TÜRK T A Ri H KURUMU
BELLET EN
Cilt: LXV
A~ustos 2001
Say~: 243
HAKKAR~~ STELLER~:
DO~U ANADOLU'DA SAVA~Ç~~ ÇOBANLAR
~LK NOT
VEL~~ SEV~N - AYNUR ÖZFIRAT
1998 y~l~nda Hakkari kent merkezinde tesadüfen 13 ta~~ stel ele geçirildi. Üzerlerinde daima cepheden bir insan yüzü ve bedeninin üst k~sm~~ gösteril-mi~tir. Ç~plak olarak betimlenen bu figürlerden ll'inde erkeklik organ~~ bir suspansuvar alt~na gizlenmi~tir. Di~er iki stelin ise kad~nlara ait olmas~~ olas~ -d~r. Yanlar~nda balta, m~zrak, topuz gibi silahlar, belde kemer ve daima bir hançer vard~r. Ayr~ca steller üzerinde bozk~r türü çad~rlar, leopar av~~ ve ya-ban keçilerine sald~ran leoparlar ve kimi küçük erkek ve bir kad~n figürü de resmedilmi~tir. Do~u Anadolu'ya yabanc~~ olan bu ta~lar Avrasya bozk~r kültü-rünün bir parças~d~r. Silah tiplerine dayamlarak M.Ö. II. biny~l~n ortalar~~ ile sonlar~~ aras~nda bir yere tarihlenmeleri mümkündür.
Yüzlerce, binlerce y~l önce uçsuz bucaks~z Avrasya bozk~rlar~nda at ko~-turmu~~ göçebe halklardan günümüze kalm~~~ en etkileyici an~tlardan biri Orta Asya'da balbal , baba ya da statü-menhir denen insan biçimli dikilita~-lard~r. Bat~da ~berik yar~madas~ndan do~uda Mo~olistan'a de~in çok geni~~ bir alana yay~lm~~~ olan bu ta~lar~n M.Ö. III. biny~ldan ba~layarak M.S. XI.-XII. yüzy~llara de~in uzun bir zaman dilimi içinde kullan~ld~klar~~ bilinmektedir (Telegin ve Mallory 1994; Mezzena 1998; Jorge 1999; Eleukenova 1999). Çok farkl~~ etnik guruplarca kullan~lm~~~ olmalda birlikte, bu türde ta~lar~n Türk ve hatta Proto-Türlder aras~nda ayr~cal~kl~, özel bir anlam~~ oldu~u da anla~~l-maktad~r. Nitekim bu türde ta~lar onlarca iskan edilmi~~ K~rg~zistan, Kazakis-tan, Kafkasya, Altay, Sibirya, Tuva yöresi ve Mo~olistan gibi bölgelere geni~~
bir ~ekilde da~~lm~~lard~r (Ser 1966; Frumkin 1970:47; Tsultem 1989; Bayar 1997; Eleukenova 1999; Kovalv 1999).
VI. yüzy~la ili~kin Çin y~ll~klar~ nda Göktürklerle ilgili olarak insan biçi-mindeki bu ta~lar~n genellikle bir kimsenin hayattayken öldürdü~ü dü~man-lar~~ simgelemek üzere mezar~ n~n çevresine dikildi~i anlat~lmaktad~r 1963: 390; Esin 1972: 50; Çoruhlu 1999; Roux 1999: 164 vd.). Sözgelimi yüzy~ l~ n ortalar~ ndan hemen sonra, Orhon Irma~~~ k~y~s~nda Kül-tegin ve Bilge Ka~an'a ait Göktürk mezar an~ tlar~ nda birer dizi halinde s~ralanm~~~
bal barlar görülebilmektedir. Burada amac~n, dü~man~n, öteki dünyada öle-nin hizmetinde kalmas~n~~ sa~lamak oldu~u dü~ünülür. Bir ba~ka görü~~ ise bu heykellerin cenaze törenlerinde Türk gruplar~n~n üyelerini temsil etmi~~ olabilece~i yolundad~r (Baibosynov 1996; 44; Kubarev 1997). Ancak Orta As-ya'daki bu geç dönem inan~~lar~~ (M.S. VI-VIII, yüzy~l ve daha sonras~) ve bu-nunla ilgili uygulamalara kar~~l~ k, Ukrayna ve Güney Rusya yörelerinde bu ta~lar~n çok daha erken dönemlerden ba~layarak farkl~~ biçimlerde, ölen ki~i-nin mezar ta~~~ ya da mezar çukurunu örten kapak ta~~~ olarak kullan~ld~klar~~ da bilinmektedir (Telegin ve Mallory 1994: 3 vd., res. 3.1; Gimbutas 1997: 91, 274, res. 5).
Bu adet, Arabistan ve Yemen'deki islam-öncesi örnekler d~~~nda, Yak~n Do~uya büyük çapta yabanc~d~r (K~ rkbride 1969; Vogt 1999). Ancak, a~a~~da de~inilece~i üzere, birkaç y~l önce Hakkari kent merkezinde bir rastlant~~ sonucu ele geçirilen baz~~ dikilita~lar ~imdiye dek bu konuda bili-nenlerin pek de do~ru olmad~~~n~~ ortaya ç~ kartm~~ur. A~a~~daki sat~rlarda bu ilginç ta~lar hakk~ ndaki ilk gözlemlerimiz ile bunlar~n bozk~r kültürleri ve hatta Proto-Türklerle olas~~ ili~kileri üzerinde durulacakt~r. Bununla birlikte henüz çal~~malar~n çok ba~~ nda oldu~umuz gerçe~i unutulmamal~; yapaca-~~ m~ z önerilerin de yeni bulgular~ n yapaca-~~yapaca-~~~ nda de~i~ebilir karakterde olacayapaca-~~~ kabul edilir lidir.
1998 y~l~~ temmuzunda kent merkezindeki Hakkari Kalesi'nin kuzey etek-lerinde 13 adet dikilita~~n varl~~~~ saptand~. K~sa süreli bir kurtarma çal~~mas~~ sonucunda ta~lar~n in-situ durumda olduklar~, yani son b~rak~ld~klar~~ özgün konumlar~n~~ hala koruduklar~~ belirlendi (Sevin ve Özf~rat 1998; Sevin 1999; 2000)1. 0.70 m. kadar yüksekli~indeki kaba ta~lardan bir platform üzerine
1 1998 y~l~ nda stellerin bulundu~u alanda yap~lan ilk inceleme ve kurtarma çal~~malar~ n~~
HAKKARI STELLER~: DO~U ANADOLU'DA SAVASÇI ÇOBANLAR 503 s~rtlan kayal~~a gelecek ~ekilde yan yana ve k~smen de arka arkaya geli~i güzel dizilmi~lerdi; herhangi bir dü~me veya bozulma söz konusu de~ildi (Res. 1-3). Yaln~zca, zamanla yukar~daki, bugün daha çok Orta ve Yak~n ça~lara ili~kin izler ta~~yan kaleden ak~p gelen topra~~n alt~nda kalm~~lar ve bas~nc~n etkisiyle hep birlikte yana ve öne do~ru e~ilmi~lerdi. Yanlannda arkeolojik anlamda hiç bir kal~nt~~ yoktu.
Hakkari Stelleri farkl~~ cinste sert yöresel ta~lardan oyulmu~tur. Yükseklik-leri 0.70 m. ile 3.10 m. aras~nda de~i~ir; kal~nl~ldan da 0.15-20 m. kadard~r. Üst k~s~mlar~~ genellikle kavislendirilmi~~ olan ta~lar alta do~ru hafifçe daral~r-lar (Res. 4). Uzun boylu ve a~~r olmadaral~r-lar~na kar~~n topra~a dikilmelerine veya ayakta durmalar~na yarayacak özel bir donan~mlar~~ yoktur. Yaln~zca ön yüz-leri düzgündür. Süslü olan bu ön yüzlerde kimiyüz-leri kabartma, kimiyüz-leri de li-near teknikte i~lenmi~~ insan figürlerine yer verilmi~tir.
