• Sonuç bulunamadı

Özel Günlerindeki Kadınların İbadeti

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Özel Günlerindeki Kadınların İbadeti"

Copied!
36
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

' ( & 4 4 ? @ ( @ A% %B >B CDDEB OE>/F F

Ö

Ö

Ö

Ö

ZEL

ZEL

ZEL

ZEL

G

G

G

G

ÜNLER NDEK

ÜNLER NDEK

ÜNLER NDEK

ÜNLER NDEK

KKKK

ADINLARIN

ADINLARIN BADET

ADINLARIN

ADINLARIN

BADET

BADET

BADET

Prof. Dr. Nihat DA

Prof. Dr. Nihat DA

Prof. Dr. Nihat DA

Prof. Dr. Nihat DALLLLGIN*

GIN*

GIN*

GIN*

W" 8 " W" 4( : A68 # D $ A 4 H B % 1 % A G % G X %1 " B H H H (1 $ $(%A 1 G G K ( LB % A B 1 % A % S G % ( % T & H - G ( -1 A % " % " H (1 (%4 J % H 8 S G % ( % T 1 % G B % A 1 G%(A % A K XXL " H 1 B H H 1 % A % 1 1 % B 1 % ( % ( %V B (1 1 G B 1 H XX G 1 % A % G % ( % % - (%1B H%(( $ 1% 1 % % % (

nsan, haklar ve sorumluluklar olan bir varl k olup, ayn dünyay pay-la t F diFer canl pay-lara kar sorumluluk ta d F gibi, Yüce Alpay-lah’a kar da sorumluluk sahibidir. nsan, kulluk görevinin bir gereFi olarak Yüce Yarat -c ’n n istediFi ekilde ve O’nun belirlediFi artlar içerisinde O’na ibadet yap-mak zorundad r. Müslümanlar n ibadet yükümlülükleri ile ilgili bilgi kaynak-lar ; ayetler veya Hz. Peygamber’in sözlü ya da fiili uygulamakaynak-lar d r.

slam tarihi boyunca Müslümanlar diFer meselelerinde olduFu gibi, ibadet yükümlülüklerini yerine getirme esnas nda da ayet - sünnet bütünlü-Füne dikkat ettiklerinden; namaz, oruç, hac ve zekat gibi belirli art ve erka-n buluerka-naerka-n ibadetlerierka-n özüerka-nü ilgileerka-ndireerka-n hususlarda ciddi say labilecek gö-rü ayr l F na dü memi lerdir. Kur’an ayetleri ile sahih sünnetin birbirinden ayr dü ünülüp, aralar ndaki baFlant n n kopar lmak istendiFi dönemlerde ise, önceden mevcut olmayan konularda bile görü ayr l F na dü üldüFüne ahit olunmu tur. Bu yakla m n günümüzdeki sonuçlar ndan birisi olarak; özel günlerindeki kad nlar n namaz, oruç gibi ibadetlerle yükümlü olup ol-mad klar eklinde, ne sahabe döneminde ne de müçtehit imamlar döneminde

görülmeyen bir tart ma çaF m zda gündemdeki yerini korumaktad r1.

* Ondokuz May s Üniversitesi cslam Hukuku Anabilim Dal Ödretim Üyesi; ndalgin@omu.edu.tr

1Burada ele al nacak olan konular, taraf m zdan haz rlanan; Gündemdeki Tart mal Dînî Konular, Etüt Yay nlar ,

cstanbul 2004, isimli kitaptan iktibas edilmi olup, güncelle tirilerek makale format nda sunulmu tur. Makale haz rla-n rkerla-n tart larla-n korla-nularla ilgili görü ler tekrar gözderla-n geçirilmi , delil olarak kullarla-n larla-n ayet ve hadisler hakk rla-ndaki yorum ve dederlendirmeler tekrar incelenmi neticede kaynak adedi biraz daha artm olup, ayr ca üslubun biraz daha ak c olmas na özen gösterilmi tir.

(2)

Prof. Dr. Nihat DALGN ORD

Bu nedenle biz de bu makalede özel günlerindeki2 müslüman kad n n

bu hallerinin k lacaklar namaza, tutacaklar oruca ve yapacaklar hacca et-kisinin olup olmad d n ele almak istiyoruz. Dider bir ifadeyle, klasik dönem cslami kaynaklarda kullan ld d tabirle söylemek gerekirse; hay z ve nifas halindeki kad nlar n namaz k l p k lamayacaklar , oruç tutup tutamayacakla-r ve bu halde iken yapt klatutamayacakla-r hacc n sahih olup olmad d makalemizdeki tatutamayacakla-r- tar-t lacak konular olu tar-turmaktar-tad r.

I- ÖZEL GÜNLER<NDEK< KADINLARIN NAMAZ <BADET<

Namaz k lmak isteyenin, abdest almas n n art oldudu; “Ey mü’minler,

namaz k laca n z zaman; yüzünüzü, ellerinizi ve dirseklere kadar kollar n z y kay n ve slak ellerinizi ba n z n üzerine hafifçe sürün ve bileklere kadar

ayaklar n z y kay n...” eklindeki Kur’an nass3ile sabittir. Buna göre, bayan

veya erkek olsun, hiçbir müslüman, abdestsiz olarak namaz k lamayacakt r. Çünkü, ayetteki hitap her iki cinse amildir. Aksi bir davran ta bulunan kim-se, Allah’ n bu konudaki emrini ihlal etmesi sebebiyle günahkar olacak ve namaz n eda etmi say lmayacakt r.

Suyun bulunmamas , yada su bulundudu halde, kullan m n n zararl

olmas durumunda4 ise, hükmi kirlilikten (hadesten) temizlenmek için, ayn

ayetin devam nda, temiz toprakla teyemmüm al nmas emredilmi tir; “...Su

bulamad n zda, temiz topra a ellerinizi sürün ve onunla yüzünüzü ve

kol-lar n z hafifçe ovun/meshedin.”’ Görüldüdü gibi, oladanüstü durumlarda,

abdestin yerine geçecek olan temizlik, teyemmüm yapma eklinde, bizzat Yüce Allah taraf ndan belirlenmi tir. Bu halde bile, teyemmüm almaks z n, namaz k lmak caiz olmad d için, suyun varl d ve kullan m n n zarars z ol-dudu durumlarda, su ile abdest al nmadan, suyun yokludu durumunda ise, teyemmüm yap lmadan k l nacak namaz sahih olmayacak, bu kurala uyma-yarak namaz k lan kimseden ibadet sorumluludu dü meyecektir.

Konu ile ilgili olarak Hz. Peygamber de; “ Sizden biri abdest bozdu u

zaman, abdest almad sürece, Allah onun namaz n kabul etmez”5; “ Allah

Teala temizlenmeksizin hiçbir namaz kabul etmez”6buyurmu tur.

Cünüplük hali hükmi kirlilik/hades olu turdudundan, namaza mani olup, bu halde iken namaz k l namayacad ise u ayette belirtilmektedir;

“...Namaz k lmak istedi inizde, ayet cünüpseniz y kan n z...” 7. Ayete göre;

Cünüp olan bayan yada erkek, namaz k labilmek için; su mevcut olup

kulla-2Kad nlar n özel günleri olarak ifade etmeye çal t d m z özel durumlar; kad nlar n her ay üç ila on gün süre devam

eden kanamalar (hay z hali) ve dodum sonras nda en fazla k rk gün devam eden kanama halidir (nifas hali). Kad nla-r n bu dunla-rumlanla-r toplumumuzdaki fanla-rkl kesimlenla-r tanla-raf ndan dedi ik isimlenla-rle an lmaktad nla-r. Bunlanla-r n ilk akla gelenlenla-ri

unlard r: Hay z hali, nifas hali, adet görmek, lohusal k, ayba hali, regl dönemi.

3Maide 5/6.

4Teyemmüm yapmak için neden olabilecek durumlarla ilgili olarak bkz. cbn Kudâme, el-Mu ni, I, 263 vd. 5Buhârî, “Vudu”, 2; Müslim , “Tahâre”, 2; Ahmed b. Hanbel, el,Müsned, II, 308.

6Buhârî, “Vudu”, 2; Müslim, “Tahâre”, 1; Tirmizî, “Tahâre”, 1. 7Ayet için bkz. Mâide 5/6.

(3)

60 ( 2Y ( % 1 4% ) 1@ ( @ '$ 1 %OR

n m zarar vermedidinde, y kanmal d r ki, bu nedenle y kanma, halk aras nda

boy abdesti olarak bilinmektedir.

Suyun bulunmad d , yada suyun kullan m zararl oldudunda, cünüplü-dün olu turdudu hükmi kirlilikten temizlenmek için, temiz toprakla teyem-müm al nmal d r. Bu sebeple teyemteyem-müm al rken, yaln zca yüzün ve dirseklere kadar kollar n toprakla ovulmas yeterlidir. Konu ile ilgili ayet öyle-dir;“..Namaz k lmak istedi inizde ayet cünüpseniz y kan n z...Ancak su

bulam yorsan z, temiz topra a ellerinizi sürün ve onunla yüzünüzü ve kollar n

-z hafifçe ovun..”8. Görüldüdü gibi, y kanma veya abdest alma yerine al

na-cak teyemmüm aras nda bir fark bulunmamaktad r.

Bu bilgiler d nda, özel günlerindeki bayanlar n hükmen kirli say l p say lmad d konusunu ele alal m.

A - Özel Günlerindeki Bayanlar=n Hükmen Kirli Say=l=p Say=lmaya-caJ=

Bayanlarda görülen adet kanamas ( hay z kan ) ve dodum sonras nda-ki kanamalar (nifas kan ) ’ n fiziksel bir nda-kirlilik olu turduklar n n a ikar olmas yan nda, bu kanamalar n, yaralanma veya bir organ n kesilmesi ola-y nda görülen kanamalardan t bbi farkl l k gösterdidi de bir gerçektir. Bu kanamalar n bizi ilgilendiren yönü, bayanlar n bunlar sebebiyle, hükmen kirli say l p say lmayacaklar d r. Bu konudaki görü leri öyle aç klamak mümkündür.

1 - Âdet ve Nifas Kanamas=n=n Hükmi Kirlilik Olu:turmas= Sebebiyle Bayanlar=n Bu Günlerde Namaz K=lamayacaJ=

cslâm’ n ilk y llar ndan beri müslüman ilim adamlar ittifakla; bayan-lar n gördükleri âdet ve nifas kanamas n n hükmi kirlilik olu turdudunu ve bunlar n son bulmas nda ise kendi iradelerinin etkisinin bulunmad d n be-nimsemi lerdir. Buna göre, bayanlar bu hallerinde iken, hükmi kirlilikten temizlenmi olma art bulunan ibadetlerini eda edemeyecekleridir. Namaz için, maddi kirlilikten temizlenme yan nda, hükmi kirlilikten/ hadesten de

temizlenmenin art olmas9 nedeniyle, adet ve nifas kanamas gören kad n,

bu günlerde namaz k lamayacakt r.

Günümüze de,in, )slâm tarihi içinde, bu görü e ayk r bir görü ün

sa-vunuldu,u bilinmemektedir10.

eimdi burada, adet ve nifas kanamas n n hükmi kirlilik olu turdudu görü ünün delilleri s ralanarak dederlendirilecektir.

a- Deliller 1) Kitap

aa- Kur’an’da bayanlar n hay z hallerinin, bayanlar için bir eza hali oldu una dikkat çekilerek, bu günlerinde bayanlara cinsel aç dan yakla

l-8Mâide 5/6.

