• Sonuç bulunamadı

İslam Hukuku ve İktisadı Bağlamında Malik Bin Nebi’nin İktisadi Görüşleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İslam Hukuku ve İktisadı Bağlamında Malik Bin Nebi’nin İktisadi Görüşleri"

Copied!
152
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İSLAM HUKUKU VE İKTİSADI BAĞLAMINDA

MALİK BİN NEBİ’NİN İKTİSADİ GÖRÜŞLERİ

2021

YÜKSEK LİSANS TEZİ

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ

Oğuzhan KELEZ

(2)

İSLAM HUKUKU VE İKTİSADI BAĞLAMINDA MALİK BİN NEBİ’NİN İKTİSADİ GÖRÜŞLERİ

Oğuzhan KELEZ

Doç. Dr. Ömer Faruk HABERGETİREN

T.C.

Karabük Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalında

Yüksek Lisans Tezi Olarak Hazırlanmıştır

Karabük Mart 2021

(3)

1

İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER ... 1

TEZ ONAY SAYFASI ... 5

DOĞRULUK BEYANI ... 6

ÖNSÖZ ... 7

ÖZ ... 8

ABSTRACT ... 9

ARŞİV KAYIT BİLGİLERİ... 11

ARCHIVE RECORD INFORMATION ... 12

KISALTMALAR ... 13

ARAŞTIRMANIN KONUSU ... 14

ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ ... 14

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ ... 15

ARAŞTIRMA HİPOTEZLERİ/PROBLEM ... 15

KAPSAM VE SINIRLILIKLAR/KARŞILAŞILAN GÜÇLÜKLER ... 16

BİRİNCİ BÖLÜM: MALİK İBN NEBİ’NİN HAYATI VE ESERLERİ ... 17

1. Malik İbn Nebi’nin Hayatı ... 17

1.1. Ailesi ... 17

1.2. Çocukluk ve Gençlik Yılları ... 18

1.3. Evliliği ... 20 1.4. Dini Görüşü ... 20 2. Eğitim Hayatı ... 20 2.1. Küttâb ... 20 2.2. İlkokul ... 21 2.3. Ortaokul ve Lise ... 22

(4)

2

2.4. İşsizlikle Geçen Yıllar ... 23

2.5. Fransa Dönemi ... 24

2.6. Polytecnique Enstitüsü ... 26

3. Entelektüel Faaliyetleri ... 26

3.1. Erken Dönem İslam Alimleriyle Temasları ... 27

3.2. Dönemindeki Mütefekkirlerle Temasları ... 28

3.3. Dostları ve Meslektaşlarıyla Temasları ... 29

4. Aktivist Hayatı ... 31

4.1. Erken Dönem Etkinlikleri ... 31

4.2. Fransa Dönemi Etkinlikleri ... 31

4.3. Mısır ve Cezayir’deki Etkinlikleri ... 33

5. Eserleri ... 35

İKİNCİ BÖLÜM: İKTİSADİ SİSTEMLERE GENEL BİR BAKIŞ ... 38

1. İktisat ve Ekonomizm ... 38

1.1. İktisat ... 38

1.2. Ekonomizm ... 41

2. Ana Hatlarıyla Mevcut İktisadi Sistemler ... 43

2.1. Kapitalizm ... 43

2.2. Klasik Ekonomi ... 45

2.3. Taylorizm ... 46

2.4. Sosyalizm ... 47

2.4.1. Sosyalizmin Temel Özellikleri ... 48

2.5. Komünizm ... 49

2.6. Marksizm ... 50

2.7. İslam İktisadı ... 51

2.7.1. Malik İbn Nebi’ye Göre İslam İktisadıyla Diğer İktisadi Sistemlerin Mukayesesi ... 52

(5)

3

2.7.2. Malik İbn Nebi’ye Göre İslam İktisadı Açısından Modern İktisadi

Sistemleri Uygulama Sorunsalı ... 59

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: İKTİSADİ PROBLEMLER ... 65

1. Malik İbn Nebi’ye Göre İktisadi Problemlerin Mevcudiyeti ... 65

2. Malik İbn Nebi’ye Göre İktisat Dünyasında Medeni Esaslar ... 68

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: İKTİSADİ KALKINMANIN ANA UNSURLARI ... 71

1. İnsan ... 72 1.1. Kültür ... 74 1.1.1. Ahlak ... 74 1.1.2. İş Mantığı ... 76 1.2. Çalışma ... 77 1.3. Sermaye ... 77 2. Toprak ... 86 3. Zaman ... 90 BEŞİNCİ BÖLÜM: SÖMÜRGECİLİK ... 92 1. Sömürge (Gasb, İtlâf) ... 92 2. Sömürü Çeşitleri ... 95

3. İslam’ın Sömürüye Bakış Açısı ... 97

4. Sömürü Psikolojisi ... 98

5. Sömürü ve Siyaset ... 101

ALTINCI BÖLÜM: İKTİSADÎ GÖRÜŞLERİ UYGULAMADAKİ TEMEL ARGÜMANLAR ... 105

1. Emek Birikiminde Para Faktörü... 105

2. Parasal ve Sosyal İşletme ... 111

3. İktisadi Dinamizmin Gerçekleştirilmesi ... 117

4. Üretim ve Dağıtımda Ahlaki Esaslar ... 123

(6)

4

6. Kendi Kendine Yetmenin Zarureti ... 131

SONUÇ ... 134

KAYNAKÇA ... 138

(7)

5

TEZ ONAY SAYFASI

Oğuzhan KELEZ tarafından hazırlanan “İSLAM HUKUKU VE İKTİSADI BAĞLAMINDA MALİK BİN NEBİ’NİN İKTİSADİ GÖRÜŞLERİ” başlıklı bu tezin Yüksek Lisans Tezi olarak uygun olduğunu onaylarım.

Doç. Dr. Ömer Faruk HABERGETİREN ... Tez Danışmanı, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı

Bu çalışma, jürimiz tarafından Oy Birliği ile Temel İslam Bilimlerinde Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir. 10/03/2021

Ünvanı, Adı SOYADI (Kurumu) İmzası

Başkan : Doç. Dr. Ömer Faruk HABERGETİREN (KBÜ) ...

Üye : Dr. Öğr. Üyesi Fatih TURAY (KBÜ) ...

Üye : Doç. Dr. Mahmut SAMAR (ASBÜ) ...

KBÜ Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Yönetim Kurulu, bu tez ile, Yüksek Lisans Tezi derecesini onamıştır.

Prof. Dr. Hasan SOLMAZ ... Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü

(8)

6

DOĞRULUK BEYANI

Yüksek lisans tezi olarak sunduğum bu çalışmayı bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı herhangi bir yola tevessül etmeden yazdığımı, araştırmamı yaparken hangi tür alıntıların intihal kusuru sayılacağını bildiğimi, intihal kusuru sayılabilecek herhangi bir bölüme araştırmamda yer vermediğimi, yararlandığım eserlerin kaynakçada gösterilenlerden oluştuğunu ve bu eserlere metin içerisinde uygun şekilde atıf yapıldığını beyan ederim.

Enstitü tarafından belli bir zamana bağlı olmaksızın, tezimle ilgili yaptığım bu beyana aykırı bir durumun saptanması durumunda, ortaya çıkacak ahlaki ve hukuki tüm sonuçlara katlanmayı kabul ederim.

Adı Soyadı: Oğuzhan KELEZ İmza :

(9)

7

ÖNSÖZ

İktisat, tarih boyunca insanların tüm yaşamlarını etkileyen başta gelen etkenlerden biri olmuştur. Özellikle Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nın görüldüğü 20. Yüzyılda savaşların da etkisiyle küresel çapta sömürüyle birlikte iktisadi problemler daha da artmıştır. Bu dönemlerde pek çok iktisatçı ve uzman iktisat hakkında görüş belirtmiş, fikrini belirtmiştir. Bu dönemde yaşayan Malik İbn Nebi, bu dönemleri görerek insanların içinde bulunduğu iktisadi buhranları keşfetme fırsatı yakalamıştır. Bu çalışmada, iktisat hakkındaki görüşleri, iktisadi problemlere ve sömürüye karşı yaklaşım ve sunduğu çözümlerle kendisini ayrı bir konumda hissettiren İbn Nebi’nin iktisat hakkındaki görüşleri incelenmiştir.

Bu tezin hazırlanmasında değerli bilgi ve görüşlerinden sürekli olarak istifade ettiğim, danışmanım Doç. Dr. Ömer Faruk HABERGETİREN’e teşekkürü borç bilirim. Ayrıca görüş ve katkılarıyla tezi hazırlamamda bana yardımcı olan ve aynı zamanda tez jürileri arasında yer alan Doç. Dr. Mahmut SAMAR ve Dr. Öğretim Üyesi Fatih TURAY’a da teşekkür ederim.

Oğuzhan KELEZ 2021

(10)

8

ÖZ

İnsanlık tarihi boyunca iktisat, insan hayatını etkileyen en önemli unsurların başında gelmiştir. Bireysel ve toplumsal hayatı etkileyen tüm olaylar iktisadi hayatı da etkilemiştir. Kapitalizmin etkisi ve Sanayi Devrimi’yle birlikte seri üretim aşamasına geçen insanlık, farklı bir çağa kapı aralamıştır. Bu çağda zenginleşen sermayedar, fabrikatör ve bankerler, maddi imkanlarını, fakir kesimle hiç kapanmayacak derecede gittikçe ilerleyen bir makas skalasında genişleterek yoksulların daha da yoksullaşmasına neden olmuşlardır. Bu kapital düzenle birlikte bahsi geçen bu elit kesim, dünya piyasalarına yön vermeye başlamış, kurduğu şirketlerle zamanla bir tekel haline gelmişlerdir.

