• Sonuç bulunamadı

Merhum Faik Ali için yazılanlardan parçalar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Merhum Faik Ali için yazılanlardan parçalar"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Atatürk

Bir Aksam Üstüdür (Şiir) Bu tren (Şiir)

Sanatkâr Kimdir ?

Büyük Üstada Akrostiş (Şiir Ahmet Mithat ve Ki

Söyledik (Şiir) Nüveyre (Şiir) Bir Kere Uyanmıştık

Dünya Hali, Aklın Ermediği (Şiir Hatıralar Şehri (Şiir)

Yine Ruhumla Başbaşa (Şiir) Gazel

Ne Güzel Şey (Şiir)

Ömrümün Sade Bir Muhasebesi ( Hüsn-ü Kuruntu (Hikâye) Düşüş (Şiir)

Deniz Hasreti (Şiir)

Dönebilsem ... Nedim ve Lâle Devri ... Şekil Üzerine Düşünceler ve »Toprak Ana Senin İçin (Şiir) ... Bir Günün Sonunda (Şiir) ...

.

Faik AU OZAN SOY

Enver Naci GÖKSEN Sedat ÜMRAN

...

Suat ÜZER

.

Nevzat YALÇIN

Mehmet ÇINARLI

Faik Âli İçin Yazılanlardan Parçalar

1

...

M. Necati KAR A ER

...

Ahm et Tutan ŞEN TÜRK

...

Şükrü. G. SÜNNETÇİOĞLU Mithat Cemal KUNT AY, Hakkı Tarık US, Ercüment E. TALU, Refik Ahmet SEVEN- GİL, Nizamettîn NAZİF, Peyami SAFA

(2)

-rr «Ti

M e r h u m F a i k  li i çi n

YAZILANLARDAN PARÇALAR

Faik Âli, “Serveti Ftinun” ede­ biyatını teşkil ettiği zaman, mek­ tep talebesiydi. Şiirlerini hay­ retle okuyan Cenap Şahabettin, çok genç şairle tanıştığı gün, karşısındaki çocuğa şaşacak ve: “ Sizi tanıyınca şiirlerimden utan­ dım” diyecek.

Çok genç iken yazdığı şiirle­ rin çok yaşlı olması, büyük şairin birinci farikasıydı. Fakat ikinci bir farikası vardı ki, birincisin­ den daha güçtü:

“ Serveti Füntın” da, müstesna yüzüyle, Tevfik Fikret bir felâ­ ketti, şiir yazanlar ona fena ben­ zemeye; onun üçüncüsü, beşinci­ si, onuncusu olmaya mahkûm­ dular. Bu mahkûmiyetten kurtu- lardan biri Cenap Şahabettin, diğeri de Faik Âliydi. İkisinde de Tevfik Fikret yoktu. Bu güzel kader, Fikretle aynı yaşta olan Cenap Şahabettin için tabiî idi (İkisi de 1870 te doğmuştular); fakat 1878 de doğan, Faik Âli a- dmdaki çocuk için, Fikrette kay­ bolmamak zordu.

Son Posta: 3.10.1950

(Edebiyatımızın büyük kaybı) Mithat Cemal Kuntay Aruzun büyük şairi ve kudret­ li kuyumcusu Faik Âliyi hakkiyle görmek için, aruz vezni denilen, ve nazımla uğraşanlara imâleleri şahlanmış birer dalga, zihafları kuyulaşmış birer girdap kesilen güç şeyle, biraz güreşmiş olmak mutlaka lâzımdır. Faik  li’nin nazımda ne yaptığı o zaman an­ laşılır. Bir söz var, galiba Gö- te’nindir; büyük Alman şairi di­ yor ki: Güneşi görmek için, in­ sanın gözünde, güneşten bir zerre olmalıdır. “ Fâni Teselliler” şairini de, ancak, bu şartla gö­ rebiliriz. Yoksa, o gözümüze sığ­ maz; ve şiirlerini Kaamus vakası diye almıya mahkûm oluruz.

Son Posta: 5.10.1950 (Tevfik ve Faik Âli)

Mithat Cemal Kuntay

san’atkârm ölüsünden esirge­ mediğimiz birkaç tevkir cümle­ sine sarılmış bir acı haber: dün radyomuzun öğle gazetesi türk irfan vatanının bir büyük kaybı­ nı bildirdi, türk edebiyatında bir uyanış devri, bir tekâmül merha­ lesi olan edebiyat’i cedidenin ara­ mızda görmekle mes’ud olduğu­ muz dört bayrağından birini iş­ te - onların dili ile söyliyelim - bu zerd ü muhtazır eylül’ün ilk do­ ğum fırtınası aldı, toprağa dü­ şürdü; dün sabah biri yirmi ge- çedenberi, faik âli bize gerçekten (fâni teselliler) bırakmış, git­ miştir.

