• Sonuç bulunamadı

Dilin çalışma sesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dilin çalışma sesi"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

484 www.e-dusbed.com DÜSBED, YIL-7, S.13 Nisan 2015

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

(DÜSBED) ISSN : 1308-6219

Nisan 2015 YIL-7 S.13

KİTAP TANITIMI

Ulaş BİNGÖL

Kitabın Adı: Dilin Çalışma Sesi

Kitabın Orijinal İsmi: Le Brussement de la langue Kitabın Yazarı: Roland Barthes

Türü: Çeviri

İlk Yayın Yılı: 1984 Çevirinin Yayın Yılı: 2013 İlk Yayın Evi: Seuil, Paris.

Çevirinin Basıldığı Yayın Evi ve Yeri: Yapı Kredi Yayınları, İstanbul. Çevirenler: Ayşe Ece, Necmettin Kâmil Sevil, Elif Gökteke

Sayfa Sayısı: 406

Hedef Kitle: Felsefe, Edebiyat, Sanat Tarihi, Estetik ve Dilbilim.

Tanıtım ve Tenkit: Roland Barthes'ın, denemelerinden oluşan ve özgün adı Le

Brussement de la langue olan eseri Ayşe Ece, Necmettin Kâmil Sevil ve Elif

Gökteke‟nin ortaklaşa çalışmasıyla 2013'te Yapı Kredi Yayınları tarafından Türkçeye Dilin Çalışma Sesi adıyla çevrildi. Göstergebilim alanında yaptığı çalışmalarla özellikle 1990‟lı yıllarda Türkiye‟de akademik camianın ilgisini üzerinde toplayan Barthes‟ın dil ve edebiyat ile ilgili denemeleri Fransa‟da Seuil yayın evi tarafından 1984‟te Le Brussement de la langue adıyla bir araya getirildi. Bu eserin çok uzun bir süre sonra Türkçeye çevrilmiş olması, Göstergebilim alanında çalışan araştırmacılar açısından büyük bir eksiklikti. Hâlbuki söz konusu eser İngilizceye, yayınlandıktan iki yıl sonra 1986‟da Richard Howard tarafından çevrilir.1

20. Yüzyılın en önemli düşünce adamlarından birinin eserinin yayınlandıktan iki yıl sonra İngilizceye çevrilmesine karşın Türkçeye yirmi dokuz yıl sonra çevrilmesi, Türkiye‟de hala batıdaki bilimsel ve kültürel gelişmelerin istenilen zamanda takip edil[e]mediğinin en güzel ve en acı kanıtı olarak değerlendirilebilir. Bu noktada değerli çevirmenleri bilme yaptıkları bu önemli hizmetten dolayı tebrik ederiz.

Arş. Gör. Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü, e-mail: ulasedebiyat@gmail.com

1

Bk. Barthes, Roland. (1986), The Rustle of Language (Translated byRichard Howard), Los Angeles California: University of California Press.

(2)

Kitap Tanıtımı

485 www.e-dusbed.com DÜSBED, YIL-7, S.13 Nisan 2015

Daha önce Göstergebilimsel Serüven, Yazının Sıfır Derecesi-Yeni Eleştirel

Denemeler, Yazı ve Yorum başta olmak üzere birçok eseri Türkçeye tercüme edilen

Barthes‟ın Dilin Çalışma Sesi‟nde bir araya getirilen denemeleri, özellikle

Göstergebilimsel Serüven ve Yazı ve Yorum adlı kitaplarında dile getirdiği görüşleri

tamamlayıcı niteliktedir. Eser yedi bölümden oluşmaktadır: 1. Bilimden Edebiyata (s.11-s.57), 2. Yapıttan Metne (s.61-s.106), 3.Diller ve Biçem Üstüne (s.109-s.149), 4. Tarihten Gerçeğe (s.153-s.180), 5. Gösterge Meraklısı (s.183-s.205), 6. Okumalar (s.209-s.332), 7. İmgenin Çevresinde (s.335-s.406). Kitabın özellikle ilk üç bölümü sosyal bilimler alanında araştırma yapan ve göstergebilim, anlambilim gibi konulara yoğunlaşanlara yardımcı olacak değerli bilgilerle doludur. Barthes'ın, kitabın diğer bölümlerinde bulunan denemeleri daha çok genel görüşlerinin belirli konulara uygulanması şeklinde değerlendirilebilir.

