• Sonuç bulunamadı

Osmanlı İmparatorluğu'nun Son Dönemine Ait Hilâfet Tartışmalarıyla İlgili Yayınlar*

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Osmanlı İmparatorluğu'nun Son Dönemine Ait Hilâfet Tartışmalarıyla İlgili Yayınlar*"

Copied!
38
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

OSMANLI ~MPARATORLU~U'NUN SON DÖNEMINE A~T

HILAFET TARTI~MALARIYLA ILGILI YAYINLAR*

FERHAT KOCA**

Osmanl~lar döneminde, baz~~ müellifler, devlet kurumlar~n~n h~zl~, ve-rimli ve adaletli bir ~ekilde çal~~t~r~labilmesi konusundaki görü~lerini, "nasihâtnâme" veya "siyasetnâme" türündeki eserlerinde dile getirdikleri gibi, özellikle bürokrasi tecrübesine sahip baz~~ devlet adamlar~~ da nizam-1 devletin ~slah~~ konusunda çe~itli layiha ve arizalar kaleme alm~~'; hatta bizzat yöneticiler de devlet kurumlar~n~n i~leyi~iyle ilgili birtak~m ~ikayetlerin gide-rilebilmesi için zaman zaman eyaledere çe~idi adâletnâmeler göndermi~ler-dir2. Ancak bütün bunlar, özellikle devletin alt birimlerinin i~leyi~ine yönelik baz~~ önerilerden ibarettir. Bizzat padi~ah/halifelerin yetkileriyle ilgili tart~~ -malar ise, özellikle 1839 Gülhane Hatt-~~ Hümayunu'nun ilan~~ ile ba~lam~~~ ve bu durum 1876 Kanâni Esasi'sinde aç~k bir ~ekilde kendisini göstermi~tir.

Osmanl~~ sultanlar~n~n, dolay~s~yla da halifelerin yetkilerinin daralulma-s~yla ilgili bu süreç, Osmanl~~ saltanat ve hilafetinin ilga edilerek, yerine Tür-kiye Cumhuriyeti'nin kurulmas~yla tamamlanm~~t~r.

1876'dan 1924'e kadar yakla~~k yar~m as~rl~k süre içerisinde, Osmanl~~ hi-lafedyle ilgili Türkçe, Arapça ve çe~itli Bat~~ dillerinde pek çok makale ve ki-

* Bu makalenin haz~rlanmas~~ s~ras~nda, Osmanl~lar~n son döneminde yap~lan hilafet tar-t~~malar~yla ilgili çe~itli kaynaklardan beni haberdar eden ve kendilerindeki eserleri benimle payla~an Doç. Dr. Azmi Özcan, Doç. Dr. Sit Tufan Buzp~ nar ve Doç. Dr. ~smail Kara Beylere en derin ~ükranlar~m~~ sunar~m

** Doç. Dr. Gazi Üniversitesi, Çorum ilahiyat Fakültesi, ~slam Hukuku Ö~retim Üyesi. Türkçe nasihâtnâme, siyasetnâme ve layihalar hk.bk. Agah S~rr~~ Levend, "Siyaset-name - ler", Türk Dili Ara~t~rmalar~~ Y~ll~~~~ Belleten 1962 (Ankara 1963), s. 167-194. Ayr~ca, genel an-lamda siyasetle ilgili eserlerin bir listesi için bk. Bursal~~ Mehmed Tâhir Efendi, Siyisete

Müteal-lik Asâr-~~ ~slâmiyye, ~stanbul 1332, Kader Matbaas~, 24 s.; Halil Uysal - Mehmet Harmanc~,

"Osmanl~~ Ça~~~ Türkçe Siyaset litabiyat~", Makâlât, II (Konya 1999), s. 109-130.

2 Adaletnâmeler hk.bk. Halil ~nalc~k, "Acialetnâmeler", Belgeler (Türk Tarih Kurumu),

II-3-4 (Ankara 1967), s. 49-145; Yücel Özkaya, "XVIII'inci Yüzy~lda Ç~kar~lan Adalet-nâmelere Göre Türkiye'nin ~ç Durumu", Türk Tarih Kurumu Belleten (TTK Belleten), XXXVIII/151 (Ankara 1974), s. 445-491.

(2)

tap yaz~lm~~ur3. Uluslararas~~ makale bibliyografyalar~, kitap ve kütüphane ka-taloglar~~ taranarak bu eserlerin tespit edilmesi ve bir "Osmanl~~ Hilafeti Bibli-yografyas~"n~n meydana getirilmesi, Osmanl~~ tarihi ve kurumlar~~ yan~nda, ba~ta f~luh ve kelam olmak üzere, baz~~ temel ~slam bilimleri aç~s~ndan da önemli bir hizmet olacakt~r. Biz burada, böyle bir bibliyografya çal~~mas~na mütevaz~~ bir katk~da bulunmak için, Osmanl~lar~n özellikle son elli y~l~nda, hilafet merkezli olarak kaleme al~nan, ancak içerisinde me~rutiyet, Kanün-i Esasi ve me~veret gibi konulara da yer veren Osmanl~ca/Türkçe kitaplar~~ tespit ederek, onlar hakk~nda tan~t~c~~ k~sa baz~~ bilgiler vermek istiyoruz. An-cak, tekrar belirtelim ki, elinizdeki bu makale, konuyla ilgili yap~lm~~~ çal~~-malar~n son ve mütekamil bir listesini de~il, yaln~zca ula~abildi~imiz kitap-lardan meydana gelen bir listeyi içermektedir4.

Öte yandan, hilâfetle ilgili bu s~n~rl~~ say~daki eserler okundu~u zaman bile, ~slam dini ile özde~~ hale getirilmeye çal~~~lan "hilafet" veya "hilafet-i ~s-lamiyye" adl~~ yönetim biçiminin, sadece üzerine "din ~ah" örtülmü~~ bir salta-nat ve mutlak~yet rejiminden ibaret oldu~u ve ~slam dininin yüzy~llar boyu

3 Osmanl~~ hilffedyle ilgili tart~~malar~~ içeren ilk eserlerden biri Sadrâzam Linfi Pa~a'n~n (1488-1563) Risâletii mme 11 ma'rifetil-eimme adl~~ eseridir. Bu eserin baz~~ yazma nüs- halan için t~k. ~stanbul Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 2876 (Farsça), 2877 (Arapça). Ayr~ca bu iki nüshan~n sat~r aralar~nda k~sa Türkçe tercümeleri de bulunmaktad~r. Ad~~ geçen eserin özeti için bk. Hulûsi Yavuz, Siyaset ve Kültür Tarihi Aç~s~ndan Osmanl~~ Devleti ve ~slâm, ~stanbul 1991, iz Yay~nc~l~k, s. 97-108. öte yandan, Osmanl~lar devrinde yaz~lan hilafet veya saltanada il-gili eserlerde genellikle saltanat ve hilâfedn fazileti ile sultana itaatin önemi vurgulanm~~ur. ör-nek olarak bk. ~eyhülislam Tasincizâde es-Seyyid Ahmed Abdülvehhâb Efendi (Ö. 1249/1834),

Hülâsâtii'l-bürhân (Tergibii'n-nâs) fi itâati's-sultân, ~stanbul 1247, Matbaa-i Andre, 31 s., eserin

s. 2-15 aras~~ Arapça, s. 16-31 aras~~ ise Türkçe'dir; Berzencizâde Hâf~z Ahmed Faiz b. Mahmud,

Evdahu 'I-beyan Ii viicübi idati's-sultân (trc. Abdülhamid Hamdi Balaban), ~stanbul Ünv. Merkez

Ktp., Türkçe, nr. 9913, 10 vr.; Osmanl~lar~n son elli y~l~na tesaduf eden hilâfet tart~~malanyla ilgili çe~itli dillerde yaz~lan eserlerden baz~lar~~ için bk. Muhammed Re~id R~za, el-Hilâfe, Kahire 1341 (1922); yeni bask~, Kahire 1408/1988; T. W. Arnold, The Caliphate, Oxford 1924; Osman Ergin, Türkiye Maarif Tarihi, ~stanbul 1977, Eser Matbaas~, V, 1628-1629; Mete Tunçay, Türkiye

Cumhuriyeti'nde Tek-Parti YönetimPnin Kurulmas~~ (1923-1931), Ankara 1981, Yurt Yay~nlar~, s.

64-67; Hulüsi Yavuz, Siyaset ve Kültür Tarihi Aç~s~ndan Osmanl~~ Devleti ve ~slâm, s. 76-78; ~smail Kara, ~slâmc~larm Siyasi Görü~leri, ~stanbul 1994, ~z Yay~nc~l~k, s. 189; ~hsan Süreyya S~rma, "Il. Abdülhamid'in Hilffeti Hakk~nda Yaz~lm~~~ Arapça Bir Risâle ve Bununla ilgili K~rk Hadis", ~stanbul üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi (Fâtih Sultan Mehmed'e Hat~ra Say~s~), XXXIII (1980-1981), ~stanbul 1982, s. 375-400; ayr~ca bk. A.mlf., Birkaç Sahife Tarih, Konya 1991, Esra Yay~nlar~, II. Bask~, s. 81-96.

4 Osmanl~lar ~n son döneminde yap~lan hilafet tart~~malar~yla ilgili eserleri inceleyen

eli-nizdeki makalenin haz~rlanmas~ndan sonra, bu konudaki eserleri bir araya getiren yeni bir ça-l~~ma yap~lm~~t~r. Bk. ~smail Kara, Hilâfet Risaleleri 1-1l, ~stanbul 2003.

(3)

H~LAFET TARTI~MALARIYLA ~LG~L~~ YAYINLAR 459 nas~l bir iktidar arac~~ olarak kullan~ld~~~~ (istismar edildi~i) aç~k bir ~ekilde anla~~lacakt~r.

1. Esad Efendi, Htikûmet-iMe~dita, ~stanbul 1293, Mil~ran Matbaas~. Mekteb-i ~dacti-i ~ahane Kitâbet muallimlerinden ve Ticaret-i Bahriyye Meclisi zab~t kâtibi olan Esad Efendi'nins Hükûmet-i Me~rûta adl~~ risalesi, Osmanl~~ siyasal ideolojisinde soyut ve mutlak hükümdar tipi yerine; somut ve taban~~ halk olan bir kurum fikrini, yani meclisi önermesi itibariyle, Osmanl~-lar döneminde yaz~lm~~~ ilk Anayasa Hukuku çal~~maOsmanl~-lar~ndan biri oOsmanl~-larak de-~erlendirilebilir6.

Soru ve cevap ~eklinde yaz~lan risalede, "Hükümet-i me~r~lta ile hükû-met-i mutlaka beyninde ne fark vard~r? Ve hangisi hay~rl~d~r?" sorusuna ~öyle cevap verilmi~tir:

"Hükümet-i mutlakan~n muâmelat-~~ umûmiyesi kanunla mukayyed de-~ildir. Mesela, bir hükümdâr ne kadar fatin ve mülk ve teb'as~ na ne kadar hay~rhah olsa yine mesalih-i uniümiyenin kaffesini bizzat tesviye edemez. Bir-tak~m memurlar istihdam~na mecbur olur. Memurlar~n harekat-1 umumiyesi ise bir nizam taht~nda olmay~p her biri alel~tlak keyf~nce hareket eder. O halde, yaln~z hükümdar~n ehliyet ve hüsnü niyeti idareyi temin edemez. Bu cihetle idarede intizam hisli olamaz. Bilfarz olsa bile, o hükümclar~n bekâ-s~yla kim ve sonradan zil olur. Hükümet-i me~rüta ise böyle olmay~p me-mürinin kâffesi muayyen olan kanun dairesinde hareket ederler. O halde, idarenin intizam~~ ~ah~s ile tebeddül etmez. Demek oluyor ki, hükümet-i me~-rüta gerek devletin terakki-i ~üküh ve ~evketi ve gerek milletin husül-i feyz ve saadeti için elbette hükümet-i mutlakadan ala ve hay~rl~d~r. Çünki memur bir kanun-~~ mes'uliyetle mukayyet olmay~p da eralinde keyf~ne tabi olur ise ve her ne zaman bir fenal~k etse bir tarafa intisâb sayesinde cezadan kurtu-lursa, bu cür'eti sairlerine dahi sirayet eder. Böyle adamlar~n idaresinde bu-lunan memleketlerde emniyet olamaz. Emniyet olmayan memlekette saadet umulmaz. "7

5 Esad Efendi'nin hayat~~ hk. bk. Tar~k Zafer Tunaya, "Osmanl~~ Anayasac~l~k Hareketi ve

Mesrina —, Bo~aziçi Üniversitesi Dergisi, Be~er! Bilimler, VI (~stanbul 1978), s. 229.

6 Ad~~ geçen risale, Tar~k Zafer Tunaya'mn de~erlendirmesi ve Zafer Toprak'~n transluip -

siyonu ile nesredilmistir Bk. Tar~k Zafer Tunaya, "Osmanl~~ Anayasac~l~k Hareketi ve 'Hükümet-i Mesrtita' ", Bo~aziçi Üniversitesi Dergisi, Be~er! Bilimler, VI (~stanbul 1978), s. 227-237.

