• Sonuç bulunamadı

Ermeni terorizminin kökleriyle ilgili dev bir araştırma:150 yıllık kin:Türkler kötüleniyor, kilise zenginlesiyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ermeni terorizminin kökleriyle ilgili dev bir araştırma:150 yıllık kin:Türkler kötüleniyor, kilise zenginlesiyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

25 EKİM 1984

\Erm eni terörizm inin kökleriyle

ilg ili dev b ir araştırm a:

IS O

taııbul Ermeni Patrikliğine seçilenlerin bir kısmı, devletin dış gailelerle ğraşmasını fırsat bilerek dini nüfuzlarını devlet aleyhine kullanma girişim­ cinde bulunuyorlardı. Horen Lusinyan’dan sonra patrikliğe seçilen Yeği- 1 Turyan zaman zaman bu çeşit girişimleriyle dikkati çekiyordu.

Amerika'da Türk

düşmanlığı

pompalandıkça,

Ermenllerl eğitmek

İçin toplanan para

artıyordu

kürkler kötüleniyor,

kilise zenginleşiyor

E

VET, Amerikan protes- tan misyoneri Türkiye

Ermenisini avucunun içine almıştı ve bir hamur gi­ bi yoğuruyordu artık. Ameri-

katı ile Ermeninin göbekleri

birbirine bağlanmıştı. fyna Ermenilere harcanan Amerikan parası, halktan top­ lanıyordu. Bu parayı toplaya­ bilmek için Amerikan Protes­ tan Kilisesi kolları sıvayıp se­ ferber oluyordu. Atlantik’ten Pasifik’e kadar baştan başa tüm Amerikan kiliseleri işe koyuluyor, Türkiye Ermenisi- rie gönderilmek üzere Ameri­ kan halkından para istiyordu.

Paranın toplanabilmesi için binlerce kilisede, her pazar,

‘İğrenç Türk’ teması binlerce

jtez Amerikan halkının

kafası-G

a sokuluyordu. Türk ne ka- ar çok kötülenebllirse ve

fzavallı ve masum’ Ermeniye

yürekler ne kadar çok acındı- nlırsa, toplanan para o ölçü­ de artıyordu.

ı Am erika’da, ö zellikle

t1890’lardan sonra, Türk düş- anlığı kampanyaları giderek ıkfaşmıştır. Bunlar, her vesi- eyle tekrarlanıp durmuştur. (1894 Sasun ayaklanması üze­ ne, Türkiye Ermenilerine ardım için, misyoner örgütü, merikan Protestan Kilisesi, (Amerikan Kızılhaç’ı, başta

phristlan Herald olmak üzere,

çeşitli Amerikan gazeteleri ve diğer bazı kuruluşlar seferber edilm işti. Washington’daki Osmanlı elçisi Mavroyeni

Bay, “Bu bir dini ayaklanma­ dır” diyordu. İki kişilik perso­

neliyle çırpınıp kalmıştı. Ame­ rikan Dışişleri Bakanlığına bota üstüne nota gönderiyor­ du. Protestan Kilisesinin bu örülmemiş Türk düşmanlığı ampanyasını protesto edi- ordu. Notalar, Amerikan Dı­ şişleri dosyalarında kalıyor- 0u.c-Protestan kilisesi kam­

panyayı azıtarak sürdürü­

yor, ^sürdürüyordu. Öindar •Amerikan vatandaşı, ömrün- jde yüzünü görmediği Türk’e ikinle diş bileyerek ve “zulüm

gören” zavallı din kardeşi Er-

¡meniye karşı yüreği burkula­ cak cüzdanını açıyor ve (kilisenin sandığına birkaç do­ klar atıp çıkıyordu. Evet, Ame- ¡rikşüı, Sbkaktaki Amerikalı, ¡Türkiye’nin yerini bilmiyordu. ¡Türk insanını ömründe hiç ¡görmemişti. Ama yeryüzünün biryerinde “kanlı bir canavar” old,uğunu, bunun adına Türk derjdiğini, bu “canavarın” ve

“bartoann” masum Hıristiyan-

lari koyun gibi kesip biçtiği- ni.Jyice kafasına sokmuştu. Sevap işlediğini, dine hizmet ettiğini, Cennetlik olacağını sanarak, cüzdanını açıyor ve para veriyordu.

Bu amansız Türk düşman­ lığa kampanyasıyla toplanan paraların haddi hesabı yoktur. ¡Küçük birörnek bir fikir edin- »fneye yeter: “Sasun ayaklan­

ıla s ı üzerine, yalnız Sivas ¡yöresi Ermenilerine Amerika’ İden 150 bin dolar kadar para

»Protestan Kilisesi, Amerika’da Türk

düşmanlığı karşılığı, Ermeni

yandaşlığını bir ticaret yöntemi olarak

benimsedi

1900 lü yıllarda Harput’tan her yıl 100

Ermeni kızı evlenmek üzere

Amerika’ya yollanıyordu

ı Birinci Dünya savaşı öncesinde ABD’de

50.000 kişilik bir Ermeni kolonisi

oluştu

ı Misyonerler Amerikan Hükümetini

Türkiye'ye askerî müdahalede

bulunmaya kışkırttılar

iCreen adında bir misyoner, Ermenllerl

kurtarmak için Türklere karşı bir Haçlı

Seferi çağrısı yaptı

1892'de İstanbul Ermeni Patrikliği'ne seçilen Horen Lusinyan, Sultan Ab- dülhamid lin in azınlıklar politikası yüzünden gerektiği kadar aktif olama­ manın sıkıntısını çekiyordu.

Bütün bu paraların her do- •ı, her cent'i, Türk düşman­ lı yapılarak toplanmıştı.

Yeryüzünde Türk milleti kadar başka hiçbir millet, hiçbir İn­ san toplumu, böylesine yay­ gın, böylesine sürekli bir kin ve düşmanlık kampanyasına hedef olmamıştır.

•U YAR ILAR HİÇBİR

TEPKİ YAPMIYOR

1

895 yılında Amerika'

da yürütülen “Erme­

nilere yardım” kam­

panyasında pek çok kilisede

“Türklere lânet” duaları yapıl­

mış, pek çok açık hava m itin­ ginde Türklere akıl almaz iftiralar atan “kararlar” alın­ mıştı. Her defasında Osman­

lI elçisi bu düşmanlık kam­

panyasına Amerikan Dışişle­ rinin dikkatini çekmişti. Elçi­ nin notaları kampanyaya hiçbir etki yapamamıştı. Son­ ra, bu kampanyaya katılan

“Christian Herald” adlı New

York gazetesi, toplanan para­ ları Ermenilere dağıtmak üze­ re W.W. Howard adlı birini

Van’a göndermişti. Osmanlı

elçisi Mavroyeni Bey, Mr. Ho-

ward’in yayınları ve konuşma­

larıyla koyu bir Türk düşmanı olduğunu kanıtladığını, 4 Ekim 1895 günü Amerika Dış­ işleri Bakanlığına resmen ve yazıyla bildirmişti. Buna rağ men, Howard ve benzerler Anadolu’ya gelmişler ve Er menilere yardımları elden da ğıtarak, bir kez daha düşman lık propagandası yapmışlardı

•A M ER İK A ’DA

ERMENİ GÖÇMENLER

A

MERİKA’da Ermeni propagandasının en sürekli kaynakların­ dan biri, oraya göçedip yerle­

şen Ermenilerdir. Bunların büyük çoğunluğu Türkiye’den gitmişlerdir. Amerika Ermeni kolonisinin nasıl oluştuğuna kısaca değinelim.

XIX. yüzyılın İkinci yarısı­ na kadar Amerika’da bir Er­ meni varlığı yoktu. Ondan

sonra, geçen yüzyılın ikinci yarısında azar azar Ermeni göçleri başladı.

Amerika'dan Türkiye’ye ilk gelenler tacirlerle misyo­ nerlerdi. Türkiye’den Ameri­ ka’ya İlk giden Ermeniler de bunların kayırıp korudukları kimseler oldu.

Gidenlerin bir bölümü ge­ ri döndü, ama bazıları da dön­ medi. Dönenler Protestan kili­ selerinde görev aldılar, içle­ rinden sivrllenler de oldu. Türkiye, Protestan cemaati­ nin başına geçen, daha son­ ra Kudüs Ermeni Patrikliği’ne yükseltilen Harutlon Vaha-

bedyan bunlardan biriydi.

Misyonerler yalnız papaz yetiştirmek için öğrenci gön­ dermekle kalmadılar. Öteki Amerikan yüksek okullarına,

Yale, Princeton gibi Amerikan

üniversitelerinde de Ermeni öğrencileri yetiştirdiler. Bun­ ların da bir bölümü Amerikan pasaportuyla geri döndü. Amerikan vatandaşı olarak İs­ tanbul’da çalıştılar. Örneğin,

1891 yılında, İstanbul’da, Amerikan vatandaşı 6 Erme­ ni doktor ve 2 Ermeni dişçi vardı. Bunlar, misyonerlerin

Amerika’ya gönderip yetiştir­ dikleri ve orada bulundukları sırada, Amerikan vatandaşlı­ ğına geçirilen kimselerdi.

öğrenim için Amerika'ya gidip, oraya yerleşen Ermeni gençlerinin sayısı, 1890 yılın­ da 70 kadardı. Bunlar, Ameri­ ka'da Ermeni kolonisinin ilk çekirdeğini oluşturdular.

Sayıları henüz pek azdı ama yükseköğrenim görmüş, genç ve dinamik kişilerdi. Ko­ yu birer Türk düşmanı olarak y e tiş tirilm iş le rd i, ü stelik Amerikan misyonerlerinin ve Protestan kilisesinin prote- gâ’ le riyd ile r, arkalarında Amerikan Protestan kilisesi­ nin desteği vardı.

Amerika’ya yerleşen ikin­ ci Ermeni grubu, yeni yetişme küçük tüccar takımıydı. Örne­ ğin, Harputlu Agop Bogigian, m isyonerlerin yanlarında uşak olarak çalıştıktan sonra, 1876 yılında Amerika’ya git­ miş, tutunamayıp geri dön­ müş, bu defa papaz yamağı olarak misyonerlerin yanında çalışmaya başlamış, misyo­ nerin biriyle kavga edip ayrıl­ mış, sonra yeniden Amerika' ya gidip halı dükkânı açmış­ tı. Jakob Arekelyan adlı bir başka Ermeni genci, bir mis­ yoner ailenin uşağı olarak Amerika'ya gitmiş, oraya va­ rınca, uşaklığı bırakıp, Bos­ ton'da bir ticarethane açmış ve tutunmuştu. Bir bölüm Er­ meni de Amerikan tüccarının yanında simsar olarak çalışıp Türkiye’de biraz para yaptık­ tan sonra, Amerika’ya gitmiş ve kendi başına bir işyeri aç­ mışlardı. 1880’lerde Amerika’ nın Boston, Şikago, New York gibi kentlerinde ufak-ufak Er­

meni dükkânları veya mağa­ zaları açıldığı görülür. Bunlar halı, kilim, vb. gibi Türk mal­ ları satıyorlardı.

Amerika’daki ilk Ermeni komitelerini, irili-ufaklı propa­ ganda yayınlarını bunlar sü­ rekli beslemişlerdir. Zaman zaman komitecilerle çatışıp öldürülenler de olmuştur. Ama genellikle, Ermeni tüc­ carı ve işadamı, Amerika’da Türk düşmanlığını körükleyen gruplardan biri olarak ortaya çıkmış ve hep öyle kalmıştır.

• H E R YIL 100

ERMENİ KIZI

ĞRENCİ ve küçük tüc- ■ ■ car takımının

arkasın-dan, 1890’lara doğru, küçük esnaf, zanaatkâr ve köylü Ermeniler de Amerika’ ya göçe başlamışlardır. Bun­ lar, ö nce likle m isyoner çalışmalarının en yoğun oldu­ ğu Harput, Merzifon, Erzurum gibi yörelerden kalkıp Ameri­ ka’ya gitmişlerdir. Çalışıp pa­

ra kazanmak n iyetiyle

gitmişlerdir. Önce bekârlar gitmiş, sonra ailelerini ve ya­ kınlarını çekmişlerdir. Giden­ lerin çoğu, askerlik bedeli ödememek için gidiyordu. Sonra, bunlara Ermeni kızla­ rı gönderiliyordu. Harput’taki

Amerikan konsolosluğunun yazdığına göre, 1900 yılların­ da Harput’tan her yıl evlen­ mek üzere, 100 kadar Ermeni kızı Amerika'ya gönderiliyor­ du.

Giderek Türkiye Ermenile- ri bir çeşit “Amerika sıtması­

na” tutuldular. 1890-1900 yıl­ ları arasında yaklaşık 12.000 kadar Ermeninin Amerika’ya göçettiği anlaşılıyor.

İlk giden Ermeni göçmen­ leri, Amerikan misyonerleri­ nin merkezi olan Boston çevresinde, özellikle Worces­

ter kentinde kümelendiler. Burada 1891 yılında ilk Erme­ ni kilisesi açıldı. ABD'nin öte­

ki ucuna, California eyaletinin

Fresno kentine ise, yalnız

Merzifon’dan küçük bir Erme­ ni grubu gitmişti.

1901 yılından sonra Erme­ ni göçleri giderek hızlandı, ikinci Meşrutiyet döneminde göç sınırlamalarının biraz gevşetildiği ve bundan yarar­ lanan Ermenilerin topluca Amerika’ya göçetmeye yönel­ dikleri görülüyor.

1908 yılında 3.300,1910 yı­ lında 5.500 ve 1913 yılında 9.355 Ermeni, Türkiye’den Amerika'ya göçetmiştlr. Birin­ ci Dünya Savaşı’nın arifesin­ de Amerika’daki Ermeni kolonisi 50.000 nüfusu aşmış­ tı.

Bu koloninin oluşması aşamasında Hınçak ve Taş-

nak komiteleri hiç zaman vi-

tirmeden Amerika’da "'alış­ maya koyulmuşlardır. 1890 yı­ lında Hınçak komitesinin ku-, rucularından biri Nisan Gara-

bedyan, Amerika Ermenileri

arasına gönderilmiş ve he­ men orada örgütün gizli hüc­ relerini kurmuştur. Amerika’ da 1903’te 36, 1907’de 48 ve 1914’te 77 Taşnak komitesi kurulmuştur. Hınçaklar da kendi yörelerinden 1500 ka­ dar eğitilmiş “ fedai" topla­ mışlardı. Amerikan Ermeni kolonisi, Hınçak ve Taşnak düşüncelerine göre mayalan- dırılmıştı.

Ermeni Hınçak komitesi, Ağustos 1894’te, Ş iirlin Sa­

sun kazasında bir ayaklanma

çıkardı. Ermeni çeteleriyle Türk askeri arasında çarpış­ malar yaklaşık bir ay kadar sürdü ve ayaklanma bastırıl­ dı. Yaklaşık 900 kişi öldü.

Sasun’da silahlar patlar­

ken, Atlantik ötesinde de bü­ yük bir propaganda patlaması oldu. Protestan kilisesinin öncülük ettiği, Amerika’daki küçük Ermeni kolonisinin ve Amerikan basınının da katıl­ dığı bu kampanyada, Türkiye en ağır biçimde karalandı. Er­ menilerin ayaklanma çıkar­ dıkları gözardı edildi. Sırf Hıristiyan oldukları için kılıç­ tan geçirildikleri ileri sürüldü.

•AM ERİKALI

PİERRE L'ERMİTE

B

U ayaklanma üzerine bir kitap yazan Ameri­ kalı Greene,Sasun’da yapılan sözde katliam konulu kitabında tıpkı karanlık orta­ çağdaki Pierre L’Ermite adlı papaz gibi, Türkiye’ye karşı bir Haçlı Seferi düzenlenme­ sini istiyor. Haçlı Seferi çağ­ rısında bulunuyor. Türkiye’ye karşı böyle bir sefer açmamış olan Avrupa devletlerine tek tek çatıyor.

“Ah nerde o ortaçağ Haçlı şövalyeleri” der gibi hayıfla­

nıyor ve bugün artık “ Hıristi­

yan Hıristiyan değil ki!” diyor.

Türkiye’ye silahlı dış müdaha­ le yapılması için ısrar ediyor. Şunu yazıyor:

“Türkiye ne çekiyorsa kö­ tü Müslüman yönetiminden çekiyor. Şartlar değişirse, imparatorluktaki bu güzel ır­ kın nasıl ilerleyeceğini biliyo­ rum. Ermeni halkının büyük fizikî,zihnî ve ahlâkî yetenek­ lerini biliyorum. Ama bu ka­ dar büyük yeteneği, enerjisi ve zekâsı olan bu halkın bu kadar uzun zaman tâbi duru­ munda kalmasını akıl almıyor. “ Ermeniler bu durumda bırakılacak idiyse, Berlin Ant­ laşmasında Ermeni adının anılmış olması boşunadır. Re­ form işini, üç aydır Ermenile­ ri kılıçtan geçirenlerin (Türklerln) eline bırakmak, Er­ menileri yok olmaya terket- mek demektir ve bu kanlı esere Avrupa’nın mührünü basmak demektir. Tarihin de sık sık gösterdiği gibi, Türki­ ye’yi ıslah etmenin tek yolu, silâhlı dış müdahaledir. Mü­ dahale tehdidi değil, müdaha­

lenin kendisidir.”

/

— YARIN

AMERİKA’DAKİ TÜRK

DÜŞMANLIĞININ ARDINDA

ANADOLU ZENGİNLİĞİNİN

SÖMÜRÜLMESİ VARDI

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a T o ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Farklı karışım oranlarında ekilmiş yaygın fiğ + tahıl parselleri ile yalın ekilmiş yaygın fiğ, tritikale ve yulaf parsellerinden elde edilen ham kül oranına ilişkin

Dormen Tlyatrosu'nun yirminci kuruluş yıldönümüne katılanlar arasında sanatçılar, basın mensupları, tiyatro meraklıları ve Dormen Tiyatrosun­ da bugüne dek

Şadırvan, şüphesiz daha çok yeni, dir ve henüz bütün yazılarının birer harika olduğu iddiasında da değiliz.. Ancak, ağır başlı edası ile şeklindeki

Yüzlerce yılın klâsikleşm iş köhne tedavi usullerini kökünden yıkarak sinir ve ruh hastalıkları konusuna modern tedavi sistemini sokan Mazhar O s­ man, bu

Ayverdi'nin olan bir şiiri, O'nun aziz ruhu karşısında okuyayım ki; hayatta kendisini çok memnun eden, gönlünü şâdeden bu mısraiar, şimdi güzel ruhunu da

Bu bölümde camiler, medreseler, saraylar, çeşmeler, askerî inşaatlar, türbe ve ka­ birler olmak üzere dokuz kategoride 110 bina ele alınmıştır.. Üçüncü bölümde

Son olarak genelle¸stirilmi¸s kesirli integraller yardımıyla iki fonksiyonun ¸carpımı i¸cin elde edilen yeni Hermite-Hadamard tipli e¸sitsizlikler “New Hermite-Hadamard

Osmanlı dönemi mimarisi­ ni incelem eye yönelen Ayverdi, özellikle Fatih dönemi mimarlığıy­ la ilgili birçok eser verdi. Ayrıca birçok tarihi yapının onaranını