• Sonuç bulunamadı

Kafeterya, lokanta çalışanları ve müşterilerinin sigara yasağı ile ilgili bilgi ve tutumları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kafeterya, lokanta çalışanları ve müşterilerinin sigara yasağı ile ilgili bilgi ve tutumları"

Copied!
111
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

KAFETERYA, LOKANTA ÇALIġANLARI VE MÜġTERĠLERĠNĠN

SĠGARA YASAĞI ĠLE ĠLGĠLĠ BĠLGĠ VE TUTUMLARI

Dilek EROĞLU

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

HALK SAĞLIĞI ANABĠLĠM DALI

DanıĢman

Prof. Dr. Tahir Kemal ġAHĠN

(2)

ii T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

KAFETERYA, LOKANTA ÇALIġANLARI VE MÜġTERĠLERĠNĠN

SĠGARA YASAĞI ĠLE ĠLGĠLĠ BĠLGĠ VE TUTUMLARI

Dilek EROĞLU

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

HALK SAĞLIĞI ANABĠLĠM DALI

DanıĢman

Prof. Dr. Tahir Kemal ġAHĠN

(3)
(4)

i ÖNSÖZ

Sigara baĢta olmak üzere tütün mamulleri, sadece kullanıcısının sağlığını tehdit etmekle kalmayıp, aynı zamanda bu tür maddeleri kullananlarla aynı mekanı paylaĢan ve pasif içici durumunda kalan kiĢilerin sağlığını da önemli ölçüde tehdit etmektedir. Halk sağlığı çalıĢmaları açısından sigara ile mücadele en önemli ve öncelikli konu olarak varlığını sürdürmektedir. Bu çalıĢma Konya‟nın Meram ilçesinde lokanta ve kafeterya çalıĢan ve müĢterilerinin sigara yasağı ile ilgili bilgi ve tutumlarını ölçmek amacıyla yapılmıĢtır.

Tezimin her aĢamasında öneri, katkı ve her türlü bilimsel desteğini aldığım ve birlikte çalıĢmıĢ olmaktan onur duyduğum danıĢman hocam Prof. Dr. Tahir Kemal ġAHĠN‟e, çalıĢmama katkıda bulunan değerli hocam Uzm. Dr. Mehmet UYAR‟a, tüm eğitimin boyunca maddi ve manevi olarak beni her zaman destekleyen ve özveri ve ilgisini esirgemeyen eĢim Yasin YILDIZ‟a ve aileme, araĢtırmamın uygulanmasına izin veren Lokantalar Odası BaĢkanı Ali Osman KARAMERCAN‟a ve sayamadığım emeği geçen herkese ve araĢtırmayı kabul eden kiĢilere sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.

(5)

ii ĠÇĠNDEKĠLER ÖNSÖZ ... i ĠÇĠNDEKĠLER ... ii ÇĠZELGELER DĠZĠNĠ ... v

SĠMGELER VE KISALTMALAR ... vii

1.GĠRĠġ ... 1

1.1.DÜNYADA TÜTÜN SALGIN ... 2

1.2.TÜRKĠYEDE SĠGARA SALGIN... 3

1.3.SĠGARANIN NEDEN OLDUĞU SAĞLIK SORUNLARI ... 4

1.3.1.Sigaranın Solunum Sistemine Etkisi ... 4

1.3.2.Sigaranın DolaĢım Sistemine Etkisi ... 6

1.3.3. Gebelikte Sigara Kullanımının Bebek Sağlığına Etkileri ... 7

1.4.SĠGARANIN SAĞLIĞI ETKĠLEYEN DĠĞER ZARARLARI ... 7

1.5.SĠGARANIN BIRAKILMASININ SAĞLIK AÇISINDAN. YARARLARI ... 8

1.6.PASĠF ĠÇĠCĠLĠK ... 9

1.7.PASĠF ĠÇĠCĠLĠĞĠN BEBEK VE ÇOCUK SAĞLIĞINA ETKĠSĠ ... 9

1.8. PASĠF ĠÇĠCĠLĠĞĠN GEBE SAĞLIĞINA ETKĠSĠ ... 10

1.9. ÇALIġMA HAYATI VE SĠGARA ... 10

1.10.Ġġ YERLERĠNDE SĠGARASIZLIK POLĠTĠKALARI ... 11

1.11.EKONOMĠK YÜK ... 11

1.12.TÜTÜN KONTROLÜ ... 12

1.13. TÜTÜN KONTROL YÖNTEMLER ... 12

1.14. DÜNYADA TÜTÜN KONTROLÜ ÇALIġMALARI ... 13

1.15.TÜRKĠYE‟DE TÜTÜN KONTROLÜ ÇALIġMALARI ... 14

1.16.TÜTÜN KONTROLÜ ÇERÇEVE SÖZLEġMESĠ ... 15

1.17.TÜTÜN ÜRÜNLERĠNĠN ZARARLARININ ÖNLENMESĠ VE KONTROLÜ HAKKINDA KANUN ... 17

1.17.1.Tütün Ürünlerinin Yasaklandığı Alanlar ... 17

1.17.2. 4207 Sayılı Kanunda Koruyucu Önlemler ile Ġlgili Yapılan DeğiĢiklikler ... 18

(6)

iii

1.17.3.4207 Sayılı Kanunda Kontrolün Sağlanması Ġlgili Yapılan Yenilikler

ve DeğiĢiklikler ... 19

1.17.4.4207 Sayılı Kanunda Öngörülen Ġdari Para Cezaları ... 21

1.18.DUMANSIZ HAVA SAHASI ... 21

1.19.AMAÇ VE HĠPOTEZLER……… 22

2.GEREÇ VE YÖNTEM ... 23

2.1.AraĢtırmanın Tipi ... 23

2.2.AraĢtırmanın Yapıldığı Yer ve Zaman ... 23

2.3.AraĢtırmanın Evreni ... 23

2.4.Veri Toplama Tekniği ... 23

2.5.Veri Toplama Araçları ... 23

2.6.Veri Toplama Araçlarının Uygulaması ... 24

2.7.Ön Deneme ... 24

2.8.Katılımcı Sayısı ve Niteliği ... 24

2.9.Etik durum ... 24

2.10.AraĢtırmanın Sınırlılıkları ... 25

2.11.Varsayımlar ... 25

2.12.AraĢtırmanın Bağımlı ve Bağımsız DeğiĢkenleri ... 25

2.13.Veri Analizi ... 25

3.BULGULAR ... 26

3.1.LOKANTA VE KAFETERYA GRUBUNA ĠLĠġKĠN BULGULAR ... 26 4.TARTIġMA ... 63 5.SONUÇ VE ÖNERĠLER ... 74 6.ÖZET... 77 7.SUMMARY ... 78 8.KAYNAKLAR ... 79 9.EKLER ... 86

EK-A.Lokanta, kafeterya çalıĢanlara ve müĢterilere yönelik anket formu ... 86

EK-B.Etik Kurul izni ... 90

EK-B. Etik Kurul izni ... 91

(7)

iv EK-D.Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun ... 93 EK-E.Fagestrom Bağımlılık Testi ... 99 10.ÖZGEÇMĠġ ... 101

(8)

v ÇĠZELGELER DĠZĠNĠ

Çizelge 3.1 AraĢtırmaya alınan grupların yaĢ ortalamalarının karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) ... 26 Çizelge 3.2. AraĢtırmaya alınan grupların cinsiyet dağılımlarının karĢılaĢtırılması

(Konya-Meram, 2011) ... 27 Çizelge 3.3. AraĢtırmaya alınan grupların medeni durumlarına göre dağılımı

(Konya-Meram, 2011) ... 28 Çizelge 3.4. AraĢtırmaya alınan grupların öğrenim durumlarının karĢılaĢtırılması

(Konya-Meram, 2011) ... 29 Çizelge 3.5. AraĢtırmaya alınan grupların sigara içme durumunun karĢılaĢtırılması

(Konya-Meram, 2011) ... 30 Çizelge 3.6. AraĢtırmaya alınan grupların 18 yaĢ altı gruba sigara satıĢ yasağı

hakkındaki görüĢlerinin karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) ... 32 Çizelge 3.7. AraĢtırmaya alınan grupların otobüste sigara yasağı hakkındaki

görüĢlerinin karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) ... 34 Çizelge 3.8. AraĢtırmaya alınan grupların televizyonda sigaranın zararları hakkında

eğitim yapılması konusundaki görüĢlerinin karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) ... 36 Çizelge 3.9.AraĢtırmaya alınan grupların televizyonda sigara reklamlarının yayınının

yasaklanması konusundaki görüĢlerinin karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) ... 38 Çizelge 3.10.AraĢtırmaya alınan grupların kamu kurum ve kuruluĢlarında sigara

içiminin yasaklanması hakkındaki görüĢün karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) ... 40 Çizelge 3.11. AraĢtırmaya alınan grupların kapalı ortamlarda sigara içme yasağına

desteklerinin karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) ... 42 Çizelge 3.12. AraĢtırmaya alınan grupların kapalı ortamlarda sigara içme yasağına

uyum hakkındaki görüĢlerinin karĢılaĢtırılması

(9)

vi Çizelge 3.13. AraĢtırmaya alınan grupların çalıĢılan iĢ yerinde kapalı ortamlarda sigara içme yasağına uyum durumunun karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) ... 45 Çizelge 3.14.AraĢtırmaya alınan grupların sigara yasağına uyum durumlarının

karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) ... 46 Çizelge3.15. AraĢtırmaya alınan grupların sigara yasağı uygulamasından sonra sigara

içme sıklığındaki değiĢimlerinin karĢılaĢtırılması (Konya-Meram,

2011) 47

Çizelge 3.16. AraĢtırmaya alınan grupların kapalı ortamlarda sigara içme yasağının müĢteri sayısına etkisi hakkındaki görüĢlerinin karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) ... 49 Çizelge 3.17. AraĢtırmaya alınan grupların kapalı ortamlardaki sigara içme yasağının

iĢ iĢyeri gelirine etkisi hakkındaki görüĢlerinin karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) ... 51 Çizelge 3.18.AraĢtırmaya alınan grupların evde sigara içme durumlarının

karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) ... 53 Çizelge 3.19. AraĢtırmaya alınan grupların uyandıktan sonra içilen ilk sigara

zamanının karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) ... 54 Çizelge 3.20.AraĢtırmaya alınan grupların vazgeçemediği sigara zamanının

karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) ... 56 Çizelge 3.21.AraĢtırmaya alınan grupların günde içilen sigara sayısının

karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) ... 58 Çizelge 3.22. AraĢtırmaya alınan grupların sabah uyanmayı izleyen saatlerde diğer

saatlere oranla sigara içmede artıĢ uyumunun karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) ... 60 Çizelge 3.23.AraĢtırmaya alınan grupların günün büyük bölümü yatakta olacak kadar

hasta olsa bile sigara içme durumunun karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) ... 61

(10)

vii SĠMGELER VE KISALTMALAR

DSÖ Dünya Sağlık Örgütü ÇTD Çevre Tütün Dumanı

KOAH Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı NHLBI Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü ABD Amerika BirleĢik Devletleri

KAH Koroner Arter Hastalığı ILO Ulusal ÇalıĢma Örgütü

TKÇS Tütün Kontrolü Çerçeve SözleĢmesi FCTC Tütün Kontrolü Çerçeve SözleĢmesi

PĠAR Sigara ile Mücadele Kampanyası Kamuoyu AraĢtırma Raporu AIDS EdinilmiĢ BağıĢıklık Eksikliği Sendromu

CDV Amerika BirleĢik Devletleri Hastalık Koruma Merkezi

(11)

1 1. GĠRĠġ

Tütün kullanımı insan sağlığını tehdit eden en önemli etken olarak kabul edilmekte, milyonlarca insanın sakat kalmasına ve ölmesine neden olmaktadır (Bakırcı ve ark 2007). Günümüzde tütünün egemen tüketim biçimi sigaradır. Sigara içimi geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelerde önemli sağlık sorunlarından biridir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sigara içimini önlenebilir hastalık, sakatlık ve ölümlerin temel nedenlerinden biri olarak kabul etmektedir (Atılgan ve ark 2008).