(4)

"Bizim hükümetimiz nas~l hükümettir?" sorusuna ise ~öyle cevap verilir: "Bizim hükümetimiz esâsen ~eriatla mukayyed oldu~undan hükümet-i ~slâmiyye'dir. Binaenaleyh hükümet-i me~rütad~r. Lâkin, bir vakitden beri ahkâm-~~ ~er'iyyeye lây~k~yla riayet olunmad~~~ndan hükümet-i mutlaka yo-lunu tutrnu~tur. Bizde esasen padi~ahlar~n vezâifi bile ~eriatla mahdutdur. Yani, kavaid-i ~er'iyyedendir ki, pâdi~ah~n tasarrufât-~~ umûmiyyede ef' al ve harekat~~ menfaat-i âmmeyi istilzâm ile mukayyeddir. Mesela, bir adam mû-cib-i diyet olur sûretde birini katletse maktülün veresesi olmasa hakk-~~ velâyet pâdi~âh~nd~r. Lâkin, padi~ah bu maktülün diyetini kâtile ba~~~layamaz. Yani kâtili diyetden affedemez. Zira, o diyet beytülmâle aitdir. Padi~ah onu affe-der ise beytülmâle zarar tereddüb eaffe-der. Pâdi~ah~n tasarrufât-~~ umumiyyesi ise menfaatle mukayyed oldu~undan affeder ise bu ~art~n hilâfina hareket etmi~~ olur." 8

2. Ahmed Midhat, Clss-i ~nlalâb,

c. I, ~stanbul 1294, Takvfinhâne-i Âmire, 440 s. c. II, ~stanbul 1295, Takvim-i Vekâyi' Matbaas~, 419 s.

1844-1912 y~llar~~ aras~nda ya~am~~~ olan Osmanl~lar~n üretken yazarla-r~ndan, gazeteci, romanc~~ ve nâ~ir Ahmed Midhat Efendi'nin Sultan Abdüla-ziz devrinin bir nevi siyasi tenkidi say~labilecek (~ss-i ~nk~lâb adl~~ kitab~, do~-rudan hilâfetle olmamakla beraber, özellikle Kânün-i Esasi çerçevesinde ya-p~lan tart~~malar~~ ayr~ nt~s~yla vermesi sebebiyle, Osmanl~~ padi-~ah/halifelerinin yetkileri konusunda baz~~ dü~ünceleri içermektedir.

Eserin birinci cildinde, Devlet-i Aliyye tarihine dâhilen bir nazar (s. 8) ve Avrupa'n~n Osmanl~ya mukâbelesi (s. 38) ad~nda iki mukaddime yer al~r ve K~r~m Muhârebesinden hümâyûr~a kadar geçen dönem on iki f~kra al- t~nda incelenir (s. 64). Ayr~ca, bu cildin sonunda Birinci K~sma Mahsûs Olan Eczâ-y~~ Mütimme-i Müzile (s. 277) ad~yla bir ek bulunmaktad~r.

Eserin ikinci cildinde ise, cülf~s-i hümâyundan itibaren bir sene içeri-sinde meydana gelen olaylar anlat~lmaktad~r. Bu cildin kapa~~nda yer alan ~U ifadeler, o günkü yazarlar~n padi~ah/hatifeler hakk~nda ne tür takdim ve tezkiye ifadeleri kullanmak zorunda olduklar~n~~ göstermesi bak~m~ndan ilgi çekicidir:

(5)

H~LAFET TART~~MALAR~YLA ~LG~L~~ YAY~NLAR 461 "Hürriyyet ~iir ebü'l-ahrar farûk-~~ iktidar z~llullah fi'l-ard ~evketlü kud-retlü azametlü metbü-1 me~rû ve mukaddesimiz 'Sultan Gazi Abdülhamid Han-~~ Sahi' Efendimiz Hazretlerinin teb'a-i sad~ka-i Osmâniyyeleri haklar~n-daki z~lliyyet-i semaviyye-i adâletperveri ve hürriyet gösterilerinin zahirde te-cessüm ve te~ekkül eyledi~i kânûn-i hürriyeti me~hûn ve adaleti mazmün hümâyunlar~m bu millet-i necibe-i Osmâniyyeye mahz bir yâdigâr ve lutf-~~ ebedi-i ~ehriyarileri olmak üzere, mücerred kendülüklerinden olarak ne sü-rede ihsan buyurmu~~ olduklar~~ ve binaenala zâlik ve tabiaten bir hükümdar-~~ âlem-i muta' olduktan mâadâ, kânûnen ve siyaseten dahi ~u mutâiyyet-i ~er-'iyye ve tabiiyelerini ile'l-ebed ne sûretle tahkim ve te'yid buyurmu~~ bulun-duklar~~ menalub-~~ celilesi bu cild-i âcizi tezyin iyleyen en mühim mündere-catdanchr. Hemân Cenab~~ Allah ol padi~ah~~ hikmet-i iktinah-~~ adalet ve hür-riyet-i umûmiyye ile berâber ebed müddet buyurarak saye-i merhamet ve ~ef-kat-i ~ehriyarlar~nda cümlemizi müstazal ve mesûd ve bahtiyar eylesün.wg

Ahmed Midhat Efendi'nin bu eserinin özellikle ikinci cildinin 156-417. sayfalar~~ tamam~yla Kanün-i Esâsi'yle ilgili tart~~malara ayr~lm~~t~r. Bu sayfa-larda bulunan Kanf~n-i Esad ve hatt-~~ hümayun-~~ Abdülhamid (s. 156), ~stan-burda Kânün-i Esasi mebâhisi (s. 177), Kanün-i Esasi'nin ilan~~ ile teferruât-~~ sâiresi (s. 203), Kanün-i Esasi hilafkiramndan baz~lar~n~n nefyine dair ilan (s. 291), Kant~n-i Esad hakk~nda baz~~ evrak (s. 313) konular~nda saltanat ve hi-lafetle ilgili zengin tart~~malar yer almaktad~r.

Ahmed Midhat Efendi'nin bu konudaki görü~lerini yans~tmas~~ bak~m~n-dan ~u sözleri dikkate de~er niteliktedir:

"Bir Kanün-i Esasi'nin hukük-~~ hazret-i padi~ahiyi tahdid idece~i kaz~yye-sine gelince; müdakkikin-i erbab-~~ siyâset buna adeta isti~rab iderler.

padi~ahi' lafz~yla ta'bir olunan hukuk e~er devlet ve millet içün muz~r ~eyler ise onlar~~ makam-~~ celil-i padi~ahide bulunan zat-~~ ~erifin ken-disi dahi kabul itmemek tabiidir. Zira, zat-~~ hümâyunlar~n~n ~a'~aa-i ~evketi devlet ve milletinin mes'ûdiyet ve terakkisi ile derece-i kemâle vas~l olaca~~~ derkâr olub bunlar içün muz~r olan cebr u istibdadkarâne ise kendi mühr-i münir-i ~evketini sehab-~~ tedenni ve teahhur ile seti- ider ve maazallahu Teala ol sûret-i cebbarânenin devam~yla bütün bütün münhasif eylemek dahi pek müsteb'ad de~ildir. Huldik-i hazret-i padi~ahi devlet ve millet içün nafi' ise-

9 Ahmed Midhat, Üss-i ~nk~lâb, ~stanbul 1295, Takvim-i Matbaas~, ~kinci cildin ka- pak sayfas~.

(6)

ler, çünki Kântin-i Esâsi'den maksad-~~ asil def-i mazarrat ve celb-i menâff olaca~~~ cihetle, hukük-~~ mezkürenin kâffesi Kânûn-i Esâsi'ye derc olunduk-dan sonra, huldik-~~ pâdi~âhi tahdid idilmi~~ olmaz, te'yid ve te'min idilmi~~ olur." i°

Muhiddin Efendi, Ariza, 27 Gemaziyelâhir 1314/4 Aral~k 1896. Cem'iyyet-i ~lmiyye-i ~slâmiyye Vekili ~eyh Ali-zâde Hoca Muhiddin Efendi'nin 27 Cemaziyelâhir 1314 (4 Aral~k 1896) tarihinde yazd~~~~ bu ariza, II. Abdülhamid'e sunulmak üzere haz~rlanm~~t~r".

Osmanl~~ hilâfetini, me~rûtiyet ve Kânûn-~~ Esâsi'yi savunan, istibdada ve Osmanl~larda ya~anan çe~itli idari, ilmi ve siyasi haks~zl~klara kar~~~ ç~kan bu ariza, muhtemelen Genç Osmanl~lar taraf~ndan bast~r~l~p çe~itli yerlerde da-~~ t~lmda-~~t~r. Eser, devlet ayg~ t~ n~n verimli i~lemesi ve mevcut bozukluklar~n gi-derilmesi için nelerin yap~lmas~~ gerekti~ine dair bir lâyihad~r.

Nazif Su~-~irl, Hilâfet-i Muazzama-i ~slâmiyye, Kostanuniyye 1315, Mâ-liimât Gazeteleri ve Tâhir Bey Matbaas~, 23 s.

Âmidi-i Divân-~~ Hümâyûn Hulefâs~ndan Nazif Sur~lri'nin Hil âfet-i Muaz-zama-i ~slâmiyye adl~~ eserinin giri~inde ~öyle denilmektedir:

"Emiru'l-mü'minin ve halife-i Resül-i Emin Efendimiz Hazretlerine âmme-i ehl-i tevhid ve imân~n inluyâd ve mutâvaatla memür ve mükellef ol-duklar~~ vâreste-i izah ve beyând~r.

Bu fariza-i celilenin dini ve dünyevi ve maddi ve manevi fezâfl-i celilesi ve hudânkerde aks-i hâl ve hareketin mazarrât-~~ azime ve ukûbât-~~ elimesi hakk~nda fem-i mübârek-i Hazreti Peygamber'den ~erefsünûh ve sudilr buy-rulmu~~ ve s~hâh-~~ sitte-i mu'teberede ruvât-~~ sâd~ka-i kirâm~n künye ve esâmi-i muhteremeleriyle muharrer ve menkü~~ bulunmu~~ olan ba'z-~~ ehâdis-i ~erife-nin bu mecelle-i mücmeleye kayd ve sebtine ibtidar k~l~nd~. Ehâdis-i ~erife-i mezkûrenin zirlerinde muharrer meal-i münifleri efâh~m-i ulemây-~~ ~slâmiy-

Ahmed Midhat, a.g.e., Il, 187.

Il Muhiddin Efendi'nin bu layihas~, Hayri Mutluça~~ taraf~ndan sadele~tirilerek yarmlan-m~~ur. Bk. Hayri Mutluça~~ "Abdülhamit'e Unutamayaca~~~ Dersi Veren Bir Yi~it Hoca",

Belge-lerle Türk Tarihi Dergisi, 1 (~stanbul 1967), s. 8-19; ayr~ca bk. R. Yücel Özkaya, "Tanzimat'~n Si-yasi Yönden Me~rutiyete Etkileri ve Cemiyet-i ~slarniye Ba~kan Vekili Muhiddin Efendi'nin Me~-rutiyet Hakk~ndaki Dü~ünceleri", Tanzimat'm 150. Y~ldönümü Uluslar aras~~ Sempozyumu.

Ana-kara: 31 Ekim-3 Kas~m 1989, Ankara 1994 (Türk Tarih Kurumu Bas~mevi), s. 301-321 (Ariza

(7)

H~LAF. 'ET TART~~MALAR~YLA ~LG~L~~ YAY~NLAR 463 ye'den merhüm Abdülvehhâb Efendi taraf~ndan tahrir k~l~nm~~~ ve âcizleri cânibinden dahi nef an li'l-~slâm tab' ve ne~rine ihtimâm olunmu~tur. Fer-mân-~~ celil-i ~lâhi ve emr-i ~erif-i risâletpenâhi ile hârisül-k~bleteyn ve Hadi-mü'l-Haremeyni'~-~erifeyn ~evketlü Pâdi~âh~m~z Halife-i Resül-i Emin Efen-dimiz Hazretlerine cümlemiz cânibinden arz~~ makrûn olan sadâkat ve mutâ-vaatm umüm ve husûs mülâhazas~yla âlem-i ~slâmiyet'e bah~~ idece~i fevâid-i cezile-i âliyye gayr-i kâbil-i vasf ve ta'dâd olmas~na binen, can ve gönülden salavât-~~ seniyye-i Hazreti Seyyidi's-sekaleyni tekrâr ve da'avât-~~ hayriyye-i Ce-nâb-~~ Emiri'l-mü'minini tilâvet ve tezkâr eylerim." 12

Eserde hilâfet, halife, sultan ve sultana kaat gibi konularla ilgili toplam 22 hadisin metni, "Hadis-i ~erif-i Nebevi" ba~l~~~~ alt~nda verilmi~, daha sonra "Meal-i Münifi" ba~l~~~~ alt~nda ise bu hadislerin Türkçe tercümeleri yap~lm~~-t~r. Hadislerin râvileri ve senet zincirleri verilmedi~i gibi, kaynaklar~~ da belir-tilmemi~tir.

Eserin sonuç (hâtime) k~sm~nda ise ~öyle denilmektedir:

"~mdi âyâtulllahdan ve ehâclis-i Resülillah'dan anla~~ld~~~~ üzere emirü'l-mü'minin ve halife-i Resül-i Emin Efendimiz Hazretlerine mutâvaat dünyada ve âhiretde necât ve saâdetdir.