Kitabın birinci bölümü olan Bilimden Edebiyata adlı kısım altı denemeden oluşur: 1. Bilimden Edebiyata, 2. Yazmak Geçişsiz Bir Eylem Midir?, 3. Okumayı Yazmak, 4. Okuma Üzerine, 5. Bir Kılavuz Kitap Üzerine Düşünceler, 6. Sözcükleri Yazma Özgürlüğünü Tanıyalım.

Müellif Bilimden Edebiyata adlı denemede, edebiyatın bilim gibi bir etiğe sahip olduğunu ve edebi yapıtların aynen bilimde olduğu gibi belli düşünme biçimlerine göre var olduklarını belirtir. Yapısalcıların düşüncelerinden yola çıkarak edebiyat yapıtlarını diğer sanat türlerinden ayıran asıl özelliğe yani dille icra edilmeleri üzerine yoğunlaşır. Barthes‟a göre “günümüzde dilin bütün sorumluluğunu üzerinde barındıran tek alan edebiyattır”(s.13)2

Edebiyatın bilimden ayrıştığı nokta dildir. Bilim her ne kadar dili kullansa da edebiyat gibi onu dönüştürmez; yeni bir dünya yaratmak için dilden faydalanmaz. Edebiyatta bilimin var olduğun ileri süren Barthes, dilbilimden hareket ederek ortaya çıkan yapısalcılığın edebiyatta bir inceleme nesnesi olarak yaklaştığını söyler. Dilin birçok kullanım tarzının edebi yapıtlarda serimlendiğinden yapısalcılık edebiyata yönelmiştir. Edebi eserlerde bilimin varlığından söz ediliyorsa yapısalcılığın da edebi eserlerde var olduğu sonucuna ulaşılabilir. Bilimin hayal ürünü olmasını engellemenin yolu bilimsel söylemi eksiksiz olarak biçimlendirmektir. Bu da ancak bilimin yazıyla ifade edilmesiyle gerçekleşebilir. Barthes‟ın söz konusu denemede üzerinde durduğu asıl önemli şey bilimin edebiyattın sahip olduğu haz öğesinden yoksun olmasıdır. Barthes‟in göstergebilim çalışmalarında en fazla kullandığı kavramalardan biri olan metnin hazzına burada bazı açıklamalar getirir. Yazarın düşüncesine göre “haz başka türlü bir genişliği olan zevkin basit bir biçimde tatmin edilmesinden daha da can alıcı olan bir deneyimi içerir.” (s.18) Geçmişten beri edebiyatın haz verme yönü üzerinde çok az şey söylendiğinden yakınan Barthes, edebiyat için ilk kuralın haz vermek olduğu hakkındaki düşüncesini Racine‟den yaptığı alıntıyla destekler. Edebiyat, bugün beşeri bilimlerin (sosyoloji, psikoloji, psikiyatri, dilbilim vb.) insanla ilgi tespitleri geçmişten beri bilmektedir. “Tek fark edebiyat bunları söylememiş, yazmıştı.” (s.19) Yapısalcılığa düşen ödev araştırma nesnesi olarak seçtiği edebiyatla türdeş kılmaktır, yani edebiyat gibi ilk kural olarak haz vermeyi başarabilmelidir.

2 Bu yazıda kullanılan bütün alıntılar Barthes, Roland. (2013), Dilin Çalışma Sesi (Çev.

Ayşe Ece, Necmettin Kamil Sevil, Elif Gökteke), İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, adlı çalışmadan alınmıştır.

(3)

Ulaş BİNGÖL

486 www.e-dusbed.com DÜSBED, YIL-7, S.13 Nisan 2015

Yazmak Geçişsiz Bir Eylem Midir? adlı denemede yazarın üzerinde

durduğu mevzuu, yazma serüveni ve günümüzde yazma edimine yaklaşım tarzıdır. Modern çağlara kadar edebiyat; yapıtların, yazarların ve akımların ortaya çıkardığı bir ürün olarak değerlendirilmek yerine retorik perspektiften incelendi. Barthes günümüzde yeni bir yaklaşımın varlığına inanır. Edebiyat ile dilbilimin, yaratıcı ile eleştirmenin ortak bir alanlarının mevcut olduğunu söyleyen yazar, edebi eserde yaratıcı ile eleştirmenin birbirini tamamladığından söz eder. Daha sonra yazma edimini dilbilimsel yönden incelemeye başlar. Edebiyat ile dilbilim arasında günümüzde meydana gelen birleşime, Barthes‟a göre gösterge-eleştirisi adı verilir.

Gösterge-eleştirisi, “yazı yazan kişi ile dil arasındaki ilişkiler olan, çok farklı bir

genişliği olan yepyeni bir bakış” (s.21) anlamına gelir. Gösterge-eleştiri sayesinde yazıyla ilgili düşünceler dilbilimsel süzgeçten geçirilir. Yazarın düşüncesi uyarınca ne insan soyları ne de bireylerin oluşumu dilden önce gerçekleşemez. İnsan var olduğu günden itibaren dil ile birliktedir: “İnsanın tanımını veren dildir; bunu tersi söz konusu olamaz.” (s.22) Bu yüzden yazma edimi dilbilimsel bir süreç olarak değerlendirilmesinin antropolojik olarak bir faydası ortaya çıkar. Yazar insanla ilgili her şeyi dille beraber olarak değerlendirmesi görüşüne sahiptir. Mesela simgesel bir alana sahip olan kültür her yönüyle aslında bir dildir. İşte

gösterge-eleştirisi kültürü de bir edebi eseri inceler gibi inceler, çünkü kültürde de dilsel

göstergeler hâkimdir. Barthes söz konusu denemesini, “edebiyat araştırmaları artık retoriğin inceleme nesnesi olan ikincil biçimler ve mecazlar üzerine değil, dilin temel kategorileri üzerine yürütüyor” (s.30) tespitiyle bitirir.

Okumayı Yazmak ve Okuma Üzerine adlı, iki denemede müellif kişisel

tecrübesine dayanarak okuma edimi hakkında bazı tavsiyelerde bulunur. İyi bir okuyucu olmanın şartı Barthes‟a göre kendi okumalarımız sorgulamaktır. Bu noktada edebiyat eleştirisine büyük bir görev düştüğünü söyleyen yazar, bugüne kadar metin okumanın eleştirmenlerin pek ilgilenmedikleri bir konu olarak kaldığından bahseder. Edebiyat eleştirisi sürekli yazarın niyeti üzerinde durmuş; yazarın, okuyucuyu metinden belli anlamları çıkarması için yönlendirdiğine inanılırdı. Bu anlayıştan dolayı okuma edimi ve okuyucunun kendisi göz ardı edilmiş; eleştiri süreci yazar ve metinle sınırlandırılmıştır. Hâlbuki Barthes‟a göre her okuma bireye göre değişiklik arz eder. Metinde bazen yazar tarafından dâhice yerleştirilmiş, bazen metnin kendisinden kaynaklanan kodlar mevcuttur. Her okuyucu kendi kültürel düzeyine göre bu kodları çözerek metni okur. Yazar okumayla ilgili var olan karmaşaları çözmek için bazı kavramlar ortaya atar: 1. Ayırıcılık, 2. Bastırma, 3. Arzu, 4. Özne. Dilbilimden alınan bir kavaram olan

ayırıcılık, “dil kadar karmaşık ve uyumsuz bir bütüne bakmak, onu sorgulamak ve

incelemek için seçilen bakış açısına verilen addır.” (s.36) Müellifin açımlaması uyarınca okuma alanında nesne ve düzey ayırıcılığı yoktur. Barthes‟a göre “okuma yapıyı aşmaz; yapıya boyun eğer.” (s.38) Okuma sürecinde öne çıkan bir kavaramda bastırmadır. Okumanın bir ödeve çevrilmesinden kaynaklanan bastırmadan Barthes‟ın anlatmak istediği, bir mesleğin gereklerini yerine getirmek için yapılan zorunlu okumalardan ziyade ideolojik yaklaşımlardan kaynaklı okuma bastırmalarıdır. Sözgelimi Marksist birisinin Türkiye‟de Nazım Hikmet‟i okuması farz olarak telakki edilir. Bu türden okumalar yazarın anlatımına göre gitgide azalmakta; toplumda “gizemli bir kaynaktan doğan” (s.39) moda okumaları ortaya çıkmaktadır. Okuma ile ilgili olan arzu kavramından Barthes‟ın anlatmak istediği şey metnin okuyucunun belli bir arzu ile metne yaklaştığıdır. Yazara göre

(4)

Kitap Tanıtımı

487 www.e-dusbed.com DÜSBED, YIL-7, S.13 Nisan 2015

“okumada erotizmin var olduğu kesindir.” (s.41) Okur bir odaya kapanıp bütün dünya ile bağını kesip metne yoğunlaşmasının tek bir açıklaması vardır: Okurun metinden erotik haz almasıdır. Okur, yazar gibi yazmayı arzulamaz; onun peşine düştüğü şey “yazarın yazarken aldığı hazdır.”(s.43) Okumayı kodları çözmek eylemi olarak değerlendiren Barthes‟a göre her okuma yeniden metnin şifrelerinin ortaya çıkarma gayretidir. Bu ortaya çıkarma eylemi metinle her karşılaştığında okuru aktif bir eyleyene yani özne konumuna getirir. İşte okumanın bir kavramı olan özneden anlaşılması gereken şey okurun metninle bu şekilde kurduğu ilişkidir.

Bir Kılavuz Kitap Üzerine Düşünceler adlı denemede Barthes‟ın üzerinde

durduğu konu edebiyat klavuz kitaplarının edebiyat öğretimindeki yeridir. Klavuz kitaplarının yetersizliğine değinen yazar, bu kitapların edebiyat sevgisini oluşturmak bir yana edebiyatın tanımını bile doğru dürüst yapamadıklarından yakınır. Edebiyat tarihini vermekle sınırlı kalan bu kitapların düzeltilmesi gerektiğini söyler.

Sözcüklerin Yazma Özgürlüğünü Tanıyalım adlı denemede yayınlanan

romanlarda yazım hataları üzerinde durur. Yazım hatlarının metinin dokusuna zarar verdiğini; yanlış anlamların doğmasına neden olduğunu; XIX. Yüzyılda yazım hatalarında dolayı birçok kişinin hapse atıldığından söz eder.

Kitabın ikinci bölümü olan Yapıttan Metne kısmı altı denemeden oluşur: 1. Yazarın Ölümü, 2. Yapıttan Metne, 3. Günümüzde Mitoloji, 4. Sapmalar, 5. Dilin Çalışma Sesi, 6. Genç Araştırmacılar.

Yazarın Ölümü adlı denemede Barthes, Postmodern edebiyat

eleştirmenlerinin sıkça söz ettikleri yazarın metinden kayboluşuna değinir. Ona göre “yazı, öznenin sürekli elimizden kaçtığı, tarafsız, karmaşık ve belirsiz bir alandır; yazı yazan bedenin kendisinden başlamak üzere her tür kimliğin yok olduğu bir bütündür.”(s.61) Geçmişten günümüze yazara yaklaşımların değişimine değinen müellif, Mallerme‟nin “yazar değil dil konuşur” sözünden hareket ederek yazma eyleminden ancak „ben‟in değil, yalnızca dilin hareket ettiğini anlatır. (s.63) Yazarın ölümüne giden süreci aslında XX. yüzyılda dilbilimde yaşanan gelişmeler tetiklemiştir. Yapısalcılık ve sonrasında sözcelemin her aşamasında birtakım boşlukların var olduğunun farkına varıldı. Yazarın yazı yazan kişiden başka bir fonksiyona sahip olmamasının ilan edilmesi, ölümünü hazırladı. Yazarın metinden çekilmesiyle beraber metin dönüşüme uğrar. Metin artık yaratıcı bir dehanın ürünü olarak değerlendirilmek yerine “kültürün binlerce kaynağından çıkarılmış alıntılardan oluşan bir bütün”(s.65) olarak adlandırılır. Yazarın ölümü metinlerin, metinlerarasılık bağlamında değerlendirilir; metin çoklukların buluştuğu bir düzlem olarak görülür. Fakat bu çokluk yazarda toplanmaz, okurda toplanır. Barthes‟a göre bu durum okurun doğumunu sağlamış; yazarın ölümüne neden olmuştur.

Yapıttan Metne adlı denemede muharrir, yapıt ile metin kavramlarını

karşılaştırır. Çoğu kere birbirinin yerine kullanılan bu iki kavram Barthes‟ın açıklamasına göre birbirinden ayrı değerlendirilmelidir. “Yapıt, bir töz parçasıdır, kitapların bulunduğu uzamda bir yer işgal eder; metin ise yöntembilimsel bir alandır.” (s.71) Yapıt bir gerçekliği ifade ederken metin dil yoluyla kendini kanıtlar. Metnin alanı göstergenin alanıdır. Yazar özellikle metin kavramına yoğunlaşmasının nedenini, metnin çoğul olmasına ve bir merkezinin olmamasına

(5)

Ulaş BİNGÖL

488 www.e-dusbed.com DÜSBED, YIL-7, S.13 Nisan 2015

bağlar. Metin, sürekliliktir; hiçbir zaman sona ermez. Barthes, metin kavramını yapıt kavramı karşısında yüceltirken metinselliğin nasıl oluştuğuna da değinir. Ona göre metin bir alıntılar yumağıdır. Alıntılar, anonim olmalarına rağmen daha önceden okunmuşlardır. Metini yazan “ben”in yazma eylemi bittikten sonra metin üzerindeki bütün etkisi ortadan kalkmıştır. Yazarın düşüncesi uyarınca yapıtın metinden ayrılan en önemli yönü bir tüketim nesnesi olmasıdır. Metinin en büyük özelliği ise okuyucuya haz vermesidir.

Günümüzde Mitoloji denemesinde yazar Çağdaş Söylenler (Mythologies)3

adlı yapıtındaki fikirlerine açıklık getirir. Söz konusu yazıda Barthes, modern çağda mit oluşturma geleneği üzerinde durur. Mitlerin ele alınış yöntemlerinin geçmişten günümüze pek değişmediğini belirten yazara göre mitlerin artık göstergebillimsel yöntemle incelenmeleri gerekir. Çağdaş mitlerin üretim tarzına değinen yazar, özellikle reklam sektöründe ortaya çıkan mitlerin göstergebilimsel analizinin yapılarak değerlendirilmelerinin önemini vurgular.

Sapmalar adlı denemede Barthes biçimcilik, boşluk, okunabilir, dil,

cinsellik, gösteren silah kavramlarını kendisi için neyi ifade ettiğinden söz eder. Yazara göre edebiyatçılar matematikteki gibi sınırları kesin belirlenmiş bir biçimciliğe başvurmazlar. Edebiyatın alanındaki biçimcilik simgelerle dolup taşmıştır. Barthes, dolunun karşında sürekli bir boşluğun kullanılmasında yanadır. “Dolu, öznel olarak anı (geçmiş, baba), sinirsel olarak yineleme, toplumsal olarak basmakalıptır.”(s.87) Hâlbuki boşluk yenilik demektir; eskilerin düşündüğü üzere hiçlik demek değildir. Muharrir, yirminci yüzyılda yazılı metinlerinin okunabilirliklerinin çoğul olmasının nedeni birçok kodu içlerinde barındırmalarına bağlar. Oysaki klasik metinler bir kod etrafında şekillenmekte ve okuyan kişi bu kodu rahatlıkla çözebilmekteydi. Yazarın dille ilgili en keskin düşüncesi dili bir üst yapı olarak kabul etmemesidir. Dil üst yapı olmamasına rağmen siyasi bir yapıya sahiptir; siyasi söylem dilin dokusuna sinmiştir. Barthes‟ın cinsellik kavramından anladığı şey bir yasaklar yumağıdır. “Cinselliği kara bir kıta olarak düşünmek onu anlamın egemenliğine (siyah/beyaz) almak demektir.”(s.91) Bu şekilde cinsellikle ilgili mitler yasaklar çerçevesinde ortaya çıkar. Gösteren, Barthes‟a göre üzerinde durulması gereken bir kavramdır. Günümüzde üzerinde durulması gereken şey “gösterenin derinliğinin ve hafifliğinin birbirine karşıt biçimde nasıl ifade edilebileceğidir.” (s.93) Yazar silah kavramını göstergelerle kıyaslar ve her silahın bir gösterge olduğunu söyler. Silahla nasıl savaş veriliyorsa anlam dünyasında da göstergelerle savaş verilir.

Roland Barthes‟ın eserine ismini veren Dilin Çalışma Sesi adlı yazının konusu dilin işleyiş tarzıdır. Yazar, dilin işleyişini bir makinenin işleyişiyle kıyaslar. İnsanların genelde kendi başına çalışan bir makineden korktukları halde iyi işleyen bir makineye olumlu yaklaşırlar. Barthes‟ın düşüncesine göre dil bir makine gibidir hem iyi çalışan hem tek başına işleyebilen bir makinedir. Bir makine nasıl ki iyi çalışırken ses çıkarıyorsa dil de ortaya çıkarken bazı sesler çıkarır. Konuşma dili mırıldanmaya yazı dili ise sessizliğe mahkûmdur. Dilin her iki durumunda da anlam çokluğu kendini var eder. İşte bu dilin çalışma sesidir. “Dilin çalışma sesi, bir ütopya oluşturur. Nasıl bir ütopya? Anlamın müziğinin

3 Bkz. Barthes, Roland (2011) Çağdaş Söylenler (Çev.Tahsin Yücel), İstanbul: Metis

(6)

Kitap Tanıtımı

489 www.e-dusbed.com DÜSBED, YIL-7, S.13 Nisan 2015

ütopyası...”(s.97) Muharrire göre böyle bir ütopya dili genişletir ve onun doğasını değiştirir. Dilin çalışma sesine yoğunlaşmak Barthes‟ın asıl amacıdır: “Ben de dilin çalışma sesini dinlerken anlamın titremesini inceliyorum modern insan olarak benim Doğam kuşkusuz dil oluyor.” (s.98)

Kitabın üçüncü bölümü olan Diller ve Biçim Üstüne beş denemeden oluşur: 1. Kültürel Barış, 2. Dillerin Bölünmesi, 3. Dillerin Savaşı, 4. Retorik Çözümleme, 5. Biçem ve İmgesi.

Kültürel Barış adlı denemede yazarın üzerinde durduğu konu burjuva

kültürü ve dildir. Yaşamın kendisinin bir dil gibi oluşturulduğunu düşünen Barthes‟a göre “kültür bir dağılım alanıdır.”(s.110) Dillerin dağıldığı alan kültürün alanıdır. Farklı insanların nesneler üzerinde fikir birliğine ulaştıkları zemin kültürdür; bu birliği sağlayan araç ise dillerdir. Aydın kelimesinin ortaya çıkış tarihinden yola çıkan Barthes, bu kelimenin zamanla burjuva tarafından nasıl kabul edildiğine değinir. Daha sonra sözü kitle kültürüne getirir ve teknolojik gelişmelerin kitle kültürünün oluşumunda kullandıkları dilin önemine vurgu yapar.

Dillerin Bölünmesi adlı denemde kültürel dönüşümlere yoğunlaşan

Barthes, insanların modern zamanlarda farklı kültürel zevklere sahip olduklarından söz eder. Farklı zevke sahip olma kültürleri parçalamıştır. Birisi için anlamlı olan bir kültürel faaliyet diğeri için herhangi bir anlam ifade etmediği için modern zamanların insanları bölünmüştür. Bölünme bir farklılaşma ve yabancılaşmanın dilde kendisini göstermesine sebep olmuştur. "Dillerin bölünmesini sosyolojiden ziyade yazın öngörmüştür."(s.115) Yazar, Fransız edebiyatından verdiği örneklerden yola çıkarak dilde bölünmenin nasıl ortaya çıktığına değinir. Yazarların kullandıkları dillerin onların kimlikleri olduğunu ve bu kimliklerin onları birer ötekiye dönüştürdüğünü ileri sürer.

Dillerin Savaşı adlı denemede yazar bir önceki denemede üzerinde

durduğu dil bölümlenmesi konusuna devam eder. Günlük dilde kullanımların nasıl dönüşüme uğradığını tabelalarda yazılan uyarılardan yola çıkarak açıklık getirir. Dil bölünmesine birçok faktörün etki ettiğini belirten Barthes sözü yazılı eserlere getirir. Ona göre yazılı eserler okuyucuyla buluştuklarında artık yapıt değil birer metindirler. Yazar, Retorik Çözümleme adlı denemesinde bu iddiasına yeni bir boyut getirir. Yazının karşımıza bir kurum ve yapıt olarak çıktığından ve yazının bir iletiden müteşekkil olduğundan bahseder. (s.133) Daha sonra yazılı bir metni bir edebi esere dönüştüren unsur yani retorik üzerinde durur. Barthes'ın düşüncesine göre "bir dil olarak yazın da açıkça bir yananlam göstergebilimidir; bir yazınsal metinde, dil olan ilk anlamlama dizgesi, gösterileni dilin gösterilenlerinden farklı olan ikinci bir iletiye yalnızca gösteren görevi yapar." (s.135) Üçüncü bölümdeki son deneme olan Biçem ve İmgesi'nde metnin biçem özellikleri üzerinde durur. Yazarın açımlaması uyarınca "biçem özellikleri yadsınamaz bir biçimde bir koddan, ya da en azından dizgeli bir uzamdan alınır: biçem bir mesafe, bir farklılıktır." (s.144)

Tarihten Gerçeğe başlı taşıyan dördüncü bölüm üç denemeden oluşur: 1. Tarihin Söylemi, 2. Gerçek Etkisi, 3. Olayın Yazısı. Barthes'ın Tarihin Söylemi adlı denemesinde üzerinde durduğu konu Sözcelem, Sözce, Anlamlama kavramlarının tarihsel dönüşümüdür. Gerçek Etkisi adlı denemde Flaubert'in kullandığı bir cümleden yola çıkarak kendine has üslubuyla göstergebilimsel çözümleme yapar.

(7)

Ulaş BİNGÖL

490 www.e-dusbed.com DÜSBED, YIL-7, S.13 Nisan 2015

Burada üzerinde durduğu şey göstergebilimde ayrıntıların önemidir. Olayın Yazısı adlı denemede yazar metinlerde olay betimlemelerine değinir.

Kitabın beşinci bölümü Gösterge Meraklısı başlı altında şu denemeler bulunur: 1. Göz Kamaşması, 2. Çok Güzel Bir Armağan, 3.Benveniste'i Neden Severim, 4.Yabancı Kadın, 5. Yazınbilimcinin Dönüşü, 6. Öğrenmek ve Öğretmek. Bu makalelerin hepsi Barhes'ın değişik edebi eserlerle ilgili düşüncelerini barındırır. Kitabın altıncı bölümü olan Okumalar bölümünde şu denemeler bulunur: 1.Karalama, 2.Bloy, 3.Günümüzde Michelet, 4. Brecht ve Söylem: Söylemsellik İncelemesine Bir Katkı, 5.Barok Cephe, 6.Gösterene Olup Bitenler, 7.Metnin Düzenekleri, 8. Brillat-Savarin Okuması, 8. Bir İz Sürme Fikri, 9. "Uzun Zaman, geceler erkenden yattım", Renaud Camus'nün Tricks'ine Önsöz, 10. Sevilen Bir Şeyden Söz Ederken Her Zaman, 11. Başarısızlığa Uğrarız. Bu denemelerin hepsi bir önceki bölümdeki gibi yazarın eserlerle veya sanatçılarla ilgili yorumlarından ibarettir. Kitabın son bölümü olan İmgenin Çevresinde ise şu denemeler bulunur: 1.Yazarlar, Entelektüeller, Üniversite Hocaları, 2. Seminerde, 3. Düzenli Aralıklarla Açılan Dava, 4. Sinemada Çıkarken, 5. Görüntü, 6. Tartışma. Bu bölümde de yazarın üniversite, sinema gibi konularla ilgi yorumlarından oluşan yazıları toplanmıştır.

Kaynakça

Barthes, Roland. (1986), The Rustle of Language (Translated byRichard Howard), Los Angeles California: University of California Press.

Barthes, Roland. (2011), Çağdaş Söylenler (Çev. Tahsin Yücel), İstanbul: Metis Yayınları

Barthes, Roland. (2013), Dilin Çalışma Sesi (Çev. Ayşe Ece, Necmettin Kamil Sevil, Elif Gökteke), İstanbul: Yapı Kredi Yayınları

(8)

Kitap Tanıtımı

491 www.e-dusbed.com DÜSBED, YIL-7, S.13 Nisan 2015

Referanslar

Benzer Belgeler

özelleşmiş yüksek eşikli sensorik sistem tarafından oluşturulan ağrılı uyaranın neden olduğu akut ağrının duyusal deneyimidir. Doku hasarı için erken uyarı Gerekli

Kitle kültürü, her şeyi satılacak “meta” olarak görür; Nâzım Hikmet’in, Necip Fazıl’ın, Turgut Uyar’ın veya Cemal Süreya’nın poetik tutumunun önemi

olmanın varlığı yüzümde dolanıyor yüzüm ne kadar cüzzam, yüzüm ne kadar benziyor bir mücrime tutuşan kumlar ve sır ve mecnun beni nereye uğurladıysa ardımdaki su

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

Kendinden aşırma: Başkalarının sözcük, düşünce ve kavramlarını aşırmak ne kadar etik dışı ise bir kişinin daha önce yayınlanmış kendi çalışmalarını sanki

 Dramatik, içinde çatışma ve eylem gibi iki önemli öğeyi gerektirir ve yaratıcı drama alanındaki bir katılımcının eylemi,.. canlandıracağı bir rol içerisinde ortaya

[r]

Analiz sürecinin son aşamasında, kullanıcıların artırılmış gerçeklik uygulama- sından algıladıkları değer ve Internet kullanım düzeylerinin; artırılmış