Kapital düzende Avrupa ülkeleri, tarım, sanayi ve hizmet sektörleriyle birlikte teknolojik imkanları verimli kullanma, kendi kendine yeter bir iktisadi sistem ve yöntemi benimseme ve sömürü gibi daha pek çok etkenle birlikte iktisadi anlamda gelişmiş ülkeler arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Ancak bu düzene karşı iktisadi imkanlarını geliştirmek isteyen üçüncü dünya ülkeleri, bu sanayi ve teknoloji yarışında geride kalarak gelişmemiş veya az gelişmiş ülkeler arasına dahil olmuşlardır. Bu geri kalmışlıktan kurtulmak için pek çok iktisadi sistem ve model iktisadi, siyasi ve akademik olarak pek çok alanda tartışma konusu olmuştur. İktisadi problemler ve gelişme ile ilgili birçok uzman ve iktisatçı çeşitli yorumlarda bulunmuşlardır. Bunlardan biri de 20. Yüzyılda yaşamış olan Malik İbn Nebi’dir. Tezde İslam hukuku ve iktisadı bağlamında düşünürün görüşleri ele alınmaktadır. Bu çalışmada altı bölüm bulunmaktadır. Birinci bölümde İbn Nebi’nin eğitim hayatı, entelektüel ve eylemci yaşamı zikredilmiştir. İkinci bölümde iktisadi sistemler hakkında bilgi verilerek İslam iktisadıyla bu sistemlerin mukayesesi yapılmıştır. Üçüncü bölümde insanların bizatihi yaşadığı iktisadi problemlerden bahsedilmiştir. Dördüncü bölümde iktisadi kalkınmanın üç temel ögesine yer verilmiştir. Beşinci bölümde sömürgecilik, sömürü çeşitleri, İslam’ın sömürüye bakış açısı ile birlikte sömürü psikolojisi ve siyasetinden bahsedilmiştir. Altıncı bölümde iktisadi görüşleri uygulamadaki temel argümanlar söz konusu edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: İslam Hukuku, İslam İktisadı, Malik Bin Nebi, İktisadi

(11)

9

ABSTRACT

Throughout human history, the economy has been one of the most important factors affecting human life. All events affecting individual and social life also affected economic life. With the effects of capitalism and the Industrial Revolution, humanity has moved to mass production, opening the door to a different era. The capitalists, fabricators and bankers who became wealthy in this era expanded their financial resources to a level of scissors that would never be closed to the poor, causing the poor to become even more impoverished. With this capital order, these elite groups started to lead the world markets and became a monopoly with the companies they founded in time.

In the capital order, European countries, along with agriculture, industry and service sectors, use of technological facilities efficiently, adopt a self-sufficient economic system and method, and exploitation with many other factors are among the first economically developed countries. However, Third World countries that want to improve their economic opportunities against this order have fallen behind in this race for industry and technology and have been included among the undeveloped or underdeveloped countries. Many economic systems and models to get rid of this backwardness have been the subject of debate in many areas, economically, politically and academically. Many people, experts and economists have commented on economic problems and development. One of them is Malik Bennabi who lived in the twentieth century. The opinions of the thinker in the context of Islamic law and economics are discussed in the thesis. There are six sections in this work. Bennabi's educational life, intellectual and activist life are mentioned in the first chapter. In the second part, by giving information about economic systems, a comparison of these systems with the Islamic economy is made. In the third part, the economic problems that people personally experience are mentioned. In the fourth chapter, three basic elements of economic development are given. In the fifth chapter, colonialism, the types of colonies, the psychology and politics of exploitation along with the perspective of Islam on exploitation are mentioned. In the sixth chapter, the basic arguments for applying economic opinions are mentioned.

(12)

10

Keywords: Islamic law, Islamic economics, Malek Bennabi, Economic

(13)

11

ARŞİV KAYIT BİLGİLERİ

Tezin Adı İslam Hukuku ve İktisadı Bağlamında Malik Bin Nebi’nin

İktisadi Görüşleri

Tezin Yazarı Oğuzhan KELEZ

Tezin Danışmanı Doç. Dr. Ömer Faruk HABERGETİREN

Tezin Derecesi Yüksek Lisans

Tezin Tarihi Mart 2021

Tezin Alanı Temel İslam Bilimleri

Tezin Yeri KBÜ LEE

Tezin Sayfa Sayısı 150

Anahtar Kelimeler İslam Hukuku, İslam İktisadı, Malik Bin Nebi, İktisadi

Sistemler, İktisadi Problemler, İktisadi Kalkınma, Sömürgecilik, Sosyal Denklem.

(14)

12

ARCHIVE RECORD INFORMATION

Name of the Thesis Economic Opinions of Malek Bennabi in the Context of Islamic Law and Economics

Author of the Thesis Oğuzhan KELEZ

Advisor of the Thesis Doç. Dr. Ömer Faruk HABERGETİREN Status of the Thesis Master Thesis

Date of the Thesis March 2021

Field of the Thesis Basic Islamic Sciences

Place of the Thesis KBU LEE

Total Page Number 150

Keywords Islamic law, Islamic Economics, Malek Bennabi,

Economic Systems, Economic Problems, Economic Development, Colonialism, Social Equation.

(15)

13

KISALTMALAR

b.: bin, ibn (oğlu)

b.y.: Basım Yeri Yok bk.: Bakınız çev.: Çeviren ed.: Editör H: Hicrî Hz.: Hazreti M: Milâdî md.: Madde No.: Numara nşr.: Neşreden

s.a.v..: Sallallâhü aleyhi ve sellem TDV: Türkiye Diyanet Vakfı Thk.: Tahkik eden

ts. : Tarihsiz

vd.: ve diğerleri vs.: vesaire

(16)

14

ARAŞTIRMANIN KONUSU

İktisat kavramıyla ilgili birçok uzman, sosyolog ve iktisatçı tarafından çeşitli yorumlar dile getirilmiştir. Bilhassa Sanayi Devrimiyle birlikte günümüze gelinceye kadar bu, daha da artmıştır. İktisadi gelişimlerini sağlamak isteyen geri kalmış ülkeler bu konuda pek çok uzmanın görüşüne başvurmuşlardır. Malik İbn Nebi de iktisat görüşleri itibarıyla dikkate alınması gereken konumda bir fikir adamıdır. Bu sebeple bu çalışmada, İslam hukuku ve iktisadı bağlamında İbn Nebi’nin iktisadi görüşleri incelenecektir. Bu bağlamda öncelikle yazarın hayatı incelenmiştir. İbn Nebi’nin aile ve dini yapısı gibi hayat serüveninde ona etki eden unsular da göz önüne alınarak eğitim ve eylemci-entelektüel yaşamı zikredilmektedir. Aynı zamanda yazarın kaleme aldığı eserlerden bahsedilmiştir. Düşünürün hayat serüveninin ardından asıl konu olan iktisadi görüşleri ele alınmıştır. İktisadi gelişme ve kalkınma noktasında yazarın kapsamlı görüşleri söz konusu edilmiştir.

ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ

Ülkemizde Malik İbn Nebi ile ilgili pek çok akademik çalışma yapıldığı, bu tezi hazırlama aşamasında gözlemlenmiştir. Fakat incelenen eserler, düşünürün hayatı, İslam, toplum ve sömürgecilik gibi bazı alanlarda sınırlanmıştır. İktisat ile ilgili görüşlerini ihtiva eden Arapça olarak bir çalışma yapılmış, fakat İslam hukuku ve iktisadı açısından incelenmemiştir. Bu nedenle düşünürün bu bağlamdaki görüşleri ele alınmak suretiyle akademik platformdaki bu eksiklik giderilmeye çalışılmıştır.

Günümüz İslam toplumunun manevi sıkıntılar yanında pek çok maddi sorunları da bulunmaktadır. Bunların başında iktisat gelmektedir. Zira iktisadi gelişimini sağlayamamış toplumlar, hayatta gerçek anlamda mutluluklarını tam anlamıyla yerine getirememektedirler. Modern çağla birlikte kapitalizmin de etkisiyle iktisadi problemler konusu, tüm insanların hayatlarını hiç azımsanmayacak derecede etkilemektedir. Sömürgeciliğin etkisiyle özellikle İslam ülkelerinin pek çoğunu da içine alan üçüncü dünya ülkelerinde bu durum daha belirgindir. 20. Yüzyılda yaşayan Malik İbn Nebi, batı ve doğu kültürünü tanıma fırsatı bularak bu iki farklı medeniyetin iktisadi problemlerini gözlemlemiştir. Bu bağlamda iktisadi kalkınmanın ana ögelerini tespit etmiş; sosyal

(17)

15

işletme, sosyal denklem, iktisadi dinamizmin gerçekleştirilmesi gibi iktisadi görüşleri uygulamadaki temel argümanlardan bahsetmiştir. Diğer yandan “sosyal denklem” ile birlikte sömürgecilik başlığı altında “sömürülme kabiliyeti” ve modern iktisadi sistemler hakkında getirdiği özgün fikirleri, bu çalışmanın önemi açısından dikkate değerdir.

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ

Çalışma, giriş ve altı bölümden oluşturulmuştur. Giriş kısmında araştırmanın konusu, amacı, önemi, yöntemi, araştırma hipotezleri ve karşılaşılan güçlüklerden bahsedilmiştir. İlk bölümde Malik İbn Nebi’nin hayatı ve eserleri anlatılmıştır. İkinci bölümde iktisat ve ekonomizmle birlikte mevcut iktisadi sistemler hakkında düşünürün görüşleri ele alınmıştır. Üçüncü bölümde dünyadaki iktisadi sıkıntılardan bahsedilmiştir. Dördüncü bölümde iktisadi kalkınmanın ana unsurlarına değinilmiştir. Beşinci bölümde sömürgecilikle ilgili sömürülme kabiliyeti, sömürü ve siyaset gibi pek çok bilgiye yer verilerek yazarın görüşleri zikredilmiştir. Son bölümde ise sosyal denklem-örf ilişkisi ve iktisadi dinamizm gibi iktisadi görüşleri uygulamadaki temel argümanlardan söz edilmiştir.

Bu tezde konuyla ilgili pek çok makale, tez ve kitap incelenmiştir. Düşünürün görüşleri zikredilirken aslına bağlı kalmaya özen gösterilmiş, farklı kaynaklarla da desteklenmeye çalışılmıştır. Bu tezle İbn Nebi’nin İslam hukuku ve iktisadı bağlamında iktisat hakkındaki görüşleri incelenerek başta İslam dünyasına ve iktisadi gelişimlerini sağlamak isteyen tüm ülkelere katkı sağlanmak amaçlanmıştır.

ARAŞTIRMA HİPOTEZLERİ/PROBLEM

İktisat, gerek ferdi gerekse sosyal olarak insanların içinde bulunduğu yaşam serüveninde en temel faktörlerden biri olmuştur. Bununla ilgili pek çok tartışma ve görüşler zikredilmiş, iktisadi problemlerin üstesinden gelmek için şahıslar ve devletler çözüm arayışı içine girmişlerdir. Bu çalışmada 20. Yüzyılda yaşamış olan Malik İbn Nebi’nin iktisat, ekonomizm, iktisadi sistemler, iktisadi problemler, sömürgecilik ve iktisadi görüşleri uygulamadaki temel argümanları zikredilerek İslam hukuku ve iktisadı bağlamında düşünürün iktisat konusu hakkındaki zihinlerdeki soru işaretlerine cevaplar

(18)

16

bulunmaya çalışılacak ve iktisadi problemlerin nasıl çözüleceği, düşünürün görüşleri ışığında ifade edilmeye çalışılacaktır.

KAPSAM VE SINIRLILIKLAR/KARŞILAŞILAN GÜÇLÜKLER

Çalışmada Malik İbn Nebi’nin iktisadi görüşleri ile ilgili her konuya temas edilmeye çalışılmıştır. Ancak Malik İbn Nebi’nin hayatının pek çok farklı kaynakta dağınık olarak yer alması konunun araştırılmasını zorlaştırmıştır. Diğer yandan düşünürün iktisadi görüşleri ele alınırken bazı iktisadi konu ve kavramların düşünürün eserlerinde açıklanmamış olması kısmen bir zorluğu beraberinde getirmiştir. Bunun için Orhan Hançerlioğlu’nun Ekonomi ve Ticaret Sözlüğü’nden yararlanılmıştır. Çalışmada bu kavramlarla ilgili bilgiler dipnotlarda verilmiştir.

(19)

17

BİRİNCİ BÖLÜM: MALİK İBN

1

NEBİ’NİN HAYATI VE

ESERLERİ

1. Malik İbn Nebi’nin Hayatı 1.1. Ailesi

Malik İbn Nebi, 1905 yılında Cezayir’in doğusundaki Fransız sömürgesi olan Konstantin şehrinde dünyaya gelmiştir.2 Cezayir halkının çoğunluğunda olduğu gibi

yoksul bir ailede yetişmiştir. İbn Nebi’nin kişiliği, Fransız sömürgecilerin hegemonyası altındaki bu kentte şekillenmiştir.3 Fransızların ilk işgal yıllarını bizzat yaşayan

büyükannesi ve annesinin de desteğiyle birlikte İbn Nebi, işgalcilerin Cezayir’deki İslami sosyal sistemi darmadağın eden rolleri hakkında bilinçlenmiştir.4 Altı-yedi

yaşlarında iken büyükbabası mallarını satarak sömürge altındaki Cezayir’i terk etmiştir. İbn Nebi büyükbabasıyla birlikte Tilimsân ve Konstantin gibi pek çok şehri içine alan ilk dalgayla birlikte Trablus’a göç etmiştir.5 Dönemin şartları gereği ailelerin bir kısmı

bu şekilde göç etmiş, diğer kısmı sömürge yönetimine karşı çıkarak ülkede yaşamaya çalışmış, bazıları da yoksulluğa katlanarak hayatını sürdürmüştür. 19. Yüzyılın sonlarıyla 20. Yüzyılın başları arasındaki bu kritik dönemler, İbn Nebi’nin yaşadığı toplum açısından oldukça önemlidir. Zira söz konusu toplu göç hareketi, sömürge güçlerine ve esarete karşı duruşu temsil etmektedir. Ancak bu göçle birlikte Cezayir’in hükümranlığı kaybolmuş ve sömürgeciler ülkedeki verimli toprakları sahiplenmişlerdir. Bu trajik durum, sömürgecilerin oluşturduğu yeni düzen ve Avrupalı yerleşimcilerle Cezayirliler arasındaki paradokslar hakkında düşünürün bilinçlenmesini sağlamıştır.6

Ailesinin bölünmesi nedeniyle Konstantin ile Tebessa arasındaki seyahatleri süresince iki farklı toplumu gözlemlemiştir. Bunlar: “Sömürgeci toplum” ve “sömürülen

toplum”dur. Bu iki toplum arasındaki farklılıkları karşılaştırma fırsatı bulmuştur.

1 “İbn” kelimesi Türkçe’deki dil kuralları açısından daha doğru bir kullanım olduğundan çalışmada tercih

edilmiştir.

2 Malik ibn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn (Şam: Darü’l-fikr, 1985), 15. 3 İbrahim Besi, Şahsiyyat İslamiyye muasıra (Kahire: Darü’ş-şa’b, 1972), 197. 4 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 19.

5 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 16, 17.

(20)

18

Düşünür, Konstantin’de kent yaşamının cazibesine kapılırken; Tebessa’da geleneksel bedevi çevreden etkilenmiştir.7 Bu iki zıt ortamı tecrübe eden İbn Nebi, Konstantin’de

sömürgecilerin medeniyeti, yaşam tarzı ve düşüncesine yönelerek yeni ufuklar edinmiş; Tebessa’da ise İslam medeniyetini temsil eden geleneksel yaşam tarzı, düşünce ve kültürüyle birlikte geçmişle olan bağını korumuştur.

1.2. Çocukluk ve Gençlik Yılları

İbn Nebi, küçük yaşlarda çeşitli kaynaklardan din eğitimi almıştır. Bunlar, büyükannesi ve haftalık pazar yerlerindeki öykü anlatıcıların öykülerinin yanı sıra küttab8, cami, zaviye ve medreselerdir. İbn Nebi, din eğitiminde zaviyelerin önemini

vurgulamaktadır. Zira İbn Nebi, zaviyelerin pratikleri ve düzenli programları sayesinde ahlaki ilkeleri ve gelenekleri öğrenmiştir. Düşünürün evinin yakınında Kadiriye tarikatına ait bir zaviye bulunmaktadır.9 O dönemlerde eğitim ve özgün Arap edebiyatı yozlaşmış, ayrıca çok fazla basılı eser de bulunmamaktadır. Bu nedenle öykü anlatıcıları halk kültürünün bir nevi koruyucuları olmuşlardır. Onlar aynı zamanda sömürge toplumunun kaybettiği onur ve ulus bilincini kazanmada etkin rol oynamışlardır.10 İbn Nebi, camilerde ve küttablarda, diğer çocuklar gibi sureler ve ayetleri ezberleyip anlamlarını öğrenmekte, ayrıca bu konuda bilgiler edinerek İslam kültürünün orijinal kaynağına ulaşmaktadır.11

İbn Nebi bir yandan Arapça grameri, şiir ve edebiyatı ile birlikte teoloji, İslam fıkhı ve siyer gibi derslerin görüldüğü medreseye; diğer yandan da Fransız resmi okuluna gitmiştir. Bu noktada İbn Nebi, kendisine İslami esasları aşılayan üç öğretmenden söz etmektedir: “İlahiyat ve siyer dersleri veren Şeyh İbnü’l-Mevhub’un

dersleri ile fıkıh dersleri veren Şeyh İbnü’l-Abid’in dersleri ruhuma yol gösteren güçlü uyarıcılardı. Diğer yandan Şeyh Abdülmecid (ö. 1972), verdiği derslerde bazı sosyal

7 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 20.

8 Küttab, “mektep” kelimesiyle aynı anlamda kullanılmıştır. Zira Osmanlılar’da “mektephane, mekteb-i

sıbyan, ibtida-i mektep ve ilk mektep” gibi isimlerle anılmıştr. Bu eğitim kurumlarıyla ilgili Batılı yazarlar daha ziyade “Kur’an okulu” şeklinde bir kullanım tercih etmişlerdir. Bu okullar, Emevi ve Abbasi dönemlerinden itibaren yaygınlık kazanmıştır. Bu okullarda çoğunlukla erkek çocuklar eğitim görmüştür. Bu eğitim kurumlarında, çocuklara okuma yazma ve basit temel dersler verilmiş, böylece bu okullar medreseye ön hazırlık işlevi görmüştür. bk. Jacob M. Landau, “Küttab”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam

Ansiklopedisi (Ankara: TDV Yayınları, 2003), 27/3. 9 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 23.

10 Fevziye Bariun, Malek Bennabi: His Life and Theory of Civilization (Kuala Lumpur: Buaya Ilmu Sdn.

Bhd., 1993), 34.

(21)

19

problemleri ve sömürge yönetiminin yozlaşmışlığını analiz ediyor, bizim destek ve coşkumuzu uyandırıyordu.”12

İbn Nebi’nin gençlik yıllarında Muhammed Abduh’un “Risaletü’t-Tevhid”i (Tevhid Risalesi) önemli ve popülerdir. Abduh, iman ve teoloji konularına yeni bir metodoloji geliştirmiş, asrın fikri meselelerine yeni ufuklar açmıştır. Aynı zamanda Türk yazar Ahmed Rıza’nın (ö. 1930) “La Faillite Morale de la Politique Occidentale

en Orient” (Batı’nın Doğu Politikasının Ahlaken İflası) adlı eseri de İbn Nebi’yi

etkileyen eserler arasındadır. Düşünür bu iki eser için şöyle demektedir: “Her iki yazar

da benim kuşağımın öğrencilerini etkilemiştir. Okuduktan sonra geçirdiğim entelektüel değişim için onlara minnettarlık duyuyorum. Entelektüel eğilimimin en etkili kaynakları ve belirleyicileri olarak onları görmekteyim.”13 İbn Nebi bir taraftan mezkûr eserlerin

öneminden bahsederken, diğer taraftan bu eserleri Müslüman aleminin problemlerini analiz edip çözebilecek bütünsel bir çerçeve sağlamadığını da belirtmektedir.

İbn Nebi, dini yönden aldığı eğitim ve çevrenin de etkisiyle düşünsel ve medeniyet araştırmalarına olan yaklaşımında derinden etkilenmiştir. Bu husus The Qur’anic Phenomenon” (Kur’an Fenomeni) adlı eserinde “dini düşünce” ve “döngüsel

hareket” kavramlarında açıkça görülmektedir. Yazarın kaleme aldığı bu ilk entelektüel

eser, ilk olarak 1947 yılında basılmıştır. Düşünür bu eserde Kur’an’ın ana temalarını yeni bakış açılarıyla ele almaktadır. Bu yapıt, yazarın sonraki eserleri için metodolojik ve felsefi bir altyapı görevi görmüştür. Eserde Kur’an’ın yanı sıra çeşitli kültürel ve sosyal alanlardaki teorileştirme çabalarını detaylandırmıştır. Bu noktada “din”e, “insan

ruhunu karakterize eden bir yasa olarak evrenin düzenini belirleme misyonu”

vermiştir.14 Yahia H. Zoubir’e göre, birçok uzman ve yazar, İbn Nebi’yi İslam

düşüncesi, ilkeleri ve İslami hayat tarzına sadık ve aktivist bir Müslüman düşünür olarak nitelendirmişlerdir.15

12 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 66. 13 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 65, 66.

14 Malik İbn Nebi, The Qur’anic Phenomenon, çev. Muhammed Tahir Misavi (Kuala Lumpur: Islamic

Book Trust, 2001), 360.

15 Yahia H. Zoubir, “Democracy and Islam in Malek Bennabi’s Thought”, The American Journal of Islamic Social Sciences 15 (1998), 107-112.

(22)

20 1.3. Evliliği

1931 yılında Fransa’ya giden İbn Nebi, Fransız Müslüman Hatice Hanımla evlenmiştir. Hatice Hanım’ın, düşünürün fikriyatı, hayatı ve eğitiminde oldukça önemli etkileri olmuştur. En başta ona entelektüel ve sosyal açıdan motive edici bir aile ortamı sunmuştur. Eşi Hatice Hanım, annesinden sonra en etkin kadın olmuştur. Otobiyografisinde de bu hususa değinen İbn Nebi, eşine duyduğu takdir ve saygıyı dile getirerek, eşinin entelektüel anlamdaki gelişiminde önemli etkilerinden bahsetmektedir.16 Eşi, genelde Batı toplumunun ve özelde de Fransızların değerlerini ve karakteristiklerini öğretmiştir. Eşi, İbn Nebi’ye, Fransa’daki kültürel ve sosyal hayatın ruhunu anlama ve değerlendirme yetisi kazandırmıştır. Aynı zamanda düşünürün mali kaynaklarını yönetmesinde de yardımcı olmuştur.17

1.4. Dini Görüşü

Güçlü dini geleneklere sahip olan İbn Nebi’nin ailesi, düşünürün ruhuna İslami değerler ve inançları aşılamış ve hayatlarındaki her şeyi dini esaslarla ilişkilendirmiştir. Düşünürün bir yakın dostu ve meslektaşı onu şöyle tanımlamaktadır: “Saf bir İslami

kişiliğe sahip, İslami değerlere riayet eden erdemli bir kişidir. Yüksek özgünlüğe, ideallere ve özgüvene sahiptir ve asla kendi ilkelerinden ödün vermemiştir.”18

2. Eğitim Hayatı

2.1. Küttâb

İbn Nebi’nin ailesi maddi sorunlarla karşı karşıya olmasına rağmen babası, onu İslami eğitim alması için küçük yaşta Küttâb’a göndermiştir. Ancak dört yıllık eğitiminin ardından, derslerin saatleri ve öğretim metotları yüzünden ayrılmak istemiştir. Bu isteğinde dinden uzak olması gibi bir durum söz konusu değildir. Sömürgeci baskı politikası, İslami değerler ve Arapça’nın yayılmasının engellenmesi, bu isteğin ana nedeni olmuştur. Bu yüzden bir süre daha iki okula devam etmiş, daha sonra Tebessa’daki resmi okula gitmiştir. İbn Nebi’nin her iki okula aynı anda devam edememesinin bir diğer nedeni de ailesinin yoksulluğudur. Bu noktada düşünür,

16 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 269, 298, 299.

17 Bariun, Malek Bennabi: His Life and Theory of Civilization, 82.

(23)

21

ailesinin Kur’an öğretmeninin ücretini ödeyemediğini şu şekilde anlatmaktadır:

“Annemin bir defasında Kur’an öğretmenimin ücretini ödeyemediğini hala hatırlıyorum. Bu yüzden aylık ücret yerine kendi ahşap karyolasını vermek zorunda kalmıştı.”19 Bu sebeplerden dolayı İbn Nebi, Küttâb’ta dört yıl eğitim görmesine

rağmen önemli bir gelişim gösterememiştir. Nihayetinde ailesi onu, bulundukları kasabadaki ilkokula göndermiştir.

2.2. İlkokul

Cezayir’deki resmi ilkokulda çocuklar, giriş sınavından geçerek okula başlamaktadır. İbn Nebi, bu sınavı geçerek üçüncü sınıftan başlamıştır.20 Bu okulda yeni

bir çevreyle karşılaşmış, yeni dersler ve farklı bir metodolojiyle yüz yüze gelmiştir. Bu karşılaşma sayesinde eski gördüğü geleneksel eğitim ile yeni başladığı modern eğitim sistemi arasındaki farklılıkları görmüş ve bu iki farklı eğitim sistemini mukayese fırsatı yakalamıştır. Bu bağlamda geleneksel sistemin yozlaştığını ve modern sistemin ise gelişme ve yayılma dönemlerinde olduğunu keşfetmiştir. Geleneksel sistemin gerilemesinde 7. Yüzyıldaki İslam medeniyetini doğuran ruh ve modelle uyumunu kaybetmesi ve modern eğitim sistemindeki metot, teknik ve araçlardan mahrum olunması etkili olmuştur.21

İbn Nebi, Fransız okulundaki Avrupalı çocuklarla kaynaşmış ve bu okulda yeni öğretim metotlarını öğrenmiştir. Batılı çocuklarla olan temasları sayesinde Fransızcasını geliştirmiş, aynı zamanda Batı ve Fransız kültür ve medeniyetleri sayesinde kendisine yeni ufuklar açmıştır. İbn Nebi,1914 yılında, Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle birlikte eğitimini sürdürmek için Konstantin’e geri dönmek zorunda kalmıştır. Büyükbabasının evine dönen İbn Nebi, Amcası Mahmut’un da yardımıyla şehre adapte olmuştur.22 Ancak orada uzun süre kalmayıp Tebessa’ya dönmüştür.

Burada Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar yaşamıştır. Tebessa, geçmiş ve gelecek unsur ve kuşakların kesiştiği bir kültür merkezidir.23 Konstantin ise çok yönlü ve hızlı

bir şekilde değişen bir şehirdir. Bu değişim, insanların düşünme, davranış ve giyinme

19 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 19, 24. 20 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 24, 25.

21 Malik İbn Nebi, Islam in History and Society, çev. Esma Raşid (Islamabad: Islamic Research Institute,

1988), 24, 25.

22 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 25. 23 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 28.

(24)

22

biçimlerinde görülmektedir.24 Bu iki kentteki değişiklikler, İbn Nebi’nin kişiliği

üzerinde de etkili olmuştur. İbn Nebi, Tebessa sinemalarında gösterilen Amerikan filmleri sayesinde Amerikan yaşam tarzını öğrenme fırsatı yakalamıştır. Zira otobiyografisinde dünyanın Amerikanlaşmaya başladığını yazmaktadır.25

2.3. Ortaokul ve Lise

İbn Nebi, 1918 yılında ortaöğretim eğitimi için Konstantin’e dönmüştür. Burada bazı önemli isimlerle karşılaşmıştır.26 Gayri resmi olarak öğrencileri öğretmen ve

sağlıkçı olmaları için iki yıl boyunca sınavlara hazırlayan Sidi el-Cili’nin yanında tekrar din eğitimine başlamıştır.27 Burada öğrenim gördüğü okul derslerine ilaveten İslami

ilimleri de öğrenmiştir. Yeni başladığı okulunda İbn Nebi üzerinde iki öğretmenin etkisi oldukça önemlidir. Bunlardan biri din dersi öğretmeni “Şeyh Abdülmecid” (ö. 1972), diğeri de Fransızca öğretmeni “Monsenyör Martin”dir. Düşünür bu iki hocası için şunları söylemiştir:

“Şeyh Abdülmecid ve Monsenyör Martin, ilerleyen yıllarda benim entelektüel eğilimimi

belirleyen iki eğilimi oluşturmuşlardır.” İbn Nebi, Şeyh Abdülmecid’in okuldaki

derslerinin yanı sıra camideki derslerine de katılmıştır. Düşünür, Monsenyör Martin hakkında da şunları söylemiştir: “Monsenyör Martin, öğrencilerini yeni kelimelerle

zenginleştiriyor ve ruhlarına yazma sanatını ve zevkini işliyordu. Benim ruhuma da okuma zevkini işledi. Böylelikle bana Jules Vernes (ö. 1905), Pierre Loti(ö. 1923), Claude Farrer(ö.1952) ve daha pek çok yazarın tüm kitaplarını okuma fırsatı verdi.”28

İbn Nebi, bu şekildeki ifadelerinde belirttiği gibi Müslüman aydınların yanında Batılı aydınlardan da istifade etmiştir. Düşünürün yararlandığı başka kaynaklar da vardır. Abduh’un “Risaletü’t-Tevhid”i ve Ahmed Rıza’nın “İflasü’l-Ahlaki li’s-siyasetil

garbiyye fi’ş-şark” (Batı’nın Doğu Politikasının Ahlaken İflası) adlı eserleri bunlardan

bazılarıdır. Bu kitaplar o dönemde İbn Nebi’nin yanı sıra pek çok aydın ve eğitimli insanları etkilemiştir.29

24 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 33. 25 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 40, 41. 26 Ukaşe, Es-Sirau’l hadari fi’l âlemi’l-İslami, 9. 27 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 42. 28 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 48.

(25)

23

İbn Nebi, 1921 yılında lise giriş sınavını kazanarak Fransız-Müslüman Koleji’nde yatılı öğrenci olmuştur. Buradaki eğitimi süresince Avrupa’dan ve Cezayir’den birçok öğrenci ile tanışmıştır. Bunlar arasında Şeyh Abdülhamid ibn Badis’in(ö. 1940) öğrencileri de bulunmaktadır. Böylece İbn Nebi, İslam alemindeki farklı düşünce eğilimlerini tanıma fırsatı bulmuştur.30 Düşünür, otobiyografisinde

vaktinin çoğunu öğrenim gördüğü kolejin yakınına bulunan “İbn Yemine Kahvesi”nde geçirdiğini, orada meslektaşlarıyla dini, kültürel ve siyasal içerikteki pek çok konuyu tartıştığını ifade etmektedir.31 İbn Nebi, yaşadığı Fransız sömürgesi ve İslami geleneksel

yaşamdan kopuştan dolayı sorumluluk hissettiğini şu sözlerle ifade etmektedir: “Ben

toplumum için bir mesaj taşıyordum.”32 Düşünür, bu sorumluluğu aşmada, gördüğü

eğitim, kurduğu entelektüel arkadaşlıklar ve sosyal sorunları okuyabilme becerisi sayesinde başarılı olmuştur.

2.4. İşsizlikle Geçen Yıllar

Liseden mezun olan İbn Nebi, kamuda iş bulma sıkıntısıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu sebeple bazı arkadaşlarıyla birlikte Fransa’ya gitmiştir. Orada, birkaç ağır işte çalışan İbn Nebi, ülkenin sömürgeleştirilmiş ülkelerden gelen göçmenleri desteklememesi ve yaşadığı mali sorunlar nedeniyle Cezayir’e döndüğünde Sudan, Suudi Arabistan ve Avustralya’ya gitmeyi düşünmüştür. Buralarda bir çiftlik kurma veya bir iş yeri açma hayalleri kuran düşünür, bu fikirlerini hayata geçirememiştir.33

Bazı ofisler ve yerel şirketlerde iş aramasına rağmen birkaç yıl boyunca işsiz kalmıştır. Şeriat mahkemesinde yargıç asistanlığına başvurmuş, ancak bu başvurusu Cezayirlilerin yirmi bir yaşından önce yönetici kadrolarında çalışmalarına izin verilmemesi nedeniyle reddedilmiştir. İbn Nebi, bu konudaki üzüntüsünü şu şekilde ifade etmektedir:

“Aile üyelerim arasında işsiz kalmaya mahkumdum. Yaşım sebebiyle işsizdim.

Tebessa’daki tüm Yahudi cemaati mensupları ise benden yaşça küçük olsalar bile saygın işler buldular.”34

30 Malik İbn Nebi, Şurutu’n-nahda, çev. Abdussabur Şahin-Ömer Şahin Sekavi (Şam: Darü’l-fikr, 1986),

22-24.

31 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 85-87. 32 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 52. 33 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 136. 34 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 159,160.

(26)

24

İbn Nebi, işsizlik probleminden kurtulmak için Tebessa mahkemesinde çalışan bir arkadaşına mektup göndermiştir. Söz konusu yasal yaşa (21) gelene kadar ücretsiz de olsa bir iş verilmesi için ısrar etmiş ve bu isteği kabul edilmiştir. Deneyim kazanmak amacıyla işe başlayan İbn Nebi35, Tebessa mahkemesindeki birkaç aylık gönüllü olarak

çalışmasının ardından Aflou36 mahkemesine “yargıç yardımcısı” olarak atanmıştır.

Burayı bir okul gibi gören düşünür, Aflou için “Burada, Cezayir halkının gerçek

erdemlerini kavramayı öğrendim.” sözünde de belirttiği gibi şehirden oldukça memnun

kalmıştır.37 1928 yılında Şalgum el-Id’e (Cezayir’in doğusundaki bir kent) atanan İbn

Nebi, buradaki ortamı teşvik edici bulmamıştır. İstifa ederek Tebessa’da başka bir iş aramaya başlamıştır. Bu bağlamda kayınbiraderi ile kurdukları iş, 1929 ekonomi krizinin etkisiyle başarısız olmuştur. İbn Nebi’nin zor durumda olduğunu gören ailesi, onu Fransa’ya eğitimini tamamlamak için göndermiştir.38 İktisadi durumu iyi olmayan

ailesinin bu kararı, düşünürün hayatı ve kariyerini değiştirmiştir. Bu karar sayesinde hayatını İslam dünyasının geri kalmışlık ve kalkınma nedenlerinin araştırılmasına adayan bir Müslüman aydını doğmuştur.

2.5. Fransa Dönemi

İbn Nebi, Fransa’da dini alt yapısını oluşturmuştur. Burada, Paris’in Latin Quarter bölgesinde İslam dünyasından pek çok fikir adamlarıyla tanışarak dinin evrensel bakış açısını keşfetme imkânı bulmuştur. Aynı zamanda farklı dini inanca mensup insanlarla da karşılaşmıştır. Bu çevrelerle yaptığı tartışmalar sayesinde kendi mensup olduğu İslam dininin tutarlı ve mantıklı temeller üzerine kurulduğunu anlamış ve dini anlayışını farklı açılardan keşfetme fırsatını yakalamıştır. Genç Parisliler Hristiyan Birliği ile yaptığı görüşmeler bu anlamda önemlidir. İbn Nebi’nin yaptığı bu görüşmeler, dini bir bütün olarak ve akla yatkın bir şekilde incelemesini sağlamıştır. İbn Nebi, bu görüşmelerin etkisiyle sonraki hayatında İslam’ı bir hayat nizamı ve kültür-medeniyet olarak bütüncül yaklaşımla ele almıştır. 39

35 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 161.

36 Aflou, Cezayir’in Laghouat ilinde bir kasabadır. Aynı zamanda bir tarım köyü olarak da

nitelendirilmektedir. bk. Mapnall, “Map-World”. Erişim 17 Kasım 2020.

37 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 173. 38 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 191-196. 39 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 18-20.

(27)

25

İbn Nebi, 1930 yılında L’ecole des Etudes Orientales (Oryantal Araştırmalar Okulu)’na başlamak için Fransa’ya gelmiştir.40 Ancak maddi durumu iyi olmaması ve

Cezayirli olduğundan dolayı kalacak yer ve ucuz yemek bulma sorunuyla karşı karşıya kalmıştır. Yaptığı araştırmalar sonucunda ona bu imkanları sağlayabilecek bir yer olan

“Genç Parisliler Hristiyan Birliği Bürosu”nu keşfetmiştir. Buraya üye olmak istemiş,

ancak kendi dini inancına ters düşen bir örgüt olması dolayısıyla da ilk başlarda bazı manevi sıkıntılar çekmiştir. İbn Nebi, bu durumla ilgili duygularını şu şekilde ifade etmektedir: “O an, bu yeni ortamda karşılaştığım ilk sınavı temsil ediyordu.”41 Düşünür,

ifadesinde belirttiği gibi ahlaki bir sınavla karşı karşıya kalmıştır. Hristiyan örgütü olan bu yapıda teslis inancının benimsenmesi nedeniyle olan ruhsal rahatsızlığı, şu sözlerinden anlaşılmaktadır: “Tek Allah’a inanan ruhum ve aklım örgütteki

meslektaşlarımın inandığı teslis kavramını benimsemiyordu.” İbn Nebi, her ne kadar bu

örgütte yer almasından dolayı üzüntü duysa da maddi imkanlardan yoksun olması nedeniyle örgütün faaliyetlerine katılmıştır.42 Ancak düşünür, örgütün bazı

faydalarından da bahsetmektedir. Örgütteki diğer meslektaşlarıyla birlikte Fransız ailelerine yaptığı ziyaretler hakkında şu ifadeleri kullanmıştır:

“Arkadaşımla beraber Fransız ailelerine yaptığım ziyaretler sayesinde Avrupa yaşamının özünü içeriden görme fırsatı yakaladım. Bu ailelerle olan temaslarım sayesinde Cezayir’deyken anlayamayacağım pek çok şeyi kavradım. Cezayir’de olayları dışsal ve yapay görünüşüyle görüyordum. Örgüt içindeki faaliyetlerim ve ilişkilerim, sömürgeci çerçevede bütünlükten yoksun olan manevi ve ahlaki yönleri fark etmemi sağladı.”43 Bu şekilde olayları gerçek mahiyetinde anlama fırsatı yakalayan İbn Nebi,

ayrıca, katılmış olduğu bu örgüt sayesinde yeni ortama uyum sağladığından bahsetmektedir.44

İbn Nebi, Oryantal Araştırmalar Okulu sınavına girmiş olsa da siyasal nedenlerden dolayı başarısız olmuştur.45 Zira bu okulun misyonu, sömürge ülkelerini ve

bu ülkelerin yerli halklarını araştırmaktır. Sömürge ülkesi olan Cezayir şehrine mensup

40 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 203- 205. 41 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 209,210. 42 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 210,211. 43 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 214. 44 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 212. 45 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 216.

(28)

26

olan İbn Nebi, oryantalistlerin amaçlarına hizmet etmeyeceğinden dolayı sınavdan başarısız sayılmıştır.

2.6. Polytecnique Enstitüsü

Okulun giriş sınavından başarısız olması sonucu İbn Nebi, Hristiyan örgütündeki arkadaşlarından birinin tavsiyesi üzerine Polytechnique Enstitüsü’ne girmeye karar vermiştir. Ancak bu enstitünün sınavı yoğun okumalar yapmasını gerektiren bir muhtevaya sahiptir. Bu nedenle İbn Nebi, fizik, matematik, geometri, elektrik ve mekanik gibi çeşitli pek çok dersleri barındıran bir dizi kitap okumuştur.46 Bu şekildeki

yaptığı çalışmalar sonucunda sınavı geçerek Polytechnique’e kaydolmuştur.47 Bu okul

ve mühendislik eğitimi sayesinde matematik mantığına dayanan yeni metotlar ve yeni düşünce tarzı bulmuştur. Aynı zamanda Hristiyan Örgütü, ona yeni ufuklar sağlamıştır. Bunlar sayesinde düşüncelerini zenginleştirerek sistematik hale getirmiştir.48 Okuldaki

arkadaşı olan Hammude ibn Sai ile olan arkadaşlığı düşünürde yazar olma isteğini açığa çıkarmıştır. İbn Nebi bununla ilgili şu ifadeleri kullanmıştır: “İçimde İslam dünyasıyla

ilgili konularda uzman bir yazar olma eğilimimin doğmasında Hammude ibn Sai’ye çok şey borçluyum.” Düşünür, söz konusu arkadaşı ve diğer öğretmenleriyle olan tartışma

ve görüşmeleri sayesinde İslam dünyasının geri kalmışlığının nedenleri üzerinde düşünme fırsatı bulmuştur.49

1935 yılında Polytechnique’ten elektrik mühendisi olarak mezun olan İbn Nebi, mesleğini yapmamış, bunun yerine “fikir mühendisliği”50ni meslek olarak

benimsemiştir.51

3. Entelektüel Faaliyetleri

Avrupa’da yaşadığı otuz yıl boyunca İbn Nebi, Batı düşüncesi bağlamında sosyal ve siyasal sorunlara ilişkin bilgilerini derinleştirme fırsatı bulmuştur. Bunun etkisiyle ilgi alanını mühendislikten sosyal bilimler ve felsefeye kaydırmıştır. İslam dünyasındaki

46 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 218,219.

47 Bariun, Malek Bennabi: His Life and Theory of Civilization, 78. 48 Bariun, Malek Bennabi: His Life and Theory of Civilization, 219. 49 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 236.

50 Bedran Bin Lahsen, Malik Bin Nebi’de Medeniyet (Sosyo-Entelektüel Temeller), çev. İbrahim

Kapaklıkaya (İstanbul: Mahya Yayıncılık, 2018), 140.

(29)

27

fikrî hareketlere ilgi duymaya başlamış ve bu konuda çeşitli entelektüel bağlantılar kurmuştur.52

İbn Nebi, 1930’lu yıllarda Fransa’da eğitim sıralarında iken İslam alemi ve diğer ülkelerin geri kalmışlıktan kurtulma hususunda “Mağripli Öğrenciler Derneği” adlı organizasyonlar ve “Niçin Müslümanız?” gibi konferansları ihtiva eden pek çok faaliyete katılmıştır.53 Aynı zamanda güçlü ekip çalışması geliştirmenin gerekliğine de

inanmıştır. Ancak bu bağlamda Müslüman aydınlarının birbirleriyle bağlantı kurmadığından ve kolektif çalışma yapmadığından yakınmaktadır. Bu konuyla ilgili düşüncelerini şu sözlerle ifade etmiştir:

“O zamana (1930’lara) kadar ekip çalışması ve kolektif çalışmanın sonuçlarının, İslam aleminde kaybolmuş ve bilhassa aydınlar arasında kazanılmamış bir olgu olduğunun farkında değildim.”54

Sözlerinde de belirttiği gibi İbn Nebi, pek çok düşünür ve aydınla yakınlaşma fırsatı sağlamaya çalışmış ve bu husustaki “Mağripli Öğrenciler Derneği” gibi bazı hareketleri desteklemiştir. Düşünür, kurmuş olduğu bu türdeki bağlantılar sayesinde entelektüel birikimine katkı sağlamıştır. Diğer yandan İslam aleminin iktisadi, kültürel ve sosyolojik vs. pek çok alandaki sorunlarına farklı açılardan bakma fırsatı yakalayarak çözüm yolları üretme noktasında düşüncelerini temellendirmiştir.

3.1. Erken Dönem İslam Alimleriyle Temasları

İbn Nebi, İbn Haldun ve İbn Teymiye gibi bazı erken dönem İslam alimlerinden etkilenmiştir. Düşünür, İbn Teymiye’yi, İslam coğrafyasının sosyal ve manevi sorunlarına karşı diriliş çağrısı yapan bir mücahit olarak nitelendirmektedir. İbn Teymiye’nin gayretleri sonucu Muvahhid hanedanı kurulmuş ve sonraları Abdülvehhab’ın hareketleri başlamıştır.55 İbn Nebi’ye göre Abdülvehhab(ö. 1792)

toplumsal uyanışa büyük katkılar yapmıştır. Aynı zamanda İslam’ı bid’atlardan arındırmaya çalışan hareketin de kurucusudur. Sufizmden gelen velilere aşırı saygı

52 Bin Lahsen, Malik Bin Nebi’de Medeniyet (Sosyo-Entelektüel Temeller), 141, 142. 53 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 239, 240.

54 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 235,251-255.

(30)

28

kültüne karşı çıkmış, bu tür hareketleri küfür ve putperestlik olarak nitelemiştir.56 İbn

Nebi ve beraberindeki Cezayirli fikir adamları da bu hususta aynı görüştedir.

İbn Nebi, kendisini İbn Teymiye ile başlayan yenilikçi hareket zincirinin bir halkası olarak görmüştür. Bu sebeple birtakım mütefekkirlerle fikrî bağlantılar kurmuştur. Bunlar arasında Afgani(ö.1897), Muhammed ibn Abdülvehhab(ö. 1792), Muhammed Abduh(ö. 1905), Reşid Rıza(ö. 1935) ve Şekib Arslan(ö. 1946) bulunmaktadır. Düşünür, Afgani’yi siyasete odaklanması nedeniyle eleştirse de onu toplumsal hareketin öncüsü olarak nitelendirmektedir. Bu bağlamda düşünür, Afgani hakkında şunları söylemektedir:

“Ümmet, gecenin sessizliğinde derin bir uykuda iken Afgan topraklarından yeni bir günün doğuşunu müjdeleyen bir ses yükseldi: Haydin kurtuluşa! Ve yankısı her yere yayıldı. Bu ses Cemaleddin Afgani’nin, ümmeti yeni bir uyanışa, tarihindeki yeni bir güne uyandıran sesiydi.”57

3.2. Dönemindeki Mütefekkirlerle Temasları

İbn Nebi İslam dünyasındaki yenilikçi hareketlerle çeşitli bağlantılar kurmuştur. Otobiyografisinde Cezayir’deki fikir adamlarının büyük çoğunluğuyla olan güçlü bağlantıları ve faaliyetlerine katılmaktan söz etmektedir. Aynı zamanda Fransa’da da yenilikçi hareketi desteklemiştir.58

Düşünür, fikir öncüleri olarak “Abdülkadir el-Mücavi(ö.?), İbn Badis (ö.1940),

Salih İbn Mühenne(ö.?)” gibi isimlere dikkat çekmektedir.59 Bu düşünürleri Doğu ile

Cezayir arasında bir köprü olarak görmüştür.60 Ayrıca İbn Nebi 1930’lu yıllarda, Ulema

Birliği’nin bazı üyeleriyle temas kurmuştur. Bunlar arasında özellikle Şeyh İbrahimi(ö. 1964), Şeyh Ukbi(ö.?) ve Tevfik el-Medeni(ö. 1983) bulunmaktadır.61 Ancak düşünür,

bu görüşmeleri sırasında ulemanın bazı sorunları olduğunu gözlemleyerek onları eleştirmiştir. Birinci sorun, gelenekçi ve modernist Cezayirli aydınların diğer aydınlara

56 Bariun, Malek Bennabi: His Life and Theory of Civilization, 106. 57 İbn Nebi, Şurutu’n-nahda, 21.

58 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 228. 59 İbn Nebi, Şurutu’n-nahda, 23-27. 60 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 65.

61 Bariun, Malek Bennabi: His Life and Theory of Civilization, 84; İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn,

(31)

29

kıyasla “aşağılık kompleksi”ne kapılmalarıdır. “Gelenekçiler” Doğulu Arap aydınları karşısında; “Modernistler” ise Batılı Fransız aydınları karşısında bu düşünceye sahip olmakta ve kendilerini “ikinci sınıf” grubunda hissetmektedirler.62 İkinci sorun,

Cezayir’deki ulemanın onlara emanet edilen sorumluluğu yerine getirmemesidir. Paris’te yapılan Cezayir Ulusal Hareketi’nin tüm taraflarının katıldığı İslam konferansında bu hususa değinen İbn Nebi’ye göre ulema, kendi yapması gereken görevi pragmatist politikacılara devretmiştir.63

3.3. Dostları ve Meslektaşlarıyla Temasları

İbn Nebi, Mısır’a ve diğer Arap ülkelerine olan seyahatlerinde ilmini ve tecrübelerini derinleştirme ve gözden geçirme fırsatı yakalamıştır. Bu seyahatlerde İslam dünyasındaki farklı araştırma alanlarından pek çok düşünür, din bilgini ve politikacılarla görüşmeler yapmıştır. Mısır’da iken, Arap ve İslam ülkelerinin sosyolojiyle alakalı konularda daha fazla ilgilendiğini saptamıştır. Düşünüre göre yeni nesil sosyal gerçeklikleri anlamak için çok isteklidir.64 Bu açıdan İbn Nebi, yaptığı

analizlerde sadece İslam’ı değil, diğer dini inanışları da kapsayarak tarihsel değişimde dinin rolü ve sosyal fenomenler hakkında görüş belirtmek suretiyle daha geniş bir yelpazede görüşlerini ele almıştır.

Düşünür, Müzekkirat adlı eserinde İbn Sai’nin kendi kişiliği üzerindeki etkisinden bahsetmektedir. Bu arkadaşı, İbn Nebi’yi üniversite düzeyinde tarih, sosyoloji ve felsefe araştırmalarına alıştırmış; İslam çalışmalarıyla ünlü Fransız oryantalist Louis Massignon ve Sorbonne Üniversitesi’ndeki diğer bazı akademisyenler ile tanıştırmıştır. Ancak İbn Nebi’nin zihinsel yapısı matematik ve Kartezyen düşünceye eğilim gösterdiği için arkadaşlarından farklı olmuştur. Görüşleri daha çok Paskal, Gazali ve duygusal bir kişiliğe sahip İbn Sai’nin görüşlerine daha yakındır.65 İbn Nebi,

arkadaşlarıyla birlikte kendisinin de dahil olduğu bir grup olarak eğitimlerini tamamladıktan sonra Ulema’nın varisi olacaklarına inanmıştır.66

62 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 267. 63 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 368. 64 İbn Nebi, Şurutu’n-nahda, 21.

65 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 234, 252. 66 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 277, 304.

(32)

30

Burada Malik b. Nebi’nin hayatı incelenmiş, onu etkileyen unsurlardan dini, ailesi, eğitim hayatı, entelektüel ve akademik bağlantılarından bahsedilmiştir. İbn Nebi, bu bağlantıların etkisiyle, tüm hayatını İslam dünyasındaki gerilemenin nedenlerini araştırmaya adamıştır. Entelektüel bağlantıları ve çalışmaları sayesinde kendi analizlerini ve kavramlarını oluşturmuş, asrın problemlerini saptayarak çözüm yolları üretmeye çalışmış ve oluşturduğu düşüncelerini derinleştirmiştir. Bu amaçla elektrik mühendisi olma hayalinden vazgeçip toplumsal bir “fikir mühendisi” olma hedefini seçmiştir.67 İbn Nebi, Cezayir’deki yaşadığı yıllarda sömürgeciliğin faaliyetlerini

tecrübe ederek sosyal ilişkilerin ve kurumların çöküşüne tanıklık etmiştir. Düşünürün sömürgenin pratik hayattaki gerçekliğini görmesi, bu durumdan kurtulmak için fikirler üretmesine vesile olmuştur. Düşünürün iki farklı eğitim sisteminde yetişmesi ona pek çok avantajlar sağlamıştır. İbn Nebi, geleneksel eğitim sisteminin karşılaştığı sorunlarını kavrarken; modern eğitim sistemindeki yeni düşünce ve bakış açılarını yakalamış, aynı zamanda Batı düşüncesinin özünü anlama fırsatı sağlamıştır.68

Düşünür, İbn Teymiye ve İbn Haldun gibi erken dönem İslam alimlerinden eserleri sayesinde istifade ederek İslam dünyasındaki sosyolojik ve manevi sorunlara karşı düşüncelerini analitik olarak geliştirmiştir. Çağdaşı olan gerek gelenekçi gerekse modernist olan İslam ulemasıyla kurduğu bağlantılarda, bu mütefekkirlerin doğulu Arap ve Batı aydınları karşısında aşağılık kompleksine kapıldıklarını gözlemlemiştir. İbn Nebi diğer yandan ulemanın, üzerine düşen görevi yapmadığını belirterek bu misyonlarını politikacılara devretmelerinden yakınmıştır. Ancak düşünürün, dönemindeki İbn Sai gibi dostlarıyla olan temasları sayesinde üniversite düzeyinde felsefe, tarih ve sosyoloji birikimi oluşturması, kendi karakteri üzerinde son derece etkili olmuştur. Bu dostlukla birlikte İbn Nebi, Paris’teki Sorbonne Üniversitesi’ndeki bazı akademisyenlerle tanışma fırsatı yakalamıştır. Bütün bunlar sayesinde İslam ülkelerinin geri kalmışlığını anlama ve bunlara çözüm üretme noktasında fikriyatını zenginleştirmiştir.

67 Bin Lahsen, Malik Bin Nebi’de Medeniyet (Sosyo-Entelektüel Temeller), 155. 68 Bin Lahsen, Malik Bin Nebi’de Medeniyet (Sosyo-Entelektüel Temeller), 155, 156.

(33)

31

4. Aktivist Hayatı

İbn Nebi, eğitim dönemlerinde sömürgeden kurtuluş, Cezayir ve İslam dünyasının dirilişi konularında aktif faaliyetlerde yer almıştır. Pek çok düşünür ve eylemci hareketlerle temasları olmuştur.69 Düşünürün gençlik çağlarından itibaren

benimsediği düşünce ve hareketler, onun eylemci yaşamını anlamada önem arz etmektedir. Bu açıdan bu faaliyetlerine değinmekte fayda vardır.

4.1. Erken Dönem Etkinlikleri

İbn Nebi, Cezayir’de arkadaşlarıyla olan münasebetleri neticesinde birçok tartışmaya katılmıştır. Aflou kırsal bölgesindeki Şeriat mahkemesinde görevini yaparken İbn Badis’in öğrencileriyle olan temasları, düşünürün faaliyetleri hakkında bilinçlenmesini sağlamıştır. Bu sayede toplumun dinamizmi hakkında zengin deneyimler kazanmıştır. 70

Okul zamanlarında pek çok farklı düşünceyle karşılaşan İbn Nebi, aynı zamanda Cezayir halkının sömürgeciler karşısındaki büyüyen çilesinin farkına varmıştır. İbn Yemine Kahvesi’nde dostları ve Şeyh ibn Badis’le yaptıkları tartışmalar, düşünürün duygu ve düşünce dünyasını şekillendirmiştir. Bu düşünsel faaliyetlerin etkisiyle İbn Nebi, ilgisini toplumsal gerilemenin nedenlerini araştırmaya yöneltmiştir.71

4.2. Fransa Dönemi Etkinlikleri

Bu dönemde İbn Nebi, başta Cezayir olmak üzere tüm İslam ülkelerinin sorunlarına ilişkin tartışmalarına katılmıştır. Düşünür, aynı zamanda sufizm karşıtı biri haline de gelmiştir. Bu karşıtlıkta, sufi tarikatların bazı bozuk fikirleri ile mücadele eden düşünceleri ve Polytechnique’te öğrendiği Deskartesçi zihniyet etkili olmuştur. Ancak İbn Nebi, İslamcı ve yenilikçi hareket eden her düşüncenin de destekçisi olmuştur.72

İbn Nebi, Paris’teki Latin Quarter semtinde yaşadığı dönemde Cezayir’deki sömürgeciliğin durumuyla ilgili haberdar olarak ülkesiyle olan manevi bağını

69 John L. Esposito, The Islamic Threat: Myth or Reality (Oxford: University Press, 1995), 152. 70 Gilles Kepel, Allah in the West, çev. Susan Milner (Cambridge: Polity Press, 1997), 163. 71 Kepel, Allah in the West, 162.

