• Sonuç bulunamadı

Cumhuriyet döneminde çıkarılan af kanunları (1923-1960) / Amnesty laws which were legislated in period of republic (1923-1960)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Cumhuriyet döneminde çıkarılan af kanunları (1923-1960) / Amnesty laws which were legislated in period of republic (1923-1960)"

Copied!
103
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

FIRAT ÜN VERS TES

SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ TAR H ANA B L M DALI

CUMHUR YET DÖNEM NDE ÇIKARILAN AF KANUNLARI

(1923–1960)

YÜKSEK L SANS

DANI#MANI HAZIRLAYAN

Doç. Dr. Rahmi DO,ANAY Mevlana AKAGÜNDÜZ

(2)

FIRAT ÜN VERS TES

SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ TAR H ANA B L M DALI

CUMHUR YET DÖNEM NDE ÇIKARILAN AF KANUNLARI (1923–1960)

YÜKSEK L SANS TEZ

Bu tez / / tarihinde a a daki jüri taraf ndan oy birli i / oy çoklu u ile kabul edilmi tir.

Dan34man Üye Üye

Bu tezin kabulü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim Kurulu’nun ... / ... / ... tarih ve ... say3l3 karar3yla onaylanm34t3r.

(3)

ÖZET

Yüksek Lisans Tezi

CUMHUR YET DÖNEM NDE ÇIKARILAN AF KANUNLARI (1923–1960)

Mevlana AKAGÜNDÜZ

F3rat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Tarih Anabilim Dal3

2006, Sayfa: XI + 90

Yönetimler, kamu düzenini, huzur ve bar sa lamak için geçerli kanunlar ve usullere göre suçlular yarg lay p, cezaland r rlar. Kamu düzeni kurulup, sükûnet hâkim olduktan sonra toplumsal uzla ma ad na af yasalar düzenlemek icap edebilmektedir. Osmanl imparatorlu u’nun y k lmas ndan sonra kurulan yeni Türk devleti,

artlar n tabi sonucu olarak ya anan baz hâdiseler neticesinde yarg lama ve cezaland rma yoluna gitmi tir. +artlar olu tukça da çe itli vesilelerle af yasalar ç kararak toplum içinde uzla sa lamaya çal m t r. Buna en güzel örnek: Kurtulu Sava ’n n kazan lmas nda sonra, maziyi unutmak ve halk n sevgisini kazanmak ad na ç kar lan 26 Aral k 1923 tarihli 391 no’lu af yasas d r.

(4)

SUMMARY

Masters Thesis

AMNESTY LAWS WHICH WERE LEGISLATED IN PERIOD OF REPUBLIC (1923–1960)

Mevlana AKAGÜNDÜZ

University of F3rat The Institute of Social Science And Postgraduate Study in History

2006, Page: XI + 90

Managements judge and punish the criminals with the valid laws and rules for providing public regularity, comfortable life and peace. After public regularity is appointed and serenity is accepted, fixing up amnesty laws, in the name of societal agreement, can be required.

New State of Turk which was built after Ottoman Empire, do judgment and punishment because of conditions’ natural results. In necessary positions, State of Turk legislate amnesty laws with some causes for reaching an understanding. Best example for this is an amnesty law which is dated 26 December 1923 and number 391. It was lagislated to forget the past and to get affection of public.

(5)

>Ç>NDEK>LER

Sayfa No ÖZET ... I SUMMARY ... II

Ç NDEK LER ... III ÖNSÖZ ... VI KISALTMALAR L STES ... VII G R # ... VIII

B R NC BÖLÜM

AF, AFFIN ÇE# TLER VE AF HAKKINDAK GÖRÜ#LER

1.1. Genel Af ... 2

1.1.1. Genel Aff n Tarifi ve Esas ... 2

1.1.2. Genel aff n çe itleri ... 2

1.1.2.1. Yarg lama Ya da Hükümden Önce Ya da Kesin Hükümden Sonraki Genel Af ... 2

1.1.2.2 Af Kapsam na Giren Suçlara Göre ... 2

1.1.3. Genel Aff n Özellikleri ... 3

1.1.3.1. Genel Aff n Sadece Fiilleri Nazara Almas (Genel aff n “reele” olmas ) ... 3

1.1.3.2. Genel Aff n Geçmi e Ait Olu u ... 3

1.1.3.3. Genel Aff n Kamu Davas na ve Mahkûmiyete Tesir Etmesi... 3

1.1.3.4. Genel Aff n Toplu (kolektif) Olmas ... 4

1.2. Özel Af ... 4

1.2.1 Özel Aff n Tarifi ve Esas ... 4

1.2.2 Özel Aff n Çe itleri ... 4

1.2.2.1 Özel Aff n Cezaya Tesir Bak m ndan Çe itleri ... 4

1.2.2.2 Özel Aff n Bundan Faydalanacak Kimseler Bak m ndan Çe itleri ... 4

1.2.3. Özel Aff n Özellikleri ... 5

1.2.3.1. Özel Aff n Mahkûmiyete Tesir Etmemesi ... 5

1.2.3.2. Özel Aff n Mahkûmiyetten Sonra Olmas ... 5

1.2.3.3. Özel Aff n Ferdi Olmas ... 5

1.3. Aff n Aleyhinde Ve Lehindeki Görü ler... 5

(6)

Sayfa No

K NC BÖLÜM

M LL MÜCADELE DÖNEM NDE ÇIKARTILAN AF KANUNLARI

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

CUMHUR YET DÖNEM ÇIKARILAN AF KANUNLARI

1.3.2.Genel Aff n Aleyhindeki Görü ler ... 7

1.3.3.Özel Aff n Lehindeki Görü ler ... 7

1.3.4.Özel Aff n Aleyhindeki Görü ler ... 8

1.4 Aff n Ç kar l Nedenleri ... 9

1.4.1 Kamuoyuna Aç klanan Nedenler ... 9

1.4.2 Kamuoyuna Aç klanmayan Nedenler ... 9

1.4.2.1. Haz rl k Soru turmas ndaki Aksakl klar ... 9

1.4.2.2. Yarg lama A amas >le >lgili Olarak ... 9

1.4.2.3. >nfaz Sistemi ve >nfaz Kurumlar n n Durumu ... 9

1.5. Türk Hukukunda Genel Ve Özel Affa Yetkili Organ ... 9

1.6. Aff n Tarihi ... 10

1.6.1.Osmanl larda Af ... 11

2.1. KANUN NO: 135 “14 Temmuz 1921 Darülharpte Yaral l klar Görülen Mahkûmlar n Aff na Dair Yasa ... 13

2.2. KANUN NO: 158 “20 Ekim 1921 1eyh E ref Meselesinde Alâkadar Olanlar n Aff na Dair Yasa” ... 13

2.3. KANUN NO: 162 “4zinnamesiz Akdi Nikâh Ve 4zdivaçtan Dolay Maznun Ve Mahkûm Olanlar n Aff na Dair Yasa” ... 14

2.4. KANUN NO: 168 “5 Aral k 1921 Aff Umumî Hakk nda Yasa” ... 14

2.5. KANUN NO: 170 “19 Aral k 1921 H yaneti Vatanîye Suçlular ndan Bir K sm n n Aff na Dair Yasa” ... 14

2.6. KANUN NO: 179 “7 Ocak 1922 Genel Af” ... 16

2.7. KANUN NO: 318 “31 Mart 1923 Esirlerin Aff ” ... 17

3.1 KANUN NO: 391 “26 Aral k 1923 Genel Af (Cumhuriyet'in 4lân Nedeniyle)” ... 20

3.2 KANUN NO: 445 “20 Mart 1924 Genel Affa Ek Yasa” ... 23

3.3 KANUN NO: 487 “16 Nisan 1924 Genel Af” ... 23

3.4 KANUN NO: 530 “11 Aral k 1924 Men'i Müskirat Aff ”... 25

(7)

Sayfa No

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

CUMHUR YET DÖNEM NDE ÇIKARILAN BAZI ÖZEL AFLAR

SONUÇ ... 77

KAYNAKLAR ... 81

EKLER ... 83

ÖZ GEÇM # ... 90

3.6 KANUN NO: 2330 “26 Ekim 1933 10. Y l Aff ” ... 28

3.7 KANUN NO: 2887 “8 Ocak 1936 Tunceli Yasas ” ... 33

3.8 KANUN NO: 3323 “14 Ocak 1938 2887 Say l Kanunun Tadiline Dair Kanun” ... 35

3.9 KANUN NO: 3527 “29 Haziran 1938 Af Yasas (Yüzelliliklerin Aff )” ... 36

3.10 KANUN NO: 3804 “19 Nisan 1940 Zelzelede Yarar Görülen Mahkûmlar n Aff ” ... 43

3.11 KANUN NO: 4162 “26 Aral k 1941 Zelzelede Yarar Görülen Mahkûmlar n Aff ” ... 50

3.12 KANUN NO: 4627 “2 AFustos 1944 Müttefik Devletler Tebaas 4çin Af” ... 51

3.13 KANUN NO: 4943 “14 Haziran 1946 Bas n Aff ” ... 52

3.14 KANUN NO: 5677 “14 Temmuz 1950 Genel Af” ... 53

3.15 KANUN NO: 6385 “11 Mart 1954 Orman Suçlar Aff ” ... 56

3.16 KANUN NO: 6910 “11 1ubat 1957 Ate li Silâhlar Ve B çaklar Hakk nda Yasa” ... 57

3.17 KANUN NO: 7132 “23 Haziran 1958 Orman Suçlar Aff ” ... 58

3.18 KANUN NO: 4 “23 Haziran 1960 Hürriyet Mücadelesi UFrunda 4 lenen Baz Suçlar n Aff na Dair Yasa (27 May sç lar n Aff )” ... 60

3.19 KANUN NO: 5 “28 Haziran 1960 Silah Ta yanlar n Aff ” ... 61

3.20 KANUN NO: 79 “10 Eylül 1960 Milli Korunma Suçlar n n Aff ” 62 3.21 KANUN NO: 113 “26 Ekim 1960 Genel Af” ... 67

3.22 KANUN NO: 134 “18 Kas m 1960 Genel Affa Ek Yasa” ... 70

4.1. Lütfi Fikri Bey Aff ... 74

4.2. Hac OFlu Seyfullah’ n Aff ... 74

4.3. Sungurlulu Yakup’un OFlu 4brahim’in Aff ... 75

4.4. Abdullah Öztürk’ün Aff ... 75

(8)

ÖNSÖZ

Bütün toplumlar buhranl dönemlerde baz suçlara yönelim gösterebilirler. Ko ullar, suçlar n do u una neden olur. Yönetimler de kamu düzenini, huzur ve bar sa lamak için geçerli kanunlar ve usullere göre suçlular yarg lay p cezaland r rlar. Kamu düzeni kurulup, sükûnet hâkim olduktan sonra baz gerekçeler ve yakla mlarla, öncelikle de suçlular n topluma kazand r lmas ve toplumun uzla t r lmas ad na bunlar affetmek de bir siyaset gere i olarak uygulana gelmektedir. Af, bu çerçevede toplumsal bir zorunluluk olarak do mu tur ve bu yakla m devam etmektedir.

