• Sonuç bulunamadı

Tekirdağ ili merkez ilçeye bağlı köylerde bulunan koyun ağıllarının yapısal özelliklerinin belirlenmesi ve geliştirilebilme olanaklarının araştırılması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tekirdağ ili merkez ilçeye bağlı köylerde bulunan koyun ağıllarının yapısal özelliklerinin belirlenmesi ve geliştirilebilme olanaklarının araştırılması"

Copied!
71
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1. GİRİŞ

İnsanların sağlıklı yaşam, zihinsel gelişim, büyüme, çoğalma ve beyinsel fonksiyonlarının devamlılığı yeterli ve dengeli beslenme ile sağlanabilir. Yeterli ve dengeli beslenme için gereksinim duyulan enerjinin vitamin, mineral ve proteinlerden karşılanmasında hayvansal ürünler ilk sırayı almaktadır. Bu sebeple hayvansal ürünlerin üretim ve tüketim miktarları günümüzde gelişmişliğin bir göstergesi olarak kullanılmaktadır (Olgun, 1997). Dünyadaki ileri ülkeler kırmızı et, beyaz et, süt ve yumurta üretimi ve tüketiminde büyük ilerlemeler kaydetmekteyken, ülkemizde sürekli bir geri gidiş söz konusudur. Avrupa Birliği Ülkelerinde kişi başına düşen yıllık et tüketimi 87 kg, süt tüketimi 350 kg iken, Türkiye’de kişi başına düşen et tüketimi yıllık 27 kg, süt tüketimi de 160 kg civarındadır (www.zmo.org.tr, 2004).

Ekonomiye kazandırılması gereken ve hayvansal protein açığını kapatacak tarımdaki potansiyel üretim kaynaklarından birisi de koyunculuktur. Koyunculuk halkımızın en eski hayvansal üretim alanlarından biridir (Anonim, 2001).

Dünyada 2001 verilerine göre yaklaşık 1.1 milyar baş koyun varlığı bulunmaktadır. Türkiye’de ise 2001 yılı verilerine göre yaklaşık 27 milyon baş koyun mevcuttur. Dünya koyun varlığı içinde Türkiye’nin payı 2001 verilerine göre % 2.6’dır (Özçörekçi ve Öngüt, 2005). Ülkemizdeki yıllık toplam et üretiminin % 32’si ve toplam süt üretiminin % 22’ si koyunlardan elde edilmektedir (http://gokalparkin.sitemynet.com, 2006).

Tekirdağ ilinde tarımsal gayri safi üretim değerinin % 25’ i hayvancılıktan karşılanmaktadır. Tekirdağ ilinde 2000 yılı verilerine göre toplam koyun sayısı yaklaşık 130 000 baştır. Bu rakam Türkiye’deki koyun varlığının % 0.5’ ine tekabül etmektedir. Yine 2000 yılı verilerine göre Türkiye’deki kırmızı et üretiminin % 1.7’ si ve koyundan elde edilen süt miktarının % 0.42’ si Tekirdağ ilinden karşılanmaktadır (www.tekirdag.gov.tr/ekonomi.asp, 2006).

(2)

Ülkemizde hayvan barınakları planlanırken çevre koşulları yeterince göz önüne alınmamaktadır. Bunun yerine yapı maliyetinin düşük olmasına öncelik verilmiş, farklı iklim özelliğine sahip bölgelerde bile aynı tip barınaklar yapılmıştır. Yeterince özenli planlama yapılmaması, hayvanların çevresel isteklerinin karşılanamaması, iş gücünün azaltılamaması hayvansal üretimde artış sağlanamamasına neden olmaktadır (Setbir, 1996).

Ekonomik ve yüksek verimli hayvan ırkları elde etmek için genetik ıslah çalışmaları yapılmaktadır. Ancak tek başına ıslah çalışmaları verimi yükseltmek için yeterli değildir. Hayvan başına yeterli taban alanı ve havalandırması olmayan barınaklarda yetiştirilen hayvanlar ne kadar iyi ırktan olurlarsa olsunlar ve ne kadar iyi beslenirlerse beslensinler istenen verimi veremezler. Islah çalışmalarıyla birlikte hayvanların uygun çevre şartlarının sağlandığı barınaklarda yetiştirilmeleri verimi arttırmak için gereklidir.

Hayvan barınakları hayvanlar için uygun çevre koşullarını ve iş gücünde ekonomiyi sağlayacak şekilde planlanmalıdır. Bu nedenle hayvan barınakları yağış, sıcaklık, bağıl nem, güneş, rüzgar gibi iklim koşullarına; böcekler, bakteriler, mantarlar, kemirgenler gibi canlılara; toz, duman, koku, ses, yangın vb. istenmeyen çevre elemanlarına karşı bir koruma sağlamalıdır. İşletme içinde işleri kolaylaştırmalı, kendinden beklenen fonksiyonları yerine getirebilecek şekilde ve ekonomik yapılmalıdır (Okuroğlu ve ark., 1994).

Koyun yetiştiriciliği ülkemiz tarım işletmeleri içerisinde önemli bir yere sahiptir. Koyunların başlıca verimleri döl verimi, et verimi, süt verimi, yün verimi, deri verimi ve gübre verimi olarak sayılabilir (Öztürk, 2000). Bu ürünler değişik zamanlarda satılarak yetiştiriciye sürekli gelir sağlamaktadır.

Koyun yetiştiriciliğinde yüksek maliyet gerektiren altyapı yatırımlarına ihtiyaç duyulmamaktadır. Bu yönüyle koyunculuk cazip olabilmektedir. Yapısal açıdan önemli olan olumsuz iklim şartlarından hayvanları koruyabilen, yeterli havalandırma olanağı sağlayan ve kuru zeminli bir barınağın sağlanabilmiş olmasıdır. Ancak bir bölgede

(3)

koyun barınağı inşa edileceği zaman genellikle yetiştiriciler belirlenen kriterlere uymak yerine çevrelerindeki diğer hayvan barınaklarını aynen taklit etmeye çalışmaktadırlar.

Bu çalışmada, Tekirdağ ili merkez ilçeye bağlı köylerde bulunan koyunculuk işletmelerindeki ağılların mevcut durumları ve yapısal özellikleri saptanmıştır. Üç aşamada gerçekleştirilen çalışmanın ilk aşamasında Tekirdağ ili Merkez ilçede bulunan koyunculuk işletmeleri tesbit edilmiş, ikinci aşamada araştırma yapılacak ağıllar belirlenerek arazide konuyla ilgili ölçüm ve gözlemler yapılmıştır. Son aşamada ise elde edilen bulgular değerlendirilerek gerekli hesaplamalar yapılmıştır. Arazi çalışmalarından elde edilen veriler ve literatür bilgileri değerlendirilerek Tekirdağ ili iklim koşullarında uygulanabilecek 100 ve 250 başlık açık ve kapalı tip koyun ağılı planları hazırlanmıştır.

(4)

2. LİTERATÜR ÖZETİ

2.1. İklimsel Çevre Koşullarının Ağıl Planlaması Üzerine Etkisi

Ağıl planlaması yapılacak bölgenin iklim özelliklerinin bilinmesi gerekir. Ağılın planlaması ve yapı tarzı bu şartlara uygun olmalıdır. Soğuk bölgelerde kışın çevrenin düşük sıcaklığından ve yağışlardan, sıcak bölgelerde ise yazın yüksek sıcaklığından korunmadıkça istenen verimler elde edilemez. Kritik mevsimlerde ağıl içerisindeki ısı ve nemin optimum değerler içinde dengelenmesi hususu önemli bir problemdir (Alkan, 1972).

Hayvanların genetik yapısı hayvansal üretimi % 30 oranında etkilemekteyken, beslenme barınma ve çevre koşulları % 70 oranında etkilemektedir. Hayvanların sağlık durumları ve verimlerinin genellikle barınak içi çevre koşulları ile sıkı bir ilişkisi vardır. Bu nedenle hayvanların genetik verim yeteneklerinden yeterince yararlanabilmek için uygun çevre koşullarında yetiştirilmeleri gerekmektedir (Okuroğlu ve Yağanoğlu, 1993).

Hayvan barınaklarında iklimsel çevre koşulları sıcaklık, bağıl nem, havalandırma ve aydınlatma unsurlarından oluşmaktadır (Mutaf ve Sönmez, 1984).

2.1.1. Sıcaklık

Sıcaklık, hayvanların fizyolojik faaliyetlerini etkileyen en önemli çevresel etmendir. Ayrıca sıcaklık, hayvanların rahatının sağlanıp sağlanmadığının bir ölçüsüdür ( Ekmekyapar, 1991).

Sığır, koyun, keçi ve kümes hayvanları insanlar gibi değişmeyen vücut sıcaklığına sahiptir. Bu hayvanlar ter bezlerinin yeterli olmayışı nedeniyle genellikle terlemezler. Terlemeyen hayvanlar soğuk ortama, sıcak ortamdan daha kolay uyum sağlarlar. Bu nedenle hayvanlar soğuk havalarda fazla korunmasalar da verimlerinde önemli bir düşüş olmamaktadır ( Yüksel, 1993 ).

(5)

Hayvanın üretimsel işlevlerini en iyi yapabildiği ve en rahat edebileceği sıcaklık aralığı konfor bölgesi veya rahatlık bölgesi olarak tanımlanır ve dar bir sıcaklık aralığını kapsar. Konfor bölgesi sınırları içerisindeki sıcaklıklar hayvanlar için optimum sıcaklıklardır. Konfor bölgesinden daha geniş bir sıcaklık aralığını kapsayan bölge uygun sıcaklık bölgesi olarak tanımlanır. Hayvan uygun sıcaklık bölgesinde üretimsel işlevlerini konfor bölgesine yakın bir düzeyde gerçekleştirebilmektedir (Okuroğlu ve Yağanoğlu, 1993)

Alkan (1972), koyunlar için en uygun sıcaklığı 14 ºC olarak vermiş, 22-25ºC’ nin üzerindeki sıcaklıklarda verimin düştüğünü belirtmiştir. Soğuk bölge ağıllarında sıcaklığın 0 ºC’ ye kadar düşmesine müsaade edilebileceğini ancak çalışanların rahatlığı için 5-8 ºC’ de olmasının daha iyi olacağını vurgulamıştır.

Balaban ve Şen (1988), kapalı ağıllarda optimum sıcaklığı 6-14 ºC olarak verirken kuzular için 10-14 ºC, kasaplık koyunlar içinse 12-16 ºC arası sıcaklığın uygun olacağını belirtmişlerdir. Ayrıca normal şartlarda koyunların –10 ºC’ye kadar olan soğuklardan etkilenmedikleri, ancak hassas dönem olan kuzulama mevsimi ve kırkım sonrası birkaç gün soğuktan korunmaları gerektiğini ifade etmişlerdir.

