• Sonuç bulunamadı

Karadeniz Bölgesinde 18. Yüzyıl Erkek Mezar Taşları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karadeniz Bölgesinde 18. Yüzyıl Erkek Mezar Taşları"

Copied!
49
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

103

GÜZ 2018/SAYI 87 103-151

KARADENİZ BÖLGESİNDE 18. YÜZYIL ERKEK MEZAR TAŞLARI

1

*

18TH CENTURY MALE GRAVESTONES IN THE BLACK SEA

REGION

Halit ÇAL

2

**

Öz

Makalemizde yayınlara dayalı olarak, Karadeniz Bölgesinde erkekler için yapılan 18. yüzyıl mezar taşlarını değerlendirdik. 13 ilde belirlediğimiz Osmanlı döneminden 5849 baş ve ayak taşının 878 tanesi 18. yüzyıldandır. Bunun da 621’i erkeklere aittir. Yalnız tarihi kesin olanlar seçilmiştir. Mezar taşı araştırmalarında yöntem ve terim birliği yoktur. Karşılaştırmalar sağlıklı yapılamadığından Türkiye’nin farklı bölgelerinden sekiz şehirle ilgili araştırmaları seçip bunları veri kütüğümüze girdik ve gövde tiplerindeki karşılaştırmaları aynı yönteme göre yaptık. Bölgede 13 ildeki erkek mezar taşlarının 18. yüzyıl toplamına oranı %71’dir. Bu, diğer bölgelere göre en düşük oranlardandır. Gövde kesitleri dikdörtgen olanların %95, kare-kareye yakınların %3 oranı yanında yuvarlak ve çokgen olanlar oranlama gerekmeyecek kadar azdır. 18. yüzyılda Edirne’de daire, İstanbul’da kare kesitlilerin yüksek oranı dışında bu sonuç diğer bölgelerle uyumludur. Dikdörtgen kesitli ve başlıklı erkek mezar taşlarından D-I-1 kodunu verdiklerimizin bölgemizdeki toplama oranı %91’dir. Kocaeli Gebze ile İstanbul Ayrılık Çeşmesi Mezarlığındaki % 93 orana göre bölgemiz üçüncü sıradadır. Diğer karşılaştırma şehirlerimizde bu oran %23 - %88 arasındadır. Başlıklar kavuk, sarık ve tarikat başlıkları olmak üzere üç tiptir. Sarıklar %60 oran ile yüzyılın baskın tipidir. Kavuklar % 37 ile ikinci sıradadır. Yeniçerilikle ilgili sarık çokluğu, 18. yüzyılda Karadeniz bölgesinin Rus savaşları dolayısıyla askeri önemini gösteriyor.

Anahtar Kelimeler: 18. yüzyıl, Karadeniz bölgesi, mezar taşı tipleri, mezar taşı başlıkları, yeniçeri Abstract

In the present study, it is tried to evaluate the 18th century tombstones made for men in the Black Sea Region based on publications. A total of 5849 head and footstones in 13 provinces in the region were identified. 621 of these belong to men. Only those with definite dates were included in the present study. The scope of this study covers on the evaluation of the body and head types. There is no common methodology and terminology in gravestone research. Therefore, comparisons cannot be done healthily. Therefore, we selected the research on eight cities among different regions of Turkey and entered them to our database, and we concluded the comparisons of the body types in this aspect. The ratio of the tombstones for men determined in the 13 provinces in the region to the total of the 18th century is 71%. This ratio is the lowest among the other regions. In our region, the body sections are 95% of rectangle, 3% of square close to square, and round and polygonal are scarce. Apart from the high rate of square sections in Istanbul in 18th century and round sections in Edirne, this result is compatible with other regions. Comparing the tombstones with rectangular cross-section both in body and in head, which we have coded as D-I-1a, with a total rate in the region is 91%. In comparison with the rate of 93% of Kocaeli Gebze and Istanbul Ayrılık Fountain Cemetery, our region is third place. In other comparison cities, this rate ranges from 23% to 88%. There are three types of headings consisting of quilted turban, turban and cult headings. Turbans are the dominant head type of century * Makalenin Geliş Tarihi:26.03.2018, Kabul Tarihi: 27.07.2018. DOI: 10.31624/tkhbvd.2018.15

** Prof. Dr. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü. halitcal57@gmail.com, ORCID ID: 0000-0001-9541-4350

(2)

Halit ÇAL

104 GÜZ 2018/SAYI 87

with 60% rate. Quilted turbans are in second place with 37%. Taking in consideration that turbans were related to janissary, the Black Sea region in the 18th century has gained military significance because of the Russian wars.

Keywords: 18th century, Black Sea region, gravestone types, gravestone heads, janissary

1. Konu Seçimi, Yöntem ve Kapsam

Türkiye’deki mezar taşları ile ilgili yayın ve tez sayısında son yıllarda büyük bir

artış gözlenmektedir. Buna karşılık örneklerin henüz onda birinin bile envanterinin

yapılamadığını düşünüyoruz. Türkiye şartlarında bunun biraz zaman alacağı

görülmektedir. Kuşkusuz örneklerin en azından tamamına yakını bilindiğinde daha

kesin sonuçlara ulaşabileceğiz. Ancak o zaman gelene kadar bilinen örnekler itibarıyla

bazı ara sonuçları da elde etmek gerekiyor. Sanat tarihindeki diğer eser türlerinde de

süreç benzerdir. Tipolojisi yapıldıktan sonra ilgili türden çok sayıda yeni eser ortaya

çıkarılmıştır. Mezar taşları gibi on binlerce örneği olabilen eser türlerinde genellemeye

gitmenin zorlukları açıktır. En azından eser listesi büyük bir yer tutmaktadır. Bu

yüzden yüzyıl, bölge gibi sınırlamalara dayalı yayınlar ile fazla karşılaşılmamaktadır.

Karadeniz bölgesi için de böyle genel bir çalışma olmadığından bir makale ölçeğine

sığdırmak üzere konuyu bölgedeki 18. yüzyıl erkek mezar taşlarıyla sınırladık.

Karadeniz Bölgesindeki 18. yüzyıl erkek mezar taşları ile ilgili olarak Amasya,

Bayburt, Bolu, Çorum, Giresun, Karabük, Kastamonu, Ordu, Rize, Samsun, Sinop,

Tokat, Trabzon illeri ile ilgili yayınlar ve tezlere ulaşabildik

1

. Bu yayınların bazıları

tarafıma aittir. Yüzyıl boyunca mezar taşlarının bölgedeki sayısal durumu, mezar

taşı tipleri ve bu tiplerin yerleşim yerlerine göre dağılımı belirlenmeye çalışılacaktır.

Başlık tipleri ayrıca oluşturulacaktır. Örnek sayısının çokluğundan dolayı mezar

taşlarındaki yazı metinleri verilmeyecektir. Bunun yerine tarih, kişi adı ve kaynağı

gösterir bir liste hazırladık (Bkz. 1. Ek). Böyle bir liste bile genelde makale sınırlarını

zorlamaktadır.

Farklı kişiler tarafından yapılan yayınlardaki yöntemler de aynı değildir. Örneğin

kimi yayınlarda mezarların yalnız baş taşlarına yer verilmiş, ayak taşlarından söz

edilmemiştir. Bir düzenleme yapılan bazı mezarlıklarda da mezar taşları yerlerinden

sökülüp yan yana dizilmişlerdir. Bu yüzden çoğu zaman ayak taşlarının hangi baş

taşına ait olduğu anlaşılamadığından tarihi belirlenememiştir. Bu da sağlıklı bir sonuca

varmayı engellemektedir. Müzelerde bulunan mezar taşları da genellikle lahit, sanduka

gibi mezar gövdelerinden sökülmüşlerdir. Amasya Müzesi, Kastamonu Müzesi,

Sinop Müzesi, Tokat Müzesi’ndeki ayak taşları bu yüzden hesaba katılamamıştır.

Bolu Göynük, Sinop Boyabat, Trabzon hazire veya mezarlıklarında ise yine taşlar

yerlerinden sökülüp yan yana dikilmişlerdir. Araştırıcılar, genellikle baş ve ayak taşı

yan yana dikili ise bunları aynı mezara ait saymışlardır. Biz de bu kabule bağlı kaldık.

Ordu/Ünye, Rize Ardeşen, Rize İyidere mezar taşlarında ise yayınların bazılarında

yalnız baş taşlarının kataloğu verilmiştir.

(3)

KARADENİZ BÖLGESİNDE 18. YÜZYIL ERKEK MEZAR TAŞLARI

105

GÜZ 2018/SAYI 87

Bütün bunlara karşılık, bu araştırmada ortaya çıkacak olan bir ara sonuçtur. Bu

sonucun da Karadeniz Bölgesi için bir fikir vereceğini düşünüyoruz. Mezar taşlarının

tarihleri kontrol edilmiş, 18. yüzyıla giren tarihlerden, aşınma, yazının kötülüğü gibi

nedenlerle yanlış okunanlar çıkarılmıştır

2

. Bu yayınlardaki eserler veri kütüğümüze

işlenerek aynı taşa ait olanlar birleştirilmiştir. Örneklerden yalnız tarihli olanlar ve

bunlarla aynı mezarda bulunan ayak taşları dikkate alınmıştır. Tarihleme yoluyla 18.

yüzyıla verilenler, genellikle bunları doğru bulmamıza karşılık, hesaba katılmamıştır.

Bu yayınlardaki değerlendirmeler ile yöntem farklılığımız ve sayıların değişmesi

yüzünden, ilgili illerdeki rakamlara dayalı sonuçlarda her seferinde o kaynağa atıfta

bulunulmamıştır. İlgili illerin mezar taşları hakkındaki yayınları yukarıda belirtmiştik.

Mezar taşları listemizde de her örneğin hangi eserden alındığı gösterildiği için

okuyucu gerekirse kontrolü bu yolla yapabilecektir. Kaynak gösterilmeyenler kendi

belgeliğimizden eklenmiştir. Aynı yerleşim için birden fazla kaynak olabildiğinden

aynı taşa değişik numaralar verilmiştir. Bu yüzden zorunlu olarak veri kütüğümüzde

bazı merkezler için yeni bir numaralamaya gidilmiş ve makalede bunlar kullanılmıştır.

