‘-‘pvSO'l
\t<û
s
haftanın yenileri
Ayşen GÜR agur@hurriyet.com.tr
DÜZYAZI
A hm et Haşim salgım
Bu büyük şair, ölümünden 71 yıl sonra bile okunacak yazılar bırakmış bir gazete yazarıydı aym zamanda. İnci Enginün ve Zeynep Kerman, bütün eserlerini
yayınlamıştı (Dergah Yayınları). Bu yıl kervana başka yayınevleri de katıldı. Haşim’in düzyazıları için, 2004 baskısı dört kitabı temel aldım:
✓ Bütün Eserleri 2 (Bize Göre ve İkdam’daki Diğer Yazılan) Dergah Yayınları. Bu ay 3- kez basılan kitabın özelliği, bugüne kadar kitaplaşmamış gazete yazılarını da içermesi.
✓ Bütün Kitapları (Şiirlerinin yanısıra, Gurebahane-i Laklakan, Bize Göre ve Frankfurt Seyahatnamesi) Oğlak Yayınları.
✓ Frankfurt Seyahatnamesi (Yapı Kredi Yayınlan). Nuri Sağlam ve M. Fatih
Andı, açıklayıcı dipnotlarla eleştirel bir baskı hazırlamış. ✓ Düzyazıları (Bize Göre, Gurabahane-i Laklakan, Frankfurt Seyahatnamesi) inkılap Yayınları. Bu kitapta, yazarın zaten bütün üslubunu bozan sadeleştirme işinde uç noktalara varılmış. Örneğin “Profesörler Aristokrasisi”ni “Profesör Soylu Yönetimi” diye “sadeleştirmenin” anlamı ne?
Bu yazılar arasında en meşhuru olan “Müslüman Saati”nin (Gurebahane-i Laklakan) bu şöhreti hak ettiğini belirttikten sonra, Ahmet Haşim’deki bazı temalara değinelim:
Kadın korkusu, hayvan sevgisi: Haşim’in kadmlar
karşısmdaki duygulan, dönemine özgü bir önyargının ötesinde, derin bir jinefobi (kadın korkusu). Ama
kadınlardan esirgediğini hayvanlardan İliç sakınmıyor. Tahtakurusuyla empati (Uzanmış bir adam için tahtakurusu nedir? Muhakkak Himalaya silsilesi gibi korkunç bir girinti ve çıkıntı alemi!), sinekle sözsüz anlaşma (Herkes gibi sineklerin ahlakını bilirim, onlarla zıt gitmeye gelmez), kediyle aşk, hindilere şefkat çağnsı, en güzel satırları yazdırmış ona.
Mim arlık : İttihatçılarda, cami benzeri dükkan çarşı yaptırmak gibi
“köylü” eğilimlerle dalga geçerken, dini yapılarda yaratıcılığım göster
miş Türk mimarlığının artık konut larla ilgilenmesi gerektiğini söyler ken, “piyade yollanyla” otomobil
yollarının ayrılacağı bir dünya düşlerken, onu bugün yazıyormuş gibi okuyabilirsiniz.
Sinem a: Devrin tüm entelektüelleri gibi basit bir yeni icat olarak görüyor sinemayı Ahmet Haşim. Ama sonra birden Charlie Chaplin’i 20. yüzyılın en büyük sanatçısı olarak selamladığı bir yazı şaşırtıyor sizi.
Daha birçok tema bulabilirsiniz yazılannda; ironik kalemi, kusursuz metaforlan bugünün okurlarına da zevk venneye devam ediyor.
NOT: Haşim'in bir kitabının adı konusunda
anlaşmazlık var. Yayınevlerinden İnkılap ve Dergah,
"Gurabahane-i Laklakan" diyor, Oğlak ise
"Gurebahane-i Laklakan." Yayıncılar, "garipler evi"
anlamına gelen Arapça sözcüğün Türkçe'deki yazımı
konusunda anlaşamıyorlar.
+
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi