• Sonuç bulunamadı

İlköğretim velilerinin yaptıkları harcamaların belirlenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İlköğretim velilerinin yaptıkları harcamaların belirlenmesi"

Copied!
99
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

EĞİTİM BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI

EĞİTİM YÖNETİMİ VE DENETİMİ BİLİM DALI

İLKÖĞRETİM VELİLERİNİN YAPTIKLARI

HARCAMALARIN BELİRLENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Melike Güzin SEMERCİOĞLU

Ankara Ekim, 2012

(2)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

EĞİTİM BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI

EĞİTİM YÖNETİMİ VE DENETİMİ BİLİM DALI

İLKÖĞRETİM VELİLERİNİN YAPTIKLARI

HARCAMALARIN BELİRLENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Melike Güzin SEMERCİOĞLU

Danışman: Prof. Dr. Emin KARİP

Ankara Ekim, 2012

(3)

i

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI

Melike Güzin SEMERCĠOĞLU’nun “Ġlköğretim Velilerinin Yaptıkları Harcamaların Belirlenmesi” baĢlıklı tezi 05/10/2012 tarihinde, jürimiz tarafından Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiĢtir.

Adı Soyadı İmza

BaĢkan : Doç. Dr. Ferudun SEZGİN ………

Üye (Tez DanıĢmanı) : Prof. Dr. Emin KARİP ………

(4)

ii

ÖN SÖZ

Türkiye, eğitim alanına kaynak yaratmada hem geliĢmiĢ, hem de geliĢmekte olan birçok ülkeden daha geride yer almaktadır. Ġlköğretimde devletin yaptığı harcamaların bileĢenini vergiler ve eğitime katkı payı gelirleri oluĢturmaktadır. Buna rağmen okullar, kaynak sıkıntısı çekmekte ve bundan dolayıdır ki öğrencilerden para toplamaktadırlar. Türkiye’de eğitim harcamaları içinde özel harcamalar, bu harcamalar içinde de ailelerin yaptığı harcamalar önemli bir yer tutmaktadır. Bu araĢtırmanın amacı, ilköğretim kademesinde öğrenci ailelerinin yaptıkları harcama türleri ile miktarlarının belirlenmesi ve tespitidir. AraĢtırma, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsünde yüksek lisans tezi çalıĢması olarak yapılmıĢtır ve beĢ bölümden oluĢmuĢtur.

Bu çalıĢmanın birinci bölümünde, eğitimin önemine vurgu yapılarak, eğitimin uzun vadede ülke ekonomisine, toplumsal ve kültürel geliĢmiĢliğe katkısından söz edilmiĢtir. Ayrıca eğitimin kalitesine ve Dünya’da eğitim kalitesi hakkında yapılan çalıĢmalara değinilmiĢtir. ÇalıĢmanın ikinci bölümünde, Eğitim Finansmanı, Finansman Kaynaklarına Göre Eğitim Harcamaları, Eğitim Harcama Kalemleri, Eğitimin Ailelere Maliyeti Dünya’da eğitim finansmanı; Eğitimin Planlamasına ĠliĢkin AraĢtırmalar, OECD Ülkelerindeki ve Türkiye’deki Eğitim Harcamalarının KarĢılaĢtırılması, Eğitim Harcamaları Ġçinde Ġlköğretimde Yapılan Harcamalar, Eğitim Kademlerine Göre Harcamalar konularına değinilmiĢtir. Üçüncü bölümde, çalıĢmanın betimsel bir çalıĢma olduğu göz önünde bulundurularak araĢtırmanın modeli ve çalıĢma grubu belirlenmiĢtir. Dördüncü bölümde, bulgular ve yorumlara yapılan analizler sonucunda elde edilen veriler doğrultusunda yer verilmiĢtir. Son bölümde ise çalıĢma boyunca elde edilen bulgular ve bu bulgulara dayanılarak yapılan değerlendirmelere yer verilmiĢtir.

AraĢtırmamı yaptığım ve tezimi yazdığım süre boyunca eğitim ekonomisi alanındaki bilgi ve tecrübelerinden yararlandığım danıĢmanım saygıdeğer Prof. Dr. Emin KARĠP’e ve bu süre boyunca manevi destekleri ile katkıda bulunan Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalı’nın saygıdeğer hocalarına, anketlerimin dağıtılmasında ve öğrenci ailelerine ulaĢtırılmasındaki yardımlarından dolayı ilköğretim okulu müdürlerine ve ayrıca öğrenci ailelerine, araĢtırma boyunca desteklerini her zaman yanımda hissettiğim anneme, babama, tezimin yazımı sırasında beni hiç yalnız bırakmayan desteklerini esirgemeyen eĢim Muhammed Serhat SEMERCĠOĞLU’na sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.

(5)

iii

ÖZET

ĠLKÖĞRETĠM VELĠLERĠNĠN YAPTIKLARI HARCAMALARIN BELĠRLENMESĠ

SEMERCĠOĞLU, Melike Güzin

Yüksek Lisans, Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalı Tez DanıĢmanı: Prof. Dr. Emin KARĠP

Ekim – 2012, 89 sayfa

Bu araĢtırmanın amacı, ailelerin yaptıkları harcama miktarlarını belirleyerek, devletin bütçesinden eğitime ayrılan payın oranlanmasında analiz aracı olarak birtakım veriler sağlamaktır. AraĢtırmamız ile alan yazınına katkı sağlamak ve okul harcamalarında ailelerin bütçe dıĢı kaynaklara yaptıkları harcamaların türlerini ve miktarlarını belirlemek amaç edinilmiĢtir. Bu araĢtırma ile eğitim için yapılan harcamalar ve bu harcamalara katlananlar açısından ilköğretim kademesinde finansman kaynakları sağlayıcıları incelenerek, devletin ilköğretim finansmanındaki payı ile ailelerin ekonomik katkı ve kiĢisel harcamaları ortaya koymak amaç edinilmiĢtir.

Bu çalıĢma betimsel bir çalıĢma olup araĢtırmada, tarama modeli kullanılarak, konu hakkında mevcut olan durum belirlenmiĢtir. AraĢtırmada GümüĢhane ilinde bulunan ilköğretim okullarında eğitim gören öğrencilerin velilerinin bir yıl içinde yaptıkları harcamalar hesap edilirken öğrenci velilerine ulaĢılmıĢtır. Özel okullarda eğitim gören öğrencilerin yaptığı harcamalar devlet okullarında eğitim gören öğrencilere göre daha farklı harcamalar yaptığı için araĢtırma dıĢında tutulmuĢtur. AraĢtırma sadece resmi okullarda uygulanmıĢtır.

Veri toplama aracı ile elde edilen verilerin çözümlemesinde bilgisayardan yararlanılmıĢtır. Problemlere yönelik olarak toplanan veriler bilgisayara aktarılmıĢ ve aktarılan veriler üzerinde istatistiksel analizler için SPSS paket programından yararlanılmıĢtır. AraĢtırmanın problemlerine cevap bulabilmek amacıyla SPSS paket programı kullanılarak frekans, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma belirlenmiĢtir. Bu araĢtırma ile okul yöneticilerinin, kaynak yetersizliği sebebiyle öğrenci ailelerinden, gönüllülük esaslı olarak kayıt parası, okul-aile birliğine yardım parası ve çeĢitli aidatlar talep ederek, kayıt paralarının ödenmesiyle ilgili mevzuatlara uyulmadığı görülmüĢtür. Ayrıca orta öğretime geçiĢ sınavlarının da ailenin aylık gelirlerinde önemli miktarlarda harcama yapmasına neden olduğu görülmüĢtür. Ayrıca yıl içinde öğrenci ailelerinin eğitim harcaması adı altında belirli bir meblağı ayırdıkları belirlenmiĢtir.

Ġlköğretim eğitiminin parasız ve zorunlu olduğu maddesine dayanarak, devletin ilköğretim eğitimi için çeĢitli kaynaklar bulması, var olan kaynakları daha etkili bir Ģekilde kullanması ile ailelere yansıtılan eğitim harcamalarının azaltılabileceği önerilerinde bulunulmuĢtur.

(6)
(7)

v

İÇİNDEKİLER

JÜRĠ ÜYELERĠNĠN ĠMZA SAYFASI ... i

ÖN SÖZ ... ii

ÖZET ... iii

ABSTRACT ... iv

TABLOLAR LĠSTESĠ ... vii

BÖLÜM I GĠRĠġ ... 1 1.1. Problem Durumu ... 1 1.2. AraĢtırmanın Amacı ... 9 1.3. Problem Cümlesi. ... 10 1.4. AraĢtırmanın Önemi ... 11 1.5. Sınırlılıklar ... 12 1.6. Tanımlar ... 12 BÖLÜM II KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 14 2.1. Eğitim Finansmanı ... 14

2.1.1. Finansman Kaynaklarına Göre Eğitim Harcamaları ... 14

2.1.2. Eğitim Harcama Kalemleri ... 20

2.1.3. Eğitimin Ailelere Maliyeti ... 22

2.2. OECD Ülkeleri’nde ve Türkiye’de Eğitim Finansmanı ... 33

2.2.1. Eğitimin Planlamasına ĠliĢkin AraĢtırmalar ... 33

2.2.2. OECD Ülkelerindeki ve Türkiye’deki Eğitim Harcamalarının KarĢılaĢtırılması ... 39

2.2.3. Eğitim Harcamaları Ġçinde Ġlköğretimde Yapılan Harcamalar ... 41

(8)

vi

BÖLÜM III

YÖNTEM ... 49

3.1. AraĢtırmanın Modeli ... 49

3.2. ÇalıĢma Grubu ... 50

3.3. Veri Toplama Araçları ... 55

3.4. Verilerin Toplanması ... 56

3.5. Verilerin Çözümlenmesi ... 56

BÖLÜM IV BULGULAR ve YORUMLAR ... 57

4.1. Eylül Ayı Ġtibarıyla Okula Yapılan Harcamaların Tür ve Miktarları ... 57

4.2. Aylık Okul Harcamalarının Tür ve Miktarları ... 60

4.3. Dönem Ġçerisinde Sonradan Yapılan Okul Harcamalarının Türü ve Miktarları ... 63

4.4. Bir Eğitim-Öğretim Yılı Boyunca Yapılan Okul Harcamaları ... 65

4.5. Toplam Harcama Miktarlarının Sınıf Düzeyine Göre Farklılığı ... 66

4.5.1. Eylül Ayı Ġtibarıyla Yapılan Okul Harcamalarının Sınıf Düzeyine Göre Farklılığı ... 66

4.5.2. Aylık Okul Harcamalarının Sınıf Düzeyine Göre Farklılığı ... 68

4.5.3 Dönem Ġçerisinde Sonradan Yapılan Okul Harcamalarının Sınıf Düzeyine Göre Farklılığı ... 70

4.5.4. Toplam Okul Harcamalarının Sınıf Düzeyine Göre Farklılığı ... 72

BÖLÜM V SONUÇ ve ÖNERĠLER ... 74 5.1. Sonuç ... 74 5.2. Öneriler ... 76 KAYNAKÇA ... 77 EKLER ... 85