~mâmü'l-müslimin, Hâdimü'l-Haremeyni'~-~erifeyn, hârisü emânâti sey-yidi'l-kevneyn ve hâfizu bünyân~~ din-i mübin ~evketlü Pâdi~âh~m~z Gâzi-i âli Büyük Abdülhamid Hn-~~ Sâni Efendimiz Hazretleri min k~beli'r-Rahmân hâiz-i hilye-i hilâfet buyrulduklar~~ cihetle kâffe-i ehli tevhid ve ima- n~n eb-i mü~fik-i mededresi ve veliyyü'l-emr-i mukaddesidir.

Cümlesi bir ana ve babadan do~mu~~ öz kar~nda~~ gibi olan bütün müs-lümanlar zât-~~ âli-i cenâb-~~ hilâfetpenâhilerinin yed-i hümâyunlanna vedia-i ilâhidir. Cem'iyyet-i celile-i ~slâmiyye'nin izdiyâd-~~ kuvvet ve mikneti ancak an~n ziru cenâh-~~ ~evket ve adâletinde bâ-kemâl-i s~dk ve mutâvaat bulun-makla hâs~ld~r. Peygamber-i zi~ân~m~z~n emr-i celili vechile zât-~~ mübârek-i pâdi~âhilerine hemi~e-i arz u ta'zim ve mutâvaatla nâil-i niam-i dü cihân ol-maga ihtimâm akdes vezâif-i ~slâm'd~r. Rabbimiz Teâlâ ve Tekaddes Hazret- leri Elu-em'i hürmetine seyyie-i adem-i mutâvaatla hudûd-~~ cem'iyyet- i ~slâmiyye'den mehcüriyyet beliyyesine dûçâr olmakdan cümlemizi masün 12 Nazif Surf~ri, Hilâfet-i Muazzama-i ~slântlyye, Kostant~niyye 1315, Mâlümât Gazeteleri ve

(8)

ve mahfûz ve kalblerimizi envâr-~~ mütemeyyine-i tay' ve r~zâ ile dâimâ mü-nevver ve mahfüz buyursun.""

Muhammed Ubeydullah, Lâyiha: Me~rüdyet, ~dâre Yâhûd Parlamento Meclis-i Mebüsân, KaninmEdsi, 20 Rebiûlâhir 1316-26 A~ustos 1314. Dönemin muhafazakar ilim adamlar~ndan Muhammed Ubeydullah Efendi'nin 1898'de padi~aha sundu~u 18 sayfal~ k bu Lâyiha 'da'', mektep-lerde yeti~en ö~rencilerin hiçbir geçim yoluna ba~vurmayarak devlet hazine-sine yük olduklar~~ ve içlerinde devlet görevi edinemeyen baz~lar~n~n ise ya-banc~~ ülkelere kaçarak, yapt~klar~~ ne~riyatla fesada yol açt~klar~, ustil-i me~nl-tiyet ve Meclis-i Mebüsân gibi yaygaralara giri~tikleri anlat~lmaktad~r. ~eriat, ak~l ve tecrübenin önemli oldu~unu savunan Muhammed Ubeydullah, bu lâyihada parlamento usulünün ~er'e, akla ve tecrübeye uygun olmad~~~n~~ çe-~itli örneklerle- anlatmaya çal~~maktad~ r. Meclis-i Mebüsân'~ n aç~lmas~~ ha-linde, saltanatm ~slaml~ktan ç~kaca~~n~, Jön Türkler ve Avrupal~lar~n istekle-rinin de bu oldu~unu, bunun ise Osmanl~~ devletinin sonu olaca~~n~~ ileri sü-ren Muhammed Ubeydullah, Meclis-i Mebüsân'~n kurulmas~~ halinde, çe~itli milletlere mensup ki~ilerin buna kat~laca~~n~~ ve toplum aras~ndaki derece fark~n~ n kaybolaca~~n~, hatta s~rf ~slamlardan kurulu bir Meclis-i Mebûsân kurulsa bile, yine de parlamento usulünün geçerli olmayaca~~n~~ ve ekseri-yetle al~ nan kararlardan fayda ç~kmayaca~~n~~ ileri sürmektedir.

Ulüm-i Zâhire ve Bât~nada Yed-i TÜM Sâhibi Bir Zat, ~mâmet ve Hilâ-fet Risâlesi, Kahire 1316, Osmanl~~ ~ttihad ve Terakki Cem'iyeti Matbaas~, s. 49.

Eserin d~~~ kapa~~nda, onun 1316 y~l~ nda Kahire'de, Osmanl~~ ~ttihad ve Terakki Cem'iyeti Matbaas~ 'nda bas~ld~~~~ yaz~llyorsa da iç kapakta M~s~r'da Kânün-~~ Esâsi Matbaas~'nda 1315 y~l~nda bas~ld~~~~ belirtilmektedir. Yine ese-rin kapa~~nda, onun Ulüm-i Zâhire ve Bât~nada Yed-i Tûlâ Sâhibi Bir Zat ta-raf~ndan Risâle-i Hilâfet ve ~mâmet ve Rehber-i Necât-~~ Ümmet ismi alt~nda,

1<ânim-1 Esâsi gazetesinde yapmland~ktan sonra risâle ~eklinde ne~redildi~i

söylenmektedir.

13 Nazif Surini, a.g.e., s. 21-23.

14 Bu lâyiha için bk. Yücel Özkaya, "Birinci Kanuni Esasi ve Me~rutiyet Hakk~nda Ortaya

Konulan Görü~ler ve Parlamento Usulü Hakk~nda Bir Layiha", Ankara Üniversitesi Dil ve

Tarih-Co~rafya Fakültesi Dergisi (Cumhuriyetin 60. Y~ldönümü Arma~an~), XXXI/1-2 (Ankara 1987),

(9)

H~LAFET TARTI~MALARIYLA ~LG~L~~ YAYINLAR 465 Eserin mukaddimesinde, ~slam tarihinin ilk dönemlerinde hükümet-i ~s-lâmiyyenin adalet ve me~verete dayal~~ uygulamalan sebebiyle, "hükümet-i fâ-z~la ve mahkeme-i âdile" unvan~n~~ ald~~~~ belirtilerek, daha sonra bu ilkeler-den vazgeçildi~i anlat~lmakta ve ~öyle ilkeler-denilmektedir:

"Fakad hayfâ ki sonradan zuhûr iden mütegallibe bun~~ isti- 'mal itdiler. Huzûzat-~~ nefsalanna ma~lüb olub ibraz-1 saltanat ve icra-y~~ sefâ-het dâiyesine dü~diler. ~eriat~mala kabil-i tevfik olmayan bu a~raz-~~ hödpe-sendânelerini icrâya vesile içün de erbab-~~ rezalet ve denaeti i'lâya ve ashab-~~ hamiyyet ve diyaneti dahi imhâya ba~lad~lar. Nihayet g~bda-bah~-~~ cihan olan o hükümet-i mukaddesemiz, o usül-i me~rûam~z bi'l-külliyye esas~ndan ç~kd~. detâ bir hükümet-i vah~iyye haline girdi. O millet-i necibemiz bir vadi-i ce-hâletde kalub hilafet ve imamed mült~k-i zalemeye mahsüs bir idare-i keyfiy-yeden ve ülü'l-emre itaati de mülük-i mezküreye `ale'l-umya inluyaddan ibâ-ret zan itdiler. Bu cihetle mâlen ve bedenen taht-~~ esâibâ-rete al~nub her dürlü ni'metden ve asar-~~ medeniyyetden mahrüm kald~lar."'5

Eser mukaddimeyle (s. 2-5) birlikte, iki babdan meydana gelmektedir. Birinci babda imâmetin tan~m~~ (s. 6), nasb-~~ imam~n vücûb~~ (s. 7), ~urût-~~ imâmet (s. 11); ikinci babda ise ülü'l-emre kaat (s. 24) ve usül-i me~veret (s. 32) konular~~ i~lenmektedir. Risalede uzunca bir hâtime k~sm~~ (s. 35-46) ve mütalaa-i mahsûsa (s. 46-48) adl~~ bir aç~klama yer almaktad~r.

Eserin hâtime k~sm~nda okuyucuya ~öyle seslenilmektedir: "Ey ehl-i ~slam! ~~te kütüb-i diniyyemizin en muteberlerinden

imâmet ve hilafet ve ülü'l-emre itâat ve usül-i me~veretin ne dimek old~~~n~~ bu risâlede size beyan itdim. Binâenaleyh ald~n~z' ba~~n~za al~n~z! ~ttihad ve ittifak idiniz! Eimme-i din taraf~ndan beyan ol~nan ~urüt-~~ imamed cami' bir zat araym~z! E~er bulabilirseniz an~~ halife nasb idiniz. Ve e~er bulamaz iseniz Hazret-i Ömer'in yapd~~~~ gibi `~ûra-y~~ millet' yani `cumhüriyyet' te~kil eyle-yini~."'6

Risâlenin mütalaa-i mahsüsa k~sm~n~n ba~~nda ise ~öyle denilmektedir: "~ki cihanda selâmet ve saadet kavaidin temhid ve beyan iden din-i mü- bin-i ~slam'~n te~kil itdi~i hükümet hadd-i zat~nda ~ûra müstahsenesine

15 Ulum-i Zâhire ve Bâunada Yed-i Tula Sahibi Bir Zat, ~ma~net ve Hilâfet Risâlesi, Kahire

1316, Osmanl~~ ~ttihad ve Terakki Cemiyeti Matbaas~, s. 2-3.

16 Ulüm-i Zâhire ve Baunada Yed-i Tula Sahibi Bir Zat, a.g.e., s. 35-36.

(10)

müstenid bir nev'-i cumhûriyyet dimek old~~~na ~üphe yok ise de vâ-esefâ ki birtak~m mülük-i mütegallibe ve cebâbire o usül-i müstahsene-i diniyyeyi kendi istibdâdlarma kurban idivirmi~ler ve birtak~m ikbâl-perest ulemây~~ âlet ittihâz iderek ezhân-~~ umümiyye-i ~slâmiyyeden külliyyen silme~e muvaffak olmu~lard~r. Hatta cumhüriyyet ve bizim ~ûrâ dimek istedi~imiz me~rüllyyet kelimeleri elsine-i ~slâm'da âdetâ birtak~ m elfâz-~~ efrenciye makam~nda te-lakki idilmekde bulunmu~dur.""

7. Tezkire-i Ulemâ: Ulemâ-y~~ Arab'~n Hilâfet Hakk~nda ~er-i Mü bin ve Ahbâr-~~ Sahlhadan ~ktibaslan ve Dâmâd Mahnnid Pa~adan Sultan Abdülha-mid Hâr~-1 Sâni'ye Mektub, M~s~r 1316, Matbaa-i Osmâniye, 15 s.

Bu risâle iki müstakil bölümden meydana gelmektedir. Birincisini

Ulemâ-y~~ Arab'~n Hilâfet Hakk~nda Ser-i Mübln ve Ahbâr-~~ Sahlhadan ~kti-baslar~~ (s. 3-9), ikincisini ise Dâmâd Mahmild Pa~adan Sultan Abdülhamid Hân-~~ Sâniye Mektub (s. 10-15) konusu te~kil etmektedir.

Risâlede, onun müellif veya tertip edeni hakk~nda herhangi bir aç~klama yer almamaktad~r.

Eserin birinci k~sm~ nda, ~slam toplumlar~ ndaki ~ah~s merkezli ve onlar~~ övmeye dayal~~ tarih anlay~~~~ ele~tirilerek, hilâfet konusuyla ilgili Hâricilerin, ~iilerin, Mutezile ve Ehl-i sünnetin görü~leri özetlenmi~tir. Burada Ehl-i sün-nete isnat edilen görü~~ ~u ~ekilde dile getirilmektedir:

"Ehl-i sünnet ve cemâat ise, halifenin mutlaka kabile-i necibe-i Kurey~' - den adil, ahkâm-~~ ~er'e vâk~f, Kur'ân'dan ve sünnet-i Muhammediyyeden is-tinbât-~~ evâmire kadir, fünün-~~ siyâsete muttali', harbe mukaddim, ~edâide mukâvim, hudild-~~ ~eriati hâmi bir insan olmas~ na ve maazâlik bu ~erâit~n kâffesini zât~nda cem' iden halifenin hilâfetinin s~hhat ve me~rüiyetini ehl-i

hal ve akdin yani evliyâ-y~~ cumhür~n tensib-i ârâs~na havale eylemi~-

lerdir.

Umûr-~~ müslimini rü'yete memûr olan bir halifede bu ~artlardan velev biri mevcüd olmad~~~~ halde mütegallibdir. Elbette ana itâat câiz de~ildir."8

17 Zâhire ve Bâunada Yed-i Tülâ Sâhibi Bir Zat, a.g.e., s. 46-47.

18 Tezkire-i Ulemâ: Ulemâ-p Arab'~n Hilâfet Hakk~nda ~er-i Mübin ve Ahbar-~~ Sahihadan iktibaslar~~ ve Dâmad Mahm~ld Pa~adan Sultan Abdülhamid Hân-~~ Skriye Mektub, M~s~ r 1316,

(11)

HILAFET TART~~MALAR~YLA ~LG~L~~ YAY~NLAR 467 Risâlenin ikinci k~sm~nda ise Dâmad Mahmûd Pa~adan Sultan Abdül-hamid Harm Saniye Mektub ad~yla bir mektup bulunmaktad~r. 27 A~ustos 1900 tarihinde yaz~lan ve ba~~ndan sonuna kadar II. Abdülhamid'in tenkit edildi~i mektuba, Dâmâd Mahmud Pa~a ~öyle ba~lar:

"Zât-~~ âli makân~-~~ ~âhâneleri bir hilâfetin umüm-~~ ehl-i ~slâm'a me~müli i'tikâd~ndad~rlar. Halbuki her firka-i müslimenin ba~ka ba~ka i'tikadlar~~ ol-du~~~ melfilf Tezkire-i ulemâ' mealinden anla~~laca~~~ gibi bir sultân-~~ câirin, bir melik-i zâlimin hilâfetinin `~nde'~-~er' sahih olamayaca~~~ müteaddid ehâ-dis-i nebevi delâletiyle ve akvâl-i ulemâ ile sâbitdir.

