12
SAĞLIK
2 - * / ' " 2 -^ O 0-*?r ran ı ?¿
B -/ /f
G^MÜsta
SAĞLIK
OKUR MEKTUPLARI
f
l
J
D
r. G
üncI
üzT
ezmen FAKS: (0 2 1 2 )6 7 7 01 39 E-M AIL gtezmen@hurriyet.com.trKöşenizi fırsat buldukça
okuyorum. Behçet Hastalığı
konusunda daha önce de
yazmıştınız galiba, ama o sırada
ilgimi çekmemişti. Geçtiğimiz
günlerde yurt dışındaki bir
yakınımda böyle bir hastalıktan
şüphe etmişler ve bunu Türk
hekimlerinin daha iyi bildiğini de
söylemişler.
Sizden, Behçet Hastalığı
konusunda bilgi rica edeceğim.
Nasıl bir hastalıktır, belirtileri
nedir, hangi organları etkiler,
tedavisi nasıldır?
Köşenizde bunları açıklayıcı
bilgiler verirseniz çok mutlu
olurum.
•
HÜLYA ORAK
Behçet Hastalığı belki de bu köşede en çok yer alan hastalık. Ancak ilk belirtiler genellikle diğer hastalıklarla kanştığı için olsa gerek, başlangıçta çok kolay teşhis
edilemiyor, bu da hastalar arasında kaygı yaratıyor. Yurt dışında da her yerde çok iyi tanınmadığı için yurt
Behçet Hastalığı
dışındaki okurlanmdan sıklıkla mektup geliyor. Köşemi sürekli ve dikkatle izleyen okurlanmın anlayışına sığınarak konuyu bir kez daha yazıyorum.
Behçet Hastalığı ilk kez, bir Türk doktoru olan Hulusi Behçet tarafından teşhis edildiği için tüm dünyada onun adıyla anılmaktadır.
Üzerinde çok çalışmalar yapılmasına rağmen, kesin olarak nedeni bulunamamıştır. Hastalarda bazı virüsler tesbit edilmesine rağmen bulaşıcı değildir. Vücudun bağışıklık sisteminin yanlış işlemesinin hastalığın ortaya çıkmasında rolü olduğu belirlendi. Aynca yapılan bazı çalışmalar, kalıtımla bir ilgiyi de gösteriyor. Hastalık birçok sistemi birden tutuyor. Deri, iç zarlar (mukoza), göz, cinsel organlar, eklemler, kan damarlan, sinir sistemi ve sindirim sistemi, Behçet Hastalığı nedeniyle etkilenen organlar arasında sayılabilir.
İlk belirtiler, genellikle ağızda sık sık tekrarlayan, aft benzeri yaralardır. Benzer yaralar, cinsel organlar çevresinde de olmaya başlar. Diğer belirtiler yıllar sonra da ortaya çıkabilir. Hastalann çoğunda, tıp dilinde
iridosiklit olarak adlandırılan göz iltihaplan da olur. Bu iltihaplar, tedavi edilmediği taktirde körlüğe kadar varabilir. Hastalann çoğunda deri döküntüleri vardır. İğne batması kadar
küçük zedelenmeler bile deride reaksiyona yol açar ki, hastalığın teşhisinde bu reaksiyondan yararlanılır.
Hastalann yansında eklem tutulması görülür. Dört hastadan birinde damar hastalığı, yaklaşık beş hastadan birinde de, hayati tehdit oluşturan merkezi sinir sistemi tutulması görülebilir.
Gerek bir Türk doktorunun bulduğu bir hastalık olması ve gerekse
ülkemizde nispeten sık rastlanması nedeniyle, başta üniversite klinikleri olmak üzere birçok merkez, bu hastalık üzerinde yoğun çalışmalar yapıyor ve tedavisinde de oldukça iyi sonuçlar elde ediliyor.
Hiçbir tedavi yapılmasa bile iyileşme ve kötüleşme krizleriyle seyrediyor. Bu devreler birkaç haftadan, yıllara vanncaya kadar değişmeler gösterebiliyor. Ancak her krizde, tutulan organda bazı sekeller (hastalık kalıntılan) olabileceği için yıllar geçtikçe hastalık belirtileri daha fazla olacaktır. Eğer yukanda da belirttiğim gibi, merkezi sinir sistemi, kan damarlan ve sindirim sistemi gibi, hayati önemi olan organlar tutulduğu zaman tedavide daha enerjik olunması gerekir.
Bu hastalığı olanlann ya da yukanda sıraladığım türde belirtileri olanlann, Behçet Hastalığı
merkezlerinden birine başvurması gerekir.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a Toros Arçıvl