9Örnedin cünüp olan n temizlenmesi Mâide 5/6. ayetle art ko ulmu tur; ayr ca bkz. Mevs li, a.g.e., I, 45.

10 Klasik dönemde olu mu birçok görü e ele tirel olarak bakan cbn Teymiyye ve ödrencisi cbnü’l-Kayy m bile, bu

konunun nass ve icma ile sabit oldudunu belirterek, görü ü savunmu lard r. Bkz. cbn Teymiyye, Mecmûu fetâvâ, Bask yer ve tarih yok, XVI, 176; cbnü’l-Kayy m, ’lamü’l-muvakk în, Beyrut 1991, III, 25.

(4)

Prof. Dr. Nihat DALGN ORC

mamas eklinde bir aç klama bulunmakla11 birlikte, bu ak nt n n bayan

hükmen kirli k l p k lmad d , ayr ca, bayanlar n bu halleri devam ederken, ibadetlerini eda edip edemeyecekleri hakk nda bir aç klama mevcut dedildir. Nitekim, kad nlar n özel günlerindeki kanamalar n n, kendilerini hükmen kirli k lacad eklindeki görü ü benimseyen cslâm alimleri, görü lerini ayete

dedil de sünnet naslar na dayand rm lard r. Ancak, ayette12, özel

günlerideki bayanlara yakla ma yasad n n, “adet kanamas n n bitmesi ve sonras

n-da temizlenmeleri (y kanmalar / boy abdesti almalar ) ile son bulaca ”

ek-lindeki ifadeden, bayan n bu halinin cünüplük gibi büyük bir hükmi

kirli-lik/hades hali oldudunun anla labilecedini dü ünmekteyiz13. Çünkü, ayette,

bayanlar n adetlerinin bitmesi sonras nda, kirlenmi bölgelerini y kamalar dedil, bütün bedenlerini y kamalar , yani y kanmalar halinde, kendilerinin temizlenecekleri ifade edilmektedir. Burada kullan lan “iza tetahherne”

söz-cüdündeki fiil kal b14, bir temizlenme emri olarak, “in küntüm cünüben

fe’t-tahherû” eklinde, Maide süresinin 6 . ayetinde, büyük hades/ cünüplük

son-ras ndaki temizlenme için kullan lm t r. Burada da temizlenme ile ilgili olarak ayn fiil kal b n n kullan lm olmas (= la takrabûhünne hatta yethurne, feiza tetahherne...), büyük ihtimalle, bu iki halin hükmen ayn hal olmas n gerektirecektir. Buna göre, bayanlar adet kanamalar gördükleri zamanlarda, cünüp olduklar ndaki gibi hükmen kirli say lmaktad rlar. Bu nedenle, bayanlar adetli iken namaz k lamayacaklar gibi, bu kanaman n bitiminde, y kanmak suretiyle hükmi kirlilikten kurtulmu ve namaz ibadeti ile sorumlu hale gelmi olacaklard r. Buradan unun da anla lm olmas gerekmektedir: Bayanlar n adet günlerinde namaz k lamamalar , onlar n maddi temizliklerine gerektidi ekliyle titizlik gösteremeyeceklerinden öte, bu haldeki bayanlar n, kanama son bulana kadar, hükmen kirli say lmalar n-dand r. Namaz k labilmek için, hadesten temizlenmenin (= abdesti olmaya-n olmaya-n abdest almas , cüolmaya-nüp kimseolmaya-niolmaya-n ise y kaolmaya-nmas ) art oldudu ise, Kur’aolmaya-n’ olmaya-n aç k bir emri olarak yukar da zikredilmi ti.

Baz alimler kad nlar n özel hallerinin cünüplükten daha büyük bir

hades hali olabilecedine de ihtimal vermektedirler15.

bb- Namaz öncesinde, inananlar n abdest alarak ya da y kanarak

hük-mi/manevi kirlilikten temizlenme ekillerinin gösterildidi ayette16, genel bir

ilke olarak, “Allah’ n kullar na s k nt ve me akkat vermeyi amaçlamad ,

ancak onlar n temiz bulunmalar n murad etti i” eklindeki Kur’ani ifadeden

hareketle, bayanlar n bu hallerinin ibadet için niçin elveri li olmad d aç k bir

11 Bkz. Bakara 2/222. 12 Bkz. Bakara 2/222.

13 Nitekim Nevevi’nin Minhacü’t-talibin isimli eserinin erhinde eirbînî de ayn görü ü benimsemektedir. Bkz.

eirbînî, Muhammed b. Ahmed el-Hatib, Mu ni’l-muhtac, Darü’l-Fikr ts., I, 109.

14 Buradaki ifadeden, cbn Abbas ve Mücahid, hay z kanamas biten bayan n y kanmas eklinde anlam lard r. Kelime

hakk ndaki görü ler için bkz. Taberi, Muhammed Cerir, Câmiu’l-beyân, II, 386; Kurtubi, el-Cami, III, 89; Zemah eri,

Ke af, I, 361. Nitekim, cslam hukuk ekollerinde benimsenen yayg n görü de bu ekildedir. Bkz. cbn Kudâme

el-Makdisi, e -Herhu’l-kebir (cbn Kudâme, el-Mu ni ile birlikte), I, 349.

15 Kâsânî, Bedâyi’, I, 44. 16 Bkz. Mâide 5/6.

(5)

60 ( 2Y ( % 1 4% ) 1@ ( @ '$ 1 %ORO

ekilde ta’lil edilmemi se de, o haldeki bireyin namaz için elveri li olmad d n-dan, mutlaka temizlenmesi gerektidine dikkat çekilmekte, ancak temizlenme için ad r ve zahmetli yolun izlenmesi istenmemektedir. c te bu ilke bize, özel günlerindeki bayan n namaz ile mükellef tutulmamas n n hikmetinin; namaz için gerekli olan temizlik sebebiyle kar la acad me akkatten onu korumak

oldudu eklinde bir yoruma da götürmektedir17. Çünkü, adet günlerinde,

bayan n abdesti, akan s v ve kanla s k s k bozulacak, bu ak nt lar n olu tur-dudu kirlilikten uzak kalmak ise, hayli s k nt olu turacak, baz hallerde bir namaz vakti süresince udra ld d halde bu ak nt lardan korunmak mümkün bile olamayacakt r. Belki bir namaz k larken, malum ak nt lar n gelmesi se-bebiyle, bayan n birkaç kez namaz bozulacak, tekrar gelen s v n n kesilme-sini beklemesi ve yeniden abdest alarak namaza ba lamas , zannedildidinden fazla me akkat dodurabilecektir. c te, ayetteki, “Allah size güçlük ç karmak istemez” ifadesi, “Allah güç gelecek i lerden sizleri sorumlu tutmaz” eklinde

anla ld d nda18, bayanlar n özel günlerinde, ibadetle yükümlü tutulmalar

halinde, me akkatle kar la acak olmalar nedeniyle, adet hallerindeki bayan-lar n namaz ibadetinden muaf tutulmu olmabayan-lar n n hikmetlerinden birisi anla lm olabilecektir.

2) Sünnet

Kur’an’ n sadl kl bir ekilde anla l p uygulamaya konulabilmesi için, fiilî ve kavlî olarak, sahih sünnete ba vurulmas gerektidine inanmaktay z. Konuya Sünnet boyutunda bak ld d nda, bayanlar n adet hallerinin hades olarak görülüp, bu durumun ibadete etkisi hakk ndaki hükme daha kolay bir

ekilde ula labilecektir. Nitekim, ilk dönem cslâm alimleri de, adet ve nifas kanamas n n hükmi kirlilik olu turdudu, bu nedenle, bayanlar n bu günlerde

namaz k lmalar n n yasakland d n ittifakla benimserken19, bu görü lerini

ilgili hadislere dayand rm lard r.

Hz. Peygamber, adet gören bayanlar n bu günlerde namaz ibadetini eda edemeyeceklerini belirtmi tir. Ayr ca, bu günlerde k l nmayan namazlar n, temizlik günlerinde kaza edilmesinin gerekmedidi de hadislerde aç klanm -t r. Konu ile ilgili hadislerden baz lar öyledir:

“Hz. Peygamber, kendisine gelerek, devaml kanama geçirdi ini,

temiz-lenemedi ini ifade eden ve bu durumda namazlar terketmem gerekir mi diye soran Fat ma binti Ebi Hubey ’e; Hay r, bu anlatt n hay z kanamas de il, bir ba ka sebepten gelen kan s z nt s d r ( zalike rkun). Hay z kanamas

gördü ün zaman, namaz b rak ve hay z halin sona erince, kan temizleyerek

guslet ve namaz k l”20demi tir.

17 Kar la t r n z. Kâsânî, Bedâyi’, I, 44.

18 Nitekim bu anlam “Allah her insana ancak gücü yettidi kadar sorumluluk yükler” eklindeki ayet ( Bakara 2/ 286)

ile paralellik arz etmektedir.

19 Bkz. Serahsî, Muhammed b. Ahmed b. Ebû Sehl, el-Mebsût, Beyrut ts., III, 152; Merd nânî, Ebû Bekir b.

Abdulcelil, el-Hidaye Herhu Bidâyeti’l-mübtedi, (el-Mektebetü’l-cslamiyye) ts., I, 31; cbn Kudâme, el-Mu ni, I, 348; Zürkani, Herh ale’l-Muvatta, Beyrut 1978, I, 122.

20 Buhârî, “Hayz”, 19,24; “Vudu’”, 63; Müslim, “Hayz”, 62; Malik, Muvatta, “Salât”, 37;Bu hadisi cbn H bban ve

Hakim sahih olarak nitelemi lerdir. Bkz. Sanâni, Sübülü’s-selam, I, 163. Serahsî, Kâsânî, bu konuda Hz. Peygam-ber’den rivayet edilen; “ kad nlar ömürlerinin yar s nda oruç tutmaz ve namaz k lmaz” eklindeki hadisle amel

(6)

Prof. Dr. Nihat DALGN ORF

Görüldüdü gibi, adet kanamas görüldüdü günlerde, namaz n b rak l-mas emredilmekte, bitiminde ise, y kand ktan sonra namaz emredilmektedir.

Birisi ayet dideri sünnet nass ile olsa da, cünüplük21ve adet kanamas

son-ras nda y kanman n gerekli olmas , her iki durumun “hükmi kirlilik” nokta-s nda birbirine benzedidini gönokta-stermektedir.