Tüm stellerde ana konu cepheden genç ve güçlü bir insan bedeninin üst lusm~d~r, bacaklar gösterilmemi~tir (Res. 6-17). Ço~u tombul, de~irmi, kimi-leri de ince-uzun yüzlü olan figürkimi-lerin çok belirgin bir burunlar~~ ile burun üzerinde birle~en ka~lar~~ ve dar bir al~nlar~~ vard~r. Kabartma tekni~inde ya-p~lm~~~ örneklerde yuvarlak göz çukurluklar~na beyaz renkli bir ta~la kakma yap~lm~~t~r (Res. 7, 9). Küçük a~~z daima kapal~, dudaklar ise ifadesiz ve sert-ün Ba~lar~nda ço~u kez ilginç ve süslü bere ya da takke türü ba~l~klara yer ve-rilmi~tir. Bazen paz~lan da belirtilmi~~ olan kollar dirsekten bükülmü~; eller ve parmaklar özenli bir biçimde betimlenmi~tir. Buna kar~~l~k gövdenin öteki ögeleri üzerinde hiç durulmam~~ur.
Stellerden ili erkeklere aittir. Bu durum onlar~n ç~plak olarak ifade edili~leri yan~nda, erkeklik organlar~n~n birer suspansuvar alt~nda gösterilmi~~ olu~uyla en aç~k biçimde anlaulm~~ur. Beldeki kemerin hemen alt~nda yer alan suspansuvar bele s~k~~ s~k~ya sar~l~~ ve üzeri kaz~ma çizgilerle bezelidir
(Res. 18-19).
ile Van Müzesi'nden Hanif~~ Biber yürüttüler. Kültür Bakanl~~~, An~tlar ve Müzeler Genel Müdürlü~ü'nün izinleriyle yap~lan kaz~lara gösterdi~i ilgi nedeniyle Genel Müdür vekili say~n Kenan Yurttagül'e, Hakkari valisi say~n Nihat Canpolat ve yard~mc~s~~ say~n Y~lmaz Kurt'a, s~cak konukseverlik ve ilgileri nedeniyle Emniyet Müdürü say~n Nail San'a ve Belediye Ba~kanlar~~ say~n Apturrahman Keskin ile say~n Hüseyin Ümit'e te~ekkürü zevkli bir görev sayar~z. Ayr~ca, Hakkari kaz~lann~ n gerçekle~mesinde öncü rolünü oynay~p, çal~~malar~n her a~amas~ na bilf~il kat~lan Van Müze Müdürü say~n Ersin KavakIfya ~ükran borçluyuz. Hakkari'deki 1998 ve 1999 y~l~~ kaz~lan ancak Valilik ~l Özel Idaresi'nin katk~lar~yla gerçekle~tirilebilmi~tir.
Bu ç~ plak ki~ilerin en dikkat çekici özelliklerinden ilki her iki ellerinde s~k~~ s~k~ya tutulan merkezi konumlu bir içki kab~d~r (Res. 6-16). Kimi örnek-lerde aç~kça ifade edilmi~~ bulunan bu kab~n gövdesi, Orta Asya'da Paz~r~k kurganlar~ ndakiler gibi yumu~ak deriden olmal~d~r (Rudenko 1970: lev. 59/A-B, 150). Tulum görünü~lü bu kab~n simgesel aç~dan büyük bir önem ta~~d~~~~ gayet belirgindir. Çünkü bu kap, gençlik ve güçlülü~ü vurgulanmak istenen sava~ç~n~n tüm kahramanl~klar~~ ile silah ve süslerinden çok daha ön plana al~nm~~t~r.
Ç~ plak erkek figürlerinin bellerinde ço~u kez tarama çizgiler, üçgenler ya da zigzaglarla bezeli enli kemerlere yer verilmi~tir. Kemerlerin üzerine ise daima bir hançer as~l~d~r (Res. 18-19). Bunlar~n en karakteristik özelli~i, kab-zan~n namluya iki ucu aç~k hilal biçiminde bir balçalda birle~mi~~ olu~udur. Döküm tekni~inde ve tunçtan yap~lm~~~ olduklar~~ belirgindir.
Genel özelliklerini s~ralad~~~m~z erkek stelleri üzerinde, belirli kurallar çerçevesinde yerle~tirilmi~~ kimi silah, insan, çad~r ve hayvan figürleri vard~r. Örne~in kabartma tekni~inde yap~lm~~~ olanlarda sa~~ kolun alt~nda uzunca kovanl~~ bir m~zrak ile ucu k~vr~k bir çubuk-asa; sol kolun alt~nda ise tunçtan kolcuklu ya da düz yass~~ baltalar~~ and~ran nesneler görülür (Res. 6-12). Sap delikli baka ve topuz kendilerine daha çok sol üst yanda yer bulabilmi~~ silah-lard~r. Çizgi tekni~inde yap~lm~~~ olanlarda durum adeta tam anlam~yla ter-sine döndürülmü~, m~zrak sola, baka ise sa~a geçmi~tir.
Stellerde 12 kadar küçük insan figürü resmedilmi~tir. Bunlardan 10'u ya da ll'i erkektir. Be~i ana figürün sa~~ dirse~inin hemen alt~na yerle~tirilmi~tir (Res. 6-9, 12). Burada daima oldukça genç ya~lar~nda bir erkek söz konusu-dur. Bazen ba~~na süslü bir ba~l~k giymi~~ bulunan bu figür de ç~plak ve sus-pansuvarl~d~r. Ayaklar~nda Hitit türünde, uçlar~~ yukar~~ k~vr~k konçlu çar~ldar vard~r. Baz~lar~, ilk kez burada rastland~~~~ üzere, stelde betimlenen sava~ç~ -avc~n~n enli kemeri alt~na sokulu ~ekilde gösterilmi~lerdir. Gerek duru~lar~~ ve gerekse ba~l~klar~yla betimlenen gençlerin soylular s~n~findan olduklar~~ aç~k-t~r. Bir stelin alt k~sm~nda, yukar~~ do~ru kalkm~~~ elleriyle yatar durumda bir figür resmedilmi~tir ki, Yak~n Do~u ikonografi kurallar~na göre bunun yenik durumdaki bir dü~man~~ ifade etti~i belirgindir (Res. 7).
Bir stelin alt k~sm~nda ç~plak bir avc~n~n topuzuyla bir leopar~~ avlay~~~~ an-laulmaktad~r (Res. 10). Sa~~ elinde topuz bulunan avc~~ sol eliyle av~n~n kuy-ru~undan tutmaktad~r. Burada belki de hayvan~n arka arkaya iki pozisyonu-
HAKKAR~~ STFT FR~: DO~U ANADOLU'DA SAVA~Ç~~ ÇOBANLAR 505 nun betimlenmi~~ olmas~yla basit bir öyküsellik (narratizm) söz konusu edil-meye çal~~~lm~~t~r. Ayn~~ stel üzerinde sava~ç~~ bir kez de at~~ üzerinde görülür. Ulkan do~ru kald~rd~~~~ sa~~ elinde yine topuz bulunan figür sol eliyle de diz-ginleri tutmaktad~r. Burada at~n tüm dizgin ve gem düzeniyle birlikte i~len-mi~~ olmas~~ dikkat çekicidir.
Ayn~~ stelde, yine sa~~ dirse~in alt~na gelecek ~ekilde yerle~tirilmi~~ bulu-nan figür bu kez bir kad~n olarak resmedilmi~tir (Res. 10). Ba~~nda sol eliyle tuttu~u bir kap ta~~yan kad~n~n sa~~ kolu dirsekten k~vr~larak geriye bükül-mü~tür. Gö~üsler ~i~kin iki glunt~~ halinde, kad~nl~k organ~~ da ç~plak olarak ifade edilmi~tir. Belde enli bir kemer vard~r. Ayaklar~n~n alt~nda uzanm~~~ du-rumda küçük bir insan figürü bulunmaktad~r. Ötekilerle ayn~~ konumdaki bu genç görünümlü kad~n~n önemi bu ~ekilde iyiden iyiye vurgulanm~~t~r.
Stellerde resmedilmi~~ en çarp~c~~ nesnelerden biri de çad~rlard~r (Res. 7, 9, 11-13). Üç örnekte sa~~ veya sol omuz üstünde, iki örnekte de sa~~ dirsek al-t~nda olmak üzere toplam say~lan 5'tir. üzerlerinde penceremsi küçük aç~k-hidar bulunur ve zigzag çizgilerle süslenmi~tir. Boyut olarak fazla büyük ol-may~p kubbemsi bir çat~~ konstrüksiyonuna sahiptirler. ~imdiye de~in benzer-lerine rasdanmaym bu tür çad~rlar Yak~n Do~uda M.Ö. I. biny~l Assur'undan tan~nan ortas~~ direkli (mahrutl) tiplerden farkl~d~rlar ve daha çok Asya boz-k~rlanmn kubbeli yurt tipi çad~rlann~~ an~msat~rlar (Diyarbekirli 1972: res. 119-120). Böylelikle sava~ç~lar~n göçebe bir ya~am biçimleri oldu~u anlat~l-maya çal~~~lm~~~ olmal~d~r.
Kabartmalarda leoparlar, da~~ keçileri, geyik ve y~lan ile y~lan ya da le-opann sald~ns~na u~ram~~~ bir da~~ keçisi gibi yaban~l hayvanlara s~k rastlan~r.
13 stelden ikisi farkl~~ özelliklere sahiptir. Tümüyle linear teknikte kaz~l-m~~~ olan bu ta~lar üzerinde cinsiyederi belirtilmeyen, ellerinde herhangi
bir-~ey tutmayan silahs~z figürler bulunur (Res. 17). Bunlardan biri 3.10 m.
yük-sekli~indedir ve ötekilerden farkl~~ olarak bir sap-kaide bölümü vard~r. Boy-nunda sallant~l~~ bir gerdanl~k ta~~yan figürün ba~~~ aç~kt~r ve olas~l~kla uzun saçlar~~ birkaç s~ra halinde ifade edilmi~tir. ~nce kollar ve parmaldan aç~k el-ler bel üzerinde durur. Etek ucu yan yana s~ral~~ üçgenel-lerden bir bordürle s~-n~rland~rdm~~ur. Hemen üzerinde i~levi anla~~lamayan bir motif görülür. K~smen k~nk olan öteki stelde ise figürün sa~~ eli çeneye dokundurulmu~tur. Bu iki stelin kad~nlar~~ ifade etti~i dü~ünülebilir.
Anla~~laca~~~ üzere, Hakkari stelleri belirli bir program çerçevesinde ve yerli ustalarca yap~lm~~t~r. Ta~lar~n i~leni~inde hemen hiç de~i~meyen iko-nografik bir planlama söz konusudur. Ufak tefek de~i~ikliklerle bu program ba~tan sona geçerlili~ini sürdürmü~tür. Bu ikonografik planlamaya göre stel-ler iki kümeye ayr~l~r: a) Elinde bir tulum bulunan silahl~~ erkekstel-ler; b) Silah-s~z kad~nlar. Temel olarak anlat~lmak istenen ~ey kimi genç ve dinamik ki~i-lerin güç ve ba~anland~r. Burada betimlenen figürki~i-lerin bir tanr~y~~ ifade et-mi~~ olabilece~i, baka ve topuz gibi simgelerin bir erkek tanr~~ ile, y~lan~n ise berekedilik kültü ile ili~kisi üzerinde durulmu~tur (Gimbutas 1965: 497; 1997: 91). E~er durum böyleyse stellerin bir kutsal alana dikilmi~~ olabilecek-leri akla gelir. Ancak kan~m~zca burada birer tanndan çok çad~rlarda ya~ayan ve aydan ho~lanan göçebe çoban sava~ç~lar söz konusudur. Figürlerin birer tanny~~ ifade ettiklerine i~aret eden herhangi bir kan~t yoktur. Bunlar Gök-türk döneminin balbal tan~m~~ içindeki, öldürülen öteki dünya hizmetçisi an-lay~~~n~n tam aksine krallar ya da beyler ile kimi güçlü kad~nlar olmal~d~r. Gerçekten de betimlenen ki~ilerin toplum içinde ayn~~ sosyal rolü oynam~~~ olabilecekleri belirli bir anlat~m düzeniyle ifade edilmi~~ gibidir. Belli ki bu yüzden say~lar~~ ili bulan tüm erkek figürlerinde eller ve kollar~n pozisyonu ile yüz hatlar~, silahlar vb. özellikler birbirinin t~pa t~p benzeridir.
Yukar~da da de~indi~imiz gibi, bu türde ta~lar~n en yo~un bulundu~u alan Avrasya bozk~rland~r. S~k s~k anthropomorf olarak kar~~la~~lan bu ta~la-r~n çok geni~~ bir co~rafi mekanda binlerce y~l boyunca çe~itli halklarca kul-lan~lm~~~ olmas~~ haklar~nda tam bir görü~~ birli~ine var~lamamas~na ve farkl~~ de~erlendirmelere yol açm~~t~r. Hakkari dikilita~lann~n de~erlendirilme-sinde yap~lmas~~ gereken ilk i~~ hangi tarihe ait olduldann~n do~ru bir biçimde saptanmas~d~r.
Bu türde ta~lar, yukar~da da belirtilen birkaç istisna d~~~nda, Yak~n Do~u-'ya büyük çapta yabanc~d~r2. M.Ö. II. biny~l Anadolusu'nda Troia VI/VIIa, Beycesultan V ve Hitit huwasi 'lerinden (Korfmann 1998), son olarak da Urmiye Gölü'nün güney k~y~lar~nda, Hasanlu Höyü~-ü'nün IV. tabakas~ndaki
2 Antakya yak~n~ndaki Tell Açana'dan ~Ö. 1500'lere ait iki stel için bkz. Woolley 1955: 238,
lev. 44/a-b. Yemen'den benzer kimi örnekler için bkz. Kirkbride 1969; Vogt 1999. Kuzey Suriye ve Kuzey Irak'ta Tell el-Rimah, Tell Billa ve Tepe Gawra gibi merkezlerde bulunan ve stratigrafik verilere göre 10. 1400'lerden sonraya tarihlenen ta~tan anthropomorf koruyucu figürinler (boylar~~ 9 ile 145 cm. aras~ndad~r), kimi yüzeysel benzerliklerine kar~~n farkl~~ bir anlay~~~ ve i~çili~in ürünleridirler: Bkz. T. Ho~vard-Carter 1998.
HAKKARI STELLER~: DO~U ANADOLU'DA SAVA~Ç~~ ÇOBANLAR 507 Yan~k Yap~lar'dan (Dyson 1989: res. 12, 14) ta~~ stellere sayg~~ duyuldu~unu biliyorsak da, oldukça kaba görünümlü bu ta~lar gerek biçim ve gerekse kap~-larla ilgili i~levleri aç~s~ndan Hakkari'deldlerle k~yaslanamazlar. Ayn~~ ~ekilde,
X.-IX. yüzy~llardan beri Assur'da ve bundan biraz sonra Urartu'da or-taya ç~kan propagandaya yönelik stel anlay~~~yla da pek ilgileri oldu~u söyle-nemez.
Buna kar~~l~k, Hazar Gölü'nün güneybat~s~nda, Iran Azerbaycan~'ndaki Meshkin Shar ovas~nda oldukça kaba görünümlü çok say~da stelin varl~~~~ or-taya konmu~tur (Ingraham ve Summers 1979). Ço~unlukla yumu~ak volka-nik kayalara oyulmu~~ ve say~lan 125'i bulan bu ta~lar 3.19 m.den 1.00 m.ye kadar de~i~en boylardad~r (Res. 22/3-5). Bizimkilere k~yasla i~çilik yönünden oldukça kabad~r. Hemen hepsinde kabartma ya da çizgi tekni~inde cephe-den bir insan vard~r. Ba~~n iki yan~ndan adeta bir saç gibi a~a~~~ sarkan kollar ve bazen parmaklar' belirtilmemi~~ eller oldukça acemice ifade edilmi~tir. Bir örnekte figür sakall~~ olarak gösterilmi~~ (Res. 22/5); birinde ise kaz~ma çizgi-lerle belirtilen ince kollar ve eller gö~üs üzerinde dirsekten bükülmü~tür (Ingraham ve Summers 1979: res. 5/3, lev. 17/2). Belde kal~n bir kemer var-d~r. Buna ço~u kez ucu luvr~k uzunca bir hançer ya da k~n~~ içinde duran bir k~l~ç sokuludur. Gövdenin alt k~sm~, erkeklik organ~~ ve bacaklar ifade olun-mam~~t~r. Meshkin Shahr stelleri genel olarak M.Ö. II. biny~l~n ikinci yar~s~~ ya da I. biny~l~n ba~lar~na tarihlenmektedirler. Ancak, özellikle bir örnekte çene üzerinde sakal~n belirtilmi~~ olu~u bunlar~n biraz daha geç, ~skit dönemine yak~n olabileceklerini dü~ündürür (Olchovsky ve Evdokimov 1994: 91, res. 3/4, 10/15).
Hakkari ve Meshkin Shahr'dakilerden farkl~, gerçek anlamda anthro-pomorf stellere Kuzey Irak'ta, Türkiye-Iran s~n~rlar~~ yak~n~ndaki Mu~esir'de rasdanm~~t~r (Boehmer 1998). Yükseklikleri 2.32 m. ile 1.45 m. aras~nda de-~i~en bu ta~lar üzerinde, bellerinde kal~ n kemerler, sa~~ ellerinde kimi zaman bir topuz, kimi zaman da bir kap bulunan sakall~~ erkek figürlerine yer veril-mi~tir. Bozk~r göçebelerinin be~enisine göre yerli ustalarca yap~ld~~~~ dü~ünü-len bu ta~lar~n M.Ö. 630/25 ve 590 y~llar~~ aras~ndaki ~skit egemenli~i döne-minden kalma olabilecekleri önerilmektedir.
Bozk~r kültürleriyle güçlü ili~kiler gösteren Hakkari ta~lar~~ stilistik olarak gerçekçi bir kabartma tekni~inden (Res. 6-12), giderek de~i~erek (Res. 13-14), ~ematik bir linear tekni~e (Res. 15-17) do~ru geli~im geçirmi~lerdir. Ayn~~ anda ya da k~sa zamanda yap~lmad~klar~~ ve fakat farkl~~ ellerden ve farkl~~
zamanlarda ç~kt~klar~~ da belirgindir. Örne~in sa~~ elde tutulan deriden tu-lumlar~n zaman içinde gitgide uslüpla~arak sonuçta yaln~zca sa~~ elin ba~~ parma~~~ ile i~aret parmaklar' aras~na s~k~~t~r~lm~~~ küçük bir halkaya dönü~-mü~~ olmas~, baka ve m~zrak gibi silahlar~n konumlar~nda kar~~la~~lan de~i~ik-likler bunun en aç~k belirtisidir.
Bu yöre için oldukça yeni olan ta~lar~n hangi tarihe ili~kin olduklar~n~n belirlenmesinde en önemli hareket noktalar~~ silahlard~r. Tulumlann aksine, zaman içinde hemen hiç bir geli~me ve de~i~me geçirmemi~~ olan hançerler bu konuda en güvenilir kriterlerden biridir. Fazla uzun olmayan sivri uçlu ve omurgal~~ namlusunda kan oluklar~~ bulunan hançerlerin kabzalar~~ ço~u kez perçin görünümlü kabaralarla süslüdür. Kabza= namluya ba~land~~~~ bal-çak daima iki ucu aç~k bir hilalle sonuçlan~r (Res. 18-19). Bu türde hançer-lere Kuzeybat~~ Iran'da, Azerbaycan'da, Rus ve ~ran Tali~i'nde çok rastlan~r (Scl- .ffer 1948: res. 217, 219 ve passim ; Negahban 1996: res. 32/718, 722-723, lev. 121/712, 716, 720; Muscarella 1988: 102 vd., res. 169-170). Özellikle Urmiye Gölü'nün güney k~y~s~~ yak~n~ndaki Hasanlu Höyü~ü'nün IV. tabaka-s~nda bulunan paralleleri ile M.Ö. II. biny~l~n ikinci yar~tabaka-s~nda ortaya ç~kan bu hançer türünün daha çok M.Ö. X.-IX. yüzy~llarda popüler oldu~u anla~~l-maktad~r (Dyson 1964; Muscarella 1988: 102). Nitekim ayn~~ türde bir hançer kabartmas~, ~imdi M.Ö. IX. yüzy~ldan daha önceki bir tarihe oturtulmaya ça-l~~~lan ünlü Hasanlu alt~n kasesi üzerinde de görülmektedir (Dyson 1964: 41, res. 1; Winter 1989: res. 6, 14).
Ta~lar~~ tarihlemeye yard~mc~~ olabilecek kriterleden bir ba~kas~~ sap de-likli baltalard~r. Sap deli~ini çevreleyen bilezilderiyle bu baltalar da zaman içinde fazla bir de~i~im geçirmi~~ de~illerdir (Res. 6-10). En dikkat çekici özellik ise erken stellerde kar~~la~~lan, sap deli~inin üzerindeki, ah~ap sapa destek sa~layan kolcuktur. En yak~n benzerleri M.Ö. II. biny~l~n ikinci çeyre-~inden ba~layarak güneyde Chagar Bazar (Mallowan 1947: lev. XLI/1, LV/15), Nimrud (Maxwell-Hyslop 1998: lev. 9), Tell Açana (Woolley 1955: lev. LXXII/AT/48/20), Ras ~amra (Scl~ ffer 1948: res. 44/3), Gaza (ScUffer 1948: res. 123/2) ve Orta Anadolu'dan (Schfffer 1948: res. 183/25; Anla~an ve Bilgi 1989: res. 34-36) gelmektedir. Bat~~ Iran'da ve özellikle Lu-ristan'da, biraz daha farkl~~ ve giderek mahmuzlanan çe~itlemeleriyle XII. yüzy~ldan 900 y~llar~na de~in kullan~ld~klar~~ bilinir (Muscarella 1988: 189 vd., no. 304-305).
HAKKARI STELLER~: DO~U ANADOLU'DA SAVA~Ç~~ ÇOBANLAR 509 Uzunca kovanl~~ ve yine omurgal~~ m~zrak uçlar~~ da daha çok M.Ö. II. bin-y~l~n ikinci yar~s~~ içlerinde olundu~una i~aret ederler.
1998 ve 1999 y~llar~nda Hakkari stellerinin bulundu~u alan~n ku~uçumu 2 km. kadar kuzeyinde dikdörtgen planl~~ (4.10 X 1.60 m.) bir oda-mezar aç~lm~~~ ve buradan 15 kadar insan iskeleti ile çe~idi mezar arma~anlar~~ elde edilmi~tir (Sevin ve Özf~rat 1998: 8, res. sol üst; Sevin 1999: 73) (Res. 5) . ~ki tabaka halinde gömü içeren bu mezar~n üst tabakas~nda çok say~da demir bi-lezik ve hançer dikkat çekicidir. Bunlar~n benzerlerine Van bölgesi (Sevin ve Kavakl~~ 1996: res. 12-15), Kuzeybat~~ ~ran (Muscarella 1974: res. 36/417, 39/124. 47/ 412; Lippert 1979: 133, res. 15-16/a-b; Piggot 1980: Table 12.3) ve Orta ~ran'daki (Ghirshman 1939: lev. LIX/S.641a-b, LXXVII/S.984c) kimi Erken Demir Ça~~ mezarl~klar~~ ve son olarak Luristan'da (Contenau-Ghirshman 1935: 18, lev. 8; Vanden Berghe 1973: 49, Table 5, 60, Table 6) rastlan~r. Kuzeybat~~ Iran'da, Urmiye Gölü'nün bat~~ k~y~s~~ yak~nlar~ndaki Kordlartepe'den bir C14 tarihi bu tür demir bileziklerin bulundu~u IIA ta-bakas~~ için M.Ö. 1100-1050 y~llar~n~~ vermi~tir (Lippert 1979: 134). Anla~~la-ca~~~ üzere, Hakkari mezar~n~n geç evresi daha çok M.Ö. II. biny~l~n sonlar~~ ile I. biny~l~n ba~lar~na ait gibidir. Bu mezar ile steller aras~nda do~rudan bir ili~kinin var olup olmad~~~n~~ bilmiyorsak da, M.Ö. II. biny~l~n son yüzy~llar~~ içinde Hakkari yöresinde olas~l~kla göçebe baz~~ gruplar~n varl~~~~ aç~k bir bi-çimde anla~~lmaktad~r.
