• Sonuç bulunamadı

Burhan Arpad ve İstanbul

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Burhan Arpad ve İstanbul"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S i F I R N O K T A S I

/ O R A L Ç A L I Ş L A R

Burtıan Arpad’ın Cumhuriyet gaze­

tesinde çıkan yazılarında bir İstanbul tadı bulurdum. Keyifle okuduğum, me­ rakla izlediğim yazarlardan birisiydi. Kendisini tanımadım. Gazeteci oldu­ ğunu biliyordum o kadar. Bir de eski bir İstanbullu olduğunu. Doğan Kitap’tan çıkan “B ir İstanbul Var İd i” adlı kitabı­ nı görünce ilgiyle karıştırmaya başla­ dım.

Arpad, kendi yaşadığı İstanbul’u an­ latıyordu. Bir gazeteci gözlemciliğiyle, bir romancı kıvraklığıyla. Hepsinden önemlisi, tanıklığıydı. OsmanlI Istan- bulu üzerine ilginç saptamaları vardı:

"Osmanlı Türklerinin Istanbulu'nda, kent planı diye b ir şey yoktu. Mahalle­ lerde konutlar, camiler, mezarlıklar tam b ir kargaşa durumundaydı. İstanbul için ilk plan benzerlerini, Osmanlı ordu- larını yeni b ir düzene koymak için gel­ miş olan PrusyalI Mareşal Von Mott- ke’n/'n çalışmaları sırasında görüyo-

m z.” >

Arpad, bu planlamanın da şehrin ya­ pısının ancak bir kısmını

değiştirebildi-3r‘f

Burhan Arpad ve İstanbul

ğine dikkat çeker: "O plan da daha çok

asker kışlaları açısından b ir düzen ge­ tirmiştir. Eski İstanbul, hele 20. yüzyıl başlarının bitişik düzende tahta evcik­ ler İstanbul'u, kalfalann iki katlı yapıla­ rı yan yana sıralamasıyla oluşmuş se­ vimsiz, gözü tırmalayan b ir barınaklar yığınıydı.’’

Burhan Arpad, o evleri hiç sevmedi­ ğini, o dönemin sokaklarını hiç sevme­ diğini söyler ve bugünün Istanbulu’yla karşılaştırınca ilginç sonuçlara vanr:

“Yağmurla karışmış o tahta evlerin Is- tanbulu’nu hiç sevmedim. Çocuklu­ ğum, ilk gençlik yıllarım, o sokaklarda geçtiği halde. Hele kentin denizle b ir çukur semtlerinden Aksaray ve Küçü- pazar’a hiç ısınamadım. D ar sokakları, kış yaz vıcık vıcık çamurlu o semtlere günübirliğine ya da gece yarısı yatısı­ na konuk gidince hastalanır, başım ağ­ rırdı.

Aradan 50 yıl geçtikten sonra o so­ kakları bile arayacağı hiç aklına gelme­ miştir: “O daracık sokakların, iki katlı

tahta evlerin avuç içi arsasında, şim di sekiz on katlı beton yapılar var. O so­ kaklar şim di güneşe büsbütün kapalı. Bunaltıcı yaz günlerinde h içb ir esinti ulaşmıyor. İki katlı tahta evlerin üç beş kişi barındıran toprağında yükselmiş beton yığınlannda 40-50 kişi tıkış tıkış yaşıyor. O tahta evlerin çoğunda b ir ar­ ka bahçe yeşili, hatta fıskiyeli havuz­ cukların derinliği, arka pencerelere ası­ lı saka, florya, kanarya şakıyan kuş ka­ fesleri asılıydı. Pencerelerin önünde fesleğen, küpe, karanfil, sardunya sak­ sıları vardı. ”