Ancak veri kütüğümüze ilgili yerleşimdeki bütün örnekler girilmiştir. Bunların içinden

18. yüzyıla ait olanlar ayırdığımızda sıralı bir numara düzeni oluşmamıştır. Toplam

rakamları verdiğimiz için bu numaraların sıra düzeninin önemi kalmadığından ve

gerektiğinde veri kütüğümüzle sağlamasını yapabilmek için genel numaralamadan

ayrıca ikinci bir 18. yüzyıl numaralamasına gitmedik.

Mezar taşlarıyla ilgili yayın ve tezlerde genellikle, farklı tipolojiler karşılaştırmayı

güçleştirmekte, rakamlara dayalı bir döküm verilmemekte, yüzyıllara göre ayrım

da yapılmamaktadır. Bu yüzden bazı tez, kitap ve makalelerdeki mezar taşlarını

veri kütüğümüze girip kendi tipolojimize göre sayısal dökümleri biz çıkarmıştık

3

.

Burada da aynı yöntemi uyguladık. Bir makale ölçeğinde bütün yayınlar için bunun

yapılamayacağı açıktır. Konu Karadeniz Bölgesi olduğundan karşılaştırmada diğer

bölgelerden Edirne, Erzurum, Kocaeli Gebze, Konya, Manisa Turgutlu, Sakarya

Taraklı şehirlerini ve İstanbul’dan bir hazire seçip buradaki örnekleri veri kütüğümüze

girdik

4

.

Bir çizelgede bu şehirlerdeki toplam baş ve ayak taşı sayısını erkek ve kadınlara

göre verdik. İkinci çizelgede ise bu merkezlerdeki 18. yüzyıl erkek mezar taşlarını

tiplerine göre ayırdık. Karşılaştırma merkezleri için kullandığımız rakamları veri

tabanımızdan elde ettiğimiz ve ilgili kaynakta bu dökümler yer almadığından, metin

içinde ilgili merkezin dökümü verildiğinde ayrıca atıf yapma gereği duymadık.

Böylece Karadeniz Bölgesi ile karşılaştırma merkezlerimizdeki örneklerin tamamı

aynı yönteme göre değerlendirilmiş oldu. Benzer bir yöntemi kullandığımız önceki

yayınlarımızda

5

bir şehirdeki örneklerin tamamı değerlendirildiği için, karşılaştırma

merkezleri dâhil tiplerin ilgili şehirdeki mezar taşları toplamına oranları verilmişti.

Burada ise seçtiğimiz karşılaştırma merkezleri de içinde olarak, 18. yüzyıl erkek

mezar taşlarına göre oranlarını sunduk. Bu yüzden bir şehirdeki aynı tip için farklı

yayınlarımızda oranlar değişiktir.

(4)

Halit ÇAL

106 GÜZ 2018/SAYI 87

Karadeniz Bölgesindeki on üç ilde Osmanlı döneminden 4321 baş, 1528 ayak taşı

olmak üzere toplam 5849 mezar taşı belirlenmiştir. Bunlardan, 776’sı baş, 102’si ayak

taşı olmak üzere toplam 878 erkek ve kadın mezar taşı (% 15) 18. yüzyıldandır. Bu 878

mezar taşının da 554’ü baş, 67’si ayak taşı olmak üzere toplam 621 (%71) tanesi erkek

mezar taşıdır

6

( 1. Çizelge). 18. yüzyıl için bu oran, İstanbul Vefa Camisi haziresinde

%56, Adana’da %75, Edirne Muradiye Camisi haziresinde %87, Erzurum’da %93,

Kocaeli Gebze’de %75, Manisa Turgutlu’da %66, Sakarya Taraklı’da %100, Konya’da

%81’dir (2. Çizelge). İstanbul Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı’ndaki 18. yüzyıl mezar

taşları içinde ise % 80’dir

7

. %56 -%100 arasında değişen oranların bu şehirlerdeki

ortalaması %79’dur. Bunlara bakıldığında yazımız kapsamındaki %70 erkek mezar

taşı oranı, İstanbul ve Manisa’dan sonra en düşük üçüncü olanıdır.

2.Mezar Taşı Tipleri (Ek 1)

Mezar taşlarının sınıflamasında, kendi ayrımımıza bağlı kaldık

8

. Baş ve ayak

taşlarının yatay kesitleri ile ön görünüşlerini temel aldığımız bu tipolojiye göre

makale kapsamında dikdörtgen, kare, yuvarlak ve çokgen (altıgen - sekizgen) yatay

kesitli dört ana tip ve başlık ve tepeliklerine göre ayırdığımız bunların alt tiplerinden

oluşan toplam 12 mezar taşı tipi belirlenmiştir. 554 baş, 67 ayak toplam 621 mezar

taşında dikdörtgen, kare, çokgen ve yuvarlak yatay kesitli dört ana ve bunların 12 alt

tipi belirlenmiştir.

D: Yatay kesiti tam dikdörtgen veya arka yüzleri değişik biçimlerde olabilir.

Özellikle başlıklılarda çıkıntılı arka yüzü ile ters t biçimlidir. 621 mezar taşı içinde

588 sayı (525 baş, 63 ayak) ve %95 oran ile en yaygın tiptir. Bunlardan 28 tanesinde

gövdenin üst bölümü kırık olduğu için tepeliklerine göre alt tipleri belirlenememiştir.

D-I: Başlıklıları aldığımız bu grubun iki alt tipi vardır.

D-I-1a (1-5. Fot.): Ön yüzünde kenarları düzdür, az genişleyerek yükselir,

sarık, kavuk vb bir başlığı vardır. Ana yapısı bu olan tipte örnekler başlıklarındaki

değişiklikler ile birbirinden ayrılırlar. Her başlık için tipolojide alt gruplar oluşturmak

anlaşılmayı zorlaştıracağı için başlık tiplerini ayrıca belirledik.

525 baş taşının 480 tanesi D-I-1a, 2 tanesi D-I-1b tipli olmak üzere % 92’si

başlıklıdır. Ancak 102 tanesinde başlık kırıktır, fakat boyun bölümlerinden bunların

aslında başlıklı olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre 18. yüzyılda erkek mezar taşları

çoğunlukla başlıklıdır. Aşağıdaki çizelgede üstteki rakam ildeki D-I-1a tipine giren

18. yüzyıldaki mezar taşı sayısını, alttaki yüzde ise aynı ildeki 18. yüzyıldaki toplam

erkek baş taşı sayısına oranını göstermektedir.

(5)

KARADENİZ BÖLGESİNDE 18. YÜZYIL ERKEK MEZAR TAŞLARI

107

GÜZ 2018/SAYI 87

Amasya Bayburt Bolu Çorum Gire-sun Kara-bük Kasta-monu Ordu Ünye Rize Samsun Sinop Tokat Trabzon 7

%44 %502 %9341 %501 %9190 %1003 %6511 %10014 %8795 %7919 %7746 %4116 %80130

Bu tabloya göre Amasya, Bayburt, Çorum, Kastamonu, Tokat gibi bölgenin iç

kesimlerinde başlıklıların sayı ve oranı düşüktür. Oranın kıyılarda yükselmesinde,

örneklerin İstanbul’dan getirildiği düşüncemize bağlı olarak ekonomi kadar kıyılara

deniz ulaşımı kolaylığı ve ucuzluğunun etkisinden söz edebiliriz.

D-I-1a grubunda, 18. yüzyılın ilk yarısındaki

9

82 (%17), ikinci yarısındaki

10

398

(%83) sayı ve oran, bölgede hareketlenmenin yüzyılın ikinci yarısında olduğunu

ortaya koyuyor. Kıyı bölgesinde Giresun ve Trabzon öne çıkmaktadır. 398 örneğin

102 tanesinin de 1790 – 1799 yılları arasından olmasına göre gelişme yüzyılın sonunda

yoğunlaşmıştır. Bu tipe giren bazı örnekler:

1:Amasya88 2:Bolu/Göynük96 3:Sinop/Boyabat34 4:Giresun17 5:Trabzon430

D-I-1a tipli mezar taşlarının karşılaştırma merkezlerimizdeki 18. yüzyıl erkek

mezar taşlarına oranı şöyledir (3. Çizelge): Adana %67, Edirne %60, Erzurum %32,

İstanbul Vefa Camisi haziresinde %60, Kocaeli Gebze %93, Konya %23, Manisa

Turgutlu %88, Sakarya Taraklı’da % 80, İstanbul Ayrılık Çeşmesi Mezarlığındaki

18. yüzyıl erkek mezar taşlarında ise %93’tür

11

. Buna göre, İç ve Doğu Anadolu

bölgelerinde başlıklı oranı düşük, Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz bölgelerinde

yüksektir.

Yüzyıl ayırımı olmadan, başlıklı erkek mezar taşlarının karşılaştırma

merkezlerimiz ve makale kapsamındaki şehirlerdeki toplam mezar taşı sayısına oranı

%19 - %58 arasında değişmekte olup

12

, oranların şehirlere göre değişmesindeki

dağılım, yukarıdaki sonucumuz ile uyumludur.

D-I-1a (1-5. Fot.): Ön yüzünde kenarları düzdür, az genişleyerek yükselir, sarık, kavuk vb

bir başlığı vardır. Ana yapısı bu olan tipte örnekler başlıklarındaki değişiklikler ile birbirinden

ayrılırlar. Her başlık için tipolojide alt gruplar oluşturmak anlaşılmayı zorlaştıracağı için

başlık tiplerini ayrıca belirledik.

525 baş taşının 480 tanesi D-I-1a, 2 tanesi D-I-1b tipli olmak üzere % 92’si başlıklıdır. Ancak

102 tanesinde başlık kırıktır, fakat boyun bölümlerinden bunların aslında başlıklı olduğu

anlaşılmaktadır. Buna göre 18. yüzyılda erkek mezar taşları çoğunlukla başlıklıdır. Aşağıdaki

çizelgede üstteki rakam ildeki D-I-1a tipine giren 18. yüzyıldaki mezar taşı sayısını, alttaki

yüzde ise aynı ildeki 18. yüzyıldaki toplam erkek baş taşı sayısına oranını göstermektedir.

Amasya Bayburt Bolu Çorum Gire- sun Kara- bük Kasta-monu Ordu Ünye

Rize Samsun Sinop Tokat Trabzon 7 %44 2 %50 41 %93 1 %50 90 %91 3 %100 11 %65 14 %100 95 %87 19 %79 46 %77 16 %41 130 %80

Bu tabloya göre Amasya, Bayburt, Çorum, Kastamonu, Tokat gibi bölgenin iç kesimlerinde

başlıklıların sayı ve oranı düşüktür. Oranın kıyılarda yükselmesinde, örneklerin İstanbul’dan

getirildiği düşüncemize bağlı olarak ekonomi kadar kıyılara deniz ulaşımı kolaylığı ve

ucuzluğunun etkisinden söz edebiliriz.

D-I-1a grubunda, 18. yüzyılın ilk yarısındaki

9

82 (%17), ikinci yarısındaki

10

398 (%83) sayı

ve oran, bölgede hareketlenmenin yüzyılın ikinci yarısında olduğunu ortaya koyuyor. Kıyı

bölgesinde Giresun ve Trabzon öne çıkmaktadır. 398 örneğin 102 tanesinin de 1790 – 1799

yılları arasından olmasına göre gelişme yüzyılın sonunda yoğunlaşmıştır. Bu tipe giren bazı

örnekler:

(6)

Halit ÇAL

108 GÜZ 2018/SAYI 87

D-I-1b (6. Fot.) : Amasya’daki 1768, Samsun’daki 1754 tarihli olmak üzere

iki örneği vardır. Diğer tipten farkı, gövde kenarlarının düz değil, “c” kıvrımı

şeklinde olmasıdır. 19. yüzyılda çoğalan bir tipin erken örnekleri olması bakımından

önemlidirler. Karşılaştırma merkezlerimizde bu tipin 18. yüzyıldan bir örneği şimdilik

belirlenememiştir (3. Çizelge).

6:D-I-1b Amasya81 7: D-II-1a Tokat Erenler21 8:D-II-2 Tokat erenler24 9: D-II-3 Kastamonu

D-II: Bir giysi karşılığı olarak başlığı olmayan, çeşitli biçimlerde tepeliklileri bu

gruba aldık. D grubu (591 örnek) içinde 17 baş 62 ayak taşı toplam 79 örneği (% 13)

ve 10 alt tipi vardır(3. Çizelge).

D-II-1 (7. Fot.): Tepeliği ters “v” veya üçgen biçimli 28 mezar taşının 3’ü baş,

25’i ayak taşıdır

13

. Örneklerin ikisi dışındakiler 18. yüzyılın ikinci yarısındandır.

Toplam 591 mezar taşına oranı %5, başlıksız-tepelikliler içinde oranı % 38’dir.

Karşılaştırma şehirlerinde bu tipin 18. yüzyıl toplam mezar taşı sayısına oranları

şöyledir: Adana: yok, Edirne: %10, Erzurum: yok, İstanbul:%4, Kocaeli Gebze:yok,

Konya:yok, Manisa Turgutlu:%3, Sakarya Taraklı %4. Edirne dışında bu tipin

bulunduğu merkezlerdeki oran Karadeniz bölgesi ile benzerdir.

Bu tipin yüzyıl ve cinsiyet sınırlaması olmadan ilgili şehirdeki toplam mezar taşı

sayısına oranı Adana %9, Alanya %6, Bolu Göynük %18, Giresun %8, Kocaeli Gebze

%4, Samsun %4, Yozgat %18’dir, Ege bölgesinde ise baskın tiptir

14

.

Oranlar, bu tipin 18. yüzyıl erkek mezar taşlarında çok az kullanıldığını,

sonrasında da daha çok kadın mezarlarında tercih edildiğini düşündürüyor.

D-II-2 (8. Fot.): Tepeliği sivri kemerli 5 tanesi baş, 26 tanesi ayak toplam 31

örneğin

15

toplama oranı %4, tepeliklilere oranı % 38’dir. 18. yüzyıl ilk yarısından 2

D-I-1a tipli mezar taşlarının karşılaştırma merkezlerimizdeki 18. yüzyıl erkek mezar taşlarına

oranı şöyledir (3. Çizelge): Adana %67, Edirne %60, Erzurum %32, İstanbul Vefa Camisi

haziresinde %60, Kocaeli Gebze %93, Konya %23, Manisa Turgutlu %88, Sakarya Taraklı’da

% 80, İstanbul Ayrılık Çeşmesi Mezarlığındaki 18. yüzyıl erkek mezar taşlarında ise

%93’tür

11

. Buna göre, İç ve Doğu Anadolu bölgelerinde başlıklı oranı düşük, Akdeniz, Ege,

Marmara ve Karadeniz bölgelerinde yüksektir.

Yüzyıl ayırımı olmadan, başlıklı erkek mezar taşlarının karşılaştırma merkezlerimiz ve

makale kapsamındaki şehirlerdeki toplam mezar taşı sayısına oranı %19 - %58 arasında

değişmekte olup

12

, oranların şehirlere göre değişmesindeki dağılım, yukarıdaki sonucumuz ile

uyumludur.

D-I-1b (6. Fot.) : Amasya’daki 1768, Samsun’daki 1754 tarihli olmak üzere iki örneği vardır.

Diğer tipten farkı, gövde kenarlarının düz değil, “c” kıvrımı şeklinde olmasıdır. 19. yüzyılda

çoğalan bir tipin erken örnekleri olması bakımından önemlidirler. Karşılaştırma

merkezlerimizde bu tipin 18. yüzyıldan bir örneği şimdilik belirlenememiştir (3. Çizelge).

6:D-I-1b Amasya81 7: D-II-1a Tokat Erenler21 8:D-II-2 Tokat erenler24 9: D-II-3 Kastamonu

D-II: Bir giysi karşılığı olarak başlığı olmayan, çeşitli biçimlerde tepeliklileri bu gruba aldık.

D grubu (591 örnek) içinde 17 baş 62 ayak taşı toplam 79 örneği (% 13) ve 10 alt tipi

vardır(3. Çizelge).

D-II-1 (7. Fot.): Tepeliği ters “v” veya üçgen biçimli 28 mezar taşının 3’ü baş, 25’i ayak

taşıdır

13

. Örneklerin ikisi dışındakiler 18. yüzyılın ikinci yarısındandır. Toplam 591 mezar

taşına oranı %5, başlıksız-tepelikliler içinde oranı % 38’dir.

(7)

KARADENİZ BÖLGESİNDE 18. YÜZYIL ERKEK MEZAR TAŞLARI

109

GÜZ 2018/SAYI 87

baş 11 ayak, ikinci yarısından 3 baş 15 ayak taşı, yüzyıl içinde dengeli bir dağılım

gösteriyor.

Bu tipin 18. yüzyıl erkek mezar taşlarındaki dağılımı Adana: yok, Edirne: yok,

Erzurum:%4, İstanbul:%2, Kocaeli Gebze:%1, Konya:%15, Manisa Turgutlu:%3,

Sakarya Taraklı: yok. Konya’nın Selçuklu ve Beylikler geleneğine bağlılığını gösteren

yüksek oranı dışındakiler %4’ü geçmemektedir ve bu oranlar Karadeniz bölgesi ile

uyumludur.

D-II-3 (9. Fot.): Kastamonu’dan 1757 tarihli tek örneği vardır. Karşılaştırma

merkezlerimizde 18. yüzyılda görülmez. Bu tipin yaygın olanı, tepeliğin bütünüyle

yuvarlak kemerli olanıdır. Bunların da yüzyıl ve cinsiyet ayrımı olmadan bütün mezar

taşlarına oranı Kastamonu’da %7, Edirne Üçşerefeli Cami haziresinde %2, Giresun,

Rize, Tokat, Yozgat’ta oranlamaya değmeyecek kadar az sayıdadırlar

16

.

D-II-4 (10. Fot.): Trabzon’dan 2 ayak taşının karşılarındaki baş taşları 1749,

1788 tarihlidir. İlgili tezde bu tarihli baş taşlarının karşılarına toprağa dikildikleri

için 18. yüzyıl oldukları kabul edilmiştir. Ancak her iki ayak taşının da işçilikleri 19.

yüzyıl için daha uygundur, mezarlık düzenlemesi sırasında gelişigüzel yerleştirilmiş

olabilirler. Karşılaştırma şehirlerimizde 18. yüzyılda örneği yoktur. Oranlaması

yapılan bazı şehirlerde genel toplama oranları % 2-19 arasında değişmektedir. 19 –

20. yüzyıllarda yaygındır

17

.

10: D-II-4 Trabzon38 11: D-II-5 Giresun 12:D-II-6 Tokat 13:D-II-7 Trabzon 14: D-II-8 Trabzon

D-II-5 (11. Fot.): Giresun’daki örneği 1751, Rize’deki benzeri 1778 tarihlidir.

Karşılaştırma şehirlerimizden yalnız Erzurum’da görülür (%16). İçinde en çok tepelik

çeşitliliği barındıran tip olduğundan sağlıklı bir değerlendirme yapmak çok zordur.

10: D-II-4 Trabzon38 11: D-II-5 Giresun 12:D-II-6 Tokat 13:D-II-7 Trabzon 14: D-II-8 Trabzon

D-II-5 (11. Fot.): Giresun’daki örneği 1751, Rize’deki benzeri 1778 tarihlidir. Karşılaştırma

şehirlerimizden yalnız Erzurum’da görülür (%16). İçinde en çok tepelik çeşitliliği barındıran

tip olduğundan sağlıklı bir değerlendirme yapmak çok zordur. Şehirlerdeki genel sayıya

oranları Adana %5, Edirne Üçşerefeli Cami %16, Erzurum %8, Kastamonu %3, Samsun %3,

Yozgat %7’dir

18

.

D-II-6 (12. Fot.): 1 baş ve 1 ayak taşı olmak üzere Tokat’ta 1791 tarihli iki örneği vardır.

Düşey dikdörtgen ön görünüşlü tip ile silindirik tipin karması gibi, kötü bir uygulamadır. Altı

dikdörtgen üst bölümü ise daire kesite yakındır. Bu tipin yaygın uygulamasında yatay kesit

dikdörtgendir. Karşılaştırma şehirlerimizden yalnız Konya’da iki örneği vardır

19

. 11-15.

Yüzyıllarda Ahlat ve çevresinde yaygın olan bu tip, Türkiye’nin diğer bölgelerinde çok azdır.