Zât-~~ hümâyunlan do~n söyleyen ve dalkavukluk itmeyen ehl-i ~slâm'~~ habs ve nefy-i katl ve mallann~~ müsâdere ve hâne ve hânümânlann~~ târümâr itdikleri ve ahâtiye tahammüllerinin fevkinde virgiler tarh iderek di~er taraf-dan isrâf-~~ beyti'l-mâlin son derecesine vard~klan, donanmay~~ mahv, hürriy-yet-i ahâliyi selb, yalanlar icâd, müslimine hamr ikrâm, muhadderât-~~ ~slâ-miyyeyi bilâ-setire kabül itdikleri ve daha buna mümâsil birçok zulüm ve isâet ve isyân~~ irtikâb buyt~rduklan meydanda duruyor." 19

8. Hoca ~air Efendi, Ulemâ-y~~ ~slâm -enârallâhu berâhinehüm-

Tarafla-r~ndan Virilen Fetâvâ-y~~ ~erife (n~r. Doktor Abdullah Cevdet), M~s~r 1325,

Matbaatii ~ctihâd, II. Bask~, 22 s.

Hilâfet ve halifenin tasarruflar~na dair toplam 16 fetvan~n bulundu~u bu risâlenin ba~~nda, Dr. Abdullah Cevdet'in "Müslümanlara" ba~l~~~~ ile yazd~~~~ bir mukaddimesi yer almaktad~r.

Fetvalar~n soru ve cevap k~s~mlar~~ klasik fetva formunda olup, cevaptan sonra, verilen cevab~n gerekçesi Türkçe olarak anlaulmakta ve söz konusu cevaba kaynakl~k eden baz~~ ayet ve hadisler ile f~k~h kitaplar~ndan deliller getirilmektedir. Eserdeki fetvalar~n genel karakteri ise, halife ve hilâfetin yetkilerinin daralulmas~~ ve hatta görevini yerine getirmeyen ya da getireme-yen halifenin görevden azledilmesi do~rultusundaki yönlendirici niteli~idir.

Risâlenin kapa~~nda "Tenbih" ba~l~~~~ alt~nda ~u uyar~~ yer almaktad~r: "Bu fetâvâ-r ~erife bir çok ahkâm-~~ nus~ls-~~ Kur'âniyye'yi muhtevidir. Bi- nâenaleyh evrâk-~~ muz~rra dimek ve yahud ~slâmiyyeye dühülüne mâ- ni' olmak hiçbir müslim içün câiz olmaz."

(12)

Bu uyar~dan, söz konusu risâlenin o gün için zararl~~ bir yay~n kabul edil-di~i ve ülkeye sokulmas~n~n yasakland~~~~ anla~~lmaktad~r.

Eserin giri~inde Dr. Abdullah Cevdet, "Müslümanlara" ba~l~~~~ alt~nda ~unlar~~ söylemektedir:

"Bu fetvalar, vaktiyle, ~stanbul'da fahru'l-ulema-y~~ din Hoca ~akir Efendi merhum taraf~ndan, ikaz-~~ müslimin maksad~yla cem' ve tertib ve o zaman Avrupa'da bulunan matbaam~zda tab' olunmu~d~. Zâten ma'düd olan nüsah-~~ mevcüdesi az bir zamanda tükenminüsah-~~ oldnüsah-~~~ ndan, ey müslümanlar, sizler içün tekrar tab' ve ne~r idiyoruz. Sizler ki yüzbinlerce ma'süm cibadullah~n ve ezcümle kaymimizin hâdimi olmak haysiyeti ile seyyidi olan Midhat Pa~a'-n~n kaPa~a'-n~na giren Sultan Abdülhamid-i Saniye emirü'l-mü'minin nazanyla

bakmakdas~ n~z. Sizler ki "La tâate fi ma'slyeti'l-halik~" yani

"Hakdan nükül iden kimseye itâat olunmaz" hükm-i bülendini anlam~yorsu-nuz; anlamak ve muktezas~ m icra itmek isteyemiyorsunuz. Sizler ki Yezdan-'~n, vicdan~n, Kur'ân'~ n emr itdi~i bir vazifeyi ifaya te~ebbüs idecek kadar ol-sun cesâret-i rüh göstermiyorol-sunuz. Sizler ki bu acibe-i hilkati bir sülüs as~r-l~k bir müddet esnas~nda vatan~~ y~kmaya, mülk-i ~slarn'~~ y~kmaya, ~rz~ m~z~ , haysiyetimizi, vicdan~m~z~, irfân~m~z~~ y~kmaya terk itdiniz. ~yi biliniz ki sizler, ey mü'minim diye fahr iden benim miskin, benim gibi miskin, at~l karda~la-r~m, sizler, adl ve dâde de~il, zulm ve istibdâde iman idiyorsunuz ve bir iman-~~ hayvâni ile iman idiyorsunuz. Bu fetava-yiman-~~ ~erifeyi okuyunuz, anlay~ mz, ki emirü'l-mü'minin dedi~iniz bu cebbar-~~ anid, nazar-~~ ~eriatde la-yuad defa idâma mahküm olmu~dur. Bu halde on~~ ya~amaya, tahrib-i hukük-~~ ibada de-vam itmeye b~rakan mü'minler neye imân idiyorlar?

~man-~~ sahih erbab~ n~ n ne dürlü amelde bulunmalar~~ laz~ m gelir? Bu süâlin*ate~in ve kat~' cevab~n~~ virsin, virsin bi-perva ruhlar!"2°

Bu risalede yer alan fetvalardan 13 numaral~~ fetvay~~ örnek olarak nalde-diyoruz:

"Emirü'l-mü'minin bulunan Zeyd'in makam-~~ imâmetde bekas~~ mülk ve millete muz~r olub azline te~ebbüs dahi fitneyi müeddi olacak olsa fakad be-kas~ndaki mazarrat mülk ve milletin büsbütün mahv~n~~ mücib olacak, azli te-

20 Doktor Abdullah Cevdet, Ulemâ-y~~ islâm -enârallâhu berâtrinehüm- Taraflar~ndan

(13)

H~LAFET TART~~MALAR~YLA ~LG~L~~ YAY~NLAR 469 ~ebbüsünde melhûz olan fitne ana nisbetle ehven kalacak olsa müsliminin ne vechile hareket itmeleri lâz~m gelür?

el-Cevâb: Bu halde zuhür~~ melhüz olan fitnenin mazarrauna bak~lmayub her ne esbâba mevküf ise bir an evvel te~ebbüs iderek heman azl eylemeleri lâz~m olur."2'

9. Ömer Ziyâildcl~n (Da~is 'tr' Hadis-i erbain hukül<-1 selâtin, ~stan- bul 1326, 31 s.

II. Abdülhamid devrinde yaz~lan ve II. Me~rutiyet'in ilan~ndan sonra ye-niden gözden geçirilen ve "muhura" ile "mukaddime"sinde, Abdülhamid ile Ittihat ve Terakki'nin birlikte methedildi~i bu risalede, sultana kaat etmekle ilgili 40 hadisin metin, tercüme ve k~sa aç~klamalar~~ yer almakta ve bu çerçe-vede hilâfet kurumunun kutsall~~~~ incelenmektedir.

Eserin ba~~ndaki "Muhura" ba~l~kl~~ yaz~da ~öyle denilmektedir:

"Elhamdülillah, bu kerre devlet-i ebed müddet ~ttihad ve Terakki cem'i-yet-i celilesinin ve millet-i necibe-i Osmâni'nin arzular~~ vechile hürriyet, ada-let, müsâvât, uhuvvet ve ~ûrâ-y~~ ümmetin te~kili gibi milletin hukukun~~ bir günü itiraz ve uygunsuz hâlâta meydan virmeksizin millete bah~~ ve ihsan ve Kânfin-~~ Esâsi'nin mevk~-i tatbike vaz'~yla iâdeten Meclis-i Mebüsân'~n te~ki-line emr ve fermân buyurd~~~~ cümlenin malûm~d~r. ~mdi, devlet böylece milletin hukuk~na riayet ittikçe millet de gerek ~er'an ve gerek kânûnen lâ-z~m gelen hukük-~~ mukaddes-i hazreti pâdi~âhiye derece-i nihâyede riayet ve hakk-~~ mülûkânelerinde fevka'l-.de ta'zim ve hürmet itmelidir ve dâimâ ha-y~r dua ile yâd ve tezkâr ve haha-y~rhâhâne ma'rûzâtta bulunmal~d~r. Zira, Kâ-nün-~~ Esâsi'nin dördüncü maddesinde dahi musarrah olund~~~~ vechile eb-i mü~fik~m~z zât-~~ hazreti pâdi~âhi hasbe'l-hilâfe din-i ~slâm'~n hâmisi ve bi'!-cümle teba-i Osmâniye'nin hükümclâr ve pâdi~âh~d~r. Be~inci maddesinde dahi musarrah olundu~u üzere zât-~~ hazreti pâdi~âhinin nefs-i nefis hümâ-yunlar~~ mukaddes ve gayr-i mes'uldür.

Ve yedinci maddesiyle mevâdd-~~ sâirede mevcud bi'l-cümle hukük-~~ pâ-di~âhiye riâyete kânûnen mecbûr oldi~imiz gibi, ~er'an dahi hukük-~~ selâtine riayet ve emr ü fermân-~~ hümâyunlarma itâat ve ink~yâd ile me'mûr ve mü-kellefiz ve hâkezâ, taraf-~~ pâdi~âhiden bi'z-zat ve bi'l-vâs~ta mansûb bi'l-cümle vükelâ ve vüzerâ ve erkân ve ümerâ-y~~ askeriye ve me'mûrine dahi itâat ile

(14)

~er'an ve kanûnen mükellefiz. ~er'an olan hukük-~~ selâtin neden ibâret ise ehadis-i ~erife ile in~allahu Teala risâlemizde mufassalan beyân olunacak-d~r."22

Eserde hadislerin ilk ravilerinin isimleri ve naldedildikleri kaynaklar~~ be-lirtilerek, Türkçe tercümeleri verilmi~~ ve k~sa ~erhleri yap~lm~~t~r. Eserin so-nunda (s. 30-31), içerisinde idare ve yönetimle ilgili baz~~ hadis ve güzel söz-lerin bulundu~u bir ilave (lahika) k~s~m yer almaktad~r. Söz konusu risale-deld hadislerin ço~ununun kütüb-i sitte d~~~ndaki kaynaklardan al~nd~~~~ söy-lenebilir 23.

10. }Ini Mustafa Pa~a, Bir Eser-i SiyLs' Dersaadet 1326, De~irmenciyan Edeb Matbaas~, 27 s.

Risalenin kapa~~nda bulunan, "Paris'te ikâmet etti~i s~rada merhum Fa-z~l Mustafa Pa~a taraf~ndan zat-~~ ~ahaneye takdim olunan arizad~r" ifadesi, onun içeri~ini tan~t~c~~ niteliktedir. Arizan~n müellifi olan Faz~l Pa~a, Osmanl~~ devletinin çe~itli yap~sal sorunlar~~ hakk~ndaki görü~lerini, özellikle Avrupa-'da edindi~i bilgi ve tecrübeler ~~~~~nda devrin padi~ah~na sunmu~tur.

Devlet düzeninin ~slah~~ konusunda, zamamna göre ileri görü~ler savu-nan Faz~l Mustafa Pa~a, eserinin daha ilk paragraf~nda; "Padi~ahlar~n sara-y~na en güç giren ~ey do~rulukdur. Onlar~n etraf~nda bulunan kimseler do~-r~l~~~~ kendilerinden bile saklarlar. Çünkü bunlar hasran nazar eyledikleri hükümet lezzeti içinde ve merkezinde ya~ad~klar~ndan ahatinin çekdi~i zahmet yine ahâlinin tenbelliklerinden zan iderler ve devletlerin za'fa dü~-mesi, çâresi bulunmayan vuküât-~~ kevniyyedendir zu'munda bulunurlar."24 diyerek, Osmanl~lar~n yapmas~~ gereken zorunlu de~i~imleri yal~n ifadelerle dile getirir.

Faz~l Mustafa Pa~a'n~n bu eseri, do~rudan do~ruya hilafetle ilgili olma-makla beraber, özellikle padi~ah~n yetkisiyle ilgili olarak ~U görü~leri dikkat çekicidir:

"~evketlü Padi~ah~m! usül-i idâre ile devleti kurtar~n~z, nizamat-~~ serbestâne ile tezyin iderek ~un~~ halas idiniz, lakin öyle nizamat-~~ serbestane

22 Ömer Ziyâüddin (Da~~stâni), erbain fi hukük-1 selâtin. ~stanbul 1326, s. 2-3. 23 Ömer Ziyâüddin'in bu eserinin de~erlendirilmesi hk.bk. ~smail Kara, ~slâmcilar~n Siyasi Görü~leri, s. 157-158.