Sigara, nikotin nedeni ile bağımlılık yapan, içerdiği 4000‟den fazla toksik madde nedeni ile insan sağlığını tehdit eden ve önemli sağlık sorunlarına yol açan unsurlardan biridir (Doğu ve Berkitan 2008, Karlıkaya ve ark 2006). Sigaranın gaz ve buhar haline gelmiĢ dumanında; karsinojenik, mutajenik, sitotoksik, büyüme geriliği yapan, immünosüpresif etki gösteren pek çok madde bulunur. Bu kimyasal maddelerin hepsi sigara içen insanların sağlığı üzerine aĢikâr bir Ģekilde birikme etkisi göstermektedir (Kutlu 2008, Doğu ve Berkitan 2008). Sigara, kullanımının artması ve birçok teratojen içermesi nedeniyle öncelikle mücadele edilecek konuların baĢında gelmektedir (Doğu ve Berkitan 2008).

Sigara tüm dünyada ve ülkemizde yasal olarak kullanılabilen en önemli bağımlılık maddesidir (Ceylan ve ark 2005). Sigara içmeyi bir kez deneyen her dört kiĢiden üçünün sigara tiryakisi olması, sigaranın bağımlılık yapma gücünün önemli bir göstergesidir (Senih ve ark 2007). Sigara bağımlılığı, tütün kullanımına bağlı belirgin sorunlar yaĢanmasına karĢın devam ettirilen tütün kullanma davranıĢıyla birlikte biliĢsel, davranıĢsal ve fizyolojik belirtileri içeren bir psikiatrik bozukluk olarak tanımlanmıĢtır (Doğu ve Berkitan 2008, Altıparmak ve ark 2009). Temininin kolay, kullanımının yasal olması ve eroin, alkol ,esrar gibi madde bağımlılıkları için geçiĢ maddesi olması nedeniyle en sık görülen ve en önemli madde bağımlılığı tipidir (Doğu ve Berkitan 2008). Sigara bağımlılığı en önemli önlenebilir mortalite ve morbidite sebeplerinden birisi (AltıntaĢ ve ark 2006, Kutlu 2006) olmasına karĢın, her sekiz saniyede bir kiĢi sigaranın neden olduğu bir hastalıktan dolayı yaĢamını yitirmektedir (Bakırcı ve ark 2007). Tüm dünyada ve ülkemizde çok önemli bir toplumsal sorun olup, özellikle geliĢmekte olan ülkelerde giderek yaygınlaĢmaktadır.

(12)

2 DSÖ Uzmanlar Komitesi, „Sigara Tutsaklığı Salgınının Kontrolü‟ ile ilgili raporunda; sigara alıĢkanlığının ve sigaraya bağlı hastalıkların salgın haline geldiği, eğer gerekli önlemler alınmaz ise 2020 yılında 10 milyon kiĢinin sigaradan kaynaklanan bir hastalıktan dolayı hayatını kaybedeceği tahmin edilmektedir (Kutlu 2006, Bakırcı ve ark 2007).

Halk sağlığı çalıĢmaları açısından sigara ile mücadele en önemli ve öncelikli konu olarak varlığını sürdürmektedir (Bakırcı ve OkuĢluk 2007). Alınan yasal önlemler ve sigara karĢıtı etkin kampanyalar, özel bıraktırma kampanyaları, halkın sigaranın zararları konusunda bilgilenip bilinçlendirilmeleri nedeniyle son zamanlarda endüstriyel batı ülkelerinde eriĢkinlerde sigara içme sıklığında giderek azalma görülürken, bu önlemlerin alınmadığı geliĢmekte olan ülkelerde aksine tütün kullanım sıklığında artıĢ gözlenmektedir (Pıçakçıefe ve ark 2007).

Sigara baĢta olmak üzere tütün mamulleri, sadece kullanıcısının sağlığını tehdit etmekle kalmayıp, aynı zamanda bu tür maddeleri kullananlarla aynı mekanı paylaĢan ve pasif içici durumunda kalan kiĢilerin sağlığını da önemli ölçüde tehdit etmektedir (Bakırcı ve OkuĢluk 2007, Akıcı 2008). Halka açık alanlarda, özellikle kamu kurum ve kuruluĢları, eğitim kurumları, özel ve tüzel iĢyerleri, toplu taĢıma araçları, lokanta, bar, pastane, kafe, kıraathane, kulüpler, alıĢveriĢ merkezleri, oteller ve diğer konaklama merkezleri, kültür hizmeti veren yerler, otobüs, tren, havaalanı terminalleri ve spor alanlarında pasif maruziyet yaygındır (Aslaner 2008). Sigara içmeyen eriĢkinler arasında Çevresel Tütün Dumanı (ÇTD) maruziyetinin primer kaynağı iĢ yerleridir. Yurt dıĢından bildirilen çalıĢmalarda, iĢ yerinde en fazla ÇTD maruziyeti bar, taverna ve lokanta çalıĢanlarında olmaktadır ve bu iĢ yerlerinde çalıĢanlarda akciğer ve diğer solunum sistemi kanserlerinin geliĢme riski daha yüksektir. ÇTD maruziyeti ile hem akciğer kanseri hem de kardiyovasküler hastalıklar arasındaki iliĢkiyi gösteren epidemiyolojik ve biyolojik kanıtlar vardır (Fidan ve ark 2005).

1.1. DÜNYADA TÜTÜN SALGINI

DSÖ tanımına göre; her gün en az bir kez bir tütün ürününü içen kiĢiler günlük, düzenli içicidir. Herhangi bir tütün ürününü içen, ama her gün kullanmayan

(13)

3 kiĢiler de düzensiz içicidir (Örsel 2010). Dünyada her yıl 5 milyon dolayında insan sigaraya bağlı sağlık sorunları nedeniyle ölmektedir. Sigara, Amerika BirleĢik Devleti‟nde yılda 400 bin, Ġngiltere‟de 100 bin, ülkemizde de 100 bin dolayında kiĢinin ölümüne neden olmaktadır. Bu sayılar dikkate alındığında sigaranın, trafik kazaları, iĢ kazaları, yangınlar, intiharlar, adam öldürme, ilaç ve alkol kullanımı ve AIDS ( EdinilmiĢ BağıĢıklık Eksikliği Sendromu)‟e bağlı ölümlerin toplamından daha fazla sayıda ölüme neden olduğu görülmektedir (Bilir ve Yıldız 2008). Ülkemizin de içinde bulunduğu coğrafya, dünya tütün tüketiminde birinci sırayı almaktadır. Dünya'da en çok sigara tüketen ilk beĢ ülke Çin, ABD (Amerika BirleĢik Devletleri), Japonya, Rusya ve Endonezya‟dır. Bu ülkeler içinde Çin, %90‟ını erkeklerin oluĢturduğu, 300 milyon sigara içicisi ile baĢı çekmektedir Dünya çapında tüketilen sigaranın üçte biri ise Çin‟de tüketilmektedir (Aslaner 2008).

Dünyada yaĢı 15'in üzerinde olan 1.1 milyar kiĢi (her üç eriĢkinden birisi) tütün bağımlısı olup bunların %80'i orta ve geliĢmekte olan ülkelerdedir (Örsel 2010). GeliĢmekte olan ülkelerde sigaraya baĢlama yaĢı 12- 16'dır. Her gün dünyada 80.000-100.000 gencin tütün bağımlısı olduğu bildirilmektedir (Doğu ve Berkitan 2008). Sigara kullanımına bağlı sağlık sorunları DSÖ verilerine göre halen ikinci büyük ölüm nedenidir (Kosku ve ark 2003). DSÖ, sigarayı “dünyanın en hızlı yayılan ve en uzun süren salgını” olarak tanımlamaktadır (Önsüz ve ark 2009).

1.2. TÜRKĠYEDE SĠGARA SALGINI

Ülkemizde sigara, tüm dünyada olduğu gibi en önemli önlenebilir erken ölüm nedenidir. Ülkemiz sigara tüketiminde Avrupa ülkeleri arasında üçüncü, dünya ülkeleri arasında yedinci sırada yer almaktadır (Önsüz ve ark 2009). Sağlık Bakanlığı‟nın son verilerine göre Türkiye genelinde 26 milyon civarında sigara içicisi bulunmaktadır. Sigara içicilerin 22 milyonunu 19 yaĢ ve üzeri kiĢiler, 4 milyonunu ise 13-19 yaĢ arasında gençler ve çocuklar oluĢturmaktadır (Gültekin ve ark 2008). Küresel YetiĢkin Tütün AraĢtırma 2008 sonuçlarına göre 15 yaĢ ve daha yukarı yaĢtaki bireylerin % 27,4‟ü her gün, %3,8‟i ara sıra tütün kullanmakta iken, % 52,8‟ise yaĢamları boyunca hiç tütün kullanmadıklarını beyan etmiĢtir. Tütün kullanma durumu cinsiyete göre incelendiğinde, her gün tütün kullanan bireyler için oran erkeklerde % 43,8 iken kadınlarda bu oran % 11,6‟dır. AraĢtırmanın yapıldığı

(14)

4 tarihte tütün kullananların yaĢ grubu incelendiğinde ilk sırayı %39,9 oranı ile 25-44 yaĢ grubundaki bireyler oluĢturmaktadır. Erkeklerde bu oran aynı yaĢ grubu için %58,2 iken kadınlarda % 21,5 olarak saptanmıĢtır. AraĢtırma sonucuna göre her gün tütün kullanmıĢ bireylerin % 17,4‟ü ilk kez her gün tütün kullanmaya 18-19 yaĢında baĢladığını ifade ederken, %21 „i 15 yaĢından daha küçük tütün mamulü kullandığını bildirmiĢtir (www.tuik.gov.tr/Kitap.do?metod=KitapDetay&KT_ID).

1.3.SĠGARANIN NEDEN OLDUĞU SAĞLIK SORUNLARI

Sigara içenler mortalite etkileri dıĢında aynı zamanda içmeyenlere göre daha fazla hastalanırlar. Günde bir paket sigara içen birinin, içmeyene göre, akciğer

kanserine yakalanma riski yirmi misli artmaktadır

(http://168.144.121.167/TORAKSFD23NJKL4NJ4H3BG3JH/kisokulu3-ppt-pdf/Celal_Karlikaya.pdf). Ergenlik çağında sigara içmeye baĢlayan ve uzun süredir düzenli olarak sigara içen kiĢilerin yarısı sigaradan ölmekte ve bunların yarısı orta yaĢlarda ölmektedir. Bu kiĢilerin beklenen yaĢam süreleri içmeyenlerle karĢılaĢtırıldığında 20-25 yıl daha kısadır. Dünyada 1990 yılında hastalıklara bağlı ölüm oranı %2,6 iken, 2020 yılında sadece tütüne bağlı hastalıklardan oluĢacak ölüm yükü %9 olarak tahmin edilmektedir (Doğu ve Berkitan 2008).

Sigara akciğer kanseri, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) ve Periferik Aterosklerozun (damar hastalığı) ana nedenidir (Gökgöz ve Koçoğlu 2009). Kalp-damar ve beyin-damar hastalıklarının ise baĢlıca nedenlerindendir (Bilir ve Aslan 2005, Özen 1993). Sigara içimi tüm kronik akciğer hastalıklarının %80'inden, kalp hastalığı ve kansere bağlı ölümlerin de içte birinden sorumlu bulunmuĢtur (Doğu ve Berkitan 2008).

1.1.1. Sigaranın Solunum Sistemine Etkisi

1.3.1.1. Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH)

KOAH, ilerleyici hava akımı obstrüksiyonu ile karakterize, tüm dünyada önemli bir mortalite ve morbidite nedeni olan bir hastalıktır (Akbay ve ark 2001). KOAH‟ta kronik hava akımı sınırlanmasının nedeni akciğerde oluĢan inflamasyonun

(15)

5 yol açtığı parankim harabiyeti (amfizem) ve küçük hava yollarında baĢlıca inflamasyon ve fibrozisin yol açtığı obstrüksiyondur.

DSÖ‟nün 2004 yılında güncellenmiĢ 2002 raporuna göre KOAH 2001 yılında dünya genelinde önde gelen ölüm nedenleri içinde beĢinci sırada yer almaktadır. Önümüzdeki yıllarda hastalığın mortalitesinin daha da artacağı ve 2020 yılında üçüncü sırada ölüm nedeni olacağı beklenmektedir. KOAH neden olduğu sakatlıklar, iĢ gücü kayıpları ve sağlık harcamaları dolayısıyla da toplumlar ve sağlık kuruluĢlarında oldukça büyük ve giderek artan sosyoekonomik yüke neden olmaktadır. Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü (NHLBI) Amerika‟da KOAH‟ın doğrudan ve dolaylı maliyetinin 2005 yılında 38,8 milyar dolara ulaĢtığını bildirmiĢtir (Tatlıoğlu 2007).

KOAH‟ta baĢlıca risk faktörü sigara içimidir. Ancak sigara içimi tek risk faktörü değildir. KOAH genellikle 50 yaĢ üstünde ve genellikle 20 paket/yıldan daha fazla sigara içenlerde görülmektedir. KOAH‟ın en önemli semptomları eforla gelen nefes darlığı, kronik öksürük ve balgam tükürmedir. Organik ve inorganik tozlar, hava kirliliği, akciğer infeksiyonları, akciğerlerin geliĢimine ait bozukluklar, alfa1-antitripsin eksikliği gibi genetik faktörler diğer önemli risk faktörleridir (Tatlıoğlu 2007).

1.3.1.2. Akciğer Kanseri

“Surgeon General” raporu 1964'te resmi olarak ilk kez, sigara içiminin akciğer kanseri ile nedensel iliĢkisini bildirmiĢtir. Dünyada en çok rastlanan ve en fazla ölüme yol açan kanser, akciğer kanseridir. Akciğer kanserlerinin % 95‟i sigarayabağlıdır

(http://168.144.121.167/TORAKSFD23NJKL4NJ4H3BG3JH/kisokulu3-ppt-pdf/Celal_Karlikaya.pdf).

ABD'de tüm kanser ölümlerinin 1/3'ü sigaraya bağlanmaktadır. Epidemiyolojik çalıĢmalar sigara ile birçok kanser türünün (örneğin, ağız boĢluğu, larinks, özofagus, mesane, böbrek, pankreas, mide ve serviks) iliĢkili olduğunu göstermektedir

(16)

6

(http://168.144.121.167/TORAKSFD23NJKL4NJ4H3BG3JH/kisokulu3-ppt-pdf/Celal_Karlikaya.pdf). Genellikle bu bölgelerde kanser geliĢme riski akciğer kanseri riskinden daha azdır. Belirgin olarak sigara içenlerde sigara ile iliĢkili bir kanser ortaya çıktığında, ikincil bir sigara ile iliĢkili kanser çıkma riski daha fazladır. Sigarayı bıraktıktan sonra 5-9 yıl içerisinde akciğer kanserine yakalanma riski, sigara içenlere oranla çok daha belirgin biçimde düĢük olacak ve sigara bırakmanın ardından geçen zaman uzadıkça bu risk aralığı da o kadar büyüyecektir (Gültekin ve ark 2008).

Sigara:

Akciğer kanseri olma riskini 13-22 kat, Oral kanseri olma riskini 3-30 kat, Larenks kanseri olma riskini 16 kat, Farenks kanseri olma riskini 8-10 kat, Mesane kanseri olma riskini 3-5 kat, Prostat kanseri olma riskini 2 kat,

Lösemi olma riskini 2-3 kat artırmaktadır (Bilir ve Yıldız 2008).

1.1.2. Sigaranın DolaĢım Sistemine Etkisi

Koroner kalp hastalığının en önemli hazırlayıcı faktörlerinden biri olan sigara, kan lipid profilini bozarak kalp hastalıklarına neden olmaktadır (http://168.144.121.167/TORAKSFD23NJKL4NJ4H3BG3JH/kisokulu3-ppt

pdf/Celal_Karlikaya.pdf). Sigara içenlerde Koroner Arter Hastalığı (KAH) insidansı 2-4 kat fazladır. KAH'dan ölüm riski günde içilen sigara sayısı, inhalasyon derinliği, sigaraya baĢlama yaĢı ve içilen yıl sayısı ile iliĢkilidir.

Sigara akut ve kronik miyokard değiĢikliklerine yol açar. Akut olarak sigara oksijen ihtiyacını arttırarak veya kan arzını azaltma yolu ile oksijen sunumunu azaltarak miyokard iskemisine yol açar (Doğu ve Berkitan 2008). Ayrıca sigara serebravasküler hastalığa ve periferik damarlarda dolaĢım bozukluğuna da neden olur (Bilir ve Yıldız 2008).

(17)

7 1.3.3.Gebelikte Sigara Kullanımının Bebek Sağlığına Etkileri

Toplumda sigara tüketiminin artması gebelikle ilgili risklerin artmasında da etkin bir rol oynar. Çünkü sigaranın gebelik sürecindeki istenmeyen etkileri yalnızca gebenin içtiği sigarayla sınırlı kalmaz, ortamdaki sigara dumanından da kaynaklanabilir (Doğu ve Berkitan 2008). Sigara içimi, annenin sigara içmesiyle bebek üzerinde, çevresel sigara dumanının solunması yoluyla da içmeyenler üzerinde önemli zarara yol açmaktadır (Marakoğlu ve Erol 2003).

Gebelikte sigara içilmesi gerek sağlıklı nesillerin yetiĢmesini engellemesi, gerekse anne ve bebek açısından geliĢebilecek olumsuzluklara yol açabilmesi nedeniyle bir takım önlemlerin alınmasını gerektiren önemli bir sağlık sorunudur. Gebelikte sigara içimi, gebelik ile iliĢkili mortalite ve morbidite için önlenebilir önemli bir risk faktörüdür (Marakoğlu ve Erol 2003). Gebeliği sırasında sigara içen annelerin bebekleri ortalama 200-250 gr daha hafiftir ve daha erken doğma olasılıkları daha yüksektir (Doğu ve Berkitan 2008).

ABD Halk Sağlığı Servisi‟ne göre, BirleĢik Devletlerdeki bütün gebe kadınların sigarayı bırakması durumunda ölü doğumlarda %11 ve yeni doğan ölümlerinde %5 azalma olacağı tahmin edilmektedir (Doğu ve Berkitan 2008). Sigaranın gebelik sırasında içilmesi halinde, içilen günlük sigara miktarının artıĢı ile orantılı olarak düĢük doğum ağırlıklı bebeğin olmasına yol açtığı, ayrıca erken doğum ve düĢük riskinin arttığı bazı çalıĢmalarla gösterilmiĢtir (Ergeneilek 2005).

1.2. SĠGARANIN SAĞLIĞI ETKĠLEYEN DĠĞER ZARARLARI

(http://168.144.121.167/TORAKSFD23NJKL4NJ4H3BG3JH/kisokulu3-ppt-pdf/Celal_Karlikaya.pdf)

Sigaranın bedenimize verdiği saymakla bitmeyen zararlarından bir kısmı Ģunlardır;

Cilt normalden daha erken esnekliğini kaybederek kırıĢır. Saçlar zamanından önce beyazlar ve dökülmeler artar. Mide asit salgısını artırarak ülsere neden olur.

(18)

8 Erkeklerde; spermin hareket, yoğunluk ve döllenme yeteneğini azaltarak kısırlığa yol açar.

Kadınlarda; ceninin geliĢiminde gecikme, bebek düĢürme, kısırlık, erken menapoza yol açar.

Cinsel performansı düĢürür.

Eller ve ayaklarda, soğuma, sararmaya yol açar.

Hücrelerimize hayat ve enerji veren C ve B vitaminlerinin düĢmanıdır. Tükürük akımını azaltır.

Bazı ilaçların etkisini azaltmaktadır.

Tat alma duyusunda azalma, diĢlerde renk değiĢikliğine neden olur. Koku alma duyusunda azalma olur.

1.3. SĠGARANIN BIRAKILMASININ SAĞLIK AÇISINDAN YARARLARI (Ergeneilek 2005)

20 dk sonra tansiyon ve nabız normale döner.

8 saat sonra vücut kendini yenilemeye baĢlar. Kan oksijeni normal düzeye çıkar.

24 saat sonra kalp krizi riski azalmaya baĢlar. 1 yıl sonra yarıya düĢer.

48 saat sonra duyu organları iyi çalıĢmaya baĢlar. Tat ve koku duyusu düzelir. cilt kendini yeniler.

72 saat sonra akciğer kapasitesi artar, solunum rahatlar. 2 hafta sonra efor kapasitesi artar (yürüme, merdiven çıkma).

1–9 ay içinde akciğer hücreleri yenilenir. Akciğer hastalıkları (zatürre gibi) riski azaltır.

Öksürük, nefes darlığı düzelir.

5 yıl sonra ağız, boğaz, yemek borusu kanserlerine yakalanma riski %50 azalır.

Pankreas, mesane, rahim kanseri riski azalır. Sindirim sistemi ülseri riski azalır.

Koroner kalp hastalığı riski sigaranın bırakılmasından 15 yıl sonra sigara içmeyenlerin düzeyine iner.

(19)

9 1.4. PASĠF ĠÇĠCĠLĠK

Kendisi sigara içmediği halde iĢyerinde, insanların toplu olarak bulundukları kapalı yerlerde ve evde sigara içen kiĢilerin dumanına maruz kalarak bu dumanda bulunan tüm zararlı maddelerin solunması “pasif içicilik” olarak tanımlanabilir (Akıcı 2008, Örsel 2010). Sigara dumanının sigara kullanmayanları istemsiz etkilediği ilk kez 1972‟de ileri sürülmüĢtür (Ergeneilek 2005).

Literatürde pasif içicilik (passive smoking) yerine yan akım dumanı (sidestream smoke), ÇTD, (environmental tobacco smoke- ETS), ikinci el içicilik (second- hand smoke) ve gönüllü olmayan içicilik (involuntary smoking) gibi tanımlar da kullanılabilir (Aslaner 2008).

Yanan bir sigaradan iki tür duman çıkar. Sigaradan her nefes çekiĢte sigara kullanan kiĢinin akciğerlerini dolduran esas duman ana akım olarak adlandırılır. Yanan sigaranın ucundan çıkan ve yan akım olarak adlandırılan duman ise çevreye yayılarak buradaki kiĢileri olumsuz etkiler. Yan akımda, ana akımdan iki kat daha fazla duman ve zararlı madde üretilir. Yan akımda kanserojen maddeler oldukça fazladır (Ergeneilek 2005).

Pasif içicilik, filtreli ya da filtresiz, düĢük katranlı ya da nikotinli sigara dumanına maruz kalma, dumanın oranı, kapalı yerin boyutu, solunan miktar, maruz kalma süresi gibi değiĢik faktörlerden etkilenmektedir (Aslaner 2008, Akıcı 2008). Bir Ġngiliz Tıp dergisinde yapılan çalıĢmada Ġngiltere‟deki bütün iĢyerlerinde Ġrlanda‟daki gibi %100 sigarasız hale getirildiğinde, toplumdaki pasif sigara içiciliğine bağlı ölümlerin 1/3 oranında azalacağı belirtilmiĢtir (Aslaner 2008).

1.7. PASĠF ĠÇĠCĠLĠĞĠN BEBEK VE ÇOCUK SAĞLIĞINA ETKĠLERĠ

ABD‟de çocukların %33‟ü ile %70‟i, Ġngiltere‟de %50‟si düzenli olarak pasif sigara dumanına maruz kalırken, bu oranın ülkemizde %75 dolaylarında olduğu gösterilmiĢtir (Doğu ve Berkitan 2008). DSÖ‟nün tahminlerine göre, 700 milyon çocuk, yani dünyadaki çocukların yarısı sigara dumanına istemeden maruz kalmaktadır. Çocukların akciğerleri daha küçük ve bağıĢıklık sistemleri daha az

(20)

10 geliĢmiĢ olduğundan pasif içiciliğe bağlı solunum ve kulak enfeksiyonları daha çabuk oluĢur (Özcebe 2008). Amerika‟da 1996 yılında yapılan bir çalıĢmaya göre kulak enfeksiyonlarının %13‟ü tütün nedenlidir. Çevresel sigara dumanına maruz kalma çocukluk astımının hem sıklığını, hem de Ģiddetini arttırır. 1992 yılında Çevre Koruma Örgütü raporuna göre pasif içicilik her yıl 8-26 bin çocukta astıma neden olmaktadır (Ergeneilek 2005). Sigara dumanı sinüzit, rinit, kistik fibroz ve bronĢit ataklarını da alevlendirir (Bilir ve Yıldız 2008).

1.8. PASĠF ĠÇĠCĠLĠĞĠN GEBE SAĞLIĞINA ETKĠSĠ

Sigara kullanmayan bir kadının baĢkalarının içtiği sigaradan korunması, sağlığı açısından önem taĢır. Özellikle gebelik sırasında ve doğumdan sonraki dönemde bebek ve çocukların korunması çok önemlidir (Ergeneilek 2005). Gebelikte sigara içilmesi ya da pasif içicilik fertiliteyi, fetüsün geliĢmesini, gebeliği, doğumu ve bebek sağlığının geliĢmesini olumsuz etkileyerek perinatal mortalite, morbitide oranını arttırmaktadır (Marakoğlu ve Erol 2003). Sigara içen kadınlarda, sigara içmeyenlere göre iki kat daha fazla erken doğum riski vardır. Yapılan bir çalıĢmada, gebelik sırasında sigara içmeyen ancak pasif maruz kalan kiĢilerde erken doğum oranının % 23 oranında arttığı bildirilmiĢtir. GeliĢmekte olan ülkelerdeki intrauterin geliĢme geriliği vakalarının % 40‟ı da sigara içimine bağlıdır (Doğu ve Berkitan 2008).

1.9. ÇALIġMA HAYATI VE SĠGARA

Sigara kullanımının kontrolü bakımından iĢyerleri önemle üzerinde durulması gereken yerlerdir. Zira çalıĢan kiĢiler yaĢamlarının önemli bir bölümünü iĢyerlerinde geçirmektedirler. ĠĢyerinde sigara içilmesi durumunda sigara içenler kadar içmeyenlerin sağlığı da tehlikeye girer. Bu durum özellikle restoran, bar, kahvehane gibi yerlerde çalıĢanlar açısından önem taĢır. Öte yandan iĢyerlerinde bulunan çeĢitli sağlık ve güvenlik riskleri, sigara ile birlikte olduğunda daha olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir (Bilir ve Yıldız 2008).

(21)

11 1.10. Ġġ YERLERĠNDE SĠGARASIZLIK POLĠTĠKALARI

Sigara kullanımının bireylerin sağlığı üzerindeki olumsuz etkisinin yanı sıra,

sağlık alanında önemli bir iĢ sağlığı sorununu teĢkil etmektedir. ĠĢyerlerinde sigara

kullanımının kısıtlanmasının asıl amacı sigara dumanından pasif etkilenmenin önüne geçmektir (Bilir ve Yıldız 2008). Uluslararası ÇalıĢma Örgütü‟ne (ILO) göre, sağlıklı ve güvenli bir çalıĢma ortamının anahtar noktası dumansız bir çevrenin sağlanmıĢ olmasıdır (Arıkan ve ark 2011).

ĠĢyerinde sigara içilmesi konusunda kısıtlama yapmanın hem çalıĢanlar hem de iĢveren açısından önemli bazı yararları vardır. ÇalıĢanlar açısından yararları; sigara dumanı bulunmayan bir ortamda daha sağlıklı ve güvenli çalıĢma olanağı sağlaması, özellikle sigara içmeyenler açısından istem dıĢı etkilenmenin önlenmesi, sigara içenlerin de zaman içinde bu bağımlılıktan vazgeçmesine olanak sağlamasıdır. ĠĢverenler açısından ise iĢ veriminin artması, yangın tehlikesinin azalması, iĢyerinde hoĢ olmayan sigara kokusunun olmaması gibi olumlu yanlar sayılabilir. Ayrıca si-gara içenlerin, sisi-gara içmek için geçirdikleri zaman da üretim kaybına ve iĢ veriminde azalmaya yol açmaktadır. Sonuç olarak, iĢyerlerinde sigara içilmemesi yönündeki uygulamalar kiĢilerin sağlığını korumanın yanında iĢ veriminde de artma sağlayacaktır (Bilir ve Yıldız 2008).

1.11. EKONOMĠK YÜK

Sağlık üzerindeki olumsuz etkilerinin yanı sıra sigara kullanımının sosyal ve ekonomik boyutları da çok önemlidir. Sigara hem içene hem de topluma çok pahalıya mal olmaktadır. Toraks Derneği‟nin yaptığı açıklamaya göre; Türkiye'de yetiĢkin nüfusun yaklaĢık yarısı sigara içmektedir. Ülkemizde sigara içen 17 milyon kiĢi günde 40 milyon doları, yılda ise 15 milyar doları sigaraya vermektedir. Bu, 17 milyon kiĢinin 4 milyonu hayatından 7 yıl, 4 milyonu ise 22 yıl kaybederek ölmesi beklenmektedir. Türkiye‟de her 6 dakikada bir kiĢi, günde yaklaĢık 275, yılda ise en az 100.000 kiĢi tütüne bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmektedir (www.havanikoru.org.tr). Sigaranın yol açtığı hastalıklar nedeniyle ülkemize verdiği yıllık ekonomik zarar ise 2,72 milyar dolardır (Doğu ve Berkitan 2008).

(22)

12 Dünya bankası verilerine göre her yıl tütünün yol açtığı ekonomik zarar 200 milyar dolardır. ABD'de 1993'te sigaraya bağlanabilen tıbbi giderler 50 milyar dolar olarak hesaplanmıĢtır. ĠĢgücü ve üretim kaybı da eklendiğinde kayıp 97 milyar dolar veya kiĢi baĢına 373 dolardır (Doğu ve Berkitan 2008).