Ta~lar~n tarihi konusunda son olarak ~unu da belirtmek gerekir ki, Hak-kari stelleri üzerinde ne Assur ve ne de Urartu sanatlar~n~n bir etkisi görüle-bilir. Ön Asya dünyas~nda etkileri çok yayg~n olarak izlenebilen bu iki uygar-Utan hiç bir iz ta~~yor olmamalar~~ M.Ö. IX. yüzy~l~n ortalar~ndan önce, ben-zer durumdaki Hasanlu alt~n kadehi ile yak~n bir dönemde yap~lm~~~ olabile-ceklerine i~aret eder. Bütün bu de~erlendirmelerden Hakkari stellerinin daha çok M.Ö. II. biny~l~n son yüzy~llar~~ ve daha az da I. biny~l~n çok ba~la-r~na ait olabilecekleri anla~~lmaktad~r.
Peki Do~u Anadolu'da Assur ve Urartu devletlerinin henüz tarih sahne-sinde etkili bir biçimde görülmedikleri bu tarihlerde söz konusu ta~lar~~ kim-ler kazd~rtm~~~ olabilirdi ? Assur krallar~mn y~ll~ldar~nda belirti~i üzere M.Ö. I. biny~ l~n ba~lar~nda, içinde olas~l~kla Hakkari yöresinin de bulundu~u Bü-yük Zap'~ n yukar~~ ç~~~r~~ Hubu~kia ad~n~~ ta~~yor ve ba~~ms~z bir krall~kça yö-netiliyordu. Krallar' Kaki ve Data/Dadi gibi Hurrice adlar ta~~yordu. M.Ö. IX. yüzy~l~n sonlar~na do~ru ba~~ms~zl~~~n~~ yitirmi~~ görünen Hubu~kia sonra-
lar~~ Assur ve Urartu krall~ klar~~ aras~nda çeki~me konusu oldu. Yaz~l~~ kaynak-lar~n sa~lad~~~~ bu k~s~ tl~~ bilgilere kar~~l~k Hubu~kia'n~n lokalizasyonu ve kül-türleri konusunda, ~imdilik ne yaz~k ki, tam anlam~yla doyurucu bir bilgi yok-tur (Lanfranchi 1995; Salvini 1995). Bu türde steller onlarla ne dereceye ka-dar ili~kiye sokulabilir ? Yoksa bu ta~lar ~imdiye dek Assurlular'~n da hiç ta-n~ mad~~~~ yabanc~~ halklara m~~ aittir? Bu sorularm yata-n~ tlar~ta-n~~ almak pek kolay de~ildir.
Yukar~da da de~inildi~i üzere, bu ta~lar~ n pek çok yak~n benzerine Av-rasya bozk~rlar~nda ya~am~~~ göçebe halklarda rastlanmaktad~r. Ço~u kez ellerinde bir kap tutan ve kemerli bellerine birer hançer as~l~~ bu ç~plak sava~ç~ -lar~n en yak~n analojileri gerçekten de kuzey bozk~ rlar~ ndan gelmektedir (Gimbutas 1965: 495 vdd., res. 331/4; Telegin ve Mallory 1994: res. 9; 28/2; Mezzena 1998: no. 3; Olchovsky ve Evdokimov 1994: res. 1, 4, 10, 20 ve
pas-sim; Kova1671999). Aralar~nda büyük kronolojik farkl~l~klar olmakla birlikte,
zaman zaman erkeklik organlar~~ da aç~kça ifade edilmi~~ bulunan bu bozk~ r eserlerinin Hakkari'dekilerle benzer bir dünya görü~ünü yans~ tu~~~ gayet aç~kt~r. Figürlerin yaln~zca üst k~sm~n~n gösterilmi~~ olu~u, ç~plald~k ve silahlar gibi ikonograf~k ögeler de Hakkari stelleriyle arada belirli bir benzerlik ol-du~unu aç~kça ortaya koymaktad~ r. Ancak bugüne de~in tarihlenebilmi~~ ve III. biny~la ait olduklar~~ benimsenen en erken steller Güney Rusya boziurla-r~ndan, Ukrayna ve civar~ ndan gelmektedir (Telegin ve Mallory 1994; Mez-zena 1998) (Res. 20/1-4). Bu durumda Hakkari ta~lar~~ ile bu erken oldu~u söylenen örnekler aras~ nda yakla~~ k 1500 y~ll~k bir zaman fark~~ ortaya ç~k-maktad~r. Nitekim her iki gurup aras~nda ikonografide kar~~la~~lan kimi fark-l~ fark-l~klar, bu denli uzun olup olmad~~~~ aç~k olmasa da, belirli bir kronolojik aral~~a i~aret ediyor olabilir. Örne~in Hakkari ta~lar~ n~n en belirgin özelli~i olan her iki elde tutulan kap motifi kuzeydeki erken örneklerde hiç görül-mez. Buna kar~~l~k erken örneklerde görülmesi ola~an bir çift ayak izine ise Hakkari'de hiç rastlanmaz (Res. 20/1,4). Bunlar~~ and~ran, sa~~ ve bazen de sol ellerinde boynuz biçimli bir kadeh tutan, kimi zaman erkeklik organlar~~ da aç~kça belirtilmi~~ en erken sava~ç~~ betimlerine M.Ö. VII. yüzy~ldan itiba-ren Güney Rusya ve Ukrayna'daki ~skit stelleri üzerinde rastlan~r (Olchovsky ve Evdokimov 1994) (Res. 21/1-4; 22/1-2). Asya bozk~rlar~nda, özellikle Altay bölgesindeki Göktürk dönemi ta~~ babalar üzerinde kar~~la~~lan bu adet M.S. XI.-XII. yüzy~llara dek Güney Sibirya'dan Kazakistan'a ve Mo~olistan'a de~in yay~lan alanda yo~un bir kullan~ m bulmu~tur (er 1966; Ögel 1984: 166 vd., lev. 16; Tsultem 1989; Telegin ve Mallory 1994: 72, res. 28/3-4; Baibosynov
HAKKAFL~~ STELLER~: DO~U ANADOLU'DA SAVASÇI ÇOBANLAR 511
1996: 50 vd.; Kubarev 1997: 240, res. 6-9; Bayar 1997: 104, res. 25; Eleuke-nova 1999) (Res. 23/1-6). Saman geleneklerinden biri olarak kabul edilen bu adetin ~skitler aras~nda yayg~ n oldu~u, elde içki kaplar~n~n tutuldu~u kahramanl~k törenlerine yaln~zca bir adam öldürmü~~ olanlar~n kat~labildi~i ileri sürülmü~tür3. Henüz erken olmalda birlikte, bu kar~~la~urmalar kan~mca Hakkari stellerinin ~skit eserleri ve daha sonraki Türk ta~~ babalar~~ ile ili~kili olabileceklerini dü~ündürmektedir.
Avrasya bozk~rlar~nda M.Ö. III. biny~l~n ba~lar~ndan beri görülmeye ba~layan, ilginç figürlerle bezeli ta~tan heykel-menhirler bazan, "Kurgan Kül-türü" terimi alt~nda Hint-Avrupal~lar'~ n en erken fig-ürlü an~ tlar~~ olarak nite-lenmeye çal~~~lmaktad~r (Telegin ve Mallory 1994; Gimbutas 1997). Ancak, Ukrayna, Güney Rusya ve Orta Asya bozk~rlar~na yay~lm~~~ olan tüm Kurgan Kültürlerini yaln~zca Hint-Avrupal~larla ili~kili görmek hiç de do~ru bir yak-la~~m say~lamaz. Ayr~ca son zamanlarda Hint-Avrupahlar'~n anavatan~~ (clic. indogermanische Urheimat) konusunda ciddi itirazlar~n bulundu~u da unutulmamal~d~r (Gamkrelidze ve Ivanov 1985; Renfrew 1987; Burney 1989). Bununla birlikte biz ~imdilik köken sorunu için tart~~malara girmenin pek erken olaca~~n~~ dü~ünmekteyiz. Çünkü hala ta~larla ilgili çözümlenmesi ge-reken birtak~m önemli sorunlar bulunmaktad~r. Örne~in bu dikilita~lar~n i~-levi neydi ? Oraya nas~l ve niçin konmu~lard~~ ? Bu sorular~n doyurucu yan~ t-lar~n~~ verebilecek durumda de~iliz.