(9)

vii

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. 2002 Mali Yılında Finansman Kaynaklarına Göre Özel Kaynaklardan, Yerel Ġdarelerden ve Uluslararası Kaynaklardan Hizmet Sunucuları Ġçin Kullanılan

Miktar ... 18

Tablo 2. 2002 Türkiye Eğitim Harcamalarının Finansman Kaynaklarına Göre Miktarı ve Dağılımı ... 19

Tablo 3. Hane Halkının yıllara göre eğitime katkısı ... 23

Tablo 4. 2002 Türkiye Eğitim Harcamalarının Hizmet Sunucularına Göre Miktarı ve Dağılımı ... 25

Tablo 5. MEB Bütçesinin GSMH’ye Oranının Yıllara Dağılımı ... 31

Tablo 6. OECD Ülkelerinde ve Türkiye’de Devlet ve Özel Kurumlarının Eğitim Harcamaları ... 40

Tablo 7. Eğitim Kurumlarına Yapılan Kamu Harcamalarının Payı ... 42

Tablo 8. 2007 yılı Eğitim Kademelerine Göre Harcamalar ve Öğrenci BaĢına Yapılan Harcama ... 44

Tablo 9. SeçilmiĢ Ülkelerde Eğitim Kademelerine Göre Kamu ve Özel Kurumlarda Öğrenci BaĢına DüĢen Eğitim Harcamaları ... 45

Tablo 10. Milli Eğitim Bakanlığı kaynaklarından yapılan harcamaların eğitim kademesine göre dağılımı ... 46

Tablo 11. OECD Ülkelerinde Ġlköğretim Eğitim Süreleri ve GSMH’ye Göre Öğrenci BaĢına Yapılan Harcama ... 47

Tablo 12.Sınıfların ve Öğrencilerin Dağılımları ... 50

Tablo 13. Öğrencilerin Cinsiyete Göre Dağılımları ... 51

Tablo 14. Öğrencilerin Annelerinin Sosyodemografik Özellikleri ... 52

Tablo 15. Öğrencilerin Babalarının Sosyodemografik Özellikleri ... 54

Tablo 16. Eylül Ayı Ġtibarıyla Okula Yapılan Harcamaların Tür ve Miktarları ... 58

(10)

viii

Tablo 18. Dönem Ġçerisinde Sonradan Yapılan Okul Harcamalarının Tür ve

Miktarları ... 64 Tablo 19. Bir Eğitim – Öğretim Yılı Boyunca Yapılan Toplam Okul Harcamaları ... 65 Tablo 20. Eylül Ayı Ġtibarıyla Yapılan Okul Harcamalarının Sınıf Düzeyine Göre

Dağılımı ... 67 Tablo 21. Aylık Okul Harcamalarının Sınıf Düzeyine Göre Dağılımı ... 68 Tablo 22. Dönem Ġçerisinde Sonradan Yapılan Okul Harcamalarının Sınıf Düzeyine Göre

Dağılımı ... 69 Tablo 23. Toplam Okul Harcamalarının Sınıf Düzeyine Göre Dağılımı ... 70 Tablo 24. Dönem Ġçerisinde Sonradan Yapılan Okul Harcamalarının Sınıf Düzeyine Göre

Dağılımı ... 71 Tablo 25. Dönem Ġçerisinde Sonradan Yapılan Okul Harcamalarına ĠliĢkin Tek Yönlü

Varyans Analizi Sonuçları ... 71 Tablo 26. Toplam Okul Harcamalarının Sınıf Düzeyine Göre Dağılımı ... 72 Tablo 27. Toplam Okul Harcamalarının Sınıf Düzeyine ĠliĢkin Tek Yönlü Varyans

(11)

BÖLÜM I

GİRİŞ

Bu bölümde problem durumu, problem cümlesi, araĢtırmanın amacı ve araĢtırmanın önemi yer almaktadır.

1.1. Problem Durumu

Toplumsal geliĢmenin sağlanmasında bireylerin yeteneklerini ortaya çıkararak geliĢtirmek, kendi potansiyel ve yetenekleri ölçüsünde ulaĢabilecekleri en üst düzeye çıkabilmelerine yardımcı olmak ve böylece nitelikli insan gücü oluĢturmak oldukça önemli rol oynamaktadır. Nitelikli insan yetiĢtirebilmek, nitelikli bir eğitim süreci sayesinde gerçekleĢebilmektedir.

BükreĢ‟te yapılan Avrupa Eğitim Bakanları 4. Konferansı Sonuç Bildirgesi‟nde, bilgi ve yenilik tabanlı bir toplumda aktif vatandaĢlar geliĢtirme konusunda eğitimin önemi, sosyal uyum çalıĢmaları ve eğitimin kalitesi konularına daha çok odaklanmayı gerektiği, toplumlarımızın ve ekonomilerimizin karĢısına çıkan en önemli problemler, iyi bir baĢlangıç eğitimi almıĢ ve bu eğitimi sürekli güncelleĢtiren bir nüfus ile çözülebileceği üzerinde durulmuĢtur. Avrupa Eğitim Bakanları 4. Konferansı Sonuç Bildirgesi‟nde eğitimin toplumsal ve ekonomik geliĢmedeki rolü, onun ekonomik anlamda bir yatırım olarak algılanmasını gerektiği, bu açılardan eğitim, tüm sektörlerde personel geliĢtirme ve kendi kültürel boyutunu tamamlamada etkili olduğu belirtilmiĢtir (Millî Eğitim Bakanlığı [MEB], 2000).

(12)

Avrupa Eğitim Bakanları 4. Konferansı Sonuç Bildirgesi‟ne göre;

Eğitim sistemleri ve okullar, ilköğretim süresince bireysel geliĢim ve kültürel değerlerin korunması doğrultusunda yerine getirdikleri çok önemli bir rolü içeren geleneksel fonksiyonun yanı sıra yaĢam boyu öğrenme için temel becerilerin herkese kazandırılması rolünü de üstlenmelidir. Öğrenme güçlüğü olan bu nedenle özel pedagojik stratejilere ve özel tesislere gereksinim duyan gençler, üzerinde durulması gereken bir baĢka konudur. Okullar, aile ve yerel toplumların iĢbirliğini gerektiren sosyal katılım sürecinde de önemli rol oynayacaktır. Ayrıca sosyal uyum için bir araç olarak ilköğretimin önemi vurgulanmaktadır. Farklı sosyal çevreler okullardan, mücadelelere, ortak hedefler (temel beceriler) ve olası farklı yaklaĢımlar doğrultusunda cevap verme yeterliliğini beklemektedirler (MEB, 2000).

Ülke içerisinde adaleti, güvenliği, halkın sağlık ve eğitim hizmetlerini karĢılamak ve özel sektörün girmediği ancak toplum açısından yararlı görülen alanlarda faaliyette bulunmak yoluyla kaçınılması imkânsız olan kamu harcamalarını gerçekleĢtirmek kamunun (devlet) vermesi gereken temel hizmetlerdir. Bu mal ve hizmetler sınıflamasında eğitim, tam kamusal mal olarak nitelendirilse de harcamaların belirli bir kısmı günümüzde özel sektör tarafından da gerçekleĢtirildiğinden yarı kamusal mal ve hizmetler sınıfında yer almaktadır. Eğitim hizmeti, dünyanın hiçbir ülkesinde ve ekonomik maliyeti baz alınarak sunulmamaktadır. GeliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelerde uygulanan eğitimdeki finansal politikalar, belirgin farklılıklar içermektedir (Adem, 1993: 183).

GeliĢmekte olan ülkeler ile geri kalmıĢ ülkeler ise temel eğitim sorunlarını henüz çözemedikleri gibi, bu ülkeler için nüfus baskısı ve artan finansal sorunlar önemli boyutlar kazanmıĢtır. Eğitim ekonomistlerinin çalıĢma alanları; eğitim ve kalkınma, eğitimin ekonomik sonuçları, eğitim finansmanı, eğitimin verimliliği, eğitimin tüketim ve yatırım özelliği, eğitimin arz talep özellikleri, eğitimde fayda ve maliyet analizi, eğitim, insan gücü ve istihdam olarak saptanmıĢtır (Adem, 1993: 87).

Eğitimin finansmanı, genel anlamda eğitim için fon sağlamak ve sağlanan bu fonları en etkin bir Ģekilde kullanmaktır. Ayrıca, eğitim sisteminin finansmanı, eğitimin tüm boyutlarını etkileyen ve diğer çalıĢma alanlarıyla iç içe olan bir çabayı gerektirir. Bu nedenle, eğitimin finansmanı, eğitim sektörünün mevcut sorunlarının temel nedenlerinden birisi olduğu gibi, öngörülen hedeflerin gerçekleĢme olanaklarını da

(13)

sınırlayan bir faktördür. Eğitim hizmetlerinin iyileĢtirilmesi ve yaygınlaĢtırılmasında, öncelikle devletin kendisine düĢen görevi gereğince yerine getirme zorunluluğu vardır. Bu, aynı zamanda eğitimin en öncelikli sektör olarak kabul edilmesinin de doğal sonucudur (MEB, 1996: 401).

Türk eğitim sisteminde bir yandan finansman sıkıntısını giderilmeye çalıĢılırken, diğer yandan da eldeki ödeneklerin, kaynakların verimli ve etkili kullanımı sağlanmaya çalıĢılmaktadır. Okulların finansmanına yerel yönetimlerin, meslek kuruluĢlarının katılmaları ve desteklemeleri için gerekli düzenlemeler gerçekleĢtirilmelidir. Çok büyük yatırımlar gerektiren eğitimin finansmanı için yeni ve sürekli kaynaklar sağlanmalıdır. Eğitimin sisteminin finansman yatırımları, eğitim tür ve kademelerine göre öncelik ilkeleri ve rasyonel ihtiyaçlar tespit edilerek yapılmalıdır (MEB, 1996: 3).

21. yy‟nin ilk çeyreğinde, ilköğretimden yükseköğretime kadar tüm tür ve düzeylerde eğitimin finansmanı önemli bir tartıĢma konusunu oluĢturmaktadır. Finansman sorununu, sadece talep artıĢlarına bağlamak doğru değildir. Eğitimin finansmanının eğitim maliyetlerinde artıĢ, öğretim kadrosuzluğunun verimsizliği, öğrenci baĢarısızlıkları, bursların artması ve kaynak kullanımı ile ilgili yetersizliklere bağlı içsel nedenler ile talep değiĢimleri, dıĢ borçların artıĢı, eğitim dıĢı alanlara yönelik harcamaların artması, kamu gelirlerinin artırılamaması, iĢsizliğin yüksek olması ve istihdam koĢullarına bağlı olarak yeniden eğitim gereksinimine neden olan dıĢsal nedenler çerçevesinde ele alınması gerekmektedir (Koç, 2007: 39-50). Ġlköğretimde, eğitimin her kademesinde olduğu gibi, finansman yetersizliklerinin yanı sıra, bina ve tesis eksiklikleri, çok ciddi araç gereç, laboratuvar donanımı, bilgisayar ve kütüphane yetersizlikleri vardır (Gedikoğlu, 2005: 72).

Eğitim harcamaları, ülkelerin bütçelerinden pay ayırmasını gerektiren harcamaların baĢında gelmektedir. Eğitim harcamalarının büyük kısmı ülke idareleri tarafından karĢılansa da eğitim harcanmalarının finansman kaynakları arasında aileler, özel ve tüzel kuruluĢlar, yerel idareler, uluslararası kaynaklar da yer almaktadır. Bu kaynakların arasında en çok eğitim harcaması yapan merkezi idarelerdir. Ancak öğrenci ailelerine de düĢen eğitim harcama payı pek de azımsanamaz. Eğitimin finansmanının

(14)

büyük bir kısmı kamu tarafından üstlenilmiĢ olsa bile, günümüzde ailelerin de eğitimin maliyetine katılım oranları gittikçe artmaktadır. Hane halkının eğitim hizmetinden yararlanabilmek için yaptıkları harcamalar, eğitimin özel maliyeti olarak nitelendirilmektedir (Ünal,1996: 10-12). Tüm giderlerin içinde eğitim harcamaları önemli bir yer tutmakta bu da aileye külfet olarak gelmektedir. Eğitimin bir ekonomik mal olduğu düĢünülürse, bu malda elde edilecek kar uzun vadede elde edileceğinden öğrenci aileleri eğitimin getirisi düĢük, ancak masrafı büyük bir hizmet olduğunu düĢünmesine yol açmaktadır. Bu araĢtırma ile ailelerin eğitim için ayırdıkları payın, eğitim harcamaları arasındaki oranı incelenmiĢtir.

Yapılan çalıĢmalarda eğitimdeki eĢitsizliklerin; makro düzeyde ülkenin

sosyo-ekonomik yapısından, mikro düzeyde ise ailesel faktörlerden kaynaklandığı belirtilmektedir. Bu çalıĢmalarda genel olarak ailenin sosyo-ekonomik yapısı ile eğitime katılım arasında iliĢkinin olduğu bulguları elde edilmiĢtir. Ailenin ikamet ettiği yerleĢim yeri, anne-babanın eğitim düzeyi, anne-babanın mesleği, aile büyüklüğü, kaçıncı çocuk olduğu ve aile geliri gibi ailesel faktörlerin çocuğun eğitime katılımında etkili olduğu belirtilmektedir. Özellikle anne-babanın eğitim düzeyi ve aile gelirinin çocuğun eğitime katılımında önemli faktörler olduğu ve diğer sosyo-ekonomik değiĢkenlerle yüksek düzeyde bir korelasyon gösterdiği belirtilmektedir (Behrman ve Knowles, 1999: 211-256; Blanden ve Gregg, 2004: 101; Crosnoe, Elder ve Mistry, 2002: 690-702; Machin ve Vignoles, 2004: 107-128; Smits ve HoĢgör, 2006: 545-560).

Türkiye‟de hane halkınca yapılan eğitim harcamaları coğrafi bölgelere göre farklılık göstermektedir. Ġstanbul‟da aileler gelirlerinin % 4,5‟ini, Batı Marmara‟da % 1‟ini, Ege‟de % 2,3‟ünü, Doğu Marmara‟da % 1,2‟sini, Batı Anadolu‟da % 2,4‟ünü, Akdeniz‟de % 2,2‟sini, Orta Anadolu‟da % 0,9‟unu, Batı Karadeniz‟de % 1,1‟ini, Doğu Karadeniz‟de % 1‟ini Kuzeydoğu Anadolu‟da % 0,2‟sini, Ortadoğu Anadolu‟da % 0,5‟ini ve Güneydoğu Anadolu‟da % 0,7‟sini eğitime ayırmaktadır (KöktaĢ, 2009).

Türkiye‟de çocuklarını kamu ilköğretim okullarına gönderen aileler, eğitimi kamusal bir hizmet olarak algılamaktadır. Alt ve orta sosyo-ekonomik düzey‟de (SED) bulunan aileler, eğitimin maliyetine katılımı doğru bulmamakla birlikte, çocuklarının eğitimi ve geleceği için buna kendilerini zorunlu hissetmektedir. Alt ve orta SED‟de

(15)

bulunan ailelerin aksine, üst SED‟de yer alan aileler eğitimin maliyetine katılımı doğru bulmaktadır (Yolcu, 2007: 238).

Herkesin eğitim alması hedef olunca, özellikle gelir seviyesi düĢük grupların pahalı bir hizmet olan eğitimin bedelini nasıl ödeyecekleri temel sorun olarak karĢımıza çıkmaktadır. Finans piyasasındaki aksaklıklar nedeniyle anne-babaların çocukları için yapacakları eğitim yatırımını finanse etmeleri mümkün olmadığından, devletin müdahalesinin kaçınılmaz olduğu düĢünülmektedir. Özellikle düĢük gelir gruplarının eğitim hizmetine ulaĢmalarının sağlanması, eğitimde devlet müdahalesinin ikinci önemli gerekçesini oluĢturmaktadır (Friedman, 1988; Taylor, 1999: 18).

Tural (1998) araĢtırmasında toplam öğrenci maliyetinin okul türüne, sınıflara ve gelir kümelerine göre önemli ölçüde farklılaĢtığını ortaya koymuĢtur. Çocuklarını kamu ilköğretim okullarına gönderen aileler 2.185.666.943 milyar¨, özel ilköğretim okullarına gönderen aileler de 358.633.918 milyon ¨ harcama yapmıĢtır. Hane halkının çocuklarının kız ya da erkek oluĢuna göre yaptığı eğitim harcamaları farklılıklaĢmaktadır.

Toplumdan topluma, kültürden kültüre değiĢmekle birlikte, az geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelerde aileler, yetiĢkin erkek çocukların gelecekte ailenin ekonomik yükünü üstleneceği, kız çocuklarının ise evlenip gideceği düĢüncesinden dolayı, erkek çocuklarının eğitimine yatırım yapmayı tercih etmektedir (Hill ve King, 1995). Hane halkının yaĢadığı yerin kent ya da kırsal kesim olup olmaması, eğitime yapılan harcama miktarında bir farklılaĢmaya yol açabilmektedir. Ġlgili alan yazında yapılan araĢtırmalar da bu beklentiyi doğrular niteliktedir. Kırsal kesimdeki ailelerin kentte yaĢayan ailelere göre hane halkı eğitim bütçesi harcama miktarı daha azdır. Aynı biçimde bu durum yerleĢim yerinin ova, vadi vb. olması bakımından bir farklılık göstermektedir (UNICEF, 2012).

Anne ve babanın mesleği, bir hane halkının eğitime yatırım yapmaya istekli olmasını etkilemektedir. Eğer anne ve babanın mesleği düĢük ücret ödenen bir meslek ise, bu durumda eğitime yatırım yapmaya istekli olmayacaktır. Bununla birlikte, anne ya da babanın ikisinden birinin ya da her ikisinin mesleğinin yüksek ücret ödenen bir

(16)

meslek grubuna dahil olması, eğitime yatırım yapılmasında daha istekli davranılmasına yol açar (European Commission Report [ECR], 2005).

Ebeveynlerin eğitim düzeyi çocuklarının eğitimine yaptıkları harcamaları etkilemektedir. Ebeveynlerin eğitim düzeyi yükseldikçe, çocuklarının eğitimine yapacakları harcama miktarında dikkate değer bir artıĢ içermesi beklenir. Bunun nedeni, eğitim düzeyi yüksek olan bireylerin, eğitime yapılan harcamaları insan sermayesine yatırım olarak değerlendirmesidir (ECR, 2005). Burada belirtilmesi gereken, babanın eğitim düzeyinin yüksek olmasının, eğitime yapılacak harcama üzerinde belirleyici olduğudur. Ġlgili alan yazında bu sayıltıyı doğrulayacak araĢtırmalar bulunmaktadır (Yolcu, 2011). Tilak‟ın (2002) araĢtırmasında ailedeki eğitim düzeyi en yüksek olan birey ile öğrenci baĢına yapılan harcama arasında anlamlı bir iliĢki ortaya çıkmazken, hane halkı reisi olarak babanın eğitim düzeyi ile öğrenci baĢına yapılan eğitim harcaması arasında anlamlı bir iliĢki olduğu gözlemlenmiĢtir. Daha açık bir ifade ile babanın eğitim düzeyinin yüksek ya da düĢük olmasına bağlı olarak eğitim harcaması miktarında artma ya da azalma olmaktadır.

Ailenin çocuğun eğitimi için yapacağı harcamalar genel olarak; kiĢisel, kültürel, kurumsal, sosyo demografik ve ekonomik ailesel değiĢkenlerle doğrudan iliĢkilidir (ECR, 2005). Aile geliri çocuğun eğitimini doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. Doğrudan etkileri okul ücretleri, kitap, üniforma ve taĢıma ücretlerini kapsamaktadır (Admassie, 2003: 48; ECR, 2005; World Bank, 2002). Ailenin ekonomik durumunun yetersiz olması, ailenin çocuğun okula devam edebilmesi için gerekli koĢulları sağlayamaması, çocuğun eğitimine devam etmesini engellediği söylenebilir (BaĢaran, 1996: 86; Kadı, 2000; Mowat ve White, 1985; Öner, 1997; Rosenthal ve Sawyers, 1996: 194-200). Dolaylı etkileri ise geliĢmiĢ bölgelerde ikamet etme, iyi akran grubu içinde yer alma ve iyi eğitim veren okullara gidebilme olanağı sağlamaktadır (Admassie, 2003: 53; ECR, 2005; World Bank, 2002).

Hane halkının eğitim harcamaları üzerinde etkili olan baĢlıca ekonomik etkenler arasında iĢgücü piyasasının durumu, eğitimin getirisi ve ailenin gelirinin olduğu gözlenmektedir (ECR, 2005, Ünal,1996, Tilak, 2002). Bir kiĢinin iĢgücü piyasasındaki durumu hane halkının kaynaklarının ne kadarının eğitime ayrılacağının belirlenmesinde

(17)

önemli bir rol oynamaktadır. Örneğin, tek bir ebeveynin çalıĢtığı hane halkı ile her iki ebeveynin de çalıĢtığı hane halkının çocuklarının eğitimine yaptığı eğitim harcaması farklı olacaktır. Diğer bir durumda ebeveynlerin iĢsiz olması da aynı sonucu ortaya çıkaracaktır (ECR, 2005).

Aile geliri ile çocuğun eğitime katılımı arasındaki iliĢki biçimi ve düzeyi ülkelerin eğitim finansman biçimi ve eğitim kademelerine göre farklılık göstermektedir (Tomul, 2007: 2). 1980‟li yıllardan itibaren Türkiye‟de serbest piyasa ekonomisinin egemen kılınmasıyla eğitim de ticari bir hizmet alanı olarak kabul edilmektedir. Bu anlayıĢın sonucunda Türkiye‟de aileler giderek çocuklarının eğitimi için daha fazla ekonomik kaynak ayırmak zorunda kalmaktadırlar. Ortaöğretim merkezi sınavlarına ücretle öğrenci hazırlayan “dershane” sistemi oluĢmuĢ ve Türkiye çapında yaygınlaĢmıĢtır. Dershaneler formal eğitim sisteminin rakibi konumuna gelmiĢtir. Eğitimin her kademesinde “katkı payı” adı altında değiĢik oranlarda öğrencilerden ücret alınmaktadır (Köse, 2007). Yapılan araĢtırmalar Türkiye‟de ailelerin çocukların eğitimi için bütçelerinde önemli harcamalar yapmak zorunda olduklarını göstermektedir. Tansel ve Bircan (2004) yaptıkları çalıĢmada çocukları dershaneye giden aileler ortalama aylık gelirlerinin 1–15 katı kadar harcama yapmaktadırlar (Aktaran: Tomul, 2007: 124).

Eğitimin ekonomik dıĢsallığı beĢeri sermayenin geliĢtirilmesi ile ilgilidir. BeĢeri sermaye teorisi eğitimin devlet tarafından finanse edilmesini verimlilik artıĢı ile iliĢkilendirir. Buna göre, insan kaynağına yapılan yatırım hem eğitim alanların, hem de almayanların verimliliğinin artmasına katkıda bulunacaktır (Boissiere, 2004; Friedman, 1988). Bireyler kendilerine ya da çocuklarına iliĢkin eğitim kararlarını verirken eğitimin sağladığı pozitif dıĢsallıkları dikkate almayacakları için toplumsal olarak optimal seviyenin altında eğitim hizmeti alınacaktır. Teorik analizlerde optimal seviyeyi belirlemek kolay olsa da pratikte optimal eğitim seviyesinin ne olduğunu bulmak neredeyse imkansızdır. Ancak, bugün genel kabul gören görüĢ, herkesin temel düzeyde eğitim almasıdır. Bu görüĢün özellikle ilköğretim için tüm dünyada genel kabul gördüğü söylenebilir (Çokgezen ve Terzi, 2008: 3).

Devletin eğitime yatırım yapmasının, onun bir karar alma ve finansman yükümlülüğü altına girmesinin birkaç gerekçesi bulunmaktadır. Bunlardan ilki eğitimin

(18)

dıĢsal yararlar üretmesidir. Ġkincisi eğitimin güçlü bir sosyalizasyon aracı olmasıdır. Üçüncüsü hakkaniyet ve eĢitliğe iliĢkin endiĢelerden kaynaklanır. Devlet, yapmıĢ olduğu eğitim harcamaları yoluyla, eğitim olanaklarını hakkaniyete uygun olarak ve eĢitlikçi bir biçimde dağıtmayı amaçlar. Bu amaçlara ulaĢmak için devlet eğitim harcaması yapmak zorundadır. Dördüncüsü, piyasa aksaklığıyla ilgilidir. Ekonominin gereksinim duyduğu yüksek nitelikli insan gücünün yetiĢtirilmesi, devletin eğitim yatırımlarındaki karar alma ve finansman sorumluluğunun diğer bir gerekçesini oluĢturmaktadır. Devletin eğitimin finansmanını üstlenmesinin eğitimin birim maliyetini düĢürdüğü, yapılan yatırımların da bir ölçek ekonomisi yarattığı belirtilmektedir. Ġlgili alan yazında bu görüĢü destekleyen kanıtların yanı sıra aksi yönde görüĢler de bulunmaktadır. Devletin yaptığı eğitim yatırımlarının daha verimli olduğunu dile getiren çalıĢmalara da rastlamak mümkündür (Rosen, 2005: 92; Ünal, 1996; World Bank, 1995).

Diğer bir yandan, eğitimin çok büyük bir alan olduğu bilinmektedir. Türkiye‟de devlet Ģu andaki eğitim sisteminin tek para kaynağı konumundadır ve 2005 yılı itibariyle bütçeden eğitime ayrılan pay sadece %3,4 civarındadır. Bu rakam; ABD‟de %7, Almanya‟da %5.2, Norveç‟te %6 ve Arjantin‟de %5.9 seviyelerindedir. Bu tahsis yapılırken; toplam eğitim bütçesinin örgün ve yaygın eğitim arasında tahsisi, örgün eğitimde bütçe kaynaklarının eğitimin değiĢik tür ve kademelerindeki değiĢik eğitim kurumlarına göre tahsisi, toplam eğitim bütçesinin harcama kalemlerine göre tahsisi, bütçeden denetim ve soruĢturmanın iĢleyiĢi ve sürekliliği için kaynak tahsisi hususlarına dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu kadar büyük bir sisteme bütçeden ne kadar pay ayrılırsa ayrılsın yetmeyeceği de ortadadır. Kaldı ki ayrılan payın büyük bir kısmı personel maaĢlarına gitmektedir. Yatırım için ayrılan pay son derece yetersizdir (Sarıçay, 2011: 24).

Bu çalıĢmanın birinci bölümünde, eğitimin önemine vurgu yapılarak, eğitimin uzun vadede ülke ekonomisine, toplumsal ve kültürel geliĢmiĢliğe katkısından söz edilmiĢtir. Ayrıca eğitimin kalitesine ve Dünya‟da eğitim kalitesi hakkında yapılan çalıĢmalara değinilmiĢtir.

(19)

ÇalıĢmanın ikinci bölümünde, Türkiye‟de; Eğitim Finansmanı, Finansman Kaynaklarına Göre Eğitim Harcamaları, Eğitim Harcama Kalemleri, Eğitimin Ailelere Maliyeti, OECD Ülkelerinde Eğitim Finansmanı; Eğitimin Planlamasına ĠliĢkin AraĢtırmalar, OECD Ülkeleri‟ndeki ve Türkiye‟deki Eğitim Harcamalarının KarĢılaĢtırılması, Eğitim Harcamaları Ġçinde Ġlköğretimde Yapılan Harcamalar, Eğitim Kademlerine Göre Harcamalar konularına değinilmiĢtir. Bu bölümde Ekonomik ĠĢ Birliği ve Kalkınma TeĢkilatı (OECD) istatistikî verileri ile Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Türkiye Ġstatistik Kurumu (TÜĠK) istatistikî verilerine yer verilmiĢtir.

ÇalıĢmanın üçüncü bölümünde, çalıĢmanın betimsel bir çalıĢma olduğu göz önünde bulundurularak araĢtırmanın modeli ve çalıĢma grubu belirlenmiĢtir. Kavak, Ekinci ve Gökçe (1997) tarafından yapılan “Ġlköğretimde Kaynak ArayıĢları” adlı araĢtırmadaki harcama türleri temel alınarak veri toplama aracı, verilerin toplanması ve çözümlenmesinde izlenen yol belirtilmiĢtir. Dördüncü bölümünde, bulgular ve yorumlara yapılan analizler sonucunda elde edilen veriler doğrultusunda yer verilmiĢtir. BeĢinci bölümünde, çalıĢma boyunca elde edilen bulgular ve bu bulgulara dayanılarak yapılan değerlendirmelere yer verilmiĢtir.

1.2. Araştırmanın Amacı

Eğitime olan bireysel talebin artması ve dolayısıyla eğitime yapılacak harcamaların yükselmesi, ailelerin hane halkındaki artıĢa bağlı olarak da yükselebilir. Bu araĢtırma ile bu artıĢ oranları tespit edilmeye çalıĢılmıĢtır. Bunların yanı sıra toplam özel finansman içindeki en büyük paya sahip olan ailelerin doğrudan ve dolaylı maliyete katlandıkları harcama kalemleri belirlenmiĢ olacak ve bu yolla ailelerin sağladığı özel fon miktarları ayrıĢtırılmıĢtır. Bu araĢtırma ile eğitim için yapılan harcamalar ve bu harcamalara katlananlar açısından ilköğretim kademesinde finansman kaynakları sağlayıcıları incelenerek, devletin ilköğretim finansmanındaki payı ile ailelerin ekonomik katkı ve kiĢisel harcamaları ortaya koymak amaç edinilmiĢtir.

Türkiye‟de eğitim harcamaları içinde özel harcamalar, bu harcamalar içinde de ailelerin yaptığı harcamalar önemli bir yer tutmaktadır. Ailelerin yaptığı harcamaların büyük bir kısmı ise sınavlara hazırlık amacıyla yapılmaktadır. Seviye Belirleme Sınavı (SBS) girecek öğrenciler bu sınavlara hazırlık amacıyla özel derslere, etüt merkezlerine

(20)

ya da dershanelere yönelmekte ve bu kapsamdaki hazırlık çalıĢmaları dördüncü sınıfa kadar inmektedir. Ancak, bu sınavlara hazırlık kapsamında ne kadar öğrencinin ne tür çalıĢmaya yöneldiği ve bu çalıĢmaların maliyetinin ne olduğu bilinmemektedir.

Bu araĢtırma ile toplam eğitim harcaması, eğitim seviyelerine göre öğrenci baĢına düĢen eğitim harcamaları, eğitim harcamalarının GSYĠH içindeki oranı, hane halkı, vakıf, dernek, hayır kurumları, özel Ģirket, Ģahıs, firmalar, kar amacı gütmeyen organizasyonların, bakanlık ve kurumların eğitime yaptıkları katkının hesaplanması, AB uyum çalıĢmaları kapsamında ulusal plan gereği eğitim konusunda karĢılaĢtırılabilir veri üretilmesi, UNESCO-UIS/OECD/EUROSTAT (UOE) veri tabanına uyum sağlanması amaçlanmıĢtır (TÜĠK, 2007a).