(15)

HILAFET TARTI~MALARIYLA ~LG~L~~ YAY~NLAR 471 ki, sahih ve vâsi' ve münbit ola ve gerek hin-i icrâs~nda ve gerek bilâ-tegayyür devâm~nda iktizâ iden her türlü te'minât ile ihâta idile. Evet, pâdi~âh~m, ol nizâm-~~ serbestâne ~slam ve H~ristiyanlar~n kâffe-i hukukda ve vezâifde müsâ-vâun~~ mutazamm~n olaca~~ndan Avrupal~lar~n hâkim ve mahküm beyninde icrâs~n~~ muhâl zan itdikleri tidâli husüle getürecekdir.

Ah ~evketlü Efendim! ~imdiden görüyorum ki, sizin müste~arlar~n~z olan hâinler ve câhiller nizâm-~~ serbestâne lafz~n~~ ne türlü manalara çekecek-lerdir. Onlar `Nizâm-~~ serbestâne pâdi~âh~n istiklal ve kudretini elinden alub âlet menzilesine tenzil ider' sözüyle, 'Zât-~~ ~âhânelerini ve müslümanlara en sevgili olan dinlerini ve elbiselerine kadar bile âdetlerini terk ve tebdile icbâr ider' diyerek halk~~ aldatup kand~rma~a çal~~acaklard~r. Bu müste~arlar câhil ya hain her ne ise siz onlar~n re'ylerini tahkir idiniz ve ahâli dahi anlar~n il-kâât~na kulak virmesünler. Nizâm-~~ serbestine denilen ~ey yaln~z kuvvet-i is-tiklâliyeyi mahdüd k~lar. Yani bir müstakil kuvvetin lüzumundan ziyade olan cihetlerini kahr ider ve pâdi~âhdan ancak ~u hâli ref ider ki, pâdi~âh aldan-maz ve fenâl~k itmez olur ve millet hakk~nda nizâm-~~ serbestâne milletin nâ-müs ve salâhma mugâyir hiçbir ~eyi cebr itrnez ve belki mal~~ ve mülki h~fz it-di~i gibi, din-i mukaddesi dahi vikâye ider ve mekanda emniyet hâs~l itdirit-di~i gibi, hürriyet-i ~ahsiyyeye dahi Uf~l ve dâmin

Fikir ve dü~ünce hürriyetinin padi~ah~n yetkilerini sm~rland~rmayaca~~n~~ savunan Fâz~l Mustafa Pa~a, din ve mezhep hükümlerinin uygulanmas~~ hususunda da ~unlar~~ söyler:

"Ancak, Pâdi~âh~m Efendim! Z ~t-~~ ~âhâneniz benden daha ra'nâ bilür-sünüz ki, din ve mezheb ruha hüküm ider ve bize niam-i uhreviyye va'd ider. ~u kadar ki, milletlerin hukuk~ m tahdid ve tayin iden din ve mezheb de~ildir ve din hakây~k-~~ ezeliyye makam~nda durub kalmazsa yani umûr-~~ dünyeviy-yeye dahi müdahele iderse, cümleyi itlâf ider ve kendüsi dahi telef olur.

~evketlü Efendim! H~ ristiyanl~~~ n ba~ka ve müslümanl~~~ n ba~ka politi-kas~~ yokdur. Zira, adalet dünyada bir nev'dir, politika dedi~imiz adalet-i sah-ihad~r."26

25 Fâz~l Mustafa Pa~a, a.g.e., s. 15-17. 26 Fâz~l Mustafa Pa~a, a.g.e., s. 23-24.

(16)

Naim Gregor, Gen6re ts., yarnevi yok, 12 s.

Adres olarak Paste Restante a Genve'nin verildi~i eserin giri~inde ~öyle denilmektedir:

"Sultan Hamid'in halife oldu~~n~~ ve Türkler'in padi~ah~~ denilme~e sezâ olsa dahi müslimin üzerine halife addedilemeyece~ini Dâmad Mahmûd Pa-~a'n~ n mektubu tercümesini mütezamm~n olan ikinci risâlemizde beyan ve bu bâbda birkaç söz söylemeyi va'd itmi~~ bulundu~umuzdan, ~u bahsin be-râat-i istiklali olmas~~ üzere, `HilaYet' ser levhas~~ alt~nda, i~bu risâlemizi ne~r itmek sûretiyle va'dimizi infâz ediyoruz." 27

Eserde, "Hilafet veyâhûd imâmet-i kübrâ" (s. 1) ba~l~~~~ alt~nda, hilâfetin tan~m~~ yap~ld~ktan sonra, halife olabilmenin ~artlar~~ say~larak, bunlar~n en önemlisinin Kurey~ilik oldu~u ileri sürülmektedir. Daha sonra ise, di~er ~art-lardan, "adalet ve ~artlar~" (s. 2) konusu geni~~ bir ~ekilde incelenmektedir.

Ba~~ndan sonuna kadar, Sultan II. Abdülhamid'in tenkit edildi~i bu kü-çük risale, ~u ifadelerle sona ermektedir:

"~imdilik, adaletin imam-~~ müsliminde bulunmas~~ laz~m gelen ~eraitden biri oldu~~~ halde, Sultan Hamid'de adaletin hiçbir eseri bulunmad~~~n~~ isbât ittik ve ~u'ubât-~~ hükümete nakl-i kelâmla birinci risâlemizde mücmelen irad itti~imiz edilleyi tafsil eylemek istedik ise de bun~~ bi-mennihi Teala yakin bir vakte kadar tehir ve yaln~z a'zâ-y~~ bedenin ba~~~ ile k~yas idilmesini ve bu mü-nasebetle 'Ev sahibi def çal~nca bütün ev halk~~ raks ider!' manas~nda olan Arapça bir beytin hâtime olarak dercini müna'sib gördük."28

Mehmed ~zzet (Akçâbâd Müftüsü), Mir'ât-~~ Me~rûtlyet, Trabzon 1326, Mesveret Matbaas~, s. 29.

Me~rûtiyet idaresini savunan eserlerden biri olan Mir'ât-~~ Me~rûtlyet'in mukaddimesinde, müellif Akçabad müftüsü Mehmed ~zzet, "Hakk~mda hüsn-i zan iden bir iki ihvân~ n emr ve ihtarlar~~ üzerine nâil old~~~m~z hükû-met-i me~rûtam~z~~ ve ana müteallik mesâili mübeyyin bir risâle yazma~a icti-sar eyledim." 29 demektedir.

27 Naim Gregor, Hilafet, Genve ta., yay~nevi yok, s. 1. 28 Naim Gregor, a.g.e., s. 12.

29 Mehmed ~zzet (Akçaâbâd Müftüsü), Mir'at-~~ Me~rüuyet, Trabzon 1326, Mesveret

(17)

H~LAFET TARTI~MALARIYLA ~LG~L~~ YAY~NLAR 473

~lk konu olarak hükümet meselesini inceleyen müellif, "Hükümeti me~ -rûtamn hükümet-i ~slâmiyyeye mugâyir olmamas~" konusunda ~unlar~~ söyle-mektedir:

"Bâlâda arz ol~nd~~~~ üzere kânûn-~~ isti~âre üzerine teessüs ve icrâ-y~~ hükm itmekle me~rüt bul~nan hükümet-i me~rûta hükümet-i ~slâmiyyeye mugâyir de~ildir.

Çünki hükümet-i ~slâmiyye dahi ayn~~ kanun ve ~erâita tâbi'dir. ~slâmiyyet âhâd-~~ ahâliyi kendi umurlar~nda isti~âre ile memûr ve mükellef k~ld~~~~ halde umûr-~~ ma'd~lât-~~ hükümetin isti~âreye hatta en muhkem ve metin usül ve kavâid üzerine müteesses olan isti~âreye tâbi' olmamas~ n~~ müsâmaha ider mi? Umûr-~~ cüz'iyye-i âhâd~~ re'y-i höd ve tedbir-i zâti ile tecviz itmeyen ~slâ-miyyet, umûr-~~ külliyye-i hükümeti bir hâkim-i mutlak~n re'y ve tedbir-i müs-tebidânesine vâbeste k~lmayaca~~~ â~ikârd~r."3°

Mir'ât-1 Me~rimyet'in ana ba~l~klar~~ ~unlard~r: Hükümet (s. 3),

hükümet-i mutlaka (s. 4), hükümet-hükümet-i me~rûta (s. 4), hükümet-hükümet-i me~rûtan~n hükümet-hükümet-i ~slâmiyyeye mugâyir olmamas~~ (s. 4), me~veretin müteallâk~~ ve envâ~~ ve key-fiyyet-i icrâs~~ (s. 9), hürriyyet (s. 15), latife (s. 16), müsâvât (s. 16), istidrâd (s. 19), uhuvvet (s. 23), hükümetin vazifesi (s. 26), hükümete kar~~~ ahâlinin vaz-ifesi (s. 27).

13. Konyah Mehmed Zeynelâbidin Efendi, Me~rutiyet ve islâmiyet, ~s-tanbul 1327, Ar~ak Garoyan Matbaas~, 70 s.

Hürriyet ve ~tilaf F~rkas~~ yöneticilerinden Konyal~~ Mehmet Zeynelâbidin Efendi (1886-1939) taraf~ndan yaz~lan Me~rutiyet ve ~slâmiyet31, me~rûti ida-renin ~slâm'a uygun bir yönetim tarz~~ oldu~unu ispat amac~yla kaleme al~ n-m~~t~r.

Eserin mukaddimesinde müellif ~öyle demektedir:

"Henüz me~rûtiyetin ne old~~~n~~ anlayamayan ahâlimiz ortada bir çok kötü haller ve yak~~~ks~z ~eyler görüyor. Bunlar~ n ço~unu da me~rûtiyetper-ver kimselerde buluyor. Kendi kendine dü~ünüb ta~~n~yor.

30 Mehmed ~zzet, a.g.e., s. 5-6.

31 Bu eser, Ahmet Atalay taraf~ ndan Latinize edilerek, Osmanl~ca orijinal metniyle birlikte

yeniden ne~redilmi~tir. Bk. Mehmed Zeynelabidin Efendi, ~slamiyet ve Me~rutiyet (n~r. Ahmet Atalay), Konya 1999, Damla Ofset Matbaac~l~k.

(18)

Bütün bu kötülükleri me~rütiyetin do~urd~~~na kamyon Sonra, me~rüti-yet iyi bir ~ey de~ildir, hükmüni virüb i~in içinden ç~ k~yor. Ve birbirine de yana yak~la anlatub inand~rma~a çal~~~yor. Ve ne kadar da söz söylesek hiç de kula~~na girmiyor.

Buna merak idüb tasalanmamak mümkin de~ildir. Fakad bun~~ do~ru-latmak içün ne yapmal~? O ahâliye me~rûtiyetin ne old~~~n~~ anlatmal~. Din-i islâm'a muvâfik old~~~n~~ bildirmeli. Bu kötülüklerin nereden geldi~ini ve kimlerin sebeb old~~~n~~ göstermeli.

~~ te ben de bu hay~ rl~~ i~e delâlet itmek istedim ve dü~ündüm. Ahâlimizin

anlayabilece~i dil ve söz ile ~U kitabca~~z~~ yazub karde~lerime hediye itme~i

kurdum." 32

Eserin ilk konusu olarak hükümet meselesini ele alan müellif, hükümeti mutlak ve me~rüd olmak üzere iki k~sma ay~rarak, hükümet-i mutlaka hak-k~nda ~öyle demektedir:

"Hükümet-i mutlaka, ba~~bo~, ~arts~z, ba~s~z bir hükümet dimektir. Bu hükümet, millet hakk~nda icra idece~i kanunlar~, nizamlar~~ kendi kendine yapar. Kimseye dan~~maz, millet ile mü~âvere itmez, milletten iste-di~i kadar virgü al~r. isteiste-di~i kadar memur kullan~r. Milletin paralar~n~~ bo~~ yerlere harcar, israf ider. ~ki âdemin bir araya toplanmas~na râz~~ olmaz. Bir cem'iyyet ve bir dernek gördi mi derhal da~~t~r. Milleti kasub kavurub köle gibi kullan~r bir hükümetdir. Çokdan beri bizim hükümetimiz de bu rengi alm~~~ ve bu kik& girmi~di.""

Me~rutiyet ve ~slâmiyet'in ana ba~l~klar~~ ~unlard~r: Hükümet (s. 2),

hü-kümet-i me~rüta ~er'-i ~erife muvâfik m~d~r, de~il midir? (s. 6), Virilen söz giru al~nabilir mi? (s. 10), Hakk-~~ siyâsi (s. 17), mebüsân meclisi ve ne yapa-ca~~~ (s. 19), Mebüs nas~l olmal~~ ve nas~l seçmeli? (s. 24), ~yi mebt.-~s intihâb yapma~a mani' olanlar nedir? (s. 33), Mebüslar~~ göndermekle i~i bitirmi~~ olur m~y~z? (s. 38), Toplanmak kaç türlü Olur? (s. 42), Odalarda ne yap~la-cak? (s. 55), Nelerden sak~naca~~z? (s. 63).

32 Konyal~~ Mehmed Zeynelâbidin Efendi, Me~rutiyet ve islâmiyet, ~ stanbul 1327, Ar~ak Ga-royan Matbaas~, s. 1.

(19)

HILAFET TARTI~MALARIYLA ~LG~L~~ YAY~NLAR 475 14. Mustafa Zihni, ~slam'da Hilafet, Kostanuniyye 1327, Matbaa-i Ebilz-ziyâ, 133 s.