Hz. Peygamber dönemindeki uygulamalara ve yukar daki hadise bak -l nca, adet gören bayan n namaz-lar terk etmesinin bir ruhsat o-lmad d , aksi-ne bunun bir emir oldudu anla lmaktad r. Ayr ca, u öraksi-nekler de bunu dodru-lamaktad r:

i- Hz. Peygamber genç ve ihtiyar bayanlar n, hatta adet gören

bayanla-r n baybayanla-ram namaz için toplan lan musallaya gelmelebayanla-rini istiyobayanla-r, adet göbayanla-ren bayanlar n, namaz k l n rken cemaatten biraz uzakla malar n ve gerek tek-birler al n rken, gerekse Müslümanlar lehine dua yap l rken, cemaatin bu

etkinliklerine i tirak etmelerini emrediyordu22.

ii Hz. Peygamber döneminde bir bayan n uzun süren kanamas olmu

-tu, bu bayan n namazlar hakk nda Rasulüllah’tan fetva istenmesi üzerine, Hz. Peygamber öyle buyurdu: “Hastalanmadan önce, bir ayda kaç gün adet kanamas görüyordu, bunu hesaplas n, sonra kanama gördü ü günler içinde bu kadar gün namaz k lmas n, sonra y kans n ve ap aras na pet koyarak,

geri kalan günlerde namaz n k ls n”23.

iii- Sahabe bayanlar , adet günlerinin sona erip ermedidi hususunda

ku kuland klar nda, pet olarak kulland klar ve üzerinde adet kanamas n n son halinden sar renkte izler bulunan bezlerini Hz. Ai e’ye gönderiyorlar ve art k namaz k lmaya ba lay p ba lamayacaklar n soruyorlard . O da, bu halin adet hali oldudunu, beyaz ak nt gelene kadar namaz terk etmelerini, bu

halde iken namaz k lmakta acele etmemelerini söylüyordu24.

iv- Hz. Ai e’nin naklettidine göre; “ Biz Rasulüllah döneminde adet

gö-rüyorduk, bu günlerde k lmad m z namazlar kaza etmekle

emrolunmad m z halde, tutamad m z oruçlar kaza etmekle

emrolunuyorduk”25’.

Hz. Ai e’nin, adet halinde k l nmayan namazlar n kaza edilmesinin

ge-rekli oldudu eklindeki görü ü dodru bulmayarak tenkit etmesi26 de, adet

günlerinde namazlar n k l nmamas n n bir ruhsat olmay p, zorunluluk oldu-dunu ifade etmektedir. Çünkü, aksi savunulacak olsa, Hz. Ai e’nin bu dü ün-ceyi tenkit etmesi dodru olmazd . Yani, adet günlerinde namaz k lmama mu-hayyerlik olarak görüldüdünde, sonradan bu namazlar n k l nmas n tenkit bir anlam ta mayacakt r. Nitekim, ramazan günlerinde oruç tutmama

mu-etmektedir. Bkz. el-Mebsût, III, 152; Kâsânî, Bedâyi’, I, 44. Ancak, birinci hadis, kendisinden hüküm ç karma aç s n-dan daha sadl kl d r. Bkz. Zeylaî, Nasbu’r-raye I, 193, 203.

21 Bakara 2/ 222.

22 Bkz. Müslim, “Îdeyn”, 10,11,12.

23 Farkl laf zlarla nakledilen rivayet için bkz. Ebû Davud, “Tahâre”, 109.

24 Zeylaî, Nasbu’r-raye, I, 193; Zeylaî bu rivayet hakk nda, Buhârî’nin Sahih’inde ta’likan verdidini, cbn Ebi

eeybe’nin Musannef’ine ald d n belirtmi , ancak, rivayet hakk nda olumsuz bir tenkitte bulunmam t r.

25 Buhârî, “Hayz”, 20; Ebû Davud, “Tahâre”, 104. 26 Müslim, “Hayz”, 67.

(7)

60 ( 2Y ( % 1 4% ) 1@ ( @ '$ 1 %ORP

hayyerlidi bulunan yolcu veya hastan n, ramazan sonras nda, kalan oruçla-r n tutmas tavsiyeden öte bioruçla-r zooruçla-runluluktuoruçla-r.

Kaynaklarda, adetli bayandan o günlerin namaz n n dü tüdü ve bu haldeki bayanlar n namaz k lmalar n n caiz olmad d ve bu halde k lacaklar

namaz n sahih olmayacad27 eklindeki görü e ayk r bir görü ün varl d ndan

bahsedilmezken, Haricîlere mensup gruplar n, temizlik sonras nda, bayan n k lmad d bu namazlar kaza etmesinin gerekli olduduna inand klar nakle-dilmektedir. Ancak, böyle bir anlay n yanl olup, bu inan a bizzat Hz. Ai e

taraf ndan tepki gösterildidi bilinmektedir28.

cslâm hukukçular , dodum sonras nda, bayanlarda görülen “nifas

ka-n ka-n ka-n” da manevi kirlilik olu turdudu ve bu durumdaki bayan n da sonunda

y kanmas gerektidi ve bu hal devam ederken namaz k lamayacad n kad

nla-r n hay z kan na k yas edenla-rek ula m lanla-r ve bu konuda icma has l olmu tunla-r29.

Bu konudaki icma n delili k yast r30. Bununla birlikte nifas halindeki kad nla

ilgili rivayetlerden birisi öyledir: Ümmü Seleme r.a.’den nakledildidine göre;

Hz. Peygamber’in han mlar ndan biri çocuk do urdu unda, k rk gün namaz k lmadan evinde otururdu da, Rasulüllah s.a., ona sonradan bu namazlar n

kazas n emretmezdi31.

Yukar da belirtildidi gibi, hükmi kirlilik halinde, temizlenmeden namaz k lmak mümkün dedildir. Hadislerden aç kça anla ld d na göre, bayanlar n özel günlerindeki kanamalar , kendilerini hükmen kirli k lmtad r. Bu kirlilidi olu turan ak nt devam ettidi müddetçe de, yaln zca ak-m kan teak-mizleak-mek veya y kanak-makla, bu kirlilikten kurtulak-mak iak-mkans z-d r. Bu ak nt y sona erz-dirmek ise, ahs n gücü z-dahilinz-de olmamas nez-de- nede-niyle, Yüce Allah, bayanlardan bu günlerdeki namaz yükümlülüdünü kal-d rm olmal kal-d r.

b- Özel Günlerde K=l=nmayan Namazlar=n Kazas=

Bayanlar n özel günleri sona erip, temizlendikten/y kand ktan sonra,

bu günlerde k l nmayan namazlar kaza etmeleri gerekmez32. Konu, bizzat

sarih ve sahih sünnet taraf ndan belirlendidi için, bu hususta farkl bir görü

bilinmemektedir33.

Bayanlar n özel günlerinde k lamad klar namazlar kaza etmemeleri-nin hikmeti badlam nda öyle bir yorum yapmak mümkündür: Namaz ibade-ti, bayan n dider temizlik günlerinde, be vakit olarak devam ettidi için, bu

27 Bkz. Zürkani, a.g.e., I, 122.

28 Müslim, “Hayz”, 67 ; Ayr ca bkz. Mevs li, a.g.e., , I,27; cbn Rü d, a.g.e., I,78.

29 Dârimi, “Menasik”, 11; Mevs li, a.g.e., I,30; cbn Hümam, Fethu’l-Kadir, Beyrut ts., I,145,146.; Nevevi, Ebû

Zekeriyya Muhyiddin b. eeref, el-Mecmu’, Cidde ts., II, 535,536; cbn Kudâme, a.g.e., I,349.

30 Kâsânî, Bedâyi’, I, 44.

31 Ebû Davud, “Tahâre”, 119; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 304; Ayr ca bkz. Azimabadi, Avnü’l-ma’bûd, Medine

1968, I, 502, 503; Bu rivayet hadis teknidi aç s ndan, senedi bak m ndan tenkit edilmi se de, birçok alim, ilgili rivayet-ler bütün olarak ele al nd d nda, bu rivayetin kuvvet kazanacad n ifade etmi rivayet-lerdir. Örnedin Nevevi ve San’ânî, bu gerekçelerle, nifas halindeki bayanla ilgili, bu rivayetlere dayan larak verilen hükümlerin dodru oldudunu savunmu -lard r. Bkz. San’ânî, Sübülü’s-selam, I, 174; Zeylaî, Nasbu’r-raye, I, 204-206.

32 cbn Kudâme, a.g.e., I, 348. 33 Müslim, “Hayz”, 67, 69.

(8)

Prof. Dr. Nihat DALGN ORQ

günlerde k lmad d namazlar sebebiyle uzak kald d namaz n faydalar na, dider günlerdeki k lacad namazlar arac l d ile kavu abilecedinden, bir bak -ma özel günlerinde iken k la-mad d na-maz vakitlerince na-maz k l-mak/ bu namazlar kaza etmek gereksiz olacak; bir yönden de, her ay, adetli bulun-dudu günlerin namaz n kaza etmek, bayan için me akkatli olacad ndan,

namazlar n kazas istenmemi tir34.

cslâm’ n bayanlarla alakal olarak getirdidi bu ibadet yasad n n, onlar n aleyhine bir düzenleme olmad d , aksine bu tür düzenlemenin bayanlar , karla abilecekleri büyük me akkat ve s k nt dan kurtarmak amac ykarla gerçekle -tirildidi gerçedi göz ard edilerek, cslâm’ n bu mü fik yakla m ndan; bayanla-r n a ad lanmas ve ibadet etme özgübayanla-rlüklebayanla-rinin k s tlanmas eklinde bibayanla-r sonuç ç karmak yerine, Allah’ n her ortamda kullar n dü ündüdü, onlara s k nt verebilecek hususlarda dini yükümlülük getirmedidinin anla lmas isabetli olacakt r.

2 - Adet ve Nifas Kanamas=n=n Hükmi Kirlilik Olu:turmamas= Se-bebiyle Bayanlar=n Bu Günlerde Namaz K=labileceJi

Günümüzdeki baz müellifler, bayanlar n adet ve nifas hallerinin hük-mi kirlilik olu turmad d , dolay s ile, özel günlerindeki bayanlar n

namazla-r n k lmaya devam edebileceklenamazla-ri eklindeki bu gönamazla-rü ü savunmaktad namazla-rlanamazla-r35.

Bu görü ü savunanlara göre, bu haldeki bayan n hükmen kirli oldudu ya da o halde iken namaz k lamayacad eklinde bir yasak Kur’an’da bulun-mamaktad r. Bu nedenle, bayanlar n özel günlerinde namaz k lmalar yasak-lanamaz, ancak bu hal kendilerini rahats z edecedi için, kendilerini namaz k lmaya müsait görmezlerse, namazlar n k lmayabilirler. Bu bayanlar, kendi-lerini fazla bitkin bulmuyorlar ve namazlar n eda etmek istiyorlarsa, bu hal-lerinde iken namazlar n eda edebilirler. Nitekim Hz. Peygamber de,

bayanla-ra bu kolayl d sadlam t r36.

a- Delilleri

Bu görü ü benimseyenlerin delilleri öylece s ralanabilir:

i- Konu hakk nda aç k bir ayet bulunmamaktad r. cslâm’ n temel

iba-detlerinden birinin namaz oldudu ayetle sabittir. Bayanlar n özel günlerinde namaz k lmalar n yasaklayan bir ayet bulunmad d na göre, o günlerde ka-d nlar n namaz k lamayacaka-d n savunmak, Kur’an nass ile çeli ecektir. Konu hakk nda müracaat edilen sünnet verileri sahih olmad d ndan, bu husustaki rivayetleri, kad n aleyhtar söylemlerin nasla t r lmak istenmesi olarak gör-mek daha dodrudur.

34 Bu dederlendirmelere kat lan bilginler için bkz. Meydani, el-Lübab I,47; Sa’di Çelebi, Ha iye ale’l-Hidaye (cbn

Hümam, Fethu’l-Kadir ile birlikte), I,146; cbn Kayy m el-Cevziyye, ’lamü’l-Müvakk in, II, 46.

35 Görü ve delilleri için bkz. Y. Nuri Öztürk, Kur’andaki slam, cstanbul 1994, s. 451-452; Hüseyin Atay, Kur’ana Göre Ara t rmalar IV, Ankara 1995, s. 151.

