• Sonuç bulunamadı

İlhan Berk

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İlhan Berk"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İlhan Berk

H

iyerogliflerde üçgen yüz­lü kablumbağalar olsay­ dı, ‘ ‘işte derdim, işte Il­ han Berk!” işte Keops, işte sokak, işte atlas! Gerçekten yüzündeki ve bedenindeki üçgen­ ler giderek Mısır piramitlerine ben­ zetti onu.

Attila İlhan 30 yıl önce “ gö- ğüste n b a ca klı” elemişti İlhan Berk için. Tevfik Akdağ da daha iki gün önce, ‘ ‘omuzdanbacaklı” .

Şiir serüvehi altmış yılı buluyor. Birçok dönem yaşadı. Bütün devi­ nimleri sınadı. Her seferinde eski kendisini inkâr eder gibi göründü. Hayır, anılarını silmek, bildiklerini unutmak istedi. Sentezi değil, ge­ lişigüzel sıralamayı ve bundan bü­ yük tatlar çıkarmayı özledi. Haya­ tını düşünüyorum, hayatı da öyle değil mi? Repliklerle yaşıyor. Düğ­ melere basıyor.

Yazının fena tutsağı.

Yeryüzünde her şey yazılmak için varmış gibi geliyor ona. Söz­ gelimi bardağa bardak olarak de­ ğil, yazılacak bir şey olarak bakı­ y o r Gökyüzüne de öyle. Şöyle di­ yor sonra da: ‘ ‘Gökyüzüne böyle bakan adamın hayatının cehen­ nem olması doğaldır.” Yazıya ge­ çeri çiçek solacak, yazıdaki çiçek­ se hiç koklanmayacak.

Gençliğinde etkilendiğini söyle­ diği Türk şairlerinin adlarını saya­ lım: Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Nâzım Hikmet. Bu üç adı iç içe ge­ çirirseniz ne çıkar? Önce çok yük­ sek bir beğeni çıkar. Gerçekten il­ han Berk bugün ülkemizde sanat beğenisi en yüksek bir iki kişiden biri. Başka ne çıkar? Çelişki mi? İl­ han Berk o çelişkiyi kabul etti. Onunla bütün bir Batı şiirini kucak­ lamak istedi.

Türk şairinde kişisel reklam duy­ gusu Tanzimat’tan beri çok yoğun­ dur. Ama ilhan Berk bir “ canlı yayın” yöntemi getirdi. Yıllar önce Ankara'da sokaklara düşer, belli bir sıra gözetmeden, sondaj usu­ lüyle kapı zillerini çalarmış. Diye­ lim kapıyı güzel bir kız açtı. Sorar­ mış: “ Ünlü şair ilhan Berk burda mı oturuyor?” Kızdaki izlenim: De­

mek İlhan Berk diye bir şair var, üstelik ünlüymüş! Bugün yetmiş yaşında en iyi şiirlerini yazan İlhan Berk elbet ününü salt bu yönteme borçlu değil. Ama olay ilhan Berk’i iyi anlatıyor. Doğru olmasa da, an­ latıyor. Ankara’da, Piknik’te, genç şairlere bira ısmarlayarak şiirini okuttuğu doğru ama. Garson, iki arjantin daha!

Yetmiş dedim, evet yetmişi dön­ dü. Ama bugün de genç Rimbaud tavrıyla konuşmaktan kendini ala­ mıyor: Bıktım yaşamaktan, bıktım şu cehennemden! Gençliğini yaşa- yamamıştı, yaşlılığı ise öğrenmeye yanaşmıyor.

Aslında bütün bunları yine o or­ tada görünme tutkusuna bağlaya­ biliriz. Bir kız sevmiş paşa kızı çık­ mış. Kendisinde tarih kavramı ol­ madığı için doğum tarihini bile anımsamıyormuş.

Bizim kuşağın çıkış yıllarında he­ pimizi etkilemişti. Bunu bir yerde yazmıştım. Yanıt korkunç oldu: “ Etkilemekten nefret ederim!” Da­ hası var, kendisini sevenlerden tik­ sinir, kaçarmış. Bunu da yazdı.

Yazmak için yazmak... Bunu öy­ lesine uç noktalara götürdü ki or­ tada görünme tutkusunun biçimle­ ri de değişti. "Canlı yayın” ın yeri­ ni bu kez “ duyarsızlık” almaya

başladı. Hiçbir şey istemez, hiç tepkisi yoktur, süt nedir, şeker ne­ dir?... Farklılaşmayı duyarsızlıkta aradı. Elbet, bütün bunlar sadece görüntüde. Yine de İlhan Berk’in kimliğini hiç etkilememiş olamaz. Yazıyı kendisinin fizik ve doğrudan uzantısı haline getirmek isterken, tersi bir durum da ortaya çıktı: Kendisi yazının uzantısı oldu. Bu çılgınlığı yaşadı ilhan Berk.

Geçmişi olmayan adam. Gerçekten geçmişi yok. Bugün bulanık, yer yer anlamsız, yer yer de tehlikeli biçimde saydam bir şimdiki zaman içinde. Sanatıyla hayatı bu anlamda tam çakışma halinde. Bu bir başarı mı? İstedi­ ğine ulaşmış olmayı başarı sayar­ sak, evet. Yine de yarın başka şey isteyebilir. Hatta en eskisi gibi, merkantilist bir söz sanatına yöne­ lebilir.

Bugün aşırı ölçüde çocuk- ihtiyar, ama hiç ölmeyecek bir gö­ rünümde.

Yarın mesir macunu lekeli bir şemsiyeyle ortalarda dönmeye başlayabilir.

d o k ı ı ü k I 000 000 ayk vc 980 000 d i/e : tln lfı ■jair Ilhan Hcık hıııda ya lıyor! Yolcu, ıı’o lııı, sevaptır, ihmal eyleme, Yukardaki sayıya hır sılır da sen ekle.

İKİBİNE DOĞRU • 15 OCAK 1989* 25

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

5.Alt Problem: Özel eğitim okullarında çalıĢan, alan değiĢikliği yoluyla özel eğitim öğretmenliğine geçen sınıf öğretmenlerinin tükenmiĢlik düzeyi ve yaĢam

zen Âşık, bazen Şatıroğlu, bazen de Veysel efendi diye çağırırlar, nedense kimse Veysel bey de­ mez,.. Veysel’in Sivrialandakl adı İsa Veysel Emmi, ama

Vaktile, benim de kalem yar­ dımımla milliyetçi “Turan,, gazete­ sini çıkarmış olan Zekeriya Beyin Türk ordusunu, Türk milliyetper­ verlerini ve Türk

Nâzım 10 Eylül 1959'da Rusça kaleme aldığı vasiyetnamesinde, en değerli mirası olan eserlerinin telif hakkının üçte ikisini karım Münevver ve oğlum Mehmet'e diyerek

- Daha UNESCO'ya gitmeden önce burada, karikatür çevresinden çok arkadaşım vardı?. Semih Balcıoğlu, Ferruh Doğan bu çevreden iki

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha

Literatürde en sık uygulanan ve önerilen adölesan sağlığını geliştirme programlarının beslenme, egzersiz, hijyen, uyku, alkol, ilaç, sigara kullanımı ve

Bu yılın içinde Türk Tiyatrosunun beşiğinin sallandığı yer olarak ka­ bul edilen Tepebaşındaki tarihî Dram Tiyatrosu'nun kül haline ge­ lişinden sonra