Eski Adana valisi Mustafa Zihni'nin (ö. 1348/1929), sünni hilafet teori-sini ele ald~~~~ ~slam 'da Hilâlet" adl~~ kitab~n~n ba~~nda bulunan "ifâde-i Mah-süsa"da;

"Cennetmekan Sultan Abdülaziz Han'~n inh~lai ve Murad-~~ Hâmis'in hükümetten husül-i feragi ve ~U fel-4a istinâ idilen hakan-~~ mahlü Abdülha-mid Han'~n cülüs~n~~ teâkub iden Kanün-~~ Esasi'nin i'lân~~ zamân~na bir na-zar-~~ ric'i atf itmenin bu eserimizi mutâlaa içün laz~md~r"35 denilerek, döne-min iç ve d~~~ siyasetiyle ilgili baz~~ olaylar anlat~lmakta ve daha sonra ~unlar söylenmektedir:

"Doksan üç tarihinde ne~r olunan Kanün-~~ Esasi aleyhinde bulunan fi-kirler bugün ya külliyyen nabüd ve melküd veyâhüd pek mahclüd bir dere-cede ise de her halde Kanün-~~ Esasi'nin ve usül-i me~veret ve me~rütlyetin ahkam-~~ celile-i islâmiyye'ye muvalik ve mutab~k old~~~n~~ ~er'an ve naklen is-bat itmek bekay-~~ hürriyyet-i Osmâniyye içün ehem ve elzem old~~~ndan ve hükümet-i Osmâniyye hilâfet-i islâmiyye makam~na kim bulund~~~ndan bu kaz~yye-i mühimmenin vaz~h ve gayr-i kabili'l-i'draz bir sürede isbât idilmesi vücüchyla müftahir old~~~m diyanet-i celile-i islâmiyye ve efrâcl~ndan bulun-makla mübahât etti~im tabi'iyyet-i Osmâniyye sevk~yla tensib olunarak <islam'da Hilafet' nam~yla ~u risâleyi tahrir ittim."36

"içindekiler" bölümü bulunmayan Islam'da Hilâfet adl~~ kitap, sekiz ana bölümden meydana gelmekte olup, konu ba~l~klar~~ ~unlard~r: ifâcle-i mal~-sûsa (s. 3).

Mebhas 1 (s. 8), Bu nutkun meal-i âlisi (s. 13).

Mebhas 2: Hükümetlerin suret-i te~ekküli, islâmiyye'nin sûret-i teessüsi (s. 16).

Mebhas 3: Hilafet ve irnâmet-i islâmiyye bidayeten ne sürede teessüs it-mi~~ ve ne sebebe mebni diyânet-i celile-i islâmiyye'nin erkan-~~ mühimmesi cümlesinden bulunmu~dur? (s. 21), Hazreti Sa'din Nutk~~ (s. 22), Hazreti

34 Bu eser, Sad~ k Albayrak taraf~ndan Hilafet ve Halifesiz Müslümanlar (~stanbul 1980,

Medrese Yay~nlar~, 136 s.) ad~yla sadelestirilerek yarmlanm~st~r.

35 Mustafa Zihni, Islam'da Hilafet, Kostannniyye 1327, Matbaa-i Ebüzziyâ, s. 3. 36 Mustafa Zihni, a.g.e., s. 3.

(20)

S~ddik'~n nutuklar' tercümesi (s. 24), Hazreti Fari~k'~n cevab~~ (s. 26), mü~â-n~n ileyhimâmü~â-n~n beyanât~~ (s. 27), hilâfet-i Hazreti S~ddik'~n s~hhat ve hakluy-yetini isbat iden delâyil-i nakliyye ve aldiyye (s. 31), Hazreti Farük'~n nutk~~ meali (s. 31), Hazreti Fârük'~n beyanau (s. 36), bu hutbenin meali (s. 37), bu ifadenin meali (s. 40), hutbenin meali (s. 42), Hazreti ~bn Mesûd'un ri-vayeti aynen budur (s. 44), meali (s. 44), iki ~ahs~n suâli (s. 46), ~mam Ali Efendimiz Hazretlerinin bu suâle virdikleri cevab (s. 47), Hazreti ~ah-1 Veli- yetin ~u hutbe-i cevâbiyyeleri meali (s. 48), Nutk-~~ Haydari (s. 53), meal-i âlisi (s. 54), ~mam ~afii Hazretlerinin beyanlar~~ (s. 51), meali (s. 51), Hazreti S~ddik'~n ma'zereti (s. 60), Hazreti Süfyan'~n ifadesi (s. 67), istidrad (s. 67), Eimme-i Ehl-i Beyt'in akvaTi (s. 70).

Mebhas 4: Hilâfet-i Hazreti S~ddik'a delâlet iden âyât-~~ Kur'âniyye (s. 80).

Mebhas 5: Hazreti S~ddik'~n hilâfetini müsbit olan ehâdis-i celile-i Nebe-viyye kesir ise de bir k~sm~~ burada beyan ve tavdih olunur (s. 91).

Mebhas 6 (s. 103).

Mebhas 7: Me~veretin me~rüiyeti (s. 111), mezkûr hadis-i ~erifin meal-i münifi (s. 114), me~vereti âmir olan ikinci âyet-i kerime (s. 119).

Mebhas 8 (s. 123), Bu hadis-i ~erifin meal-i âlisi (s. 125).

15. Ömer Lütfi, Nazar-~~ ~slâm'da Makâm-~~ Hilâfet, Selanik 1330, Asr Matbaam, 88 s.

Selanik Adliye Müdürü Ömer Lütf~'nin hilaTetin tan~m~, tarihçesi, hali-fenin ~artlar~~ ve görevlerinden bahsetti~i Nazar-~~ ~slâm'da Makâm-~~ Hilâfeein giri~inde; "Meâ~ir-i müslimine göre mes'ele-i hilafet, sâir mesâi-i hayâtiyye ve ictimâiyyenin ~ânen ehemmi, makamen a'zam~d~r. Cidden dakik ve amik ve o nisbetde sezâvâr-~~ ihtimâm ve itinâ olan bu mes'ele-i mühimmeye dair irad-~~ kelârn olunurken telmih ve imalara, ihâm ve ibhamlara kesret üzere mürâ-caat, mes'elenin iktizâ eyledi~-1 ciddiyet-i lisan ve vuzûh-~~ beyana gayr-i muvâ-f~k olmakla beraber son derece de muz~rd~r, hatarnâkd~r."37 denilerek, To-kad Sanca~~~ sâb~k mebusu (~eyhülislam) Mustafa Sabri Efendi'nin, Meclis-i Mebüsan'~n dördüncü senesi, otuz ak~~ ve otuz yedinci celselerine ait zab~tla-rma geçen, hilâfete dair konu~mas~~ ele al~narak, çe~itli aç~lardan de~erlendi-rilip tenkit edilmi~tir.

(21)

HILAFET TARTI~MALARIYLA ~LG~L~~ YAYINLAR 477 Eserin hâtime (sonuç) k~sm~nda ise ~öyle denilmektedir:

"Hukük ve evsâf-~~ hilafet hakk~nda kütüb-i ~er'iyyede münderic bulunan ahkâm -istikrâen- ancak bu daire dahilinde dâirdir. Bizim, Mustafa Sabri Efendi Hazretlerine kar~~~ ta'rizkârâne bir siiretde idâre-i lisân edi~imiz, bir f~rka gayretine tabi olarak ibtâl-i hak ve bât~la nusret içün de~ildir; nusret-i hak ve daht-~~ bat~l içündür. Kendilerinin hukük-~~ ümmeti muhâfazatan sarf buyurduklar~~ sözleri tebcil ideriz. Ancak, ba'z~~ sakadât-~~ irâeyi de farz bildik. F~rkalar fânidir. Hak arayanlar, bat~l takib edenler de fânidir. Vakt-i mukad-dere kadar bâki kalacak, ancak hey'et-i mükerreme-i ~slâmiyyedir. Hilâfetden istifâde hakk~~ bizler ile beraber fenâ bulacak de~il, evlâd ve ensâl-i müslim-ine intikâl idecektir." 38

Eserin ana konulan aras~nda imâmet-i kübrâ-y~~ ~slâmiyye hakk~nda me-bâhis-i urnürniyye (s. 47), ~erit ve evsâf-~~ imâmet (s. 64), biat (s. 70), ima-mes'illiyeti (s. 71), inhilâl-i akd-i imâmet (s. 76) ve hâtime (s. 84) ba~l~klan yer almaktad~r.

16. Abdülaziz Çâvl~, Hilâfet-i ~slâmiye, ~stanbul 1334, el-Adl Matbaas~, 20 s.

XX. asr~n me~hur ilim ve hareket adamlar~ndan biri olan M~s~rl~~ Abdü-laziz Çâvi~'in39 el-Hilâfetü'l-~slâmiyye adl~~ Arapça eseri, Hilâfet-i ~slâmiye ad~yla Türkçe'ye tercüme edilmi~~ ve Arapça's~yla birlikte bas~lm~~, ancak eserin üzerinde mütercimin ad~~ belirtilmemi~tir 4°. Abdülaziz Çâvi~'in bu eseri, ayr~ca Mehmed Akif taraf~ndan da tercüme edilerek Sebilürre~âd mecmuas~nda ne~redilmi~tir41.

Eserin Osmanl~ca's~n~n ilk sayfas~nda, "Hilâfet-i ~slâmiyye meselesine dair bugünlerde Fransa ve ~ngiltere ceridelerinin yazd~~~~ ~eylere redden ~eyh Abdülaziz Çâvi~~ Efendi Hazretleri taraf~ndan Arapça tahrir olunup Türkçe tercüme olunmu~tur"42 denilmektedir. Bu tan~t~m yaz~s~ndan da an-

38 Ömer Lütfi, a.g.e., s. 84-85.

39 Abdülaziz Çâvi~'in hayat~~ ve eserleri hk. bk. Ömer R~za Do~rul, "Abdülaziz Çâvi~", isrim - Türk Ansiklopedisi, II, 365-371; Muhammed Ero~lu, "Abdülaziz Çâvi~", Diyanet Vakf~~ ~slam An-siklopedisi (D~A), I, 187-188.

4° Bu eserin Arapça ve Osmanl~ca's~~ ile bugünkü Türkçe'ye sadele~tirilmi~~ hali bir arada ne~redilmi~tir. Bk. ~eyh Abdülaziz Çâvi~, Hilâfet-i ~slamiyye veAN Osman (n~r. Muhammed Sâfi), ~stanbul 1993, Bedir Yay~nevi.

41 Bk. Abdülaziz Çâvi~, "Hilâfet-i ~slâmiyye", Sebiliirre~ad, XV/353 (~stanbul 1332), s. 113-

120.

(22)

la~~laca~~~ üzere eser, halife li~in ve Osmanl~~ hilâfetinin savunmas~~ niteli~in-dedir.

Eserin giri~inde; "Bilad-~~ ~slâmiyye ahâlisi, e~er ;k1-i Osman olmasa idi vücûcl-i siyâsileri safahatm~n kapanaca~~n~, geçen ümem-i haliye gibi zevkle ink~lab edeceklerini dehrin gözleri önüne koydu~u cihetle müsta~rak bu-lunduklar~~ derin hab-~~ gafletden uyan~p hazm ve hikmeti iltizam ve hilâfet-i Osmâniyye habl-i metinine temessük emrinde ittihad eyledikleri takdirde oralarda Fransa ve ~ngiltere hükümetlerinin istikbali ne olaca~~ndan bahs eden makalat ile gazeteler imla-y~~ sütûn idiyorlar"43 denilerek, Frans~z ve ~n-gilizlerin, özellikle "halifenin Kurey~ilili~i" konusundan hareketle, Osmanl~~ hilâfetinin me~rû olmad~~~na dair iddialar~~ çürütülmeye çal~~~l~r.

Bu konu çerçevesinde öncelikle hulefâ-y~~ ra~idinin seçim ~ekillerini in-celeyen Abdülaziz Çavi~, "Mâdem ki hilâfetden maksad, bajada zikr eyledi-~imiz gibi, müslümanlar aras~ nda ikame-i adl, onlar da hudud ve hukûkun himâyesi, ~slam'dan ezan~n defi, ümem-i saireden erbab-~~ tama'~n sedd-i gâ-rât~~ ve tard-~~ hücûmat~d~r. O halde as~rlardan beri emr-i hilâfete, Kostanti-niyye taht~nda calis bulunan Beni Osman'dan daha müstehak kim vard~r?"44 sorusunu sorar.

"Osmanl~~ padi~ah~n~ n hilafet-i ~slâmiyye'de istihkak~~ her müslimin kal-binde bir akide-i rasiha"45 oldu~unu belirten Abdülaziz Çavi~, bu eserde "Hilâfe-i ~slâmiye meselesindeki hakay~k-~~ ilmiyye ve eseriyyeyi bast ve temhid ile müslümanlar~~ hilâfet-i Osmâniyye'ye temessükden çevirmeye çal~~anlar~n bat~l~~ tervice ve müstahili icrâya sarf-~~ mesâi ettiklerini izah ve beyân eyle-dik"46 demektedir.