(9)

60 ( 2Y ( % 1 4% ) 1@ ( @ '$ 1 %ORE

ii- Kad nlar n özel hallerini, Ramazan’da oruç tutmamay mübah k lan

hastal da benzetmek uygun olacakt r. Bilindidi gibi, hasta olan kimselerin Ramazan’da oruçlar n tutmayarak, iyile tiklerinde kaza etmelerine bizzat Kur’an müsaade etmektedir. Buna göre, cslâm kolayl k dini olup, hasta olan kimselere ibadet hususunda ruhsatlar tan d d ndan, özel günlerinde olan kad n da, bir nevi hasta say lacad için, kendini iyi hissetmedidi dönemlerde namazlar n k lmayabilecek, bu günlerde kendini iyi hisseden bayan ise, na-mazlar n k lmaya devam edebilecektir.

iii- Adet kanamas , yaln zca abdestin bozulmas na sebep olan dider

ak nt lar gibi olup, bu kanama insan n iradesi d nda gerçekle mektedir. Bu kanamay cünüplük hali ile e deder görüp, cünüp olan kimsenin namaz k la-mayacad eklindeki hükmü buraya ta mak yanl t r. Hay z kan ile istihaze kan aras nda, Kur’an'da belirtilen farkl hüküm ( Kur’an’da hay zl ile cinsel ili ki yasaklanm ken, dideri için böyle bir yasad n bulunmad d hat rlat

l-maktad r) d nda ayr m gözetmek de dodru dedildir37.

3 - Delillerin DeJerlendirilmesi

Bayanlar n özel günlerindeki kanamalar n hükmi kirlilik olu turmaya-cad ve dolay s ile, bu günlerde bayanlar n namaz k labilecedi eklindeki görü ün dayand r ld d delillerin u ekilde ele tirilmesi mümkündür:

i- Görü sahiplerinin, konu hakk nda aç k bir ayetin bulunmad d n

ge-rekçe gösterip, konuyla ilgili olarak mevcut olan sünnet verilerini gözard ederek bir hükme varmalar usûlen yanl t r. Çünkü, tarih boyunca cslâm ümmeti, tevatür derecesine ula masa da, sahih sünneti hüküm koymada bir kaynak olarak kabul etmi lerdir. Sahih sünnetin görevleri aras nda; “Kur’an’ aç klama”, “Kur’an’ n sustudu baz konularda hüküm koyma” görevinin oldudu, ümmetin kabulüne mazhar olmu tur. cslâm tarihi boyunca, yukar -daki hadis verilerinin ifade ettidi hükmün d nda bir uygulaman n bulunma-y da, bu rivabulunma-yetlerin içerik itibaribulunma-yle sahih olduklar n n abulunma-yr bir delili olarak görülmelidir. Kald ki, yukar da belirtildidi gibi, çok sarih dedilse de, konu ile ilgili olan ayetler birlikte dü ünüldüdünde, özel günlerindeki bayanlar n hükmi kirlilik içinde olduklar ayetlerden de anla labilmektedir. Bu haldeki bayan n hükmen kirli oldudu anla ld d nda ise, bunun zorunlu sonucu ola-rak, bu haldeki bayan, abdesti olmayan bir kimse gibi namaz k lamayacakt r.

ii- Konuya yaln zca Kur’an perspektifinden bak l p, konu hakk ndaki

hadisler göz ard edildidi taktirde, adet ve nifas halindeki bayan n da namaz-lar n k lmas savunulmal d r. Yani, bayannamaz-lar n bu hallerinde de namaz k l-malar n n farz oldudu iddia edilmelidir. Çünkü, Kur’an’da, bu haldeki bayan-lar n namazbayan-lar n k l p k lmamada muhayyer oldukbayan-lar eklinde bir hüküm yoktur.

iii- Adet halindeki bayan n namaz k lmas n n yasak olmad d , ancak bu

halde namaz k lmaman n kendilerine verilen bir ruhsat oldudu eklindeki görü sahipleri bu hükme ula abilmek için öyle bir ç kar mda bulunmu

(10)

Prof. Dr. Nihat DALGN ORR

d r: “Kur’an hastaya oruç tutmama ruhsat vermi tir38. Öte yandan, hay zla

alakal olarak Kur’an eza39 nitelemesinde bulunmaktad r. Buna göre, hay z

gören bayan, bu günlerinde bir nevi hasta say lmaktad r. Kur’an ise, hasta olan n – kad n erkek ay rt etmeksizin- oruç tutmamas na müsaade ettidi gibi, adet gören bayan n bu halde iken namaz k lmamas na da müsaade ediyor

olmal d r40. Yani, adet gören bayan, dilerse, bu halde iken namaz k

lmayabi-lecektir.

Görü sahiplerince savunulan bu ç kar m (=ak l yürütme/k yas i lemi)

sadl kl olmad d için yanl t r. Çünkü, bizzat Kur’an taraf ndan eza

ibaresi-nin hastal=k ( maraz ) anlam na kullan ld d aç klanm dedildir. Eza

kelime-si; burada ki inin tiksinti duydudu, kendisine yakla ana, kokusu ve necaseti

sebebiyle eziyet veren ey anlam nda kullan lm t r41. Ayr ca, konu hakk nda,

sünnette mevcut olan sarih beyanlar42 nedeniyle, ilk dönem cslâm

alimleri-nin tamam , hay z kan ile istihaze kan n (=hastal k sebebiyle gelen kan) farkl dederlendirmi ler, as l maraz/hastal k anlam n istihaze kan gören bayan için kullanm lard r. eu da var ki, bu haldeki bayan n kanamay dur-duracak tedbirler almas halinde, her namaz için veya her vakit için normal

abdest alarak namaz n k lacad na, ilgili hadislere43 dayanarak hükmetmi

-lerdir44.

Özel günlerindeki bayan n ibadeti ile, fiziksel rahats zl d bulunan ba-yan n ibadeti aras nda benzerlik kurarken, “iki olay aras nda illet birli i olmadan yap lan k yas n geçersiz olaca ” gözden kaç r lm t r.

iv- Bayanlar n, diledikleri taktirde, özel günlerinde namazlar n k labi-lecekleri eklindeki görü e, Kur’an’daki hastalarla ilgili olarak oruç tutmama

ruhsat n n45 delil olarak kullan lmas da yanl t r. Çünkü, Kur’an’da hasta

için oruç tutmama ruhsat verilmi se de, hastan n namaz k lmayabilecedi eklindeki bir hükme yer verilmemi tir. Özellikle, normal hastal k hallerinde, namaz n k l nmas n n gerekli oldudu, hemen herkesin kabulüdür. Ancak, hasta olan ki inin, k yam-rüku veya secde gibi, namaz n baz rükünlerini veya artlar n yerine getirememesi müsamaha ile kar lanm t r. Buna göre, normal ekilde hasta olan için namaz k lmama ruhsat bulunmad d halde, hay z ve nifasl bayan n hasta kabul edilerek, hastalar için oruç tutmama

ruhsat bulundudu gibi, namaz k lmama ruhsat n n tan nmas k yas da

38 Bakara 2/185. 39 Bakara 2/222.

40 Bu görü ü savunanlara örnek olarak bkz. Y. Nuri Öztürk, Kur’andaki slam, s. 451, 452.

41 Bkz. Taberi, Câmiu’l-beyân, II, 381; Kurtubi, a.g.e., III, 85; Zemah eri, Ke af, I, 361; Kastallani, r adü’s-sari ila Sahihi’l-Buhârî, Beyrut ts., I, 340; Nesefi, Tefsir, I, 111.

42 Nitekim sünnet verileri de bu iki kan n farkl olduduna delildir. Bkz. Müslim, “Hayz”, 62, 63, 64; Uzun müddet

kanama gören bayan n bile, sadl d n riske atacak bir durum olmad d nda namaz n terk etmeyecedi ile ilgili dedi ik hadisler mevcuttur. Örnek olarak bkz. Abdurrezzak, el-Musannef, “Hay z”, hadis no:1173.

43 clgili rivayetler için bkz. Buhârî, “Hayz”, 19, 24; “Vudu’”, 63; Müslim, “Hayz”, 62. (ayr ca 18 no’lu dipnota

bak labilir.)

44 cbn Kudâme, a.g.e., I, 376 vd; Ayr ca, sürekli kanama gören/özürlü bayan, dider ibadetlerinde de, cünüp veya adetli

gibi dedil, abdestsiz kimse gibi muamele görmektedir. Bu aç dan da adet ile özür kan n n birbirinden farkl oldudu görülmektedir. Bkz. Zürkani, a.g.e., I, 124; Kâsânî, Bedâyi’, I, 44.

(11)

60 ( 2Y ( % 1 4% ) 1@ ( @ '$ 1 %OR>

yanl bir k yast r. Çünkü, namaz ve orucun art ve rükünleri farkl iki ayr ibadet oldudu herkes taraf ndan bilinmektedir. Buna göre, hareket noktam z Yüce Kur’an’d r diyenler, bu konuda Kur’an’ n d na ç karak, kendi görü leri dodrultusunda hüküm koymu lard r. Halbuki, hiçbir insan n ibadet koyma yada bir ibadeti kald rma veya hafifletme yetkisinin bulunmad d n , kendileri de kabul edeceklerdir.

v- Özel günlerindeki bayan n namaz k l p k lmamada serbest oldudunu

savunanlar, Hz. Peygamber’in de bu kolayl d gösterdidini ifade etmelerine radmen, görü lerine delil olabilecek sahih ya da zay f bir hadis zikredememi -lerdir. Biz de böyle bir hadis tespit edebilmi dediliz. Halbuki, Hz. Peygam-ber’den naklen O’nun e leri arac l d yla rivayet edilen haberler, bu durumda-ki bayan n namaz n terk etmesi yönündedir.

vi- Bu görü müntesiplerinin, böyle farkl bir sonuca ula malar n n

te-mel nedeni, yanl bir usül takip ette-meleridir. Çünkü, naslarda belirtilmedidi halde, adet gören bayanlar fiziksel rahats zl d bulunan hastalara benzete-rek, Kur’an ve Sünnet’teki hastalarla ilgili hükümler, adetli bayanlara da verilmek istenmi tir. Halbuki, bir hükmün illeti bilinmedikçe, onun k yasa konu olmayacad , k yas i leminde ise, benzerlik kurulan iki olay n illetlerinin ayn olmas n n gerekli oldudu, birer usül kural olarak, hemen herkesin kabu-lüdür. Alan d nda k yas i lemine giri ilmesi, illetleri farkl olmakla birlikte, hastalarla ilgili Kur’an’daki hükmün adetli bayanlara verilmeye çal lmas , bu alanda farkl bir hükmün dodmas na sebep olmu tur. Ancak, yanl bir usül takip edildidinde, ula lacak olan sonucun da yanl olacad bir gerçek-tir.

II – ÖZEL GÜNLER<NDEK< KADININ ORUÇ <BADET<

Burada özel günlerindeki bayan n oruç tutup tutamayacad konusu ele al nacakt r. Konu hakk ndaki tart maya geçmeden önce, oruç tutabil-mek için dinen temiz bulunman n art olup olmad d n , bir ba ka deyi le hükmî kirlilidin oruç tutmaya engel olup olmad d hakk nda bilgi vermek faydal olacakt r.

A- Orucun S=hhati <çin Hükmî Kirlilikten Temiz Bulunma ;art= ve Cünübün Orucu

Tutulan orucun sahih olabilmesi için oruç tutacak olan müslüman n hükmi kirlilikten uzak bulunmas n n gerekli olup olmad d cslam alimleri aras nda tart lan bir husustur:

1- Orucun s hhati için büyük hükmi kirlilikten/hades-i ekberden temiz

bulunmak artt r. Bu görü sahiplerine göre, oruç ve namaz birer ibadet olup, bunlar n sahih bir ekilde eda edilmi olmalar için, hükmi kirlilikten temiz-lenme artt r. Hay z ve nifas kan n sona erdirip temiztemiz-lenmek ki inin elinde olmamas ve bu hal devam ettidi müddetçe, ibadet için art olan temizlidin gerçekle ememesi nedeniyle, bayanlar özel hallerinde, namaz k

(12)

lamayacakla-Prof. Dr. Nihat DALGN O>D

r gibi oruç da tutamazlar. Ancak, bir büyük hükmi kirlilik hali olan cünüp-lük durumu, hakk nda ayr ca nas bulunmas sebebiyle, bu husustaki genel kurala ayk r olarak, orucun s hhatine engel dedildir. Yani, cünüp bulunan

bir erkek ya da kad n Müslüman n bu halde iken tutacad oruç sahihtir46.

2- Oruç için büyük hükmi kirlilikten/hades-i ekberden temizlik art de-dildir. Bu nedenle, cünüp olan bir Müslüman kad n veya erkedin tutacad oruç sahihtir. Ancak, konuyla ilgili naslardan kad nlar n özel günlerinin oruca engel oldudu anla lmaktad r.

3- Büyük hükmi kirlilidin baz s oruca engel dedilken, baz s engeldir.

Örnedin, cünüp olan kimse bu halde iken oruç tutabilirse de, adet gören ka-d n bu halka-de oruç tutamaz. Bu ka-durum, ya hay z halinin cünüplüka-de nazaran

daha büyük bir kirlilik hali oldudundand r47 ya da ak l ile kavran lmas

im-kans z olan bir husus sebebiyle adet gören kad n n bu hali oruca engeldir.

4- Küçük hükmi kirlilik olarak bilinen abdestsizlik halinin ve büyük

hükmi kirlilidin bir türü say lan cünüplük halinin oruç tutmaya engel

olma-d olma-d hususunolma-da, cslâm alimleri aras nolma-da bir ku ku yoktur48. Yani, oruç

tutar-ken abdestli bulunmak art olmad d gibi, cünüp olan kimsenin, y kanmadan oruca ba lamas ya da oruçlu iken, kendi iradesi d nda (örnedin, uykusunda ) cünüp olmas , oruca mani dedildir.

Konu hakk ndaki hadislerden birkaç öyledir: “ Hz. Ai e’den

nakledil-di ine göre, Rasulüllah s.a. gece gerçekle en cinsel ili ki sonras nda cünüp

olarak sabahl yor, ayn günün orucuna devam ediyordu”49; “Ümmü

Sele-me’den nakledildi ine göre; “Hz. Peygamber’in, gece gerçekle en cinsel ili ki sonras nda y kanmadan, cünüp olarak sabahlad oluyor, ancak bu halde o günün orucunu bozmad gibi, daha sonra bu günün orucunu kaza da etmi-yordu”50.

Cünüplük halinin oruca engel olmay ile ilgili akli delil ise öyledir: Erkek ya da bayandan ehvetle meninin gelmesi, manevi kirlilik olu turup bu sebeple y kanmak gerekli ise de, bu hal y kanmakla son bulacad ve bu halin olu mas ki inin iradesi d nda gerçekle tidi için de, gün boyu sürecek olan oruca bu halin bir zarar olmaz. Nitekim, ramazan günü oruçlu iken rüyalan p cünüp olan kimsenin orucunun bozulmayacad nda alimler icma

etmi lerdir51. Ancak, ki inin oruçlu iken, kendi iradesiyle bakarak, ya da

cin-sel ili ki sonucu cünüp oldudunda, orucunun bozulacad kabul edilmi tir52.

Bu hükmün u yönüne dikkat çekmek isteriz: Burada orucu bozan ey, ki i-nin cünüp olarak hükmen kirli hale dü mesi dedil, ki ii-nin oruçlu iken, kendi iradesi ile, hakikaten ya da hükmen cinsel ili ki kurmaktan uzak kalma ku-ral n çidnemi olmas d r.

46 Bkz. Baberti, el-Inâye ale’l-Hidaye, I, 146. 47 Kâsânî, Bedâyi’, I, 44.

48 eirbînî, Mu ni’l-muhtac, I, 109. 49 eevkânî, Neylü’l-evtar, II, 275. 50 eevkânî, a.g.e., II, 275. 51 eevkânî, a.g.e., II, 277. 52 DcA, clmihal, I, 407.

(13)

60 ( 2Y ( % 1 4% ) 1@ ( @ '$ 1 %O>

B- Özel Günlerindeki Bayanlar=n Oruç Tutmas= ile <lgili Görü:ler

Bayanlar n özel günlerinde oruç tutup tutmayacaklar ile ilgili olarak, birisi klasik dönemde olu mu , dideri ise çadda olan iki farkl görü bulun-maktad r. eimdi bunlar görelim.

1- Özel Günlerindeki Bayan=n Oruç TutamayacaJ=

clk dönemden beri kabul edilen görü e göre, hay z ve nifas halindeki kad n, namaz k lamad gibi, oruç da tutamaz. Yani, kaynaklar m z n itti-fakla belirttidine göre, adet gören ve nifas halinde bulunan bayan n oruç tutmas yasakt r/haramd r53.

clk dönem cslâm alimleri, özel günlerindeki bayanlar n oruç tutamaya-cad nda ittifak etmi lerse de, bunun nedeni hakk nda, a ad daki ekilde farkl yorumlarda bulunmu lard r.

a- Oruç ve namaz birer ibadet olup, bunlar n sahih bir ekilde eda edilmi olmalar için, hükmi kirlilikten temizlenme artt r. Hay z ve nifas kan n sona erdirip temizlenmek ki inin elinde olmamas ve bu hal devam ettidi müddetçe, ibadet için art olan temizlidin gerçekle memesi nedeniyle, bayanlar özel hallerinde, oruç ve namaz ibadetini eda edemeyeceklerdir.

Çodu Hanefilerin de içinde bulundudu baz alimler, oruç ibadeti için de hadesten taharetin art oldudunu ifade eden bu yorumu benimsediklerinden,

hükmen kirli say lan bayanlar n oruç tutamayacaklar na hükmetmi lerdir54.

Bu görü ü benimseyenler, cünüplüdün oruca engel olmay n k yasa ayk r olarak Hz. Peygamber’in uygulamas na dayand d n benimserler. Yine bu grupta yer alan alimler, cünüplükle kad nlar n özel halleri aras nda, oruca engel olup olmamas hususunda yap lacak k yas n uygun olmayacad n

dü-ünürler. Yani, cünüplüdün hükmi kirlilik olmas na radmen, oruca engel may , hay z ve nifas halinin de birer hükmi kirlilik olarak, oruca engel ol-mamas n gerektirecedi eklindeki k yas n n uygun olmayacad n , zira ilgili naslar taraf ndan hay zl kad n n oruç tutamayacad hükmünün

konuldudu-nu ifade etmi lerdir55. Bu durum usulde/genel bir ilkede; “alâ h lafi’l-k yas

sabit olan ey bir ba kas na mekîsun aleyh olamaz” eklindeki kural ile anla-t lmakanla-tad r.

Bu görü ü benimseyen alimlere göre, adetin azami süresi olan on gün-den önce kanamas bittidi halde, imsak vaktingün-den önce y kanmaya imkan bulamam olan kad n, o günün orucuna ba layamayacakt r. Zira büyük hükmi kirlilik oruç için art olup, bu art orucun ba lang c nda da yerine geti-rilmi olmal d r. Söz konusu bayan n kanamas bitmi se de, böyle on günden noksan adet görenler hakk nda y kanma müddeti de adet vaktinden say

l-maktad r56. Ancak, imsakten önce y kanmaya vakit bulabilen kad n, o günün

orucuna ba layabilir.

53 cbn Kudâme, a.g.e., I, 347; eirbînî, a.g.e., I, 109; Kuduri, el-Muhtasar ( Meydani, el-Lübab ile birlikte), cst. ts., I, 47 54 Sa’di Çelebi, Hâ iye, I, 146.

55 Bkz. Baberti, el-Inâye ale’l-Hidaye, I, 146.

(14)

Prof. Dr. Nihat DALGN O>C

b- Baz cslâm hukukçular ise, tutulan orucun sahih olmas için hadesten / hükmi kirlilikten temizlenmenin art olmad d n kabul etmekle birlikte, yine de, adet ve nifas halindeki bayan n oruç tutmas n n yasak ol-dudu görü ünü payla m lard r. Ancak, onlar bu halde iken tutulan orucun sahih olmay n n nedeni hakk nda dedi ik yorumlarda bulunmu lard r:

“Oruç için temizlik art olmad d halde, adetli bayan n oruç tutamay , ya kural olarak, orucun bu halde farz k l n p, sonra farziyyetinin dü tüdüden, ya da ilk ba tan oruç ibadeti farz k l n rken, adetli bayanlara farz k l n-mad d ndand r. Bayanlar için böyle farkl bir muamele yap lmas n n nedeni ise, bu haldeki bayanlardan oruç tutman n verecedi me akkati kald rmak olmal d r. Ancak, sünnet nass ile, adet ve nifas halindeki bayanlar n, oruç tutmad klar günlerin oruçlar n dider günlerde tutmalar ( kaza etmeleri) / yada sonradan bu günler kadar eda olarak oruç tutmalar , yeni bir emir ola-rak farz k l nm t r”57.

Nitekim, eafiilerin de yer ald d bir k s m alim, oruç ibadeti için hadesten taharetin art olmad d n benimsemekle birlikte, konu hakk ndaki hükmün nasla belirlenmi olmas nedeniyle, k yasa ayk r bir ekilde, özel günlerindeki bayanlar n taabbudi olarak/ nedenini akl n kavrayamad d bir

hüküm olarak, oruç tutamayacaklar n belirtmi lerdir58.

Hay zl kad n n oruç tutamayacad hükmünün nedenlerini eserinde sor-gulayan Hanefi fakihi Kâsâni’nin dederlendirmesi ise öyledir: Cünüp bu ha-linde oruç tutabildidi halde hay zl ve nifasl kad n n o günlerinde oruç tuta-mamas ; ya bu durumlar n cünüplükten daha büyük bir hükmi kirlilik hali olu undan; ya bu kad n n oruç tutamay hakk ndaki nass n talil edilemeye-cek olu undan ya da bu günlerindeki kad nlar n kar la acaklar me akketi kald rmak amac yla konulmu ve ak l ile de kavranabilen bir durumdur. Ni-tekim, hay z ve nifasl kad n n kanamas devaml d r, zaten biyolojik olarak c l z yarat lm kad na bir de o günlerinde oruç tutmalar emredilseydi, bu emrin yerine getirilmesi ancak bin bir güçlükle mümkün olurdu, bu durumlar cünüp olan kimsede söz konusu dedildir. Zira cünüplüdün sebebi de, ortadan kalkmas da ki ilerin iradesine badl olup, cünüp olan kimse günlerce devam

eden bir ak nt ile de hiçbir zaman kar la maz59.

Bu görü e göre; Müslüman bayan, adet ya da nifas kanamas n n biti-minde, vakit geçirmeden y kanarak, günlük namazlar n k lmaya, eder rama-zan içinde ise, ertesi günden itibaren orucunu tutmaya devam etmelidir.