Mutaf ve Sönmez (1984), koyunlar için alt ve üst kritik sıcaklıkları 5 ºC ve 20 ºC, kuzular için 8 ºC ve 28 ºC, kasaplık koyunlar için 10 ºC ve 28 ºC olarak önermektedirler. Optimum sıcaklık değerlerini ise koyunlar için 8-17 ºC, kuzular için 10-17 ºC, kasaplık koyunlar içinde 14-16 ºC vermektedirler.

Anonim (1990)’a göre ergin koyunlar için optimum sıcaklık 8-17 ºC, kuzular için 10-17 ºC olmalıdır. Sıcaklık koyunlar için 5 ºC’ den az 25 ºC’ den fazla, kuzular için 8 ºC’ den az 17 ºC’ den fazla olmamalıdır.

Okuroğlu ve Yağanoğlu (1993), koyun yetiştiriciliğinde optimum sıcaklık sınırlarını 10-13 ºC olarak vermişler ancak alt sınırın 7 ºC olarak alınabileceğini belirtmişlerdir. Kuzular için verdikleri optimum sıcaklık değerleri 11-16 ºC arasıdır.

(6)

Paksoy (1997)’a göre koyunlar için uygun çevre sıcaklığı 4-27 ºC arasındadır. Optimum sıcaklık değerleri ise; koyunlar için 10-13 ºC, kuzular için 10-15.5 ºC arasındadır.

Yüksel (1993) ise kapalı koyun ağıllarında optimum sıcaklığın 7-13 ºC arasında olmasının uygun olacağını bildirmektedir.

Aytuğ (1996), kuzuların 1-2 haftada soğuğa alıştıklarını, koyunların doğum zamanlarının 3 ile 4 haftada sonuçlanacak şekilde planlanmasının uygun olacağını ve bu 5-6 haftalık dönemde kuzuların soğuktan iyi korunmaları gerektiğini belirtmiştir.

Ekmekyapar (1991), koyunlar için uygun sıcaklık sınırlarını 4-24 ºC, optimum sıcaklık sınırlarını 10-13 ºC olarak önermektedir. Optimum sıcaklığın alt sınırının 7 ºC olarak alınabileceğini ve kuzular için 10-15 ºC arasındaki sıcaklıkların optimum sayılabileceğini belirtmiştir. Rüzgar ve yağıştan korunmak koşuluyla –20 ºC’ ye kadar düşen sıcaklıkların kırkılmış koyunlarda bile sorun yaratmayacağını, yeni doğan kuzuların ise –5 ºC’ye kadar tolerans gösterebileceklerini belirtmektedir.

Koyunlarda önemli ölçüde verim ve üretim kaybına yol açmayan yüksek sıcaklıklar, bağıl nemin % 50’ nin altında olması koşuluyla 32 ºC olarak kabul edilebilir. Sıcaklığın 32 ºC’nin üzerine çıkması durumunda koyunlarda embriyonik ölüm oranı artmakta, vücut ağırlık artışı azalmakta ve yapağının büyüme hızı yavaşlamaktadır. Süt verimi ise genellikle 24 ºC’ nin üzerindeki sıcaklıklarda düşmektedir. Aşırı düşük sıcaklıklar koyunlarda yem tüketiminin artmasına ve vücut ağırlık artışının azalmasına neden olur. Sıcaklığın –6 ºC ile –27 ºC arasında olduğu ortamlarda barındırılan koyunların 15 ºC de barındırılanlara oranla daha fazla yem tüketmelerine karşın daha az vücut ağırlığı kazandıkları araştırmalarla saptanmıştır. Aşırı soğuklar yapağının büyüme hızını da yavaşlatır (Ekmekyapar, 1991).

(7)

2.1.2. Bağıl Nem

Hayvan barınaklarında uygun çevre koşullarının bir göstergesi olarak sadece sıcaklığın alınması yeterli değildir. Hayvan sağlığı yönünden hayvanların bulunduğu ortamın bağıl neminin de dikkate alınması gerekir. Özellikle çevre sıcaklığının hayvanın vücut yüzeyi sıcaklığına ulaştığı durumlarda, ortam havasının neminin yüksek olması, solunum ve deriden su buharı şeklinde hayvanın vücut sıcaklığının düşürülememesine yol açmaktadır. Ayrıca yüksek nem yapı elemanlarına da zarar vermekte, ahşap yapı elemanlarının çürümesine, metal yapı elemanlarının da paslanmasına neden olmaktadır. Bunun yanında hayvan barınaklarında barınak içi havasının sürekli düşük nemda olması da istenen bir durum değildir. Bağıl nemin sürekli % 40’ ın altında olması, barınak havasının fazla tozlanmasına ve koyunlarda solunum yolu enfeksiyonlarına neden olabilmektedir (Ekmekyapar, 1991).

Koyunlar için optimum bağıl nem değerlerini Alkan (1972), diğer hayvanlarda olduğu gibi % 65-70 olarak vermiş, sıcaklık yüksek olmadıkça % 75-80’ e yükselmesinin normal karşılanabileceğini ancak % 70’ in altında olmasının tavsiye edildiğini ifade etmiştir. Yüksek kalitede yapağı elde etmek için yetiştirilen koyunların barındırıldıkları ağıllarda nemin % 55-65’ e kadar düşürülmesinin yaralı olacağını belirtmiştir.

Okuroğlu ve Yağanoğlu (1993), optimum sıcaklıklarda koyunlar için uygun bağıl nem değerini % 55-60 arasında vermişler, % 75’ e kadar çıkartılmasında bir sakınca olmayacağını, çok soğuk bölgelerde ağıl içi bağıl neminin % 80’ i aşmaması gerektiğini belirtmişlerdir.

Balaban ve Şen (1988)’e göre ağıl içi bağıl nem hiçbir zaman % 50’ nin üzerinde olmamalıdır. Anonim (1990)’a göre koyun ağıllarında bağıl nem % 80’ den fazla olmamalı, koyunlar için optimum sıcaklık değerlerinde bağıl nemin % 60-70 arasında olması gerekmektedir. Gürel (1994), koyunlar için en uygun bağıl nem değerini % 50-75 olarak vermektedir. Özcan (1990)’a göre yüksek kaliteli yapağı elde etmek için ağılda bağıl nem değerinin % 80’ i geçmemesi gerekir. Öztürk (2000)’e göre

(8)

de optimum sıcaklıklarda ağıl içerisinde olması gereken bağıl nem değerleri Çizelge 2.1’ de verilmiştir.

Çizelge 2.1. Koyun Ağıllarında Optimum Sıcaklıklarda Olması Gereken Bağıl Nem Değerleri

Gruplar Optimum sıcaklık (ºC) Bağıl nem (%)

Ana koyun 6-14 70-80

Besi koyunu 12-16 70-80

Doğumhane 10-14 70-80

2.1.3. Havalandırma

Hayvanlar içinde bulundukları barınak ortamına ısı, su buharı ve çeşitli gazlar yayarlar. Hayvanlar tarafından barınak içine verilen nem, ısı, kötü koku ve gazların hayvanlar için zararlı olabilecek düzeye ulaşmadan barınak dışına atılması gerekir. Bu ise dış ortam ile barınak arasında belli sınırlar içerisinde bir hava değişiminin olmasıyla sağlanır (Ekmekyapar, 1991; Okuroğlu ve Yağanoğlu, 1993).

Ağıllarda havalandırma yapılmasının amaçlarını Mutaf ve Sönmez (1984) şu şekilde sıralamışlardır; hava akımları oluşturmadan tüm barınak içerisinde temiz ve taze hava sağlamak, barınak içi sıcaklığı istenilen değerlerde tutmak, barınak içerisinde biriken fazla nemi barınak dışına atarak bağıl nemi uygun sınırlar arasında tutmak, kötü koku, zararlı gaz ve hastalık etmenlerini barınak dışına atmak, hayvanlar için oksijen sağlamak, yapı elemanlarının iç yüzeyinde nem yoğunlaşmasını önleyerek ömürlerinin uzatılması amacına hizmet etmektir.

Hayvan barınaklarının havalandırmasında doğal havalandırma sistemi ve mekanik havalandırma sistemi uygulanmaktadır. Her iki sistemde de havalandırma kapasitesinin yeterli olmasına ve barındırılan hayvanları rahatsız etmeyecek bir hava akım hızına dikkat edilmelidir (Ekmekyapar, 1991).

(9)

Koyun ağıllarında barınak içi sıcaklığın 6-14 ºC, bağıl nemin % 80 olduğu durumlarda 500 kg canlı ağırlığın yaydığı nem 300 g/h, karbondioksit ise 0.16 m³/h alınırsa 500 kg canlı ağırlık için hava ihtiyacı 100-125 m³/h olmalıdır (Anonim,1987).

Ekmekyapar (1991), 90 kg ağırlığında bir koyun için kış mevsiminde 10 m³/h, geçiş mevsiminde 40 m³/h ve yaz mevsimi için 85 m³/h havalandırma miktarının uygun olacağını belirtmiş, 23 kg ağırlığındaki bir koyun için ise bu değerleri sırasıyla 3-4 m³/h, 15 m³/h ve 30-40 m³/h olarak vermiştir.

Okuroğlu ve Yağanoğlu (1993), uygun sıcaklık koşullarında ağıl içinde olması gerekli hava hızını 0.2-0.4 m/s olarak vermişler, sıcak havalarda 1.5 m/s hıza çıkartılmasının hayvanların serinletilmesine yardımcı olacağını ancak 2.5 m/s’den daha büyük havalandırma hızının her koşulda hayvanlar üzerinde zararlı etkiler oluşturabileceğini vurgulamışlardır. Aynı araştırmacıların iklimsel çevre koşullarının optimum düzeyde sağlanabilmesi için değişik mevsimlerde yapılmasını gerekli gördükleri havalandırma miktarları Çizelge 2.2’de verilmiştir.

Çizelge 2.2. Değişik Mevsim ve Vücut Ağırlıklarına Göre Havalandırma Miktarları

Hayvan büyüklüğü Kış mevsimi (m³/h) Geçiş mevsimi (m³/h) Yaz mevsimi (m³/h) Koyun 90 kg 10 40 85 Koyun 50 kg 6 25 60 Koyun 23 kg 3-4 15 30-40 2.1.4. Aydınlatma

Aydınlatma barınak içinde sağlık koşullarını tamamlayan etmenlerden birisidir. Hayvanların sağlığı ve ağıl içindeki işlerin en iyi şekilde yapılabilmesi için yeterli aydınlatmanın sağlanması zorunludur. Bu nedenle hayvan barınaklarının doğal ve yapay ışıktan yararlanılarak aydınlatılması gerekmektedir. Barınaklarda ışığın yeterli olması çeşitli fiziksel yaralanmaların önlenmesi açısından da önemli görülmektedir (www.bahce.biz/organik.html, 2005).