Osmanl Devleti tarihe kar rken yeni Türk devletinin kurulmas a amas nda ya anan dü ünce ve davran farkl l klar ndan do an pek çok anla mazl klar n ç kt bir gerçektir. Yeni Türk devleti kurulduktan sonra da tabiîdir ki, suçlar ve kar l nda cezalar olmu tur. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel amac , geçmi düzen ve bu düzenin unsurlar ile sava mak de il, mutlu, huzurlu ve müreffeh bir Türkiye kurmakt r. Eski addedilen baz unsurlarla mücadelenin amac da, ça da Türkiye’yi kurmak içindir. Bu anlay çerçevesinde, artlar n tabiî sonucu olarak ya anan baz olaylar sonucunda yarg lamalar ve cezaland rmalar olmu , artlar olu tukça çe itli vesilelerle ç kar lan aflar yoluyla, toplum içinde uzla sa lama yoluna gidilmi tir.

Bu çal ma, Yeni Türk Devleti’nin Kamu düzenine katk sa lamak ad na ç karm oldu u af yasalar n n incelenmesi ve bunlar n sonuçlar n n devlet, yasalar ve muhataplar aç s ndan de erlendirilmesi amac yla ele al nm t r.

Çal mada kar la lan en büyük sorun, bu konuda daha önce herhangi bir ara t rma yap lmam olmas d r. Konuyla ilgili fikir edinilecek ara t rmalar n yok denecek kadar az olmas , konunun incelenmesinde özellikle metodolojik aç dan s k nt lar do urmu tur. Çal ma, ilgili alanda mükemmellik iddias nda de ildir. Daha sonra yap lacak ara t rmalara yol açabilmesi temennisiyle, mümkün olan yapabilme çabas içinde ele al nm t r.

Bu ara t rmada bana ilmi ve fikri birikimini her f rsatta aktarmaktan çekinmeyen Say n Doç. Dr. Rahmi DOQANAY hocama çok te ekkür ederim. Ayr ca Ba bakanl k Cumhuriyet Ar ivi ve TBMM Kütüphanesi çal anlar na da çal mamda bana sa lad klar kolayl klardan ötürü te ekkür ederim.

Elâz Mevlana AKAGÜNDÜZ

(9)

KISALTMALAR a.g.e. : Ad geçen eser

a.g.m. : Ad geçen makale

Bkz. : Bak n z

C. : Cilt

CHP : Cumhuriyet Halk Partisi

DP : Demokratik Parti >.A : >slâm Ansiklopedisi K : Kanun k. : K s m m. : Madde s. : Sayfa

TBMM Z.C. : Türkiye Büyük Millet Meclisi Zab t Ceridesi N. : Numara

(10)

G>R>+

Osmanl Devleti’nin Mondros gibi a r bir ate kes anla mas imzalayarak, tarih sahnesinden çekilmesinin ard ndan ba layan kurtulu mücadelesi, çok yönlü olarak geli mi ve zorluklara ra men ba ar ya ula m t r. Kurtulu Sava , sadece harici dü manlara kar verilmemi , ayn zamanda muhalif dâhili unsurlarla da baz konularda mücadele edilmi tir. Ba ar n n reçeteleri ki i ve gruplara göre farkl l klar arz etmi ti. Bir tarafta kurtulu u geçmi in rehberli inde gören kesim, di er tarafta ise ça n icaplar na ayak uydurarak geli meyi öngören yenilikçi kesim vard . Bu artlarda Kurtulu Sava , sadece vatan n kurtulu unu sa layan bir mücadele de il, ayn zamanda Türkiye’nin rejiminin de i mesine vesile olan bir mücadeledir.

Sava sonras kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yap s ve kurumlar ile birçok yönden Osmanl Devleti’nden farkl olmu tur. Yeni kurulan bu devlet, imparatorluk yerine milli egemenli e dayal bir Cumhuriyeti hedef alm t . Dolay s yla eski ile yeni aras nda içten içe bir mücadele ya anm t r.

Milli mücadele s ras nda Türk Devleti ve toplumun ça da la mas a amas nda ya anan bir tak m çat malar ve problemler Cumhuriyetin kurulmas ndan sonra da devam etmi tir. +imdi yeni sorunlarla mücadele etmenin zaman gelmi tir. Amaç ça n gerisinde kalmadan h zla ilerlemektir. Özellikle Cumhuriyetin kurulmas ndan sonraki çat malar, devletin gelece ini tehdit edecek boyutlara ula m t r. Yeniliklere muhalif unsurlar ve te ebbüsler ç km , eski rejim taraftarlar mazinin savunucular olarak baz de i ikliklere kar koymaya çal m lard r. Muhalefet bertaraf edilirken cezai müeyyideler de uygulanm t r.

Ülkenin sava sonras bir huzur ya amas gerekliydi. Ve bu huzur ortam olu muyordu. Çat malar gerginli i artt rd kça ülkenin ve sistemin vaziyeti kritik bir boyuta ula m t . Bunun fark na varan Türkiye Cumhuriyeti Devleti gerekli müeyyideler uygulamakla gidi at n ve karga an n önüne geçmeye çal m t r. Yapt r mlar n verdi i memnuniyetsizliklerin ikinci bir çat maya imkân vermemesine dikkat edilmi tir. Ancak muhaliflerden yanl yolda oldu unun fark na varanlar da olacakt . Onlar kaybetmek de il kazanmak icap ediyordu. Çünkü yeni devletin maziden tamamen kopmas , dü ünülmesi mümkün olmayan bir durumdu ve bunun fark nda olmamak imkâns zd . Yani at lacak her yeni ad m ve yap lacak hamleler için huzur ve bar ortam sa lanmal yd . Bu çerçevede toplumun kendi içinde, devlet ve düzenle

(11)

uyumu için muhtelif zamanlarda af yasalar ç kar larak bar ve uzla ma ortam sa lanmaya çal lm t r.

Yap lan bu ara t rma ile ula lmak istenen amaç, Yeni Türk Devleti’nin, huzur ve bar sa lamak ad na ç karm oldu u af yasalar n incelemek ve bu yasalardan ne kadar sonuç al nd n devlet, yasalar ve muhataplar aç s ndan de erlendirmektir.

Bu ara t rma, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi’ne hukuki ve sosyolojik bir bak aç s getirme çabas n n ürünüdür. Af kanunlar n n incelenmesi ile tarihe, yasalar gözüyle de bakma f rsat sunulmaktad r.

Konunun kapsam belirlenirken, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk y llar ndan bugüne kadar geçirdi i siyasî dönem baz al narak hareket edilmi tir. Bu siyasî dönemi de iki safhada incelemek uygun olsa gerektir: Birincisi; imparatorluktan cumhuriyete geçi in ilk y llar olan, eski ile yeninin çat mas n n yo un oldu u 1923–1960 dönemi, di eri ise; 1960 askerî darbesinden sonraki çok seslilik ve hukukun üstünlü ü anlay n n öne ç kt dönemdir. Konunun kapsam , 1923–1960 y llar aras nda ç kar lan af yasalar olarak s n rland r lm t r. Bu s n rland rma, konunun geni li i bak m ndan yeterli görülmü tür.

Kanunlara, TBMM Kütüphane Dokümantasyon Merkezinden ula lm t r. Kütüphanede bulunan Kanunlar Dergisinden ana kaynak olarak istifade edilmi tir. Önceleri “Kavanin Mecmuas ” ad ile yay nlanan dergi, dil devriminden sonra “Kanunlar dergisi” ad alt nda yay nlanmaya devam etmi tir. Dergi asl na sad k kal narak, yay nland y llardaki ismi ile verilmi tir.

Aff gerektiren sebeplerin ve aff n nas l ç kar ld n n tespit edilebilmesi için TBMM Zab t Ceridesinden faydalan lm t r. Ayr ca af kanununun ç k n haz rlayan siyasî olaylara de inilmi tir. Metodolojik olarak konuya tarihi ve sosyolojik aç dan bak lmaya çal lm t r.

Ara t rma dört bölüm halinde haz rlanm t r. Birinci bölümde, Aff n hukukî tan m , çe itleri, tarihi hakk nda bilgi verilmi tir. Bu bölümde daha çok hukukî kaynaklara ba vurulmu tur. Özellikle Selahattin Keyman’ n “Türk Hukukunda Af” adl eserinden s kça faydalan lm t r.

>kinci bölümde, Cumhuriyet döneminin anla labilmesi için, Milli mücadele y llar nda ç kar lan af kanunlar na de inilmi tir.

Üçüncü bölümde, ara t rman n ana k sm n olu turan 1923–1960 y llar aras nda ç kar lan af kanunlar incelenmi tir.

(12)

Dördüncü bölümde ise baz ferdi özel af kanunlar verilmi tir. Bu konu ayr bir inceleme gerektirdi i için k sa tutulmu tur. Bireysel aflara örnekler, Ba bakanl k Cumhuriyet Ar ivi’nden elde edilen belgelerden verilmi tir.

“Af” incelenirken hukukî bir ayr ma gidilmi , “genel af” ve “özel af“olarak iki ba l k alt nda incelenmi tir. “Af” tan mlan rken ve çe itleri tespit edilirken Kemal Gözler1, Selahattin Keyman2, Mustafa Ça r c3, Çetin Özek4 ve Ergün Aybars’ n5 eserlerinden yararlan lm t r.

Aff n lehindeki ve aleyhindeki görü ler konusunda >lhan Arsel’in “Anayasa Hukuku”6 ve “Türk Anayasa Hukukunun Umumî Esaslar ”7 adl eserlerinden istifade edilmi tir.

Aff n tarihi geli imi hakk nda, Halil Demircio lu8 ,Kemal Gözler9, Enver Ziya Karal10, >.Hakk Uzunçar l11 ve Feroz Ahmad’ n12 eserlerinden faydalan lm t r.

>mparatorluk’tan Cumhuriyet’e geçi sürecindeki siyasî geli melerle ilgili olarak Selahattin Tansel13, Salahi R. Sonyel14, Rahmi Do anay15, Gazi Mustafa Kemal16, Ahmet Mumcu17, Bülent Tanör18, Mümtaz Soysal19, Hamza Ero lu20, Tayyip Gökbilgin21, Kaz m Karabekir22, Do u Ergil’in23 eserlerinden yararlan lm t r.

1Kemal GÖZLER, “Kar la t rmal Anayasa Hukukunda Af Yetkisi", Anayasa Yarg s , C.18, Anayasa Mahkemesi Yay n , Ankara, 2001.

2Selahattin KEYMAN, Türk Hukukunda Af, Ankara, 1965.

3Mustafa ÇAQRICI, “Af” , .A. c.I. Diyanet Vakf Yay. >stanbul, 1988.

4Çetin ÖZEK, “Umumî Af”, stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuas , C.24, N.1–4,>stanbul 1959.

5Ergün AYBARS, stiklâl Mahkemeleri, Ankara, 1982. 6>lhan ARSEL, Anayasa Hukuku, Ankara, 1964.

7>lhan ARSEL, Türk Anayasa Hukukunun Umumî Esaslar , Ankara, 1962. 8Halil DEM>RC>OQLU, Roma Tarihi, C.I,Ankara, 1998.

9Kemal GÖZLER, Türk Anayasa Hukuku, Ekin Kitabevi Yay nlar , Bursa, 2000. 10 Enver Ziya KARAL, Osmanl Tarihi, C.VII, Ankara, 1995.

11 >.Hakk UZUNÇAR+ILI,“1908 Y l nda >kinci Me rutiyetin Ne Suretle >lân Edildi ine Dair Vesikalar”, Belleten, C.XX/77, Ankara, 1956.

12 Feroz AHMAD, ttihat Ve Terakki (1908–1914), >stanbul, 1999.

13 Selahattin TANSEL, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, C.I, >stanbul, 1991. 14 Salahi R. SONYEL, Türk Kurtulu4 Sava4 ve D 4 Politika I, Ankara, 1995.

