erıtellektüel bakış
Şahin Alpay / Fax: 0212 505 62 55 entel@milliyet.com.tr 17- fJL "5'%4'Vİlk sayısı
1948
yılında çıkan
Musiki Mecmuası
dünyanın sayılı müzikoloji dergilerinden
Yarım asırlık müzik çınarı
Fazilet paradoksu
F
azilet Partisi ileri gelenleri, RP lideri Necmettin Erbakan ile İstanbul eskiBelediye Başkanı Recep T. Erdoğan’ın hüküm giymelerine neden olan TCK’nun 312. maddesinin demokrasiye aykırı olduğu konu sunda feryad ediyorlar. Ne kadar feryad etse ler, haklılar.
Türkiye’de ifade özgürlüğünün karşısındaki başlıca engellerden biri olan bu maddenin ifa de özgürlüğünü çiğnemeyecek şekilde değişti rilmesi, Türkiye’nin Asya değil Avrupa stan dartlarında bir demokrasi olmasını isteyen her kesin talebi.
Türkiye’nin yaklaşık yarım yüzyıl önce altına imzasını attığı Avrupa İnsan Haklan Sözleş-
mesi’ni uygulayan Avrupa İnsan Haklan Mah kemesi, ifade özgürlüğünün nasıl sınırlanacağı
nı çeşitli kararlarıyla ortaya koydu. AİHM Türk yargıcı Dr. Rıza Türmen yakınlarda bu sayfada çıkan yazısında, bu smm çok açık bir şekilde belirtiyordu:
“AİHM, ifade özgürlüğünün ‘Devleti veya halkın bir bölümünü rahatsız, taciz eden veya kaygılandıran’ bilgi ve düşünceler açısından da geçerli olduğunu belirtiyor... Genellikle ifti ra, sövme ve şiddete teşvik ve tahrik dışındaki sınırlamaları AİHS’nin ihlali olarak görüyor... Geçen Temmuz ayında AİHM Türkiye’ye kar şı açılan 13 ifade özgürlüğü davasından l l ’in- de ihlal olduğu sonucuna vardı... AİHM her davada şiddete, silaha başvurma ya da ayak lanmaya teşvik ve tahrik olup olmadığını ince liyor...” (14 Ocak)
Yine Türmen’e göre AİHM kararları, yal nızca “rejimi şiddet yoluyla değiştirerek de
mokratik olmayan bir rejim kurmayı öngö ren” partilerin kapatılabileceğini öngörüyor.
Avrupa demokrasilerinin ölçüleri kullanıldı ğında TMK 8, TCK 158 - 159 ve TCK 311 - 312. maddelerinin ya iptali ya da AlHS’ne uy gun olarak değiştirilmesi zorunlu. Ne RP’nin, ne de FP’nin kapatılması sözleşmeye uygun gö rülebilir. İfade ve örgütlenme özgürlüğü ile il gili mevzuat ve uygulamayı, Avrupa Konseyi ya
da AB standartlarına uydurmak, yabancıları
hoşnut etmek için değil, talep ve şikayetlerin özgürce ifade edilmesi imkânını tanıyarak in sanların şiddet yoluna sapmalarını önlemek i- çin şart...
Ne var ki, FP’nin ve onu destekleyen basımn 312. madde üzerine kopardığı kıyamet, inandı
rıcı d ep . Çünkü daha iki yıl önce, bu maddenin
değiştirilmesini öngören tasan parlamentoya geldiğinde FP sözcülerinin buna karşı çıktığını, kendileri unutmuşlarsa da toplum unutmuyor.
. TCK’nun 312. maddesi üzerine tartışmalar FP’nin paradoksunu, çifte kişiliğini, “iki yüz lülüğünü ele veren vesilelerden tabii sadece biri. Bu partimizin ve Türkiye’nin hayrı, en kı sa zamanda bu paradoksun aşılmasında. FP bu paradoksu aşabilir mi?
Eğer FP ’deki “Yenilikçi” kanat, din ve vic dan özgürlüğü yanında bütün temel özgürlük leri taktik için değil inançla savunur, tecrübele rinden hareketle özgürlüğün herkese lazım ol duğu bilinciyle davranırsa, Türkiye’nin demok ratikleşme davasına omuz verebilir. Yenilikçi ler kazanırsa FP, çok paradoksal bir biçimde, ö- nünde bir engel olmaktan çıkıp, demokratik leşmeye destek olabilir.