Ege bölgesinde Selçuk - Birgi çevresinde varlığı biraz daha belirgindir.

D-II-7 (13. Fot.): 1706, 1723, 1777 ve 1778 tarihli dört baş taşı (Rize 1, Sinop 1, Trabzon 2)

ile karma tipler içinde düşünülebilir. Yazının yer aldığı ön yüzü ana hatları ile düşey

dikdörtgen iken gövdenin tepeliği ve bazen alt ucu çokgen veya yuvarlağa dönüşebilmektedir.

Karşılaştırma şehirlerimizden yalnız İstanbul’da (Vefa Camisi haziresi) %6 oran ile görülür

20

.

D-II-8 (14. Fot.): 1759 yıllarından Trabzon’da tek baş taşında, bu tip ile D-II-20

birleştirilebilir tepelik kabaca bileşik kaş kemere benzer. Bu tipin ayrıntılarda değişik

örneklerini biliyoruz. 18. yüzyılda karşılaştırdığımız şehirlerden yalnız Konya’da iki örneği

vardır (%15).

(8)

Halit ÇAL

110 GÜZ 2018/SAYI 87

Şehirlerdeki genel sayıya oranları Adana %5, Edirne Üçşerefeli Cami %16, Erzurum

%8, Kastamonu %3, Samsun %3, Yozgat %7’dir

18

.

D-II-6 (12. Fot.): 1 baş ve 1 ayak taşı olmak üzere Tokat’ta 1791 tarihli iki örneği

vardır. Düşey dikdörtgen ön görünüşlü tip ile silindirik tipin karması gibi, kötü bir

uygulamadır. Altı dikdörtgen üst bölümü ise daire kesite yakındır. Bu tipin yaygın

uygulamasında yatay kesit dikdörtgendir. Karşılaştırma şehirlerimizden yalnız

Konya’da iki örneği vardır

19

. 11-15. Yüzyıllarda Ahlat ve çevresinde yaygın olan bu

tip, Türkiye’nin diğer bölgelerinde çok azdır. Ege bölgesinde Selçuk - Birgi çevresinde

varlığı biraz daha belirgindir.

D-II-7 (13. Fot.): 1706, 1723, 1777 ve 1778 tarihli dört baş taşı (Rize 1, Sinop 1,

Trabzon 2) ile karma tipler içinde düşünülebilir. Yazının yer aldığı ön yüzü ana hatları

ile düşey dikdörtgen iken gövdenin tepeliği ve bazen alt ucu çokgen veya yuvarlağa

dönüşebilmektedir. Karşılaştırma şehirlerimizden yalnız İstanbul’da (Vefa Camisi

haziresi) %6 oran ile görülür

20

.

D-II-8 (14. Fot.): 1759 yıllarından Trabzon’da tek baş taşında, bu tip ile D-II-20

birleştirilebilir tepelik kabaca bileşik kaş kemere benzer. Bu tipin ayrıntılarda değişik

örneklerini biliyoruz. 18. yüzyılda karşılaştırdığımız şehirlerden yalnız Konya’da iki

örneği vardır (%15).

D-II-9 (15. Fot.): Tokat Niksar’daki tek örneği 1783 tarihlidir. Kaş kemerli

grubun alt tipi olarak kabul edebileceğimiz bu tip karşılaştırma merkezlerimizden 18.

yüzyılda yalnız Konya’da 2 erkek örnektedir

21

.

D-II-10 (16. Fot.): Trabzon’daki 2 ayak taşı 1759, 1791, Sinop’taki 1 ayak taşı

1778, 1 baş taşı 1789 tarihlidir. Genellikle ayak taşlarında görülen bu tipin değişik

alt tipleri vardır. Düşey dikdörtgen biçimli ön yüzün arkası silindirik, çokgen

veya bütün gövde dikdörtgen prizmal olabilir. Bu tip gövdelerin başlığı su kabağı

biçimlidir. Boğum sayısına göre farklı uygulamaları vardır. 18. yüzyılda karşılaştırma

şehirlerimizden yalnız İstanbul Vefa Camisi haziresinde iki örneği (%2) vardır

22

.

Erkek mezar taşlarında da görülen bu tipin İstanbul Vefa Camisi haziresinde 1823

tarihlisindeki takı bezemeleri

23

, bu tipin bir kadın başlığı olabileceğini düşündürüyor.

(9)

KARADENİZ BÖLGESİNDE 18. YÜZYIL ERKEK MEZAR TAŞLARI

111

GÜZ 2018/SAYI 87

15: D-II-9 Niksar7 16:D-II-10 Trabzon 17:K-1 Amasya 18: Y-1 Trabzon 19: Ç-Sinop

K-1 (17. Fot.): 25 baş

24

taşı ile bu tip daha çok Karadeniz kıyı şehirlerindedir.

Yüzyıl bütününe oranı %03’tür. Giresun ve Sinop’ta ağırlıklıdır. Genelde boyları

kısadır. 1705 – 1742 yılları arasındaki örneklerin çoğu yüzyılın ilk çeyreğindendir.

16. -17. Yüzyılların bu yaygın tipinin

25

bu yüzyıllardan itibaren giderek azalması ile

bölgede 18. yüzyılın ilk çeyreğinde yoğunlaşması benzer bir süreci gösteriyor.

Y-1 (18. Fot.): Tokat’ta 1756 tarihli 1 baş ve 1 ayak, 1774 tarihli 1 baş, Trabzon’da

1758 ve 1765 tarihli 2 baş taşı vardır. Karadeniz bölgesinde 18. yüzyıl sonrasında

Giresun’da % 3, Kastamonu’da % 5, Samsun’da % 17 oran, bu tipin sonradan

yaygınlaştığını gösteriyor. Diğer merkezlerdeki oranlar genellikle % 3 - % 8 arasında

değişmektedir. Türkiye’de 1377 tarihlisinden başlamak üzere Cumhuriyete kadar

yaygın tiplerden olduğunu söyleyebiliriz

26

.

Ç-II-1 (19. Fot.): Altıgen gövdeli ve başlıksız 2 ayak taşından Çorum’daki 1764,

Sinop’taki 1709 tarihlidir. Daha çok altıgen ve sekizgen gövdeli tipleri 1192 tarihinden

başlayıp

27

Osmanlının sonuna kadar her yüzyılda az da olsa bulunur.

3.Başlıklar: 554 baş taşından 137 tanesinin üst bölümü kırıktır. Kalan 417 baş

taşından 21 tanesi (%5) ise başlıksızdır, 3 örneğin fotoğrafı yoktur.

Mezar taşlarında başlıklar kavuk, sarık ve tarikat başlıkları olmak üzere üç

tiptir. Kaynaklarda sarık ve kavuk ayrımı açık değildir. Her iki terim aynı zamanda

benzer başlıklar için kullanılabilmektedir. Dönemin ana kaynaklarına dayalı kesin bir

sonuç elde edilene kadar, alt kısmına sarılan bir bölüm olmakla birlikte başlığın üst

bölümünün büyük ölçüde göründüğü tiplere kavuk, başlığa sarılan dilimli bölümün

daha çok yer tuttuğu örneklere ise sarık dediğimiz geçici önerimize

28

burada da bağlı

kaldık.

D-II-9 (15. Fot.): Tokat Niksar’daki tek örneği 1783 tarihlidir. Kaş kemerli grubun alt tipi

olarak kabul edebileceğimiz bu tip karşılaştırma merkezlerimizden 18. yüzyılda yalnız

Konya’da 2 erkek örnektedir

21

.

D-II-10 (16. Fot.): Trabzon’daki 2 ayak taşı 1759, 1791, Sinop’taki 1 ayak taşı 1778, 1 baş

taşı 1789 tarihlidir. Genellikle ayak taşlarında görülen bu tipin değişik alt tipleri vardır. Düşey

dikdörtgen biçimli ön yüzün arkası silindirik, çokgen veya bütün gövde dikdörtgen prizmal

olabilir. Bu tip gövdelerin başlığı su kabağı biçimlidir. Boğum sayısına göre farklı

uygulamaları vardır. 18. yüzyılda karşılaştırma şehirlerimizden yalnız İstanbul Vefa Camisi

haziresinde iki örneği (%2) vardır

22

. Erkek mezar taşlarında da görülen bu tipin İstanbul Vefa

Camisi haziresinde 1823 tarihlisindeki takı bezemeleri

23

, bu tipin bir kadın başlığı

olabileceğini düşündürüyor.

15: D-II-9 Niksar7 16:D-II-10 Trabzon 17:K-1 Amasya 18: Y-1 Trabzon 19: Ç-Sinop

K-1 (17. Fot.): 25 baş

24

taşı ile bu tip daha çok Karadeniz kıyı şehirlerindedir. Yüzyıl

bütününe oranı %03’tür. Giresun ve Sinop’ta ağırlıklıdır. Genelde boyları kısadır. 1705 –

1742 yılları arasındaki örneklerin çoğu yüzyılın ilk çeyreğindendir. 16. -17. Yüzyılların bu

yaygın tipinin

25

bu yüzyıllardan itibaren giderek azalması ile bölgede 18. yüzyılın ilk

çeyreğinde yoğunlaşması benzer bir süreci gösteriyor.

Y-1 (18. Fot.): Tokat’ta 1756 tarihli 1 baş ve 1 ayak, 1774 tarihli 1 baş, Trabzon’da 1758 ve

1765 tarihli 2 baş taşı vardır. Karadeniz bölgesinde 18. yüzyıl sonrasında Giresun’da % 3,

Kastamonu’da % 5, Samsun’da % 17 oran, bu tipin sonradan yaygınlaştığını gösteriyor. Diğer

merkezlerdeki oranlar genellikle % 3 - % 8 arasında değişmektedir. Türkiye’de 1377

tarihlisinden başlamak üzere Cumhuriyete kadar yaygın tiplerden olduğunu söyleyebiliriz

26

.

(10)

Halit ÇAL

112 GÜZ 2018/SAYI 87

Üç örneğimizden Bayburt’taki (33 nu.) 1799, Samsun’daki (202 nu.), Rize’deki

(1409 nu.) 1792 tarihli olmalarına karşılık başlıkları fes biçimlidir. 18. yüzyılda

fes henüz resmi başlık değildir. Bunların fesin kabulünden önceki ilk örnekler

olmalarından çok, tarihlerinin yanlış yazılmış olma ihtimalini yüksek görüyoruz. Bu

yüzden değerlendirmeye alınmamışlardır.