15 Rahmi DOQANAY, “Saltanat’tan Cumhuriyet’e >mparatorluktan Milli Devlet’e”, Atatürk Ara4t rma

Merkezi Dergisi, C. 17, s, 49’dan ayr bas m, Mart 2001.

16 Mustafa Kemal ATATÜRK, Nutuk, Ankara, 1981.

17 Ahmet MUMCU, Tarih aç s ndan Türk Devriminin Temelleri ve Geli4imi, >stanbul, 1986. 18 Bülent TANÖR, Osmanl -Türk Anayasal Geli4meleri (1789–1980), >stanbul, 1998. 19 Mümtaz SOYSAL, Anayasaya Giri4, Ankara, 1969.

20 Hamza EROQLU, Türk Devrim Tarihi, Ankara, 1973.

21 Tayyip GÖKB>LG>N, Milli Mücadele Ba4larken, C. 2, Ankara, 1965. 22 Kaz m KARABEK>R, stiklâl Harbimiz, >stanbul, 1960.

(13)

Cumhuriyet Dönemi ile ilgili bilgiler, TBMM Zab t Cerideleri ve Kavanin Mecmualar ndan al nm , günlük gazetelerden yararlan lm t r.

Ekler k sm nda 1921’den 1993 y l na kadar ç kar lan af kanunlar liste halinde verilmi tir. Ayr ca bireysel aflara ait orijinal belgelerden birkaç da ekler bölümünde verilmi tir.

(14)

B R NC BÖLÜM

AF, AFFIN ÇE# TLER VE AF HAKKINDAK GÖRÜ#LER

Af, ba lama sözcü ü, köken olarak Yunanca “amnistie” (unutmak) sözcü ünden gelmektedir 1. Sözlükte, “yok etmek, silip süpürmek; fazlal k, art k” gibi manalara gelen af, bir ahlak ve hukuk terimi olarak genellikle, “kötülük ve haks zl k edeni, suç veya günah i leyeni ba lama, cezaland rmaktan vazgeçme” anlamlar nda kullan lmaktad r2.

Af, devletin cezaland rma yetkisinden, e er cezaland rm sa da bu cezay çektirme hakk ndan (infaz) vazgeçmesidir. Bazen sadece kesinle mi cezalar kald ran, hafifleten veya de i tiren, bazen de kamu davas n dü üren veya mahkûmiyeti bütün neticeleri ile birlikte vaki olmam sayan bir kamu hukuku tasarrufudur. Bu genel tarif, aff n iki ayr ekilde tezahür edebilen bir lütuf muamelesi oldu unu göstermektedir. Bunlardan biri, mahkûmiyet ve kamu davas n ortadan kald ran genel af, di eri de sadece cezaya tesir edebilen özel aft r. Bu fark genel olarak k ta Avrupa’s hukukunda kabul edilmektedir. Türk hukuk sisteminde de af, genel olarak üzere iki ekilde kabul edilmi bulunmaktad r. Özel af daha çok hukuksal, genel af ise bunun tam aksine önemli derecede politik bir içeri e sahiptir. Bir tek ah s yerine muayyen bir kategori suçuyla amil olan aflar için kullan lmaktad r.

Genel af temel olarak geçmi in unutulmas anlam na gelir. Özel af ise bir suçu ba lamak, mazur görmek, affetmek eklinde aç klanabilir. Sonuç olarak genel afta suçun ba lanmas de il, bütün sonuçlar ile birlikte ortadan kald r lmas söz konusudur. Bu nedenle genel aff n geçmi e etki etti i ve geçmi te olan kötülükleri ilk nedenine kadar ortadan kald rmay amaçlad söylenir3. Genel ve özel af teknik yönleri aç s ndan da birbirinden tamamen farkl d r.

Bu nedenle özel af ile genel af aras nda;

1. Genel afla özel af aras nda mahkûmiyet ve kamu davas na tesir bak m ndan mevcut olan farklar.

2. Genel aff n fiilleri, özel aff n ah slar nazara almas .

3. Genel afla özel af aras nda tesir zaman bak m ndan mevcut olan farklar.

1Kemal GÖZLER, “Kar la t rmal Anayasa Hukukunda Af Yetkisi", Anayasa Yarg s , C.18, Anayasa Mahkemesi Yay n , Ankara, 2001, s. 298. (www.anayasa.gen.tr/af.htm;1.5.2004) ve Selahattin KEYMAN, Türk Hukukunda Af, Ankara, 1965, s. 44.

2Mustafa ÇAQRICI, “Af”, .A. C.1. >stanbul, 1988, s. 394. 3S. KEYMAN a.g.e, s. 42.

(15)

4. Genel aff n kolektif, özel aff n ferdi olu u4aç lar ndan ayr l klar vard r. 1.1. Genel Af

1.1.1. Genel Aff n Tarifi ve Esas :

Türk Ceza Kanununda “Umumî af”, hukuku amme davas n ve hükmolunan cezalar bütün neticeleriyle birlikte ortadan kald r r.

Genel aff n gayesi toplumda yat may sulh ve sükûnu temin etmektir. Bu amac n gerçekle ebilmesi için de, mazide vuku bulmu bir tak m olaylar n unutulmas5 ve bunlar n adeta hiç vaki olmam gibi kabul edilmesi gerekmektedir.

Türk Ceza Kanununda genel af, terim olarak, Frans zcadaki “amnistie”, >talyancadaki “amnistia” ve >ngilizcedeki “amnesty” yerine kullan lmaktad r. Avrupa ve Anglo-Saxon dillerinde mü terek olan bu terim Yunancadan gelir ve mazinin unutulmas n ifade eder. Nitekim genel af mahiyetindeki bir kanun ilk defa M.Ö. 403 y l nda Atina’da kabul edilmi tir. Thrasybulus bu tarihte otuz tiran (tyrans) Atina’dan sürdükten sonra, vatanda lar bundan evvelki siyasî faaliyetlerinden dolay takibata u ramalar n yasaklayan bir kanun ç kart lm t r. Bu kanun, eski siyasî mücadelelerin hat ralar n n silinmesi amac n güdüyor ve hukuken geçmi in unutulmas n emrediyordu.

Genel af, baz suçlar n ba lanmas n veya mazur görülmesini de il, bunlar n unutulmas n ifade eder. Fakat hiçbir zaman bu fiillerin tasvip edildi i anlam na gelmez. Genel aff n bizatihi fiili de ortadan kald rd n iddia edenler de vard r. Ancak bu anlay gerçeklere uymamaktad r. Genel af kanunlar hemen her zaman üçüncü

ah slar n tazminat haklar n mahfuz tutmaktad rlar6. Genel af, i lenen suçlar sadece hukuken ortadan kald ran bir tasarruftur.

1.1.2. Genel Aff n Çe itleri:

1.1.2.1. Yarg lama Ya da Hükümden Önce Ya da Kesin Hükümden Sonraki Genel Af

Tam Genel Af: Yarg lamadan ya da kesin hükümden önce ç kar lan genel aft r. Tam Olmayan Genel Af: Kesin hükümden sonra ç kar lan genel aft r.

1.1.2.2. Af Kapsam na Giren Suçlara Göre Genel Af

Mutlak Genel Af: Mutlak genel af, hiçbir ayr m yapmaks z n bütün suç ve suçlar kapsayan bir genel aft r. Burada, ne affedilen suçlar ne de aftan istifade

4K. GÖZLER, a.g.m., s. 299.

5Ergün AYBARS, stiklal Mahkemeleri, Ankara, 1982, s. 18. 6S. KEYMAN, a.g.e., s. 56.

(16)

edecekler bak m ndan bir tahdit konulmu tur7. Ancak, bu tip bir affa rastlamak çok güçtür.

K smî Genel Af: Baz suçlar n af kapsam d nda b rak ld ya da ceza miktar n göz önüne al nd genel aft r. Baz hallerde kanun koyucu, lay k görmedi i kimseleri aff n haricinde b rakmaktad r. Failin mükerrir olmas veya baz a r suçlar ikna etmi bulunmas gibi haller, aftan istifade edip edememek hususunda ölçü te kil etmektedir8.

1960 tarih ve 5677 say l Af Kanunu, 1. maddesi ile muayyen bir tarihten önce i lenmi suçlar affetmi ; fakat 2. maddesinin muhtelif bentleri ile de baz suç kategorilerini 1. maddenin ümulü d nda b rakm t r. 113, 134 ve 218 say l af kanunlar9da prensip olarak takip etmi lerdir.

Umumî Genel Af: Hiçbir s n rlay c hüküm koymaks z n bir veya birkaç kategori suçu affeden kanun, umumî bir genel af bah ediyor demektir10. Yani burada, genel affa dâhil fiillerden birini i leyen suçlar herhangi bir ay r ma tabi olmaks z n aftan faydalanabilmektedir.

1.1.3. Genel Aff n Özellikleri

1.1.3.1. Genel Aff n Sadece Fiilleri Nazara Almas (Genel aff n “reele” olmas ):

Genel af bilhassa, bir kanun konusu oldu u anayasal sistemlerde muayyen baz ah slar de il de, belli zamanlarda i lenmi bir tak m suçlar nazara alan objektif bir tasarruftur11.

Netice olarak genel af, ah slara hitap etmez; bizatihi i lenen fiilleri istihdaf eder.

1.1.3.2. Genel Aff n Geçmi4e Ait Olu4u: Genel af kaide olarak maziye dönüktür

ve fiilin cürmi mahiyetini bütün cezai neticeleri ile birlikte geçmi e amil olmak üzere kald r r.

1.1.3.3. Genel Aff n Kamu Davas na ve Mahkûmiyete Tesir Etmesi: Genel aff n

önemli ve ay r c bir özelli i, hem kamu davas na hem de mahkûmiyete tesir edebilmesidir. Esasen genel aff özel aftan ay ran en önemli özellik de budur. Bir af, hen kamu davas na hem de kesinle mi hükme tesir ediyorsa, genel af say lacakt r12. Öyle

7 Çetin ÖZEK, “Umumi Af”, stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuas , C.24, N.1–4, >stanbul, 1959, s. 149.

8Ç. ÖZEK, a.g.m., s. 149.

91960 y l nda ordu idaresi taraf ndan ç kar lan 113 ve 134 no’lu Genel Af yasalar için üçüncü bölüme bak n z. 218 no’lu Af Yasas için de ekler k sm nda bilgi verilmi tir.

10 Ç. ÖZEK, a.g.m., s. 148. 11 S. KEYMAN, a.g.e., s. 63. 12 S. KEYMAN, a.g.e., s. 64.

(17)

ise genel af üç ekilde tesir edebilmektedir: kesin hükümden sonra vaki olan genel af; takibat s ras nda müdahale eden genel af; adlî kavu turmadan evvel ç kan bir genel af.

1.1.3.4. Genel Aff n Toplu (kollektif) Olmas : Türk Ceza Kanununda, af

yasalar n n 1. maddelerinde genel aff düzenlemekte, bunu takiben de toplu özel affa ait hükümlere yer vermektedirler13.

1.2. Özel Af

1.2.1. Özel Aff n Tarifi ve Esas :

“Grace” teriminin kar l olarak kullan lmaktad r. “Grace” terimi geni anlam yla, Roma hukukundaki “Indulgentia” ve eski cezac lar n kulland klar “La gracia” y kar lamaktad r14. Türk Hukukundaki kar l da özel aff ifade etmektedir. Özel af, siyasî olmaktan ziyade hukukî bir mahiyete sahiptir.

1.2.2. Özel Aff n Çe itleri:

1.2.2.1. Özel Aff n Cezaya Tesir Bak m ndan Çe4itleri:

Özel aff n uygulanmas nda, cezaya tesir bak m ndan; cezay tamamen kald rmas , cezay azaltmas , cezay de i tirmesi gibi yönlerden çe itlilikler görülmektedir. Cezay de i tiren özel aflar, hükmedilmi olan cezay daha hafif bir cezaya dönü türür15.

1.2.2.2. Özel Aff n Bundan Faydalanacak Kimseler Bak m ndan Çe4itleri:

Ferdi özel af: Ferdi özel af tek bir hükümlü hakk nda ç kart l r. Ve bununla bir mahkûmun cezas kald r l r, hafifletilir veya de i tirilir.

1921 y l nda ç kar lan baz yasalarla da birçok kimsenin cezalar affolunmu ya da “bakiyeyi müddeti cezaiyesi”/cezan n geri kalan bölümü affedildi i gibi 18 Temmuz 1921 günü ve 181 say l bir yasa ile de bir ki i hakk nda verilmi olan idam cezas kald r lm t r16.

Toplu özel af (Ferdi olmayan özel af): Buna fiili af da denilmektedir. Bu konuda sadece TBMM yetkilidir (Anayasa. m. 64).

Tam olmayan genel af cezay tamamen ortadan kald r r. Toplu özel af ise, mutlaka cezan n tamam n ortadan kald rmaz; nitekim 5677 say l Af Kanunu 5. maddesinde, hükmedilmi cezan n iki senenden fazla olmas halinde bunun üçte ikisinin

13 5677, 113 ve 134 say l Af Kanunlar m. 1. 14 S. KEYMAN, a.g.e., s. 66.

15 S. KEYMAN, a.g.e., s. 68.

(18)

indirilece i, 2 seneden az bir mahkûmiyetin bahis konusu oldu u hallerde ise cezan n tamam n n ortadan kalkaca ifade edilmektedir.

+artl Özel Af: Türk Ceza Kanununda 5677 say l yasan n 6. maddesi ile toplu özel aff taliki arta ba lam t r. Bu madde hükmüne göre tespit edilen müddetler içinde savc ya müracaatla teslim olmayan kimseler 5. maddenin bah etti i özel aftan faydalanamazlar. Ancak tayin edilen müddetten evvel yakalananlar n aftan istifade etmelerine bir engel yoktur.

1.2.3 Özel Aff n Özellikleri:

1.2.3.1. Özel Aff n Mahkûmiyete Tesir Etmemesi: Özel aftan faydalanan kimse,

hukuken mahkûm s fat ve statüsünü kaybetmez.

1.2.3.2. Özel Aff n Mahkûmiyetten Sonra Olmas : Özel af sadece cezay

mesuliyetleri kesin hükümle teyit edilmi bulunan kimselere tatbik olunabilmektedir.

1.2.3.3. Özel Aff n Ferdi Olmas : Özel af kaide olarak ferdidir ve ahsen belli

kimseler hakk nda ç kart l r17.

1.3. Aff n Aleyhinde Ve Lehindeki Görü ler

Af, me rulu u hususunda münaka alara yol açm bir müessesedir. Lehindeki fikirler kanunlar sosyal hayata uydurmak, bunlar n lüzumsuz iddetini gidermek, tatbikatta görülen hak ve nezafete uymayan durumlar ortadan kald rmak gibi birbirine yak n gerekçelere dayan r. Büyük bir k sm pozitivist yazarlar taraf ndan ileri sürülen aleyhteki görü ler ise, yukar da i aret edilen zaruretlerin aff hakl göstermeye kâfi gelemeyece i fikrinden hareket ederler. Zira bunlara göre bu mahsurlar bertaraf edebilecek daha iyi vas talar mevcuttur.

1.3.1. Genel Aff n Lehindeki Görü ler

Bütün memleketler, baz nevi suçlar n kesretle i lendi i devreler geçirebilir. Özellikle kriz dönemlerinden sonra aff n yat t r c rolünü göz ard etmemek gerekir. Çünkü sosyo-ekonomik bozukluklar suç ve suçlu do urur. Toplumlar n o s rada içinde bulunduklar artlar bu suçlar n i leni sebeplerini kolayl kla izah edebilir. Kamu düzeni tekrar kurulduktan sonra bütün bunlar unutmak iyi bir siyaset icab olacakt r. >htilal ve iç kar kl klardan sonra sükûn, ancak at fet muamelelerinde bulunmak suretiyle gerçekle tirilebilir. Böylece genel af, toplumlar n geçirdikleri siyasî krizlerden sonra ortaya ç kan ve yat t r c tesirler icra eden bir müessese olmaktad r. Genel af, geçmi in unutulmas n ve istikbale dönülmesini mümkün k lmaktad r. >syan ve benzeri

(19)

durumlarda hükümet tehdit edilen otoritesini idame ettirebilmek için iddetli bir ekilde hareket etmek zorundad r. Bu hâdiselerin üzerinden zaman geçip de sükûnet avdet ettikten sonra eskisi gibi sert hareket etmeye lüzum kalmayacakt r18.

Siyasî anla mazl klar n sebep oldu u mücadeleler sonunda, taraflardan biri ba ar ya ula nca geçmi kavgalar tamamen unutmak seçilebilecek en iyi hareket tarz d r. Bunun hukukî yolu da genel af ç kartmakt r19.

Ancak sadece siyasî ihtiraslara âlet olan genel aflar için ayn ey söylenemez. Zira bu müessese kamu düzeninin sa lanmas na hizmet etti i nispette me ru görülmektedir. Bununla beraber genel aff n hükümetlerin yüz yüze gelmekten çekindikleri güçlükleri kolayca yenmek için kulland klar periyodik bir vas ta haline getirilmesi de do ru de ildir. Böyle bir hareket tarz zaaf ve korkuya delâlet eder. Hükümetler bilhassa kendilerini zay f hissettikleri anlarda bu yola ba vurmaktan çekinmelidirler: Çünkü genel af, rejimin kuvvetinin bir delili olmak durumundad rlar. Genel aff teklif eden veya bunu kabul eden bir rejim kendisine olan güvenini göstermi bu suretle halka itimat telkin etmi olacakt r. Bütün bunlar genel aff n siyasî suçlar ile yak ndan ilgili oldu unu ortaya koymaktad r.

Fakat genel aff n geçmi bütün mücadeleleri unutturulabilmesi artlar n tamamen de i mi olmas na ba l d r. Böyle tam bir de i ikli in vaki olmad durumlarda siyasî af, bir mütarekeye benzetilebilir. Toplum hayat ve siyasî düzeni bozuk olan ortamlarda devaml bir ekilde af kanunlar ç kartmak genel bir bar temin edememektedir20.

Uzun tecrübeler insan dü üncesinin hatas z ve mükemmel bir mevzuat haz rlamak bak m ndan yetersiz oldu unu göstermi tir. Bu nedenle af zarurî ve do al bir gerekliliktir. Normal demokrasilerde affa lüzum yoktur. Demokratik rejimlerin ceza hukuku, insanî birer ceza hukukudur. >nsanî esaslardan mülhem olan bir ceza mevzuat nda, af ve di er merhamet muamelelerine yer vermek bir tezat gibi görünebilir. Fakat bu mü ahede zahiridir. Çünkü demokrasilerde de ceza adaleti sadece bir mant k ameliyesi neticesinde ortaya ç kmaktad r. Ak l ve mant k ile cezaland r lan n duygu ve merhamet ile affedilmesi yerinde olabilir.

Bu itibarla her siyasî buhran, bir af ç kartmak suretiyle halledilebilece i yolunda yanl bir sonuca da varmamak gerekir.

18 S. KEYMAN, a.g.e., Ankara, 1965, s. 23–24.

19 >lhan ARSEL, Anayasa Hukuku, Ankara, 1964, s. 340. 20 S. KEYMAN, a.g.e., s. 26–27.

(20)

1.3.2. Genel Aff n Aleyhindeki Görü ler

Aff n ba l ca aleyhtarlar ndan olan pozitivistler, her eyden evvel bu gerekçeleri hakikate uygun bulmazlar. Onlara göre af, hemen her zaman tavsiye, tazyik, iltimas, seçimlerde oy kazanmak gibi sebeplerle yap l r ki; bu da yetkinin kötüye kullan lmas ndan ba ka bir ey de ildir. Oysa adaletin keyfi bir merhamet gösterisi ile de il, emin ve herkes için e it usullerle gerçekle tirilmesi gerekmektedir21.

Nihayet af, tamiri mümkün olmayan baz kay plara neden oldu u için de, reddedilmesi gereken bir müessesedir. Çünkü affedilen bir suçlunun ikinci bir suç i lemesi s k s k kar la lan durumlardan biridir. Bir mahkûmu i ledi i suçtan dolay ba lamak her suçun mutlaka bir ceza görece i prensibini yok etmektir. Ayr ca cezalar hafifle tirildi inde af lüzumsuz olacakt r. Sonuç olarak ceza zaruri ise sonradan kald r lmamal , zaruri de il ise mahkûm buna hiç çarpt r lmamal d r.

Genel affa kar yöneltilen bir di er tenkit de, af kanunlar n n buna lay k olanlar ile olmayanlar aras nda bir ayr m yapmay d r. Fakat her eyden evvel, bir yasama organ bütün mahkûmlar hakk nda yeterli bilgi toplamak bak m ndan gerekli vats ya sahip de ildir. Bu mahsurlar sebebiyle, genel aff n ç kar lmas nda yasama organ ile yürütme organ n n te rik-i mesai etmeleri uygun görülmü tür. Nitekim Fransa’da genel aff n tatbikinde daha fazla adaleti sa lamak için böyle bir yola ba vurulmu tur. Genel af mahiyetinde özel af ad n alan bu usul de, parlâmento ç kartt genel af kanununda sadece buna dâhil olacak suçlar tespit eder. Bunun d nda af kanununda öngörülen suçlar n failleri aras ndan kimlerinden bundan faydalanaca n tespit etmek i i yürütme organ na b rak l r22.

1.3.3. Özel Aff n Lehindeki Görü ler

Bu müessese, iyi hali tespit edilen bir mahkûmun aff n mümkün k lar ve bu suretle suçlular n ahlâken de i melerine vesile olur.

Hükümlü, suçundan duydu u nedameti ve iyi halini devam ettirmek hususundaki karar n davran lar yla ifade ve izhar edebiliyorsa, mahkûmiyetinin daha fazla uzamas nda fayda yoktur.

Ne kadar iyi haz rlanm olursa olsun bir kanun yinede baz eksikliklerle malûl olacakt r. Bundan da, bir kanunun mutlak surette âdil olamayaca neticesi ç kar. Zaman zaman hükmedilen cezan n i lenen fiile nazaran pek a r oldu u görülmektedir.

21 S. KEYMAN, a.g.e., s. 28. 22 S. KEYMAN, a.g.e., s. 30.

(21)

Bilhassa eski mevzuat n hâkim oldu u memleketlerde pozitif hukuk kaideleri ile sosyal telâkkiler aras nda bir uygunsuzluk bulunabilece ini ve ceza kanunlar n n verilmesini emretti i cezalar n bazen çok sert ve iddetli görülebilece ini kabul etmek gerekir.

Bütün bunlar, cezan n ancak hüküm gününde ve geçici olarak tespit edilebilece ini göstermektedir. Bu gibi mahzurlar bertaraf edebilmek için, o gün için a r görülen cezalar n hafifletilmesi dü ünülebilir. Fakat ceza kanununun tadili zannedildi i kadar kolay bir i de ildir. Bu itibarla gerekli kanun de i ikli i yap l ncaya kadar, adalet hissini rencide eden münferit olaylar hakk nda özel af yetkisini kullanmak faydal olabilir.