Ġngiltere'de sigara içmeye bağlı hastalıklar Ulusal Sağlık Hizmetlerine her yıl yaklaĢık 1.5 milyar sterline mal olmaktadır. 2030 yılında sigara içenlerin beĢte dördünü geliĢmekte olan ülkelerdeki insanlar oluĢturacaktır ve tütün kullanımına bağlı hastalıkların yol açtığı ekonomik maliyetler, büyük olasılıkla bu ülkelerin sağlık hizmetlerine çok büyük yükler oluĢturacaktır. Sigara sebep olduğu kanser tedavi giderleri ve kendi satıĢ ücreti dikkate alındığında, toplum açısından önemli ekonomik kayıplara yol açan bir üründür. Erken ölümlere neden olarak iĢgücü kapasitesini düĢürmekte ve bu yolla hem bireysel hem de toplumsal ekonomiyi etkilemektedir (Doğu ve Berkitan 2008).

1.12. TÜTÜN KONTROLÜ

Tütün Kontrolü; bir nüfusun tütün kullanımını ve tütün dumanına maruziyetini ortadan kaldırarak veya azaltarak sağlığını iyileĢtirmeyi amaçlayan bir takım arz, talep ve zarar azaltma stratejileridir. (Doğu ve Berkitan 2008).

Tütün, bilindik Ģekillerde kullanıldığında kullanıcılarının yarısını öldüren ve tüm bunlara rağmen satıĢı yasal olan tek üründür. Ancak tütünün sağlığa verdiği bu zararlar uzun yıllar boyunca bilinememiĢtir. Böylece, kullanımı her geçen yıl artarak bir salgın halini almıĢtır (www.tapdk.gov.tr). Tütün içiminin açtığı sağlık sorunları, bunların tanı ve tedavisinin neden olduğu ekonomik yük ve meydana gelen yaĢam kayıpları sonucu oluĢan acılar dikkate alındığında, tütün kullanımının kontrol edilmesi gereği açıkça ortaya çıkmaktadır (Gültekin ve ark 2008).

1.13. TÜTÜN KONTROL YÖNTEMLERĠ

Tütün kontrol programı için on basamak önerilmektedir:

(23)

13 2. Tütün kullanımı için cesaret kırıcı mali politikalar uygulamak, büyümeden ve

fiyatlardan daha hızlı artan bir vergilendirme sistemi,

3. Artırılan vergilerden elde edilen paraların bir kısmını tütün önlemeye ve sağlığı geliĢtirmeye yönelik etkinliklere ayırmak,

4. Çevresel sigara dumanına istemsiz maruziyetin önlenmesi,

5. Sosyo-ekonomik, davranıĢsal ve diğer yüreklendirici tütün kullanmaya yönelten faktörlerin ortadan kaldırılması,

6. Direkt ve indirekt reklam, promosyon ve sponsorlukların ortadan kaldırılması, 7. Tütün ürünlerinin kontrolü: çarpıcı sağlık uyarılarının paketlere konması ve

reklamların tamamen önlenmesi; tütün ürünlerinin ve tütün dumanının toksik içeriklerinin limitlerinin belirlenmesi ve paketler üzerinde zorunlu olarak belirtilmesi,

8. Tütün üretimi ve fabrikasyonuna alternatif ürünlerin promosyonu ve desteklenmesi,

9. Tütünle ilgili konuların etkin yönetimi, izlem ve değerlendirmesi,

10. Tütüne karĢı yapılan mücadelede sektörler arası iĢbirliği gereklidir (Doğu ve Berkitan 2008).

1.14. DÜNYADA TÜTÜN KONTROLÜ ÇALIġMALARI

Surgeon General tarafından 1964 yılında sigaranın akciğer kanseri ile iliĢkisine iĢaret edildikten sonra dünyada bu konuya ilgi hızla artmıĢtır. Ġlk „Dünya Tütün ve Sağlık Konferansı‟ 1967 yılında New York‟ta yapılmıĢtır. DSÖ 1970 yılındaki genel kurul toplantısında aldığı kararla tütün kullanımının zararlarının önlenmesi gerektiğine iĢaret ederek bildiri yayınlanmıĢtır. DSÖ 1980 yılındaki Dünya Sağlık Günü‟nde “Sigara ya da Sağlık; Sağlığı Seçin (Smoking OR Health; Choose Health)” Ģeklindeki slogan ile sigara mücadelesinin önemine tekrar iĢaret etmiĢtir. Sloganda “Sigara ve Sağlık” değil de “Sigara ya da Sağlık” ifadesi sigaranın sağlıkla bir arada olamayacağı vurgusu bakımından önem taĢımaktadır (Bilir ve Aslan 2005).

Sigarayla mücadele Dünya‟da yaygın bir Ģekilde sürmektedir. Bu mücadeleye gereken önemi veren ülkeler son 25 – 30 yıl içinde baĢarılı sayılacak sonuçlar almıĢ ve sigara tüketimini önemli ölçüde düĢürmüĢlerdir. Finlandiya, Hong Kong, Ġzlanda,

(24)

14 Norveç ve Ġsveç‟te etkili anti sigara yasaları ile sigara tüketiminde etkili bir azalma olmuĢtur. Ġlk kez 1962 yılında Ġngiltere‟de daha sonra 1964‟te ABD‟de konuyla ilgili iki önemli rapor açıklanmıĢtır. 1963 yılında Ġsveç‟te sigaraya karĢı ilk ulusal mücadele programı baĢlatılmıĢtır. 1970‟li yılların baĢında ABD‟de sigara karĢıtı yasalarla ilgili çalıĢmalar baĢlatılmıĢ ve ilk kez 1973‟te Arizona‟da kamuya ait yerlerde sigara kullanılması hükümet tarafından yasaklanmıĢtır. 1990‟da ABD‟de 6 saatten kısa süreli uçak yolculuklarında sigara yasağı getirilmiĢ ve uygulama iç hatlarla ilgili uçuĢların %99‟dan fazlasında baĢarılı olmuĢtur. ABD „Sağlık ve Ġnsan Hizmetleri Departmanı‟ gençlerde sigara kullanımının giderek artan bir sorun olduğuna, her yıl 1 milyondan fazla gencin sigaraya baĢladığına ve her yıl 1 milyon paket sigaranın gençlere satıldığına dikkati çekerek 24 Mayıs 1990‟da reĢit olmayan çocuklara sigara satılmasının yasaklanması ile ilgili bir öneride bulunmuĢtur. DSÖ 2000 yılında sağlık hedeflerinde sigaraya karĢı kampanya baĢlatmıĢtır. 31 Mayıs 1986 yılında “Dünya Tütünsüzlük Günü” ilan edilmiĢtir. 1993‟te Fransa‟da sigara firmalarının sportif ve kültürel etkinlikleri desteklemesinde yasaklamalar getirilmiĢtir. 1975 yılında Norveç‟te geniĢ kapsamlı bir sigara ile mücadele yasası yürürlüğe girmiĢtir. Brezilya‟da Sağlık Bakanlığı 31 Mayıs 1990‟da sigara kullanımıyla ilgili; kamuya ait yerlerde ve özel sağlık bakım kurumlarında sigara kullanılması, reĢit olmayan çocuklara sigara satıĢı, Radyo ve TV‟de sigara reklamları yasaklanacaktır duyurularını yapmıĢtır. Sigara reklamları Yeni Zelanda‟da 1963 yılında yasaklanmıĢtır. Gençlere sigara satıĢı 25 ülkede kanunen yasaklanmıĢtır. DSÖ‟nün bildirdiğine göre sigara karĢıtı kampanyalar ve hukuki düzenlemeler sonunda sigara kullanımında önemli düĢüĢler olmuĢtur. Kanada‟da 5-6 milyon, Ġngiltere‟de 10 milyon, Amerika BirleĢik Devletlerinde ise 40 milyon kiĢi sigarayı bırakmıĢtır (Ergeneilek 2005).

1.15.TÜRKĠYE’DE TÜTÜN KONTROLÜ ÇALIġMALARI

Türkiye‟de tütün ve tütün mamullerinin üretimi ile satıĢı konularının devlet tekelinde olması nedeniyle uzun yıllar tütün mamullerinin kullanımını arttırmaya yönelik reklam ve tanıtım Ģeklinde bir etkinlik söz konusu olmamıĢ, tütün kullanımının kontrolü bakımından da özel bir çaba gösterilmemiĢtir. Cumhuriyetin ilk kurumlarından olan ve 1924 yılında kurulmuĢ olan Tekel Ġdaresi, uzun yıllar boyunca tütün üretimini planlamıĢ ve üretilen tütünün tek müĢterisi konumunda

(25)

15

çiftçinin ürettiği tütünün tamamını satın almıĢ, sigara ve diğer tütün ürünlerini üreterek “devlet kontrolünde” pazarlamasını yapmıĢtır.

GeçmiĢte, Osmanlılar da dahil olmak üzere birçok ülkede, yangınlara yol açması nedeniyle, tütün ekim ve kullanma yasağının yaĢandığı dönemler olmuĢtur. Tütüne karĢı bilimsel mücadele, sigaranın çok önemli bir halk sağlığı sorunu olarak anlaĢılmasından sonra ancak 1960‟lı yıllarda baĢlayabilmiĢtir (Ergeneilek 2005).

Türkiye‟de sigara konusundaki etkinlikler 1980‟lerden bu yana çok sayıda kuruluĢ ve gönüllü dernekler tarafından yapılmaktadır. Sağlık Bakanlığı 1987 yılında sigara ile savaĢ konusunda ilk adımı atmıĢtır. Çok sayıda kuruluĢun ve gönüllü derneklerin katılımı ile 1993 yılında Birinci Ulusal Sigara Kongresi yapılmıĢtır. Bu kongrenin ardından, kongreye katılan 25 kuruluĢ ve derneğin bir araya gelmesi ile „Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi‟ oluĢturulmuĢtur. Ulusal komite üyeleri arasında Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Türk Tabipleri Birliği gibi kuruluĢların yanı sıra Halk Sağlığı Kurumu, Toraks Derneği ve sigara konusu ile ilgili çeĢitli dernek ve gönüllü kuruluĢlar yer almaktadır. Bütün üyeler Türkiye‟de sigaranın sağlık üzerindeki zararlı etkileri konusunda dikkat çekmek amacıyla çok sayıda konferans, toplantı, paneller düzelemiĢ, radyo ve televizyon programlarına katılmıĢlardır (Ergeneilek 2005).

Türkiye‟de ilk kez Ocak 1993‟te Marmara Üniversitesi ile Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi‟ne bağlı “Sigarayı Bıraktırma Klinikleri” açılması planlanmıĢtır. Ülkemizde 07.11.1997 tarihinde kabul edilen 4207 sayılı yasa ile sigara ile mücadele konusunda önemli bir adım atılmıĢtır (Ergeneilek 2005).

