyin evrakları arasınd a H eyet-i T em siliye namına M ustafa Kemal im zalı Elazız Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Reisi Hacı Kaya Sebatı Beye gönderilmiş telgrafların tasdikli suretleri bulunmaktadır. Bu arada 24 Şubat 1920 ile, 1 Mart 1920 tarihli ( Tan)

g a z e te s in in L lo y d G e o rg e ile ilg ili başmakalelerinin özetleri bir sayfalık teğraf halinde Hacı Kaya Bey'e -Malatya vasıta­ sı- ile gönderilmiştir. Ankara'dan gönderilen bu özet telgraf 500 kelimeden ibarettir.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a To ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Örneğin çok sevdiğiniz bir futbol karşılaşmasını izlemek istiyorsunuz ama o saatlerde evde bulunmanız mümkün değil, bu durumda SlingBox M1 kullanarak o

edebiyat âlemi geçirdiğimiz İç­ timaî zelzele günlerinin zaruret­ leri içinde onun hakkı olan umu­ mî ve tam tevkiri ölümünden sonraya kadar geciktirmiş

3 Ayrıca o, aynı kaynaktan gelmiş ol- masına rağmen zamanla farklı bir yapıya bürünen Yahudilik ve Hırıstiyanlığı, kendi tarihsellikleri içinde hakikat olarak

In conclusion, soybean saponins interacted with cell membranes, suppressed PKC activation and induced diffrtrntiation, and induce type II autophagic death, which possibly mediate

Bunun çok güzel bir açıklaması var: Sayısal fotoğraf makineleri, bir fotoğraf çektiğinizde, sayısal fotoğraf dosyasına, fotoğrafın hangi marka ve model makineyle

Vücut üzerindeki desenlerin insan yüzünü andırması nedeniyle insan yüzlü örümcek olarak tanımlanan ve yeni bir canlı türü gibi tanıtılan bu örümcekler as- lında

Fizikçiler 1995’te Bose-Einstein Çökeltisi (BEC) denen, soğutulmuş atomların aynı kuantum durumuna gi- rip tek bir "süperatom" gibi davrandık- ları bir

Zaman içerisinde İstanbul'da yeni yeni gelişen restoranlarla rekabet edemeyince Abdullah Efendi Lokantası da kapısına kilit vurmuştu.. Sonra burası, arsasıyla birlikte o