Üzerinde ta~lar~n dikildi~i bu alanda 1999 yaz~nda yapt~~~m~z bir sondaj çal~~mas~nda soruna yan~ t sa~layacak herhangi bir kan~ t, ne yaz~k ki, bulu-namam~~t~r. Steller günümüze belirgin bir iz b~ralulmadan dikilmi~~ gibidir-ler. Ancak bunlar~n 19 m. kadar bat~s~nda bir oda-mezar~n y~k~m görmü~~ ka-l~nt~lar~~ yine bu kaz~larla ortaya ç~kar~lm~~t~r. Ana kaya ile örme ta~tan olu~-turulmu~~ bulunan bu oda kabaca dikdörtgenimsi bir plana sahiptir. Üzeri ince sal ta~~~ levhalarla örtülmü~tür. Bir giri~inin olup olmad~~~~ belirleneme-mi~tir. ~çinde kar~~~k durumda 50 kadar iskelede birlikte çe~itli silah ve süs e~yalar~~ ve çok say~da çanak çömlek ele geçirilmi~tir'. Stellerden birkaç yüz
3 Esin 1969. Kafeso~lu (1988: 257) bunu "and kadehi ?" olarak yorumlam~~t~r. X. yüzy~lda ~ slamiyet öncesi O~uzlar'a ili~kin bir ölü gömme törenini anlatan ~ bn Fadlan (Seyahatname [yay.haz.R.~e~en) ~stanbul 1995: 40) biri öldü~ünde onun için ev gibi büyük bir çukur kazd~klarm~, sonra giysisini giydirdiklerini, ku~a~~n~~ ve yay~n~~ ku~and~r~p eline, içinde nebiz bulunan a~açtan bir kap koyduklar~m anlat~r.
y~l daha erken gibi görünen ve uzun süre kullan~ld~~~~ anla~~lan bu mezar, alan~n bir mezarl~k olabilece~ini akla getirir. Bu sahada daha ba~ka mezarlar bulunabilece~i yolunda kimi kan~tlar vard~r. Böyle oldu~u takdirde, Hakkari stellerinin pek çok kuzeyli benzerleri gibi ölü kültüyle ili~kisi bulundu~u an-la~~lacakt~r (Telegin ve Mallory 1994: 4, res. 3; Zuyev ve Ismagilov 1994; Ba-ibosynov 1996; Su-ay 1997; Gimbutas 1997: 183, 274, res. 5; Eleukenova 1999: res. 2; Kovalv 1999).
Hangi amaçla dikilmi~~ olurlarsa olsunlar Hakkari ta~lar~~ M.Ö. II. biny~l~n sonlar~na do~ru bir k~s~m kuzeyli bozk~r göçebelerinin güneye do~ru inmi~~ olabileceklerine i~aret etmektedir. Gerçekten de M.Ö. III. biny~l~n sonlar~~ ve II. biny~l~n ba~lar~nda Traskafkasya ve Do~u Anadolu'yu etkileyen bir k~s~m göç dalgalanndan söz edebilecek kan~tlara sahibiz. Örne~in tüm Do~u Ana-dolu ve Transkafkasya'da egemen olan tar~msal karakterli, yerle~ik Erken Transkafkasya kültürü M.Ö. II. biny~la do~ru son bularak yerini tümüyle gö-çebe-çoban karakterli bir yenisine b~rakm~~t~r. Bununla ilgili olarak, birkaç istisna d~~~nda, Do~u Anadolu ve Traskafkasya'daki yerle~me yerleri ba~tan ba~a ~ss~zla~~p yerine pastoral bir ya~am~n~n egemen oldu~u yeni bir ya~am biçimi ortaya ç~km~~t~r (Burney ve Lang 1971; Özfirat 1993; 1997; 1999, 2000; Edens 1995). Yüksek yaylalarda besicilik yapan bu göçebelerden günümüze en çok mezarl~ldan gelebilmi~tir. En tan~nm~~lar~~ Martkopi, Trialeti, Kirova-kan, Elar vb. olan bu mezarl~klarda yükselen kurgan tipi an~ t mezarlar tü-müyle yeni bir anlay~~~n ürünüdür. Bu yeni anlay~~~~ yans~tan kurganlara Do~u Anadolu'da Malazgirt, Do~u Beyaz~t, Kars ve Ardahan dolaylar~nda da rastlanmaktad~ r (Özfirat 1993; 1997; Köro~lu 2000). Geni~~ bir co~rafyada beliren ve uzun örnürlü, yerle~ik Erken Transkafkasya (~TÇ) kültürünün sona ermesine ve yeni ya~am ko~ullar~na yol açan ethnokültürel etkenlerin ortaya ç~k~~~nda kuzeyli bozk~r göçebelerinin rolü olmas~~ çok mümkündür (Djaparidze 1993). Çünkü kurgan mezar gelene~inin güneye tümüyle ya-banc~~ oldu~u, buna kar~~l~k kuzey bozk~rlannda V. biny~l~n ikinci yar~s~ndan beri yayg~n bir kullan~m buldu~u bilinir.
Bu göçü gerçekle~tiren halklar~n, Anadolu'ya Hititler'i getiren Hint-Av-rupal~lar olabilece~i ileri sürülmü~se de, kan~mca bu görü~ü destekleyecek yeterli kan~ t yoktur (Gimbutas 1997: 19 vd.; Burney1958: 178; Burney ve Lang 1971: 86 vdd.). Orta Anadolu'da ~lk Tunç Ça~~ n~n ikinci yar~s~~ içlerine ve sonlar~na tarihlenen Alacahöytik ve Horoztepe krali mezarlar~~ ile Kuzey Kafkasya'da Maykop'takiler aras~nda, in~a teknikleri ve planlama aglar~ndan,
HAKKARI STELLF-R~: DO~U ANADOLU'DA SAVAXI ÇOBANLAR 513 savunulan~n aksine, büyük bir yalunl~ktan söz edilemez. Alacahöyük ve Ho-roztepe mezarlar~n~~ tipik kurgan türü olarak tan~mlamak da kabul edilebilir gibi de~ildir (Gimbutas 1997: 102). Bu nedenlerle Orta Anadolu ~TÇ mezar-lar~ndan yola ç~karak III. biny~l~n ortamezar-lar~ndan sonra Orta Anadolu'ya Uk-rayna ve Kafkaslar üzerinden Hint-Avrupal~lar'~n gelmi~~ ve burada güçlü top-luluklar halinde ortaya ç~km~~~ olabilecekleri varsay~mlar~m kabul etmek bize hiç de olas~~ görünmüyor.
Son y~llarda Do~u Anadolu'da yap~lan sistematik yüzey ara~t~rmalar~~ Kurgan Kültürleri'nin Anadolu'nun daha çok, Erzurum'un do~usundaki ku-zeydo~u uç kesimlerini etkilemi~~ olabilece~ini ortaya koymu~~ gibidir (Özf~rat 1997). Ancak kuzey bozk~rlar~ndan Anadolu yanmadas~na do~ru yöneldi~i anla~~lan göçün hangi yönden ve kimler taraf~ndan yap~ld~~~~ konusu ise aç~k de~ildir. Yani yeni gelenler kuzeydo~udan, Hazar'~n do~usundan m~, yoksa kuzeybaudan, Ukrayna ve Güney Rusya bozk~rlar~ndan m~~ gelmi~lerdi ?
~imdilik bunlar~~ güvenilir bir biçimde yan~tlayabilecek durumda de~iliz.