(10)

Hayvan barınaklarında doğal aydınlatma barınak duvarlarına yerleştirilmiş uygun ve yeterli büyüklükteki pencerelerle yapılır. Genellikle hayvan barınaklarında pencere alanlarının toplamının barınak taban alanına oranı doğal aydınlatma için iyi bir ölçüt olmaktadır (Ekmekyapar, 1991).

Alkan (1972)’a göre pencere toplam alanı soğuk bölgelerde ağıl taban alanının % 5’i, ılık bölgelerde % 7’si ve sıcak bölgelerde ise barınağın güney cephesi duvarında % 20-25’i kadar bir alana sahip olabilir.

Balaban ve Şen (1988)’e göre kapalı ağıllarda taban alanının 1/20 ve 1/25’i kadar pencere yüzeyi düşünülmelidir. Özcan (1990) ile Okuroğlu ve Yağanoğlu (1993), kapalı ağıllarda pencere alanının ağıl taban alanına oranını, iklim koşullarına bağlı olarak, soğuk bölgelerde % 3-5, ılık bölgelerde % 7 ve sıcak bölgelerde ise % 10-25 olarak alınabileceğini bildirmişlerdir.

Ekmekyapar (1991), hayvan barınaklarında doğal ışıktan yararlanamayan kısımların aydınlatılması ve gece uygun çalışma ortamının sağlanabilmesi için yapay aydınlatmadan yararlanılabileceğini, bunun için koyun ağıllarında taban alanının her bir m²’ si için 4 watt’ lık bir lamba veya taban alanının 35-45 m²’ si için 100 watt’ lık bir lambanın yeterli olacağını belirtmiştir.

Özcan (1990)’a göre ağıl 10-20 lüks, hasta hayvan odası 20 lüks, yem hazırlama yeri 50 lüks, depo 10 lüks ve diğer alanlar 10 lüks ile aydınlatılmalıdır. Okuroğlu ve Yağanoğlu (1993), koyun ağıllarında taban alanının her bir m²’ si için normal ampul kullanıldığında 4 watt, florasan lamba kullanıldığında 1,5 watt’ lık ışığın yeterli olacağını ifade etmişlerdir. Anonim (1990)’a göre koyun ağıllarında bakım ve yemlemenin yapıldığı yerlerde normal ampul kullanılması durumunda 8-12 watt/m²’ lik bir aydınlatma şiddeti, flouresanslı lamba kullanılması durumunda ise 3-4 watt/m²’ lik bir aydınlatma şiddetinin hesaplanması gerektiği ifade edilmiştir.

(11)

2.2. Koyunlarda Fizyolojik Faaliyetler

Ağıl planlaması sırasında dikkate alınması gereken ve koyun fizyolojik faaliyetleriyle ilgili olan hususlar içinde kızgınlık, gebelik, kuzulama, sağım, yün kırkımı, yemleme gibi hususlar sıralanabilir (Alkan, 1972).

Koyunlarda kızgınlık 24-36 saat sürer. Kızgınlık sabah saatlerinde fazladır. Öğlen saatlerinde azalır, akşam saatlerinde ise çok zayıf olur. Bu nedenle aşım sabah saatlerinde yaptırılmalıdır. Gebe kalmayan koyunlar 17-18 gün sonra yeniden kızgınlık gösterirler ve yeniden koça verilmelidirler. Koç katımı 4-6 hafta arasında olmalıdır. Bu süre ne kadar kısaltılırsa doğacak kuzuların yaş farkları o kadar azalır, kuzuların büyüklükleri birbirine yakın olur, beslenme güçlükleri azalır ve işçilik en aza iner (Öztürk, 2000).

Koyunlarda gebelik oranı ırklara göre değişmekle beraber genel olarak yüksektir ve % 80-90 civarındadır. Koyunlarda gebelik süresi 148-152 gün olup, ortalama 5 ay kabul edilir. Koyunlar ilk sıfata 1.5 yaşında verilirler. Aşım doğal veya suni tohumlama yolu ile olur. Tabi aşımda koçlar serbest aşım yapıyorlarsa sürüde 30-35 baş koyun için 1 baş koç bulundurulur. Elde aşım yaptırılıyorsa 60-80 baş koyun için 1 baş ergin koç yeterlidir (Öğün ve ark, 1995).

Doğum yapacak koyunlar ayrı doğum bölmelerine alınmalıdırlar. Doğum bölmeleri sıcak, aydınlık, geniş, temiz ve kuru olmalı, hava cereyanı olmamalıdır. Doğuran koyunlara 2-3 gün yem çorbaları, kepek çorbaları veya yumuşak kuru otlar verilmelidir. Doğan bütün kuzulara mutlaka ağız sütü içirilmelidir. Kuzuların önlerine 6-7 günlük olduktan sonra iyi kaliteli kuru yonca ve kuzu yemi konularak yemlenmelidir. Kuzular 80-90 gün süreyle analarını emerler (Öztürk, 2000).

Koyunculukta sağım, mevsimsel bir iştir. Genellikle günde iki defa, belli aralıklarla yapılır. Yerli koyunlarımızın tümü ve süt tipi koyunlar sağılırlar. Yerli ırklarda kuzular sütten kesildikten sonra 3-5 aylık sağım devresi vardır. Sütçü ırklarda bu süre 7-8 aya çıkabilir. Sağım işleri, önemli bir işgücüne gereksinme gösterir.

(12)

Türkiye’de koyun sürülerinin büyük bir kısmı küçük sürüler halinde bulundurulur. Süt verim düzeyleri yüksek değildir. Bu nedenle sağım, doğal olarak el ile yapılır. Buna karşılık süt koyunculuğunun geliştiği ülkelerde büyük koyun sürülerinde gerek iş gücü artırımı (tasarrufu) gerekse süt ve sağım hijyeni açısından makine ile sağım giderek yaygınlaşmaktadır (Öğün ve ark, 1995).

Kırkım, koyun üzerindeki yapağıyı makas ya da makine ile keserek alma işlemidir. Koyunlardan üstün nitelikte yapağı elde etmek için yapağı gömleğini zarar vermeden kırkmak ve yöntemine göre saklamak gerekir. Türkiye’de kırkım zamanı, bölgesel ayrım gösterir. Batı Anadolu'da Nisan-Mayıs, Orta Anadolu'da Mayıs-Haziran ve Doğu Anadolu'da Haziran-Temmuz aylarında yapılır. Genel ilke olarak koyunlar yılda bir kez kırkılır. Ancak kimi bölgelerde iki kırkım olur. İkinci kırkım Eylül ayı içinde yapıldığından buna güz kırkımı da denir. Yapağıların iyi bir şekilde saklanması için temiz, kuru, serin ve ışıklı yerlerde bulundurulmaları gerekir. Depolama yerinde çuvallar en az 15 cm yükseklikte raflara yerleştirilmelidir. Nem, yapağı kusurları oluşturur. Yüksek ısı, yapağıda normal olarak bulunan nem ve yağı buharlaştırabilir, bu durum hem ağırlık kaybına neden olur, hem de yapağının niteliğini bozar. Kirli yerler, bakteri faaliyetini kolaylaştırır. Küf ve güveler de yapağının doğal düşmanıdır ( www.ciftliğim.com/makale, 2006).

Ülkemiz koşullarında, tarımsal işletmelerde koyunların kışın ağılda muhafaza edildikleri zaman içinde, ortalama olarak her bir koyunun günde 0.500-0.700 kg kuru ot, 0.100 kg arpa, 0.150 kg diğer kaba yem, 0.750-1.000 kg samanla beslendiği kabul edilebilir. Ancak normal besleme yapılabilen işletmelerde kış beslenmesinde 1.0-1.5 kg kaba yem ve 0.300-0.400 kg kesif yemin hesaplanması daha uygun olacaktır (Alkan,1972).

Dönemler itibariyle yapacağımız yem değişikliğine yavaş yavaş geçilmelidir. Mera dönemi başlangıcında meraya çıkış saatleri yavaş yavaş artırılarak devam edilmelidir. Aşırı çiğ ve kırağının olduğu dönemlerde meraya çıkmadan önce bir miktar kuru ot veya saman verilip ondan sonra çıkarılmalıdır. Verilen yem ne olursa olsun

(13)

küflü ve kokuşmuş olmamasına özen gösterilmelidir (http://gokalparkın.sitemynet.com, 2006).

2.3. Ağıllar ve Ağıl Planlamasında Etkili Faktörler

Ağıl, köyün çevresindeki meralarda ve o mera çevresinde bulunan malzemelerle yapılan, koyunları çevrenin olumsuz etkilerinden koruyan, yapımı için detaylı bir altyapı istemeyen hayvan barınaklarıdır (Okuroğlu ve ark., 1994).

Alkan (1972)’a göre, koyunların kritik çevre koşullarından korunmaları, yetiştirildikleri farklı iklim özelliklerine uygun bir şekilde planlanmış ve inşaa edilmiş ağıllarda barındırılmaları ile olasıdır. Bu nedenle ağıl planlamasının koyun yetiştiriciliği üzerindeki etkisi küçümsenemez.

2.3.1. Ağıl Yerinin Seçimi Ve Planlamada Etkili Unsurlar

Koyunlar yılın büyük bir bölümünü merada geçirirler. Mera olmadan ekonomik bir yetiştiricilik yapılamaz. Bu nedenle ağıl yapılırken her şeyden önce ağıl yerinin meraya yakınlığına dikkat edilmelidir. Meraların varlığının hayvan sağlığı açısından önemli yararları olup, iklim müsaade ettiği müddetçe hayvanlar meralardan yararlandırılmalıdır (www.bahce.biz/organik, 2006).

Alkan (1972), Özcan (1990), Okuroğlu ve Yağanoğlu (1993), Kaymakçı ve Sönmez (1996) ağıl yeri seçilirken hangi kriterlerin göz önüne alınması gerektiğini şu şekilde sıralamaktadırlar;

Toplu yerleşim yerlerinde, ağılların yerleşim yeri dışına kurulmaları gerekir. Böylece sürünün meraya gidiş ve dönüşü esnasında tozdan ve ağılda oluşan kötü kokudan konutlar korunmuş olurlar. Dağınık yerleşim yerleri ve çiftliklerde eğer bünyesinde mera bulunduran bir çiftlik ise;ağıl mera dışında ama meraya en yakın, tarıma elverişli olmayan, taban arazide değil, sel sularından doğal olarak korunmuş, yüksekte, üçüncü sınıf arazide inşa edilmelidir.

(14)

Ağıl hakim rüzgarlardan korunan, taban suyu yüksek olmayan, güneye yönlendirilmiş, meyilli, devamlı güneş gören, su temini güç olmayan, kolay ve ucuz elektrik getirilebilen, ulaşım sorunu yaşanmayan, inşaatta kullanılacak malzemenin işletme bünyesinden temin edilebileceği bir yerde inşa edilmelidir.

Ağıl meraya yakın, egemen rüzgarların kokuyu konutlara taşımayacağı bir yerde, taban suyu yüksek olmayan, iyi drene edilebilen bir yerde kurulmalıdır.

Ağıl, taban suyu yüksek olmayan , meraya yakın, meyilli arazi üzerinde, yerleşim birimlerinden uzak, kuzey rüzgarlarına kapalı olmalıdır.

Ağıl yeri seçilirken göz önünde bulundurulması gereken önemli bir husus ta, işletmenin ileriki yıllarda büyüme durumudur. Koyunlarda yıllık sürü yenileme oranı %20 olmalıdır.

Ağıl planlaması esnasında göz önünde bulundurulması gereken ilkeler Alkan (1972) tarafından şu şekilde sıralanmaktadır;

- Bölgenin iklim özellikleri, - İşletmenin asri karakteri ve tipi, - İşletmenin ekonomik gücü,

- İnşaatta kullanılacak malzemenin işletme bünyesinden karşılanabilirliği, - İşçilik miktarı ve ayrılacak sermaye,

- Açık veya kapalı sistemlerin hangisinin tercih edileceğidir.

Koyunculuk yapabilmek için hayvanlara verilecek kaba yemin tamamının ya da büyük bir kısmının, kesif yeminde bir kısmının temin edilebileceği, ekilip biçilebilen arazisi olmalıdır. Kaba yemini kendi arazisinde temin eden bir yetiştiricinin karlılığı artacaktır (Öztürk, 2000).

Ağıllar hayvanlara yeterli temiz hava ve gün ışığı sağlayacak, ekstrem hava koşullarında da onları koruyacak şekilde inşa edilmeli, kullanılan yapı malzemeleri ve

(15)

üretim ekipmanları hayvan ve insan sağlığına zarar vermemelidir. Barınak şekil ve boyut bakımından hayvanların doğal davranışlarına cevap verebilecek nitelikte olmalıdır (www.bahce.biz/organik, 2006).

Anonim (1990)’de koyun ağılları yapısal yönden kapalı ağıl, açık ağıl ve ızgara tabanlı ağıl olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır.

2.3.1.1. Açık Koyun Ağılları

Üstü basit bir çatıyla örtülü, bir veya birkaç cephesi kısmen ya da tamamen açık olan ağıllar açık koyun ağılları olarak tanımlanır. Özellikle inşaat maliyetinin kapalı ağıllara göre düşük olması açısından açık ağıllar kapalı ağıllara göre daha fazla tercih edilirler (Alkan, 1972).

Sıcak bölgelerde koyunlar dört tarafı açık, yalnız üstü yağmur geçirmeyen basit çatılı yapılar altında muhafaza edilebilir. Açık ağıllar U ve L şeklinde sundurmalardan yapılabilirler. Yapılan bu sundurmaların iklim koşullarına bağlı olarak üç tarafı duvarlarla çevrili olabilir. Bu duvarlar sert esen rüzgara dik olarak yapılmalıdır. Açık kalan kısım avlu olarak çitlerle çevrilmeli, buralara yemlikler konulmalıdır (Anonim, 1990).

Koyunlar açık tip ağıllarda barındırılmaları durumunda daima bol oksijenden yararlanma olanağı bulmakta ve yavaş yavaş olan sıcaklık düşmelerinden çok fazla etkilenmemektedirler. Üstelik sağlık koşulları daha iyi olup gebe kalma, kızgınlık, doğum ve canlı ağırlık artışları, kapalı barınaktakilere oranla daha yüksek olduğu yapılan çalışmalarla tesbit edilmiştir (Mutaf ve Sönmez, 1984).

2.3.1.2. Kapalı Koyun Ağılları

Üstü daha sıkı ve tecritli bir çatıyla örtülü, bütün cepheleri duvarlarla örülü ağıllar kapalı ağıl olarak tanımlanırlar (Alkan, 1972). Kapalı ağıllar kışları soğuk geçen

(16)

bölgeler için uygundur. Ağıl içinde optimum çevre koşullarının sağlanması için pencere boşlukları ve yeterli havalandırma bacaları planlanmalıdır (Anonim, 1990).

Kapalı ağıllar U, L ve I şeklinde inşa edilebilirler. Kapalı ağılların en yaygın şekli üst katta yem deposu ortada ot deposu ve kenarlarda birer sundurma bulunan tipidir (Balaban ve Şen, 1988).

Kapalı ya da açık ağıl olsun yapı elemanlarına ait özellikler dışında ağılı meydana getiren bina üniteleri değişmez. Bu üniteler; istirahat alanı, yemleme ayrı bir alanda yapılıyorsa yemleme ve sulama kısmı, sağımhane ve süt odası, gezinti avlusu, yem muhafaza kısmı, yün kırkım ve muhafaza kısımlarıdır (Alkan, 1972).

2.3.1.3. Izgara Tabanlı Kapalı Koyun Ağılları

Entansif koyunculuk yapılan işletmelerde barınak tabanı ahşap veya metalden ızgara şeklinde yapılabilir. Bu tip barınaklar sütten kesilmiş kuzular ve besi kuzuları için idealdir (Anonim, 1990).

Izgara tabanlı ağıllara genellikle damızlık yetiştiren işletmeler ile besi işletmelerinde rastlanmaktadır (Özcan, 1990).

Ahşap ızgaralar 5x5 cm kesitli çıtalardan, üst açıklıkları 1.6 cm ve alt açıklıkları 1.9 cm olarak yapılır. Izgaralar taban yüzeyinden itibaren gübre birikimi için 50-60 cm yukarıda olmalıdır. Gübre yılda bir kez temizlenir. Bu sistemde koyun başına 0.9-1.3 m² taban alanı hesaplanır (Okuroğlu ve Yağanoğlu, 1993).

(17)

3. MATERYAL VE METOT 3.1. Materyal

Bu bölümde, araştırma alanının coğrafi konumu ve iklim özellikleri ile araştırmaya esas kapalı ve açık koyun ağıllarının özelliklerine ilişkin bilgiler verilecektir.

3.1.1. Coğrafi konum

Türkiye'nin kuzeybatısında, Marmara denizinin kuzeyinde tamamı Trakya topraklarında yer alan üç ilden biri, ayrıca Türkiye’de iki denize kıyısı olan altı ilden biri olan Tekirdağ 41º 35’ 28” – 40º 32’ 23” kuzey enlemleri ile 28º 09’ 14” – 26º 42’ 42” doğu boylamları arasındadır. İlin yüzölçümü 6 313 km² olup denizden yüksekliği 0-200 m arasında değişir. Ergene Havzasının güney kesimindeki en büyük kent olan Tekirdağ, Güney Ergene yöresinden ve kuzeyden gelen yolların Marmara denizine ulaştıkları yerde, geniş bir körfezin kıyısına kurulmuştur.

Merkez ilçe Marmara’nın Trakya içine doğru yaptığı geniş girintinin dibindedir. Bunun için eskiden beri Trakya’nın iskelesi durumundadır. Merkez ilçenin yüz ölçümü 1 111 km² dir. Nüfusu 2000 yılı sayım sonuçlarına göre 142 105’ tir. Merkez ilçenin kuzeyinde Hayrabolu ve Muratlı, doğusunda Çorlu, güneyindeyse Şarköy ve Marmara deniziyle çevrilidir (www.tekirdag.gov.tr/indeks, 2006).

3.1.2. İklim

Tekirdağ ili iklimi, ılıman yarı-nemli olarak nitelenir. Kıyı kesiminden iç kesimlere girildikçe denizden uzaklığın ve yükseltinin etkisiyle sıcaklık ve yağış değerlerinde küçük farklılaşmalar görülür. Marmara denizi kıyısı boyunca, yaz mevsimi sıcak ve kurak, kış mevsimi ise ılık ve yağışlı geçen Akdeniz ikliminin özellikleri görülür. Ancak, Karadeniz ikliminin etkisiyle yaz kuraklığı hafiflemiştir. Kış

(18)

mevsiminde kar yağışları olağandır. İç kesimlere girildikçe yaz mevsimi daha kurak, kış mevsimi daha soğuk geçen yarı karasal iklim özellikleri belirginleşir.

Tekirdağ il merkezinde, yıllık yağış ortalaması 579.7 mm’dir. Yağış Aralık ayında en fazla (ortalama 85.3 mm), Ağustos ayında en azdır (ortalama 12.2 mm). Uzun yıllar rasat sonuçlarına göre Ocak ayı sıcaklık ortalaması 4.3 ºC , Temmuz ayı sıcaklık ortalaması 23.4 ºC’dir. Tekirdağ ilinin yıllık sıcaklık ortalaması ise 13.7 ºC’dir (Anonim, 1984).

İl merkezinde hakim rüzgarın yönü Kuzeydoğu ( poyraz ) ve en şiddetli rüzgar yönü ise kuzeydir ( yıldız ). Rüzgarların % 81’inin hızı 6 m/sn’ den azdır. Hızı 6-12 m/sn olan rüzgarların oranı % 17’ dir. Yıllık bağıl nem ortalaması % 76’ dır. Kasım Aralık ve Ocak aylarında % 80’ in üzerine çıkan bağıl nem, Temmuz Ağustos aylarında % 67’ ye kadar düşer (www.tekirdag.gov.tr/indeks, 2006). Tekirdağ iline ait çok yıllık bazı iklim verilerinin aylık ortalama değerleri Çizelge 3.1’ de verilmiştir.