Netice olarak ferdi özel af, hukukun sert genellemeleri kar s nda hakkaniyet icaplar na de er verilmesini ifade eder. Böylece de i en ahlâk telâkkileri ile ilgisini kaybetmi bulunan kanun hükümlerinin a r iddeti önlenmi olur. >yi bir ekilde kullan lan ferdi özel af yetkisi, mahkûmlara slah nefis etmek hususunda, yarar sa layabilir.

Ceza hukukunda mevcut olan artla sal verme müessesesi, yukar da sözü edilen slah gayesini gerçekle tirmek bak m ndan daha tesirlidir. Ayr ca, artla sal verme müessesesi affa nazaran daha mükemmel ve daha teminatl d r.

Özel af, adlî hatalar n düzeltilmesinde de ba vurulabilecek bir çaredir. Hüküm zaman nda, san n suçlu oldu u yolunda kesin bir kanaate var lmas na ra men, sonradan bunun hakikate uymad anla labilir.

Kanunî yollarla tashih edilemeyen hatalar n ancak özel afla düzeltilmesi mümkün görülebilmektedir23.Burada gerekli olan ey “af” de il, “hatan n” toplumca tamiridir.

1.3.4. Özel Aff n Aleyhindeki Görü ler

E er özel af yetkisinin hakl oldu u kabul edilecek olursa, cezan n zararl oldu u neticesine varmak gerekecektir. Böylece, birinci ihtimalde kanunu ilga etmek, ikinci ihtimalde ise özel aff reddetmek do ru olacakt r24.

Gerçekten de özel affa yöneltilebilecek en önemli tenkit bu yetkinin yarg kuvvetine müdahaleye yol açabilmesi ve mahkemelerin ba ms zl prensibini ihlal edebilmesidir.

23 >. ARSEL, a.g.e., s. 339; S. KEYMAN, a.g.e., s. 32 24 S. KEYMAN, a.g.e., s. 33.

(22)

Ferdi özel aff n, ancak ceza adaletinin iddet ve yanl l klar na çare te kil edecek ba ka vas talar n mevcut olmamas halinde faydal neticeler verebilece i ileri sürülmü tür.

1.4. Aff n Ç kar l Nedenleri

1.4.1. Kamuoyuna Aç klanan Nedenler

Daha çok yöneticilerin kamuoyuna aç klad klar nedenlerdir; >yilik, lütuf, uygar dünyan n bir parças olarak bar sa lamak gibi… Ya da siyasal beklentiler sonucu ortaya at lan veya söylenen nedenler.

1.4.2. Kamuoyuna Aç klanmayan Nedenler

Suçlular n izlenmesi, kovu turma ve cezaland rma i lemleri s ras ndaki aksamalar. CYUY’na ceza davalar ndaki “ mecburilik” sistemi yerine “takdirlik” sisteminin getirilmemesi sonucu savc l n dava açmak zorunda kalmas .

1.4.2.1 Haz rl k soru4turmas ndaki aksakl klar: (Adli kollu un kurulamay ) 1.4.2.2 Yarg lama a4amas ile ilgili olarak: Yarg , personel, yarg lama yeri ve

araç yetersizli i sonucu birikme ve yarg lamada gecikmeler.

1.4.2.3 nfaz sistemi ve infaz kurumlar n n durumu: Bugün Adalet Bakanl

verilerine göre 2000 y l n n ba nda yetmi bine yak n tutuklu ve hükümlü bulunmaktad r. Türkiye’de her bin ki iden biri tutuklu veya hükümlü olup, bu say dü ündürücüdür.

Ayr ca beslenme sorunu da di er birçok sorunlar gibi çözülemiyor. Asl nda ceza evlerinde bir günlük ia e bedeli dü ük seviyededir. O zaman da tutuklu ve hükümlüler kendi yemeklerini pi irmek istiyor, izin vermek durumunda kal n yor. Bu düzenleme birçok yasak maddenin içeri girmesine neden oluyor25.

1.5. Türk Hukukunda Genel ve Özel Affa Yetkili Organ

1876 tarihli Kanunî Esasî devresinden önceki dönemlerde bütün yetkiler padi ahta topland için do al olarak af yetkisi tümü ile padi aha aitti26. Fakat bu dönemden sonra anayasa ve iç tüzük hükümleri padi ah n lehine olarak önemli derecede k s lm t . 1909 tarihli Kanunî Esasînin 7. maddesi de i erek genel af konusunda özel bir hüküm koymu tur. Sözü edilen hüküm, genel aff n meclisi umumînin tasvibi ile ilân edilebilece ini kabul etmi tir. Bu suretle genel af ilân padi ah n tekelinden ç km ve

25 Ferai T>NÇ, Hürriyet Gazetesi, 14 +ubat 2000.

(23)

meclisin onay na b rak lm t r. Özel af konusunda herhangi bir de i iklik yap lmam yetki padi ahtan al nmam t r27.

Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümeti devresinde güçler birli i esas kabul edilmi ti. Tüm yetkiler mecliste topland için genel af ve özel af yetkisi de meclise aitti. Nitekim bu devrede Adana ve havalisinin Frans zlar taraf ndan tahliye edilmesi üzerine genel af ilan edilmi tir28.

Cumhuriyet devrine gelindi inde görülüyor ki 1924 Anayasas n n 26. maddesi ile genel af yetkisi yasama organ na tan nm t r. Özel af yetkisi ise hem yasama hem yürütme organ na verilmi tir29. 1961 Anayasas ile bu durum de i memi tir. 1961 anayasas n n 97. maddesi ile Cumhurba kan na “...sürekli hastal k, sakatl k ve kocama sebebi ile belirli ki ilerin cezalar n hafifletmek ve kald rmak” üzere ferdi af yetkisi verilmi tir. 1982 anayasas nda Cumhurba kan n n bu yetkisi 104/b maddesinde yinelenmi tir30. Cumhurba kan n n bu yetkisi, s n rland r lm özel af yetkisi niteli indedir. Türkiye’de Cumhurba kan n n özel af yetkisi tek ba na kullan p, kullanamayaca hususu tart mal d r31. 1982 Türk Anayasas , Cumhurba kan n n d nda, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne de gerek genel af, gerek özel af yetkisini vermi tir. Zira Anayasan n 87’nci maddesine göre, Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkilerinden biri de “genel ve özel af ilân etmek”tir. Türk Anayasas , TBMM’nin genel ve özel af yetkisini iki bak m ndan s n rland rm t r. Anayasaya göre, “Anayasan n 14’üncü maddesindeki fiillerden dolay hüküm giyenler” Türkiye Büyük Millet Meclisinin af yetkisinin d nda kalmaktad r (m.87). Keza Anayasaya göre orman suçlar hakk nda da genel veya özel af ç kar lamaz (m.169/3)32.

1.6. Aff n Tarihi

Toplumsal bir sistem, beklenti ya da gereklilik olan, gündemdeki öncelikli yerini koruyan af, uzun bir tarihsel geçmi e sahiptir.

Bilinen ilk yaz l af, MÖ 404 y l nda Atinal General Thrasybule taraf ndan ilan edilmi tir. Atinal General, ilan etti i bu affa “Geçmi +eyleri Unutma Yasas ” ad n vermi tir. B.Valeere, 2385 y l önce ilan edilen bu genel aftan söz ederken “Thrasybule,

27 S. KEYMAN, a.g.e., s. 86.

28 Düstur, Üçüncü Tertip, Kanun no: 168, C, II. s. 188.

29 >. ARSEL, Türk Anayasa Hukukunun Umumî Esaslar , Ankara, 1962, s. 365.

30 7 Kas m 1982 tarih ve 2709 say l Türkiye Cumhuriyeti Anayasas , Resmi Gazete, 9.11.1982, Say : 17863 Mükerrer; Düstur, Be inci Tertip, C.22, s. 3.

31 Kemal GÖZLER, Türk Anayasa Hukuku, Bursa, 2000, s. 510–512. 32 K. GÖZLER, a.g.m., s. 300.

(24)

geçmi eylerden bahsetmeyi yasak eden bir kanun ilan etti” demektedir. Avrupa tarihinde derebeyleri, krallar, imparatorlar ve papalar af kurumunu s k s k kullanm lard r. Atina’da askerlik görevinden ve sava tan kaçarak site haklar n yitirenler bu haklar n ancak genel af ile yeniden kazanabiliyorlard . Roma tarihinde ise genel af, önemli günlerde, bayramlarda ya da büyük zaferlerden sonra Senato karar ile ilân ediliyordu. Fransa’da meydana gelen ünlü Vandee iç sava nda iktidara ba kald ranlar n kavu turma ve cezalar , ilân edilen genel bir af ile ortadan kald r lm t . >mparatorluk ve Restorasyon yönetimleri af ilân ederken ne s n rlar n ne de etkilerini kay tlamam , böylelikle genel affa zaman n gereklerine uyum sa layacak bir esneklik verilmek istenmi tir33.

1.6.1. Osmanl larda Af

Osmanl larda padi ah n tahta ç k nda, do um ya da sünnetler nedeni ile de i ik tarihlerde af ç kar lm t r. Daha sonraki dönemlerde örne in “Me rutiyet >nk lâb s ras nda, halk n harekete gelmesiyle telâ a dü en hükümet, >stanbul’daki ve di er baz yerlerdeki siyasî mahkûmlar ve sürgünler için genel af ilân etti34.

Sait Pa a bu af hakk nda, hat rat nda öyle yazar: “Me4rutiyet’in resmen ilân

edildiJi gün olan 24.7.1908’de Makedonya’daki siyasal suçlular n aff iradesi ç km 4t , bu da tabi bir 4eydi zira hükümet oralara hâkim olamad J için bunu ilân etmezse i4 kendiliJinden olacak ve hükümet küçük dü4ecekti. Ancak o günlerdeki karga4al k sayesinde Rumeli hapishanelerinde bulunan suçlular zorla ç k p daJ lm 4lard . Bu hal Anadolu’ya da yay lmaya ba4lad ysa da orada kuvvetle bunun önüne geçilebilmi4ti. Fakat stanbul’da gerek zaptiye, gerek harbiye naz rlar kuvvet sarf edemeyeceklerini söylemeleri üzerine bütün suçlular serbest b rak ld .”35

Balkan Sava s ras nda, Arnavutluk isyan hareketine kat lan gerek ahali, gerek memur-asker ve jandarma için ilân edilen afta ise öyle deniliyordu; “Bu kanun yaln z

muhasamata i4tirak eden veya ef’al-i siyasîye ve askeriyeden beyan eylemi4 olduJu efkârdan dolay suçlu bulunanlar hakk nda takibat men eder, adî cürümlere tasrih edilmez.” Balkan sava ndan sonra ise yap lan bar antla mas uyar nca siyasal suçlar n

33 S. KORKUT, a.g.m., s. 1;Halil DEM>RC>OQLU, Roma Tarihi, C.1, Ankara, 1998, s. 178–179. 34 >.Hakk UZUNÇAR+ILI,“1908 Y l nda >kinci Me rutiyetin Ne Suretle >lân Edildi ine Dair Vesikalar”,

Belleten, C.XX/77, Ankara, 1956, s. 172–174; Feroz AHMAD, ttihat Ve Terakki (1908–1914), >stanbul,

1999, s. 32.

(25)

yan s ra adi suçlar da içeren genel af ilan edilmi tir. 15 Haziran 1915’te “zat-padi ah n n iadesi afiyetleri” nedeniyle genel bir af ilân edilmi tir36.