Hakkari ta~lar~~ genel aç~dan hiç ku~kusuz bir biçimde kuzey bozlurlanyla ili~kili görünmekle birlikte, üzerlerindeki madeni silah tipleri, yukanda da de~inildi~i üzere, Orta Asya, Güney Rusya ve Ukrayna'dakilerden tümüyle farkl~d~r (Chernykh 1992). Ayn~~ ~ekilde erkeklik organ~n~n bir suspansuvar alt~na gizlenmesi de buraya özgü bir özellikür. Bu durum onlar~n giderek bu yeni bölgenin kültürlerini benimsemeye ba~lam~~~ olduklar~n~n göstergeleri say~labilir.
Hakkari stelleri, bozlur kültürleriyle Do~u Anadolu aras~ndaki, ~imdiye dek bilinmeyen, erken ili~kilere getirdi~i ve getirece~i yeni görü~ler aç~s~n-dan son derecede önemlidir. Bu yüzden de söz konusu alan~n iyiden iyiye in-celenmesi gerekmektedir. Burada sürdürülecek sistemli arkeolojik kaz~lar~n, ta~lar~n önem ve i~levleri ve hatta Proto-Türkler'in Anadolu yanmadas~na ya-y~l~m~~ konular~na yepyeni bak~~~ aç~lan getirmeleri beldenebilir.
NOT
Bu yaz~n~n haz~rlan~~' s~ras~nda gösterdikleri yak~n ilgi ve pek çok refe-rans için Dr. Karen Rubinson, Prof. Dr. Manfred Korfinann, Prof. Dr. Harald Hauptmann, Prof. Dr. ~senbike Togan ve Yrd. Doç. Dr. Ya~ar Çoruhlu'ya
te-~ekküril bir borç biliriz.
KAYNAKÇA
ANLA~AN, Ç. ve Ö. B~LG~, 1989. Sadberk Han~m Museum. Weapons of the
Protohistoric Age, ~stanbul.
BAIBOSYNOV, K. 1996. Stone Sculptures of Zhambyl Region, Alma Ata. BAYAR, D. 1997. The Turkic Stone Statues of Central Mongolia,
Ulan-Bator (Mo~olca)
BOEHMER, R.M. 1998. "Skytische Grabstelen aus Mu~esir (Nordost-Irak),
Baghdater Mitteilungen 29: 81-88.
BURNEY, C.A. 1958. "Eastern Anatolia in the Chalcolithic and Early Bronze Age", Anatolian Studies VIII: 157-209.
-, 1972. "Excavations at Haftavan Tepe 1969", Iran X: 127-142.
-, 1989. "Hurrians and Proto-Indo-Europeans: The Ethnic Context of the Early Trans-Caucasian Culture", Anatolia and the Ancient Near
East. Studies in Honor of Tahsin Özgüç (yay.haz. K. Emre ve di~.)
Ankara: 45-51.
BURNEY, C.A. ve D.M. LANG, 1971. The Peoples of the Hills: Andent Ararat
and Caucasus, London.
CHERNYKH, E.N. 1992. Ancient Metallurgy in the USSR. The Early Metal
Age, Cambridge.
CONTENAU, G., R. GHIRSHMAN, 1935. Fouilles du Tepe-Giyan pres de
Nehavend 1931 et 1932, Paris.
ÇORUHLU, Y. 1999. "Kurgan ve Çad~r (Yurt) dan Kümbet ve Türbeye Ge-çi~", Geçmi~ten Günümüze Mezarl~k Kültürü ve ~nsan Hayat~na
Etki-leri Sempozyumu. 18-20 Aral~k 1998, ~stanbul: 47-56.
D~YARBEK~RL~, N. 1972. Hun Sanat~, ~stanbul.
DJAPARIDZE, O. 1993. "Über die ethnokulturelle Situation in Georgien ge-gen Ende des 3. Jahrtausends v.Chr.", Between the Rivers and Over
the Mountains. Archaeologica Anatolica et Mesopotamica Alba
Pal-mieri Dedicata (yay.haz. M. Frangipane ve di~.) Roma: 475-491. DYSON, R.H. JR. 1964. "Notes on weapons and Chronology in Northern Iran
around 1000 B.C.", Da~-k Ages and Nomads c. 1000 B.C. Studies in
Iranian and Anatolian Archaeology (yay.haz. R. Ghirshman, et. all.)
HAKKARI STELLER~: DO~U ANADOLU'DA SAVA~ÇI ÇOBANLAR 515
-, 1989. "The Iron Age Architecture at Hasanlu: An Essay", Expedition
31/2-3: 107-127.
EDENS, C. 1995. "Transcaucasia at the End of the Early Bronze Age",
Bulle-tin of the America~~~ Sch000ls of Oriental Research 299/300: 53-64.
ELEUKENOVA, G. 1999. Ouerk Istorii Srednevekovoy Skulpturi
Kazakistana, Almat~~ (Rusça)
ES~N, E. 1969. "'The Cup Rites in Inner-Asian and Turkish Art", Forschungen
zur Kunst Asiens. In Memoriam Kurt Erdmann , ~stanbul:224-261. -, 1972. "Ötüken illerinde M.S. Sekizinci ve Dokuzuncu Yüzy~llarda
Türk Abidelerinde Sanatkar Adlar~" (yay.haz. H. ~nalc~k ve di~.), Türk
Kültürü El Kitab~~ Il/la, ~stanbul: 44-58.
FRUMKIN, G. 1970. Archaeology in Soviet Central Asla, Leiden/Köln.
GAMKRELIDZE, T.V. ve V.V. IVANOV 1985. "The Ancient Near East and the Indo-European Question: Temporal and Territorial Characteris-tics of Proto-Indo-European based on Linguistic and
Historico-Cultu-ral Data", Journal of Indo-European Studies 13 (1-2): 3-48.
GHIRSHMAN 1939. Fouilles de Sialk pres de Kashan 1933, 34, 37 II, Paris.
GIMBUTAS, M. 1965. Bronze Age Cultures in Central and Eastern Europe,
The Hag-ue.
-, 1997. The Kurgan Culture and the Indo-Europeanization of Europe
(yay.haz. M.R.Dexter, K. Jones-Bley), Journal of Indo-European Stu-dies Monograph No. 18, Washington.
HOWARD-CARTER, T. 1998. "Shreds of Anatolian Evidence at Tell
Al-Ri-m ah", XXX/VesAl-Ri-me Rencontre Assyriologique In ternationale.
6-10/VII/1987-~stanbul, Ankara:109-119.
INGRAHAM, M.L. ve G. SUMMERS, 1979. "Stelae and Settlements in the
Meshkin Shahr Plain, Northeastern Azerbaijan, Iran", Archk~logische
Mitteilungen aus Iran 12: 67-102.
JISL, L. 1963. "Kül-Tegin An~t~nda 1958'de Yap~lan Arkeoloji Ara~t~rmalar~-n~n Sonuçlar~", Belleten 107: 387-410.
JORGE, S.O. 1999. "Stelen und Menhirstatuen der Bronzezeit auf der
Ibe-rischen Halbinsel: Diskurse der Macht", Götter und Helden der
Bron-zezeit. Europa im Zeitalter des Odysseus, Bonn: 114-122.
KIRKBRIDE, D. 1969. "Ancient Arabian Ancestor Idols: Pan I: The Discovery of the Sanctua~y at Risqeh", Archaeology 22: 2: 116-121.
KORFMANN, M. 1998. "Troia, an Ancient Anatolian Palatial and Trading Center: Archaeological Evidence for the Period of Troia VI/VII", The Classical World 91/5: 369-385.
KOVALV, A. 1999. "Die Mtesten Stelen am Ertix", Eurasia Antiqua 5: 135-177.
KÖRO~LU, K. 2000. "Ç~ld~r Kurganlar~", Arkeoloji ve Sanat 96: 2-8.
KUBAREV, G.V. 1997. "Eski Altay Türklerinin Kültürü", Sibirya Ara~t~rmalar~~ (yay. haz. E.Gürsoy-Naskali), Simurg, ~stanbul.