(19)

Çizelge 3.1. Tekirdağ Meteoroloji İstasyonuna Ait Ortalama İklim Verileri (Anonim, 1974;1984)

A Y L A R

Meteorolojik elemanlar I II III IV V VI VII VIII IX X XI XII

Yıllık ortalama Ortalama sıcaklık (Cº) 4.3 5.2 6.7 11.0 16.7 20.9 23.4 23.3 19.7 15.2 11.3 7.1 13.7 Ort. yüksek sıcaklık (Cº) 7.3 8.7 10.4 15.4 20.3 24.9 27.8 28.1 24.0 19.2 14.9 10.3 17.6 Ort. düşük sıcaklık (Cº) 1.5 2.2 3.6 7.9 12.6 16.4 18.7 19.0 16.0 12.0 8.9 4.5 10.3

Ort. bağıl nem (%) 81 79 77 74 74 70 66 66 71 76 81 82 75

En düşük bağıl nem (%) 30 28 18 13 15 20 21 21 16 26 25 34 13

Otr. yağış miktarı (mm) 71.8 52.5 53.8 41.4 37.2 37.4 20.1 12.2 29.3 57.5 81.2 85.3 579.7

Ort. rüzgar 3.8 3.5 3.3 2.6 2.3 2.5 2.9 3.1 3.1 3.2 3.1 3.6 3.1 En hızlı rüzgar yönü ve hızı (m/sn) SSW 28.3 NNW 28.9 SW 28.6 SW 26.5 S 28.7 NNE 28.0 NNE 20.4 NNW 23.9 NNE 19.0 SW 19.6 S 27.0 SSW 24.6 NNW 28.9 19

(20)

3.1.3. Araştırma Ağıllarının Bulunduğu Yerleşim Birimleri

Araştırma Tekirdağ ili Merkez ilçeye bağlı bazı köylerde yürütülmüştür. Köylerin seçiminde bölgeyi karakterize edebilme özelliği ön planda tutulmuştur. Araştırma ağıllarının köylere göre dağılımı ve işletme kapasiteleri Çizelge 3.2’ de verilmiştir. Ayrıca araştırma yapılan köylerin coğrafi konumları Şekil 3.1’de harita üzerinde gösterilmiştir.

Çizelge 3.2. Araştırma Ağıllarının Numaralandırılması ve Köylere Göre Dağılımı

İli İlçesi Köyü Ağıl no Koyun sayısı

1 100 2 50 3 300 Osmanlı 4 500 5 200 6 250 Karacakılavuz 7 250 8 250 9 100 Banarlı 10 90 11 200 Mahramlı 12 120 13 70 İnecik 14 250 15 70 Naib 16 60 17 50 Tekirdağ Merkez Yağcı 18 200

(21)

Şekil 3.1. Araştırmaya tabi tutulan koyunculuk işletmelerinin bulunduğu yerleşim birimlerinin harita üzerindeki dağılımı

Malkara

Hayrabolu

TEKİRDAĞ

Marmara Denizi Naib Şarköy Karacakılavuz Mahramlı Osmanlı İnecik Yağcı Muratlı Banarlı Çorlu N

(22)

3.2. Metot

Araştırma, koyunculuk işletmelerinin seçimi, arazi çalışmaları ve büro alışmaları olarak üç aşamada yürütülmüştür.

3.2.1. Araştırma Ağıllarının Seçimi

Araştırma ağıllarının seçiminde tarım il müdürlüğü proje istatistik şube müdürlüğünden yardım alınmıştır. Merkez ilçede koyunculuk yapan işletmelerin listesi temin edilmiş, yoğun olarak koyunculuk yapan köyler belirlenmiştir. Bölgeyi karakterize etme kriteri de göz önüne alınarak araştırma yapılacak köyler seçilmiş ve tesadüfi örnekleme metoduyla 7 köyde 18 ağılda araştırma yapılmıştır.

3.2.2. Arazi Çalışmaları

Arazi çalışmaları Eylül 2005 , Mayıs 2006 tarihleri arasında yapılmıştır. Arazi çalışmalarında araştırmaya tabi tutulan ağıllar hakkında daha detaylı bilgi elde etmek için anket formu düzenlenmiştir. Anket işletme sahipleri ile yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilmiş olup hazırlanan sorulara cevap aranarak karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri hakkında işletme sahiplerinin görüşleri alınmıştır. Hazırlanan anket formunun bir örneği Şekil 3.2’de verilmiştir. Ayrıca ağıllarda yapılan gözlem ve ölçümler sonucunda ağıllar hakkında detaylı bilgiler toplanmıştır. Bununla birlikte araştırmayı daha da detaylandırmak amacıyla ağılların fotoğrafları çekilmiştir.

3.2.3. Büro Çalışmaları

Büro çalışmalarında, arazi çalışmaları sonucu elde edilen veriler; anket sonuçları gözlem ve ölçüm değerleri toplanıp ağılların fiziksel koşulları ortaya konmuştur. Sonuçlar yüzde oranlar, aritmetik ortalama ve çizelgeler şeklinde tanımlayıcı istatistiklerle ifade edilmiştir. Elde edilen bütün bu veriler literatür bilgileri ile detaylı bir şekilde değerlendirilerek gerekli yorumlar yapılmış ve uygulamaya

(23)

yönelik önerilerde bulunulmuştur. Ayrıca yöre koşullarına uygulanabilecek değişik kapasiteli kapalı ve açık tip ağıl planları hazırlanmıştır.

(24)

ANKET FORMU Anketin Yapıldığı Tarih :

İşletmenin Bulunduğu Yerleşim Birimi : Ankete Katılan İşletme Sahibinin Adı :

No Anket sorusu Verilen

cevap 1 Sahip olduğunuz ağıl tipi nedir?

2 İşletme kapasitesi ne kadardır?

3 Ağılın konumlandırılmasını neye göre yaptınız? 4 Ağıl yeri seçimini neye göre yaptınız?

5 Yapılan yetiştiriciliğin amacı nedir?

6 Ağıl tipinin seçiminde ve yapımında teknik yardım aldınız mı? 7 Ağıl yapımında malzeme düzenini neye göre belirlediniz? 8 Ağıl boyutlarını neye göre belirlediniz?

9 İstirahat ve gezinti avlusunda koyun başına düşen alan ne kadardır? 10 Pencere alanlarını neye göre belirlediniz?

11 Ağılda yapay aydınlatma var mı? 12 Uygulanan havalandırma sistemi nedir? 13 Çatı tipini neye göre belirlediniz? 14 Ağılınızda yalıtım yaptınız mı?

15 İstirahat alanı zemininde ne tür kaplama malzemesi kullandınız? 16 Kış aylarında ağıl yapı elemanlarında nem yoğunlaşması oluyor mu? 17 Sağımhane mevcut mu?

18 Sağımı nasıl yapıyorsunuz?

19 Elde ettiğiniz sütü nerede muhafaza ediyorsunuz? 20 Kırkımı nerede ve ne şekilde yapıyorsunuz? 21 Kaba ve kesif yemi nerede muhafaza ediyorsunuz? 22 Koyun banyoluğunuz var mı?

23 Başka ne tür üretim faaliyetiyle uğraşıyorsunuz? 24 Genel olarak ağılda ne tip sorunlarla karşılaşıyorsunuz?

25 Sorunların çözümü için teknik kurum ve kişilere danışıyor musunuz? Anketimize katkınızdan dolayı teşekkür ederiz

(25)

4. ARAŞTIRMA SONUÇLARI

Bu bölümde araştırma ağıllarının genel özellikleri, yapı elemanlarının ve yardıncı tesislerin mevcut hali tablolar, grafikler, şekiller ve resimlerle ortaya koyulmuş, elde edilen bulguların bölge şartlarına uygunluğu hakkında tartışmalar yapılmıştır.

4.1. Koyun Varlığına Göre Ağılların Gruplandırılması

Araştırma yapılan koyunculuk işletmelerinde barındırılan koyun sayısı 50 ile 500 arasında olup, ortalama değer 123 olarak belirlenmiştir. Ayrıca işletmeler kapasitelerine göre sınıflandırılarak Şekil 4.1 ve Çizelge 4.1’de verilmiştir.

33,3 16,7 38,8 11,2 0 10 20 30 40 50 İş le tm e S ay ıs ı ( % ) 0-99 100-199 200-299 300'den büyük Barınaktaki Hayvan Sayısı

Şekil 4.1. Araştırma ağıllarının kapasitelerine göre % olarak sınıflandırılması

Elde edilen veriler, yapılan gözlemler ve anket sonuçları birlikte değerlendirildiğinde işletmelerde monokültür değil polikültür bir üretim yapıldığı göze çarpmaktadır. Özellikle hayvan sayısı az olan işletmelerde küçük baş hayvancılığın yanısıra büyük baş hayvancılığın ve tarla tarımının da birlikte yürütüldüğü ve bu sayede işletme gelirlerinin arttırılması yoluna gidildiği saptanmıştır.

(26)

Çiftçilerin polikültür bir tarıma yönelmelerinin ana sebebi sahip oldukları tarım arazilerinin yetersiz olması ve geçmişten gelen alışkanlıklardır. Bu nedenle işlemelerin büyük bir çoğunluğunda ihtisaslaşmanın olmadığını söyleyebiliriz.

Çizelge 4.1. Araştırma Ağıllarının Hayvan Sayılarına Göre Gruplandırılması Hayvan Sayısı İşletme Sayısı % Kümülatif

1-50 2 11.1 11.1 51-100 7 38.9 50 101-200 3 16.7 66.7 201-300 5 27.8 94.5 301’den büyük 1 5.5 100 Toplam 18 100

4.1.1. Ağılların Çeşitli Planlama Kriterleri Yönünden Gruplandırılması Araştırma yapılan koyunculuk işletmelerinin % 55.5’ inde kapalı tip ağıl, % 44.5’ inde de açık tip ağıl kullanılmıştır. Kapalı tip ağılların % 70’ i geleneksel dikdörtgen, % 20’ si L ve % 10’ u U şeklindedir. Açık ağılların ise büyük çoğunluğu üzeri çatıyla örtülü, üç tarafı duvarla kaplı, bir tarafında tahta ile kapatılmış şekilde inşaa edilmiştir. Yazın ahşap kısım kaldırılarak koyunların bol temiz hava ve aydınlıktan yaralanması sağlanırken kışın ahşap kısım plastik, saman balyası vb. maddelerle kapatılarak koyunların soğuk havanın olumsuz etkilerinden korunmaları sağlanmaya çalışılmaktadır.

Araştırma ağıllarının uzun eksenlerine göre konumlandırılmaları, işletmelerin yerleşim birimlerine göre konumları, ağıl tipleri ve şekillerine ilişkin bilgiler Çizelge 4.2’ de verilmiştir.

(27)

Çizelge 4.2. Ağıl Konumları, Tipleri ve Şekilleri

Ağıl no

Konumlandırma şekli Yerleşim birimine göre konumu

Ağılın tipi Ağılın şekli

1 Kuzeydoğu-Güneybatı İçinde Kapalı I

2 Doğu-Batı İçinde Kapalı L

3 Doğu-Batı Dışında Kapalı I

4 Doğu-Batı Dışında Kapalı L

5 Kuzeydoğu-Güneybatı Dışında Açık I

6 Doğu-Batı İçinde Kapalı I

7 Doğu-Batı/Kuzey-Güney İçinde Açık L

8 Doğu-Batı/Kuzey-Güney Dışında Açık L

9 Doğu-Batı Dışında Açık U

10 Güneydoğu-Kuzeybatı İçinde Açık I

11 Doğu-Batı Dışında Açık L

12 Kuzey-Güney İçinde Açık L

13 Kuzey-Güney İçinde Kapalı I

14 Kuzeydoğu-Güneybatı Dışında Kapalı I

15 Kuzeydoğu-Güneybatı İçinde Kapalı I

16 Kuzey-Güney İçinde Açık I

17 Doğu-Batı İçinde Kapalı I

18 Doğu-Batı Dışında Kapalı U

Çizelge 4.2 incelendiğinde Kuzeydoğu-Güneybatı istikametinde konumlandırılmış ağılların oranı % 22 , Doğu-Batı istikametine göre konumlandırılmış ağılların oranı % 44, Güneydoğu-Kuzeybatı istikametine göre konumlandırılmış ağılların oranı % 5 ve Kuzey-Güney istikametine göre konumlandırılmış ağılların oranının % 17 olduğu görülmektedir.

(28)

Tekirdağ il merkezinde hakim rüzgar yönü kuzeydoğu ( poyraz ), en şiddetli rüzgarın yönü ise kuzeydir (yıldız) (www.tekirdag.gov.tr/indextr.asp, 2006). Balaban ve Şen (1988), ağıl inşa edilirken hayvanların soğuk kış rüzgarlarından korunmaları gerektiğini belirtmiştir. Alkan (1972), ön cephesi kısmen veya tamamen açık ağıllar yerleştirilirken, açık cephenin, bilhassa soğuk kış rüzgarlarına karşı olmamasına dikkat edilmeli, soğuk bölgelerde açık cephenin Güney, Güney-Doğu, Güney-Batıya bakmasına dikkat edilmesini önermiştir. Araştırma sonuçları belirtilen hususlara göre değerlendirildiğinde kapalı tip ağılların % 70’ inin hakim rüzgarlardan korunduğunu, açık ağıllarında % 75’ inin açık cephelerinin Güney, Güney-Doğu, Güney-Batı yönüne baktığı görülmektedir. Genelde ise araştırma ağıllarının % 72’ sinin uygun konumlandırıldığını söyleyebiliriz.

Alkan (1972)’a göre; genişliği fazla kapalı ağılların doğal aydınlanmadan optimum şekilde faydalanabilmesi için Kuzey-Güney istikametinde konumlandırılmaları gerekir. Araştırma ağıllarının 4 tanesinin genişliği 7 m ve üzerindedir. Bu ağılların tamamının konumlandırma şekli istenen doğrultuda değildir.

Toplu yerleşim yerlerinde ağılların yerleşim yeri dışına kurulması gerekir. Böylece sürünün meraya gidiş dönüşü esnasında tozdan ve ağılda oluşan kötü kokudan konutlar korunmuş olurlar (www.ciftligim.com/makale, 2006). Ayrıca barınakta ortaya çıkan gübre ve yataklık malzemesi gibi atıkların genelde ağıl civarında depolanmasından dolayı hem çevre kirliliği hem de görüntü kirliliği oluşmaktadır. Bu hususlar dikkate alındığında ise araştırma ağıllarının yarıdan fazlasının ( % 55.5 ) yer seçiminin yanlış yapıldığı görülmektedir.

(29)

4.2. Ağıl Yapı Elemanları ve Özellikleri 4.2.1. Temel ve Duvarlar

Temel; yapının yerleştirilmiş olduğu kısımdır. Yapı tümüyle temellerin kapladığı zemin üzerinde taşınır. Temel kendi üzerine gelen yapının tüm yükünü temel zeminine çatlama, ezilme ve ayrılmalar meydana getirmeden iletebilmelidir (Ekmekyapar,1981).

Balaban ve Şen (1988) ağılların yapı isteklerinin aynı büyüklükteki kasaplık sığır barınaklarıyla benzerlik gösterdiklerini belirtip, temel derinliği için don bölgesinin altında olmasını yeterli görmüşlerdir.

Araştırma ağılları işletmecileriyle yapılan görüşmeler sonucunda ağıl temel malzemesi olarak taş ve betonarme kullanıldığı tespit edilmiştir. Çizelge 4.3’ de araştırma ağıllarının temel genişliği, derinliği ve temel yapımında kullanılan malzemeler verilmiştir. Şekil 4.2’ de de ağıl temelinde kullanılan yapı malzemelerinin yüzdelik oranları verilmiştir. taş 22,20% beton 38,80% bilgi yok 39,00%

(30)

Çizelge 4.3. Araştırma Ağıllarının Temel Genişliği, Derinliği ve Temel Yapımında Kullanılan Malzemeler Ağıl no Temel yapı malzemesi Temel genişliği (cm) Temel derinliği (cm) 1 Beton 30 40 2 - - - 3 Beton 30 50 4 - - - 5 Beton 30 50 6 Taş 40 60 7 Beton 30 40 8 - - - 9 - - - 10 - - - 11 Beton 40 70 12 Beton 30 40 13 Beton 30 30 14 Taş - - 15 Taş 50 60 16 Taş - - 17 - - - 18 - - -

Araştırma ağıllarının % 39’ unda temel yapı malzemesi ve temel boyutları, % 50’ sinde de temel boyutları hakkında bilgi toplanamamıştır. Bunun nedeni yapının oldukça eski olması veya işletme sahibiyle değil koyun bakıcısıyla görüşülmüş olmasıdır. Temel yapı malzemesi tespit edilen ağılların % 36’ sı taş, % 64’ ü beton kullanmıştır. Araştırma ağıllarında temel genişliği 30-50 cm, temel derinliği ise 40-70 cm arasında değişmektedir.

(31)

Anonim (1990)’a göre temel derinliği sıcak bölgelerde 30 cm’den soğuk bölgelerde ise 60 cm’den az olmamalı, bölgedeki toprak donma derinliğinin altına inecek şekilde yapılmalı, temel genişliği 50-60 cm arasında olmalıdır. Buna göre temel genişliği ve derinliği konusunda bilgi alınabilen araştırma ağıllarının % 55.5’ inde temel derinliği uygun iken % 45.5’ inde uygun değildir. Aynı şekilde temel genişliği % 11.1’ inde uygun iken % 89.9’ unda uygun değildir.

Duvar, kendi yüküyle birlikte üzerine gelen yükleri temele ileten, binayı bölümlere ayırıp dış etkilerden koruyan bir özelliğe sahiptir. Duvar malzemesi olarak taş, tuğla, briket ve kerpiç kullanılabilir. Malzeme seçimi, bölgeye ve ekonomik oluşuna göre yapılmalıdır (www.ciftligim.com/makale, 2006). Çizelge 4.4’ de araştırma ağıllarının duvar özellikleri verilmiştir.

(32)

Çizelge 4.4. Araştırma Ağıllarının Duvar Özellikleri Ağıl no Yapı malzemesi Genişliği (cm) Sıva durumu dış/iç

Badana durumu Yalıtım

1 Tuğla 18 Yok Yok yok

2 Briket 20 Var/Yok Yok Yok

3 Tuğla 20 Var/Yok Yok Yok

4 Tuğla 21 Var/Yok Yok Yok

5 Briket 18 Yok Yok Yok

6 Briket 18 Yok Yok Yok

7 Tuğla 18 Yok Yok Yok

8 Briket 18 Yok Yok Yok

9 Tuğla 18 Yok Yok Yok

10 Briket 18 Yok Yok Yok

11 Tuğla 23 Var/Var Yok Yok

12 Tuğla 18 Yok Yok Yok

13 Tuğla 18 Yok Yok Yok

14 Briket 21 Var/Yok Yok Yok

15 Briket 22 Var/Yok Yok Yok

16 Tuğla/Kerpiç 21/25 Var/Yok Yok Yok

17 Tuğla 18 Yok Yok Yok

18 Taş 48 Yok/Var Yok Yok

Duvar yapı malzemesi olarak araştırma ağıllarının % 50’ si tuğla, % 39’ u briket, % 5.5’ i taş ve % 5.5 ‘ i de aynı ağılda kerpiç ve tuğlayı ortak kullanmıştır. Kolay temin edilmesi ve yapılması nedeniyle ağılların % 89’ nda yapı malzemesi olarak tuğla ve briket kullanılmıştır.

İncelenen ağılların % 56’ sında duvarların iç ve dış yüzeyleri sıvasızdır. % 33’ ünde duvarın dış kısmı sıvalı, içi sıvasızken % 5.5’ inde içerisi sıvalı dışarısı sıvasızdır. Araştırma ağıllarının sadece % 5.5’ nde duvar iç ve dış yüzeyi sıvalıdır. Hijyen

(33)

açısından önemli olan badana ağılların hiçbirinde mevcut değildir ve yine ağılların tamamında duvarlarda ısı yalıtım malzemesi kullanılmamıştır.

4.2.2. Çatı Şekli ve Örtü Malzemesi

Tüm hayvan barınaklarında olduğu gibi koyun ağıllarında da çatı barınağın en önemli kısmını oluşturur. Çatı örtü malzemesi olarak kiremit, eternit, alüminyum, galvanizli saç vb. malzemeler kullanılabildiği gibi toprak, saz ve kamış da kullanılabilir. Çatı, genişliği 7 m’ ye kadar olan ağıllarda tek eğimli (sundurma), genişliği daha fazla olan ağıllarda ise çift eğimli (beşik) çatı tipi uygulanmalıdır.

Çatı eğimi çatı tipine, kullanılan örtü malzemesine, iklim koşullarına ve uygulanan havalandırma yöntemine bağlı olarak değişiklik gösterir. Beşik çatılarda % 25-40 eğim uygulanabilir. Doğal havalandırma yönünden ele alındığında çatı eğiminin en az % 26 olması istenmektedir ( Kaymakçı ve Sönmez, 1996).

Araştırma ağıllarının çatı iskelet malzemesi, örtü malzemesi, çatı şekli, çatı eğimi ve yalıtım malzemesi durumunu gösteren bilgiler Çizelge 4.5’te verilmiştir.

(34)

Çizelge 4.5. Araştırma Ağıllarında Çatı Sistemlerine Ait Veriler Ağıl no Çatı konstrüksiyonu Çatı örtü malzemesi

Çatı şekli Çatı eğim açısı (º)

Yalıtım malzemesi

1 Ahşap Kiremit Sundurma 8.74 Tahta + Ziftli

Kağıt

2 Ahşap Kiremit Sundurma 8.33 Tahta

3 Ahşap Kiremit Beşik 18.91 Tahta + Ziftli

Kağıt

4 Ahşap Eternit Beşik 14.24 Yok

5 Ahşap Kiremit Beşik 14.54 Tahta + Saman

6 Ahşap Kiremit Beşik 23.20 Tahta

7 Ahşap Kiremit Beşik 26.04 Tahta

8 Ahşap Kiremit Beşik 19.76 Tahta

9 Ahşap Kiremit Beşik 28.10 Tahta + Saman

10 Ahşap Kiremit Beşik 14.95 Tahta

11 Demir Eternit Sundurma 5.16 Yok

12 Ahşap Eternit Beşik 21.84 Yok

13 Ahşap Kiremit Beşik 24.01 Tahta

14 Ahşap Kiremit Beşik 18.90 Tahta

15 Ahşap Kiremit Beşik 28.10 Tahta + Saman

16 Ahşap Kiremit Beşik 17.76 Tahta + Saman

17 Ahşap Kiremit Beşik 8.45 Tahta + Saman

18 Ahşap Kiremit Beşik 15.01 Tahta

Araştırma ağılların sadece % 16.6’ sında çatı eğiminin 25º-40º aralığının içinde olduğu tespit edilmiştir. Yine ağılların % 83.4’ ünde çatı eğiminin doğal havalandırma için uygun olan 26º’ lik eğim açısının altında olduğu görülmüştür. Çatı eğiminin doğal havalandırma için önerilen eğim derecesinin altında olması, doğal havalandırma yapılan ağıllarda etkin bir havalandırmanın yapılamamasına neden olabilmektedir. Bu da ağıl içi optimum iklim koşullarının sağlanmasını güçleştirmektedir.

(35)

Ağılların % 16.6’ sında tek eğimli (sundurma) çatı, % 83.4’ünde çift eğimli ( beşik) çatı olduğu belirlenmiştir. Mutaf ve Sönmez (1996) genişliği 7 m’ ye kadar olan ağıllarda çatının tek eğimli, 7 metreden geniş olanlarda ise çift eğimli (beşik) olmasının uygun olacağını belirtmişlerdir . Araştırma ağıllarının 9 tanesinin (%50) genişliği 7 m’ nin altında olmasına rağmen çatı beşik çatı şeklinde inşa edilmiştir. Başka bir ağılda ise ağılın genişliği 11 m olmasına rağmen çatı sundurma şeklinde inşa edilmiştir. Ağılların 8 tanesi ( % 44.4 ) istenilen çatı şekline sahiptir. Elde edilen veriler ve anket sonuçlarına göre çatı eğiminin ve şeklinin seçiminde herhangi bir teknik bilgiden yararlanılmamış, çatının inşası tamamen ustanın becerisine bırakılmıştır.

Araştırma ağıllarının % 94.5’inde çatı konstrüksiyon malzemesi olarak ahşap, % 5.5’ inde çelik kullanılmıştır. Ağılların % 83.4’ ünde çatı örtü malzemesi olarak kiremit % 16.6’ sında eternit mevcuttur. İşletmelerin % 83’ ü çatıda yalıtım malzemesi kullanmaktadır. Çatı örtü malzemesi olarak kiremit kullanılan tüm çatılarda kiremit altında ahşap tavan mevcut olup bu ağılların % 33’ ü ısı yalıtımı için yalıtım malzemesi olarak saman, % 13 ‘ü ise nem yalıtımı için ziftli kağıt kullanmıştır.

Yörenin iklim koşulları dikkate alındığında çatı konstrüksiyonunda yalıtım malzemesinin kullanılması iklimsel çevre koşullarının optimum düzeyde gerçekleştirilmesi bakımından önerilebilir.

4.2.3. Ağıl Tabanı

Normal taban olarak, beton, blokaj üzerine kum-çakıl ve sıkıştırılmış toprak taban çeşitleri sayılabilir. Entansif koyunculuk yapanlar ve özellikle de kuzu besicileri için ızgara taban önerilir.

Araştırma ağıllarının % 89’ unda zemin sert topraktan oluşturulmuştur. Zemininde beton kullanan ağıllarının oranı ise % 11’ dir. Alkan (1972)’a göre tabanın beton olması halinde beton yüzeyinin pürüzlü olması gerekmektedir. Altlık sap ve gübrenin daimi olarak kaldığı ağıllarda tabanın sıkıştırılmış topraktan teşkili uygundur. Beton zeminlerin tamamının yüzeylerinin pürüzlü olduğu gözlenmiştir.

(36)

Yapılan ankette işletme sahiplerinin % 94.5 ağıllarında altlık kullandıklarını belirtmiştir. Altlık olarak saman, talaş, kuru ot, bitki sapları ve diğer altlıklardan kullandıklarını belirtmişlerdir.

Altlık materyali barınak tabanını kuru tutarak hayvanların daha rahat ve yumuşak bir zeminde istirahat etmesini sağladığı gibi, hayvandan zemine doğru olan ısı akışını azaltarak bazı hastalıkların ortaya çıkması veya ilerlemesi engellenmiş olur. Bu nedenle barınaklarda altlık malzemesi kullanımı tavsiye edilmektedir (Alkan, 1972).

4.2.4. Kapı ve Pencereler

Kapılar genellikle ağılların kısa kenarına yerleştirilirler. Kapı boyutları kullanılan alet ekipmana bağlı olarak değişiklik gösterir. Normalde 100-150 cm, büyük sürülerin beslendiği ağıllarda ise 240 cm genişlikte olabilirler. Bazı durumlarda 350 cm genişlikte bir büyük kapı ve 150 cm genişlikte bir başka kapı ağıl için yeterli olabilir. Ağıl içinde gübrenin her gün dışarı çıkarılması halinde kapı açıklığı yüksekliği 200 cm, gübrenin ağıl tabanında birikmesi halindeyse 240-280 cm olabilir (Alkan, 1972). Çizelge 4.6’ da araştırma ağıllarına ait kapı bilgileri verilmiştir. Araştırma ağıllarında mevcut durumdaki pencerelerin taban alanına oranı ve boyutları Çizelge 4.7’ da verilmiştir.

(37)

Çizelge 4.6. Araştırma Ağılları Kapı Bilgileri

Tek kanatlı Çift kanatlı

Ağıl

numarası Genişlik / Yükseklik (cm)

Adet Genişlik / Yükseklik (cm) Adet Toplam 1 120/150 1 310/250 1 2 2 90/150 3 - - 3 3 - - 250/280 2 2 4 100/150 4 300/250 (1)-240/200 (1) 2 6 5 - - 300/200 1 1 6 - - 320/220 2 2 7 220/130 (1)-100/130 (1) 2 - - 2 8 130/150 1 - - 1 9 100/150 1 - - 1 10 90/120 1 - - 1 11 200/120 1 - - 1 12 180/130 1 120/200 1 2 13 150/200 1 250/200 1 2 14 - - 160200 1 1 15 130/160 1 280/180 1 2 16 120/150 (2)-170/130 (1) 3 - - 3 17 - - 165/150 1 1 18 160/100 1 - - 1

(38)

Çizelge 4.7. Araştırma Ağıllarında Pencerelerin Mevcut Durumu Pencere boyutları Ağıl numarası Genişlik (cm) Yükseklik (cm) Pencere

sayısı Pencere alanının taban alanına oranı (%) 1 30 30 6 0.52 2 50 50 5 3.20 3 60 60 15 2.06 4 40 50 30 1.00 5 - - - - 6 70 80 5 1.90 7 - - - - 8 - - - - 9 - - - - 10 - - - - 11 50 100 10 1.62 12 60 60 4 1.15 13 70 85 3 2.67 14 80 50 5 1.52 15 70 70 5 3.40 16 40 80 4 1.28 55 85 2 17 50 50 1 2.74 18 50 50 6 0.85

Araştırma ağıllarının % 28’ inde hem tek kanatlı hem de çift kanatlı kapı mevcutken % 39’ unda sadece tek kanatlı, % 28’ indeyse sadece çift kanatlı kapı mevcuttur. Kapı genişlikleri 7 ağılda literatüre uygunken 11 ağıldaysa Alkan (1972)’ın verdiği değerlerin altındadır. Kapı yükseklikleri ise çift kanatlı kapıya sahip 8 ağıl için uygunken tek kanatlı kapıya sahip ağılların 17 tanesinde uygun değildir.

(39)

Hayvan barınaklarında doğal aydınlatma barınak duvarlarına yerleştirilmiş uygun ve yeterli büyüklükteki pencerelerle yapılır. Genellikle hayvan barınaklarında pencere alanlarının toplamının barınak taban alanına oranı doğal aydınlatma için iyi bir ölçüt olmaktadır (Ekmekyapar, 1991)

Pencere alanının taban alanına oranını; Alkan (1972), soğuk bölgeler için % 5 ılık bölgeler için % 7, Özcan (1990) ile Okuroğlu ve Yağanoğlu (1993), soğuk bölgeler için % 3-5, ılık bölgeler için de % 7 olarak vermişlerdir. Kışları nispeten ılık geçen Tekirdağ ilinde koyun ağıllarında taban alanının en az % 7’ si kadar pencere alanı bırakılması gerekirken, araştırma ağıllarının tamamı bu değerleri karşılayamamaktadır.

(40)

Şekil 4.4. Deforme olmuş bir ağıl penceresi ( Karacakılavuz köyü, 6 numaralı ağıl)

4.2.5. Ağılların Yüksekliği Genişliği ve İç Hacimleri

Duvar yüksekliği barındırma koşullarına ve iklim koşullarına bağlı olarak değişir. Özcan (1990) duvar yüksekliğinin kapalı ağıllarda 2.70-4.25 m açık ağıllarda ise 2.25-2.70 m olması gerektiğini belirtmiştir. Araştırma ağıllarında yapılan ölçümler sonucunda bulunan genişlik,yükseklik ve uzunluk değerleri Çizelge 4.8’de verilmiştir.

(41)

Çizelge 4.8. Ağılların Boyutları ve İç Hacimleri Ağıl No Ağıl yan duvar Yüksekliği (m) (Arka – Ön) Ağıl genişli ği (m) Ağıl uzunluğu* (m) Çatı şekli / mahya yüksekliği (m) Ağıl iç hacmi (m³) Her bir hayvana düşen hacim (m³) Ağıl tipi 1 3.50 – 2.70 5.20 20.00 Sundurma – 0.80 364.00 3.64 Kapalı 2 2.00 – 1.50 3.40 11.50 Sundurma – 0.50 78.20 1.56 Kapalı 3 3.20 – 3.20 7.00 37.50 Beşik – 1.20 997.50 3.32 Kapalı 4 1.60 – 1.90 11.00 55.00 Beşik – 1.40 1482.3 2.96 Kapalı 5 1.40 – 1.40 10.00 15.00 Beşik – 1.30 307.50 1.54 Açık 6 2.20 – 2.20 7.00 21.00 Beşik – 1.50 433.65 1.73 Kapalı 7 2.80 – 2.80 4.10 21.40 Beşik – 1.00 289.55 1.16 Açık 8 1.60 - 1.60 5.00 41.00 Beşik – 0.90 420.25 1.68 Açık 9 1.60 – 1.90 5.50 16.50 Beşik – 1.20 213.26 2.13 Açık 10 1.80 – 1.80 7.50 16.00 Beşik – 1.00 276.00 3.06 Açık 11 4.50 – 3.50 11.00 28.00 Sundurma – 1.00 1386.0 6.93 Açık 12 2.20 – 2.20 5.00 25.00 Beşik – 1.00 337.50 2.81 Açık 13 2.20 – 2.20 4.50 14.00 Beşik – 1.00 170.10 2.43 Kapalı 14 2.80 – 2.20 7.00 18.80 Beşik – 1.20 407.96 1.63 Kapalı 15 1.80 – 1.80 4.50 16.00 Beşik – 1.20 172.80 2.47 Kapalı 16 1.70 – 1.70 5.00 20.00 Beşik – 0.80 210.00 3.50 Açık 17 1.50 – 1.50 5.40 8.00 Beşik – 0.40 73.44 1.47 Kapalı 18 1.50 – 1.40 5.20 33.70 Beşik – 0.70 315.43 1.58 Kapalı (*) Ağıl uzunluğu olarak koyunların istirahat alanı uzunluğu verilmiştir

(42)

Çizelge 4.8’ de de görüleceği üzere kapalı tip araştırma ağıllarında duvar yüksekliği ağılların % 60’ ında önerilen yüksekliğin altındadır. % 40’ ı ise belirtilen aralıklardadır. Açık ağılların % 75’ i ise önerilen duvar yüksekliğinin dışındadır. Sadece % 25’ i istenilen kriteri karşılayabilmektedir. Bu durum göz önüne alındığında barınak içinde her bir hayvana düşen hacim azaldığından barınakta optimum çevre koşullarının oluşturulması güçleşecektir.

Ağıl genişliği içeride muhafazası düşünülen sürü büyüklüğüne bağlıdır. Alkan (1972), ağıl genişliğini ılıman bölgelerde, küçük sürülerin barındırıldığı ağıllarda 6-7 m, nispeten büyük sürülerin muhafaza edildiği ağılların genişliği 7-10 m, çok büyük sürülerin muhafaza edildiği ağılların genişliği ise 10-14 m olarak vermiştir. İlerde ağılların ahırlara dönüştürmenin mümkün olduğu durumlarda ise ılık bölgelerdeki ağıl genişliğini, küçük sürülerin barındığı ağıllar için 4.5 m, büyük sürülerin barındırıldığı ağıllar 8.3-8.5 m, eğer ilerde ahıra dönüştürme söz konusu değilse küçük ağıl 6-7 m, büyük ağıl 8.5-10.0 m genişliğinde olabileceğini belirtmiştir.

Buna göre araştırma ağıllarının % 17’ si içinde barındırılan koyun sayısı fazla olmamasına rağmen belirtilen değerlerden daha geniş yapılmıştır. % 5.5’ inin ise içinde barındırılan koyun miktarına göre genişliği yetersizdir. Diğer ağılların genişliği ise istenen değerlere uygundur.

Araştırma ağıllarında koyun başına düşen birim hacim Şekil 4.5’ te verilmiştir. Öztürk (2000) koyun ağıllarında, her hayvan için 3.0 - 4.0 m³ hava hacmi hesaplanması gerektiğini belirtmiştir. Yapılan hesaplama sonucunda ağılların % 72’ si bu değerlerin altında % 5.5’ i üzerindedir. Koyun başına düşen birim hacmin düşük olması verim üzerinde olumsuz etkiler doğurabilecekken yüksek olması ise proje maliyetini gereksiz yere arttırmış olacaktır. Ayrıca her iki durumda da barınakta optimum çevre koşullarının oluşturulması güçleşecektir. Araştırma ağıllarının % 22.5’ i belirtilen değeri karşılamaktadır.

(43)

44 28 22,50 5,5 0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50 İş le tm e S a y ıs ı (% ) 0 - 2 2 - 3 3 - 4 4 ten büyük

Şekil 4.5. Araştırma ağıllarında koyun başına düşen birim hacim

4.2.6. Araştırma Ağıllarında Havalandırma Durumu

Hayvanlar tarafından ağıl havasına yayılan fazla ısı ve nemin, zararlı gazların ve pis kokuların oluşum hızlarına paralel olarak dışarı atılması, böylece ağıl içinde sıcaklık ve bağıl nem değerlerinin uygun sınırlar arasında tutularak hayvan sağlığı ve çalışma koşulları yönünden uygun bir ortamın yaratılması, ancak yeterli havalandırmanın sağlanmasıyla olasıdır. Yeterli havalandırma proje koşulları göz önünde tutularak yapılacak uygun havalandırma sistemleri ile sağlanabilir (Gürel, 1994).

Araştırma yapılan ağılların tamamında doğal havalandırma sistemi uygulanmaktadır. Hava giriş ve çıkışı pencerelerden olmaktadır. Araştırma ağıllarının sadece % 11’ inde hava çıkış bacası bulunmaktadır. Maton ve ark. (1985), havalandırma bacası kesit alanının en az 0.25 m² ve en fazla 1.00 m² olmasını, her 100 m² taban alanı için 0.50-1.00 m²’ lik bir bacanın hesaplanmasını, etkili baca yüksekliğinin 4 m’ den

(44)

büyük olmasını önermektedir. Bu durumda havalandırma bacasına sahip ağılların tamamı, istenilen baca alanından düşük bir alana sahip oldukları için uygun değildirler. Baca yüksekliği ise % 50’ sinde uygun, % 50’ sinde uygun değildir.

Havalandırma için gerekli hava girişinin pencerelerden olması, kış aylarında bu pencerelerin ağıl içi sıcaklığın yükseltilmesi amacıyla naylonla kapatılması hatta hırsızlık olaylarının önlenmesi amacıyla bir kısmının tuğla ile örülmesi, özellikle koyunların ağılda tutulduğu kış mevsiminde etkili bir havalandırmanın yapılmasını güçleştirmektedir. Bu nedenle ağıllara, proje kriterlerine uygun hava giriş açıklıkları bırakılıp literatür bilgilerine uygun havalandırma bacalarının yapılması önerilebilir.

4.3. Ağıl İçi Bölmeler ve Diğer Ağıl Kısımları 4.3.1. İstirahat Alanı

Ağıl içi istirahat alanının planlanması, koyun ağıllarının planlanmasında en önemli unsurdur. Ağılların iç düzenlenmesi genellikle sürü büyüklüğüne ve yetiştirme yöntemine göre değişiklik gösterir. Sürü varlığı küçük olan işletmelerde, yemlemeyi kolaylaştırmak için yem yolunun bırakılmasına gerek yoktur. Bu yüzden ağıl taban alanına daha fazla hayvan konulabilir. Sürü varlığı büyük olan işletmelerde ise bakım ve yemleme işlerinin kolaylaştırılması amacıyla ağıl içinde yem yollarının bırakılmasında yarar vardır. Böylece yemleme için gerekli iş gücü azalmış, buna karşılık birim taban alanına daha az hayvan konulmuş olur (Kaymakçı ve Sönmez, 1996). Çizelge 4.9’ da araştırma ağıllarında hayvan başına düşen birim alanlar verilmiştir.

(45)

Çizelge 4.9. İstirahat Alanı Büyüklüğü ve Koyun Başına Düşen Birim Alan

Ağıl no Koyun sayısı İstirahat alanı (m²)

Koyun başına düşen birim alan (m²) 1 100 104.00 1.04 2 50 39.10 0.78 3 300 262.50 0.88 4 500 605.00 1.21 5 200 150.00 0.75 6 250 147.00 0.59 7 250 87.74 0.35 8 250 201.00 0.80 9 100 90.75 0.91 10 90 120.00 1.33 11 200 308.00 1.54 12 120 125.00 1.04 13 70 63.00 0.90 14 250 131.60 0.53 15 70 72.00 1.03 16 60 100 1.66 17 50 43.2 0.86 18 200 175.76 0.88

Alkan (1972), Anonim (1990) ile Okuroğlu ve Yağanoğlu (1993) ağıl içi faydalı alan içerisinde koyun için ayrılan alanın 0.8-1.00 m²arasında olması gerektiğini belirtmişlerdir. Çizelge 4.9 incelendiğinde araştırma ağıllarının % 33.3’ ü yeterli istirahat alanına sahipken % 27.7’ si belirtilen sınırların altında, % 38.8’ i de üstündedir. İstirahat alanının büyük planlanması tesis masrafını gereksiz yere arttırmasından dolayı istenmeyen bir durumdur. Küçük olması ise koyunların dar bir alanda sıkışık bir durumla bulunmalarına neden olur. Hareket alanları kısıtlı olduğundan özellikle genç

(46)

koyunların yaralanmalarına sebebiyet verebilir. Şekil 4.7’ de araştırma ağıllarında hayvan başına düşen istirahat alanı büyüklüklerinin oransal dağılımları gösterilmiştir.

5,5 22,2 33,3 16,7 22,2 0 5 10 15 20 25 30 35 40 İş le tm e S a y ıs ı (% ) 0 - 0,5 0,5 - 0,8 0,8 - 1,0 1,0 - 1,2 1,2'den büyük

Birim İstirahat Alanı (m2)

Şekil 4.6. Koyun başına düşen istirahat alanı

4.3.2. Gezinti Avlusu

Balaban ve Şen (1988) ile Okuroğlu ve Yağanoğlu (1993) gezinti avlusu büyüklüğünün genellikle ağıl istirahat alanının iki katı civarında olması gerektiğini belirtmişlerdir.

Çizelge 4.10’ da araştırma ağıllarında bulunan gezinti avlularının istirahat alanına oranları verilmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Tam Say›lar Kümesinde Modüle Göre, Kalan S›n›flar›n Özelikleri 1.1. Kalan S›n›flar Kümesinde Toplama ve Çarpma ‹flleminin

Akademik Birimler, Araştırma ve Uygulama Merkezleri, Bilim, Eği- tim, Sanat, Teknoloji, Girişimcilik, Yenilikçilik Kurulu (Gazi BEST), Araştırma-Geliştirme Kurum

Bir m›knat›sa, manyetik özelli¤ini veren, atomlardan oluflan bölgeciklerin her birinin manyetik alan›n›n do¤rultusudur.. Bir pusula

f ve g, I aralı˘gında s¨urekli ve aralı˘gın her i¸c noktasında t¨ urevlenebilen fonksiyonlardır.. L’Hospital in Kuralının di˘ger ko¸sulları

➢ Payı sırası

Meromiktik göllerde göl suyunu karıştığı yüzeydeki bölgeye MİXOLİMNİON, göl suyunun daimi olarak durgun olduğu, karışmadığı alt bölgeye de..

Dickey ve Pantula (1987) tarafından önerilen ve literatürde ardışık birim kök testi (sequential unit root test) olarak bilinen yönteme göre bu

Bu özel çözüm para- metrelerin de¼ gi¸ simi yöntemi yard¬m¬yla