1.16. TÜTÜN KONTROLÜ ÇERÇEVE SÖZLEġMESĠ

Hem ciddi sağlık sorunlarına yol açması, hem de çevre ve ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri dikkate alındığında tütün ürünlerinin kullanımının kontrol edilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Tütün kontrolü amacı ile ülkeler çeĢitli önlemler alırken bir yandan da bu amaçla uluslar arası düzenlemeler yapılmaktadır. Bu düzenlemeler arasında Tütün Kontrolü Çerçeve SözleĢmesi (TKÇS; FCTC, Framework Convention on Tobacco Control) önemli bir yer

(26)

16 tutmaktadır. DSÖ tarafından 2003 yılında yayınlanan bu sözleĢme, ülkelere tütün kontrolü konusunda yol gösterici bir rehber niteliğindedir (Bilir 2009). Tütün kullanımının giderek artmasına, dünya çapında insan sağlığını tehdit edebilecek boyutlara ulaĢmasına ve tütün Ģirketleri tarafından pazar oluĢturma stratejilerine karĢı geliĢtirilen ve bu konudaki ilk uluslararası anlaĢma olan “Tütün Kontrol Çerçeve SözleĢmesi”, 21 Mayıs 2003 tarihinde DSÖ‟nün 56. Dünya Sağlık Asamblesi‟nde kabul edilmiĢtir. Bu sözleĢme, 5261 sayılı kanun ile ülkemiz tarafından da kabul edilmiĢ ve 30 Kasım 2004 tarihli ve 25656 sayılı Resmi Gazetede de yayınlanarak yürürlüğe girmiĢtir (Aslaner 2008).

SözleĢme bugüne kadar 168 ülkenin bakanları tarafından imzalandı. Türkiye‟de tütün mücadelesi Dünya Sağlık Örgütü MPOWER stratejileri ile yakın bağlantı içinde olmak durumundadır.

Bu kapsamdaki stratejiler Ģunlardır:

1. Tütün kullanımı ve koruyucu uygulamaların izlenmesi ve değerlendirilmesi (Monitor tobacco use and prevention policies);

2. Sigara dumanından pasif etkilenimin önlenmesi (Protecting people from secondhand smoke);

3. Sigaranın bırakılması için destek sağlanması (Offering help to those who want to quit);

4. Tütün kullanımının zararları hakkında uyarı (Warning about the dangers of tobacco);

5. Tütün reklam, tanıtım ve sponsorluğu konusundaki düzenlemelerin güçlendirilmesi (Enforcing bans on tobacco advertising, promotion, and sponsorship) ve

6. Tütün üzerindeki verginin artırılması (Raising taxes on cigarettes).

Bu stratejilerin tütüne bağlı hastalık ve erken ölümleri önleme bakımından etkili olduğu kanıtlanmıĢtır (www.havanikoru.org.tr , Bilir ve Aslan 2005).

(27)

17 Tütün Kontrolü Çerçeve SözleĢmesi 27 ġubat 2004 tarihinden geçerli olmak üzere uluslararası bir yasa niteliği kazanmıĢtır. Türkiye sözleĢmeyi imzalayan 43. ülkedir (Örsel 2010).

1.17. 4207 SAYILI KANUNUN GETĠRDĠĞĠ YENĠLĠKLER DEĞĠġĠKLĠKLER (www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/875.html.)

1.17.1. Tütün Ürünlerinin Yasaklandığı Alanlar Tütün ürünleri:

a) Kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında,

b) Koridorları dahil olmak üzere her türlü eğitim, sağlık, üretim, ticaret, sosyal, kültürel, spor, eğlence ve benzeri amaçlı özel hukuk kiĢilerine ait olan ve birden çok kiĢinin girebileceği (ikamete mahsus konutlar hariç) binaların kapalı alanlarında,

c) Taksi hizmeti verenler dahil olmak üzere karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu toplu taĢıma araçlarında,

d) Okul öncesi eğitim kurumlarının, dershaneler, özel eğitim ve öğretim kurumları dahil olmak üzere ilk ve orta öğrenim kurumlarının, kültür ve sosyal hizmet binalarının kapalı ve açık alanlarında,

e) Özel hukuk kiĢilerine ait olan lokantalar ile kahvehane, kafeterya, birahane gibi eğlence hizmeti verilen iĢletmelerde, tüketilemez.

Ancak;

a) YaĢlı bakım evlerinde, ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinde, cezaevlerinde,

b) ġehirlerarası veya uluslararası güzergâhlarda yolcu taĢıyan denizyolu araçlarının güvertelerinde, tütün ürünleri tüketilmesine mahsus alanlar oluĢturulabilir. Bu alanlara onsekiz yaĢını doldurmamıĢ kiĢiler giremez.

c) Otelcilik hizmeti verilen iĢletmelerde, tütün ürünleri tüketen müĢterilerin konaklamasına tahsis edilmiĢ odalar oluĢturulabilir.

(28)

18

d) Açık havada yapılan her türlü spor, kültür, sanat ve eğlence faaliyetlerinin yapıldığı yerler ile bunların seyir yerlerinde tütün ürünleri kullanılamaz. Ancak bu tesislerde, tütün ürünlerinin tüketilmesine mahsus alanlar oluĢturulabilir.

e) Bu Kanunun tütün ürünleri tüketilmesine tahsis edilen kapalı alanlarının koku ve duman geçiĢini önleyecek Ģekilde tecrit edilmesi ve havalandırma tertibatı ile donatılması gerekir.

1.17.2. 4207 Sayılı Kanunda Koruyucu Önlemler ile Ġlgili Yapılan Yenilikler ve DeğiĢiklikler

(1) Tütün ürünlerinin ve üretici firmaların isim, marka veya alâmetleri kullanılarak her ne suretle olursa olsun reklam ve tanıtımı yapılamaz. Bu ürünlerin kullanılmasını özendiren veya teĢvik eden kampanyalar düzenlenemez.

(2) Tütün ürünleri sektöründe faaliyet gösteren firmaların isimleri, amblemleri veya ürünlerinin marka ya da iĢaretleri veya bunları çağrıĢtıracak alâmetleri kıyafet, takı ve aksesuar olarak taĢınamaz.

(3) Tütün ürünleri sektöründe faaliyet gösteren firmalara ait araçlarda bu ürünlere iliĢkin markaların tanınmasını sağlayacak bir uygulamaya gidilemez.

(4) Firmalar her ne amaçla olursa olsun üretilen ve pazarlaması yapılan tütün ürünlerini bayilere veya tüketicilere, teĢvik, hediye, eĢantiyon, promosyon, bedelsiz veya yardım olarak dağıtamazlar.

(5) Her ne amaçla olursa olsun, tütün ürünlerinin isim, logo veya amblemleri kullanılarak bildirim yapılamaz, basın-yayın organlarına ilân verilemez.

(6) Televizyonda yayınlanan programlarda, filmlerde, dizilerde, müzik kliplerinde, reklam ve tanıtım filmlerinde tütün ürünleri kullanılamaz, görüntülerine yer verilemez.

(7) Sağlık, eğitim ve öğretim, kültür ve spor hizmeti verilen yerlerde tütün ürünlerinin satıĢı yapılamaz.

(29)

19

(8) Tütün ürünleri onsekiz yaĢını doldurmamıĢ kiĢilere satılamaz ve tüketimlerine sunulamaz.

(9) Onsekiz yaĢını doldurmamıĢ kiĢiler, tütün ürünü iĢletmelerinde, pazarlanmasında ve satıĢında istihdam edilemez.

(10) Tütün ürünleri, paket açılarak adet Ģeklinde veya daha küçük paketlere bölünerek satılamaz.

(11) Tütün ürünleri, otomatik makinelerle, telefon, televizyon ve internet gibi elektronik ortamlarla satılamaz ve satıĢ amacıyla kargo yoluyla taĢınamaz.

(12) Tütün ürünleriyle ilgili izmarit, paket, ağızlık, kağıt ve benzeri atıklar çevreye atılamaz.

(13) Tütün ürünleri, onsekiz yaĢını doldurmamıĢ kiĢilerin doğrudan ulaĢacağı ve

iĢletme dıĢından görülecek Ģekilde satıĢa arz edilemez. Tütün ürünleri satıĢ belgesi olmaksızın ve satıĢ belgesinde belirtilen yerin dıĢında satıĢa sunulamaz.

(14) Her türlü sakız, Ģeker, çerez, oyuncak, kıyafet, takı, aksesuar ve benzeri ürünler tütün ürünlerine benzeyecek veya markasını çağrıĢtıracak Ģekilde üretilemez, dağıtılamaz ve satılamaz."

1.17.3. 4207 Sayılı Kanunda Kontrolün Sağlanması Ġlgili Yapılan Yenilikler ve DeğiĢiklikler

(1) Tütün ürünlerinin içilmesinin yasaklandığı yerlerde, yasal düzenleme ve buna uymamanın cezai sonuçlarını belirten uyarılar; salonlarda asgari on santimetrelik puntolarla, toplu taĢıma araçlarında üç santimetrelik puntolarla herkes tarafından görülebilir yerlere asılır. Ayrıca, tütün ürünlerinin tüketilmesine tahsis edilen alanlarda tütün ürünleri kullanımının tehlikelerini anlatan sağlık uyarıları herkes tarafından görülebilir yerlere asılır.

(2) Tütün ürünlerinin satıĢının serbest olduğu yerlere en az beĢ santimetrelik puntolarla, beyaz zemin üzerine büyük harfler ve siyah yazı rengi ile, "Yasal Uyarı: 18 yaĢını doldurmayanlara sigara ve diğer tütün ürünleri satılamaz; satanlar hakkında

(30)

20

yasal iĢlem yapılır." ibaresi yazılarak, rahatlıkla görülebilen ve okunabilen yerlere asılır.

(3) Türkiye'de üretilen veya ithal edilen tütün ürünleri paketlerinin üzerine, tütün ürünlerinin zararlarını belirten Türkçe yazılı uyarılar veya mesajlar konulur. Bu uyarı yazılarının aynı Ģekilde, birden fazla paketi bir arada bulunduran tütün ürünleri kutuları üzerine de yazılması zorunludur. Uyarı mesajları resim, Ģekil veya grafik biçimlerinde de olabilir. Uyarı mesajlarını taĢımayan tütün ürünleri ithal edilemez veya satıĢa çıkarılamaz.

(4) Tütün ürünlerinin paketlerinde ve etiketlerinde, bu ürünlerin özellikleri, sağlığa etkileri, tehlikeleri veya emisyonları ile ilgili yanlıĢ ve eksik bilgi verilemez, aldatıcı tanımlama, marka, renk, figür veya iĢaret kullanılamaz.