17. Muhmild Ma'n, Hicaz'da Saltanat Te'sisini Din-i ~slam Men' Eder, ~stanbul 1337, Ali ~ükri Matbaas~, Selâmet-i Be~er Kiilliyan, no. 1, s. 7.

~bn Ma'n el-Hac Mahmûd Nedim'in Berlin'de 2 Cemaziyelevvel 1337 (3 ~ubat 1919) tarihinde yazd~~~~ Hicaz'da Saltanat Te'sisini Din-i ~slân~~ Men' Eder adl~~ risale asl~nda k~sa bir makaledir.

Eserin ba~~nda; "Ahiran Paris'de mün'akid konferansa ~erif Hüseyin Pa-~a'n~ n üçüncü mahdûm~~ ~erif Faysal Bey'in murahhas s~fat~yla dahil old~~~ n~~

43 Abdülaziz ÇâVi~, a.g.e., s. 2-3.

44 Abdülaziz Çâvi~, a.g.e., s. 12. 45 Abdülaziz Çâvi~, a.g.e., s. 16. 46 Abdülaziz Çâvi~, a.g.e., s. 18.

(23)

HILAFET TARTI~MALARIYLA ~LG~L~~ YAYINLAR 479 ve Hüseyin Pa~a'ya Hicaz Kral~~ denildi~ini gazetelerde okudum. Birçok müs-lümana hakim bulunan ~ngiltere hükümetinin Kur'ân-~~ Kerim'de emr-i ilahi ile memn~l' bir te~kilâta muvaTakat eylemesine hayret itdim. Çünki, bu te~ki-lâta te~ebbüsle ~ngiltere hükümeti bütün müslüman teb'as~~ nazannda Kur-'an'~n ahkarn~n~~ ta~yire kas~d tan~narak infiâli celb idecek ve Hüseyin Pa~a ise Allah'~n emrini de~i~tirme~e kalk~~an bir müslim s~fat~yla ehl-i ~slam tara-f~ndan hürmetsizlikle yâd olunacakd~r. Bu meseleyi tenvir itmek ve her iki taraf~~ yanl~~~ yoldan çevirmek içün bu makâleyi yaz~yorum"47 denilmi~tir.

~slâm'da hilâfetin yeri ve öneminin ele al~ nd~~~~ eserde, insanl~~~ n de-mokrasilere yöneldi~i bir dönemde, ~ngilizler'in siyasi amaçlarla, Hicaz böl-gesinde yeni bir krall~k kurmaya çal~~malar~, "insanl~~~n umumi hislerini ha-fife almak" ~eklinde nitelenmi~tir. Müellif, eserin sonunda ~öyle demi~tir:

"Binâenaleyh, Arabistan'da bir hanedan hükümeti te~kil etmemek, Al-lah'~n emrini muhafaza içün pek laz~m ve akaid-i islâmiyye'ye pek muvâfikd~r ki, ~ngiltere hükümetinin din-i ~slâm'a aç~kdan aç~~a taarruzda bulunma-yaca~~~ me'müldür. ~ayed ehl-i ~slâm'~n pek merbüd bulund~~~~ bu emr-i ilâh-iye kar~~~ hükümet-i mü~ârun ileyhâ muanz bir hareketde bulunmak arz~ly-~~ ~edidini has~l iderse, ekseriyyeti te~kil iden teb'as~ n~ n hissiyaun~~ ok~amak içün bu hanedan~n `E.vlad-~~ Hüseyin'den olmas~n~~ tercih itmelidir. Yoksa, ile-ride yine ba~~~ a~r~yacak ~ngiltere hükümeti ve kan~~ dökülecek ~slam milleti-dir. I'tilâf hükümetlerinin -atide tekevvün idecek fecâati nazar-~~ itibâra ala-rak- bu mühim mes'ele-i diniyyeye h~rs-~~ intikam saikas~yla keyfe ma ye~â müdahele itmemeleri selâmet-i be~eriyye narn~na me'ül ve müntazard~r. Za- ten, bütün âlemin demokrasi idare tarafdan olduklar~~ bir as~rda yeniden ha nedan-~~ hükümet te~kiline kalk~~mak hissiyat-~~ umümiyye-i be~eriyyeyi istihraf itrnekden ba~ka bir ~ey olmayacakd~r."48

18. Said Halim Pa~a, ~slâm'da Te~kilât-~~ Sitas- iyye

Said Halim Pa~a'mn49 (ö. 5 Aral~k 1921) ~slâm'da Te~kilât-~~ Siyâsiyye adl~~ eseri, Mehmed Akif tarafindan tercüme edilerek Sebilürre~âd dergisinde ya- 47 Mahmüd Ma'n, Hicaz'da Saltanat Te'sisini Din-i ~slânt Men' Eder, ~stanbul 1337, Ali

~ükri Matbaas~, SeLimet-i Be~er Millliyâu, no. 1, s. 2. 48 Mahmüd Ma'n, a.g.e., s. 7.

49 Said Halim Pa~a'n~n hayat~~ ve eserleri hk.bk. E~ref Edib, "~slam Alemi ~çin Pek Büyük

Bir Kay~b: Prens Said Halim Pa~a Hazretlerinin ~ehâdeti", Sebilürre~âd, XIX/ 492 (Ankara 1922), s. 256-259; Ismail Kara, Türkiye'de ~slamc~l~k Dü~üncesi, ~stanbul 1986, Risâle Bas~n Ya-y~n Ltd., I, 73-174; Said Halim Pa~a, Buhranlarmnz ve Son Eserleri (n~r. M. Ertu~rul Düzda~),

(24)

y~mlanm~~t~r50. Bu eser ayr~ca Frans~zca ve ~ngilizce olarak da ne~redilmi~tir 51. Said Halim Pa~a'n~n bu kitab~n~~ M. Ertu~rul Düzda~, ~slam Devletinin Siyasi Yap~s~~ ad~yla sadele~tirerek yeniden yarmlam~~ur52.

Said Halim Pa~a, bu eserinde ~slâm'~n ictimâi yap~s~, sosyal hayat~n ka-nunlar~, milli iradenin hâkimiyet ilkesi, dinin hakimiyet ilkesi ve sonuçlar~, mutlu fert ve toplumlar, müslümanlar~n gerileme sebepleri, gerilikten kur-tulman~n çareleri, toplumsal s~n~flar, yürütme ve yasama yetkisi, ~slâm'~n si-yaset metodu ve ~slam'da yürütme ve yasama hakk~~ ve çe~itli meclisler gibi konulan incelemi~tir.

"~slam dini, sahip oldu~u en yüksek anlay~~~ ve hakikatlerle, insanl~~~n en yüce dinidir. En do~ru ve en mükemmel olarak tasavvur edilebilecek olan bir medeniyetin sadece yard~mc~s~~ de~il, o medeniyetin bizzat da kendisidir. Onun d~~~nda bir kurtulu~~ yolu ve selâmet bulmak da mümkün de~ildir."" diyen Said Halim Pa~a, "~slâmiyet'in birtak~m zümrelerin kendi heves ve ç~-karlar~~ için uydurduklar~~ ve içlerinden baz~lar~na insan-üstü kudretler yak~~-t~rmak suretiyle, insanlar~~ sindirip, onlar~n üzerinde siyasi, sosyal ve ahlâki bask~lar kurduklar~~ yalanc~~ hâkimiyetlerin saltanatma ebediyyen son verdi-~ini"54 ileri sürmekte ve müslüman ayd~ nlar~ n "~eriaun hâkimiyeti ilkesi" ye-rine "milli irâdenin hâkimiyeti ilkesini" tercih etmelerini yanl~~~ bularak, "Milli iradenin hâkimiyeti ilkesi daha dün do~mu~tur, fakat yan~lmaz ve so-rumsuz say~lmaktad~ r. Henüz hiçbir yerde kesin sonuç alamam~~ur, fakat tam bir kudretin sahibi san~lmaktad~ r. Bat~~ toplumunun refâh~~ ve maddi gücü müslüman ayd~nlann gözlerini kama~t~rmakta ve gözleri kama~anlarm say~s~~ gitgide artmaktad~r. Ayd~nlar~m~z, kendilerini sonsuz bir hayranl~~a dü~üren bu üstünlü~ü, 'milli iradenin hâkimiyeti' prensibinin `mucizeyi' so-nucu olarak göstermekten zevk al~yorlar."" demektedir.

Milli iradenin hâkimiyeti ilkesine sert ele~tirilerini sürdüren Said Halim Pa~a, "Milli iradenin hâkimiyeti ilkesi, yanl~~~ bir dü~üncenin geli~tirilmesin-den do~mu~tur. Bu geli~menin devam~~ ile de kendingeli~tirilmesin-den önceki hâkimiyet

5° Sebiliirre~ât sy. 439 (~stanbul 1338), s. 264-265; sy. 495, s. 2-5; sy. 496, s. 16-17; sy. 498, s.

38-39; sy. 499, s. 50-51; sy. 500, s. 62-63; sy. 501, s. 74-75.

51 Said Halim Pa~a, Buhranlar~m~z ve Son Eserleri (n~r. M. Ertu~rul Düzda~), s. XXX (ni~irin giri~i).

52 Said Halim Pa~a, a.g.e., s. 223-289.

53 Said Halim Pa~a, a.g.e., s. 227.

54 Said Halim Pa~a, a.g.e., s.231.

(25)

HILAFET TARTI~MALARIYLA ILGILI YAYINLAR 481 görü~leri gibi yok olmaya mahkûmdur. Zaten 'milli irâde' denen ~ey, asl~nda milletin ço~unlu~unu temsil etti~i çok ~üpheli olan bir toplulu~un iradesi-dir. Bu toplulu~un hatta milletin yar~s~n~~ temsil etti~i bile ~üpheliiradesi-dir."56 diye-rek sözlerine devam eder.

Müslüman milletlerin idarelerindeki zaaflar konusunda; ortaya ç~kan kötü istibdâd idareleri ve yap~lan adaletsizlilderin dinden do~mad~~~n~, bun-lardan ne devlet, ne kanunlar ve ne de müesseselerin sorumlu olmad~~~n~, bu kötülüklerin idare kuvvetini eline geçiren ve kanun ad~na hareket ettikle-rini iddia eden ~ah~slar~n kötülü~ünden do~du~unu ileri süren 57 Said Halim Pa~a'n~n bu görü~lerinin tart~~~lmas~, makalemizin s~n~rlar~n~~ ve amac~n~~ a~-maktad~r.

Milli iradenin hâkimiyeti prensibine en yüksek de~erin verilmesine kar~~~ ç~kmalda beraber, Said Halim Pa~a, yine de "Müslüman memleketinde, dev-let reisinin mildev-let taraf~ndan seçilmesi ve hâkimiyetini tesirli ~ekilde yürüte-bilmek için de bütün hak ve imtiyazlara sahip olmas~~ icab etmektedir." 58 di-yerek, "verâset usûlüyle elde edilen bir saltanat" yerine, seçimle gelen bir devlet ba~kan~~ fikrini ileri sürmü~tür ki, bizim bu makalede inceledi~imiz, hi-lâfet ve özellikle de Osmanl~~ hihi-lâfetiyle ilgili en önemli de~i~iklik önerisi de buras~d~r.

19. Lûtfi Fikri, Me~nitiyet ve Cumhuriyet, ~stanbul 1339, Ahmed ~hsan ve ~iirelcâs~~ Matbaas~, 41 s.

Osmanl~'dan Cumhuriyet'e geçi~~ sürecinde, hilâfet ve saltanatla ilgili konularda hararetli tart~~malar yapan ki~ilerden biri olan, II. Me~rutiyet dö-nemi Dersim mebusu Ömer Lütfi Fikri58 (ö. 1934), bu kitab~n~n, "Cumhuriyet F~rkas~mn Mücâdelât-~~ Müstakbelesi" ba~l~kl~~ bölümünde, Milli Mücadelenin ilk y~llar~nda Mustafa Kemal'in hilâfet ve saltanaun korunaca~~~

56 Said Halim Pa~a, a.g.e., s. 239. 57 Said Halim Pa~a, a.g.e., s. 243. 55 Said Halim Pa~a, a.g.e., s. 278.

55 'Ömer Lütfi'nin hayat~~ ve eserleri hk.bk. Mücellido~lu Ali Çankaya, Yeni Mülldye Târihi ve Mülkiyeliler. Ankara 1968-1969, Mars Matbaas~, III, 450-454; Tar~k Zafer Tunaya, ~nsan

Deri-siyle Kapl~~ Anayasa, ~stanbul 1988, Arba Yay~nlar~, s. 187-194; Murat Çulcu, Hilafetin Kald~n)-man Sürecinde Cumhuriyetin ilan~~ ve Lütfi Fikri Davas~ , ~stanbul 1992, Kasta~~ Yarnlan, I,

283-289; II, 16-21, 65-79, 101-107, 165-271; Dersim Mebusu Lütti Fikri Bey'in Günlü~ü "Daima

Mu-halefet" (n~r. Yücel Demirel), ~stanbul 1991, Arma Yay~nlar~, s. 192-200. Ayr~ca, Lütfl Fikri Bey-'in hilâfet konusunda halifeye yazd~~~~ bir aç~k mektup için bk. Dersim Mebusu Lüdi Fikri BeyBey-'in

Günlü~ü "Daima Muhalefet", s. 161-166.