72 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 228.; Zeki Milad, Malik ibn Nebi ve müşkilatü’l-hadare (Beyrut:

(34)

32

korumuştur. Bunun yanında sömürgecilere aleni olarak karşı çıkmış ve yenilikçi düşüncelerin destekçisi olmuştur.73 Şehirdeki sosyal ve siyasal faaliyetlerin etkisiyle

Mağripli Öğrenciler Birliği’nin üyesi ve katılımcısı olmuştur. “Niçin Müslümanız?” isimli ilk konferansını bu şehirde veren İbn Nebi’nin sömürgecilik karşıtı faaliyetleri Fransız polisi tarafından sürekli sorgulanarak gözetim altında tutulmuştur. Düşünürün ailesi de sömürge yönetiminin müdahalelerine maruz kalmıştır.74

İbn Nebi, 1932 yılında Cezayir’i ziyaret ettiğinde, halktan da destek bulan Ulema Birliği hareketi, ülkenin bağımsızlığı ve asli kimliğini koruması adına yaptığı faaliyetleri desteklemiştir. Düşünüre göre Ulema’nın camiler, okullar ve kulüpler kurma fikri toplumdaki ilerleme için doğru bir adımdır.75

İbn Nebi Latin Quarter’a döndüğünde makaleler yazmış ve konferanslar vermiştir. Aynı zamanda “Mağrip Öğrenci Derneği” ve “Genç Parisliler Hristiyan

Birliği” isimli derneklerle de faaliyetlerini sürdürmüştür.76 İbn Nebi’nin bu derneklerle çalışması, onun din fanatiği olmayıp sömürgecilik karşıtı olduğunu göstermektedir. Zira Arap dünyasından Latin Amerika’ya kadar pek çok düşünür ve akademisyenle birlikte Yahudi ve Avrupalı öğrencilerle de yakın ilişkiler kurmuştur.77

İbn Nebi, Mahatma Gandi (ö. 1948) ile 1932 yılında, “Mağrip Öğrenci

Derneği” tarafından düzenlenen sömürgecilik konusunda konferans vermesi sonucu

Paris’te tanışmıştır.

1935 yılında üniversiteden elektrik mühendisi olarak mezun olduktan sonra İbn Nebi, eğitimini sürdürmek üzere Mısır Ezher Üniversitesi’ne; yenilikçi fikirlerini gerçekleştirmek üzere Suudi Arabistan’a ve yerleşip çalışmak için Sudan, Afganistan, Avustralya ve İtalya’ya gitmek istemişse de bu hayallerini gerçekleştirememiştir.78

İbn Nebi, 1939 yılında İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte Cezayir’e dönmüştür. Fakat orada uygun şartların olmaması nedeniyle üzülerek Fransa’ya geri

73 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 226. 74 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 239- 241. 75 İbn Nebi, Şurutu’n-nahda, 24, 25.

76 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 239, 240. 77 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 226.

78 el-Enver Cündi, El-Fikr ve’s-sakafetü’l-muasıra fi Şimali İfrikiyye (Kahire: Darü’l-kavmiyye, 1965),

(35)

33

dönmüştür.79 Fransız gazetesi Le Monde’de çalışırken İslam ve medeniyet dünyasındaki

ihya konusunda ilk kitabını yazmaya başlamıştır. Düşünür, bazı Kuzey Afrikalı siyasetçilerle temaslar kurarak Kuzey Afrika siyasal faaliyetlerine katılmıştır. İbn Nebi, geri kalmışlık sorununun çözümü için siyasetçilerin söylemlerinin, zafer kazanmak arzusuyla yapılan geçici propagandalar olduğunu düşünmektedir. Bu yapıdaki pek çok politikacı mevcut durumu istismar etmektedir. Ayrıca İbn Nebi, gittiği ülkelerde yaşadığı deneyimler sonucu İslam ümmetinin yeniden kalkınmasının ve medeniyet inşasının çeşitli düşünce eğilimlerinin belirttiği gibi basit olmadığına inanmaktadır.80

Düşünür, Cezayir’in bağımsızlığı için başlatılan devrimi desteklemiştir. Sömürgeciliğe karşı destek veren İbn Nebi, Fransız polisinin baskısıyla karşılaşmış ve düşünürün ülkeden ayrılması da engellenmiştir. İbn Nebi ilk kitabını yayınladıktan sonra daha fazla dikkat çekmeye başlamış, İslam misyonunu yerine getirme için çalışmalarını yürütebileceği güvenli bir yer aramıştır.81 Bu amaçla bir yolunu bularak Fransa’dan

Mısır’a kaçmayı başarmıştır.

4.3. Mısır ve Cezayir’deki Etkinlikleri

İbn Nebi, Mısır’a iki amaçla gitmiştir. Bunlar: Kitaplarını yayınlamak ve bir aktivist olarak mücadelesini Mısır’daki Cezayir devrimi liderliğiyle birlikte sürdürmektir.82

İbn Nebi, “Fikretu’l-İfrikiyyetü’l-Asyaviyye” isimli eserini Mısır gibi gelişmekte olan ülkelerin hükümetlerine uluslararası ilişkilerde yeni bir paradigma olarak ele almıştır. Düşünür, fikirlerinin önemli olması nedeniyle Mısır hükümeti tarafından İslam Konferansı danışmanlığına ve Kahire’deki İslami Araştırma Akademisi üyeliğine atanmıştır.83 Katıldığı İslami konferanslarda düşüncesini, samimiyetini, coşku

ve heyecanını ortaya koymuştur.

1959 yılında Lübnan ve Suriye’nin de dahil olduğu bazı ülkeleri ziyaret eden İbn Nebi, alimlerle görüşmüş, üniversitelerdeki sohbetlere katılmıştır. Kuveyt, Trablusgarp,

79 İbn Nebi, Müzekkirat şahid li’l-karn, 428. 80 İbn Nebi, Şurutu’n-nahda, 19-21.

81 Malik İbn Nebi, Fi mehebbi’l-ma’reke (Şam: Darü’l-fikr, 1981), 80. 82 İbn Nebi, Fi mehebbi’l-ma’reke, 80, 81.

(36)

34

Suudi Arabistan ve Mısır’da pek çok seminere katılmıştır.84 Bu sayede kendi

düşüncelerini ilim çevrelerinden farklı insanlara aktarma fırsatı bulmuştur.

İbn Nebi, 5 Temmuz 1962 tarihinde Cezayir’in Fransız sömürgesinden kurtuluşuyla birlikte eylemci yaşamını biraz daha entelektüel boyuta çevirmiştir. 1963 yılında Kahire’ye dönerek entelektüel çalışmalarına devam etmiştir. Ancak Kahire’de hükümetin ve yönetimin sosyalist-Marksist müttefiklerinin muhalefetiyle karşılaşmıştır.85 Yeni bağımsızlığını kazanan Cezayir’de İbn Nebi’nin yaptığı

antisömürgeci faaliyetleri resmi kabul görmemiş olsa da arkadaşları ve öğrencilerinin yardımıyla entelektüel çalışmalarını sürdürmüş ve yeni kitaplar yayınlamıştır. Mısır’daki sürgünden 1963 yılında döndükten sonra, bazı arkadaşları ve Ulema’nın geri kalan üyeleriyle birlikte bir sivil toplum örgütü olan “Cemiyyetü’l-Kıyam el-

İslamiyye”yi (İslami Değerler Derneği) kurmuştur. Bu dernek, 1966 yılına kadar

faaliyetlerini sürdürmüş, ancak o tarihte sosyalist Cezayir rejimi tarafından kapatılmıştır.86 1965 yılında Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Müdürü olarak atanması

sayesinde dönemin siyasal elitleriyle yakın temaslar kurarak düşüncelerini onlara aktarmıştır.87 Buna rağmen İbn Nebi, 1967 yılında resmi görevlerden kurtulmak ve farklı

ülkelerden Müslüman bilginlerden oluşan bir aydınlar ağı kurmak için görevinden istifa etmiştir.88 Ardından “Yıllık İslami Düşünce Konferansı” adlı örgütü kurmuş ve bu örgüt,

1989 yılına kadar faaliyetlerine devam etmiştir. İbn Nebi, 1971 yılında hac farizasını yerine getirmiş89 ve 31 Ekim 1973 tarihinde Cezayir’de hayata gözlerini yummuştur.90

84 Cündi, El-Fikr ve’s-sakafetü’l-muasıra fi Şimali İfrikiyye, 144,145. 85 Besi, Şahsiyyat İslamiyye muasıra, 227.

86 Yahia H. Zoubir, "State, Civil Society and the Question of Radical Fundamentalism in Algeria", (Islamic Fundamentalism: Myths and Realities), in Ahmad S. Moussalli (Reading: Garnet Publishing Limited,

1998), 190-192.

87 Bariun, Malek Bennabi: His Life and Theory of Civilization, 101. 88 Milad, Malik ibn Nebi ve müşkilatü’l-hadare, 50.

89 Bariun, Malek Bennabi: His Life and Theory of Civilization, 101. 90 Zoubir, “Democracy and Islam in Malek Bennabi’s Thought”, 111.

Referanslar

Benzer Belgeler

Son bölümde ise geçiş ekonomisi kavramı ele alınarak, bireylerin tutum ve davranışları, politik kültür ve yönetişim, geçiş sürecinde büyüme

Bazı tasarımları önceden projelendirm ek, malzeme ölçülerini önceden belirlemek gerekiyor, bu durumda çok fazla proje dışına taşma söz konusu olamıyor.. Ama

Şekil 2. de Matlab – Simulink ortamında benzeşimi yapılan deney şeması görülmektedir. Simulink ortamı, elektrik ve elektronik devre elemanlarının bulunduğu grafik

Çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalarda (3, 5, 8, 12, 14, 16, 20, 21) süt inek- lerindelü yağlı karaciğer sendromunun yüksek süt verimine sahip her üç

1829’de ise Maraş sancağındaki Gayrimüslimlerin âlâ olanlarından 48, evsât’tan 24 ve ednâ’dan da 12 kuruş cizye vergisi toplanması kararlaştırılmış buna

de E b u H a n i f e 'ye göre, ayette .geçen yerden sizin için çı­ kardık~arı~nız» ifadesi gereğince vergiye tabidirler. Büyük çiftçi ise zaten diğer bütün

Şekil 3’te üç fazlı asenkron motora reaktans bobini ile yol vermeye ait güç ve kontaktörlü kumanda devresi verilmiştir.. Reaktans bobini üzeri asenkron motora

Bunlar; atom transfer radikal polimerizasyonu (ATRP), tersinir eklenme-parçalanma zincir transferi (RAFT) ve nitroksit ortamlı radikal polimerizasyonu (NMP) gibi