3.1. Kavuklar: Başlığı belirlenebilen 393 baş taşından 152 tanesi (%39) kavuk

tipi başlıklıdır. 13 alt tipine karşılık ilk üç tipin kavuk toplamına göre %66 oranı bir

yığılmayı gösteriyor.

KV-1 (20. Fot.): 36 örnek

29

ile başlıklıların ikinci yaygın tipidir. Baklava

dilimleri şeklinde süslenmiş başlığın alt bölümü düz ve yanlara taşkın bir parçayla

sarılmıştır. Sarılı bölümü taşkın olmayanlar ayrı bir tipte de ele alınabilir. Bölgedeki

13 ilden altısında bulunması ve Bolu’daki biri dışında diğerlerinin kıyı şehirlerinde

oluşu dikkat çekicidir. Kıyı şehirlerinden yalnız Giresun örnekleri yerel taştan

yapılmışlardır, yerel bir üsluptan söz edilebilir. Diğerleri mermerdir ve İstanbul

örnekleriyle eştir. 15 tanesinin 18. yüzyılın ilk yarısından olması bakımından dağılımı

daha dengelidir. Yalnız altısında molla, sipahi, voyvoda, çeltik emini-haseki, zaim

meslekleri yazılıdır. Diğerleri ağa, bey, efendi, çelebi gibi unvanlar ve aile adları ile

belirtilmişlerdir. Laqueur’dan

30

anlaşıldığı kadarıyla İstanbul’da esnaf ve memurlarda

18. yüzyılın yaygın başlıklarındandır.

KV-2 (21. Fot.): 41 örnek

31

ile en yaygın tiptir. Yan yana düşey çubuklar biçimiyle

bezenmiş başlığın alt bölümü tülbent sarılmıştır. Alnın üstüne gelen kısımda başlık

görünür durumdadır. Tülbent sarılı bölümün, armudu andırır şekilde taşkın olanları

ayrı bir tip olarak da düşünülebilir. Malzeme ve işçilik olarak hepsi büyük ölçüde

benzerdir. Mezar taşlarına ulaşılan 12 ilden 9 tanesinde bulunuşu ile ilk tipe göre

daha yaygındır. Ancak Amasya, Bolu, Çorum, Kastamonu, Sinop Boyabat’daki örnek

sayısı 10 tanedir. Yani ağırlık yine kıyı kentlerindedir. Ancak örneklerin yarısından

çoğunun Sinop ve Trabzon’da bulunması ve üçü dışında 18. yüzyılın ikinci yarısından

olması dikkat çekicidir. 14 tanesinde binbaşı, gümrükçü, mehter başı, molla, mütevelli,

paşa, paşa mektupçusu, saray baltacısı, yeniçeri, yeniçeri çorbacısı meslekleri görülür.

Diğerleri, çoğunluğu ağa olmak üzere bey, efendi gibi unvanlar ve aile adları ile

yazılmıştır. İstanbul örnekleri de çoğunlukla 18. yüzyıl ikinci yarısı ile 1832 yılı

arasındandır ve paşa, esnaf ve tüccar gibi değişik sınıflarda görülür

32

. Kocaeli’deki

yedi örneğinden beşi 18. yüzyıldan olup molla, darüssaade ağası, sekbanbaşı, nazıra

aittir

33

.

KV-3 (22. Fot.): K1 tipinden farkı başlığın baklava dilimleri değil de yan yana

yıldız biçimleriyle süslenmesidir. 22 örneğinin de

34

işçilikleri benzerdir. Altı ilde

görülmesine karşılık ağırlık Rize ve Trabzon’dadır. Bu tip de biri dışında 18. yüzyılın

ikinci yarısındandır. Gümrük katibi, imam, mektep hocası, molla meslekleri 4 örnekte

bulunur.

(11)

KARADENİZ BÖLGESİNDE 18. YÜZYIL ERKEK MEZAR TAŞLARI

113

GÜZ 2018/SAYI 87

KV-4 (23. Fot.): 9 örneğinde

35

yıldızlarla süslenmiş başlığın alt bölümü iri dilimli

tülbentlerle iki çapraz eğimde sarılmış biçimdedir. Sayıları az olmakla birlikte altı

ilde bulunmasıyla dengeli bir dağılım gösterir. Hepsi yüzyılın ikinci yarısındandır.

Örneklerden dördü iki imam ve iki molla baş taşındadır. İstanbul’da belirlenen

örnekleri de ağırlıklı olarak 18. yüzyıl ortasından 19. yüzyıl ortasına kadar görülür,

ulema, cami ve vakıf görevlilerine aittir

36

.

KV-5 (24. Fot.): Yan yana düşey çubuklar halinde düzenlenmiş başlığın alt yarısı,

iki çapraz eğimde birbirini kesecek dilimli tülbentle sarılmıştır. 10 örneğin

37

işçiliği

de birbirine yakındır. 4 ilde yer alması ve altısının Bolu’da bulunması bir merkezde

yığılmayı gösteriyor. Örneklerin biri dışında kalanı yüzyılın ikinci yarısındandır.

Birindeki molla (Ordu 14 nu.) dışında örneklerde açık bir meslek belirtilmemiştir.

Yedisindeki ağa ile sonu zade ile biten aile adlarına bakarak yörenin köklü ve zengin

ailelerinden oldukları söylenebilir.

KV-6 (25. Fot.): Belirlenen sekiz örneği de Giresun Şebinkarahisar’dadır

38

.

İşçilik ve tip olarak benzerdirler. Yerel taşla yapılmışlardır. Hepsi 18. yüzyılın ikinci

yarısındandır. Baklava dilimleri şeklinde bezenmiş iç başlığın alt yarısına çapraz iri

dilimler halinde tülbent sarılmıştır. Sarıklı bölümün bakışa göre sağ alt yarısı düz

bırakılmıştır. Bu tipin İstanbul örneklerinin yerel bir çeşitlemesidir. İki örnekteki

meslek molladır. Derviş yazılı olanda bunun kişi adı mı meslek mi olduğu açık

değildir.

KV-7 (26. Fot.): KV-6 tipinden tek farklı iç başlığın düşey çubuklar halinde

bezenmesidir. İki örneğinden Giresun Şebinkarahisar’daki 1777 (nu:236 ),

Trabzon’daki 1776 (nu:406/ağa) tarihlidir. Meslek yazılmamıştır. Bu da yerel bir

uygulamadır.

KV-8 (27. Fot.): KV-6 tipinden farkı alta sarılan parçanın bütünüyle düz oluşudur.

Örneklerin üçü de (Giresun nu:207/ağa, 256/molla, 291/hoca) yerel taştan yapılmıştır.

İki örneği ilmiye sınıfındandır.

KV-9 (28. Fot.): Vakıf katibine ait tek örneği Trabzon’dadır (2 nu.). İstanbul’da

1747 tarihlisi dergah-ı ali’de halifedir

39

.

KV-10 (29. Fot.): K1, K2, K3 tiplerinin başlık ve sarılı bölümü düz bırakılmış

biçimidir. Bu tiplerden birinin kötü bir uygulamasıdır. On örneğin

40

sekizi Tokat’tadır.

Trabzon’daki molla yazılı tek örnek dışında meslek belirtilmemiştir. Çoğunda efendi

unvanı görülür.

KV-11 (30. Fot.): Beş örneği de

41

Tokat’tadır. Başlık ve sarılı kısmın düz

bırakılmasına bakarak, bir başlık ve bu başlığın alt yarısına sarılmış tülbentli tiplerden

birinin basit bir yerel uygulaması olduğunu söyleyebiliriz.

(12)

Halit ÇAL

114 GÜZ 2018/SAYI 87

KV-12 (31. Fot.): Tek örneği Kastamonu’dadır. 18. yüzyıl ortasından sonra

şeyhülislam, kazasker ve önemli kadılar gibi ilmiye sınıfının önde gelenlerinin

başlığıdır

42

.

KV-13 (32. Fot.): Kallavi olarak bilinen bu tip, diğerleri gibi başlık ve başlığın alt

bölümüne sarılmasından oluşan iki parçalı değil, bütündür. İkisi de paşalara aittir. Biri

Giresun (119 nu.) diğeri Trabzon’dadır (56 nu). Paşa, kaptan-ı derya ve sadrazamın

tören kavuğudur

43

. Bölgede 1812 tarihlisi Safranbolu’da İzzet Mehmet Paşa’nın

mezarındadır.

20:KV-1 21: KV-2 22:KV-3 23:KV-4 Boyabat136 Boyabat35 Trabzon464 Giresun17

24:KV-5 25:KV-7 26:KV-6 Göynük72 Giresun236 Giresun249

27:KV-8 28:KV-9 29: KV-10

Giresun207 Trabzon2 Tokat Erenler28

KV-7 (26. Fot.): KV-6 tipinden tek farklı iç başlığın düşey çubuklar halinde bezenmesidir. İki

örneğinden Giresun Şebinkarahisar’daki 1777 (nu:236 ), Trabzon’daki 1776 (nu:406/ağa)

tarihlidir. Meslek yazılmamıştır. Bu da yerel bir uygulamadır.

KV-8 (27. Fot.): KV-6 tipinden farkı alta sarılan parçanın bütünüyle düz oluşudur. Örneklerin

üçü de (Giresun nu:207/ağa, 256/molla, 291/hoca) yerel taştan yapılmıştır. İki örneği ilmiye

sınıfındandır.

KV-9 (28. Fot.): Vakıf katibine ait tek örneği Trabzon’dadır (2 nu.). İstanbul’da 1747

tarihlisi dergah-ı ali’de halifedir

39

.

KV-10 (29. Fot.): K1, K2, K3 tiplerinin başlık ve sarılı bölümü düz bırakılmış biçimidir. Bu

tiplerden birinin kötü bir uygulamasıdır. On örneğin

40

sekizi Tokat’tadır. Trabzon’daki molla

yazılı tek örnek dışında meslek belirtilmemiştir. Çoğunda efendi unvanı görülür.