(26)

yönünde yapt~~~~ konu~malar~~ hat~rlatarak, hilâfetin saltanattan ayr~l~p ayr~-lamayaca~~~ ve hilâfetin bir ~ah~s yerine, bir meclise verilip verilemeyece~i hu-suslar~nda, aslen din bilgini olan baz~~ mebuslar~n yazd~~~~ eserlerden nakiller yapar ve daha sonra konuyla ilgili kendi görü~lerini ~öyle dile geti~~ ir:

"Biz burada meseleyi münhas~ran millet ve memleketimizin teâlisi nokta-i nazar~ndan tedkikle diyoruz ki: ~imdiye kadar a'sâr-~~ sâb~ kadaki mu-vaffak~yederimizin, zaferlerimizin bir miras~~ hükmünde olarak Türkiye padi~ahlar~na bütün âlemi ~slam, ayn~~ zamanda kendi halifesi nazar~ yla bak~ -yordu ve bu sûreti telakkiden dolay~~ biz Türkiye ahâlisi umum dünyadaki mevkiimiz itibâriyle pek çok istifâde ediyorduk. Nüfusca maalesef on mil-yonu geçmedi~imiz halde, pâdi~ahlar~m~za umum âlemin "Halife-i ~slam" ad~yla alâkadâr olmas~, bize k~rk, elli milyonluk memleketlerin bile nazar-~~ is-tirkâkla bakabilecekleri bir mevki-i bülend veriyorlard~. Binâenaleyh, bizim menfaatimiz, bu mirâs-~~ mühimmin hiçbir noktas~na ili~memek ve hatta kar-~~ m~ za, hilâfetin bizim elimizden ç~ kmas~ nkar-~~ arzu edecek müslim ve gayr-i

müslim milel-i sâire ç~karsa, bunlar~n elini bu emânete zinhar dokundur-mamakd~r. Halbuki biz ~imdi kendi elimizle bu sûret-i telakkiyi, bu manevi müesseseyi y~k~yoruz ve padi~ahl~~~~ kald~rarak hükümeti ve onunla beraber olan ve ondan ayr~lamayan hilafeti Millet Meclisi'ne veriyoruz."60

20. Hoca ~smail ~ükrü, Hilâfet-i ~slâmiyye ve Büyük Millet Meclisi, An-kara 139, Ali ~ükrü Matbaas~, s. 28.

Kara Hisâr-~~ sâhib mebüsu Hoca ~smail ~ükrü (Çelikalay) Efendi, hilâfe-tin ilga edilmesinden bir hafta kadar önce ne~retti~i Hilâfet-i ~slâmiyye ve

Büyük Millet MeclisP adl~~ eserinin mukaddimesinde ~öyle demektedir: "Görülüyor ki, Büyük Millet Meclisi'nin hilafet ve saltanat hakk~ nda iki maddeyi ihtiva iden 1 Te~rin-i sâni 338 (1922) tarihli karar~~ gerek dâhilde ve gerek bütün âlem-i ~slâmda azim tesirler husüle getirmi~, bu sebeple efkâr-~~ umûmiyye-i ~slâmiyye tereddüt ve ~zd~râbâta dü~mü~dür. Bu hususta aktâr-~~ 6° Lülf~~ Fikri, Me~rütiyet ve Cumhuriyet, ~stanbul 1339, Ahmed ~hsan ve ~ürekis~~ Matbaas~, s. 38-39 (Murat Çulcu, Hilafetin Kald~r~lmas~~ Sürecinde Cumhuriyetin ilan~~ ve Lütfi Fikri

Davas~, ~stanbul 1992, II, 19-20'den naklen).

61 Bu eserin Osmanl~ca orijinali ve yeni harflerle ne~ri için bk. ~ükrü Hoca, Hililet-i

~sla-miye ve Türkiye Büyük Millet Meclisi, ~stanbul 1993, Bedir Yay~nevi; ayr~ca sadele~tirilerek ne~ri

için bk. Ferhat Koca, "Son Dönem Osmanl~~ Ayd~nlar~mn Hilâfet Tart~~malar~", Osmanh'dan

Cumhuriyet'e Siyaset ve De~er Tart~~malar~~ (ed. Ferhat Koca), ~stanbul 2000, Ra~bet Yay~ nlar~,

(27)

HILAFET TARTI~MALARIYLA ~LG~L~~ YAY~NLAR 483

muhtelifedeki ne~riyyât ve baz~~ zevat~n beyanat~ndan anla~~ld~~~na göre, me-selede büyük bir sü-i tefâhüm ham' olmu~. Baz~~ taraflarda öyle zan idilmi~~ ki: Büyük Millet Meclisi, ~eriat-i ~slâmiyyenin ahkam-~~ celilesini bir tarafa b~raka-rak makam-~~ celil-i hilafeti vaz'-~~ aslisinden ç~karm~~, Katolik âlemindeki Pa-pan~n mevkii gibi yeni bir vaz'iyyet husûle getirmi~!

Bütün ~slam efkar-~~ umûmiyyesini temin ideriz ki o karar~~ ~sdar iden Bü-yük Millet Meclisi a'zâ-y~~ muhteremesi kat'iyyen böyle bir tasavvurda bulun-mam~~, böyle gayr-i ~er'i bir vaz'iyyet husüle getirmeyi hât~rma bile getirme-mi~di. ~lga olunan ~ey -âtiyen tafsil ol~naca~~~ vechile- tahakküm ve tasallut-~~ ~ahsidir ki, zaten ~slâmiyet bum kabul itmemekdedir. ~bka ol~ nan ~ey de ayn-~~ hükümet olan hilâfet-i celile-i ~slâmiyyedir ki, bunun mana-yayn-~~ aslisini, hu-kuk ve vezâif-i ~er'iyyesini iptal itmek hiç bir kimsenin, hiç bir meclisin elinde olmad~~~, bütün müslümanlarca malumdur. Böyle iken, o karar~~ yan-l~~~ tefsir itrneye mahal var m~d~r?

... Hiç ~üphe yok ki bu vaz'iyyet muvakkatd~r ve in~allah çok gecikmeksi-

zin asil ve tabii avdet idecekdir. ~slam efkar-~~ umûmiyyesi yakinen bilme-

lidir ki, Büyük Millet Meclisi ile Meclisin intihâb ve biat itdi~i halife-i müsli-min aras~nda hiçbir ayr~l~ k gayr~l~k yokdur. Halife Meclisin, Meclis Halife-nindir.

Lakin madam ki, her ne sebebe mebni olursa olsun, efkar-~~ ~slâmiyyede böyle bir tereddüt ve ~zd~ rab has~l olmu~dur. O halde, bu husustaki baz~~ ulerna-y~~ kiram arkada~lar~m~zla birlikte dü~ündüklerimizi, kütüb-i ~er'iyyede mevcud, muayyen ve müstekar ahkam-~~ ~slâmiyyeyi ne~r iderek, yanl~~~ ne~ri-yât ile ta~lit idildi~i maalesef görülen efkar-~~ ~slâmiyyeyi tenvir it~ne~i en mü-tehattem bir vecibe telâkki itdik. Ümid ideriz ki, bu izahat~mala meclis ile

meclisin mukarreran hakk~nda has!' olan her dürlü tefâhümler zil ola-

cak ve Büyük Millet Meclisi'nin ~eriat-i celile-i ~slâmiyyeyi te'yid ve tarsinden ba~ka bir ~ey dü~ünmedi~i bütün müslümanlar~n nazar~nda tahakkuk ide-cekdir. "62

Eserine öncelikle Hz. Peygamber'in tasarruflarm~~ çe~itli aç~lardan de-~erlendirerek ba~layan Hoca ~ükrü Efendi, daha sonra hilafetin tan~ m~~ ve ~artlanyla ilgili baz~~ tart~~malar~~ ve hilafetin k~sa bir tarihçesini anlatarak, hi-lafet ile saltanat~n birbirinden ayr~lmas~n~n geçici oldu~unu, içinde bulunu-

62 Hoca ~ükrü, Hilâfet-i ~slâmiyye ve Büyük Millet Meclisi, Ankara 1339, Ali ~ükrü

(28)

lan ~artlar de~i~tikten sonra, hilâfetle saltanaun tekrar birle~tirilmesi gerek-ti~ini, halifeye meclisten ç~kan kanunlar~~ -geri çevirme yetkisi olmaks~z~ n-imzalamas~~ imkan~ n~n verilmesini, ba~~ms~zl~~~na kavu~an ~slam devletleri-nin elçileridevletleri-nin halifeye ba~l~~ olmas~n~, halifedevletleri-nin yeni kurulan veya ba~~ms~z-l~~~ na kavu~an ~slam devletlerine, mürâcaatlar~~ halinde, birer "emirlik fer-mam (men~f~r-i emret)" vererek bu devletlerle ili~kilerin kuvvetlendirilebi-lece~ini ve halifenin, hac ile ilgili sorumluluklar~n~~ yerine getirmesi gerekti-~ini savunmu~ tur.

Hoca ~ükrü Efendi'nin bu eserdeki görü~leri, yarmland~~~~ s~rada büyük tart~~malara sebep olmu~~ ve ona reddiye olarak pek çok yaz~~ kaleme al~nm~~-ur63. Siirt Mebusu Hoca Halil Hulki, Mu~~ Mebusu Hoca el-Hac ~lyas Simi ve Antalya Mebusu Hoca Rasih'in yazd~klar~~ ve a~a~~da anlat~lacak olan

Hâlci-miyyet-i Milliyye ve Hilâfet-i ~slâmiyye adl~~ eser de Hoca ~ükrü'nün bu

risâle-sine reddiye olarak yaz~lm~~t~ r.

Hoca ~ükrü Efendi'nin söz konusu eseri hakk~ ndaki en sert tepkiyi ise, Mustafa Kemal Atatürk göstermi~tir. Atatürk'ün Nutuk'unda Hoca ~ükrü ve görü~leri hakk~nda geni~~ bir bölüm bulunmaktad~r". Bu konuda, Atatürk ~öyle demektedir:

"Hoca ~ükrü Hoca ve rüfekas~~ 'halife Meclisin, Meclis halifenindir' saf-satas~yla Millet Meclisini halifenin heyet-i me~vereti ve halifeyi Meclisin ve dolay~s~yla devletin reisi gibi göstermek ve kabul ettirmek istemi~lerdir."65 "Arz etmeliyim ki, ~ükrü Efendi Hoca ve onu ve imzas~n~~ ileri süren politika-c~lar, sultan veya padi~ah unvamn~~ ta~~yan bir hükümdar yerine, unvan~~ ha-life olan bir hükümdar koyarak beyanat ve müddeayâtta bulunmu~lard~r."66 "~ükrü Hoca'lar~ n ne kadar manas~z, mant~ ks~z ve kaabiliyet-i icrâiyeden mahrum efkâr ve ahkâm savunduklar~n~~ anlamamak için cidden, Hoca Efendi gibi Allahl~ k denilen mahlükattan olmak laz~ md~r:67 "Muhterem Efendiler, ~ükrü Hoca Efendi'nin ve siyasetçi arkada~lar~ n~n, maksad-~~ siyasi-lerini aç~ktan aç~~a izhar etmeyip, bunu, bütün âlem-i ~slarn'a te~mil etmek

63 Temel olarak Hoca ~ükrü Efendi'nin görü~lerini tenkit amac~yla yaz~lan çe~itli makale-ler, Hilâfet ve Milli Hâkimiyet (Ankara 1339, Matbüât ve ~stihbârât Matbaas~, 240 s.) adl~~ kitapta toplannu~ur.

64 Kemal Atatürk, Nutuk, ~stanbul 1973, Milli E~itim Bas~mevi (Türk Devrim Tarihi Ensti-tüsü), II, 705-717.

65 Kemal Atatürk a.g.e., II, 705. 66 Kemal Atatürk a.g.e.,II, 707 . 67 Kemal Atatürk a.g.e., II, 709.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bir yandan cemiyetimizin nasıl bir tipe çevrilmesi gerektiği­ ne işaret ediyor, öte yandan bu­ nu mümkün kılacak ıslahatı ana çizgileri ile

Şiirleri ve türküleri okurken bir anda onun görkemli sesinden dinlediğimiz ezgilerin kaynağına iniyoruz; yazılarını ve söyleşileri okurken de.

‹nsanlar›n belli duygular s›- ras›nda gösterdi¤i tipik yüz hareketleri- nin çeflitli hayvanlarda aynen bulunma- s› Darwin’in dikkatini çekti ve duygu-

Difliler ve erkekler aras›nda afl›r› yorgunluktaki farkl›l›klar›n hem testesteronun varl›¤›na hem de yorgunluktan korunmada, birbirleriyle bir flekilde

İlk Türk kadın savaş muhabiri Semiha Es ile evli olan Hikmet Feridun Es Hürriyetteki röportajları ile uluslararası üne sahip | modern bir Evliya..

Bu gruptan mimari projede 10 kadar kifli yeni düflüncelere yeni yaklafl›mlara daha aç›k ve imkan veren Bina Kürsüsü etraf›nda topland›k.. Ben 4 projemi ikisi Muammer hoca

Ortaokul Öğrencilerinin Kemanla Seslendirilen Türk Sanat Müziği Eserinin Beğeni Düzeyine İlişkin Görüşlerinin Cinsiyet Bazında Dağılımı (21 Nolu eser)

Cemal Hoca, medrese kültürü çevresinde şekillenen ve giderek divan edebiyatının dil, söyleyiş ve tema özelliklerini yansılamanın yanısıra, hayata karşı tavırlarını