Bu takdirde FP’de “Yenilikçi”lerin “Gele- nekçi’lere karşı verdiği mücadele, anlamsız ol mayabilir.
e-mail:s.alpay@milliyet.com.tr
Türk müzikolojisini dünyaya tanıtan ‘Musiki M ecm uası’ 53. yaşında. İlk sayısı 1948yılında yayınlanan dergiyi, klasik Türk müziği teorisini kuranlardan Hüseyin Sadettin Arel çıkardı.
Dünyanın en önemli m üzik araştırmacıları, okulları ve kütüphaneleri derginin aboneleri arasında yer alıyor. ‘M usiki M ecm uası’, A rel’in ölümünden sonra, konservatuar hocası Laika Karabey ve m üzik alanında dünyanın takdirini toplamış arşivlere ve enstrümanlara sahip Etem Ruhi Üngör tarafından devam ettirildi. Yaklaşık üç yıl önce bayrağı m üzik araştımıacısı ve sanatçı M ehmet Giintekin aldı. 14yıldır, İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nda çalışan Güntekin, İstanbul
A nsiklopedisine 100, Yapı Kredi Yaymlan’ndan çıkan Osmanlı Ansiklopedisi ’ne de 85 m adde yazdı. Güntekin ile yarım asırlık m üzik çınarı, ‘M usiki M ecm uası’ üzerine konuştuk
MUS İ Kİ
MECMUASI
• m a r t1944 ' mten,uaı‘ « a s u T l V * V k İ 8 İ ** « e r l e r ? ’’■NSIggç«. SS3 Naki Özkan usiki M ecmu ası nasıl k u ruldu?1948 yılında, Hüseyin Sa dettin Arel tarafından ku ruldu. Arel, bugün geçerli olan Türk mü ziği teorisinin kurucularından biridir. A- rel, özel gayretlerle Türk müziğini ileriye götürmek ister. Özel bir konservatuvar ve dernek kurar. İleri Türk Müziği Kon servatuarı halen faaliyettedir. Bir müzi- koloji yayınına ihtiyaç olduğunu da göre rek, Musiki Mecmuası’m başlattı.
■
M usiki Mecmuası’nın yayını hiç aksa madı mı?Hiç aksamamış. 35 yıl boyunca aylık çıkmış, sonra imkânsızlıklar nedeniyle, üç ayda bir yayınlanır olmuş. Bundan daha yaşlı, 150 yaşında bir müzikoloji yayını Almanya’da var. Ama bu dergiyi çıktığından beri devlet hep destekliyor. Arel’in ölümüyle önce Laika Karabey, sonra Etem Ruhi Üngör bayrağı devralı yor. 35 yıldır da Üngör devam ettiriyor.
Başkanın danışmanı abone
■
Sizin dergiye katılımınız nasûoldu?Bir ziyaret içine Etem beyin evine gitmiş tim. Arkasında Musiki Mecmuası ciltlerini gördüm. Ben dergileri duymuştum, “hala yayınlanıyor mu” dedim. “Evet” dedi. Son çıkardığı sayıyı gösterdi. Çok önemli bir müzikoloji dergisi olmasına rağmen, zor lukla yayınlanıyordu.
Etem bey, derginin yayın hayatı bitmesin diye, parşömen kağıtlarına daktiloyla yazı yor, onları önlü arkalı fotokopiyle çoğaltı yor ve dünya üzerindeki yaklaşık 80 abone sine ulaştırıyordu. Aboneleri arasında dün yanın sayılı müzikologları, okulları ve kü tüphaneleri var. Cambridge’in 90 yaşındaki ünlü müzikologu, son üç Amerikan başka- nımn müzik damşmanı bile abone.
Derginin bu halini görünce üzüldüm.
Genç kuşak müzisyenleri ola rak, bunu daha iyi basalım di yerek işin içine girdim.
■
Etem bey nasıl karşıladı?Etem bey, güldü. “Bu uzak tan görüldüğü gibi kolay bir iş değildir; yapın da bir göreyim” dedi. 458. sayıyı yaptık. Ona götürdük. 80 yaşındaki adamın gözleri doldu: “Keşke Arel ha yatta olsaydı da, derginin bu halini görseydi” dedi.