Bu araĢtırma, ailelerin yaptıkları harcama miktarları belirlenerek devletin bütçesinden eğitime ayrılan payın oranlanmasında analiz aracı olarak birtakım veriler sağlayacaktır. Yapılan bu çalıĢmada hane halkının eğitim harcamalarını etkileyen etkenlerin ortaya konulması amaçlanmıĢtır. Ayrıca alan yazınına katkı sağlamak ve okul harcamalarında ailelerin bütçe dıĢı kaynaklara yaptıkları harcamaların türlerini ve miktarlarını belirlemek amaç edinilmiĢtir.

1.3. Problem Cümlesi

Bu araĢtırmanın problemi, ailelerin çocuklarına eğitim için yaptıkları harcamaların türlerini ve harcama türlerine göre harcamaların miktarını belirlemektir. AraĢtırmada aĢağıdaki sorulara cevap aranmıĢtır:

1. 2011-2012 eğitim öğretim yılının baĢlangıcı itibariyle ailelerin ilköğretim öğrencileri için yaptıkları harcamaların türleri ve miktarları nedir?

2. 2011-2012 eğitim öğretim yılı boyunca ailelerin ilköğretim öğrencileri için yaptıkları harcamaların türleri ve miktarları nedir?

3. Yıllık bazda ailelerin ilköğretim öğrencileri için yaptıkları harcamaların toplam miktarı nedir?

(21)

1.4. Araştırmanın Önemi

Eğitim, kiĢisel ve toplumsal özellik gösteren bir çeĢit karma maldır. ÇeĢitli tür ve düzeylerde üretilen eğitim hizmetlerinin toplumsallık derecesi ise birbirinden farklıdır. Eğitimin finansmanında, kamu fonları yanında, öğrenci harçları, sınav ve kayıt harçları ile kitap ve diğer malzemeler için yapılan özel eğitim harcamaları, özel fon gibi kullanılmaktadır.

Bir toplumda, eğitimi finanse etmek için kullanılan finansman modeli üç Ģekilde değerlendirilmektedir. Birincisi, eğitim olanaklarının ne ölçüde sunulabildiği, ikincisi eğitim için ayrılan kaynakların etkin dağıtımı ve üçüncüsü ise eğitim için ayrılan kaynakların eĢitlikçi ve hakkaniyete uygun olarak dağıtımıdır. BaĢarılı bir finansman modeli, bu ölçütlerin sonuçlarına göre alınan bir tablo ortaya koymalıdır. Eğitim olanaklarının sağlanma miktarı, eğitim için yaratılan kaynakların Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) içindeki payı, bütçeden eğitim için ayrılan pay gibi veya alınan sonuca göre; çeĢitli eğitim düzeylerinde okullaĢma oranları, okullaĢan çağ nüfusunun cinsiyete göre dağılımı bakımından saptanması olanaklıdır (Koç, 2007: 39-50).

Eğitim harcamalarıyla ilgili yapılan analizlerde büyük çoğunlukla eğitim harcamalarının büyüklüğü, yani eğitim harcamalarının GSMH içindeki payları ile devletin eğitime yaptığı harcamaların büyüklüğü ile karĢılaĢtırılarak değerlendirmeler yapılır. Ülkemiz, eğitim alanına kaynak yaratmada hem geliĢmiĢ, hem de geliĢmekte olan birçok ülkeden daha geride yer almaktadır. Ġlköğretimde devletin yaptığı harcamaların bileĢenini vergiler ve eğitime katkı payı gelirleri oluĢturmaktadır. Buna rağmen okullar, kaynak sıkıntısı çekmekte ve bundan dolayıdır ki öğrencilerden para toplamaktadırlar. Bu durum da göstermektedir ki, ülkemizde ilköğretim eğitimi zorunlu ve parasız olmasına karĢılık çocukları ilköğretim kademesine devam eden ailelerin, gelirlerinin bir kısmını eğitim harcamalarına ayırmaktadır. Her sene artan enflasyon oranları, eğitimde iĢ gücüne olan talebin artması sebebiyle öğrencilerin girdikleri sınavlar, okulların yarattığı bütçe dıĢı kaynaklar gibi nedenler ailelerin yaptıkları harcamaları etkilemektedir.

Bu araĢtırmanın bulguları, ortaöğretime geçiĢ sınavlarına hazırlık çalıĢmalarının ve diğer kademelerdeki eğitim harcamalarının ailelere getirdiği mali yükün boyutlarını

(22)

ve büyüklüğünü ortaya koymuĢtur. AraĢtırma sonuçlarıyla SBS‟ye hazırlık kapsamında ailelerin yaptığı harcamaların tür ve miktarının belirlenmesi ve bu harcamaların ailelerin yaptığı toplam eğitim harcamaları içindeki payının ortaya konmuĢtur.

Türkiye‟de ilgili alan yazın incelendiğinde hane halkı eğitim bütçesi üzerine yapılan çalıĢmalar hemen hemen yok denecek kadar azdır. Dolayısıyla, bu çalıĢmanın ilgili alan yazındaki kuramsal bir boĢluğu doldurmanın ötesinde, bundan sonra konuyla ilgili yapılacak çalıĢmalara da ıĢık tutacağı düĢünülmektedir. ÇalıĢmada ilk önce hane halkının eğitim harcamalarını etkileyen etkenlerin neler olduğu üzerinde durulmuĢ, ardından hane halkının ne tür harcamalara hangi miktarda harcama yaptığı belirlenmiĢ ve son olarak ulaĢılan bulgular ilgili alan yazın çerçevesinde tartıĢma ve politikalara ıĢık tutulmuĢtur.

1.5. Sınırlılıklar

AraĢtırmanın en önemli sınırlılığı anket sorularına verilen cevapların beyana bağlı olmasıdır. Anket sorularına verilen cevapların doğru olduğu düĢünülerek analiz yapılmıĢtır.

AraĢtırmanın çalıĢma gurubu 2011 – 2012 eğitim öğretim yılı içinde GümüĢhane ilinin merkez ve çevre ilçeleri ile köylerinde eğitim veren okullar arasından seçilmiĢtir. Okulların Ģehir merkezinde bulunan okullar ile köy ve ilçe okulları olması nedeniyle bulguların değerlendirilmesinde çalıĢma grubunun özelliklerinin dikkate alınması ve sonuçların bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir.

1.6. Tanımlar

Gayrisafi Millî Hâsıla: Bir ekonomide genel olarak bir yıl için üretilen bütün

mal ve hizmetlerin parasal olarak ifade edilen toplam değeridir.

Gayrisafi Yurt İçi Hâsıla: Bir ekonomide belli bir dönemde ülke içinde üretilen

nihai malların o ülkenin para birimi cinsinden değeridir. Bu, tüketim harcamalarını, yatırım harcamalarını, kamu harcamalarının ve ithalât vergilerinin toplamı olarak sadece yurt içinde üretilen mallara yapılan harcamaları kapsar.

(23)

Millî Gelir: Toplum açısından belli bir ulusal ekonomide bir yılda üretilen mal

ve hizmetlerin vasıtalı vergiler çıkarıldıktan sonra ortaya çıkan, yani belli bir dönemde yeniden yaratılan değerlerin toplamıdır.

Kişisel Gelir: Devletin kiĢilere yapmıĢ oldukları sübvansiyon ve transfer

harcamalarını millî gelir rakamlarına ilâve etmek, ancak kiĢilerin ödedikleri çeĢitli kesintiler [emeklilik, sigorta aidatları gibi sosyal kesintiler ile hak ettikleri hâlde ellerine geçmeyen gelirlerini (kurumlar vergisi ve Ģirket kârlarını)] millî gelir rakamlarından çıkararak ortaya çıkan kiĢilerin paylaĢabileceği gelirdir.

Harcanabilir Gelir: Bir ülkede, belli bir ekonomide kiĢilerin eline geçen ve

harcayabilecekleri gelirlerin toplamıdır.

Kişi Başına Millî Gelir: Bir ülkede, belli bir ekonomide o ülkenin millî gelirinin

ülke nüfusuna bölünmesi sonucu ortaya çıkan gelir miktarıdır.

Hane Halkı: Aynı ev içerisinde yaĢayan ve ortak ekonomik kararlar alan bütün

aile bireyleridir.

Hane Halkı Geliri: Aynı ev içerisinde yaĢayan birden çok kiĢinin bir ayda elde

etmiĢ olduğu toplam gelir miktarıdır.

Eğitim Harcamaları: Öğrenci ya da ailesi tarafından yapılan harcamalar, eğitsel

niteliklerin üretiminde kullanılan tüm kaynaklar, aile ya da öğrencinin vazgeçtiği, vergi düĢtükten sonraki gelirleri ile vazgeçilen vergi dahil gelirlerdir.

Bireysel Eğitim Harcamaları: Eğitim hizmeti almak isteyen kiĢilerin öğrencinin,

ailesinin ya da velisinin- yaptığı harcamalardır.

(24)

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Eğitim Finansmanı

Bu bölümde, finansman kaynaklarına göre eğitim harcamaları, eğitim harcama kalemleri, eğitim ailelere maliyeti konularına değinilmiĢtir.

2.1.1. Finansman Kaynaklarına Göre Eğitim Harcamaları

Ġnsanlar bazı ihtiyaçlarını kendi imkân ve çabaları ile karĢılayabilmektedirler. Fakat iĢbölümüne dayanan bir toplum düzeninde, insanların birbirlerinden yardım görmeksizin veya ortak bazı hizmetlerden yararlanmaksızın karĢılayamayacakları pek çok önemli ihtiyaçları vardır (Serin, 1972: 95). Bu ihtiyaçların karĢılanması konusunda devlete iĢ düĢmektedir.

Devletin finansmanını üzerine alarak kamu hizmeti Ģeklinde yürüttüğü pek çok hizmetten biri eğitimdir. Devletin böyle bir hizmetin sağlanmasını üzerine alması için iki önemli Ģartın gerçekleĢmesi gerekir. Bunların birincisi, söz konusu hizmetin toplum bakımından önemli olması; ikincisi ise özel çabalarla ve mali imkânlarla hiç veya yeterli miktar ve nitelikte karĢılanamamasıdır (Serin, 1972: 96).

21. yy‟da, okul öncesinden yükseköğretime kadar tüm tür ve düzeylerde, örgün eğitimin finansmanı önemli bir tartıĢma konusudur. Eğitim ile ilgili, öğrenci sayıları ve okullaĢma oranları kadar önemli bir diğer gösterge de eğitim harcamalarıdır (Türkmen,

(25)

2002: 18). En geniĢ anlamda eğitim harcamaları genel ve katma bütçeli dairelerin, özel kesim ve kamu iktisadi kuruluĢları bütçelerinden, yerel idarelerden ve vakıflar tarafından eğitim hizmetlerine yapılan tüm harcamalardır. BaĢka bir deyiĢle eğitim harcamaları, eğitim kesimine ayrılan tüm parasal kaynaklardır (Adem, 1993: 29).

Eğitim harcamaları kamusal harcamalar içerisinde çok önemli bir yer tutmaktadır. GeliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelerde büyük farklılıklar vardır. GeliĢmekte olan ülkelerde bu pay sınırlı ve az iken geliĢmiĢ ülkelerde eğitim harcamaları tüketimin büyük bir kısmını kapsamaktadır.

Eğitime toplumsal talep arttıkça ve bu hizmeti sağlamada kullanılan kamu kaynakları yetersiz kaldıkça eğitim finansmanı önemli bir sorun olmaktadır. Bugün pek çok ülkede eğitim önemli oranda kamu kaynaklarıyla finanse edilse de, özel kaynakların kullanımı da önemli düzeydedir (Ünal, 1996: 304).

Hallak (1969)‟a göre;

Eğitim maliyeti = Kamusal Harcamalar + Özel Harcamalar + Fiili harcamalara sebep olmayan

dolaylı harcamalar

Eğitim maliyeti, eğitim hizmetini gerçekleĢtirmek üzere kullanılan girdilerin ekonomik değeridir (Tural, 2002: 112). Bu girdiler; okul binası, okul bahçesi, derslikler, çok amaçlı salonlar, laboratuvarlar gibi fiziki kaynaklar ile okul müdürleri, öğretmenler, eğitim uzmanları, yardımcı personeller gibi beĢerî kaynaklardan meydana gelir. Eğitim sürecinin iĢlemesinde yere sahiptir. Tüm bu kaynakların kullanılması eğitim maliyetini ortaya koymaktadır. Eğitim sürecinde kullanılan girdilerin fiyatları toplamı, parasal maliyeti verir (Aktaran: Yücel, 2006: 34). Bütün kamu harcamalarında olduğu gibi, eğitim alanına yapılan harcamalarda eğitimin toplumun iktisadi, sosyal ve kültürel geliĢmesine yaptığı veya yapabileceği katkıyı göz önünde bulundurarak haklı görebilir ve savunabilir (Serin, 1972: 127).

Devlet tarafından yürütülen eğitim hizmetlerinin temel amacı kar olmadığından, amaç ile sonuç arasında, özel giriĢimde olduğu kadar sıkı bir iliĢki yoktur. Bu nedenle

(26)

eğitim daha çok kamusal bir hizmet olarak kabul edilmelidir (Adem, 1993: 90). Türkiye‟de özel eğitim harcamalarına iliĢkin veriler yayınlanmamaktadır.

Eicher eğitim finansmanını, “geliĢmiĢ ülkelerde aile ve firmalara; geliĢmekte olan ülkelerde ise yeni vergiler konulması ve özel okulların teĢvik edilmesine doğru yönelmesi” Ģeklinde ifade etmiĢtir (Ünal, 1996). Harris‟in ifade ettiği gibi, eğitim masraflarının miktarı ve artıĢ hızı ortalama hayat seviyesine, eğitim kuruluĢlarının coğrafi dağılımına, eğitime verilen öneme, özel kaynaklardan yararlanma derecesine, insan gücü ihtiyacına ve eğitimde birim maliyetin ne olduğuna bağlıdır (Aktaran: Serin, 1972: 97).

Serin‟e (1972) göre “ücretsiz eğitim sisteminde, eğitimin aileler için dolaysız maliyeti söz konusu değildir veya önemsenmeyecek kadar küçüktür. Dolaylı katkı ise, vergi gelirlerinden eğitime ayrılan kısmın aileye isabet eden miktarı kadar olup, bunun da, aile birimleri bakımından, toplam içinde ihmal edilebilecek kadar küçüktür.”

Eğitim, kiĢisel ve toplumsal özellik gösteren bir çeĢit karma maldır. ÇeĢitli tür ve düzeylerde üretilen eğitim hizmetlerinin toplumsallık derecesi ise birbirinden farklıdır. Eğitimin finansmanında, kamu fonları yanında, öğrenci harçları, sınav ve kayıt harçları ile kitap ve diğer malzemeler için yapılan özel eğitim harcamaları, özel fon gibi kullanılmaktadır.

Türkiye‟de ilköğretimle ilgili düzenlemeler ve uygulamalar gerekçesini Türkiye Cumhuriyeti Anayasası‟ndan alır. Türkiye‟de ilköğretim, 1961 Anayasası‟nın 50. maddesinde olduğu gibi 1982 yılında kabul edilen T.C. Anayasasının 42. maddesi gereğince; kız ve erkek bütün vatandaĢlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır. Türkiye‟de halen yürürlükte olan ilköğretimle ilgili diğer yasal düzenlemeler Ģunlardır:

Milli Eğitim Temel Kanunu 1973 tarih ve 1739 sayılı bu yasa Türk eğitim sistemini bir bütünlük içinde düzenleyen yasadır. Yasada, ilköğretimin zorunlu ve devlet okullarında ücretsiz olması, ilköğretimin amaç ve görevleri ve ilköğretim kurumlarına yer verilmektedir (Milli Eğitim Temel Kanunu, Madde 22-24).

(27)

222 Sayılı Ġlköğretim ve Eğitim Kanunu (1961), ilköğretimi düzenleyen temel yasadır. Yasada ilköğretimle ilgili genel hükümler, örgütlenme, ilköğretim görevlileri, okulların açılma, kapanma ve öğretime ara verme zamanları, kayıt ve kabul, okula devam, okulların arsa iĢleri, ilköğretimin gelir ve giderleri vb. konulara yer almaktadır (ECR, 2009).

3797 Sayılı Milli Eğitim Bakanlığı‟nın TeĢkilat ve Görevleri Hakkında Kanun (1992) Milli Eğitim Bakanlığı‟nın her düzeydeki örgütlenmesini ve birimlerin görevlerini düzenleyen yasadır (ECR, 2009).

1997 yılında çıkarılan 4306 Sayılı Kanun, Türkiye‟de zorunlu eğitimi 8 yıl olarak düzenleyen yasadır. Yasa ile 222 Sayılı Ġlköğretim ve Eğitim Kanunu‟nda değiĢiklik yapılarak, zorunlu eğitim (dolayısıyla ilköğretimin) beĢ yıldan sekiz yıla çıkarılmıĢ ve bunun hayata geçirilebilmesi için gerekli kaynaklar için ek fon (Eğitime Katkı Payı) oluĢturulması sağlanmıĢtır (ECR, 2009).

Türkiye‟de ilköğretim zorunludur ve Ġlköğretim ve Eğitim Kanunu‟na göre, zorunlu ilköğretim çağı, 6-14 yaĢ grubundaki çocukları kapsar (Madde 76). Bu öğrenim düzeyi toplumsal yararı yüksek bir eğitim düzeyi olarak görülmekte ve ilke olarak “parasız” sağlanması amaçlanmaktadır.

Yasa‟nın 76. maddesinde, ilköğretime ait gelir kaynakları olarak gösterilenlerden baĢlıcaları Ģunlardır (MEB ilköğretim ve eğitim kanunu):

 Her yıl devlet gelirlerinin % 2‟sinden az olmamak üzere devlet bütçesinden yapılacak yardımlar,

 Özel idare bütçelerine, bu kanun hükümleri gereğince sağlanacak gelirler hariç ve 1960 mali yılında ilköğretime tahsis edilen miktardan az olmamak üzere, yıllık gelirlerinin en az % 20‟si oranında konulacak ödenekler,

(28)

 Köy okullarına gelir sağlamak üzere, tahsis edilen araziden ve okul uygulama bahçesinden elde edilen gelirler hariç, köy bütçelerine her yıl genel gelirlerinin en az % 10‟u oranında konulacak ödenekler,

 Gelirleri sıbyan, mahalle tıfıl okullarıyla medreselere ve diğer ilim müesseselerine tahsis edilmiĢ bulunan mazbut vakıflar hasılatından her yıl Vakıflar Genel Müdürlüğünce bütçe ile tespit edilecek gelirlerle mütevelliler tarafından idare olunacak vakıflardan ayrılacak hisseler,

 Ġktisadi Devlet TeĢekkülleri, özel kurumlar, dernekler veya hayırsever kimseler tarafından yapılacak her türlü mal, para bağıĢları ve vasiyetler,

 Faizlerdir.

Eğitime ayrılan kaynaklar çoğaldıkça, toplumun eğitim gereksinimi de o ölçüde karĢılanmıĢ olacaktır. Ancak, eğitime ayrılan kaynakların nicel olarak artması da tek baĢına yeterli değildir. Önemli olan bu kaynakların, eğitim düzeyleri arasında gereksinim duyulan Ģekilde paylaĢtırılmasıdır. Bu ise, eğitim planlarının sağlıklı yapılması ile mümkün olabilir (Maya, 2006: 375-394).

Tablo 1

2002 Mali Yılında Finansman Kaynaklarına Göre Özel Kaynaklardan, Yerel İdarelerden ve Uluslararası Kaynaklardan Hizmet Sunucuları İçin Kullanılan Miktar

Kaynak: TÜĠK, (2007b). Toplam (¨) Yerel idareler (¨) Özel kaynaklar (¨) Belediyeler Ġl özel idareleri Özel, tüzel kiĢi ve

kuruluĢlar Hane halkları

Uluslar arası kaynaklar Ġlköğretim 2.549.468.165 8.914.419 125.267.675 107.408.231 2.293.495.558 14.382.282 Resmi 2.185.666.943 8.910.950 125.267.347 106.991.184 1.930.120.981 14.376.480 Özel 358.633.918 3.469 327 417.048 358.207.272 5.802 Açık Ġlköğretim 5.167.305 - - - 5.167.305 -

(29)

Kamu kesiminin yaptığı harcama dıĢında eğitim için özel harcamalar yapılmaktadır. Bu özel harcamalar kamunun yaptığı harcamalar dıĢındaki tüm harcama yapan kaynaklardır. Bunlar birçok araĢtırmadan incelenmiĢ ve bu eğitimde özel kaynakların; özel ve tüzel kiĢi ve kuruluĢlar, hane halkı ve uluslar arası kuruluĢlar olarak belirlenmiĢtir.

Tablo 1 incelendiğinde resmi ve özel ilköğretim eğitim için yerel ve özel kaynaklar karĢılaĢtırıldığında en büyük pay ailelere bırakılmıĢtır. Özellikle açık ilköğretimde tüm eğitim harcamaları ailelere aittir.

Tablo 1‟e göre eğitim harcamalarının merkezi ayağının dıĢında kalan beĢ eğitim kaynağı arasında, ailelere düĢen eğitim harcaması ikinci sırada yer alarak, eğitim maliyetinin ailelere yansıma miktarı görülmektedir. Ġlköğretimin üç farklı yapılanmasında da ailenin eğitim harcamasındaki sırası aynıdır. Ailelerden sonra eğitim harcamasına en çok katkıyı resmi ilköğretim okullarında; il özel idareleri ardından sırasıyla özel ve tüzel kiĢi ve kuruluĢlar, uluslararası kaynaklar ve belediyeler gelirken, bu durum özel ilköğretim kurumlarında; özel ve tüzel kiĢi ve kuruluĢlar ardından sırasıyla uluslararası kaynaklar, belediyeler ve son olarak il özel idareler olarak sıralanmıĢtır. Açık ilköğretim okullarında tüm eğitim harcamaları aileler tarafından karĢılanmaktadır.

Türkiye Ġstatistik Yıllığı 2007‟de yayınladığı 2002 verilerine ait Türkiye eğitim harcamaları araĢtırmasını incelemekte fayda var. AĢağıdaki Tablo 2‟de eğitim harcamalarının finansman kaynaklarına göre dağılıĢı görülmektedir.

Tablo 2

2002 Türkiye Eğitim Harcamalarının Finansman Kaynaklarına Göre Miktarı ve Dağılımı

Finansman kaynaklar %

Merkezi devlet 64,81

Hane halkı 32,85

Özel ve tüzel kuruluĢlar 1,55

Yerel idareler 0,70

Uluslararası kaynaklar 0,09

Toplam 100,00

(30)

Toplam eğitim harcamasının % 64‟lük kısmını merkezi devlet (devlet bütçesinden MEB‟e ayrılan pay) karĢılarken, ikinci sırayı % 32‟lik dilimle hane halkı almaktadır.

2.1.2. Eğitim Harcama Kalemleri

Bireysel eğitim harcamaları eğitim harcamaları içerisinde önemli bir yere sahip harcama türlerindendir. Bireysel eğitim harcamaları, eğitim hizmetinin satın alınmasıyla ilgilidir. Bireysel eğitim harcaması yapan kesim, öğrenci ya da öğrencinin ailesi olmaktadır.

Bireysel eğitim harcamaları, bireylerin tüketim ve yatırım amacı ile eğitime yaptıkları ödemeleri içerir. Kitap ve diğer araç ve malzemeler, ulaĢım giderleri, kurumlara yapılan öğrenci ödemeleri (öğrenim ve kayıt bedelleri), eğitimi sürdürebilmek için sağlanan konut ve benzerleri için yapılan ödemeler bu kapsama girmektedir (Ünal, 1996: 237-238).

Genellikle bireylerin eğitim hizmetlerinden faydalandıkları zamanlar içerisinde yaptıkları tüm harcamalar eğitim harcamaları olarak nitelendirilmemektedir. Bireylerin eğitim aldıkları zamanlar içerisinde giyim (forma ve benzerleri dıĢında), beslenme ve benzeri Ģeyleri için yaptıkları harcamalar eğitim harcamaları kapsamında değerlendirmelere alınmamaktadır. Bireysel eğitim harcamaları ile ilgili bilgiler, eğitimin bireysel bir yatırım olarak ele alındığı durumlarda, yatırım davranıĢının ekonomik çözümlemesi için kullanılır (Ünal, 1996: 238).

Özel finansman kaynaklarından hane halkı yapılan birçok araĢtırmaya göre kamu kesiminin eğitim harcamasından sonra eğitimde en çok harcama yapan kesimdir. Hane halkı öğrenci için birçok kalemde harcama yapmaktadır. Ailelerin yaptıkları eğitim harcamaları, öğrenci ailesinin ödediği (Baykul ve diğerleri, 2002: 16-17; Türköz, 2002: 61-62; Yıldız, 2000: 147);

 Okul ücretlerini,

 Harçlar,

 Kitap ve kırtasiye giderlerini,

(31)

 Okul üniforması giderlerini,

 Eğitimi sürdürebilmek için sağlanan konut ve benzeri için yapılan harcamaları

 Ödenen vergilerin eğitime ayrılan bölümünü içermektedir.

Türkiye‟de eğitim ile ilgili birçok sendika kurulmuĢtur. Bu kuruluĢlardan biri olan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası‟nın (Eğitim Sen) kendi imkânları ve amaçları doğrultusunda yapmıĢ olduğu araĢtırmaları sonucunda, 2008‟de yaptığı açıklamaya göre ailelerin eğitim harcama kalemlerini Ģu Ģekilde belirtmiĢtir:

 Kayıt Parası

 Katkı Parası

 Silgi, tahta kalem, ampul vb.

 Spor Parası

 Karne, takdir, teĢekkür vb

 Diploma

 Kaynak kitap, Kitaplık, Hikâye, Roman  Etüt ya da Kurs  Fotoğraf Çekimi  Fotokopi ücreti  Servis ücreti  Perde, masa örtüsü

 Müze, gezi, tiyatro

 Temizlik parası

 Bayrak, flama vs.

 Paso

 Giyecek

 Folklor, bayram kostümleri

 Kırtasiye malzemesi, çanta, suluk vb.

 Kantin, kooperatif giderleri

 Teknik bakım giderleri

Okul yöneticileri eğitime ayrılan bütçenin yeterli olmaması yüzünden, eğitim-öğretim sürecinin iĢleyebilmesi amacıyla çeĢitli alanlardan kaynak arayıĢı içerisine girmektedirler. Bütçe dıĢında gerçekleĢen kaynak yaratma faaliyetlerine; “gönüllü” olarak yapılan bağıĢlar yani kayıt paraları, eğitime katkı payları, kitap ve dergi satıĢları, karne, diploma, teĢekkür ve takdir belgeleri paraları, servis ücretleri, kılık kıyafet paraları gibi birçok harcama kalemi girer.

(32)

2.1.3. Eğitimin Ailelere Maliyeti

Ailelerin yaptıkları eğitim harcamaları, öğrenci ailesinin ödediği okul ücretlerini, harçlar, kitap ve kırtasiye giderlerini, okula geliĢ gidiĢteki ulaĢım giderlerini, okul üniforması giderlerini, eğitimi sürdürebilmek için sağlanan konut ve benzeri için yapılan harcamaları ve ödenen vergilerin eğitime ayrılan bölümünü içermektedir (Baykul ve diğerleri, 2002: 16-17; Türköz, 2002: 61-62; Yıldız, 2000: 148).

Eğitimin maliyeti; kamusal ve özel öğretim harcamaları ile vazgeçme maliyetinden oluĢtuğuna göre; eğitim maliyeti, yapılan harcamalar bakımından kamu harcamaları ve özel harcamalar olarak iki grupta ele alınmaktadır. Bu harcamalardan birindeki artıĢ veya azalmanın diğerini ne Ģekilde etkileyebileceğine ve eğitim maliyetinin daha çok hangi kesim tarafından üstlenildiğine dikkat çekmek gerekmektedir (Türk Eğitim Derneği [TED], 2010).

Eğitimin bireye gerçek maliyeti ise, eğitimin dolaysız ve dolaylı parasal maliyeti ile vazgeçme maliyetini içerir. Dolaysız parasal maliyet; okul ücreti, kitap, kırtasiye gibi konularda; dolaylı parasal maliyet ise yol, beslenme, giyim gibi konularda yapılan harcamalardır. Parasız eğitim, burs, ücretsiz yemek, eğitim giderlerinin vergiden düĢülebilmesi vb. eğitimin bireye parasal maliyetini azaltıcı uygulamalardır (Karakütük, 2006: 220).

Alternatif maliyet ya da fırsat maliyeti olarak da kullanılan vazgeçme maliyeti ise, öğrencilerin okula devam ettikleri sürece elde edemedikleri kaybedilmiĢ kazançları ifade eder. Vazgeçilen kazançlar için aynı eğitim kademesi için mezun, aynı yaĢtaki ancak bir üst eğitim kademesine devam etmeyen bireylerin ortalama kazançları esas alınmaktadır. Vazgeçilen kazançlar, yaĢ gruplarına iliĢkin ortalama kazançlardan, okula devam ederken bir yandan da gelir elde etme amacıyla bir iĢte çalıĢılması dolayısıyla elde edilen ortalama kazançlar düĢülerek ulaĢılan tutarları ifade etmektedir (Baykul ve diğerleri, 2002: 17).

(33)

Vazgeçme maliyetini ölçmede pratikte güçlükler bulunmaktadır. Her öğrenim gören öğrencinin, eğitim yerine ekonomi bakımdan aktif yaĢamı seçtiğinde, hemen iĢ bulması kesin değildir (Türköz, 2002: 62). Vazgeçilen gelirin hesaplanmasında iĢsizlik meselesinin dikkate alınması hesapların hassasiyeti ve güvenirliği açısından önemli olabilmektedir (Yıldız, 2000: 148).

Ġlköğretimin zorunlu ve parasız olduğunun Anayasa ve diğer tüm yasalar da açıkça ifade edilmiĢtir. Anayasanın 45. maddesi‟ne göre (T.C. Anayasası); kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz ve ilköğretim, kız ve erkek bütün vatandaĢlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır.

Anayasa‟nın 45. maddesi göz önünde bulundurulduğunda eğitim hizmetinin ücretsiz olduğu görülmektedir. Ancak aileler, çocuklarının yetiĢmesi için hiç bir harcamayı yapmaktan kaçınmamaktadırlar. Çocuklarının yetiĢmesi ve iyi bir meslek sahibi olması amacıyla her geçen gün eğitime daha fazla harcama yapmaktadırlar.

Kavak, Ekinci ve Gökçe (1997) tarafından yapılan “Ġlköğretimde Kaynak ArayıĢları” adlı araĢtırmada; devlet bütçesinden eğitime ayrılan kaynakların yetersizliği, il özel idarelerinin katkılarının sembolik nitelikte olduğu, okulların doğrudan ve dolaylı olarak 27 çeĢit gelir kaynağı yarattıkları tespit edilmiĢtir. Bu gelir kaynakları arasından en fazla dergi, diploma, karne satıĢları, kayıt parası, gönüllü bağıĢlar ve Koruma Derneği aidatlarıyla gelir sağladıkları belirlenmiĢtir. Bütün bunların sonucunda, herkesin ilköğretimde öğrenim görme hakkının eĢit ve parasız Ģekilde uygulanması beklenilirken, öğrenci ailelerinin yaptığı harcamaların arttığı sonucuna varılmıĢtır.