(26)

K NC BÖLÜM

M LL MÜCADELE DÖNEM NDE ÇIKARILAN AF KANUNLARI Birinci Dünya Sava ’ndan sonra imzalanan Mondros Ate kes Antla mas gere ince >tilâf Devletleri taraf ndan yurdun dört bir yan i gal edilmi ti. Bu i gallere >stanbul Hükümeti’nin kay ts z kalmas üzerine, Anadolu’da ba layan ulusal uyan milli güce dönü erek, >stanbul Hükümeti’nden ba ms z hareket etmeye ba lam t . Bu ba ms z hükümet, yurdun dü manlardan temizlenmesi için gereken asker ihtiyac n kar lamaya yönelik af yasalar ç karm t r. Yani kurtulu mücadelesine taraftar toplamak için aff n sakinle tirici ve unutturucu etkisine ba vurulmu tur.

2.1 KANUN NO: 135

“14 Temmuz 1921 Darülharpte Yaral l klar Görülen Mahkûmlar n Aff na Dair Yasa”

Cumhuriyetin ilan edildi i 29 Ekim 1923 tarihine kadar (1921–1923) Büyük Millet Meclisi’nce ç kar lan ilk af yasas , Birinci Dünya Sava esnas nda milli duygularla hareket eden mahkûmlar n topluma kazand r lmas için ç kar lm olan 14 Temmuz 1921 tarihli ve 135 say l “Darülharpte Yaral l klar Görülen Mahkûmlar n Aff na dair Yasa”d r.

2.2 KANUN NO: 158

“20 Ekim 1921 1eyh E ref Meselesinde Alâkadar Olanlar n Aff na Dair Yasa”

Bundan sonra ç kart lan di er bir af kanunu ise; 20 Ekim 1921 tarihli 158 say l “+eyh E ref Meselesinde Alâkadar Olanlar n Aff na Dair Yasa”d r.

Bayburt’ta ortaya ç kan ve kendisini kutsal bir varl k gibi gören ve çevresindekileri de buna inand ran +eyh E ref, Padi ah ve Halifeyi tan mayarak, beklenen mehdi imzalar yla etrafa bildiriler gönderir. Halk n kendisine kat lmas n sa layarak ba kald r r. Kendi ad na hutbe dahi okutur. Buna ra men ilgililer sorunu bar ç yollarla çözmeye çal rlar ancak ba ar l olamazlar. +eyh E ref, gönderilen subay ve askerleri esir eder ve sonuna kadar da sava aca n bildirir. Sorununun bar ç yollarla çözülemeyece i anla l nca zor kullanma yoluna ba vurulur. Nitekim “Hart köyü” ku at l r. +eyh E refin direnmesi üzerine gece yar s na kadar çarp ma devam

(27)

eder. Yap lan mücadelede sonunda +eyh E ref öldürülür1. Müritleri de teslim olur. Bu çarp mada 3 subay ile 43 er ehit dü er2.

+eyh E ref etraf nda toplanan insanlar n saf ve kand r lmaya müsait tabiata sahip oldu u göz önünde bulundurularak affedilmeleri uygun görülmü ve Milli Mücadeleye kazand r lmalar sa lanmaya çal lm t r.

2.3 KANUN NO: 162

“3 Kas m 1921 4zinnamesiz Akdi Nikâh Ve 4zdivaçtan Dolay Maznun Ve Mahkûm Olanlar n Aff na Dair Yasa”

3 Kas m 1921 tarihine gelindi inde 162 say l “>zinnamesiz Akdi Nikâh ve >zdivaçtan Dolay Maznun ve Mahkûm Olanlar n Aff na Dair Yasa” ile sosyal hayata nizam getirmek üzere ilk ad m n at ld görülmektedir.

2.4 KANUN NO: 168

“5 Aral k 1921 Aff Umumî Hakk nda Yasa”

5 Aral k 1921 tarihinde Milli mücadele ruhunu topluma benimsetmek için 168 say l kanun ile dönemin ilk “genel aff ” ç kar lm t r.

2.5 KANUN NO: 170

“19 Aral k 1921 H yanet-i Vatanîye Suçlular ndan Bir K sm n n Aff na Dair Yasa”

19 Aral k 1921 tarihinde 170 say l “H yaneti Vatanîye Suçlular ndan Bir K sm n n Aff na Dair Yasa” mecliste kabul edilmi tir. Önemli oldu u dü ünüldü ü için bu kanun ayr nt s ile verilecektir.

TBMM’de Riyaset-i Celile’ye 170 say l af kanununun ç kar lma gerekçesi sunulurken öyle ifade edilmi ti:

“Esbab Mucibe

Büyük Millet Meclisinin ilk te4ekkül ve kü4ad anlar nda ve am takip eden günlerde Ferit Pa4a Kabinesinin ifadat ve te4vikat- hainanesi yüzünden masum halk n cehaletinden bi’l-istifade yer yer ç kard klar isyanlar n tevlit ettiJi zararlar hiç 4üphesiz pek azim olmu4tur. Maahaza gün geçtikçe Büyük Millet Meclisinin mücahede ve gayesi millet ve memleketin istiklâlini temin olduJu anla4 ld kça isyanlar da sönmü4tür; Sakarya muzafferiyet-i 4erefine millet ve memleketin pek ziyade muhtaç olduJu vahdeti efkâr ve sükûnu bir kat daha temin ve takviye edecek olan, bir

aff-1Mustafa Kemal ATATÜRK, Nutuk, Ankara, 1981, s.249–250; Tayyip GÖKB>LG>N, Milli Mücadele

Ba4larken, C. 2, Ankara, 1965, s. 287.

(28)

umumi-i siyasîyeye fevkalâde ihtiyaç ve zaruret vard r. Zaten ceraim-i siyasîyenin tesirat seriü’z-zevaldir. O tesirat ise bugün mündefi bulunmu4 olmas esbab na binaen ber-vech-i âti mevad- kanuniyenin müstaceliyet ve ehemmiyetine binaen hemen ruzname-i müzekerata al narak müsaceliyetle müzakeresini teklif eyleriz”3.

Adliye Encümeni sundu u mazbatada da aff n gereklili ini savunmu tur. Büyük Millet Meclisi, d ar daki dü manlar na kar mücadelelerinde muvaffak olabilmesi için içteki fesatl klar ve isyanlar yat t rmak ve yok etmek için ilk olarak H yaneti vataniye Kanununu ç karm t r. Ayn sebepler do rultusunda, ç kan isyanlar tamamen bast rm t r. Ayn zamanda Meclisin ve Hükümetin amac halk n en cahil tabakas nezdinde dahi anla lm olup, isyan edenlerin veyahut isyana alet olanlar n vicdanlar nda pi manl ktan ba ka eser kalmam t r.

>stanbul hükümetinin çal malar ile isyanlara kat lan halk n, kör oldu u ve cehaletinden dolay bu ayaklanmalara kat ld belirtilmi 4, milli mücadelenin kazan lmas için insan kaybetmek de il, insan kazanmak gereklili ine de inilmi tir. > te bu gibi gerekçelerden ötürü bir af yapmak lüzumu do mu tur5.

Bitlis milletvekili Yusuf Ziya Bey, konu mas nda; “günahkârlar n,

günahlar ndan hesap sormak; mücrimlerin cürümlerinden hesap sormak, ceza vermek, nas l icab adalet ve siyaset ise, yanl 4l kla günah i4leyenleri, hata ile cürüme dü4enleri affetmek, 4an merhamet ve insaniyettir”6diyerek af taraftar oldu unu belirtmi tir.

Ç kar lacak olan aff n kapsam Meclis’te tart malara neden olmu tur. Mesela Mersin milletvekili Selahattin Bey, aff n kapsam konusunda tereddütlerini öyle dile getirmi tir: “Köyleri basanlar, adam öldürenler, köyleri soyanlar, köydeki bir tak m

adamlar isyana sürükleyenler, bunlarda müte4ebbistir. Bunlar af olunuyor mu? Oluyorsa katilden dolay olan mesuliyetleri ne oluyor?”. Bu soruya Canik milletvekili

Nafiz Bey ise öyle cevap vermi tir: “Müte4ebbis ve muharriklerin, te4ebbüsat ve

tahrikât- fiile iktiran etmi4 ise bunlarda aff n haricinde b rak lm 4t r”7.

Vatana ihanet edenlerin hepsi affedilmemi tir. Affedilmeyenler as l failler, te ebbüs ve tahriklerinde ba ar ya ula m kimselerdir. Anavatan’dan uzak, yabanc bir

3TBMM Zab t Ceridesi, C.15. Ankara, 1958, s. 65–66.

4 TBMM Z.C., C.15., s. 66; Trabzon Milletvekili Haf z Mehmed taraf ndan ileri sürülen bu görü ün devam nda “--- bir körün görmediJinden dolay , ika ettiJi cürümle cahil bir adam n hakikati

görmediJinden dolay yapm 4 olduJu vaka aras ndaki fark nazar- dikkate al n...” demi tir.

5TBMM Z.C., C.15. s. 68,70. 6TBMM Z.C., C.15. s. 71. 7TBMM Z.C., C.15, s. 74.

(29)

devlete ilhaka çal anlar ve casusluk edenler ile devletin maddî ve manevî kuvvetini y kmak için çal anlar da af kapsam ndan ç kar lm lard r8.

Neticede kanun tasar s Mecliste kabul edilmi , a a daki son eklini alm t r.

H yanet-i Vataniye Mücriminden Bir K sm n n Aflar na Dair Kanun

MADDE 1: H yanet-i vatanîye cürümünden dolay >stiklâl mahkemeleriyle Mehakim-i nizamiye ve Divan harpler taraf ndan idama mahkûm edilen e has n cezalar müebbet küre e ve müebbet kürek cezalar on be sene muvakkat küre e tahvil ve maadas affedilmi lerdir. > bu efalden maznun bulunanlar dahi evrak na nazaran bu aftan istifade eyleyeceklerdir. Ancak ceza-y vatandan bir k sm n n tefrik veya ecnebi bir Devlete ilhak na çal anlar ve casusluk edenler ve halen memalik-i ecnebiye ve bilâd- me gulede bulunanlarla ihtilâs ve rü vet ahz eyleyerek Devletin kuva-y maddîye ve maneviyesini tenkis etmi olanlar i bu aftan müstesnad r.

MADDE 2: 23 Nisan 1336 tarihinden itibaren imdiye kadar haklar nda h yanet-i vatanîye cürümünden dolay tahkyanet-ikat ve takyanet-ibat- kanunîye yanet-icras na müba eret edilmemi olanlar aleyhinde art k takibat- kanunîye icra edilemez.

MADDE 3: > bu kanun tarihi ne rinden muteberdir.

MADDE 4: > bu kanun Büyük Millet Meclisi taraf ndan icra olunur.

19 Kânunuevvel 1337 ve 19 Rebiyülâh r 13409 2.6 KANUN NO: 179

“7 Ocak 1922 Genel Af”

Milli mücadele ruhunu topluma benimsetmek için ç kar lan bir di er yasa, 179 no’lu, 7 Ocak 1922 tarihli “Genel Af” yasas d r. Toplam 4 maddeden olu an yasa ile ülke genelinde cezalar n n üçte ikisini çekmi olan mahkûmlar n kalan cezalar affedildi; Ayr ca i gal edilen yerlerdeki zanl lar n ve suçlu bulunan küçük kabahat ve cinayet i leyenlerin haklar ndaki davalar ertelendi.

Mecliste kabul edilen kanunun son ekli a a daki gibidir.

Sülüsan Müddeti Cezaiyelerini kmal Eden Mahkûminin Aflar na ve #gal Olunan Mahaller Ahalisinden Maznun ve Müttehim Olan Cünha ve Cinayet Erbab Haklar ndaki Hukuku Umumiye Davas n n Teciline Dair Kanun

8TBMM Z.C., C.15. s. 72–73.

(30)

MADDE 1: Fiil-i eni mahkûmlar müstesna olmak üzere sülüsan- müddeti cezaiyelerini ikmal eden bilumum mahkûminin bakiye-i müddet-i cezâiyeleri affedilmi tir.

MADDE 2: > galden evvel bulunduklar mahallerde haklar nda tahkikat ve takibat- adliye ba lay p da evrak- davalar elde bulunmayan bi’l-cümle cünhâ ve cinâyet maznun ve müttehimleri haklar ndaki tahkikat ve takibat imkân husulünde tecdit edilmek üzere tecil edilmi tir. Bu kabil mazunin ve müttehimin halen mevkuf bulunduklar mahal mahkemelerince iki yüz liraya kadar kefalet-i nakdiye veya maliyeye raptan ve kefalet irae edemeyenler zab ta nezareti alt nda bulunmak üzere tahliye edilirler. Ancak cünha maznunlar kefaletten ve zab ta nezareti alt nda bulunmaktan müstesnad rlar.

MADDE 3: Memalik-i me gulede mahkûm olup ta hükümleri henüz kesb-i katiyet etmeyen ve i gal dolay s yla dâhile naklolunup evrak- esasîleri elde bulunmayan e hastan fiil-i eni mahkûmlar ndan maadas n n n s f müddet-i cezaiyeleri affolunmu tur.

MADDE 4: > bu kanun tarihi ne rinden muteberdir.

MADDE 5: > bu kanunun icras na Müdafaa-i Milliye ve Adliye vekilleri memurdur.

7 Kânunusani 1338 ve 8 Cemaziyülevvel 134010 2.7 KANUN NO: 318

“31 Mart 1923 Esirlerin Aff ”

Milli mücadelenin kazan lmas ndan sonra Lozan’da, Türkiye ve Yunanistan Hükümeti aras nda imzalanan itilaf name gere ince, Türkiye Hükümeti elinde bulunan askeri ve sivil esirleri hakk nda af kanunu ç karmak durumundayd . Bu mecburiyetten hareketle 31 Mart 1923 tarihinde esirlerin affedildi ine dair bir kanun yay nlanm t r11.

Mahkûm Askeri ve Sivil Üsera Hakk nda Aff- Umumi lân na Dair Kanun

MADDE 1: Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ve Yunan fevkalâde murahhaslar taraf ndan Lozan’da mütekabilen kabul edilen 30 kânunusani 1339 tarihli >tilâf namenin dördüncü ve be inci maddeleri mucibince Türkiye Hükümeti elinde bulunup iade edilecek olan askeri ve sivil üseradan hukuk-u umumiyeye ait ceraimden dolay mahkûm veya takibata maruz bulunanlar haklar nda aff umumî ilân edilmi tir.

10 Kavanin Mecmuas , C.1., Ankara, 1943, s. 206. 11 TBMM Z.C., C.28, Ankara, 1961, s. 333–335.

(31)

MADDE 2: > bu kanun tarihi ne rinden itibaren mer’iyü’l-icrâd r.

MADDE 3: > bu kanunun icras na Adliye ve Müdafaa-i Milliye Vekilleri memurdur

31 Mart 1339 ve 10 +aban 134112

(32)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

CUMHUR YET DÖNEM NDE ÇIKARILAN AF KANUNLARI (1923–1960)

Mondros Mütarekesinden sonra, Anadolu’nun yer yer i gal edilmesine kar , >stanbul Hükümeti’nin kay ts z kalmas neticesinde halk, kendi ba n n çaresine bakma yolunu seçti. M. Kemal ve arkada lar bunu, milli harekete dönü türerek ve kurumla t rarak daha geni ufuklara yönlendirdiler. Nitekim TBMM’nin aç lmas , bu kurumla man n en somut göstergesidir1.

TBMM’nin ç kartt ilk anayasa olan 1921 Anayasas ile art k Cumhuriyete do ru gidi in aç k delilleri dile getirilmi tir. Bunun en büyük göstergesi Meclis’te çe itli sosyal zümrelerin temsil edilmesidir2.

Olu turulan güçler birli i ve meclis hükümeti sistemi, bir yandan ba ms zl k için sava anlara ulusal-siyasal birlik olana sa larken di er yandan da saltanat n y k m n kolayla t racak hukukî zemini kuruyordu. 1921 Anayasas da lan ve yok olan Osmanl >mparatorlu u yerine, yeni bir devletin kurulu unu hukukî yönden belirtmi ve ortaya koymu tur3.

Milli Mücadelenin kazan lmas ndan k sa bir süre sonra, Lozan Bar görü melerine >stanbul Hükümetinin de ça r lmas , saltanat n kald r lmas n gerekli k lan sebeplerden birisi oldu. Saltanat n kald r l ile halifeli in de kald r laca yolunda kaç n lmaz bir izlenim do du. Meclisteki baz >ttihat Terakkiciler ve baz do ulu mebuslar, ki isel ihtiraslar içinde bulunanlar büyük bir muhalefetle devrimin yap lmas na kar koyuyorlard . Kabine buhran n n büyümesi, M. Kemal’in kurmak istedi i Cumhuriyete zemin haz rlad . 29 Ekim’de Cumhuriyet ilan edildi. Cumhuriyetle birlikte seferberlik kald r ld , af yasas ç kart larak eski dönemin unutuldu u vurgulanmaya çal ld4.

1Selahattin TANSEL, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, C.I, >stanbul, 1991, s. 25; Salahi R. SONYEL, Türk Kurtulu4 Sava4 ve D 4 Politika I, Ankara, 1995, s. 7–21,214; Rahmi DOQANAY, “Saltanat’tan Cumhuriyet’e >mparatorluktan Milli Devlet’e”, Atatürk Ara4t rma Merkezi Dergisi, C. 17, Mart 2001, s. 56–57; Mondros Mütakeresinin uygulanmas kar s nda Türk Milleti’nin alm oldu u vaziyet hakk nda ayr nt l bilgi için Bkz. S. TANSEL, a.g.e, s. 136–150; Mustafa Kemal ATATÜRK, Nutuk, Ankara, 1981, s. 1–12; Do u ERG>L, Milli Mücadelenin Sosyal Tarihi, Ankara, 1981, s. 46–49.

2Ahmet MUMCU, Tarih aç s ndan Türk Devriminin Temelleri ve Geli4imi, >stanbul, 1986, s.55.

3 R. DOQANAY, a.g.m, s. 60; Hamza EROQLU, Türk Devrim Tarihi, Ankara, 1973, s. 131; Bülent TANÖR, Osmanl -Türk Anayasal Geli4meleri (1789–1980), >stanbul, 1998, s. 262; Mümtaz SOYSAL,

Anayasaya Giri4, Ankara, 1969, s. 161–163.

(33)

3.1 KANUN NO: 391

“26 Aral k 1923 Genel Af (Cumhuriyet'in 4lân Nedeniyle)”

Cumhuriyet’in ilân ndan sonra ç kar lan ilk af yasas 26 Aral k 1923 tarihli 391 say l “Genel Af” yasas d r. Bu af yasas n n ç kar l nedenlerini “Adliye Encümeni Mazbatas ” mecliste u ekilde ifade ediyordu:

“Memleketin büyük bir muzafferiyet ihraz ederek yeni bir hayat inki4af dâhil

olduJu 4u hengamede bir tak m ceraim irtikabederek cezas n görmekte bulunmu4 bir k s m evlad vatan n çektikleri cezay kafi görerek bunlar n tehzibi ahlaka vatana nafi

iktisat unsurlar olmas n temin maksad yla”5 diyerek ifade ederken aff n d nda

tutulacak zümreyi de belirtmi ve öyle devam etmi ti: “fiili4eni ( rza geçme)

maddesinden mahkûm bulunanlar müstesna olmak kayd ile”6. Bunlar n d nda

Osmanl hükümeti taraf ndan mahkûm edilmi ah slar n adaletsizli e maruz kalm olma ihtimali, maziyi ortadan kald rma arzusu ve yeni kurulan hükümete kar halk n sevgisini kazanma dü üncesi ilâve edilecek gerekçeler aras nda gösterilmi tir7.

Mecliste uzun tart malara neden olan bu af kanunu öncelikle “cezalar n n üçte ikisini çekenlerin aff ” hususunda meclise sunulmu fakat sonra yeterli görülmeyerek daha kapsaml bir af yasas ç kar lmak kayd yla Heyet-i Umumiyeden Adliye Encümenine iade k l nm t r8.

Affa taraftar olanlar n gerekçelerine bak ld nda yukar da say lan gerekçelere ilâveten unlar görülmektedir:

1. Sava tan yeni ç km ve yeni devlet kurmu bir toplumun her eyden önce gereksinim duydu u nüfus potansiyeline ula mak. Bilindi i gibi güçlü olman n ilk art yeterli nüfusa sahip olmakt r. Özellikle Zonguldak milletvekili Tunal Hilmi Bey bu fikrin en ate li savunucusu olarak mecliste ön plâna ç kar9.

2. Hapishanelerde bulunanlar n % 80’i köylüdür ve cahildir. Kand r lmaya ve aldat lmaya müsait yap ya sahiplerdir. Bu yüzden bilmeyeni mazur görmek adalet icab d r. Bilselerdi yapmazlard mant yla olaya bak lmas teklif edilmi tir10.

5TBMM Zab t Ceridesi, C.1, Ankara, 1961, s. 773. 6TBMM Z.C., C.1, s. 773.

7TBMM Z.C., C.4, Ankara, 1961, s. 150. 8TBMM Z.C., C.4, s. 151.

9TBMM Z.C., C.4, s. 287. 10 TBMM Z.C., C.1, s. 233.

(34)

3. Hapishanelerde bulunanlar n beslenmesi, bak m için harcanacak giderlerin devlete maddî bir külfet getirmesi. Af yasas ile bunlar hayata at lacak; tüketim daha da azalacak, üretim artacak11.

Af yasas na kar olanlar n dü üncelerine bak ld nda;

1. Affetmenin suç i lemeyi ve zarar vermeyi tabiat haline getirmi olanlar için yararl olamayaca , içerden ç kt ktan sonra eski al kanl klar ndan vazgeçmeyece i ve yine toplumun huzurunu bozaca endi esi12.

2. >stiklâl Harbinin devam etti i esnada cephe gerisinde halk n can, mal ve namus güvenli ini bozan hainlerin millet üzerinde b rakt derin tesirler ki buna örnek vermek gerekirse

Erzurum’un sükûtunda hapsanenin kap lar n açarlar, fakat ç kan mahkûmlar katiyen dü manla muharebe etmeyerek da a çekilirler, Askere giden, gö sünü kur una geren karde lerinin mallar n ya ma ederler. Evlerini harap ederler. Frans zlar n Gaziantep’i i gal ettikleri zaman da buna benzer olaylar n varl bilinmektedir13.

Dü man n denize döküldü ü esnada askerlerimizden bir k sm memleketine dönerken, meselâ Uluk la’da köyüne giden bir asker yolda e k yalar taraf ndan hücuma maruz kal r, Neyi varsa soyulup götürülür ve öldürülür14.

3. Zalimleri affedelim derken, zulme maruz kalanlar n haklar n yememek gereklili i15.

4. Özellikle rza geçme, k z kaç rma, ekavetle mahkûm olanlar n aff n d nda tutulmas iste i. Bilindi i üzere namus meselesinde Anadolu halk çok hassast r. Y llarca sonra bile olsa insanlar m z n zihinlerinden silinmeyecek kadar derin izler b rak r. O nedenle bunun dikkate al nmas vurgulanmaya çal lm t r16.

Aff Umumî Lâyîhas üç ahkâm ihtiva ediyordu. Birincisi; maznunlar n yar cezalar n n aff , >kincisi; zanl lar n cezalar n n tecili, Üçüncüsü; rü vet, irtica, h yanet-i vatanîye, rza geçme meselelerinin aftan istisnas17.

Tart malar n uzun sürmesi, maddelerin tek tek oylamaya sunulmas yla ancak a labilmi ve karara var labilmi tir. Söz konusu kanunla, 29 Ekim 1923 tarihine kadar

11 TBMM Z.C., C.4, s. 287.

12 TBMM Z.C., C.4, s. 409. özellikle Kütahya Milletvekili Rag p Bey bu mevzunun üzerinde srarla duran ah s olarak dikkatimizi çekmektedir.

13 TBMM Z.C., C.4, s. 463. 14 TBMM Z.C., C.4, s. 243. 15 TBMM Z.C., C.4, s. 463. 16 TBMM Z.C., C.4, s. 409. 17 TBMM Z.C., C.4, s. 229.

(35)

i lenmi suçlara verilen cezalar n yar s affa tabi tutuluyordu. Yasayla, af kapsam na gireceklerin üç ay içerisinde teslim olmalar ko ulu getiriliyordu. Bundan üç ay sonra yasaya eklenen bir madde ile kürek veya bir yerde zorunlu ikamet cezas na mahkûm edilenlerin cezalar nda indirime gidildi.

Kanunun son ekli a a da verilmi tir.

26 Aral k 1923 Genel Af (Cumhuriyet'in lan Nedeniyle)

Kabul tarihi 26.12.1923 MADDE 1: Cumhuriyet’in ilân tarihi olan 29 Te rinievvel 1339 tarihine kadar ika edilmi bulunan bilumum ceraim failleri hakk nda hükmolunmu veya olunacak cezalar n n sf af ve tenzil olunmu tur.

MADDE 2: Birinci maddede mezkûr tarihe kadar ika olan ceraim failleri hakk nda hükmolunmu veya olunacak idam cezalar on be sene küre e ve müebbet kürek cezalar on sene küre e ve müebbet kalebentlik cezalar on sene kalebentli e ve müebbet nefi cezalar da üç sene nefiye tahvil olunmu tur.

MADDE 3: Cinayet mahkûm ve maznunlar ndan elyevm hali firarda bulunanlar i bu kanunun her mahalde ne ri ilân tarihinden itibaren üç ay zarf nda teslim-i nefs eylemedikleri takdirde birinci ve ikinci maddeler ahkâm ndan istifade edemezler

MADDE 4: > bu kanun ahkâm 24 Temmuz 1339 tarihli Lozan muahedenamesine merbut aff- umumî beyanname ve protokolünde istihdaf edilen e hasa amil de ildir.

MADDE 5: Vakti seferde icraat Hükümete kar gelenler için ciheti askeriyece ittihaz olunacak tedabir hakk nda 14 May s 1331 tarihli kanun-u muvakkat ahkâm n n tatbik ve icras dolay s yla maznun ve mahkûm olanlar n kâffesi hakk nda aff- umumî ilân olunmu tur. Mondros mütarekesini müteakip müdafaa ve istihlâs vatan u rundaki fiillerinden dolay >stanbul Hükümeti zaman nda muhtelif mehakim ve divan- harplerce mahkûm ve maznun bulunanlar dahi i bu aff umumîden müstefit olurlar

MADDE 6: > bu kanun tarihi ne rinden muteberdir.

MADDE 7: > bu kanunun icray ahkâm na Dâhiliye, Adliye ve Müdafaa-i Milliye vekilleri memurdurlar.

18 Cemaziyülevvel 1342 ve 26 Kânunuevvel 133918

(36)

3.2 KANUN NO: 445

“20 Mart 1924 Genel Affa Ek Yasa”

Yukar da ayr nt lar yla verilmi olunan 391 no’lu Af Yasas n n ard ndan üç ay gibi k sa bir sürenin geçmesinden sonra Genel Affa ek bir yasa ç kar lm , kürek veya bir yerde zorunlu ikamet cezas na mahkûm edilenlerin cezalar nda indirime gidilmi tir.

Kanunun son ekli a a da verilmi tir.

26 Kânun-u evvel 1339 tarihli Aff- umumî kanunun birinci maddesine müzeyyel kanun

Kabul tarihi 20.03.1924 MADDE 1: 26 Kânun-u evvel 1339 tarihli Aff- umumî kanunun birinci maddesine f rka-i atiye ilâve edilmi tir.

Esasen muvakkat kürek veya kalebentlik cezalar na mahkûm edilmi veya edilecek ceraim faillerinin Kanun-u cezan n sekizinci maddesine tevfikan yirmi seneyi mütecaviz bulunan müddet-i mahkûmiyetleri on seneye tenzil olunmu tur.

MADDE 2: > bu kanun tarih-i ne rinden muteberdir

MADDE 3: > bu kanunun icras na Adliye ve Dâhiliye vekilleri memurdur. 14 +aban 1342 ve 20 Mart 134019 3.3 KANUN NO: 487

“16 Nisan 1924 Genel Af”

Yeni kurulmu olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini içte ve d ta önemli sorunlar bekliyordu. >çte bir yandan ekonomik sorunlar çözümlenmeye çal l rken, di er yandan da ülkeyi ça da milletler düzeyine ç karacak devrimlerin yap lmas gerekiyordu. Sorunlar çoktu: sava sonras ülkedeki ac durum, yokluk, sosyal çöküntü, yabanc

irketlerin millile tirilmesi, yeni i letmeler açma zorunlulu u, ekonomik ba ms zl a kavu ma gere i, nüfus mübadelesi, açl k sorunu, köylünün üretim sorununu çözmek ve e k yal k.

Bütün bu iç sorunlar n yan s ra d politikada da büyük güçlükler vard . Musul sorunu, Osmanl borçlar n n da l m20 vs...

19 Kavanin Mecmuas , C.2, s.281.

20 Semih YALÇIN, “ Milli Ve Lozan Bar Konferans Belgelerinde Musul Meselesi”,

Misak-Milli Ve Türk D 4 Politikas nda Musul, Ankara, 1998, s. 155–175. Bilindi i gibi bu mesele Türk

siyasetini uzun süre me gul etmi , zaman zaman Türkiye – >ngiltere ili kilerini sava noktas na getirmi tir. Neticede Musul Misak- Millî’den verilen çok önemli bir tavizdir. Ayr nt l bilgi için Semih Yalç n' n zikredilen eserine bak n z. Ayr ca: Nejat GÖYÜNÇ, “Musul Misak- Millî’ye dâhil midir, de il

(37)

>stiklâl Sava kazan lm , Lozan Anla mas kabul edilmi ve Cumhuriyet ilân edilmi ti. Fakat ümmetçi toplum fikri halen varl n koruyordu. Muhaliflerin faaliyetlerinin artmas , Türk devrimi için tehlike arz ediyordu. Özellikle >stanbul bas n nda beliren muhalif yay n endi e verici boyutlara ula yordu. Devrimin gerçekle tirilmesi, kar güçlerin bast r lmas ile sa lanabilirdi. M. Kemal’in amac ça da demokratik bir ülke kurmakt . Fakat önce devrim yap lmal ve yerle meliydi.

Artan muhalefet kar s nda >stanbul >stiklâl Mahkemesi Yarg ç Kurulu kuruldu. Bu kurul; Tanin, >kdam ve Tevhid-i Efkâr gazetelerinin sahipleri ve müdürlerini gözalt na ald . Bunlar vatana ihanetten tutukland21.

10 Aral k 1923’ten 5 +ubat 1924’e kadar çal an >stiklal Mahkemeleri, ortam n yumu amas ve bak lacak dava kalmamas üzerine Meclis karar yla görevine son verildi. >stiklâl Mahkemeleri, bu süre zarf nda vatana ihanet ve suikast suçu ile 16 ve komünistlikten dolay bir ki i olmak üzere toplam 17 ki iyi yarg lad . Yumu ama ortam n n güçlendirilmesi amac yla 16 Nisan 1924’te, 1 A ustos 1914’ten 20 Kas m 1922’ye kadar i lenmi suçlar için genel af ç kar ld22. Bu karar n verilmesine Lozan Anla mas n n henüz sonuçlanmam olmas da muhtemelen etki etmi ti.

A a da verilecek af kanunu bu konuyu kapsad gibi Türkiye’den ayr lan topraklarda ya ayanlar n aff n da kapsamakta; yaln z vatana ihanet suçuyla an lan yüz elli ah s bundan müstesna tutulmaktayd . Ayr ca >stiklal Mahkemesince adi suçlardan dolay mahkûm edilenler ve Divan- Harplerce hüküm giyenler dahi affediliyordu.

Kanunun son ekli a a da verilmi tir.

Aff- Umumî Kanunu

Kabul tarihi 16.04.1924 MADDE 1: 1 A ustos sene 1914 tarihinden 20 Te rinisani sene 1922 tarihine kadar geçen müddet zarf nda askeri veya siyasî mahiyeti haiz ceaimden ve Lozan Sulh muahedenamesine vaz ü’l-imza ecnebi bir devlete veya tebaas na her hangi bir muavenet fiilinden veyahut bu kabil ceraime bedihi bir surette mürtebit bilcümle cinayet ve cünha efalinden maznun ve mahkûm olup ta Türkiye’den ikamet eden veya ikamet etmi olan veyahut Lozan muahedesi mucibince Türkiye’den ayr lan arazi ahalisinden

midir?”, Misak- Milli Ve Türk D 4 Politikas nda Musul, Ankara,1998, s. 47–51; Fahir ARMAOQLU, 20.

Yüzy l Siyasî Tarihi, Ankara, 2000, s, 324.

21 E. AYBARS, a.g.e., s. 20-31. 22 E. AYBARS, a.g.e., s. 64-72.

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalşmamızda eğitim alan gup ile eğitim almayan grup arasında üst ekstremite fonksiyonları açısından istatiksel olarak anlamlı fark bulunmasada, eğitim alan

Derya Köroğlu, varlığının Yeni Türkü'yü devam ettirmeye yeteceğini söylüyor.. İş inada

Devriyelerde belirtildiği gibi ruhun nüzul esnasında birçok varlığa geçmesinden başka, dünyada kemâle eremeyenler öldükten sonra da nüzul kavsinde başka varlıklara

Asian Pacific Journal of Cancer Prevention, Vol 15, 2014 7317 DOI:http://dx.doi.org/10.7314/APJCP.2014.15.17.7317 Reliability of Colposcopy in Turkey: Correlation with Pap smear

Ancak bu durumun gerçekliği dijital teknolojilerin sunduğu sanallıkla oluşturulduğundan yine beden ve mekan arasındaki devingenliğin sorgusuna dönülmüş ve bedenin

The results of the error correction model (ECM) test, which is to test the short-term equilibrium relationship, show that all independent variables (interest

Cumhuriyetin ilânını takip eden ilk yıllarda Türkiye’deki belli başlı sanayi kolları yün sanayii, ipekli, mensucat, balıkçılık, un fabrikaları,

1950 yılında, Bayındırlık Bakanı tarafından, Cumhuriyet döneminde devlet tarafından 3644 kilometre demiryolu inşa edildiği, satın alınanlarla birlikte toplam