C L i v m u ü i ü i
T T — -SO U L-> V
C ' f '~ r ~r ° < C o IIII=IIIIIIIIIII!IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII!IIII1IIIIII1IIIIII11!III!!IIIIIIIIIII1II1IIIIIIII!IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIITI1I=IIII«V
T A R İ H İ B A H İ S L E R
v I
llll=llllllllllllllllllllllllllllllllllllfllllllllimil!Illllllllllllllllllllllllllllllllllllllll!IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII=HIIEmirfjAıtda 1764 den
isalına e ık i bir yalı
Boğaziçi kıyıla
rında k u r u l a n
Türk medeniyeti
nin beş asırlık zen gin bir tarihi var-
dır. Bu tarih dev- ® ^ " * ^ * i* resi içinde. Boğaziçi hakkında
Yazan
Halûk Y. Sehsuvaroğlu
1
e- ritadaki bu malûmat Topkapı Sa- saslı malûmatı onyedinci asır mü- rayı kütüphanesinde mevcut -hir ellifleri vermiye başlamış, on se
kiz ve ondokuzuncu asırlarda ise
bu mevzuda yeni eserler yazıl
mıştır.
Evliya Çelebinin meşhur Seya
hatnamesinden sonra, son yıllarda Türkçe olarak yayınlanan Eremya Çelebinin (İstanbul Tarihi) ve İn-
cicivan’ın (Onsekizinci Asırda İs
tanbul) isimli eserleri Boğaziçi
hakkında etraflı malûmat vermek tedir.
Onsekizinci asır sonunda ve on dokuzuncu asrın birinci yarısında
de tetabuk
etnıekte-miriyatürle dir (3).
Haritada Beylerbeyi sarayı da
gösterilmekte, Üsküdar sarayı ve
sahilde muhtemelen şerefâbad
yer almaktadır.
Rumeli kıyısında, Dolmabahçe-
de Sultan sarayı, Besiktasta
Yah-hane, Saraçhane, Mısırçarşısı, Gala tasaray, Tophane çeşmesi, Tophane S mevkileri işaretlen- mistir.
Mevzuubahs ettiğimiz harita, E- mirgân kıyılarında siyasiyle yalı ları göstermiş, fakat bunların sa hiplerini zikretmemiştir. O devir
deki Emirgân yalıları hakkında,
yukarıda adı geçen eserlerde top lu ve bazı tarihlerimizde de müte
ferrik malûmat vardır. Biz bu
münasebetle ilk yapısı onyedinci asra ait olan ve son zamanlara ya efendi türbesi ve bahçesi Or- kadar «Şeriflerin yalısı» diye
anı-takövde devrin sadrâzamı Bahir
Mustafa Paşanın valisi, Defterdar burnunda Neşetâbad, Kııruçeşme- de Ali Paşa yalısı, Bebek koyun da Humayûnâbad ve yine Bebek-yazılmış Bostancıbaşı risaleleri ise te iki saray, Tarabva civarında Ha Boğaz kıyılarındaki yalıların isim ] sanağa sarayı gösterilmektedir,
lerini vermeleri bakımından ehem Reben haritasında, İstanbul şeb
mivetlidir. rinde mevcut mühim noktalar da
Son defa tetkik imkânını bul- tesbit edilmiştir. Macar mübendi- duğumuz 1764 tarihli bir Boğaziçi si, Topkapı sarayını da göstermiş haritası ise, bütün bu eserleri ta- ve şu izahatı vermiştir: (Sarayın marnlayım mahiyettedir (1).
Bu harita Macar mühendis yüz başılarından Johann Baptist von Reben tarafından çizilmiş ve Ho- mnenne’lerin vârisleri tarafımdan Nürnberg’te basılmıştır (2). Hari ta, Boğazın iki kıyısındaki köyle ri, sarayları, köşkleri, yalıları ve su yollarını göstermektedir. Hari
ta üzerindeki yerlerin tesbitini
ve tarifini Baron von Gudenus
yanmıştır.
Reben’in bu Boğaziçi haritasın da, bilhassa Kandilli sarayının ye ri, sedli bahçeleriyle çok iyi bir şekilde tebarüz ettirilmiştir. Kan dilli sarayı bugün Edip efendi ya lısının yerinde bulunmaktadır. Ha
birinci avlusu, sarayın ikinci av lusu, divan yeri, üçüncü avlu ve ya enderun, arz odası, padişahın ikametgâhı ve binaları, harem, iç oğlanları ve enderun halkının ika metgâhları, eski Yunan binaları* kubbealtı). Ayrıca Babıâli, Bostan cıkapısı, harem ağaları kapısı, pa dişahın gemiye binmek için kullan dığı kapı, köşkler, ahırlar, eski sa
ray gösterilmiştir.
Haritada İstanbul surları üzerin deki kapılar 49 adet olarak gös terilmiş, ayrıca Yerebatan, su sar nıçları, su yolları, Constantin sa
rayı harabesi, BizanslIlardan ka
lan eski belediye dairesi, vahşi
hayvanların bulunduğ yer, tımar
lan binadan tekrar bahsetmek is tiyoruz. Bu mevzuda hir müddet
evvel (Emirgânda eski bir yalı)
ismi ile bir makale yazmış ve bu makalede yalının tarihine temas ile bugünkü acıklı vaziyetini be lirtmiştik (4).
Emirgân caddesinin genişletil
mesi münasebetiyle bu tarihî yalı nın durumu evvelce mevzuubahs olmuş, ve o tarihlerde basınımız da yalının muhafazası mevzunda geniş neşriyat yapılmıştı, tstanbul belediyesi bu tarihî binayı yıkma
mak için tedlıirelr almış ve yol
vaziyeti yalıyı zarara sokmıyacak bir şekilde mütalâa edilmişti. Bu gün, seneler evvel gösterilmiş bu hassasiyet ve yapılan fedakârlık
lar unutulmuşa benzemektedir.
Çünkü tarihî yalı, cad^e üstünde yıkılmıya terk edilmiş bir vaziyet
tedir. Bahçe duvarları yer yer
dökülmüş, köşe pencereleri bütün kış açık bırakılmış, dökülen tas
lar, sarkan tahtalarla vali artık
büsbütün çöküp gideceği günü
bekler bir hâle gelmiştir. Eski bir Boğaziçi yalısının yıkılmıya terk edilmiş bu hâli insanın içine hü zün vermektedir. Eski asırlardan bugüne ne kadar binamız kaldı? Tarihî, mimarî değeri olanları mu
hafaza etmek endişesini katiyen
duymuyoruz. Bir kaç yıl evvel de
pek münevver bir şahsiyetimiz
Kanlıca koyundaki nefis bir yalı yı yıktırıp yerine beton bir bina yaptırmıştı. Şimdi bir eski ve ta
rihî yalının da nasıl yıkılmıya
terk edilmiş olduğunu her gün te essürle görüyoruz. İstanbul Bele diyesinin böyle bir hâle müsaade etmiyeceğini ve bu nefis Boğaz içi binasını çöküp gitmekten kur taracağını ümit etmekteyiz.
Eski medeniyet eserlerimizi, si vil mimarimizin güzel örneklerini birer birer yıkıyoruz. Bu gidişle îstanbulda bunlardan hiç bir ör nek kalmıyacak ve o vakit mede niyet dünyası, belki bize şöyle bir sual soracak: «Siz Îstanbulda beş
yüz sene çadırlarda mı oturdu
nuz?» Böyle bir hitaba mâruz kal mamak için bugüne kadar ayakta durabilmiş sivil mimarî örnekleri mizi muhafaza edelim ve şimdi en
başta olarak Emirgândaki tarihî
yalıyı yıktırmaktan kurtaralım.
(1) Bu h a r i t a 29 M a y ıs 1960 da T o p k a p ı S a r a y ı n d a a ç ı l a c a k o lan ( İ s t a n b u l H a r i t a v e P l â n l a r ı ) s e r g is in d e t e ş h ir e k o n u l a c a k t ı r . (2) B u h a r i t a Y ü k s e k M i m a r M e l ih B i r s e l ’e a it t ir . (3) T o p k a p ı S a r a y ı B a ğ d a t K ü t ü p h a n e s i No. 200. (4) 8 T e m m u z 1959 t a r i h l i C u m h u r i y e t gazetesi.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi