SON SAAT
Enstitüsünün
... ... ...
^s/P/ı,b
O.
hiç
k im se y e kitap v e rm e z v e k im se d e n d e
kittp
iste m e z. Y a ta k ta kitap okum ayıua
kitaba
k a rşı bir hürm etsizlik sa ya r
rfaan Köprülü ile, la melini babasının almış olduğu Türkiyat Ensiilüsün- de konuşmamıza devam edi yoruz. Onu, karşı duvarda, büyük bir çerçeve içindeki Üsladm resmine bakarak din Iiyorum:
— Demokrat Parti kurul duktan sonra da, kendini bu memleket davasına tamamen vakfetmiş olmasına rağmen, eski itiyadından bir anda sıyrılamadığı için, yine çok okudu, çok yazdı. Bilhassa çok not alırdı. Bu hal ikti - dara gelinceye kadar devam etti.
S iy a s î v e İlm î n eşriy a t O esnada yazdığı yazılar dan bir kısmı Ankarada e v velâ (Dikkat), sonra (K u v - vet) vs nihayet (Kudret) ga zetesinde çıkan başmakale leridir ki hepsi siyasîdir.
Bir taraftan da İslanbul- daki (Vatan) a ve (Son Sa at) e makaleler yazardı. O sırsda, vaktinin büyük bir kısmını esasen Demokrat Partiye ait siyasî neşriyata hasretmiş gibiydi.
A yn i zamanda İlmî neşri yatı da ihmal etmemiştir- Bilhassa (İslâm Anslklope - dişi) ne yazdıkları bir hayli yekûn tutar.
N e ş re d ile c e k e s e rle ri Bu Ansiklopedide çıkan muhtelif yazılarından bir ço ğu ileride, mesela; (Harzem Şah), (Çağatay Edebiyatı Tarihi), (Azerbaycan Edebi yatı Tarihi) gibi ciltler ha linde neşredilecektir.
— Nasıl çalışır? a
— Hayatı çok planlıdır- Bir gazete makalesini dahi plânsız yazmaz. Y azarken biraz zahmet çeker, _ fakat her zaman müsveddesiz ya zar.
İlm î bir yazıyı hazırlar - ken, günlerce kafasını baş ka her şeyden tecrid ederek, kendini iam am iyl. o m ev zua verir. Onun bu halini yakından bilenler, muhtelif şeylerle alâkadar olur gibi görünürken de. bütün akıl ve fikrinin orada olduğunu anlarlar.
— Amma, okumayı yas - maktan çok sever, değil mi?
— E|vet... En büyük zevk lerinden biri de not almak tır. Hattâ okuduğu kitapla rın sahife kenarlarına da notlar yazar. Kitaba karşı, büyük bir zaafı vardır. M e selâ bir kitap alırken, çok temiz, kusursuz olmasına dikkat eder. Eline aldığı her yeni kitabın sahifelerini, iti na ile iş işler gibi, yavaş ya vaş, örselemeklen, yıprat - maktan çekine çekine, birer birer kendi eliyle keser. Hat tâ kitaplarının tozunu sil meyi de, ekseriya başkaları na bırakmaz, kendi yapmak ister. Bazıları gibi yatakta kitap okumasını hiç sevmez. Mutlaka masa başında otu - rarak okur. Beni yatakta k i tap okur görürse müthiş k ı zar.
Y a ta ra k o k u m a y ı h iç s ev m ez
Adeta, yatarak okumayı, kitaba bir hürmetsizlik sa yar. Kimseden kitap iste mez, kimseye kitap vermeyi de sevmez.
— Ekseriyetle hangi dil lerde okur?
— Fransızca... Farscası da çok kuvvetlidir. Biraz da A - rapçası vardır. Dil mevzu - undaki enteresan bir tarafı da İngilizce ve Almanca bilmediği halde, kendi m ev zuuna ait, bu dillerde yazıl
mış yazıları okuyunca ana hallariyle anlar. Annem A l manca, kız kardeşim İn gi lizce bilir. Babam, bu dil lerden birinde okuduğunu iyice anlayıp anlamadığım kontrol etmek için onlara sorar. Neticede anlaşılır ki tamamen kavramıştır. Hat tâ, kendisi o m evzV ı çok iy i bildiği için, mevzuun ya bancısı olduklarından dola y ı bir cümle üzerinde kalan lardan, daha iy i kavramış olduğu anlaşılır. O zaman:
— Hani siz dil bilirdiniz? diye şaka eder.
— Çalışma sahasında baş ka hususiyetleri?
Teferruat ve esas
— Babamın e x büyük hu susiyetlerinden biri de ilmi sahada olsun, siyasette olsun teferrüat üzerinde durmak tan hiç hoşlanmayışıdır. A - na dâvalarla meşgul olmayı tercih eder. Meselâ İlmî ba kımdan: bir yazıda esas o- larak aldığı ve kadrosunu çizdiği mevzuu ana halleriy le ele alır. Teferruat üzerin de durmak istemez. Bütün hayatında da beyledir. P o li tikada da, meselâ partinin u- mumî bir siyaseti vardır. Bu umumî politika arazında za man zaman, ufak tefek ak saklıklar olur- Birçok kim seler bu aksaklıkları görün ce, bunları mühimserler. Ba bam aldırmaz, esasa bakar.
— Hoca olarak talebesine karşı nasıldı?
— Bilirsiniz ki ezberden hiç hoşlanmaz. Talebesine ders kadar, hattâ deha fazla k ıta » okumak merakım ve iptilâsım aşılamak ister. T a lebesinde en cok aradığı meziyet de; düzgün muhake me, iyi ve kuvvetli mantık tır.
ap- .an»
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi