• Sonuç bulunamadı

Bir Ermeni'nin anıları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir Ermeni'nin anıları"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

O L A Y L A R

Svû

İN SA N LA R

BİR ERMENİ’NİN ANILARI

HASAN PULUR

ister

U satırları ister ibretle, dikkatle okuyun:

____ “Çocukluğumdan beri ba­ na, kabahatli olanın daima Türkler ol­ duğu öğretilmiştir.”

Bunları söyleyen bir Ermeni'dir; Ohannes Apresyan...

Onun bu söylediklerini yazan da bir Amerikalıdır, Leonard Ramsden

Hamil...

Amerikalı yazar, 1922 yılının Şu­ bat ayından 1924 Mart’ına kadar Kaf­ kasya'da tarım kalkınması projesin­ de Ohannes Apresyan’la birlikte ça­ lışmış, Amerika’ya döndükten sonra Apresyan'ın anlattıklarını kitap ola­ rak yayınlamıştır. (x)

Amerikalı yazar, kitabındaki olay­ lar için şöyle demektedir:

“ Olayların hakikatlere tamamen uygun olduklarını, bunların çoğunu kendim bizzat inceleyerek öğren­ dim.”

Ohannes Apresyan’ın anıları, 1918-1922 yıllarını kapsamaktadır. O yıllarda, Ermenistan’da, Azerbay­ can’da, Karabağ'da hemen hemen bugünkü benzer günler yaşanmakta­ dır. Çarlık Rusyası çökmüş, komünist devrimi yapılmış, bölgeden Rus or­ dusu çekilirken, Ermeniler, fırsat bu fırsat deyip, Azeri Türklerine saldır­ mışlardır.

Evet, tıpkı bugünkü gibi...

pulcular ateşe başladılar. Kadın ve çocuklar arabalardan atlayıp, çığlık­ lar içinde birbirlerine karıştılar. Kaçı­ yor ve ümitsiz bir şekilde sığınacak yer arıyorlardı. y ,

j ^

E

yan bir yürüyüşe çıkmış birRMENİ milleti, hedefi olma­ _____ millettir. Daima kendilerinin peşinden gelen terörden kaçarak kör bir şekilde güvenlikle yaşayabileceği bir yer bulmaya çalışırlar. Kaçtıkları zaman da arkalarında faydalanacak hiçbir şey kalmamış boş bir toprak bı­ rakırlar...

İMDİ Dr. Sipahi Çataltepe ta­ rafından “ Bir Ermeni’nin Anı-____ larında Azerbaycan Olayları” adıyla çevrilen “ Kastaş Yayınları” ta­ rafındın yayınlanan kitaptan bazı sa­ tırlar okuyacaksınız...

“ Bizimkiler Türk evlerinin kapıla­ rını yumrukladılar, fakat hiçbir cevap alamadılar. Bunun üzerine evlerin kapıları kırıldı ve bu evlerdeki en son Türk öldürülene kadar süren bir kat­ liam başladı. Bütün bu uğursuz gece boyunca ben dehşet içinde korkudan bir köşeye sinmiş, kulaklarımı yırtan bizimkilerin boğuk bağırmalarına ve çaresizlik içindeki kurbanların fer­ yatlarına kulaklarımı tıkamaya çalı­ şarak sabahlamıştım. Sabah oldu­ ğunda da iş tamamlanmıştı.

r r n U çekilişimizde, Ruslar tara- | j fından harpte esir edilmiş ve Rusların harbi bırakması üze­ rine de elimize kalan 3000 kadar harp esiri Türk askerini de beraberimizde götürdük, Kara Kilise’ye çekilişimiz sırasında bu zavallıların iki bin tanesi merhametsizce öldürüldü. Gösteri­ len vahşet beni hasta etmiş, fakat ya­ pılanlara itiraz etme imkânını bula­ mamıştım. Bazıları gene nisbeten acı çektirilmeden vurulup öldürüldüler. Çoğunluğu ise yakılarak öldürüldü. Bu yakarak öldürme işi kulübelere saman koyarak, sonra da bu kulübe­ leri Türk esirleri ile doldurduktan sonra samanları ateşlemek suretiyle oldu. Esirlerin bin kadarı da öldürül- meyip muhafaza edildi. Bunun sebe­ bi de, Avrupa’da bizim Ruslardan bü­ yük sayıda Türk esirini devir aldığı­ mızın bilinmesi ve ileride de bu esir­ lerin hesabının bizden sorulacağı en­ dişesi idi.

Bakü’de Ermeniler, Ingilizlerin yardımı ile bu büyük petrol şehrini ele geçirdiler ve şehrin Türk ahali­ sinden yirmi beş bin kişiyi katliam­ dan geçirdiler.

Ermeni milleti hürriyet denen şe­ yi hiç tatmamıştır. Hatta bağımsız ol­ duğumuz devirlerde bile, memleket birbirleri ile devamlı bir şekilde sava­ şan ve kendi halkını esirlik seviyesin­ de tutan küçük krallıklara bölünmüş­ tü. Son 700 yıllık devrede ise pek çok insanlar ve uluslar hürriyetlerine ka­ vuştukları ve uygarlıkta ilerledikleri halde biz Arap, Iran, Moğol, Türk ve Rusların yönetimleri altında kaldık.

Rus birlikleri Türk köylerinde kor­ kunç şeyler yapmışlardır. Türkiye’­ deki Ermenilerin başlarına gelenler de biliniyordu. Biz Ermeniler de Türklerin kökünü kazıdık. Bu öyle sonsuz bir kin ve intikam zinciridir ki, gitgide daha derin hir şekilde insanın içine işler ve insan tabiatının en kötü ve korkunç tarafını ortaya çıkarır.

Türklerle yaptığımız savaşta kar­ şılaştığımız olaylarla ezilmiş insan­ lar olarak, pek az sonra başlayacak olan iç harbimizde de, birbirimize karşı Türklerin bize karşı olduğun­ dan daha merhametli insanlar değil­ dik.”

Rus ordusunun çözülmesi ve Taşnak Partisf’nin idareyi eline alma­ sından sonra bu Türkler ezilmeye ve hakaret görmeye başladılar. Alek- sandropol’deki Türkler, hükümete başvurarak Türkiye’ye göçmelerine izin verilmesini istediler. Bu izin ken­ dilerine verildi.

■j- 1 ŞTE 1920’ler, işte 1990’lar... Hem de bir Ermeni’nin ağ- ___ zindan, bir Amerikalının kale­ minden...

Hayır, bu yazının sonunu, parma­ ğımızı Batı’ya doğru uzatıp, bazıları­ na “ Utanın!” diyerek bitirmeyece­ ğiz

İnsanlardan, olmayan şey isten­ mez!

Vadideki yolun bir noktasına yolu kapatan bir engel yerleştirilmişti. En öndeki araba grubu bu engele varın­ ca durdu. Kayalar arasında saklan­ mış olan Taşnak silahşörleri ve ça­

(x) Bu kitap, 1928 yılında Amerika’da India­ napolis şehrinde “ The Bobbs-Merrill Com ­

pany” Yayınevi tarafından “ Men Are Like That” adı ile yayınlanmış ve “ Book Review Digest” yıllık kitap katoloğunda kayıtlı İngi­

lizce aslından Türkçeye çevrilmiştir.

h h h h h h i

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Aslında bundan çok daha önce, yani günümüzden yaklaşık bir milyar yıl sonra Güneş’in parlaklığı okyanuslardaki suları bu- harlaştıracak kadar yükselmiş ve Dünya

NASA’n›n morötesi dalgaboylar›na duyarl› Gökada Evrim Kaflifi (GALEX) uydusu, Araba Tekeri’nin de, görünür çap›n›n iki kat›na kadar uzanan daha genifl bir

Ancak orga- nik gıda üreticileri için yıkama sırasında bu tür maddelerin kullanımı bir seçenek değil, çünkü organik üretimde kullanılacak mad- delerin organik üretime

^ Fakültenin tatil olmasına rağmen gençlerin tezlerini okumakla meşgulken, birdenbire bir kalb krizinden ölen profesör Sadrettin Celâl, memleketin kendi

Enterobacter-Klebsiella grubu amoksisilin-klavulanik asid (%72), piperasilin (%65), seftazidim (%53) ve sefotaksime (%52) yüksek oranlarda direnç gösterdi¤i halde, imipenem

f è n^e^ Kâmuran (Prens Sabahattin’in gelini), nses Aleksandra (Adı belirlenemeyen kus çar­ larından birinin kızı), Gavsi Baykara (Neyzen ve bestekâr), Saniye

sayfasın­ da, film hakkında, şöyle yaz - m ışız s "R ejisör Çetin K ara­ manbey, Refik Halit Karay ’ ın eserinden uyguladığı filmde konuyu anlatmaktan çok,

kefenimi üstümde taşıyorum insanlar bulduğunuz yerde vurun beni dönüş biletim de yoktur üstelik yapmayın yaşatmayın öldürün beni suladımsa kendi toprağımı suladım size