2 7 N isan 1 9 9 7
İSTANBUL'DA DOĞDU, İSTANBUL'DA
ÖLDÜ, YAHYA KEMALİN İSTANBUL
ÜSTÜNE YAZDIĞI EN GÜZEL ŞİİRLERİNİ
BESTELEDİ. 28 NİSAN MÜNİR NUREDDİN
SELÇUK1 UN 16. ÖLÜM YILDÖNÜMÜ.
billur
Sah n ed e, şarkıların ı sırtında frakla okudu. Sesiyle, üslubuyla, yorum uyla Doğu m üziğinde devrim yaptı. Uç yüzü aşkın konser verd i, yü zlerce konser yönetti, sa y ısız öğrenci yetiştirdi. 9 0 'a ya kın bestesi olan M ünir N ureddin'in en unutulm az eserleri, Y a h y a Kem al'in şiirlerine
yaptığı besteler. K la sik p a rça la rı taş p la klara kaydetti. 1 9 7 5 yılın d a 3 . İstanbul F e stiva lin d e , 1 9 7 6 yılın d a da 7 6 ya şın d ayken Şan S in e m a sin d a son konserlerini veren M ünir N ureddin Selçuk için, 'dönülm ez akşam ın ufku" 2 8 N isa n 1981 tarihinde geldi.
S
• • • •
• •
ı
• ••
• • • • »
veO
smanlı musikisinin tüken me devrinde, insan sesi, muhtaç olduğu disiplini, Münir Nureddin'in kibar ve mümtaz şahsiyetinde bulmuştur. Adeta bu, klasik hanende tipinin sakat ve savruk yüzünde bir estetik ameliyatıdır. Bir kaşı yukarı kalkmış ve bir teki büzülmüş gözleri yerine getiren, çarpık çeneyi düzel ten, kabarık boyun adalelerini indi ren ve bütün çehreye bir duacınınderin vecd, huzur ve ahenk ifadesini veren edanın, sahnede ilk temsilci si Münir Nureddin Bey'dir. Çün kü Münir Nureddin, geçen yıl ların arasında, sanatına, müzi ğine ve dinleyicisine saygısmı hiç ama hiç kaybetmemiş, il
kelerinden hiç ödün verme miştir.
"Osmanlı musikisinin ra kıdan çatlamış ve buruşmuş
sesini kalıplayan bu sanat karımız, konserlerinde frak giyen ve ayakta şarkı söyle
yen ilk mugannimizdir. Ge tirdiği bu medeni üslup ve
kıyafet, yaptığı bu aksesu ar inkılabı, meyhane derbederliği içinde, bütün kılık ve eda haysitenini kaybe den Osmanlı musikisinin ka lıcılığında en büyük rolü oy namıştır. Münir Nureddin olma saydı, bu musiki belki çoktan bir tarih sesi halini alacaktı. Ona bir müddet daha canlı cazip aktüalitesini en büyük şe- payı herhalde Münir ıreddin Bey'indir."
Böyle diyor Peyami Safa 1951'de, Münir Nureddin Selçuk 35. sanat yılım kut
larken. 28 Nisan 1981. Türk musikisi ni "ayağa kal dıran" o ünlü bestekâr ve y o r u m c u n u n ölüm tarihi. Dönül mez akşamın ufkuna doğru çıktığı son yolcu luğunun 15. yılında, 1996'- da, Ayşe Kulin'in hazırladı ğı yaşam öyküsü, "Bir Tatlı Huzur" başlığıyla Sel Yayın cılık tarafından yayımlanan Münir Nureddin bu yıl yine 28 Nisan tarihinde Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda, İÜ Devlet Kon- servatuvarı Türk Musikisi İcra Heye- ti'nin vereceği bir konserle anılacak.
Yahya Kemal'in "benim şiirlerimi senden başka hiç kimse bestelemeye
şehir şehir dolaşarak konserler verdi- İer. Yurtdışında, Mısır, Kıbrıs, Irak, Macaristan, Yunanistan, Fransa gibi ülkelerde de konserler vererek Türk musikisini tanıttı ve sevdirdi Münir Nureddin. Gördüğü kusursuz alatur ka müzik eğitimini 1928'de gittiği Fransa'da vokal çalışmaları yapıp, şan, solfej ve piyano dersleri alarak pekiştirdi.
KLÂSİKLERİ KAYDETTİ
Türkiye'ye döndüğünde, artık Türk musikisini tiyatro ve sinema sa lonlarında, sadece müzik dinlemeye gelen insanların karşısında icra etme ye başladı. Konserlerin yanı sıra bir başka uğraşa daha yöneldi: Dârül-El- han adıyla kurulan ilk konservatu- varda, Kemal Reşat Erer, tanburi Dürrü Turan, udi Sedat Öztürk, ney zen Tevfik, Nuri Halil Poyraz Beyler le birlikte bir kurul oluşturarak, bili nen ve sevilen klasik eserleri taş pla ğa kaydetmeye başladılar.
