O -O 'Y V Ş
Damakta Kalan Tadlar
Avrupa’nın
Ünlü“Café”leri
B
ir ülkeye gittiğinizde
en çok nereleri gör
mek istersiniz? M üze
leri, doğal güzellikle
ri, tarihi yerleri, sinemaları, tiyat
roları, alışveriş merkezleri, tatil
yöreleri. Belki bunların tümüne
birden gitme fırsatını bulamazsı
nız. Ama ülke neresi olursa olsun,
mutlaka uğrayacağınız bir yer
vardır: ,,Cafe"ler... “
</>
re
Turist rehberleri, Paris’ e g e le n yabancıların Opera civa rındaki bu ünlü c a fé ’yi g ö rm e lerini şart koşup, buranın Pa ris’in en g ö z d e yeri olduğunu ısrarla belirtirler.
1860 yılında açılan C afé de la Paix, 3. N apolyon stilinde d e kore edilmiştir. Operayı anım satan havası, 1862-1875 yılların da operanın dekorasyonunu yapan mimar Charles Gami- e r’nin, buranın projesinde de etkili olduğunu gösterm ekte dir. Café, dönemin üslubunu en mükemmel yansıtan örnek ola rak karşımıza çıkmaktadır. Seçkin müşterileri arasında dansçılar, aktörler, tiyatro ve sanat çevresinden ünlüler var dır. C a fé'd e aynca civardaki banka v e sigorta şirketlerinin çokluğundan ötürü, işadamla rına da rastlamak mümkündür. Café d e la Paix’d e espres- so, le parisien (sütlü kahve) v e tarçınlı capuccino gib i bütün kahve türlerini bulabilirsiniz. Burada Paris'in bir ö z elliği olan, üzerinde c a fé ’nin adı ya zan fincanlarla kahve içmek, caddeden g e lip geç en le ri se y retmek çok zevklidir.
LE CAFÉ
DE LA PAIX
12, Boulevard des Capucines
si tarafından satın alınmış, fakat özelliklerine dokunulmamıştır. Şu andaki dekoru 1914’ten kal madır.
1885’te Paul Verlaine, A r thur Rimbaud v e Stéphane M al larme burada toplanırlardı. 1925'te A n dre Breton, Robert Desnos, Antoine Saint-Exu- pery, A lberto Giacometti, Jean Giraudoux g ib i sürrealistler ve
ödülünü alan yazarlar arasında bulunan Raymond Queneau, G eo rg e s Bataille v e Antoine Blondin d e buranın müdavim- lerindendi.
Deux M a gots’da sabah kahvaltısı unutulmaz bir anıdır. H ele bir d e yanında kendi ima latı nefis çikolatasından olursa...
M in a m ik a w a /S IP A -P R E S S
Fouquet’ s, dünyanın en ünlü caddesi Champs-Ely - s e e s ’deki ca fé’lerin en g ö zd e olanlanndan biridir. Sinema v e edebiyat dünyasının favorisi "Fouquet’s” de, her yıl Prix Goncourt ve Césars film tören lerinden sonra bir davet veril mesi, gelen ek halini almıştır.
Café 1901'de ilk açıld ığın da, Champ-Elysees üzerinde büyük malikâneler v e bahçeli e v le r vardı. Sokağın havası bu
güne oranla daha sakindi. O d e vird e "İn giliz " olan her şey çok beğenildiğin den , Louis Fouquet caddenin köşesindeki hanı alıp c a fé ’ye dönüştürünce, kendi isminin sonuna bir “ s" ek lem eyi uygun buldu.
Dünyanın en tanınmış si nema sanatçılarının uğrak yeri olan bu c a fé ’ye g ele n ler ara sında Richard Burton, Marlene Dietrich v e Sydney Poitiers sa yılabilir.
FOUQUET’S
99, Avenue des Champs-Elysees
LE SELECT
99, Boulevard du
Montparnasse mak gerek.