LANFRANCHI, G. B. 1995. "Assyrian Geography and Neo-Assyrian Letters: The Location of Hubuskia Again", in Neo-Assyrian Geography (yay. haz. M. Liverani) Quaderni di Geografia Storica, 5. Rome: 127-137 LIPPERT, A. 1979. "Die österreichischen Ausgrabungen am Kordlar Tepe in
Persisch-Westaserbaidschan (1971-1978)", Archologische Mitteilun-gen aus Iran 12: 103-153.
MALLOWAN, M.E.I. 1947. "Excavations at Brak and Chagar Bazar", Iraq IX: 1-259.
MAXWELL-HYSLOP, K.R. 1998. "A Note on the Purpose and Use of Copper-Bronze Axeheads", XXXIV. International Assyriology Congress. 6-10/VII/1987-~stanbul, Ankara: 33-37.
MEZZENA, F., 1998. Dieux de pierre. La grande statuaire anthropomorphe en Europe au HP miWnaire avantf.C., Milano.
MUSCARELLA, 0.W. 1974. "The Iron Age at Dinkha Tepe, Iran", Meappo-litan MuseumJournal 9: 35-90.
-, 1988. Bronze and Iron. Ancient Near Easter]] Artifacts in the Metro-politan Museum ofArt, New York.
NEGAHBAN, E.O. 1996. Marhk. 'The Complete Excavation Report, Phila-delphia.
OLCHOVSKY, V.S., G.L. EVDOKIMOV, 1994. Scythian Statues, VII-III cc. B.C., Russian Academy of Sciences Institute of Archaeology, Moscow. (Rusça. ~ngilizce, Almanca, Frans~zca ve ~talyanca özetli)
HAKKARI STELLER~: DO~U ANADOLU'DA SAVA~ÇI ÇOBANLAR 517
ÖZFIRAT, A. 1993. "M.Ö. II. Biny~l Do~u Anadolu Boyal~~ Seramik Kültürleri Üzerine Ara~t~rmalar", XI. Ara~t~rma Sonuçlar~~ Toplant~s~ , Ankara: 359-377.
, -1997. Kuzeydo~u Anadolu M.Ö. 2. Biny~l Boyal~~ Çanak Çömlek
Kül-türleri, ~stanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, ~stanbul
(Yarmlanmam~~~ Doktora tezi)
, 1999. "1997 Y~l~~ Bitlis - Mu~~ Yüzey Ara~t~rmas~: Tunç ve Demir Ça~lar"
XVI. Ara~t~rma Sonuçlar~~ Toplant~s~~ Il: 1-22.
, 2000. "1999 Y~ l~~ Bitlis - Mu~~ Yüzey Ara~t~rmas~: Tunç ve Demir Ça~lan", 17. Ara~t~rma Sonuçlar~~ Toplant~s~~ 2: 193-210.
PIGGOT, V.C. 1980. "The Iron Age in Western Iran", The Coming of the
Age of Iron (yay.haz. T.A. Wertime ve J.D. Muhly) New Haven:
417-461.
RENFREW, C. 1987. Archaeology and Language. The Puzzle of
Indo-Euro-pean Origins, London.
ROUX, J-P. 1999. Eski ça~~ ve Orta ça~ da Altay Türklerinde Ölüm (çev. A.
Ka-zanc~gil). Kabalc~~ Yay~nevi: 148, ~stanbul.
RUDENKO, S.I. 1970. Frozen Tombs of Siberia, The Pazyryk Burials of Iron
Age Horsemen, London.
SALVINI, M. 1995. "Some Historic-Geographical Problems Concerning Assyria and Urartu", in Neo-Assyrian Geography (yay.haz. M. Liverani) Quaderni di Geografia Storica, 5. Rome: 43-53.
SCHFFER, C.F.A. 1948. Stratigraphie compare et chronologie de l'Asie
occidentale, London.
SEV~N, V. 1999. "Hakkari'nin Ç~plak Krallan", Atlas 79: 70-86. -, 2000. "Mystery Stelae" Archaeology (July-August): 47-51.
SEV~N, V., A. ÖZFIRAT, 1998. "Anadolu'da Yeni Bir Uygarl~k/Hakkari Stel-leri: Hubu~kia Prensleri", Arkeoloji ve Sanat 87: 6-9.
SEV~N, V., E. KAVAKLI, 1996. Van/Karagündüz. Bir Erken Demir Ça~~~
Nek-ropolü, ~stanbul.
SER, JA.A. 1966. Kammenye izvajanija Semireeya, Moscow-Leningrad (Rusça).
STRAY, P.F. 1997. Antl~ropoide Stelen im früheisenzeitlichen Grabkult, Kle-ine Schriften aus dem Vorgeschichtlichen Seminar, Marburg.
TELEGIN, D. Ya ve J.P. MALLORY, 1994. The Anthropomorphic Stelae of the Ukraine: The Early Iconography of the Indo-Europeans, Journal of Indo-European Studies, Monograph No. 11, The Institute for the Study of Man, Washington, D.C.
TSULTEM, H. 1989. Mongolian Sculpture (yay.haz. D. Bayarsaikhan), Ulan-Bator.
VANDEN BERGHE, L. 1973. "Recherches archaeologiques dans le Luristan", Iranica Antiqua 10: 1-79.
WINTER, I. J. 1989. "The Hasanlu Gold Bowl: Thirty Years Later", Expedi-don 31/2-3: 87-106.
VOGT, B. 1999. "Hadrawmat v~ ,hrend der spten Vorgeschichte", Jemen. Kunst und ArchLologie im Land der Königin von Saba' (Hrs. W. Se-ipel) Wien:111-115.
WOOLLEY, L. 1955. Alalakh. An Account of the Excavations at Tell Atchana in the Hatay. 1937-1949. Reports of the Research Committee of the Society of Antiquaries of London No. XVIII, Oxford.
ZUYEV, V. Yu ve R.B.~smagilov, 1994. "Ritual Complexes with Statues of Hor-semen in the Northwestern Ustyurt", New Archaeological Discoveries in Asiadc Russia and Central Asla. Archaeological Studies No. 16: 54-57.
Veli Sevin-Aynur Özfirat
Resim 1 - Hakkari stellerinin bulunu~~ durumu.
Veli Sevin-Aynur Özlirat
Resim 4 - Meydan Medresesi'ne ta~~nan steller. (Foto M. Gülbiz)
Veli Sevin-Aynur Özfirat
10 11
12 13
.4•~~
Veli Sevin-Aynur Özf~rat
14 15
16 17
Resim 14-17 - Kabartma ve çizgi tekni~inde i~lenmi~~ geçi~~ eNTeS~~ (14) ve geç e%Te (15-16) stelleri ile bir kad~ n (?) steli (17)
Resim 18 - Bir hançer ve suspansuvardan ayr~nt~.
Veli Sevin-Aynur Özfirat
2
Resim 20 - MÖ. III. biny~l Ukrayna stelleri: 1. Novoselovka (h. 1.2 m.), 2. Natalevka (h. 1.6 m.), 3. Hamangia (h. 1.95 m.), 4. Belogrudovka (h. 1.03 m.)
O 30 2
30
o 3
Resim 21 - Kuzey Karadeniz bölgesinden -likit stelleri. 1. Mederevo: M.Ö. V1.-V. yy.; 2 Kutsevolovka: M.Ö. VI. yy.~n ortalan; 3. Prokhladnyi: M.Ö. V. yy.~n sonlan; 4. Vasil'evka; M.Ö.
Veli Sevin-Aynur Özfirat
10 20 30 ~o
Resim 22 - Kuzey Karadeniz (1-2) ve Kuzeybat~~ Iran (3-5) stelleri. 1. Sibioare: M.Ö. VI.-V. yy.; 2. Butory: MÖ. VI.-V. yy.; 3-5. Arjaq Kale.
Veli Sevin-Aynur Özfirat
O 100t~r O t~De~q
Resim 23 - Göktürk dönemi heykelleri. Kazakistan 1-2 Akar; 3-4 Semireçi; 5- I'inskiy rayonu. 6- Zhibek Zholu Kollektif çiftli~i Lugovoe yöresi.