Film çalışmaları da yapan Münir Nureddin, 1939'da Muhsin Ertuğ- rul’un senaryosunu yazıp yönettiği "Allah'ın Cenneti"nde, Türkiye güze li Feriha Tevfik ve Hazım Körmükçü ile oynadı. 1941'de yine Muhsin Er- tuğrul'un yönettiği, senaryosunu Na zım Hikmet'in yazdığı "Kahveci Gü- zeli"nde Nevin Seval, Behzat Butak ve Hazım Körmükçü ile; 1951'de Ve dat Arın yönettiği "Üçüncü Selimin Gözdesi"nde Perihan Altındağ ile oy nadı.
1943-1948 yılları arasmda İstanbul Belediyesi Konservatuvarı İcra Heye- ti'nde çalıştı ve Türk musikisinin en seçme eserlerini okuduğu on beş taş plak doldurdu.
Sahnede, şarkılarını sırtında frakla okuyan bu lirik tenor, sesiyle, üslu buyla, yorumuyla Doğu müziğinde devrim yapmıştır. Üç yüzü aşkın konser veren, yüzlerce konser yöne ten, sayısız öğrenci yetiştiren, 90'a ya kın bestesi olan Münir Nureddin'in en unutulmaz eserleri, Yahya Ke mal’in şiirlerine yaptığı bestelerdir. Yahya Kemal bir gün Vâ-Nû’ya Mü nir Nureddin içm şöyle demiş: "Mü nir, musikimizin bir müzesidir. O ol masaydı, Türk musikisi bugünkü mertebesine ulaşamayacaktı." 1966 yılında da, Behçet Kemal Çağlar, Mü nir Nureddin'in 50. sanat yılı kutla nırken, alaturkayı onun sayesinde sevdiğini itiraf etmiş: "...Harika bir Kalamış akşamıydı. Münir Nureddin, kâh mırıltı, kâh feryat halinde, güzel sesinin ipek merdivenini göklere da yayarak, bana alaturka cennetim gez dirdi; o günden beri Itrîleri Dede Efendileri sezer oldum, arar ol dum..."
Münir Nureddin 1966'da 50. sanat yılım kutladıktan sonra, 1975'te 3. İs tanbul Festivali'nde, 1976'da Şan Si nemasında son konserlerini verdi. cek. Buna müsaade etmeyeceksin.
Onları ancak sen besteleyebilirsin" dediği Münir Nureddin, 20. yüzyılın başında, 1900 yılında İstanbul'da doğ du. İlk kez on dört yaşında, Dârü-1 Feyzi-i Musiki Cemiyeti'nin Apollon Tiyatrosu'nda verdiği konserde İstan- bullular'ın karşısına çıkıp Dede Efen- di'nin Rast Kâr-ı Nev'ini okudu. Bi rinci Dünya Savaşı'nm sonlarında ba zı müzisyen arkadaşları ve hocalarıy la Şark Musiki Cemiyeti'nin kurucu ları arasmda yer aldı, daha sonra Mu- zıka-i Hümayun'a girip mülazım (teğmen) rütbesiyle Dolmabahçe Sa- rayı'nda görevlendirildi. Osmanlı İm- paratorluğu'nun yıkılıp Cumhuri yetin ilanıyla yeni kurulan Riyaset-i Cumhur Muzıkası'nda göreve başladı
ve tambur üstadı, bestekâr Refik Fer- san'la birlikte Ankara'da Atatürk'ün maiyetine girip Çankaya'da sık sık onun konuğu oldu. Alaturka musiki ye düşkünlüğü bilinen Atatürk ile müzik alanında ciddiyete aşırı düş kün olan, müziğe gösterdiğe saygıyı kendisini dinleyenlerden de bekleyen Münir Nureddin arasındaki anlaş mazlıklarla ilgili, Ayşe Kulin'in hazır ladığı kitapta şöyle bir örnek var: "Bir keresinde, sofrada İstiklal M arşını okumasını isteyen Atatürk'e 'içkiliyim paşam, bu kutsal marşı huzurunuz da, içkili ağzımla okumak istemem, bir hatam olur, kendimi affedemem' diyebildiği, Atatürk'ün de 'pekâlâ ço cuk, o zaman bize bir Rumeli Türkü sü oku bakalım’ dediği anlatılır."
PLAKLARI KAPIŞILDI
Refik Fersan ile Münir Nureddin özel konserler vermek üzere Riyaset-i Cumhur Muzıkası'ndan ayrılıp Sahi binin Sesi Plak Şirketi ile anlaşarak plak doldurmaya da başladılar. Plak ları kapışılan, konserleri büyük ilgi gören bu iki sanatçı, tamburi Mesut Cemil,-Ruşen Kam, Nubar Tekyay ve Artaki Candan'dan oluşan bir ekiple