(5) Bu Kanunda sözü edilen yasal uyarı yazıları, resim, Ģekil veya grafik mesajlarıyla ilgili hususlar yönetmelikle düzenlenir. Bu yönetmelik Sağlık Bakanlığının uygun görüĢü alınarak Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü Ġçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından çıkarılır.

(6) Tütün ürünleri sektöründe faaliyet gösteren firmalar, ürün, üretim, pazarlama ve diğer aktiviteleri ile ilgili her türlü bilgiyi istenildiği takdirde onbeĢ gün içerisinde Sağlık Bakanlığına ve Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü Ġçkiler Piyasası Düzenleme Kurumuna vermek zorundadır.

(7) Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu ile ulusal, bölgesel ve yerel yayın yapan özel televizyon kuruluĢları ve radyolar, ayda en az doksan dakika tütün ürünleri ve sağlığa zararlı diğer alıĢkanlıkların zararları konusunda uyarıcı, eğitici mahiyette yayınlar yapmak zorundadır. Bu yayınlar, asgari otuz dakikası 17:00-22:00 saatleri arasında olmak üzere 08:00-22:00 saatleri arasında yapılır ve yayınların kopyaları her ay düzenli olarak Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna teslim edilir. Bu saatler dıĢında yapılan yayınlar, aylık doksan dakikalık süreye dahil edilmez.

(8) Tütün ürünleri tüketiminin ve tütün dumanına maruz kalmanın oluĢturduğu sağlık riskleri konusunda çocukları ve gençleri bilinçlendirmek üzere ilgili kuruluĢlar ve sivil toplum örgütlerinin görüĢleri alınarak Millî Eğitim Bakanlığı tarafından bir müfredat hazırlanır.

(31)

21

(9) Tütün ürünleri alıĢkanlığının bırakılmasını özendirici programlar ve tütün bağımlılığının ilaç ile tedavisinin ulaĢılabilir olması için gerekli çalıĢmalar Sağlık Bakanlığı tarafından yapılır.

1.17.4. 4207 Sayılı Kanunda Öngörülen Ġdari Para Cezaları (http://www.tapdk.gov.tr/idari_para_cezalari_2012.htm).

1. Belirtilen alanlarda tütün ürünleri tüketenler: 82 TL

2. Yasağın görsel yayın yoluyla ihlal edilmesi halinde; yerel yayın yapan kuruluĢlar : 1.358-6.795 TL

3. Yasağın görsel yayın yoluyla ihlal edilmesi halinde; bölgesel yayın yapan kuruluĢlar : 6.795 -13.591 TL

4. Yasağın görsel yayın yoluyla ihlal edilmesi halinde ulusal yayın yapan kuruluĢlar : 67.962-135.925 TL

Ülkemizde 5727 sayılı yasa ile sigara yasağı kapsamı geniĢletilmiĢtir. Bu yasa ile özel kiĢilere ait lokanta, kahvehane ve iĢkili eğlence hizmeti veren iĢletmelerde sigara içimi yasaklanmıĢtır (CoĢkun ve ark 2010). Bu çalıĢma lokanta ve kafeteryada çalıĢan kiĢilerin ve müĢterilerin bu yeni yasaya tutumlarını belirlemeyi amaçlamıĢtır.

1.18. DUMANSIZ HAVA SAHASI

Tütün endüstrisinin sigarasız ortamlar uygulamasının iĢe yaramaz ve iĢyerleri açısından harcama gerektiren uygulama olacağı Ģeklindeki ifadelerin aksine, sigarasızlık yasaları çeĢitli ülkelerde çok baĢarılı Ģekilde uygulanmaktadır. Amerikan halkının yaklaĢık yarısı ve Kanada halkının %90‟ı, Ġrlanda, Norveç, Yeni Zelanda, Ġtalya, Fransa, Uruguay, Nijer, Singapur gibi birçok ülke halklarının tamamı sigarasız toplu alanlarda ve sigarasız iĢyerlerinde yaĢamaktadır. Sigarasız ortam uygulamasının ekonomi üzerindeki etkileri konusundaki bilimsel verilerin dikkatle incelenmesi sonucunda, bu uygulamanın iĢyerlerinin ekonomisi üzerine herhangi olumsuz etkisi olmadığı, bu etkinin nötral, hatta bazı durumlarda olumlu bir etki olduğu saptanmıĢtır (www.havanikoru.org.tr).

(32)

22 Sigarasızlık yasasının yürürlüğe girdiği bütün ülkelerde toplumun görüĢü üzerine yapılan çalıĢmalar, bu konuda büyük bir toplumsal destek olduğunu ortaya koymaktadır. Uruguay, Amerika kıtasında %100 sigarasızlık yasasını uygulayan ilk ülke olmuĢtur. Bu ülkede bütün kapalı alanlar ve restoran, bar ve gazinolar dahil olmak üzere bütün iĢyerleri “sigarasız” olmuĢtur. Yasaklama on Uruguaylının sekizinin ve sigara içenlerin de yaklaĢık üçte ikisinin desteğini almıĢtır. Yeni Zelanda 2004 yılında sigarasızlık yasasını geçirdikten sonra toplumun %69‟u, insanların sigarasız bir ortamda çalıĢma hakkının olduğunu ifade etmiĢtir. Kaliforniya‟da restoran ve barlar dahil olmak üzere sigarasız iĢyerleri yasası 1998 yılında yürürlüğe girdiğinde toplumun %75‟ inin onayını almıĢtır (www.havanikoru.org.tr).

Ülkemizde yasanın geldiği noktayı değerlendiren Sigara ve Sağlık Ulusal komitesi yetkilileri Ģu noktalara dikkat çekmiĢtir:

Kapalı alanlarda hava kalitesinin yükseldiği, partikül miktarında düĢme olduğu,

Sigara kullanımına bağlı görülen acil hastalık baĢvurularında düĢme olduğu,

Sigara tüketim sayılarında azalma, vergi gelirlerinde artma olduğu, Ġkram sektörü iĢletmelerinin ve alıĢveriĢ merkezlerinin sayısının ve cirosunun arttığı (http://www.ssuk.org.tr/content.php?haber_id

=1451).

Temmuz-Kasım 2009 aylarında, Türkiye‟de sigara tüketiminin son beĢ yılın en düĢük değerde olduğu, 2007 yılının aynı dönemine göre 233 milyon paket, 2008 yılının aynı dönemine göre 185 milyon paket daha az içildiği tespit edilmiĢtir ( www.tapdk.gov.tr .).

1.19.AMAÇ VE HĠPOTEZLER

Bu araĢtırma, lokanta+kafeterya çalıĢan ve müĢterilerinin sigara yasağı ile ilgili bilgi ve tutumlarını değerlendirmek amacıyla yapılmıĢtır.

(33)

23 2. GEREÇ VE YÖNTEM

2.1. AraĢtırmanın Tipi

Bu araĢtırma, lokanta ve kafeterya sahibi, çalıĢanı ve müĢterilerinin sigara yasağı ile ilgili bilgi ve tutumlarını değerlendirmeye yönelik tanımlayıcı tipte bir araĢtırmadır.

2.2. AraĢtırmanın Yapıldığı Yer ve Zaman

AraĢtırma, 2010-2011 yılları arasında eylül, ekim, kasım aylarında Konya‟nın Meram ilçesinde araĢtırmayı kabul eden tüm lokanta ve kafeteryalarda uygulanmıĢtır.

2.3.AraĢtırmanın Evreni

Konya‟nın Meram ilçesindeki lokanta ve kafeterya sahip ve çalıĢanlar ile araĢtırma anında müĢteri olarak orada bulunanlar araĢtırma evrenini oluĢturmaktadır. Konya\Meram ilçesinde toplam 106 tane lokanta ve kafeterya bulunmaktadır. AraĢtırmaya lokanta ve kafeterya iĢyerlerinden 54 iĢyeri (lokanta=38, kafeterya=16) katılmıĢtır. AraĢtırmaya lokanta grubundan 202, kafeterya grubundan ise 123 kiĢi katılmıĢtır.

2.4.Veri Toplama Tekniği

AraĢtırma verileri, araĢtırmacı tarafından, araĢtırmayı kabul eden kiĢilere anket formu uygulanarak toplanmıĢtır.

2.5. Veri Toplama Araçları

Anket formunda yer alan sorular, araĢtırmacı tarafından çeĢitli ve çok sayıda konu ile ilgili literatür taranarak hazırlanmıĢtır. Anket soruları 21 sorudan oluĢmaktadır. Sorulardan 12.,13.,16.,17.,18.,19.,20.,21. soruları sadece sigara içen

(34)

24 kiĢilerin cevaplaması istenmiĢtir. Diğer sorular sigara içen ve içmeyen tüm kiĢilerce cevaplanmıĢtır. Anket sorularının ilk bölümünü araĢtırmaya katılan kiĢilerin sosyo-demografik özellikleri ve 4207 sayılı tütün mamüllerinin zararlarının önlenmesine dair kanun hükümleri hakkındaki görüĢler ölçmeye yönelik sorular oluĢtururken, son 5 soruda katılımcıların bağımlılık düzeyini ölçmek için „Fagerstörm Bağımlılık Testi‟ uygulanmıĢtır.

2.6. Veri Toplama Araçlarının Uygulaması

Veri toplama aracı olarak geliĢtirilen ve anket formu, araĢtırmacı tarafından yüz-yüze görüĢme yöntemi uygulanarak veri toplama iĢlemi gerçekleĢtirilmiĢtir.

2.7. Ön Deneme

Lokanta ve kafeterya grubundaki 10 kiĢiye ön uygulama yapılmıĢtır. Ön uygulama sonucunda anket sorularında gerekli düzeltmeler yapılarak son Ģekli verilmiĢtir.

2.8. Katılımcı Sayısı ve Niteliği

AraĢtırmaya; lokanta grubundan lokanta sahibi 43 kiĢi, lokanta çalıĢanı 62 kiĢi, lokanta müĢterisi 97 kiĢi; kafeterya grubundan ise, kafeterya sahibi 19 kiĢi, kafeterya çalıĢanı 39 kiĢi, kafeterya müĢterisi 65 kiĢi katılmıĢtır.

2.9. Etik durum

AraĢtırmanın yürütülebilmesi için etik kurula proje sunulup (Tarih 28.04.2010, Sayı:2010\025) onay alınmıĢtır (Bkz.Ek-B) AraĢtırma izni için Lokantacılar Odası BaĢkanlığından da izin alınmıĢtır (Bkz.Ek-C). Ayrıca anket uygulanacak bireylerin sözlü onamları alınmıĢtır. Anket formları uygulanmadan önce katılımcılara araĢtırmanın amacı ve formların içeriği hakkında açıklamalarda bulunulup, uygulama için onayları alınmıĢtır.

(35)

25 2.10. AraĢtırmanın Sınırlılıkları

AraĢtırma kapsamına, veri toplama dönemi olan iki aylık dönemde araĢtırma anında orada bulunan ve araĢtırmaya katılmayı kabul eden kiĢiler alınmıĢtır. Elde edilen sonuçlar sadece o süre içinde araĢtırma evreninde bulunan kiĢilere genellenebilir.

2.11. Varsayımlar

Anketlere verilen cevapların doğru olduğu, katılımcıların evreni temsil ettiği varsayılmıĢtır.

2.12. AraĢtırmanın Bağımlı ve Bağımsız DeğiĢkenleri

AraĢtırmada 4207 sayılı tütün mamüllerinin zararlarının önlenmesine dair kanun hükümleri hakkındaki görüĢler ve bu konudaki davranıĢlar bağımlı değiĢken olurken; lokanta+kafeterya sahibi ve çalıĢanı olmak ve lokanta+kafeterya müĢterisi olmak bağımsız değiĢkenler olmuĢtur.

2.13. Veri Analizi

AraĢtırmadan elde edilen veriler bilgisayar ortamına aktarılarak, SPSS 17.0 istatistik paket programı yardımıyla analizleri yapılmıĢtır. Kategorik veriler hasta sayısı (n) ve yüzde (%) olarak, sürekli veriler ise aritmetik ortalama±standart sapma (ss) Ģeklinde özetlenip tablolaĢtırılmıĢtır. Ġstatistiksel iliĢkinin ortaya konulmasında ki kare (χ2) testi kullanılmıĢtır. Tüm analizlerde p<0,05 istatistiki olarak önemli kabul edilmiĢtir.

(36)

26 3.BULGULAR

3.1. LOKANTA VE KAFETERYA GRUBUNA ĠLĠġKĠN BULGULAR

Çizelge 3.1‟de lokanta grubu ve kafeterya grubunun yaĢ ortalamaları karĢılaĢtırılmıĢtır.

Çizelge 3.1. AraĢtırmaya alınan grupların yaĢ ortalamalarının karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) Grup n Lokanta Ortalama ± SS n Kafeterya n Ortalama ± SS Sahibi 43 37,05 ± 11,05 19 33.95 ± 13,03 ÇalıĢanı 62 32,89 ± 12,21 39 31,23 ± 10,68 MüĢterisi 97 39,00 ± 13,45 65 34,88 ± 10,98 Toplam 202 36,70 ± 12,82 123 33,58 ± 11,25

AraĢtırmaya alınan grupların yaĢ ortalamasına bakıldığında;

Lokanta grubunun yaĢ ortalaması 36,70±11,05 olup, grubun en yüksek yaĢ ortalamasını (39,00± 13,45) lokanta müĢterisi oluĢtururken, bunu sırasıyla lokanta sahibi (37,05 ±11,05) ve lokanta çalıĢanı (32,89 ± 12,21) izlemektedir.

Kafeterya gurubunun yaĢ ortalamasına bakıldığında ise; grubun yaĢ ortalaması 33,58 ± 11,25 olup, grubun en yüksek yaĢ ortalamasını (34,88 ± 10,98) kafeterya müĢterisi oluĢtururken, bunu sırasıyla kafeterya sahibi (33,95 ± 13,03) ve kafeterya çalıĢanı (31,23 ± 10,68) izlemektedir.

(37)

27 Çizelge 3.2‟de araĢtırmaya alınan grupların cinsiyet dağılımları görülmektedir.

Çizelge3.2.AraĢtırmaya alınan grupların cinsiyet dağılımlarının karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) Grup n Kadın Erkek Sayı % Sayı % Lokanta sahibi 43 3 7,0 40 93,0 Kafeterya sahibi 19 6 31,6 13 68,4 Lokanta çalıĢanı 62 17 27,4 45 72,6 Kafeterya çalıĢanı 39 15 38,5 24 61,5 Lokanta müĢterisi 97 38 39,2 59 60,8 Kafeterya müĢterisi 65 25 38,5 40 61,5 Lokanta (Toplam) 202 58 28,7 144 71,3 Kafeterya (Toplam) 123 46 37,4 77 62,6

AraĢtırmaya alınan grupların cinsiyet dağılımları incelendiğinde;

Lokanta grubunda en fazla kadın oranını %39,2 oranıyla lokanta müĢterisi oluĢtururken, aynı grupta en fazla erkek oranını %93.0 oranı ile lokanta sahibi oluĢturmaktadır.

Kafeterya grubunda ise en fazla kadın oranını aynı oranlarda (%38,5) kafeterya çalıĢanı ve kafeterya müĢterisi oluĢtururken, en fazla erkek oranını ise %68,4 oranı ile kafeterya sahibi oluĢturmaktadır. Diğer oranlar ise Çizelge 3.2‟de olarak verilmiĢtir.

(38)

28 Çizelge 3.3‟ te AraĢtırmaya alınan grupların medeni durumları izlenmektedir.

Çizelge 3.3. AraĢtırmaya alınan grupların medeni durumlarına göre dağılımı (Konya-Meram, 2011)

Grup n

Medeni durum

Bekar % Evli % Diğer % Lokanta sahibi 43 11 25,6 31 72,1 1 2,3 Kafeterya sahibi 19 7 36,8 12 63,2 0 0,0 Lokanta çalıĢanı 62 19 30,6 41 66,1 2 3,2 Kafeterya çalıĢanı 39 13 33,3 24 61,5 2 5,1 Lokanta müĢterisi 97 17 17,5 76 78,4 4 4,1 Kafeterya müĢterisi 65 23 35,4 39 60,0 3 4,6 Lokanta (Toplam) 202 47 23,3 148 73,3 7 3,5 Kafeterya (Toplam) 123 43 35,0 75 61,0 5 4,1

AraĢtırmaya alınan grupların medeni durumlarını incelediğimizde;

Lokanta grubunda en fazla bekar oranını lokanta çalıĢanı (%30,6) oluĢtururken, evli ve diğer oranları yine en yüksek oranlarda lokanta müĢterisi (sırasıyla %78,4, %4,1) oluĢturmaktadır.

Kafeterya grubunda ise en fazla bekar ve evli oranını sırasıyla %36,8 ve %63,2 oranlarda kafeterya sahibi oluĢtururken, en yüksek diğer oranını ise %5,1 oranla kafeterya çalıĢanı oluĢturmaktadır. Diğer oranlar ise Çizelge 3.3‟te gösterilmiĢtir.

(39)

29 Çizelge 3.4‟te araĢtırmaya alınan grupların öğrenim durumları verilmiĢtir.

Çizelge 3.4. AraĢtırmaya alınan grupların öğrenim durumlarının karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011) Grup Öğrenim durumu n Ö ğre nim rmemiĢ % Ġlko ku l/ o rt a o ku l % Li se % Yüks ek o ku l % Ö ğre nci % Lokanta sahibi 43 1 2,3 21 48,8 10 23,3 11 25,6 0 0,0 Kafeterya sahibi 19 1 5,3 3 15,8 4 21,1 8 42,1 3 15,8 Lokanta çalıĢanı 62 1 1,6 27 43,5 20 32,3 11 17,7 3 4,8 Kafeterya çalıĢanı 39 1 2,6 12 30,8 10 25,6 12 30,8 4 10,3 Lokanta müĢterisi 97 6 6,2 16 16,5 29 29,9 37 38,1 9 9,3 Kafeterya müĢterisi 65 1 1,5 7 10,8 19 29,2 33 50,8 5 7,7 Lokanta (Toplam) 202 8 4,0 64 31,7 59 29,2 59 29,2 12 5,9 Kafeterya (Toplam) 123 3 2,4 22 17,9 33 26,8 53 43,1 12 9,8

AraĢtırmaya alınan grupların eğitim durumları incelendiğinde;

Lokanta grubunda; Lokanta sahibinin %2,3‟ü öğrenim görmemiĢ ,%48,8‟i ilkokul\ortaokul mezunu, %23,3‟ü lise mezunu, %25,6‟sı ise yüksek okul mezunu iken, lokanta grubunda hiç öğrenci yoktur.

Şekil

Çizelge 3.1. AraĢtırmaya alınan grupların yaĢ ortalamalarının karĢılaĢtırılması  (Konya-Meram, 2011)  Grup    n           Lokanta  Ortalama ± SS  n               Kafeterya        n      Ortalama ± SS  Sahibi  43      37,05 ± 11,05         19     33.95 ± 13
Çizelge 3.3. AraĢtırmaya alınan grupların medeni durumlarına göre dağılımı   (Konya-Meram, 2011)
Çizelge  3.4.  AraĢtırmaya  alınan  grupların  öğrenim  durumlarının  karĢılaĢtırılması (Konya-Meram, 2011)  Grup                             Öğrenim durumu  n  Öğrenim   görmemiĢ %  Ġlkokul/ ortaokul  %  Lise %  Yüksek okul  %  Öğrenci %  Lokanta  sahibi
Çizelge 3.5‟te araĢtırmaya alınan grupların sigara içme durumları verilmiĢtir.
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Donanımı : Sib2 Türkü içerisinde fa# perdesi kullanılmıştır. Genişlemesi : Türkü beş ses içerisindedir ancak bir ölçüde Neva da Rast göstermek için Fa# ve

Bu çalışmada Tokat ili şehir merkezinde yer alan kafeterya, kafe, lokanta, restoran, birahane ve barlarda yürürlüğe girecek olan “kapalı alanlar- da sigara içiminin

Kahvehane ve kafeterya grubu yeni kanu- nun müşteri sayısını ve iş yeri gelirlerini azaltaca- ğını düşünürken, lokanta grubunda müşteri sayı- sının ve iş yeri

rmdan da durulmuyor. Güle güle çek stncıyı, buruntuyu. Dün getirdiğin ‘ pastırma eşek etinden miydi, neydi? Bakkalın kokmuş yumurtalarını üstü­ ne kırıp

Madd duran varlık kalem n n finansal tablo dışı bırakılması sonucunda kazanç ya da kayıp kar ya da zarara yansıtılır (TMS 16, md. 12.36) TMS 16'da başkalarına k ralanmak

Araştırmada incelenen özelliklerden bitki boyu, yan dal sayısı, gövde çapı, bitki başına harnup sayısı, tohum verimi, ham protein oranı, ham yağ oranı ve ham

Ziya Gökalp ve Mahmut Ragıp Gazimihal Cumhuriyet dönemindeki Türk ulusu yapılanmasında oluşturdukları kültür politikalarında, özellikle müzik yapısı itibarı ile

In our study, positive iNOS immunoreactivity was detected in germ cell cytoplasm in interstitial cells and primordial follicles in the ovaries of rats fed with