■
Kaçıncı sayıyı yayınlıyorsu nuz?Şimdi, 467. sayıyı çıkarıyo
ruz. Zorlukla yayınlıyoruz. Ama yayınlan ması da lazım. Dergi hep 32 sayfa yayınlan
mış. Biz 64 sayfaya çıkardık. Son üç sayı da da ilk sayılardan başlayarak tıpkı bası mını veriyoruz. 90 sayfaya çıktık. Abone sayımız 130’larda. Satışımız da 300 civa rında. Yıllık abone fiyatı 12.5 milyon. Halbuki biz bir sayıyı bir buçuk milyara mal ediyoruz. Genel dağıtım iki binin al tında nüsha kabul etmediği için, fazla basmak zorunda kalıyoruz. Çoğu geri ge liyor. Dağıtım masrafını bile zorlukla karşılıyoruz. Bir iki firma dışında reklam gelirimiz yok.
Bu tür dergiler çok özel bir konuya, müzik bilimine değindikleri için okuyu cuları fazla olmaz.
Temel başvuru kaynağı
■
Kültür Bakanlığı ’na başvurmadınız mı ?Kültür Bakanı Istemihan Talay’a gittik. Derginin öneminden bahsettik. İlgi gös terdi. Eliyle, dosyaya, kütüphanelerin dergiye abone yapılmasını yazdı. Ama, sonradan abone olamayacaklarına dair resmi bir yazı aldık. Sevincimiz yüzümüz de dondu kaldı.
■
tik yayınlandığında daha çok hangi yazılar yer alıyordu ?O dönem nota sıkıntısı olduğu için no talar, değişik biyografi ça lışmaları, müzisyenlerin hayatları, teori dersleri yayınlanıyordu. Musiki Mecmuası külliyatında yayınlanmış yazılar daha sonra temel müzik eserle ri haline gelmiştir. Türk müziğinde kimin eli ka lem tutmuşsa burada yaz mıştır.
Bugün Türk müziğiyle ilgili bir araştırma yapılı yor ve kaynakçasında Musiki Mecmuası yoksa, kesinlikle çok eksik bir a- raştırmadır. Yabancı bi lim adamları için de Musiki Mecmuası te mel başvuru kaynağıdır.
Türk sanat müziği örgütlü bir güçtür
D
ergiyi üç isim getiriyor bugünlere. Onların m usiki tarihim izdeki yerleri nedir?
Arel, bugünkü klasik Türk müziği teorisini yazdı: pek bilinmez ama ilgili terimlerin koyucusudur. Türk musiki tarihinin en çok sayıda eser vermiş bestekarlarm dandır. H ü
seyni saz eseri ve nihavent besteleri çok bilinir. Çalındığı za man, “A, ben bunu biliyorum” diyeceğiniz
birçok eseri var.
Türk müziğinin çok geniş bir formu var dır. Alt alta sıralarsanız 60 - 70 form orta ya çıkar. Arel, tedavülden kalkmış birçok besteyi ve formu sırf diriltmek için eserler bestelemiştir. Osmanlı’da devlet şurası ii- yeliği yapan bir hukukçudur aynı zam an da. Türk basın tarihinin önemli bir dö nüm noktası olan ‘Şehbal’ dergisini de ya yınlayan kişidir.
■
L aika Karabey hanım...Laika hanım tamburidir. Tamburi C e mil beyin talebisidir. M ücap Ofluoğ- lu’nun kayınvalidesidir. Eğitici özelliği
Etem Ruhi Üngör öndedir. Türk Musikisi Devlet Konserva
tuarım da ölene kadar hocalık yaptı.
■
Etem R uhi bey...Etem bey derginin sahibi, dergiye girecek yazıların da tek se çicisi. Yabancıların hep peşinde olduğu Türk müziğiyle ilgili en geniş kütüphane ve dünyada bir eşi olmayan enstrüman kolek siyonu, birçok eserin tek örneği ve en geniş arşiv ondadtr.
Bir milyon km yol katetti
Türkiye'deki en önemli saha araştırması nı Etem bey yaptı. Bir milyon km. yol gide rek, Anadolu’nun en ücra köşelerine uğra yarak müzik derlemeleri yaptı. Müzikoloji- de çok önemli olan gezi notlarını yazdı.
■
Türk sanat müziğine rağbet var m ı?Türk sanat müziği. Arabesk ve pop müzik karşısında çok da rağbet görmüyor sanılır. Ama hiç bir müzik için kendi ken dine oluşmuş kurumlar yoktur. Türki ye’de hem en hemen her il ve ilçede in sanlar bir araya gelerek korolar, musiki cemiyetleri oluşturm uştur. T ürk sanat
müziği örgütlü bir güçtür. Laika Karabey
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi