Yönetmen Halit Refiğ, ünlü romancımızla ilgili 27 yıllık vicdan azabını açıkladı
İstanbul'da 1910'da doğdu. Marksist düşünceye bağlandı. Dostu Nazım Hikmet'le birlikte Yavuz zırhlısında isyan çıkar maya teşebbüsten 15 yıl ağır hapse mahkum edildi, 12 yıl yattı. Roman, öykü ve takma adla polisiye romanlar yazdı. Romanlarının bazılarında köy hayatına eleştirel bir gözle bakan Tahir, esas olarak tarihi gerçeklerle edebiyatı har manladığı eserleriyle dikkat çekti. Asya toplumlarının Batı toplumlarından farklı bir yapısı olduğu yolundaki "Asya Ti pi Üretim Tarzı" görüşünü savunarak önemli bir çığır açtı.
kim sortim i
RUŞEN ÇAKIR____________ ___________
U
# * nlü sinema yönetmeni Halit Refiğ, geçtiğimiz günlerde Ufuk Kitapları’ndan çıkan, “Gerçeğin Değişkenliği: Kemal Tahir” adlı kitabında, üstadı olarak gördüğü ünlü yazar ve düşünü rün, kalp krizinden ölümüne neden olan da vete gitmeye niyetli olmadığını, ama kendisi nin onu caydırdığını, bu yüzden vicdanen ra hatsız olduğunu yazdı.21 Nisan 1973’te, gazeteci Mehmet Bar- las’m evindeki akşam yemeğine
İsmail Cem, Ali Sirmen, Prof. Mete Tunçay, Dr. Afşin Ger men gibi isimler katılmıştı. Ye mekte Tahir ile Tunçay arasında sert tartışmalar çıktı. Bir süre önce kanser nedeniyle sol akci ğeri alınmış olan ve her türlü stresten uzak kalması gereken Tahir, bir müddet sonra fenalaş tı. Eşiyle yemeği terk eden ünlü yazar evine ulaştığında, kendi katına çıkamadı. Girişteki kom şularına sığındı ve orada öldü.
Tunçay mı sorumlu?
Tahir’in bazı dostları ve ta kipçileri, yazarın ölümünden Tunçay’ı sorumlu tuttu. Hatta bir yıl sonra, “Batı Aldatmacılı- ğı ve Putlara Karşı Kemal Ta hir” adlı bir kitap yazan Dr. Hu
lusi Dosdoğru, Barlas’ın evindeki toplantıyı Hz. İsa’nın “Son Yemck”ine, Tunçay’ı da o- na ihanet eden havari Yahuda Iskariyot’a benzetti ve onu şöyle suçladı:
“Bir dost sofrasında, ilk olarak tanıdığı hasta bir yazara karşı, hiç bir nezaket kuralı-, na girmeyecek biçimde ‘sizin eserlerinizi toplatmak lazım’ yollu suçlamalara kalkış mış.” İşte yıllar sonra Refiğ, olaya bambaşka bir boyut getirdi. Yemekten bir gün önce yö netmen arkadaşı Metin Erksan’la birlikte Tahir’i ziyarete giden Refiğ kitabında şöyle yazıyor: “Barlas’ın bir davetinden söz açtı. ‘Soldaki Bölünmeler’ adlı kitabı yazan
Tun-A
çay’ın da'davetli olduğunu, kendisiyle yaptı ğı konuşmayı anlam değiştirecek şekilde kı salttığı için onu görmek istemediğini söyledi. Ben, Soldaki Bölünmeler’i Çetin Yetkin’in yazdığını, Tunçay’ın kitabınınsa ‘Türkiye’de Sol Akımlar’ olduğunu anlattım. Tunçay’ın kimliğini tam bilmiyordu, ‘öyleyse ben Bar- las’ın davetine gideyim’ dedi.”
Refiğ, şöyle devam ediyor:
“Soldaki Bölünmeler’i Tunçay mı yazmış, Yetkin mi yazmış, bunu düzeltmek bana mı düşerdi? Ömür boyu karşılığını veremeyece ğimiz acı, vicdani sorularla yaşıyoruz.”
Tarihçi Mete Tunçay da, Tahir’in ölümünden sorum lu tutulmasını, bir yıl sonra yanıtlarken şöyle demişti:
“Kemal Tahir’in hastalı ğını gerçekten bilmiyor dum. Barlas’ın evinde ken disini son kez gördüğümde rakısını içiyor, yemeğini yi yor ve heyecanla, ‘Türk in sanının başkalarına benze mezliği’ üstüne nutuk çeki yordu. Kendisine yöneltti ğim eleştirilerin doğruluğu na kesinlikle inanmakla bir likte, hemen o gece vefat e- deceğini bilseydim, onu çok daha övücü bir biçimde ko nuşurdum. Nitekim ‘Son Yemek’te birlikte olduğu muz kişilere, bu üzüntümü cenaze töreninde içtenlikle söyledim. Onun abartmacı üslubuna ayak uydurmak çabasıyla ‘sizin eserlerinizi toplatmak ister dim’ dediğim doğrudur. Bence ki taplarının ‘toplatılma’yı hak etmele rinin nedeni, porno oluşları değil, o geceki toplantıda özellikle belirtti ğim gibi, tarihsel gerçeklerin içyüzü nü ancak birkaç yüz kişi ciddi kaynak lardan araştırabilecekkcn, onun bü yük bir sorumsuzlukla, sahici kişilere asla kendilerinin olamayacak görüşler yakıştırmasıdır.”
Ünlü sinema yönetmem Halit
Refiğ, 27 yıl sonra M illiyet’e, “Bir çeşit suçluluk duyuyorum, vicdan azabı çekiyorum. Çünkü Kemal Tahir’in ölümünde vebal birinci derecede bendedir” açıklamasında bulundu.