• Sonuç bulunamadı

Tarikatlarda imanla para ve Nazım Hikmet'in hakkı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tarikatlarda imanla para ve Nazım Hikmet'in hakkı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CUMARTESİ, 10 Şubat 2001

Tarikatlarda imanla para

ve Nâzım Hikmet'in hakkı

B

ELLİ ki Nâzım'ın çi­ lesi bitmemiş. Cumhu­ riyet karşıtı bir tarikat liderine özel kabir için olağa­ nüstü gayret gösteren Türki­ ye Cumhuriyeti politikacıları arasında hâlâ Türkiye'nin ye­

tiştirdiği dünya şairi Nâzım

Hikmet'i kabul edemeyenler var. Bazı MHP'liler, yetmiş dokuz ya­

şında kendini aşan ve Nâzım'dan di­

zeler okuyan liderlerinin hoşgörüsüne ulaşamadılar.

Yazık, demek ki daha çoook fınn ekmek yememiz gerekiyor.

Ö nce şu tarikat işini biraz irdele­

yelim, sonra Nâzım'ın çilesine döne­

riz.

Tarikatlar bugün tarihte yaptıklan kutsal görevlerin çok uzağında bir ko­ numa gelip oturdular.

Bugün tarikatlar parasal gücü tah­ minlerin çok üzerinde olan birer şir­ ket durumunda.

1960'ların ikinci yarısından itiba­ ren tarikatlar hedeflerine varabilmek için sadece imanın yetm eyeceğinin farkına vardılar.

Müritlerinin birikimlerini birleştire­ rek büyük bir parasal güç oluşturabi­ leceklerini ve bu yolla amaçlarına da­ ha kolay varabileceklerini hesapladı­ lar.

Politikacıların hoşgörüsüyle bunu da başardılar.

H er biri birer holding kurarak ekonom ik yönden çok güçlü hale geldiler.

Bu da onların mürit sayısını artır­ dı. Böylece siyasi güçleri de büyüdü.

★ ★ ★

1 9 8 0 'd e n sonra tarikatların eko­ nomik ve siyasal gücü daha da arttı.

2 8 Şubat sürecinden önceki gün­ ler ise zirveye ulaştı.

Fethullahçılar, Nakşiler, Milli Gö- rüşçüler, Süleymancılar, Radikal İs­ lam cılar, Kadiriler, Y eni Nesilciler, Y eni Asyacılar ve ötekiler parasal yönden birer dev haline geldiler.

O zaman işler daha kolay yürüme­ ye başladı.

2 8 Şubat bunların tekerine biraz çomak soktu ama tam olarak durdu­ ramadı.

Tarikat holdingleri hem en her alanda yantımlar yaptılar.

Kendilerine bağlı olan müritlerin desteğiyle büyük paralar kazandılar.

Bu olanaklarla okullar (imam ha­

tip), yurtlar, camiler, külliyeler, hasta­ neler, fabrikalar yaptılar, Kuran kurs­ tan açtılar.

Medyaya da girdiler.

Bugün dinci TV ve gazetelerin sa­ hipleri bu tarikatlar veya onlar adına sahip görünen kişiler.

Bugün tarikatlara bağlı 3 bin vakıf olduğu sanılıyor.

Mahmut Esad C o ş a n 'ın gücü­ nün kaynağı işte bu yapıdan geliyor.

★ ★ ★

Nâzım Hikmet olayına bakalım.

Ölümünden 5 veya 6 ay önce Al­

parslan Türkeş'le Gümüldür'de yazlık evinin yakınında bir motelde söyleşi yapmıştım.

O zamanlar Türkeş tam yetmiş

dokuz yaşındaydı.

Kendisine partisinin son kurulta­

yında Nâzım Hikmet'ten dizeler

okurken tepki görmekten çekinip çe­ kinmediğini sordum.

Hiç tereddütsüz yanıtladı:

“ Hayır, hiç çekinmedim. Ar­ tık ideolojiler yıkıldı. Yeni dün­ ya değerleri var. Ç ağdaş bir toplum olmak ve dünyanın geri­ sinde kalmamak istiyorsak onla­ rı benimsemeliyiz. Nâzım bizim şairimizdir. Onun çok sevdiğim şiirleri vardır. Okuduğum şiir de bunlardan biridir. Artık takıntı­ larımızı aşmalıyız. Onun için bil­ hassa okudum.’’

Bugün Nâzım'ın vatandaşlığının

iade edilmesini sağlayan ve bir hak­ sızlığı giderecek olan kararnam eye karşı çıkan MHP'liler var.

Belli ki Türkeş'in verdiği mesajı

hâlâ anlayamamışlar.

Yetmiş dokuz yaşındaki bir politi­ kacının kafasında yaptığı reformu ya­ pamamışlar.

Nâzım, Türk toplumunun yetiştir­ diği dünyanın en büyük şairlerinden biridir.

Vatanına hasret gitmiştir.

Bazı küçük kafalar ne derlerse de­ sinler, ne kadar küçük düşünürlerse

düşünsünler, Türkeş'in dediği gibi o

bizim insanımızdır, o bizim şairimizdir.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Nine apansızın ölüp varı yo ğu ka­ panım elinde kalınca baskısız kalan Sadi, K avuklu H am dinin orta oyun­ larında, Şevkinin tiyatrosunda aktör lüğe

A number of independent practice tasks can be suggested for the client following the first consultation, for example, collection of stuttering severity scores during everyday talking

BEN DE FOTOĞRAFINI ÇEKİYORUM — Sami Güner’e göre Yunus Emre’den Tlırgut Uyar’a şairler, insanın ve doğanın şiirini yazıyor, kendisi de fotoğrafını

SEVSAY: Türkiye’de, merhum Cemal Reşit Rey ile 9-10 yıl süren çalışmala­ rımdan sonra uzun bir süre Viyana Mü­ zik Akademisi’nde Kompozisyon ve Or­ kestra

sürekli olarak Köln de oturuyor Iş için Münih'e geldiğinde acı kahvemi içmesinde garipsenecek bir taraf görmüyorum" diyor MEHMET AKTAN.. M ÜNIH’ten

Meşrutiyetin ilânını mütaakıp BabIâli’de na­ mus ve iffetiyle ihtisasına güve­ nilen yegâne adam olarak, Yıl­ dız Sarayında mevcut mahrem evraklı jumaUann

İnsanlığın başlangıcından bugüne değişime uğrayan doğada görülen farklılıklar, değişen toplumsal değerler ve doğa insan ilişkisi ve sanat- sal

Çiçek gönderilmemesi rica