Ka-nama sona erdidinde, bayan y kanmaks z n Ka-namaz k lamaz60 ise de, bu

durumda, y kanmas gecikecekse, vakit de gece yar s veya imsak vakti ise, y -kanmam olsa da, dider günün/gelecek günün orucuna niyet etmeli, sonra-dan, gün içinde y kanmal d r. Bu durum, orucun s hhatine mani olmaz. Yani,

57 eirbînî, a.g.e., I, 109, 110.

58 Kastallânî, a.g.e., I, 346; eirbînî, a.g.e., I, 109, 110; Aynî, Umdetü’l-kârî, Daru chyai’türasi’l-Arabi, III, 269;

Hane-filerden Kâsânî de bu görü tedir; bkz. Kâsânî, Bedayi, I, 38.

59 Kâsânî, Bedâyi’, I, 44.

60 Adet kanamas kesilince, namaz k labilmek için y kanman n gerekli oldudu sünnetle sabittir. Bkz. Buhârî, “Hayz”,

(15)

60 ( 2Y ( % 1 4% ) 1@ ( @ '$ 1 %O>O

oruca ba layabilmek için, adet yada nifas kanamas n n sona ermi olmas

yeter sebeptir, y kanmak art dedildir61. Çünkü ki iyi hükmen kirli k lan ey

adet kanamas d r. Bu kanaman n bitmesi ile - adet ve nifas günlerinde oruç tutma yasad n n nedenini, kanaman n varl d görenlere göre - yasak sona ermi olacakt r. Bu haldeki oruç yasad n n nedenini hadesten temizlenmemi olma görenlere göre de, kirlilidin illeti ortadan kalkt d için, oruç tutma

yasa-d sona ermi olmakta, ancak, ki i bu hal sonras ndaki y kanma eylemini

gerçekle tirmemi bulunmaktad r. Bu halde ise, cünüplükte oldudu gibi,

bu-rada da bayan n y kanmam olmas orucuna engel olu turmamaktad r62.

Bayanlar n özel günlerinde oruç tutamayacaklar eklinde cslâm alimle-ri taraf ndan ittifakla benimsenen bu görü ün delillealimle-rini öylece hülasa etmek mümkündür:

aa- Delilleri

Konu hakk nda Kur’an’da bir bilgi bulunmamaktad r. Sünnet’ teki ilgili rivayetleri öyle hülasa etmek mümkündür:

i- Peygamber han mlar ndan; ‘biz hay zl iken namaz k lmaz ve oruç tutmazd k, yaln zca oruçlar kaza etmekle emrolunurduk’ anlam nda63, farkl varyantlar bulunan rivayet, adetli bayan n oruç tutmayacad na delil-dir. Ayr ca, Hz. Peygamber’in bir bayram günü bayanlara nasihat ederken, onlara yönelik olarak ‘ bir bayan hay z halinde namaz k lmaz, oruç tut-maz, öyle de il mi? dedidinde, onlar da evet, diye cevap verdiler64. Hz.

Peygamber’in yukar daki sorusu, yani siz böyle yapars n z anlam na gelmek-te olup, onlardan cevap almak için dedil de, kendisini gelmek-teyit ettirmek/haber

vermek için sorulmu bir soru (= istifham- inkari)65 olup, bu rivayetten,

bayanlar n özel günlerinde oruç tutmayacaklar anla lmaktad r.

Bir ba ka rivayete göre, Hz. Peygamber, bayanlar n özel günlerini kas-tederek; “Siz gecelerce namaz k lmaz ve günlerce Ramazanda oruç tut-mazs n z” eklinde bir beyanda66 bulunmu tur. Bu haberde ise, kad nlar n özel günlerinde namaz k lmad klar ve oruç tutmad klar (=namaz k lmay p

oruç tutmayacaklar67) aç kça ifade edilmektedir.

ii - Hamne isimli bir bayan Hz. Peygamber’e gelerek; “ kendisinin id-detli ve uzun süren hay z gördü ünü, bu halinin uzun süre kendisini namaz ve oruç tutmaktan al koydu unu belirterek, bu konuda ne

diye-61 Bkz. cbn Kudâme, a.g.e., I, 349. 62 cbn Kudâme, a.g.e., I, 349.

63 Hadisler için bkz. Buhârî, “Hayz”, 20; Ebû Davud, “Tahâre”, 104; Hadisi eserinde zikreden Zeylaî, hakk nda

olumsuz bir dederlendirmede bulunmam t r. Bkz. Zeylaî, Nasbu’r-râye, I, 193.

64 Buhârî, “Hayz”, 6; Ancak bu hadis, bayanlar n din ve ak l yönünden eksik olduklar n ifade eden laf zlar ndan Hz.

Peygamberin kasd n n ne oldudu hususunda tart maya neden olmu tur. Kimi alimler, hadisin zahirinde mevcut olan bayanlar aleyhindeki ifadelerden hareketle, böyle bir sözün Hz. Peygamber taraf ndan söylenmeyecedi kanaat na varm lard r. Hadisle ilgili ele tiriler hakk nda bkz. Kamil Çak n, “Kad nlarla clgili Bir Hadis ve Dederlendirilmesi”,

Dini Ara t rmalar, sy. I, May s 1988 Ankara, s. 21; Zekeriya Güler, “Kad n Din ve Ak l Bak m ndan Eksik midir?”, Mehir, sy 2, Yaz 1998, s.14-21.

65 San’âni, a.g.e., I, 173.

66 Müslim, “cman”, 132; Ebû Davud, “Sünne”, 15. 67 Benzer dederlendirme için bkz. San’ânî, a.g.e., I, 172.

(16)

Prof. Dr. Nihat DALGN O>F

ce ini/ ne yapmas gerekti ini sormu tur...”68. Bu rivayetten, sahabe ba-yanlar nca, adet kanamas n n namaz k lmaya ve oruç tutmaya mani oldudu-nun bilindidi görülmektedir. Bu durum, ak lla bilinecek içtihadi bir konu ol-mad d na göre, büyük ihtimalle, Hz. Peygamber’in yapt d bir aç klamaya dayanmaktad r. Bu aç klamay içeren ifadenin –varsayal m- sahih bir ekilde bize intikal etmemi olmas halinde bile, uygulama ile gelen hükmün göz ard edilmesi dodru olmaz. Gerek bu rivayetten, gerekse dider rivayetlerden, saha-be kad nlar n n özel günlerinde namaz k lmad klar gibi, oruç da tutmad kla-r , aç k bikla-r ekilde anla lmaktad kla-r. Hz. Peygambekla-r’in, bu uygulamay menet-memesi ya da bunun dodru olmad d na dönük bir ikazda bulunmam olmas bile, konu hakk ndaki hükmün, uygulamada oldudu ekliyle olmas gerektidi yönünde güçlü bir delildir. Aksi takdirde, Rasûlüllah din ad na yap lan bir yanl l da müsaade etmi olurdu ki, bunu dü ünmek bile imkans zd r.

Ayr ca, Hz. Peygamber’in Hamne isimli bayan n günlerce süren kana-mas ile ilgili olarak sordudu soruya cevap verirken söyledidi; “...Her ay içinde yirmi üç veya yirmi dört gün namaz k l ve orucunu tut, di er gün-ler senin adet güngün-lerindir...” eklindeki beyan ndan da, adet güngün-lerinde

namaz k l nmad d gibi, orucun da tutulamayacad na delil mevcuttur69.

Bu naslara dayan larak, özel günlerindeki bayanlar n namaz k lama-d klar gibi, oruç lama-da tutamayacaklar nlama-da, bu hallama-de iken k l nan namaz n ve

tutulan orucun sahih olmad d nda icma olu mu tur70.

iii - Hz. Peygamber ve sonras ndaki bir dönemde, özel hallerindeki

ba-yanlar n, oruç tutup namaz k ld d ile alakal bir bilginin nakledilmemesi, aksine, bütün rivayetlerde, ilk dönemden beri, bayanlar n özel günlerinde namaz k lmad klar gibi, oruç da tutmad klar n n belirtilmesi, bu konuda cslâm tarihinin her dönemindeki uygulaman n ayn oldudunu ifade etmekte-dir. cslâm tarihi içinde, bu konuda farkl bir uygulaman n bulunmay dahi, konu hakk ndaki rivayetlerin dodruludunu göstermektedir. Hadis teknidi aç s ndan, yukar da verilen rivayetlerin s hhatleri tart lsa bile, kanaatimiz-ce, bu uygulaman n cslâm tarihinin ilk günlerinden beri ayn olu u, rivayetle-re güven hususunda insana itminan vermektedir.

Böyle bir uygulaman n, ya ayan sünnet olarak dederlendirilip, sözlü ri-vayetler d nda, müstakil olarak, bir hükme delil te kil etmesi de

mümkün-68 Abdurrezzak, a.g.e., “Hay z”, hadis no: 1174; Ebû Davud, “Tahâre”, 109.

69 cbn Kudâme, a.g.e., I, 348; Konu ile ilgili hadisi Tirmizî sahih olarak, Buhârî ise, hasen olarak nitelemekte, hadisin

erhinde Hattâbî ise, üphe ile farz bir ibadet olan namaz n dü meyecedini gerekçe göstererek, özürlü bayan için Hz. Peygamberin; her bir vakti son ana, diderini ise, ilk ana getirerek, y kanarak namaz k lmas eklinde bir uygulamay tavsiye etmi oldudu yorumunda bulunmaktad r. Hattâbî, Mealimü’s-sünen, (Ebû Davud, Sünen’le birlikte),cst. 1992, I, 201; San’ânî, bu hadisin sahih olmad d eklindeki dederlendirmelerin dodru olmad d n ifade etmektedir. Bkz.

Sübülü’s-selam, I, 166.

70 Bkz. eirbînî, a.g.e., I, 108; San’ânî, a.g.e., I, 172; Buhârî, “Hayz”, 6; cbn Kudame, el-Mu ni, I, 347; Hanefilerden

Serahsî, özel günlerinde bayanlar n oruç tutamayacaklar hükmüne delil olarak; “kad nlar n, ömürlerinin yar s nda

(17)

60 ( 2Y ( % 1 4% ) 1@ ( @ '$ 1 %O>P

dür. Nitekim, bilindidi gibi, Maliki hukuk ekolünde, “Amel-i ehli Medine”

müstakil bir hüküm kaynad olarak benimsenmi tir71.

Tarih içinde, bayanlar n adet günlerinde k lmad klar namazlar kaza

etmelerinin gerekli oldudunu savunanlar bulunmu sa72 da, bu halde namaz

ve orucun eda edilebilecedini savunan bir gruba rastlanmam t r.

