î
1 iH A Ş M E T A K A L
R
e
s
i
m
S
e
r
g
i
s
i
G A R A N T İ S A N A T G A L E R İ S İ
Natürmort, tuval üzerine yağlıboya, 24 x 33 cm.
HAŞMET ARAL’ IN SANATI ÜZERİNE Ahmet KOKSAL Haşmet Akal’ın sanatçı kimliğini ilk duyuruşu, Güzel Sanatlar Akademisi Léopold Lévy atölyesinde eğitim gördüğü yıllarda bir arkadaş topluluğuyla kurduklan ‘‘Yeniler Grubu” nun etkinliğiyle başlamıştı. Aralarında Avni Arbaş, Ferruh Başağa, Nuri İyem, Nejad Devrim, Agop Arad, Selim Hıran, Mümtaz Yener, Hırgut Atalay’ın da bulunduğu ‘ ‘Yeniler Grubu’ ' üyeleri, sanatın özellikle resmin toplum sorunlanyla ilgilenmesi, halkın yaşan tısını, günlük uğraşlannı, sevinç ve kaygılannı yansıtması görüşünde bir araya gelmişlerdi.
‘‘Yeniler’ ‘in 28 Mart 1940’ta Gazeteciler Cemiyeti’nin Beyoğlu lokalinde düzenlediği ‘ ‘Liman’ ’ adlı ilk sergi, çağdaş resim estetiğinden çok liman görünümleri ve yaşantısını konu alan gerçekçi bir görüşün izlerini taşıyordu. Mustafa Şekip Hınç, Hilmi Ziya Ülken, Ahmet Hamdi Thnpınar, Fikret Adil gibi bilim adamlan ve yazarlann desteklediği ‘ ‘Yeniler’ ’ 1955 yılına değin İstabul’da on kadar sergi açtılar.
Bununla birlikte kimi üyeler, ilk yıllarda savundukları gerçekçi, toplumcu çizgiden aynlarak soyut akımlardan etkilenmeye başlamıştı.
1949 sonlannda Paris’e giden Haşmet Akal da, yeni gerçekçilik eğilimini benimsemesine karşın, yanında çalıştığı André Lhote ile Fernand Léger’nin etkisiyle biçimciliğe yönelmiş; o dönemde hız kazanan non-figüratif akımlara büsbütün kayıtsız kalamamıştı. 1953’te İstanbul’a dönüşünde Sanat Dostlan Derneği‘nde sergilediği resimlerde soyut akımların izleri beliriyordu. Ama Haşmet Akal’ın asıl kişiliği, toplumsal ve yöresel gerçekçiliğe yönelen resmimizin öncülerinden biri olarak, özellikle figür anlatımında başarı gösteren sanatçılardan biri olmasıdır. Akademi öğrenciliğinde katıldığı “ Liman” sergisindeki figürlü görünümler, çok sayıda portre ve figürlerin yanı sıra
Odun Kesenler, yağlıboya, 20 x 33 cm.
kimliğini asıl kanıtlayan resimler arasında TBMM'nin yarışması için 1955’te Adana’da hazırladığı “ Dadaloğlu” , “ Tahtacılar”, “ PamukToplayanlar’ ’, “Adana’nın Kurtuluşu” adlı tablolardır. Bu düzenlemelerde Haşmet Akal, yöresel resim anlayışının Türkiye’deki temsilcileri arasında yer alır. Ölümünün ardından yazdığı bir yazıda Eşref Üren, ondan şöyle söz etmişti: “ Daima heyecanlı, bir yere gidecek olanların telaşı, acelesi içindeydi. Bu özlü ressam Daumier’ye hayrandı. Biçimleri bozmakta, tipleri karikatürleştirmekte, tablolannı ak’la kara’ya bulamakta bu büyük ressamla ortak yönleri vardı. Daumier için ‘o benim ressamımdır’ derdi zaten. Son eserlerinden ‘Dolmuş’ta bu sevgiden izlere rastlıyoruz.
Haşmet Akal’m bıraktığı resimler arasında yakın çevresinden portreler, figürler, çocuk başları, natürmort ve çıplaklar akademik ve gerçekçi bir anlayışın ürünleridir. Bunlar arasında belirgin biçim bozmalar, geometrik ve kesin kenar çizgilerle
üsluplaştınlmış figür düzenlemelerinde soyut deneyimlerle gerçekçi görüşü senteze götürmek isteyen kendine özgü bir biçimleme izlenir. Son yıllannda Ankara’da yayınlanan Seçilmiş Hikâyeler ve Dost dergisinde sanata ilişkin yazıları yanı sıra kimi yazı ve şiirleri resimleyen desenlerinde de bu özellik görülür. XXI. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde yer alan “ Dadaloğlu” adlı düzenlemesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı Sanat Tâkvimi’nin ilk yaprağında çıktı (1961).
Sanat yapıtlarının bir duyarlığın toplumsallaştırılması işlevini genç yaşlarda benimseyen Haşmet Akal’ın beklenmedik ölümü tasarılannı bütünüyle gerçekleştirmeye elvermedi.
Ölümünden sonra Ankara Milli Kütüphane galerisinde açılan ve bütün yapıtlannı içeren bir sergiden sonra, resimlen günümüze değin süren bir unutuluşa bırakıldı. Sanatçıyı yitirişimizin otuzuncu yılında özel koleksiyonların katkısıyla Garanti Sanat Galerisi’nde düzenlenen bu anma sergisi, bu unutuluşu gidermek istediği gibi onun anısına duyduğumuz saygıyı belirtmeyi, sanat uğraşını genç kuşaklara tanıtmayı da amaçlıyor.
Metin Eloğlu Portresi, tuval üzerine yağlıboya, 28 x 35 cm.
1918’de İstanbul’da doğan Haşmet Akal, dönemin
Türkçülük akımlarına katılan babasını küçük yaşta
yitirmişti. Ana soyu Üskiip’lüdür. İlköğrenimini
Galatasaray Lisesi’nin ilk bölümünde yaptıktan sonra
Haydarpaşa Lisesi’ni bitirdi.
1938'de İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ne giren Akal,
burada Léopold Lévy’nin öğrencisi oldu.
1928/30 yıllarında Fransa’da oldukça tanınan Lévy,
akademik geleneklere, aşırı eğilimlere bağlanmamakla
birlikte doğa anlayışına daha özgür ve duyarlı bir yorum
getiriyordu. Akadcmi’de Lévy atölyesinde çalışan
öğrencilerden bir bölümünün 1940 yılında
“ Yeniler Grubu” adıyla kurduğu toplulukta Haşmet Akal
da bulunuyordu. 1942’de Güzel Sanatlar Akademisi’nin
kuruluşunun 60. yıldönümü nedeniyle atölyelerde
düzenlenen sergilere de katılmıştı.
1946’da Akademi’yi bitiren sanatçı 1949’da burslu olarak
Paris’e gitti. André Lhote, Fernand Léger gibi ustaların
atölyesinde çalıştı; Jean Metzinger’e asistanlık yaptı.
Ardından Kuzey Fransa’da restore edilen bir kilisenin
konkurlarını kazanarak gittiği Valancienne kasabasındaki
kiliseye ve bir hastane duvarına resimler yaptı.
1953’te yurda dönen Haşmet Akal, ertesi yıl Yapı Kredi
Bankası'nıtı açtığı “ Üretim” konulu yarışmada
“ Balıkçılar” adlı figür düzenlemesiyle derece aldı.
Aynı yıl İstanbul Şehir Galerisi’nde eski, yeni çalışmalarını
bir araya getiren bir sergi düzenledi.
1955’te TBMM’niıı düzenlediği yarışma için gittiği
Adana’da yerel motifler ve çeşitli belgeler topladı.
Adana’da yaptığı resimlerle burada da bir sergi açtı.
1956'da Mersin Lisesi resim öğretmenliğine atanan
Haşmet Akal, burada kaldığı dört yıl içinde sergiler açtı;
öğrencileriyle “ Elek” adlı bir sanat dergisi çıkardı ve
tiyatro çalışmalarına katıldı.
1960 Mart’mda Ankara Türk-Amerikan Derneği’ndc
sergilediği son dönem çalışmalarının çekliği ilgi üzerine
Gazi Eğilim Enstitüsü resim bölümü öğretmenliğine
atandı. 30 Aralık 1960 sabahı beklenmedik bir kalp krizi
sonucu, en verimli bir döneminde aramızdan ayrıldı.
Açılış: 5 Ocak 1990, saat 17.00
5 - 2 6 Ocak 1990, 11.00 18.00 (Pazargünleri dışında)