KV-11 (30. Fot.): Beş örneği de

41

Tokat’tadır. Başlık ve sarılı kısmın düz bırakılmasına

bakarak, bir başlık ve bu başlığın alt yarısına sarılmış tülbentli tiplerden birinin basit bir yerel

uygulaması olduğunu söyleyebiliriz.

KV-12 (31. Fot.): Tek örneği Kastamonu’dadır. 18. yüzyıl ortasından sonra şeyhülislam,

kazasker ve önemli kadılar gibi ilmiye sınıfının önde gelenlerinin başlığıdır

42

.

KV-13 (32. Fot.): Kallavi olarak bilinen bu tip, diğerleri gibi başlık ve başlığın alt bölümüne

sarılmasından oluşan iki parçalı değil, bütündür. İkisi de paşalara aittir. Biri Giresun (119 nu.)

diğeri Trabzon’dadır (56 nu). Paşa, kaptan-ı derya ve sadrazamın tören kavuğudur

43

. Bölgede

1812 tarihlisi Safranbolu’da İzzet Mehmet Paşa’nın mezarındadır.

20:KV-1 21: KV-2 22:KV-3 23:KV-4 24:KV-5 25:KV-7 26:KV-6

Boyabat136 Boyabat35 Trabzon464 Giresun17 Göynük72 Giresun236 Giresun249

KV-7 (26. Fot.): KV-6 tipinden tek farklı iç başlığın düşey çubuklar halinde bezenmesidir. İki

örneğinden Giresun Şebinkarahisar’daki 1777 (nu:236 ), Trabzon’daki 1776 (nu:406/ağa)

tarihlidir. Meslek yazılmamıştır. Bu da yerel bir uygulamadır.

KV-8 (27. Fot.): KV-6 tipinden farkı alta sarılan parçanın bütünüyle düz oluşudur. Örneklerin

üçü de (Giresun nu:207/ağa, 256/molla, 291/hoca) yerel taştan yapılmıştır. İki örneği ilmiye

sınıfındandır.

KV-9 (28. Fot.): Vakıf katibine ait tek örneği Trabzon’dadır (2 nu.). İstanbul’da 1747

tarihlisi dergah-ı ali’de halifedir

39

.

KV-10 (29. Fot.): K1, K2, K3 tiplerinin başlık ve sarılı bölümü düz bırakılmış biçimidir. Bu

tiplerden birinin kötü bir uygulamasıdır. On örneğin

40

sekizi Tokat’tadır. Trabzon’daki molla

yazılı tek örnek dışında meslek belirtilmemiştir. Çoğunda efendi unvanı görülür.

KV-11 (30. Fot.): Beş örneği de

41

Tokat’tadır. Başlık ve sarılı kısmın düz bırakılmasına

bakarak, bir başlık ve bu başlığın alt yarısına sarılmış tülbentli tiplerden birinin basit bir yerel

uygulaması olduğunu söyleyebiliriz.

KV-12 (31. Fot.): Tek örneği Kastamonu’dadır. 18. yüzyıl ortasından sonra şeyhülislam,

kazasker ve önemli kadılar gibi ilmiye sınıfının önde gelenlerinin başlığıdır

42

.

KV-13 (32. Fot.): Kallavi olarak bilinen bu tip, diğerleri gibi başlık ve başlığın alt bölümüne

sarılmasından oluşan iki parçalı değil, bütündür. İkisi de paşalara aittir. Biri Giresun (119 nu.)

diğeri Trabzon’dadır (56 nu). Paşa, kaptan-ı derya ve sadrazamın tören kavuğudur

43

. Bölgede

1812 tarihlisi Safranbolu’da İzzet Mehmet Paşa’nın mezarındadır.

20:KV-1 21: KV-2 22:KV-3 23:KV-4 24:KV-5 25:KV-7 26:KV-6

Boyabat136 Boyabat35 Trabzon464 Giresun17 Göynük72 Giresun236 Giresun249

27:KV-8 28:KV-9 29: KV-10 30:KV-11 31:KV-12 32:KV-13

Giresun207 Trabzon2 Tokat Erenler28 Tokat38 Kastamonu Giresun119

3.2. Sarıklar: 393 başlıktan 239 tanesi (%61) bu gruptandır. İlk dört tipinin sarıklar içindeki

%79 oranı, burada da 9 alt tipe karşılık belli gruplarda yığılmayı gösteriyor.

S-1 (33. Fot.): Başlıkta iri dilimler, iç başlık hiç görünmeyecek şekilde bütünüyle, birbirini

çapraz olarak kesen iki grup halinde düzenlenmiştir. Başlığın ana yapısı yatay oval biçimlidir.

49 örneği

44

belirlenmiştir. Bölgede 7 ilde görülmesine karşılık yığılma Giresun, Rize ve

Trabzon’dadır. 14 tanesi yüzyılın ilk yarısındandır. Bunlardan yalnız 18 tanesinde beşe,

molla, debbağ, kapıcı, reis, yazıcı meslekleri kayıtlıdır. Kalanında ağa, çelebi gibi unvanlar ya

da aile adları kayıtlıdır. Değişik şehirlerdeki örnekler arasında fark çok azdır. Buna karşılık

mesleklerden beşe, debbağ ve kapıcıyı yeniçerilikle ilgili saysak bile molla gibi farklı bir

sınıfta da aynı başlık bulunması, bunun değişmez bir kural gibi uygulanmadığını, belki de

aileden daha çok tanınan birisinin mesleğine ait başlığın kullanılabileceğini düşündürüyor.

S-2 (34. Fot.): Birinciden farkı, başlık ana yapısının yatay oval değil de yukarıya doğru

daralarak yükselmesidir. İç başlığın tepesi az görülür. 35 örneği

45

belirlenmiştir. Bölgedeki 12

merkezden altısında görülür. Buna karşılık ilk grup gibi Giresun, Rize ve Trabzon’da

yoğundur. Alemdar, beşe, bezzaz, katırcı, molla, saray baltacısı, usta, yazıcı gibi 14 meslek,

ağırlıklı askeri sınıfı gösteriyor. Biri dışında 18. yüzyılın ikinci yarısındandırlar. İlk gruptaki

değerlendirmemiz bunlar için de geçerlidir. İstanbul’dan bir grup mezar taşına göre esnaf,

yeniçeriden paşaya kadar farklı sınıflarda geniş bir kullanımı vardır

46

. Dardağan denilen

47

bu

tipin çoğu 18. yüzyıldandır. Alanya Müzesi’ndeki 36 erkek baş taşından 10 tanesinin

48

,

Kocaeli Gebze’deki

49

177 baş taşından, çoğu 18. yüzyıldan 35’nin başlıkları bu tiptedir.

S-3 (35. Fot.): Başlığın ana yapısını oluşturan iri dilimli sarılı bölüm bakışa göre sol alttan

sağ yukarı doğru yükselen oval bir gövde oluşturur. İç başlığın yine ancak sivri tepesi

görünür. Sarık dilimleri birbirini kesen iki bölüm olarak düzenlenmiştir. 64 örnek

50

ile

sarıkların en yaygın grubudur. Burada da ağırlık Giresun, Rize ve Trabzon’dadır. Beşi dışında

diğerleri yüzyılın ikinci yarısındandır. 27 tanesinde çoğu beşe olmak üzere alemdar, asker,

(13)

KARADENİZ BÖLGESİNDE 18. YÜZYIL ERKEK MEZAR TAŞLARI

115

GÜZ 2018/SAYI 87

30:KV-11 31:KV-12 32:KV-13 Tokat38 Kastamonu Giresun119

3.2. Sarıklar: 393 başlıktan 239 tanesi (%61) bu gruptandır. İlk dört tipinin

sarıklar içindeki %79 oranı, burada da 9 alt tipe karşılık belli gruplarda yığılmayı

gösteriyor.

S-1 (33. Fot.): Başlıkta iri dilimler, iç başlık hiç görünmeyecek şekilde bütünüyle,

birbirini çapraz olarak kesen iki grup halinde düzenlenmiştir. Başlığın ana yapısı yatay

oval biçimlidir. 49 örneği

44

belirlenmiştir. Bölgede 7 ilde görülmesine karşılık yığılma

Giresun, Rize ve Trabzon’dadır. 14 tanesi yüzyılın ilk yarısındandır. Bunlardan

yalnız 18 tanesinde beşe, molla, debbağ, kapıcı, reis, yazıcı meslekleri kayıtlıdır.

Kalanında ağa, çelebi gibi unvanlar ya da aile adları yazılıdır. Değişik şehirlerdeki

örnekler arasında fark çok azdır. Buna karşılık mesleklerden beşe, debbağ ve kapıcıyı

yeniçerilikle ilgili saysak bile molla gibi farklı bir sınıfta da aynı başlık bulunması,

bunun değişmez bir kural gibi uygulanmadığını, belki de aileden daha çok tanınan

birisinin mesleğine ait başlığın kullanılabileceğini düşündürüyor.

S-2 (34. Fot.): Birinciden farkı, başlık ana yapısının yatay oval değil de yukarıya

doğru daralarak yükselmesidir. İç başlığın tepesi az görülür. 35 örneği

45

belirlenmiştir.

Bölgedeki 12 merkezden altısında görülür. Buna karşılık ilk grup gibi Giresun, Rize

ve Trabzon’da yoğundur. Alemdar, beşe, bezzaz, katırcı, molla, saray baltacısı, usta,

yazıcı gibi 14 meslek, ağırlıklı askeri sınıfı gösteriyor. Biri dışında 18. yüzyılın ikinci

yarısındandırlar. İlk gruptaki değerlendirmemiz bunlar için de geçerlidir. İstanbul’dan

bir grup mezar taşına göre esnaf, yeniçeriden paşaya kadar farklı sınıflarda geniş

bir kullanımı vardır

46

. Dardağan denilen

47

bu tipin çoğu 18. yüzyıldandır. Alanya

Müzesi’ndeki 36 erkek baş taşından 10 tanesinin

48

, Kocaeli Gebze’deki

49

177 baş

taşından, çoğu 18. yüzyıldan 35’nin başlıkları bu tiptedir.

S-3 (35. Fot.): Başlığın ana yapısını oluşturan iri dilimli sarılı bölüm bakışa göre

sol alttan sağ yukarı doğru yükselen oval bir gövde oluşturur. İç başlığın yine ancak

sivri tepesi görünür. Sarık dilimleri birbirini kesen iki bölüm olarak düzenlenmiştir.

64 örnek

50

ile sarıkların en yaygın grubudur. Burada da ağırlık Giresun, Rize ve

Trabzon’dadır. Beşi dışında diğerleri yüzyılın ikinci yarısındandır. 27 tanesinde çoğu

beşe olmak üzere alemdar, asker, beşe, molla, serdar meslekleri yazılıdır. Diğerleri

27:KV-8 28:KV-9 29: KV-10 30:KV-11 31:KV-12 32:KV-13

Giresun207 Trabzon2 Tokat Erenler28 Tokat38 Kastamonu Giresun119

3.2. Sarıklar: 393 başlıktan 239 tanesi (%61) bu gruptandır. İlk dört tipinin sarıklar içindeki

%79 oranı, burada da 9 alt tipe karşılık belli gruplarda yığılmayı gösteriyor.

S-1 (33. Fot.): Başlıkta iri dilimler, iç başlık hiç görünmeyecek şekilde bütünüyle, birbirini

çapraz olarak kesen iki grup halinde düzenlenmiştir. Başlığın ana yapısı yatay oval biçimlidir.

49 örneği

44

belirlenmiştir. Bölgede 7 ilde görülmesine karşılık yığılma Giresun, Rize ve

Trabzon’dadır. 14 tanesi yüzyılın ilk yarısındandır. Bunlardan yalnız 18 tanesinde beşe,

molla, debbağ, kapıcı, reis, yazıcı meslekleri kayıtlıdır. Kalanında ağa, çelebi gibi unvanlar ya

da aile adları kayıtlıdır. Değişik şehirlerdeki örnekler arasında fark çok azdır. Buna karşılık

mesleklerden beşe, debbağ ve kapıcıyı yeniçerilikle ilgili saysak bile molla gibi farklı bir

sınıfta da aynı başlık bulunması, bunun değişmez bir kural gibi uygulanmadığını, belki de

aileden daha çok tanınan birisinin mesleğine ait başlığın kullanılabileceğini düşündürüyor.

S-2 (34. Fot.): Birinciden farkı, başlık ana yapısının yatay oval değil de yukarıya doğru

daralarak yükselmesidir. İç başlığın tepesi az görülür. 35 örneği

45

belirlenmiştir. Bölgedeki 12

merkezden altısında görülür. Buna karşılık ilk grup gibi Giresun, Rize ve Trabzon’da

yoğundur. Alemdar, beşe, bezzaz, katırcı, molla, saray baltacısı, usta, yazıcı gibi 14 meslek,

ağırlıklı askeri sınıfı gösteriyor. Biri dışında 18. yüzyılın ikinci yarısındandırlar. İlk gruptaki

değerlendirmemiz bunlar için de geçerlidir. İstanbul’dan bir grup mezar taşına göre esnaf,

yeniçeriden paşaya kadar farklı sınıflarda geniş bir kullanımı vardır

46

. Dardağan denilen

47

bu

tipin çoğu 18. yüzyıldandır. Alanya Müzesi’ndeki 36 erkek baş taşından 10 tanesinin

48

,

Kocaeli Gebze’deki

49

177 baş taşından, çoğu 18. yüzyıldan 35’nin başlıkları bu tiptedir.

S-3 (35. Fot.): Başlığın ana yapısını oluşturan iri dilimli sarılı bölüm bakışa göre sol alttan

sağ yukarı doğru yükselen oval bir gövde oluşturur. İç başlığın yine ancak sivri tepesi

görünür. Sarık dilimleri birbirini kesen iki bölüm olarak düzenlenmiştir. 64 örnek

50

ile

sarıkların en yaygın grubudur. Burada da ağırlık Giresun, Rize ve Trabzon’dadır. Beşi dışında

diğerleri yüzyılın ikinci yarısındandır. 27 tanesinde çoğu beşe olmak üzere alemdar, asker,

(14)

Halit ÇAL

116 GÜZ 2018/SAYI 87

ağa, çelebi, seyyid gibi unvan veya aile adı taşırlar. Bir tanesinin çocuk olduğunun

belirtilmesi (Trabzon 39 nu.), birinde reis (Rize nu.1007), diğerinde beşe oğlu (Trabzon

nu.608) olduklarının belirtilmesi, birinci grup için yaptığımız değerlendirmenin

doğruluğunu desteklemektedir.

Örneklerin çoğunun işçiliği İstanbul örnekleri ile eştir. Ancak Giresun ve

Tokat’takiler zayıf işçilikleri ile yerel üretim olduklarını düşündürürler.

S-4 (36. Fot.): Ana yapısı S3 tipi ile aynıdır. Farkı iç başlığın, sarılı kısma

yakın yükseklikte, daha çok görünür olmasıdır. 39 örneği

51

belirlenmiştir. Beş tanesi

yüzyılın ilk, diğerleri ikinci yarısındandır. Başlığın tepe kısmı, bütünüyle baklava

dilimleri, düşey düz çizgiler veya ikisinin karması şeklinde süslenmiştir. Altı

merkezde belirlenmekle beraber, şehirlere dağılımı ilk üç tipe göre daha dengelidir.

12 tanesinde çoğu serdengeçti olmak üzere hamamcı, molla, tabbak, topçubaşı

meslekleri kayıtlıdır. Diğerlerinde yine ağa, seyyid gibi unvanlar ve aile adları

yazılıdır. Burada da serdengeçti ağasının oğluna (Rize nu.13) babasının mesleğine

göre başlık takılmıştır. S-3 ve S-4 tipini bir arada ele aldığımızda çoğu 18. yüzyıldan

olan benzerlerine genellikle serdengeçti tipi denilmiştir

52

. Kocaeli Gebze’deki 177

örnekten hepsi 18. yüzyıldan olmak üzere 7 tanesi bu tiptendir

53

.

S-5 (37. Fot.): Ana yapısı daireye yakın bu tipte dilimli, takke tipi başlığın alt

yarısı birbirini ters yönde kesen iki dilimli bölüm halinde dilimlenmiştir. İşçilikleri

birbirine yakındır. 8 örneği Giresun, Rize ve Trabzon olmak üzere kıyıdadır

54

. 8

örnekten yedi tanesinin 18. yüzyılın ilk yarısından olmasıyla diğer tiplerden ayrılır.

Molla ve beşe olmak üzere iki meslek üç örnekte görülür, üç tanesinde de ağa unvanı

vardır. İstanbul Vefa haziresindeki kaptanzade ailesinden olanı 1724 tarihlidir

55

.

İstanbul’da 1804 tarihli benzerine “kuka” denilmiştir

56

.

S-6 (38. Fot.): Daha yuvarlatılmış dilimli başlığın üstten az bir bölümü görülür.

Kalan alt kısmı bakışa göre sol alttan sağ üste doğru veya tam tersi olarak iri dilimler

halinde düzenlenmiştir. İki örneğinden biri Giresun (185 nu.), diğeri Trabzon’dadır

(nu:393/müderris).

S-7 (39. Fot.): Tepesi görülebilen dilimli bir takkenin alt kısmı iki ters

eğimde birbirini kesen dilimlerle oluşturulmuştur. S5 ve S6 tiplerinden farkı, sarık

dilimlerinin kazıma tekniği ile yüzeysel yapılmalarıdır. Kastamonu örneklerinin çoğu

ve Tokat’takiler yerel taştan yapılmışlardır ve işçilikleri kötüdür. Bölgede 8 şehirdeki

30 örneği

57

ile yaygın tiplerdendir. 17 tanesinde derviş, hattat, hatip, imam, kurra,

mücellit, müderris, müftü, nakibül eşraf, şeyh meslekleri ile meslek bilinme oranı

en yüksek tiplerdendir. Kıyı - iç kesim dağılımı dengelidir, başlıklar arasında fark

azdır. Giresun örneklerinde yine yerel bir işçilik görülür. Yalnız dördü yüzyılın ilk

yarısındandır.

(15)

KARADENİZ BÖLGESİNDE 18. YÜZYIL ERKEK MEZAR TAŞLARI

117

GÜZ 2018/SAYI 87

S-8 (40.fot.): S5 tipinden farkı başlığın takke gibi yuvarlak değil, fes gibi düz

tepeli olmasıdır. Üstten çok az bir bölümü görülebilen başlığın kalan alt kısmı, iki

farklı eğimde birbirini kesen dilimler şeklindedir. Beş örneği bulunabilmiştir (Amasya

72, Giresun 362/ağa,363/ağa, Rize 1446,1447/molla). Meslek yalnız birinde bellidir.

Tamamının yüzyılın ilk yarısından olması eski ve yaygınlaşmamış bir tip olduğunu

düşündürüyor.

S-9 (41. Fot.): Tepesi fark edilmeyecek kadar az görülen takke türü başlık, yukarı

doğru çok az eğimde yükselen iri dilimlerle sarılmış durumdadır. Dört örneği de

Rize’dedir (nu:135/molla, 279/ağa, 996/kaptan, 1099/efendi nu). Biri 1770, diğerleri

1790’lı yıllardandır. 19. yüzyılda yaygınlaşacak olan bu tipin bölgedeki az bulunur

erken örnekleridir. Kocaeli Gebze’deki altı örneğinden biri 18. yüzyıl, diğerleri 19-20.

Yüzyıldandır

58

.

3.3. Tarikat Başlıkları (42. Fot.): T-1 kodu ile gösterdiğimiz, iki örneğin biri

Amasya, diğeri Boyabat’tadır. Yazılarında açık tarikat adı belirtilmemekle beraber

özellikle Boyabat’taki Mevlevi sikkesine benzerdir.

33:S-1 Bolu Göynük112 34: S-2 Göynük96 35: S-3 Sinop221 36: S-4 Göynük 158 37: S-5 Trabzon382

38:S-6 Giresun185 39: S-7 Trabzon 379 40: S-8 Amasya72 41: S-9 Rize135 42:T-1 Sinop Boyabat125

4.Sonuç

Yayınlara dayalı bu araştırmamızda Karadeniz Bölgesinde 13 ilde belirlenen mezar

taşlarının %16’sı 18. yüzyıldan erkek ve kadınlara aittir ve 18. yüzyıl erkek mezar

taşlarının 18. yüzyıl toplamına oranı %71’dir. Bu oran, farklı bölgelerden seçtiğimiz

karşılaştırma şehirlerinde %56 - %100 arasında değişmektedir. Bu bakımdan oranın

düşük olduğu yerlerden olmakla birlikte Karadeniz Bölgesinin ana yapısı ile diğer

meslekleri ile meslek bilinme oranı en yüksek tiplerdendir. Kıyı - iç kesim dağılımı

dengelidir, başlıklar arasında fark azdır. Giresun örneklerinde yine yerel bir işçilik görülür.

Yalnız dördü yüzyılın ilk yarısındandır.

S-8 (40.fot.): S5 tipinden farkı başlığın takke gibi yuvarlak değil, fes gibi düz tepeli olmasıdır.

Üstten çok az bir bölümü görülebilen başlığın kalan alt kısmı, iki farklı eğimde birbirini kesen

dilimler şeklindedir. Beş örneği bulunabilmiştir (Amasya 72, Giresun 362/ağa,363/ağa, Rize

1446,1447/molla). Meslek yalnız birinde bellidir. Tamamının yüzyılın ilk yarısından olması

eski ve yaygınlaşmamış bir tip olduğunu düşündürüyor.

S-9 (41. Fot.): Tepesi fark edilmeyecek kadar az görülen takke türü başlık, yukarı doğru çok

az eğimde yükselen iri dilimlerle sarılmış durumdadır. Dört örneği de Rize’dedir

(nu:135/molla, 279/ağa, 996/kaptan, 1099/efendi nu). Biri 1770, diğerleri 1790’lı yıllardandır.

19. yüzyılda yaygınlaşacak olan bu tipin bölgedeki az bulunur erken örnekleridir. Kocaeli

Gebze’deki altı örneğinden biri 18. yüzyıl, diğerleri 19-20. Yüzyıldandır

58

.

3.3. Tarikat Başlıkları (42. Fot.): T-1 kodu ile gösterdiğimiz, iki örneğin biri Amasya, diğeri

Boyabat’tadır. Yazılarında açık tarikat adı belirtilmemekle beraber özellikle Boyabat’taki

Mevlevi sikkesine benzerdir.

33:S-1 Bolu Göynük112 34: S-2 Göynük96 35: S-3 Sinop221 36: S-4 Göynük 158 37: S-5 Trabzon382

38:S-6 Giresun185 39: S-7 Trabzon 379 40: S-8 Amasya72 41: S-9 Rize135 42:T-1 Sinop Boyabat125

meslekleri ile meslek bilinme oranı en yüksek tiplerdendir. Kıyı - iç kesim dağılımı

dengelidir, başlıklar arasında fark azdır. Giresun örneklerinde yine yerel bir işçilik görülür.

Yalnız dördü yüzyılın ilk yarısındandır.

S-8 (40.fot.): S5 tipinden farkı başlığın takke gibi yuvarlak değil, fes gibi düz tepeli olmasıdır.

Üstten çok az bir bölümü görülebilen başlığın kalan alt kısmı, iki farklı eğimde birbirini kesen

dilimler şeklindedir. Beş örneği bulunabilmiştir (Amasya 72, Giresun 362/ağa,363/ağa, Rize

1446,1447/molla). Meslek yalnız birinde bellidir. Tamamının yüzyılın ilk yarısından olması

eski ve yaygınlaşmamış bir tip olduğunu düşündürüyor.

S-9 (41. Fot.): Tepesi fark edilmeyecek kadar az görülen takke türü başlık, yukarı doğru çok

az eğimde yükselen iri dilimlerle sarılmış durumdadır. Dört örneği de Rize’dedir

(nu:135/molla, 279/ağa, 996/kaptan, 1099/efendi nu). Biri 1770, diğerleri 1790’lı yıllardandır.

19. yüzyılda yaygınlaşacak olan bu tipin bölgedeki az bulunur erken örnekleridir. Kocaeli

Gebze’deki altı örneğinden biri 18. yüzyıl, diğerleri 19-20. Yüzyıldandır

58

.

3.3. Tarikat Başlıkları (42. Fot.): T-1 kodu ile gösterdiğimiz, iki örneğin biri Amasya, diğeri

Boyabat’tadır. Yazılarında açık tarikat adı belirtilmemekle beraber özellikle Boyabat’taki

Mevlevi sikkesine benzerdir.

33:S-1 Bolu Göynük112 34: S-2 Göynük96 35: S-3 Sinop221 36: S-4 Göynük 158 37: S-5 Trabzon382

38:S-6 Giresun185 39: S-7 Trabzon 379 40: S-8 Amasya72 41: S-9 Rize135 42:T-1 Sinop Boyabat125

(16)

Halit ÇAL

118 GÜZ 2018/SAYI 87

merkezlerle uyumlu olduğunu söyleyebiliriz. Mezar taşı gövde tiplerinde yatay kesit

itibarıyla dikdörtgen (%95), kare (%3), çokgen (2 örnek), yuvarlak (5 örnek) olmak

üzere dört ana ve bunların 12 alt tipi görülür. Dikdörtgen tip içinde D-I-1a olarak

kodladığımız başlıklı erkek baş taşlarının, yüzyıldaki toplam baş sayısına oranı

%91’dir. Bu tipin oranı Karadeniz Bölgesinde kıyı şehirlerinde yüksek, iç kesimdeki

şehirlerde düşüktür. Karşılaştırma merkezlerimizde bu oran %23 - %93 arasında

değişmektedir. Bir başlığı olmayan, çeşitli biçimlerde tepelikli 10 alt tipin yüzyıl

bütününe oranı ise %13’tür. 18. yüzyılda alt tiplerin sayısı bakımından da Karadeniz

Bölgesi, karşılaştırma şehirlerimize göre oldukça çeşitlidir. Ayak taşlarının genellikle

tepelikli oluşu ise karşılaştırma örneklerimizle uyumludur.

Baş taşlarının %95’inin başlıklı olduğunu söylemiştik. Bir başlığı olduğu

anlaşılmakla birlikte baş taşlarının yaklaşık dörtte birinin başlığı kırıktır. Başlıklar,

kavuk (13 alt tip ve %37 oran), sarık (9 alt tip ve %61 oran) ve tarikat başlıkları

diye üç tiptir. Bu duruma göre 18. yüzyılda baskın başlık tipi sarıktır. Sarık grubunda

açık bir askeri sınıf adı yazılmayan örneklerin, aşağıda sözünü edeceğimiz yeniçeri

gönüllülerine ait olması da düşünülebilir. İşli (2006, 24), “dergah-ı ali yeniçeriyan”

ve “dergah-ı mualla” yazılı ve dardağan tipi başlıklı örneklerin yeniçeri mezar taşı

sayılmamasını üzücü bulduğunu belirtmiş ancak bu tip başlığa sahip fakat yazılarında

yeniçerilikle ilgili ifade olmayanların ne kabul edileceği konusuna girmemiştir.

Sayın İşli’nin kitabı Yeniçeri Mezartaşları adını taşımasına karşılık, mezar taşları ve

özellikle başlıklarıyla ilgili daha ayrıntılı bilgiler, bu kitaptaki bir eleştiriye yanıtta

sunulmuştur (Eldem 2009). Eldem’e göre 19. yüzyıl Batı kaynaklarında yeniçeriliğin

kaldırılışı sonrasında mezar taşlarının tahribiyle ilgili bilgiler vardır ancak bu sistemli

bir hareket değildir. Charles White’ın (1846) kısa açıklamaları aktarılıp üsküf, kalafat,

kuka denilen başlıkların ve dardağan denilen tiplerin kesin ayırımının yapılamadığı ve

bunların tamamının yalnızca yeniçerilere ait olmayabileceği ileri sürülmüştür.

Giresun Müzesi ve Tirebolu Kalesindeki yalnız başlıkları kaldığı için tarihleri

bilinmeyen S1, S2, S3 grubundaki

59

22 örneğin (Çal 2009) çoğu işçilik olarak 18.

yüzyıldan olmalıdır. Bunlarla birlikte oran daha da yükselmektedir. İstanbul Eyüp’teki

bazı hazirelerdeki yüzyıl sınırlaması olmadan, başlıklara göre yaptığımız gruplamada

ise kavuklar, sarık grubundan çok fazla idi (Çal 2000).

Karadeniz Bölgesi için 18. yüzyılda daha çok yeniçerilikle ilgili olanların

yaygınlığı, bu dönemde bölgedeki askeri ağırlığı gösteriyor.

18. yüzyılın başından itibaren Karadeniz’de Osmanlı – Rus gerginliği başlamış,

1701 yılında Gürcü prensliğinin, 1702’de Kırım Hanı Devlet Giray’ın ayaklanması,

1711’de Prut Savaşı, 1736-1739 Osmanlı-Rus savaşı özellikle Doğu Karadeniz

kıyılarının önemini artırmıştır. Trabzon’da 1703 yılında 200 yeniçeri görevli iken,

1737 yılında bu sayı 422’ye çıkmıştır. 1735 yılındaki 1594 sayısı sefer amaçlı bir

yığılmadır. Bunlara savaş sırasında halktan gönüllü gelen yeniçeriler de eklendiğinde

Referanslar

Benzer Belgeler

Kısırlaştırma işleminden 1-3 gün sonra, tepecik çiçektozu kabul etme olgunluğuna gelince, tozlama yapılır ve tozlanmış başak ya da salkımlar tekrar..

Questions follow about the idea of legal regulation of the legal rules that govern the penalties imposed by the disciplinary councils, perhaps the most important

From this viewpoint, an Osmotic Hybrid artificial Bee and Ant Colony with Future Utilization Prediction and Multipath Traffic Routing (OH-BAC-FUP-MTR) strategy was

“Umumî müfettiş Bey, –halkı Avrupaî yaşayışa alıştırmak için– misafir- lerini akşam yemeğine smokinle kabul ediyor; bizim, lisenin müdürü ise, bütün gün

預防接種說明書

Şu anda emniyet asayiş meselelerinde çok büyük bir sorun yok. Ve iyi bir olay, tesadüf olarak birtakım anarşi olaylarının failleri

Eski Edime bakımsız hâli üe ne derece dokunaklı ise, bugünkü kalkman Edime o de­ rece gurur verici.. Her tarihî ese­ rin restore edilişi ve devirlerine göre

[r]