Faik  li’nin gençlik resimlerinden

faik âli büyük adamlar yetiş­ tiren diyarbakırm yine büyük a- adamlar şeceresi olan bir ailesi çocuğudur: divan sahibi Süley­ man nazif dedesi, mizan-ül-edeb ve mir’at-ül-iber sahibi sait paşa babası adı tarifine yetişen Süley­ man nazif ağabeyi... ailenin şair­ lik nûru daha faik âli’nin haya­ tında da (mûnis) oğlu’nun alnın­ da karar kılmıştı.

1876 martının 22 inci çarşamba

günü ikindi vakti doğan faik âli 74 buçuk yaşını bitireli 8 gün oluyordu; hayatının yarımasırdan fazlası yalnız güzele tapmak, gazeli terennüm etmek ve iyiyi duyup iyiyi istemekle geçti, o ka­ sidesini arûza yazan bir şairdi; arûza bakıp (nefhanla sade bir söze bir musiki gelir) diyordu eşsiz bir nazım kolaylığı ile his­ sinin inceliği, hayalinin serveti katılan bu âlet onda coşkun bir şiir kaynağı oldu ve kitap olarak çıkmamışları çıkanlarından daha çok sanihalara vücut verdi.

(lisanlar denizler gibidir ki te- mevvüç etmezse taaffün eder) demiş, (şiir bütün beşeriyete hi­ tap etmelidir) hükmünü vermiş olmasına rağmen edebiyat-i ce- dide’nin ifade vasıtasında buldu­ ğu zevk ve heyecana bağlı kaldı, genç nesil faik âli’nin his mabe­ dine girebilmek için epeyce bir kelime kalıbı öğrenmeye katla­ nacak, fakat gerçek şiire de bu katlanışla varacaktır.

edebiyat âlemi geçirdiğimiz İç­ timaî zelzele günlerinin zaruret­ leri içinde onun hakkı olan umu­ mî ve tam tevkiri ölümünden sonraya kadar geciktirmiş sayı­ labilir; bunun için de onun göz­ leri incinmiş bir gönlün hüznü ile bulutlu olarak kapanmış ola­ bilir; lâkin türk edebiyatında güzeli seven ve sevgiyi dile geti­ ren faik âli bu güzellerin başı­ na vatanı tac eden bir şairdir, de... (elhân’i vatan), (midhat pa­ şa) gibi eserleri dalâlet adamla­ rım en sert darbelerle hırpalar.

Vakit: 2.10.1950

(büyük kayıp için: fâik âli) hakkı tarik us Evet, bugün de bu: Bugün de “Edebiyatı Cedide”nin ünlü şai­ ri, büyük dostum Faik Âli’nin beklenmedik ölümünü mevzu ola­ rak ele almak, ona yanıp yakıl­ mak, acısını içime sindire sindirc ağlamak mukaddermiş.

— Devamı Sa. 18 de —

Referanslar

Benzer Belgeler

Çünkü zayıf takım- ların sayısının çok olduğu durumda, bu takımlardan biraz daha güçlü olan biri diğer zayıf takımların hepsinden pu- an alabilir ve

İçten yanmalı motor kullanılan araçlar çok sayıda karma- şık sisteme ihtiyaç duyulduğu için elektrikli araçlara göre da- ha ağırdır. İçten yanmalı motorlu

Önerme’de, mükemmel sayı dediğimiz, kendin- den küçük bölenlerinin toplamı- na eşit olan sayılar için verdiği for- matı hiç cebir ve sembol kullanma- dan, yalnızca

kaynaklar›n› kendilerine ve çocuklar›- na yat›rabilecek, fiziksel olarak güçlü, iyi birer baba olabilecek, maddi olarak aileyi refah içinde yaflatabilecek özel-

Yakın dönem batı resminin pentür değerlerini özümleyen ölçülü bir görüşle çoğu yaşadı­ ğı çevreye, Paris sokaklarına, ev içlerine

N igar’ın cenazesi, bugün , Bebek Cam ii’nde kı­ lınacak namazdan sonra, Aşiyan’da, Nigar ailesinin mezarları ya­ nında toprağa

Paris’teki College de France’da Stanislas De- haene yönetimindeki bir grup araflt›rmac›ysa, ilkel toplumlarda daha az araflt›r›lm›fl olan geometri bilgisini

"Çocuklarım ızı yalnız şah sî hazzımız için sevmekle iktifa etmem eli, neslim izin ve m il­ letim izin istikbâli namına tetkik etmeyi de bir vazife bilm