1925 yılında açılan Le Se lect, çok kısa bir süre içinde büyük üne kavuşmuştur. İlk a çıld ığı günlerde, buraya g e ce leri gelm ek adeta moda hali ni almıştır. Le S elect’e en çok uğrayan sanatçılar arasında K ees van Dongen, M arie Lau rencin v e Foujita sayılabilir. Tabii bu arada Henry M iller v e Ernest Hem ingw ay g ib i A m e rika’ lı müdavimleri d e unutma-Sade v e çok samimi bir ha vası olan ca fé’de, her zaman sanatçılara, aydınlara v e ente lektüellere rastlamak müm kündür.
Damakta Kalan Tadlar
Avrupa’nın
Ünlü“Café”leri
■ H E
Lipp, Paris birahanelerinin en ünlüsüdür. Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın da bir zamanlar Lipp'in devam lı müş terilerinden olduğu bilinir.
Lipp birahanesi, 1871 yılın da “ Au bord du Rhin” (Ren kı y ıla n ) adıyla açılmış, ancak ku rucusu A. Lippman sonradan kendi ismini vermiştir. Ününü, birası v e yanında v e rd iğ i laha na salatası ile sağlayan Lipp, 1920’d e Cazes isimli birisi tara fından satın alınmış ancak adı korunmuştur. Cazes burayı Le- on Blum, Pierre Laval, François Mauriac, G eo rge s Pompidou v e daha sonralan Bemard Pivot g ib i politikacıların, aktörlerin v e yazarlann uğrak yeri haline getirmiştir.
Lipp’in dekorasyonu eski modalan yansıtır. İç mekânda seramik panolar, freskler v e büyük antika aynalar g ö z e çar par. H er gün 500 kişiye servis veren, kahvesi koyu v e telveli, yem ekleri ise çok lezzetli olan Lipp 'te 80 kişi çalışmaktadır.
LİPP
151, Boulevard Saint-Germain M m am ika wa/ S IP A - PR E S SV'USS.Eft/f
CHOUCROUTE
JAWOBYORK
M
ItfENGS M M S , *
PLAT»1'JO U R
V J N S ’
FRÛDUİIS
d
M E
\
1
M in a m ika w a /S IP A ■ PR E S S
DEMEL
Kohlmarkt 14
1888’d e çay salonu olarak açılan v e saraya da hizmet v e ren D em el’e, İmparator Fran- çois Joseph’in arada sırada u ğ radığı, burada kahve içip pasta y e d iğ i bilinmektedir. Salonun “ Biederm eier” üslubundaki dekorasyonu v e mobilyalan, aynen muhafaza edilmiştir.
D em el’in asil bir havası vardır, sakin v e huzurludur. Ö yle ki, Viyana'lılar şık giyin m edikleri zaman buraya gir mekten çekindiklerini söyler ler. Bir zamanlar aristokratların buluşma m erkezi olan Demel, hâlâ en şık v e zarif kadınların g e ld iğ i yerlerin başındadır. C afe’nin cephesi klasik v e ki bar bir görünümdedir. Camın da ise Habsburg hanedanının arması yer alır.
Pasta v e kurabiyeleri dün ya çapında ünlüdür. Bu neden le pastacılığı m eslek seçen le rin en büyük düşü, D em el’de staj yapabilmektir. Viyana’daki en saygın ca fe’lerin başında g ele n D em el’in fiyatlan da ünü kadar yüksektir.
»
W
«
1
İ K
İ
^
,
f e -
ı\
m
w m m ,
m
ı\
mâ
i
m w
m
l ı
J R \ ı
U :
SLUKA
Hathausplatz 8
Girişteki yüksek görkem li kem erleri v e B iederm eier stili d e k o r u y la ,V iy a n a ’nın " b e l l e e p o q u e " h a v a s ın ı y a n s ıt ır . A vizeleri, şamdan v e aplikleri muhteşemdir. P en cereleri ör ten pancurlardan giren yumu şak ışık, loş v e huzurlu bir or tam sağlar.
1891 yılında açılan café, şe hir merkezinin batısında, Parla mento ile B elediye Binası ara sında yer alır. Konumundan ötürü müşterileri arasında, iş görüşm eleri yapan d evlet g ö revlilerine v e parlamento ü ye lerine rastlamak mümkündür.
Şehrin d iğ e r café v e çay salonlarının aksine, buradaki müşterilerin çoğu erkektir. Bu görüntüye A vru p a’nın d iğ e r ü lkelerinde pek rastlanmadı ğından, pasta başında toplan mış erkeklerin manzarası, tu ristlerin çok ilgisini çekm ekte dir. Tabii bu arada Viyana’lıla- nn oldukça zengin malzeme kullanılarak v e alkollü içkiler eklenerek yapılan pastaya olan düşkünlüklerini d e gözardı edemeyiz...
Damakta Kalan Tadlar
fé ’ sidir. Ünlü y iy e c e ğ i “ Sacher torte" sayesinde dünyada adı nı duymayan kalmamıştır. Sa chertorte, 170 yıl önce Metter- nich’in Sacher adındaki aşçısı tarafından yapılmış olan çiko- c o latalı bir pastadır v e üzerine
C
krem şanti konarak servis ya- (U pılmaktadır.da bir otel açmıştır. Bu olay üzerine M ettem ich’in sahibi, pastanın kendi adını taşıması gerek tiğini sö yleyerek Sa - ch er’i m ahkem eye vermiştir. B öylece Demel, M ettem ich'in pastacısı v e Sacher’ in aşçısı
kindir. Hatta pek iyi karşılan- masa bile, müşterilerin kravat sız girm esine d e izin verilir. G eçm işte olduğu g ib i bugün d e Viyana yüksek sosyetesinin buluştuğu Sacher'in, özellikle Türk kahvesi çok güzeldir.
SCHWARZENBERG
Kärtner Ring, 17
Daha çok "konser café" olarak ün yapmıştır. Bilindiği gib i müzik. Viyana'lılar için bir tutkudur. Aralarında müzikten söz ederler, ga zetele re müzik konusunda yazılar yazarlar, ça lışırken şarkı mırıldanırlar, y e ni yüa Strauss'un valsleriyle g i rerler... Viyana'daki birçok res toran veya şarap-barda müzik vardır. Ama müzisyenler için Schwarzenberg bir başkadır.
Burada, Viyana Müzik A ka dem isi profesörlerinden biri, öğled en sonraları piyano çalar. D iğer zamanlarda ise
akordi-yonistler, daha hafif parçalarla müşterilere hoşça vakit g e ç ir tirler.
Café, adını civardaki sa raydan almaktadır. C ev iz kap lamalı yüksek tavanları, kavisli p en cereleriyle klasik m üziğe uygun asil bir atmosferi vardır. Viyana'daki lüks ca fé 'le rd e ol duğu gibi, burada da garsonlar smokin giyerler. Yirm iye yakın kahve çeşidinin bulunduğu Schwarzenberg'de; capuccino grappa, portion kaffee, mix, vişne likörlü kahve, Türk kah vesi çok beğenilm ektedir.
Damakta Kalan Tadlar
Avrupa’nın
Ünlü“Café”leri
C A F É SPERL
Gum pendorfer Strasse, 1118. yüzyılın sonunda Viya- na’ da, sadece kahve içm ekle kalınmayıp aynı zamanda g a zete okunan, iskambil, satranç v e bilardo oynanabilen birçok café vardı. Bugün Viyana’daki pek çok café, müşterilerinin okuması için günlük gazeteleri bulundurmaktadır. Ama g e ç mişte olduğu gibi, bilardo o y nayacak bir café bulmak zor dur. Bu ö z e lliğ e sahip ender yerlerd en biri olan Sperl’in b i lardo masalan, çok müşteri çekmektedir. ( “ Sperl” sözcüğü eskiden “ oyun” anlamında kul lanılıyordu.)
Geçm işte Sperl, müzisyen lerin, heykeltraşlann, ressam ların, mimarların g e c e le r boyu toplanıp tartışmalar yaptıkları en g ö z d e yerlerden biri idi. 1881 yılında açılmasından bu yana fazla bir değişiklik yap ıl
mayan ca fé ’ deki eski m obilya lar, sigara v e pip o dumanları nın kararttığı duvarlar, geç m iş ten bugüne taşıdıkları anılarla, kim bilir daha nice müşterileri ağırlayacaklar...
Avrupa C afe’leri gezim ize
23. sayımızda devam edeceğiz.
Taha Toros Arşivi