T
D O S Y A
Türkün âh»
Y ıl 1914
B ugün ramazanın on yedisi. Rumi tarih de şu: 27 temmuz 1330
(T anin ) de bir başmakale okudum. İşte adı:
Türkün âlu„
İki sütuna yakuı yazı içinde mu harrir hangi acımızı söylemiyor, han gi Türk kalbinin asnlık hıncım orta ya koymuyor!.
Bugün insanlığı, aklı filân unutup
ta timsahlar gibi, gergedenler gibi
biribirine giren Avrupa ihtirasları
makalede ne güzel hulâsa edilmiş!
Evd;, asırlardanberi bin bir yalan,
bin bir bahane bularak bize saldırır lardı. İşte şimdi artık biribirlerini yi yorlar!. Ve kanaatim bu ki daha bir çok yiyecekler., bence bunun en açık sebeplerini bütün medeniyet kör bir inatla görmemeğe çalışıyor. İktisadî işti«
hanın, aç gözlülüğün, hatta okurlu
ğun şahlanışı karşısında İnsanî ve
felsefî bir takım fikirler korkudan
birer köşeye büzülmüş!.. Fakat ne
yazık ki bizim yurdumuz cihanı biri birine geçiren bu İktisadî azgınlığın mahiyeti hakkında çok zayıf bir şu u ra malik! Aramızdaki bütün kav galar, hep bizi doymaz ecnebi ağız larına birer lokma edecek mahiyette şeylerdir. Türkiye bütün ciddî işler den gafil adî ve miskin parti kavga ları içinde kendi mahdut kuvvetleri ni törpülüyor. (T anin ) deki makale
den bazı satırları buraya geçirece
ğim:
«Senelerdenberi kemali tehalükle
yığılan barut dağlan ateş aldı. H al buki Türk, Balkanlarda jandarmalık vazifesi île kalsa idi ve bu vazifesini ifa ederken Avrupamn hilesine, sui niyetine, ifsadatına uğram ak değil, ciddî müzaheretine nail olsaydı bu gün şu harbi umumî musibeti içinde bütün âlemi insaniyet çırpınmazdı...*
Muharrir sözlerini şöyle bitiriyor: «K im bilir, bu akan masum kanla rından belki ebedî bir mühim sulh ve
salâh şafağı parlıyacağını da ümid
eyleriz.»
Bilmiyorum, arkadaşımız son sa
tırlarını bizi ve kendisini teselli için mi, yoksa makalesine tatlı ve ümid besleyici bir netice vermek için mi yazmış. Herhalde - velev bir dakika olsun - duyabildiği nikbinlikten do
layı kendisini tebrik etmeli. Demek
ki benim kafam ve ruhum tamamile kötürüm! Zira zihnim bir türlü böy le güler yüzlü bir düşüncenin yanma yaklaşamıyor!
Gazetede makaleden daha mühim bir şey gördüm:
(Neler kaybettik?) istifhamının
kara başhğı altında (matbuatı umu miye müdüriyetinin) bir tebliği var ki Reşadiye zırhlısının ve 1850 toni latoluk iki torpito destroyerinin zap- tedildiğini haber vermektedir; daha sonra diğer askerî havadisleri, mese lâ Liyejin zaptını falan görüyoruz.
Bence vaziyet iyice anlaşılmıştır:
Memleketimizi biz bu kanlı yan
gından kurtaramıyacağız. Seziyorum ki vatanın bir çok köşesini gene bir çok Türk kanı sulayacak! Bütün Bal kan felâketlerini, bütün o bozgunla rın sayısız evcamı bildiğim için bey nim durmadan uğulduyor! B u son suz feza boşluğunda sağır bir sükût tan başka bir şey olduğuna bir daki ka inanabilsem ben de çocukluğum da olduğu gibi gene kollarımı gökyü züne doğru kaldıracaktım..
(Devamı 4 üncü sahifede;
Fazıl Ahm ed Aykaç
Taha Toros Arşivi