Görebildidimiz kadar yla, nifas halindeki bayan n oruç tutmayaca

hakk nda sözlü bir sünnet verisine rastlamad k. Ancak alimlerimiz, sünnet

verilerini ve ilk dönem uygulamalar n delil getirerek, hay z kan n n namaz

ile oruca ayn ekilde etkisinin bulunmas ve nifas halinde de namaz n

terkedilmesi hükmüne ula t klar için, oruç ibadetine etkisi aç s ndan da,

hay z ve nifas kan n n ayn olmas gerektidine hükmetmi lerdir73. Bilindidi

gibi, hay z halinde namazlar terk edildidi gibi, nifas halinde de Peygamber

han mlar n n namazlar terk ettikleri ile ilgili rivayetler74 mevcuttur. Bu

du-rum, iki tür kanaman n da, ibadetlere etkisi aç s ndan ayn oldudunu gös-termektedir75.

bb - Tutulmayan Oruçlar=n Kazas=

Hay z ve nifas hallerinde tutulamayan oruçlar n, sonradan kaza edil-mesi gerekli olup, bu hükmün dayand d erî delil sünnettir. eöyle ki; Pey-gamber han mlar ndan öyle nakledilmi tir: “Biz hay zl iken namaz k lmaz

ve oruç tutmazd k, yaln zca oruçlar kaza etmekle emrolunurduk”76. Bu ve

benzeri naslar sebebiyle, cslâm alimleri adetli bayan n tutmad d oruçlar

kaza edecedinde icma etmi lerdir77.

cslâm bilginleri, özel günler sebebiyle k l namayan namazlar n kaza edilmesi istenmemi ken, tutulamayan oruçlar n kaza edilmesinin gerekli olmas n n akli yorumu olarak unlar söylemi lerdir: Oruç ibadetinin farz k l nmas ndaki maslahat, manevi kirlilik sebebiyle oruç tutulamad d nda kaç r lm bulunmakta, dider günlerde ise, böyle bir maslahat yerine getire-cek farz oruç ibadeti de bulunmad d ndan, insan bu ibadetten elde edecedi faydadan mahrum kalm bulunmaktad r. Bu nedenle, tutulamayan ramazan oruçlar kaza edilmelidir. Ayr ca, kazas yap lacak oruçlar n bayan için a r

71 Bkz. Abdulkadir eener, slam Hukuku Dersleri I, czmir 1992, s. 53; cmam Malik’in ünlü hocas Rabia b.

Abdurahman (ö. 136/753) Medine’lilerin hukuki uygulamalar n haber-i vahidlere tercih ediyor ve diyordu ki; “Bin-lerce insan n, bin“Bin-lerce insandan gördüdü, bir ki inin bir ki iden rivayet ettidinden daha tercihe ayand r”.

72 Hariciler içinde baz gruplar n, bayanlar n adetli günlerinde k lmad klar namazlar kaza etmelerini savunduklar

bilinmektedir.Bkz. cbn Kudâme, a.g.e., I, 248.

73 eirbînî, a.g.e., I, 109, 110, 120; cbn Kudâme, el-Mu ni,I, 396; Sanâni, a.g.e., I, 174; Konu ile ilgili rivayetler için

bkz. Abdurrezzak, a.g.e., hadis no:1196-1203.

74 Bkz. Ebû Davud, “Tahâre”, 119; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 304.

75 Sa’di Çelebi, Ha iyesinde, hay z ve nifas kan n n mü terek hükümlerini sayarken unlar belirtmektedir: Namaz n

terkedilmesi, orucun terkedilmesi, Mescide girilmemesi, Kabe’nin tavaf edilmemesi.... Bkz. Sa’di Çelebi, Ha iye ( cbn Hümam, Fethü’l-Kadir ile birlikte), I, 145; San’ânî de, nifas halindeki bayanla ilgili rivayetlerden bu sonuca ula laca-d kanaatinlaca-de ollaca-dulaca-dunu belirtmi tir. Bkz. San’ânî, a.g.e., I, 173.

76 Hadisler için bkz. Buhârî, “Hayz”, 20; Ebû Davud, “Tahâre”, 104; Rivayeti kitab na alan Zeylaî, hakk nda olumsuz

bir dederlendirmede bulunmam t r. Bkz. Zeylaî, a.g.e., I, 193.

(18)

Prof. Dr. Nihat DALGN O>Q

bir yük/me akkat olu turmamas nedeniyle, adet günlerinde tutulamayan

oruçlar n kaza edilmesi emredilmi 78 olmal d r.

2 - Özel Günlerindeki Bayan=n Oruç TutabileceJi

Günümüzdeki baz müellifler, bayanlar n adet ve nifas hallerinin hük-mi kirlilik olu turmad , dolay s ile, özel günlerindeki bayanlar n oruçlar n

tutabilecekleri eklinde bir görü ü savunmaktad rlar79. Onlara göre,

bayan-lar n özel günlerinde oruç tutmabayan-lar yasaklanamaz, ancak, bu halde oruç tutmak bayanlara rahats zl k verece i, bu halde iken tutacaklar oruç onlar bitkin dü ürebilece i için, kendilerini bu günlerde oruç tutmaya müsait gör-mezlerse, namazlar n k lmayabildikleri gibi, oruçlar n da tutmayabilirler. Bu bayanlar adet görürken, kendilerini fazla bitkin bulmuyorlar ve oruçlar n tutmak istiyorlarsa, oruçlar n tutabilirler.

Bu görü ün delilleri öyledir:

a- Delilleri

Görebildidimiz kadar yla, bu görü ün dayand d u üç delil mevcuttur.

i - Namaz gibi oruç da cslâm’ n temel ibadetlerinden olup, farz oldudu

ayetle sabittir80. Özel günlerinde bayanlar n oruç tutmalar n yasaklayan bir

ayet bulunmad d na göre, o günlerde kad nlar n oruç tutamayacad n savun-mak, yani adet günlerinde oruç tutmak isteyenlerin oruç tutmas n yasakla-mak, Kur’an nass ile çeli mektedir. Çünkü Kur’an’da namaz emri, herhangi bir kay tla s n rland r lmaks z n, herkese amil bir ekildedir. Ayr ca, özel günlerindeki bayanlar n oruç tutamayacad görü ünün dayand d sünnet veri-leri sahih olmad d ndan, bu husustaki rivayetveri-leri, kad n aleyhtar söylemveri-lerin nasla t r lmak istenmesi olarak görmek daha dodrudur.

ii- Kad nlar n özel hallerinde olu an rahats zl d /hastal d , fiziksel

has-tal k gibi dederlendirip, Kur’an’ n hastaya kar sadlad d kolayl d , özel halle-rindeki bayanlara sadlamak da mümkündür. Nitekim Kur’an, hasta olan

kimselere oruç tutma hususunda ruhsat verirken81, hastay mutlak anlamda,

yani ‘kim hasta ise’ eklinde kullanm olup, bu ifade kad n ve erkede amil-dir. Bilindidi gibi, cslâm kolayl k dini olup, ayetlerde hasta olan kimselere ibadet hususunda ruhsatlar tan n rken, hastal d n nitelidinden bahsedilme-mi tir. Özel günlerinde olan kad n da bir nevi hasta say lacad ndan, kendini iyi hissetmedidi dönemlerde orucunu tutmayabilecektir. Ancak, hasta olmak-la birlikte, oruç tutmaya gücü yetenin, orucunu Ramazan günlerinde tutmas yasaklanmad d gibi, özel günlerindeki kad n n da, oruç tutmay istemesi halinde, buna engel olunup, bu bayan n oruç tutmas yasaklanamaz. cslâm

78 Bu dederlendirmelere kat lan bilginler için bkz. Meydani, el-Lübab, I,47; Sa’di Çelebi, Ha iye ale’l-Hidaye (cbn

Hümam, Herhu Fethi’l-Kadir ile birlikte), I, 146; cbnü’l-Kayy m, ’lamü’l-Müvakk in, II, 46.

79 Örnedin Hüseyin Atay ve Ya ar Nuri Öztürk bu görü ü savunanlardand r. Görü ve delilleri için bkz. Atay, Kur’ana Göre Ara t rmalar, I-III, 27-29; Öztürk, Kur’an’daki slam, s. 451-452.

80 Oruç tutmay farz k lan ayet öyledir: “....Ey iman edenler! Oruç sizden önceki ümmetlere yaz ld d gibi, sizin

üzerinize de yaz ld / farz k l nd ....” Bakara 2/ 183.

(19)

60 ( 2Y ( % 1 4% ) 1@ ( @ '$ 1 %O>E

tarihi boyunca, özel günlerindeki bayanlar n oruç tutmalar n n yasak/haram

say lmas eklinde benimsenmi olan görü , sahih naslarla çeli mektedir. Bu

görü , özel günlerindeki bayanlar n pis oldudu, bunlar n gerek insanlarla gerekse Allah’la olan ili kilerinin yasaklanmas gerektidi eklindeki cslâm

d kültürlerin82cslâm toplumuna yans mas n n sonucudur.

iii- “Ramazandan sonra kad nlar, hay zl günlerde tutmad klar oruçlar

tutmakta zahmet çekiyorlar, bazen bu oruçlar ertesi seneye kal yor ve biriki-yor. Sonra ramazan orucu toplumsal bir ibadettir. Bütün ev halk , mahalle halk tutuyor. Onlar n içinde yemek bile bazen zor oluyor, yemeden günü geçiren bulunuyor. Toplumsal ibadetlerin topluca yap lmas nda daha çok kolayl k bulunmaktad r. Hz. Peygamber’ in zaman ndan zaman m za kadar medeniyet ilerledi, yemekte içmekte kolayl klar ortaya ç kt . O dönemlerde kad nlar n hay z halinde nas l korunduklar n bilemiyoruz, herhalde çok s -k nt çe-kiyorlard . eimdi ise, -korunmalar için her türlü -kolayl -k ve im-kan ortaya ç km t r. Hay z hususunda kad nlara o zaman gösterilen dini hüküm-lerdeki kolayl klar kald rmak istemiyoruz. csteyen ayn kolayl klar sürdüre-bilir. Ama isteyen kad n da, bugünkü kolayl klardan istifade ederek, dini

hükümleri yerine getirmesini kolayla t rm olur”83.

b- Delillerin DeJerlendirilmesi

Bu görü ün dayand d ve yukar da üç madde halinde verilen delillerin u ekilde ele tirilmesi mümkündür:

i - Yukar da, özel günlerindeki bayanlar n namaz ibadeti konusu i

le-nirken ifade edildidi gibi, bu görü sahiplerinin, konu hakk nda aç k bir aye-tin bulunmad d n gerekçe gösterip, konu hakk nda mevcut olan sünnet veri-lerini ve ilk dönem uygulamalar n , ya göz ard ederek, ya da i lerine geldidi ekliyle yorumlayarak bir hükme varmalar usülen yanl t r. Örnedin, Y. Nuri Öztürk, konu hakk ndaki hadis verilerinin sadl kl olmad d n iddia ederek reddetmekte, görü ünün yaln zca Kur’an’a dayand d n iddia etmekte; H. Atay ise, Hz. Peygamber taraf ndan adet gören han mlar n oruç tutmada ser-best b rak ld klar eklinde bir kolayl d n sadland d n benimsemekle, adetli bayan n oruç tutabilecedi görü üne ayet nass yan nda hadisten de delil ol-dudunu ifade etmektedir. Halbuki, konu hakk ndaki rivayetler, bayan n bu halde iken oruç tutamayacad eklinde olup, aksine hay zl halde iken oruç tutulabilecedi eklinde ruhsat hükmünü veren bir hadis ya da ilk dönem uy-gulamas bilinmemekte, Atay da, iddia ettidi sünnet verisini ortaya

koyama-82 Kaynaklarda verilen bilgiye göre, Yahudi toplumunda, özel hallerindeki bayanlar necis olarak görülür ve

kendile-rinden, mümkün olan her ekliyle uzak kalmaya gayret edilirdi. Bu sebeple, bayanlar insanlardan uzak tutuldudu gibi, mabetlerden de uzak tutulur ve hatta ibadet etmeleri bile yasaklan rd . H ristiyanl kta ise, bayanlar n bu hallerine dikkat edilmedidi, hatta özel günlerindeki bayanlarla cinsel ili ki bile kuruldudu bilinmektedir. Bkz. Kurtubi, a.g.e., I, 81 ( M s r 1967 bask s ndan); Zemah eri, Ke af, I, 361; M. Hamdi Yaz r, Hak Dini Kur’an Dili, Eser ts, II, 776; Yukar da zikredilen görü sahipleri, Müslüman bayan n özel günlerindeki ibadet yasad n , bu görü lerin cslam toplu-muna bir yans mas olarak görmekte ve ele tirmektedirler. Hal bu ki, cslam bu konuda orta bir yol izlemi , özel hallerinde bulunan bayanlarla be eri diyalodun kesilmesi yönünde bir düzenleme getirmemi , ancak, baz ibadetleri yapmalar na engel konulmu tur. Bu haliyle, cslam’ n getirdidi düzenleme, dider kültürlerin yans mas dedil, farkl bir düzenleme olarak dederlendirilmelidir.

(20)

Prof. Dr. Nihat DALGN O>R

maktad r84. eüphesiz ki, daha sahih olarak ortaya konacak sünnet verisi,

hükmün de dedi mesini gerektirecektir. Yasaklama eklindeki hadisleri, ruh-sat eklindeki bir görü için delil yapmak, ne derece ilmilik arz etmektedir.

ii - Adet halindeki bayan n oruç tutmas n n yasak olmad d , ancak bu

halde oruç tutulup tutulmamas n n bir ruhsat oldudu eklindeki hükme ula-abilmek için “Kur’an hastaya oruç tutmama ruhsat vermi tir. Ayr ca

hay zla alakal olarak Kur’an eza85 nitelemesinde bulunmaktad r. Buna göre,

hay z gören bayan, bu günlerinde bir nevi hasta say ld ndan, bu

durumda-ki bayan dilerse orucunu tutmayabilir”86 eklinde gerçekle tirdikleri ak l

yü-rütme/k yas i lemi de sadl kl dedildir. Çünkü, bizzat Kur’an taraf ndan eza

ibaresinin hastal=k ( maraz ) anlam na kullan ld d aç klanm dedildir ki,

hasta olanlarla ilgili olarak Kur’an'da tan nan ruhsat, adet halindeki bayan için de geçerli k l ns n. Bir önceki bölümde dedinildidi gibi, cslâm alimleri “eza” ifadesini, tiksinti veren, naho kokusu ve kirlilik sebebi olmas nede-niyle, ki ilere s k nt veren/eziyet veren bir durum anlam nda aç klam lard r ki, bu anlam kelimenin sözlük anlam ile de paraleldir. Nitekim cslâm alimle-rinin tamam , hay z kan ile istihaze kan n /hastal k sebebiyle gelen kan ,

konu hakk nda mevcut olan hadis sebebiyle, farkl dederlendirmi ler87, as l

maraz anlam n istihaze kan gören bayan için kullanm lard r. Ne var ki, bu haldeki bayan n bile, kanamay durduracak tedbirler almas halinde, abdest

alarak namaz n k lacad na hükmettikleri88 gibi, bu bayan n –gücü yetmesi

halinde- oruç tutacad n89 benimsemi lerdir.

Özel günlerindeki bayan n ibadeti ile, fiziksel rahats zl d bulunan ba-yan n ibadeti aras nda benzerlik kurarken, “iki olay aras nda illet birli i

bu-lunmadan yap lan k yas n geçersiz olaca ”gözden kaç r lm t r.

iii - Bayanlar n, özel günlerinde oruçlar n , diledikleri takdirde,

tutabi-lecekleri eklindeki görü e, Kur’an’daki hastalarla ilgili olarak oruç tutmama

ruhsat n n90 delil olarak kullan lmas da yanl t r. Çünkü, Kur’an’da hasta

için oruç tutmama ruhsat verilmi se de, özel günlerindeki bayanlar için böy-le bir hüküm söz konusu edilmemi tir. Hastalarla ilgili olan hükmü, adet halindeki bayana, k yas yolu ile vermek yanl t r. Çünkü, adet görmenin ibadetlere etkisi, adet kanamas n n fiziksel rahats zl k olu turup, bu halde iken ibadet yapman n ki iye s k nt verecek olmas ndan m , yoksa bireyin ibadet etmesine, Allah huzuruna ibadet etmek için ç kmas na bu kanaman n olu turdudu kirlilidin engel te kil etmesinden mi oldudu net olarak, akl ile kavran labilecek bir durum dedildir. Teknik tabirle ifade etmek gerekirse, ilk dönemden beri benimsenen görü e göre, özel günlerinde bayanlar n namaz k l p oruç tutmalar n n yasaklanmas n n illeti, onlar n gördükleri adet

kana-84 Bkz. Atay, a.g.e., I-III, 28. 85 Bakara 2/222.

86 Bu görü ü savunanlara örnek olarak bkz. Y. Nuri Öztürk, Kur’andaki slam, s.451, 452; Atay, a.g.e., I-III, 27,28. 87 Nitekim sünnet verileri de bu iki kan n farkl olduduna delildir. Bkz. Müslim, “Hayz”, 62, 63, 64.

88 cbn Kudâme, a.g.e., I, 376 vd.

89 Nitekim hadiste verilen hüküm de “ ayet gücün yeterse, özür kan devam ederken orucunu tut” eklindedir. Bkz.

Ebû Davud, “Tahâre”, 109.

(21)

60 ( 2Y ( % 1 4% ) 1@ ( @ '$ 1 %O>>

mas sebebiyle hükmen kirli say lmalar d r. Bu haldeki bayanlar n ibadet etmeye güç yetirip yetirmemeleri, kendileri hakk ndaki yasak hükmünü de-di tirmemektede-dir. Nitekim, hade-dislerde hay z ve nifas kanamas ile özür de-diye bilinen kanamaya (istihaza kan ) maruz kalan bayanla ilgili olarak, farkl hükümlerin uygulanmas da, bu k yas n yanl olduduna aç k delildir. Kad n-lar n, özel günlerinde namaz ve oruç ibadetini hakk yla yerine getirmekten aciz kalmalar , bu kanaman n olu turacad fiziksel kirlilik, koku ve psikolojik tedirginlik ve gerilimden bayanlar n uzak kalamamalar , konu hakk ndaki hükmün illeti dedil de, hikmetlerinden birkaç olabilir.

Konu hakk nda yeni ve farkl görü e sahip olanlar, as rlar boyu benim-senmi olan klasik görü ü tart makta/ele tirmekte srarl iseler, bu yasak hükmünün illetinin ne oldudu ve bu illetin dedi ip dedi medidi hakk nda tart ma açmalar daha tartutartarl olurdu. Halbuki onlar, ilk dönemden beri yerle -mi olan uygulamay ve ilgili rivayetleri bir ç rp da yok sayarak, yaln zca ak llar ile bir hükme ula mak istemi lerdir ki, bu, usül aç s ndan ciddi bir hatad r. Çünkü, tart lan alan, ak ldan öte, nakille söz söylenmesi gereken bir aland r. Bu nedenle, klasik dönem alimleri de, konu ile ilgili yasak ve cevaz eklindeki hükümlerini, nakli delillere dayand rma zorunluludu duy-mu lar, özellikle bu alanda, içtihat kaynakl görü bildirmekten, yani yorum yapmaktan kaç nm lard r.

iv- Özel günlerindeki bayanlar n oruç tutmalar n n, hükmen kirli

bu-lunmalar sebebiyle, yasaklanm oldudu görü üne kar , oruçlu iken iradesi d nda cünüp olan kimsenin orucunun bozulmad d ve oruca cünüp iken

ba lanabilecedi eklindeki hükümlerle91 ele tiri getirilebilir. Çünkü, cünüp

olma halinin hükmi kirlilik olu turdudu bizzat Kur’an nass ile sabittir. Bu ele tiriye u ekilde cevap vermek mümkündür: Ki i, cünüplük sebe-biyle olu an hükmi kirlilikten y kanmakla kurtulmaktad r. Adet ve lohusal k halinden ise, tabii sürecinden önce, bu hali sonland rmak ya da y kanmakla bu halden kurtulmak, ki inin elinde olmad d için, bu hallerde olu an hükmi kirlilik, kanaman n bitimine kadar devam etmektedir. Genel olarak bu tür

durumlar birkaç gün devam ettidi92 ve bu günlerde bayanlar, ibadet için

ge-rekli olan hükmi kirlilikten de temiz bulunma art n yerine getiremeyecekleri için, bu halde iken yapacaklar ibadetleri geçersiz say lacad ndan, sözü edilen durumlarda ibadet etmeleri yasaklanm t r.

v- eüphesiz ibadetler, dider dinlerde oldudu gibi, cslâm’da da dinin

özünü te kil ettidinden, ibadetlerle ilgili artlar ve engelleri belirleme, tama-m yla dinin kurucusunun hakk olup, O’nun belirledidi ibadet kurallar , kut-sal metinler veya elçiler arac l d ile duyurulmaktad r. Yani, özel günlerindeki bayanlar n oruç tutmas n n yasak görülmesi, cslâm alimlerinin içtihad ol-mad d için, bu hükmün olu mas nda kad n kar tl d eklinde olu an kültürel

91 Cünüp bir halde oruca ba lan labilecedi ve oruçlu iken, insan n iradesi d nda (uykuda ihtilam olmak gibi)

gerçek-le en cünüplük halinin oruca engel olmad d igerçek-le ilgili geni bilgi için bkz. cbn Kudâme, el-Mu ni, III, 47-50.

92 Adet ve nifas hallerinin asgari ya da azami olarak ne kadar devam edebilecedi ile ilgili cslam hukukçular n n görü

Referanslar

Benzer Belgeler

Bizim çal›flmam›zda, en az 12 ayl›k ta- kip sonunda, düzeltilmemifl görme keskinli¤i 0.8 veya daha yüksek olan gözlerin oran› Technolas grubunda.. %55.8, Allegretto

Bu bölge bizden ›fl›k h›z›- na göre daha h›zl› uzaklaflt›¤› için, kay- naktan bize do¤ru gelmeye çal›flan ›fl›k, hiçbir zaman bize ulaflamayacakt›r.. Bu, yürüyen

Classification of Focal Prostatic Lesions on Transrectal Ultrasound (TRUS) and the Accuracy of TRUS to Diag- nose Prostate Cancer. Impro- ved detection rate of prostate cancer using

Böylelikle Ay’a yerlefltiri- len alg›lay›c›lar sayesinde Günefl içinde gerçekleflen süreçlerin ve uzak karade- lik ve süpernovalardan gelen kozmik

Bu tür y›ld›zlar, merkezlerindeki hidrojeni karbon ve oksijene kadar daha a¤›r elementlere dönüfltürdükten sonra d›fl katmanlar›n› yavaflça uzaya b›rak›yorlar

Sosyal Psikoloji ala- n›nda yap›lan deneyler aras›nda belki de en çok ses getiren ve üzerinde tar- t›fl›lan deneylerden biri oldu bu.. Dene- yin amac› insan

Ancak hüc- relerin, ›fl›klar söndürüldükten sonra bile bu ifllevlerini yerine getirebilmesi, akla baflka fleyler getiriyor: bafl-yönü hücreleri gibi, yer

Geliflmifl ülkelerde da¤c›l›k ve do¤a sporlar› daha çok ticari olarak yap›lan etkinliklere dönüflmüfl durumda.. Alpinizm, art›k Avrupa’da eskisi ka- dar ra¤bet