O dönemin kendine özgü bir mahal­ le yapısı, kahveleri sokak araları da ay­ rı ve farklı bir kültürü yansıtıyordu: “Gü­

nümüz Istanbulu yan sokaklarının be­ ton barınaklarına tıkılmış insanlar, do­

ğadan öylesine uzaklaşmış ki ne yeşil çiçeklerin renk cüm büşü ne de kuş cı­ vıltıları var! Kara suratlı, eski tahta ev­ ler yan sokaklarında çeşmebaşı dedi- kodulan, mahalle kahvesi yerinlikleri, sem t tulumbacı reisinin yazlan karpuz sergileri, çıkmaz sokaklarda ya da ca­ m i avlusunda alı al, m oru m o r çift kale ayaktopu tekmeleyen çocuklann se­ vinç çığlıkları vardı. Mahallenin çarşı yerinde, Geyikli çayevinde borulu gra­ mofonlarda çalınan plaklardan yükse­ len İstanbul şarkılan vardı. ”

Burhan Arpad, 1979 yılında, ünlü ti­ yatro oyuncusu, komedyen Muam­ mer Karaca’nın ölümü üzerine yazdık­ larında da İstanbul’un farklı bir geçmi­ şine yolculuk yapıyor: “M uam m er Ka­

raca’nın tiyatroculuğu, yanm yüzyıldan çok sürdü. Onun Türk kom edyeni ola­ rak güçlü yeri, güldürülere po litik yer­ giyi ustalıkla getirebildiği yıllardan baş­

oralcalislar@yahoo.com

lar... M uam m er Karaca’hin ‘Cibali Ka­ rakolu’ üç bin kez oynandı. Bu türde b ir

başka başarısı da ‘Senatör’dür.

...M uam m er Karaca, eski İstan­ b u l’un efendi külhanbeyi şakacılığının usta b ir örneğiydi. H er yanıyla. Ses to ­ nu, bakışı, davranışları, çapkınlıktan, gerektiğinde saygılı olabilmesiyle... Ka­ raca Tıyatrosu'nun perdesi, y irm i yıl hep alkışlarla kapandı. Fakat günün b i­ rinde önce seyirci eridi. Beyoğlu tü­ kenmiş, Galata’nın yan sokaktan bü­ tün çamuru ve pisliğiyle B eyoğlu’nu sarmıştı. Sonra tiyatro salonu elden çıktı, topluluk dağıldı. O çok sevdiği ve övündüğü villa da vergicilerin eline düştü. İstanbul’un yetiştirdiği büyük komedyen M uam m er Karaca Ruşen öldü. Nisan sonlannın güneşli b ir gü­ nünde. ”

1994 yılında yitirdiğimiz Burhan Ar- pad’ın İstanbul vazılanna dalıp gittim. Onunla birlikte İstanbul sokakiannda dolaşıp geçmişe yolculuğa çıktım. Bu kargaşa ve umutsuzluk ortamında fe­ na olmuyor.

Referanslar

Benzer Belgeler

İzmirin fuar mevsiminde esen sıcak havayı serinletici gü- zel tesirleri olan imbat rüzgârları nazarı dikkate alınarak fu- arın hemen her tarafının bu rüzgârdan istifade

Modern et kıyma makinaları en büyük boylara kadar, patates yıkama, soyma,, doğrama makinaları, sebze doğrama, püre yapma makinaları, ka- fe, kök, dane, öğütme

* Mütenevvi eklerin, diş açılmasına lüzum olmadan, muhtelif kuturdaki borular için tedarik edilebilen hususi boru aksamile (somunla sıktırma veya şariyet esasına dayanan

Esas girişlerinden birini teş- kil eden Dokuz Eylül kapısından girildiği zaman sağ ve sol- da birinci plânı teşkil eden Evkaf ve Eti Bank paviyonları eski ve yeniyi bir a n

Mutfak, halâ ve banyo duvarla- rına bir buçuk metre yükseklikte yağlıboya sürülmüştür. Dış merdivenler mozayikten ve iç merdivenleri karaağaçtan geç- me ve cilâlı

Üst kat ayni

Zaman geçtikçe ve başka tür feminizmleri keşfettikçe Duygu Asena ile feminizme yaklaşımım örtüşmemeye başladıysa da hep onun kadınların bugün

Koca Yaşar, seni elbette çok seven, yere göğe koya­ mayan çok sayıda dostların, milyonlarca okuyucun ve ardında koca bir halk var.. Ama gel gör ki onların