''Külhanı:;;:
Şarkılar" . . . gruptaki \;.j£ uyuşmazlıklar m su yüzüni " çıktığı albüm oldu. Soldan .sağa: Dferya , Köroğlu, ruat Oburoğlu, Cengiz ; Y ; Onural. * - . Önde Murat, «j Buket. - | .pqhö_sonra Çağdaş Türkü'ye geçen Eftal- Küçük (solda) bir dönem Yeni Türkü'de' müzik yapmıştı: 22 Mayıs 1981İşte/'En Yeni Türkü". Soldön sağa: Soldan sağa: Fatih -Ahıskalı, Erdinç Şenol,.Derya Köroğlu, Furka.n Bilgi,
Erkin Hadimağlu, Raci.Pişmişoğlu. (alttaÇ
-ZEYNEP GÜVE
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi
PAZAR, 2 6 Aralık 1 9 9 9
/ « a S p ialbüm
'« K »m ... -ivm’t. SiSîitUlilîyı 5 • t ywi.4-* S 1Yeru Türkücün kurucuları Derya Köroğlu, Selim . . Ç ' ™ Alakan ve Zerrin Atakan,_ 1979 yılında üniversitede öğrenciydiler.
: - •*. a. m '
Vİ/NİAHIN
KAPILARI
Yeni,
Türküdeyince akta ilk gelen rsjmier. Grup enjönemli j i-
bu isimlerle yaptı. Murat Buket, Cengiz Önurâl, Derya
Köroğlu. Selim Atakçın, Fuat Obu rogl u, • Tuğ ru I. Bay ra k.'
« t * » S f
Derya Köroğlu, varlığının Yeni Türkü'yü devam ettirmeye yeteceğini söylüyor
İş inada binm işti
M
Fotoğraf: Senih Gürmenasaya yumruğunu vurup vurmadığını bilmiyoruz ama lafın kendisi yumruk kıvamında:
“Bundan sonra devam edeceksek benim kurallarım geçerli olacak.“
Bu sözler 1997 yılırım yaz aylarında Derya Köroğlünun ağzından çıktı.
Muhattaplan, Yeni Türkü grubunun diğer elemanları, Fuat, Murat ve Cengiz idi. Uzlaşma sağlanamadı ve grup dağıldı. Bu Yeni Türkü’deki ilk çözülme değüdi. 1990 yılında da topluluğun kurucularından Selim Atakan “müzikal“ anlaşmazlıklar yüzünden tek başına çalışma karan alınıştı.
Bugüne dek 15'ün üzerinde müzisyen Yeni Türkü adı altında müzik yaptı. Zaman zaman yanlış rotalara sapıldı, moraller bozuldu, herşeyin sonuna gelinmiş gibi hissedildi. Grubun son albümü “Yeni"nin hazırlanması da dahil tüm bu süreçleri başından sonuna yaşayan biri vardı: Derya Köroğlu. Köroğlu, yeniden toparlanma gücünü biraz da inadından aldığım söylüyor: “1994 yılında yapüğımız Külhani Şarkılar albümü sırasında anlaşmazlıklar iyice su yüzüne çıkmıştı. Kendimizi çıkmazda hissediyorduk, bu yüzden dizi müzikleriyle filan oyalandık.
1997 yılma geldiğimizde hala bir yol alamadığımızı gördük. Kırgınlıklarla dolu, gürültülü patırtılı bir ayrılık yaşadık. Ama dağıldığımızda çeşitli anlaşmalarımız, verilmiş konser sözlerimiz vardı. Gruptaki tek
profesyonel olarak bunları yüz üstü bırakmak istemiyordum. Biraz da inatla Yeni Türkü'yü yeni insanlarla yaşatmaya karar verdim."
Köroğlu, grubun geçmişteki en büyük sıkıntılarından birinin profesyonellik olduğunu söylüyor: "Önce Fuat gelip Tıen gündüz insan gece kurt bir hayat sürmek istemiyorum' dedi. Çünkü gündüzleri normal insanlar gibi yönetici olduğu firmaya, işine gidiyordu. Ben onların hem tam profesyonel olmayıp hem de ağırlıklarım koyuyor olmalarım fazla buldum. Açıkçası, benim daha fazla söz hakkım olduğuna inanıyordum."
Köroğlu, grup üzerindeki söz hakkım yirmi yıllık topluluğun kumcusu olmasından da alıyor.
E f s a n e a l b ü m, b u ğ d a y in t ü r k ü s ü
Yeni Türkü 1979 yılında Ankara'da kuruldu. Ankara Fen Lisesi'nin yatılı öğrencileri Selim Atakan ve Derya Köroğlu birbirlerini 1969 yılmda bulmuşlar, grubu kurana kadar on sene birlikte amatör müzik yapmışlardı. Daha
B a n a sorarsanız eski ve güzel bir türkü, Yeni Türkü. Tam yirmi senedir, Bülent Ersoy da dahil herkesin söylediği "Telli Teili"yle, Murathan Mungan'ın şahane sözleriyle anlamlanan “ Olmasa Mektubun'la, biraz kıyıda kalmış olsa da, yeniden dinleyince ne kadar sevdiğimi hatırladığım “ Yeşil Şarkı"yla, hayatımızda. Sonra “ Başka Türlü Birşey" var, “ Yağmurun Elleri" var,
"Fırtına" var. Saymakla bitmiyor işte, bir sürü güzel şarkı. Yeni Türkü'nün birde yüzü var; grubun kuruluşundan itibaren hep varolan Derya Köroğlu. Sokakta insanların 'aaa bak Yeni Türkü" diye gösterdikleri Köroğlu ile grubun gelmişini, geçmişini, geleceğini konuştuk.
ile Zerrinin de aralarına katılması üe
resmileşen grup, 79'da "Buğday'm Türküsü" adlı ilk albümünü çıkardı. Yeri gelmişken söyleyelim, Buğdayın Türküsü çok az satmasına karşm Yeni Türkü'nün efsane albümü oldu. Çünkü grup esas çıkışım 1983 yılında “Akdeniz Akdeniz" ile yapüğında, dillerde şu söz dolanmaya başladı: “Biliyor musunuz onların 80 öncesine ait bir albümleri daha varmış, ama hiç bir yerde
bulunamıyonnuş." İşte bu bulunamama durumu “Buğdayın Türküsü"nü efsaneleştirdi.
Derya Köroğlu 12 Eylül'den sonra kafaları ellerinin arasında düşürdüklerini hatırlıyor: "O sabah kalktığımızda hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağım tam bilemesek bile
hissediyorduk. Bundan sonra yapacağımız müziğimizin yönünü tartışıyorduk. İşte sıralarda Akdenizliliği keşfettik. Dünyada o zaman bir yeni türkü akımı vardı. Dünyanın her yerinde, geleneksel müziği güçlü halklar, onu bugüne taşımaya çalışıyordu. Bir anlamda adımızın anlamını bulduk."
İşte bu günlerde, gruba çok emeği geçen biri şair kimliği ile ortaya çıkar; Murathan
Mungan. O zamanlar Ankara'da öğrenci olan Mungan, Yeni Türkü için söz yazmaya başlar. Köroğlu, Mungan'ın işlerini çok hızlandırdığım söylüyor: "Murathan, Yunanlı besteci Manos Loizos'a ait iki parçayı dinleyip çok
beğendiğini, bunları albüme aİmamız
gerektiğini söyledi. Telli Telli ve Maskeli Balo böyle çıktı ortaya. Daha sonra klasik
parçalarımızdan olan Olmasa Mektubun'u da onun önerisi ve yazdığı sözlerle Günebakan albümüne aldık." Rotamızı belirlememizde Murathan'm çok önemli bir rolü oldu." B aSININ SEVMEDİĞİ ALBÜM
1986'da çıkan Günebakan’ı ertesi yıl çıkan Dünyanın Kapıları albümü izledi. Grup geniş kitlelere malolan “Yeşilmişik" albümünü 1988 yılmda yaptı. Yeşilmişik çok sattı, ancak basın bu albüme bir türlü ısmamadı. Köroğlu acımasız eleştirileri, imza sahiplerine varana dek hatırlıyor: “O yıllar, Türkiye'de yapılam herşeyin kötü bellendiği yıllardı. Hiç unutmu yorum, Erdir Zat çok kötü bir yazı yazmıştı. Yine de geniş kitlelere ulaşmayı başardık."
90'da “Vira Vira", 92’de "Aşk Yeniden", 94'te "Külhani Şarkılar" Yeni Türkü'nün diğer albümleriydi. Araya bir best of, bir dizi müzikleri bir de konser kaseti girdi ve grup hemen her yıl bir albüm çıkarttı.
Derya Köroğlu grubu yaşatma konusunda tereddüt yaşamış olduğunu saklamıyor: “97 yılı boyunca grubu dağıtmalıyım, eyni insanlarla devam mı etmeliyim diye düşürdüm. Etraftan gelen telkinler grubun dağılmaması yönündeydi. Ben kendi varlığımın Yeni Türkü'yü devam ettirmeye yeterli olacağına inandım.“
Peki bu grup ne kadar devam eder? “Biz Yeni Türkü'ye hiç bir zaman ömür biçemedik. En başında göle maya çalmak gibiydi işimiz. Ama şimdi heyecanla devam edeceğine inanıyorum. O şevk, o motivasyon var.“