Tablo 3, 2005 ile 2010 yılları arasında hane halkının eğitime katkısını göstermektedir. Bu tabloya göre 5 yıl içinde ailelerin eğitime katkısı düĢüĢ göstermektedir. Bu durum öğrenci ailelerinin yerine kamu tarafından ya da diğer kaynaklar tarafından eğitime ayrılan finansmanın arttığını göstermektedir.

(34)

Tablo 3

Hane Halkının Yıllara Göre Eğitime Katkısı

Yıl Hane Halkı Katkısı (¨)

2005 213.714.999 2006 234.689.755 2007 251.729.440 2008 218.259.319 2009 118.167.971 2010 2011 115.647.348 *142.961.205 Kaynak: MEB, 2010: 201 *MEB,2011a: 2014

Her eğitim-öğretim yılının baĢında okul yöneticilerinin bütçe dıĢında yarattığı ek kaynaklardan olan kayıt paralarının MEB tarafından yayınlanan 1999/61 genelgesiyle yasaklanmıĢtır. Okullara yapılan ödeneklerin az olması nedeni ile okullar temel ihtiyaçlarını karĢılayamamaktadır. Bunun neticesinde ailelerden bağıĢ adı altında hala para toplanmaktadır. Karne ve kayıt paraları ailelere ciddi bir külfet olmaya baĢlamıĢtır.

Kamuoyunda çok tartıĢma konusu olduğu için dönemin (2003 – 2009) Milli Eğitim Bakanı iken Hüseyin Çelik “Artık, öğrenciden sadece karne değil, diploma için de para alınmayacak. Öğrencilere verilen karne, diploma, teĢekkür, takdir belgesi gibi basılı evrakla ilgili bir genelge hazırlandı. Ġllere gönderilecek bu genelgede "öğrenciye yönelik basılı evraktan ücret talep edilmesinin kesin yasak olduğunu" bildiriyoruz. Yine alanlar hakkında ise iĢlem yapılacağı uyarısına da yer verdik.” Ayrıca toplanan diğer paralar için de “Bir kez daha altını çiziyorum, okullarda artık "karne, diploma, takdir, teĢekkür belgesi, dergi parası, personel gideri, yakıt, telefon parası, yatırım" gibi nedenlerle para toplamak yasak.” Ģeklinde açık bir dille öğrenci ve ailelerden ek bir ücret alınmayacağını ifade etmiĢ olsa da ailelerden halen bu baĢlıklar altında para toplanmaktadır (Hürriyet, 2007).

(35)

Tablo 4

2002 Türkiye Eğitim Harcamalarının Hizmet Sunucularına Göre Miktarı ve Dağılımı

Hizmet sunucuları Milyon (¨) %

Örgün eğitim 18.682.430.396 92,69

Yaygın eğitim 373.953.093 1,86

Hizmet içi eğitim 43.971.612 0,22

Borç hizmetleri 105.067.038 0,52

Özel dershaneler 623.191.660 3,09

AR-GE harcamaları 49.182.221 0,24

Lise mezunu olup, üniversiteye hazırlananlar 277.411.649 1,38

Toplam 20.155.207.669 100,00

Kaynak: TÜĠK, (2007d).

Senelerden beri süre gelen bu sorunun çözülmesi eğitimdeki finansman kaynaklarının yetersizliği de göz önüne alınarak değerlendirildiğinde, kısa vadede imkânsız gibi görünmektedir.

Türkiye Ġstatistik Yıllığı 2007‟de yayınladığı 2002‟ye ait verilerin bulunduğu araĢtırmaya göre Tablo 4‟te ki veriler elde edilmiĢtir. Bu verilere göre eğitim için en çok harcama % 92‟lik bir oranla örgün eğitime yapılırken, % 3,09‟luk oranla dershaneler ikinci sırayı almaktadır. Bu konuda TED‟in 2010‟da yaptığı araĢtırmanın bulgularına göre, 2006 yılında sekizinci sınıf öğrencilerinin yaklaĢık %40‟ı OKS‟ye hazırlık amacıyla dershaneye gitmektedir. Ancak 2008 yılında Ankara‟da gerçekleĢtirilen bir araĢtırmaya göre, sekizinci sınıf öğrencilerinin %77‟si, yedinci sınıf öğrencilerinin %73‟ü ve altıncı sınıf öğrencilerinin %75‟i sınava hazırlık amacıyla bir dershaneye gitmekte, kursa katılmakta ya da özel ders almaktadır. Bu öğrencilerden bir kısmı hem özel ders almakta hem de dershaneye ya da kursa gitmektedir. Ġlköğretim baĢarı puanının ortaöğretim kurumlarına giriĢ puanına dâhil edilmesi okuldaki eğitimin ön plana çıkmasını sağlamak yerine, notları yüksek tutabilmek ve SBS puanlarını yükseltebilmek için daha çok dershaneye ve özel derslere yönelmeye neden olmuĢtur. OKS uygulamasında öğrenciler daha çok kısmen yedinci sınıfta ve yoğunluklu olarak

(36)

sekizinci sınıfta dershaneye yöneliyordu. Ancak SBS uygulaması ile birlikte öğrencilerin altı, yedi ve sekizinci sınıflarda yoğunluklu olarak dershanelere yöneldiği, hatta dershanelerde dördüncü sınıf düzeyine kadar Ģube açıldığı görülmektedir.

Türk Eğitim Derneğinin yaptığı araĢtırmaya göre OKS‟ye hazırlık kapsamında yapılan dershane harcamaları ve diğer harcamaların öğrenci basına bir aileye yıllık ortalama maliyeti 1.310 YTL (Yeni Türk Lirası) civarındadır. Bu araĢtırmanın SBS uygulaması öncesinde gerçekleĢtirilmiĢ olmasına rağmen, sınava hazırlık için ailelerin yaptığı yıllık harcamaların toplamı yaklaĢık bir milyon YTL civarındadır. SBS uygulaması ile birlikte dershanelere yönelmenin daha alt sınıf düzeylerinde baĢladığı dikkate alınırsa, su anda sınava hazırlık maliyetlerinin bir yıl için üç milyon YTL‟nin üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Ankara‟da 2008 yılında gerçekleĢtirilen bir diğer araĢtırmada ise sınav için altı, yedi ve sekizinci sınıflarda ailelerin öğrenci baĢına yaptığı sınava hazırlık harcamaları ortalaması yıllık 3.576 YTL olarak hesaplanmıĢtır (TED, 2010: 25-26).

Mevcut araĢtırma bulguları, ortaöğretime geçiĢte sınava hazırlık harcamalarının aileler için önemli miktarda bir parasal yük getirdiğini göstermektedir. Bu durumda ortaöğretime geçiĢte sınavlara hazırlık için dershaneye gitme, özel ders alma ya da çeĢitli kurslara katılma fırsatı büyük ölçüde ailenin ekonomik gücüne bağlı olarak gerçekleĢmektedir (TED, 2010: 25).

Ancak Milli Eğitim Bakanlığı bütçe görüĢmelerinde (MEB, 2011);

“Bakanlığımız Stratejik Planında toplumun değiĢen ve çeĢitlenen eğitim taleplerinin karĢılanması, eğitim sistemimizin daha da geliĢmesi, özel sektörün finansal gücünün eğitim yatırımlarına dönüĢtürülmesini amaçlamaktadır. Hükümet olarak da bu yönde özendirici tedbir ve teĢvikler sağlanmaya devam edilecektir. Millî Eğitim Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Planı doğrultusunda son yıllarda özel dershane sayılarında bir azalma eğilimi görülmektedir. 2008-2009 eğitim ve öğretim yılında açık olan toplam dershane sayısı 4.262, 2009-2010 eğitim ve öğretim yılında 4.193 ve 2010-2011 eğitim ve öğretim yılında 4.099 iken, Kasım 2010-2011 sonu itibariyle bu sayı 3.967‟ye düĢmüĢtür.” Ģeklinde açıklama yapılmıĢtır.

Şekil

Tablo  8‟i  incelediğimizde  devlet  tarafından  öğrenci  baĢına  en  az  yapılan  harcama  ilköğretim  kademsinde;  en  fazla  okul  öncesi  kademesinde  olduğu  görülmektedir
Tablo  12‟de  çalıĢma  grubunu  oluĢturan  okullardaki  sınıfların  ve  öğrencilerin  yüzdelik ve frekans dağılımları belirtilmiĢtir
Tablo  20‟ye  göre,  Eylül  ayı  itibarıyla  okula  yapılan  harcamalarda  sınıf  düzeylerinde ortalama harcamalar birbirlerine yakın miktarlarda gerçekleĢmiĢtir
Tablo  25‟e  göre,  dönem  içerisinde  sonradan  yapılan  okul  harcamalarıyla  sınıf  düzeyine  göre  anlamlı  fark  bulunmamaktadır  (F (7-535)  =  0,275,  p>.01)

Referanslar

Benzer Belgeler

Sağlıkta bilinçlenme, teknolojik gelişmelerdeki hızlı artış, nüfusun artması gibi nedenlerden dolayı sağlık harcamaları her yıl artış göstermektedir. Kamu

BEDEN EĞİTİMİ ve SPOR, ÖĞRENCİLERİN GELİŞİM ÖZELLİKLERİ GÖZ ÖNÜNDE TUTULARAK FERT ve TOPLUM YÖNÜNDEN SAĞLIKLI, MUTLU, İYİ AHLAKLI ve DENGELİ BİR

Baldacci vd.(2008: 27) panel veri analizi yöntemi ile 120 gelişmekte olan ülke üzerinde 1975-2000 dönemi için beşeri sermaye ve ekonomik büyüme arasındaki doğrudan ve

她以「Cancer stem cells in the development of hepatocellular carcinoma - CD133 and beyond」為題,從 CD133 與肝癌的關聯、 鑑定、功能分析、體學剖析

Yüz yüze derslerinizi uzaktan eğitim yöntemi ile desteklemeye imkan tanıyan HKÜ Hibrit model ile ilgili genel görüş ve önerileriniz nelerdir?.. Salgın bittiğinde

EBA matematik ders içeriği hakkında öğrenci görüşleri internet im- kanına göre ele alındığında, evinde internet olan öğrencilerin ilgili mad- delere

ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERE VERİLECEK KALİTE EĞİTİMİNİN HEDEFİ, KALİTE ANLAYIŞININ KAVRANMASI VE YÖNETİCİLERİN PROGRAM KONUSUNDA İKNA EDİLMESİDİR.. KURUMUN

En yüksek ekzopolisakkarit üretimi maya ekstraktı kullanıldığında (2,1 g/L) elde edilirken, en düşük ekzopolisakkarit üretimi (0,05-0,1 g/L) ise inorganik azot kaynakları