• Sonuç bulunamadı

Hasan Ali Yücel

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hasan Ali Yücel"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SA YF A : 2 Salı 38 Şubat 1961

O

da öldü. Memleketimizde devletin ma­ a rif işlerini ele aldığı tarihten bugüne kadar gelmiş geçmiş N azır ve Vekillerin en bü- İğ yüğü, rahmanın rahmetine kavuştu.

Evet, zerre kadae mübalâğa etmiyorum. M aarif tarihim izi kılı kırka yaran bir dikkatle didik didik ediıı, onun oturduğu kefeyi yerin­ den kımıldatabilmek için, öbür keleye bir de­ ğil, beş on Nazır ve Vekil doldurmanız lâzım­ dır. Haşan  li’nin M aarif ve kültür hayatımıza 5 getirdiği ve yaşattığı hamlenin mâna ve şiimu-

o

liinü kaVramak, satıhta kalan b ir görüşün, ba- ' »itten öteye gidemiyen bir idrâkin haddi değil­

dir.

O, sıradan b ir M aarif Vekili değildi. H er şcydeıı evvel, sağlam ve ihatalı bir kültür ada­ mıydı. Memleketi hem mektep içi, hem de mek- A c » dışı hamlelerle medeniyet ve kültürün mu­ asır seviyesine yükseltmeğe çalıştı. Bunu mec­ lis veya meydan nululdariyle değil, vekâlette kaldığı müddetçe, gününün her saatinde hizme­ te amade dinamizmi, uzağı görüldüğü, usanmak . bilmez azmi ile eserler yaratarak gösterdi. Kü­

çük adam olmanın kompleksleri içinde kıvran­ mayan bir insandı. Kabuğuna büzülüp her yer- ; ■ de suikastler tevehhüm etmek, adam ve mües- sese lekelemek, şahsî darguıbklar veya sinsi ihbarlara kulak kabartarak her şeyi bir kalem­ li de havaya uçurmak gibi bir ruh illetine nefsi-

İ

nî kaptırmayacak kadar şuur ve vicdan sahihi 5 idi.

Adatıl tanırdı ve kadir bilirdi. Etrafına bir I takım dervişler toplayıp onlarla hüküm sürme­ ğe ve borusunu öttüm ıcğe tenezzül etmezdi. B il­ gili ve yapıcı insanlara düşkündü. K im in ne ya- I pabiteceğini, ne kadar iyi yapacağım şaşmaz bir isabetle kestirirdi. Aslâ klik adamı veya tekke | şeyhi olmadı. Mistik tarafını, yalnız şiirle ve Mevlânaya olan derin hayranlığı ile kendi feen- f dine ta'—’in etmesini bildi.

Ma

e.

yarattığı ve yaşattığı müesseselerin envanteri, bu köşenin dar sınırlan içine sığmaz. I En az bir buçuk asırdan beri yönelmiş olduğu­

muz ve Atatürkün irşat ve him m etleriyle kırk y ıldır temposunu hızlandıran muasır garp me­ deniyetini benimseme hareketini kültür saha­ sında en iyi temsil eden adamımız, hiç şüphe yok, Haşan - Â li Yüce! olmuştur. Köyü, köylü çocuklariyle uyarmak ve uyandımıak hamlesi onun zamanında başladı. M illetçe garp kültür ve medeniyetinin eserleriyle haşır neşir olmak imkânı, yine onun eseridir. Deste deste ansik­ lopediler, yardım cı ilim kitapları, şark ve garp klâsiklerinden tercümeler, güzel sanatların her şubesinde metodlu b ir kalkınma, onunla gün ışığına kavuştu ve, ne yazık ki, yine onun ma­ ariften çekilmesiyle birlikte tavsadı.

Hayatında en büyük darbeyi mensup olduğu iktidardan ve yerini alan kemli parti arkadaş­ larından yedi. Onların ve onları takip eden öbür iktidar mensuplarının sanki ağız ve iş birliği edercesine, eserini gölgelendirmeğe ve aşındır­ mağa çalışmaları karşısında, siyaset adamı ola­ rak. vakar ve sükûnla inzivaya çekildi. Bu ka­ dar Haksızlığa isyan edebilir ve nankörlüklerin hesabım sorabilirdi. Fakat buna tenezzül etme­ di. Hoca ve M aarif Vekili olarak başladığı mem­ lekete hizmet dâvasını, kültür adamı olarak, tek başına yürüttü.

Büyük eserlerinden biri olan Üniversite Muhtariyetini, yerine geçen aynı partili bir ve­ kilin, daha kanunun m ürekkebi' bile kurumaa- dau. bir bütçe encümeni oyuniyle ne hale getir­ diğini görmek, onun yüreğini burkan en büyük darbe idi. Henüz 63 şaşında dııruveren kalbi, asıl o darbeden ilk yarayı almış olmalıdır. Bu hâdi­ seden sonra, eserine diş geçirmeğe, onu her ya­ nından kıtır kıtır kemirmeğe ve aşındırmağa çalışanlar ise, o ilk darbenin öldürücü tesirini

tamamlamış oldular.

Gerçi Haşan - Â lî öldü, fakat bu kadar ke­ miricinin hücumuna uğramış olmasına rağmen, onun eserini yere yıkacak bir kara ve kaba kuvvetin bu memlekette bir daha hortlayam ıja

cağına im anım var.

— —mu— h— — ■

Taha Toros Arşivi

ııı ııı tif iii iım ıu ııı ııi iu ıım nı ıiM tıı ııı tıi ff ıjı ıii iii iiu iH im ıır îîı ııı ıii iıı ııı ııi M iH H H iıı ııı ıif un iii nj .ı^ ıiı nı ın ıın ııı ııı ııt ııı tıı m ıın m ııı ım ııı uı m ıu ıiH iiH iın uu m rT Tm m m tiü m ııı ım ım ıım m ıii H H H üm ırc ,

Referanslar

Benzer Belgeler

(Lac Léman) m etrafını geceleri nura gark eden yine bu beyaz kömür dür. Honoré diyor ki « bir kaç manetle mü­ zeyyen bir mermer levhanın arkasına 10,000 ve

Araflt›rmac›lar, daha önce bir morötesi (dalgaboylar›nda parlayan) halka ve optik (görünür) ›fl›kta parlayan s›cak noktalarla ayn› yerde bir X-›fl›n›

Neyzen çok içki içerdi, ben ağzıma koymam; Neyzen sigarayı yutardı, ben tadını bilmiyorum, ama ikimizin bir müştereği var: İkimiz de dilimizi tutamıyoruz. O

[r]

Asıl, bizzat Celâl Bayar’ın oğlu, Refıi Bayar, Millî Reasürans Genel Müdürü olarak samk sırasındadır. Olay 1939 yazında soruşturma safhasmdayken Refii Bayar doktor

Fakat o tarihlerde de kayık bütün bu vasıtalar İçinde halk tara­ fından kâh ucuzluğu, kâh her an j emre hazır oluşu bakımından ve yük­ s e k sınıf

lej’de ve Almanya’nuı Magdeburg şehrinde yüksek tahsilini ise An­ kara Hukuk Fakültesinde yap­ mıştır. 17 Nisan 1927 de Dışişleri Bakanlığına intisap

Çiçekleri neredeyse tamamen kapalı sikonyum’lar içerisinde hap- sedilen dişi incir ağaçlarının tozlaşmasına ilek arıcığı (Blastophaga psenes) denilen ve