• Sonuç bulunamadı

İlköğretim 8. sınıf görsel sanatlar dersinde milli değerler kazanılmasında milli bayramlarımızın etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İlköğretim 8. sınıf görsel sanatlar dersinde milli değerler kazanılmasında milli bayramlarımızın etkisi"

Copied!
163
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

RESĠM-Ġġ ÖĞRETMENLĠĞĠ BĠLĠM DALI

ĠLKÖĞRETĠM 8.SINIF GÖRSEL SANATLAR DERSĠNDE MĠLLĠ DEĞERLERĠN KAZANILMASINDA

MĠLLĠ BAYRAMLARIMIZIN ETKĠSĠ

(29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve KurtuluĢ SavaĢı Hikayeleri Örneği)

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Hazırlayan BarıĢ BOZOK

(2)

BARIġ BOZOK

ĠLKÖĞRETĠM 8.SINIF GÖRSEL SANATLAR DERSĠNDE MĠLLĠ DEĞERLERĠN

ANKARA 2010

KAZANILMASINDA MĠLLĠ BAYRAMLARIMIZIN ETKĠSĠ

(3)

RESĠM-Ġġ ÖĞRETMENLĠĞĠ BĠLĠM DALI

ĠLKÖĞRETĠM 8.SINIF GÖRSEL SANATLAR DERSĠNDE MĠLLĠ DEĞERLERĠN KAZANILMASINDA

MĠLLĠ BAYRAMLARIMIZIN ETKĠSĠ

(29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve KurtuluĢ SavaĢı Hikayeleri Örneği)

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Hazırlayan BarıĢ BOZOK

DanıĢman

Prof. Dr. Alev ÇAKMAKOĞLU KURU

(4)

BarıĢ Bozok’un “Ġlköğretim 8.Sınıflar Görsel Sanatlar Dersinde Milli Değerler Kazanılmasında Milli Bayramlarımızın Etkisi (29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve KurtuluĢ SavaĢı Hikayeleri Örneği” baĢlıklı tezi …. / …. /2011 tarihinde, jürimiz tarafından Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı, Resim-iĢ Öğretmenliği Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiĢtir.

Adı Soyadı Ġmza

Üye (Tez DanıĢmanı): Prof. Dr. Alev ÇAKMAKOĞLU KURU .. ...

Üye: ... ...

Üye: ... ...

Üye: ... ...

(5)

i ÖNSÖZ

Bilindiği gibi Ġlköğretim kurumlarında Görsel Sanatlar dersi sadece sanat eğitimi değil, yaşantıya dayalı, uygulama ağırlıklı, sanatsal verilerden yararlanarak yaratıcı düşünceyi geliştirme amaçlı, öğrencinin estetik duygularını geliştirici bir yapıda planlanan ve işlenen bir derstir. Sanat eğitimi, yapıcı ve yaratıcı bir biçimde yetiştirilmesi düşünülen bireyin insanı, doğayı, yaşamı algılayabilme, yorumlayabilme, kendi duygu ve düşüncelerini farklı sanatsal yollarla ifade edebilmesini amaçlar. Ayrıca müzik, resim, heykel, mimari, tiyatro, bale, dans, müze eğitimi ve edebiyat gibi pek çok dalın iç içe olmasını gerektiren bir derstir. Edebiyat, yaratıcı düşüncenin gelişimini destekleyen en önemli bilim dallarından biridir. Edebiyatımızın önemli bir öğesi olan Kurtuluş Savaşı ve bu savaşta geçen kültür unsurlarımızın gelecek kuşaklara aktarımının, sanat alanı içinde de değerlendirilmesi gerektiği düşünülerek ele alınmıştır. Bu amaçla kültürel yozlaşma sonucu kaybolan milli değerlerimizin yeniden ortaya çıkarılması için alternatif konu olarak önerilmesi ve uygulanması uygun görülmüştür.

“Ġlköğretim 8. sınıf Görsel Sanatlar Dersinde Milli Değerlerin Kazanılmasında Milli Bayramlarımızın Etkisi (29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Örneği)” başlıklı araştırma konusu ile bireylerin kişilik ve aidiyet duygularının gelişiminde, Kurtuluş Savaşının varlığına dikkat çekmek ve geleneksel değerlerin devamına katkı sağlamak amaçlanmıştır. Bu nedenle kendi milli değerlerini içeren Kurtuluş Savaşında öne çıkan ve destanlaşan kahramanlık konularının, ergenlik dönemlerinde verilmesi ile bireylerde, yaşadığı toplumun milli ve manevi değerlerinin, örf-adet ve ananelerinin neler olduğu, milli şuurun ve milli birliğin temellerinin nasıl atıldığı, nasıl bir toplum içerisinde yaşadığı, gelenek ve göreneklerinin, toplumsal yaşam şeklinin, düşünce ve anlayışının ne olduğu, Türk birliğinin ve değerlerinin korunup sürekliliğinin sağlanması için toplumsal birliktelik anlayışının ve kültürünün eğitim ile kazandırılması gerektiği bilinci oluşturulabilir.

Bir milleti birbirine bağlayan, milli birliği oluşturan, milli ahlak, milli kültür, örf-adet ve ananelerdir. Bir toplumu millet haline getiren, birlik ve beraberliği oluşturan, aynı düşünce etrafında birleştiren ortak kültür, milli değerler, tarih, dil,

(6)

ii

töreler ve inançlardır. Milli birlik ve beraberlik, milli değerlerin etrafında şekillenir. Bir milletin diline, dinine, kültürüne, tarihine, bayrağına ve yüksek ahlak ölçülerine bağlılığı, o milletin milli birlik ve beraberliğini güçlendirir. Millet olarak, milli kültürümüzün özü olan milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmak, korumak ve gelecek nesillere aktarmak, şüphesiz birlik ve beraberliğimizin sıkı bağlarla devamlılığı için vazgeçilmez olanlardır.

Kültür, insanın doğasını ifade eden duygulardan ibarettir. Duygular geçmişten günümüze dek edebi anlatımla yeni kuşaklara ulaşmış, aynı yolla da gelecek kuşaklara ulaşacaktır. Bu araştırmada 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı başlığında Kurtuluş Savaşımızın tercih edilmesinin sebebi, bu konunun anlatımında gelenek ve görenekler, toplumsal yaşam şekli, düşünce ve toplumsal birliktelik anlayışı gibi Türk’e ait değerlerin kazandırılması ve sürekliliğini sağlamada günümüzde de etkin olmasıdır. Bu değerlerin, eğitim ile bireye kazandırılması sonucu toplumda bütünleştirici rol oynaması da bir başka etkendir.

Araştırmanın birinci bölümünde problem incelenerek, araştırmaya duyulan gereksinim belirtilmiş, varsayımlar ile sınırlılıklar açıklanmış ve ilgili tanımlara yer verilmiştir. Ġkinci bölümde kavramsal çerçeve başlığı ile genel anlamda sanat eğitimi tarihi, gerekliliği ve yöntemleri ile 29 Ekim Cumhuriyet Bayramının kapsamı, milli değerlere etkisi ve Görsel Sanatlar eğitimindeki yeri incelenerek, ilgili araştırmalara yer verilmiştir. Üçüncü bölümde yöntem başlığı altında araştırma modeli, evren ve örneklem, veri toplama araçlarının geliştirilmesi, verilerin toplanması, verilerin çözümlenmesi ve yorumunun nasıl yapıldığı açıklanmıştır. Dördüncü bölümde bulgular, değerlendirme ve yorum yer almıştır. Beşinci bölümde ise sonuç ve öneriler sunulmuştur.

Yüksek Lisans eğitimim süresince ders ve danışmanlığının yanı sıra engin bilgisinden yararlandığım, değerli hocam ve danışmanım Prof. Dr. Alev ÇAKMAKOĞLU KURU’ ya en derin saygı ve teşekkürlerimi sunarım.

(7)

iii

ÖZET

ĠLKÖĞRETĠM 8.SINIF GÖRSEL SANATLAR DERSĠNDE MĠLLĠ DEĞERLERĠN KAZANILMASINDA

MĠLLĠ BAYRAMLARIMIZIN ETKĠSĠ (29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Örneği)

Bozok, Barış

Yüksek Lisans, Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Resim-Ġş Öğretmenliği Bilim Dalı

Tez Danışmanı: Prof. Dr. Alev ÇAKMAKOĞLU KURU Nisan - 2011

Araştırmada ulusların kültür değerlerinin çok eskilere dayanan kazanımlar olduğu bilinci ile Türk Milli Eğitimi içerisinde alternatif olarak ilköğretim 8. sınıflar için, Milli Bayramlarımızın özünde kendi toplumumuza ait kültürel ve milli değerlerimizi anlatan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız başlığında, Kurtuluş Savaşının konu olarak işlenmesi gerektiği önerilmiştir. Sanat Eğitimi programlarında Milli Bayramlarımız konularının yer almasının, kültürel kimliklerinin farkında olan, geçmişine sahip çıkan, geçmişindeki tarihsel ve mitolojik dokusundan heyecan duyan, duygusal bir yapıya sahip olan toplumumuza dinleme ve anlama zevki veren, geçmiş kültürlerin olduğu kadar çağdaş yaşamın da bir parçası olduğu bilincini kazanmış bireylerin yetişmesine katkı sağlayacağı düşünülmüştür.

Araştırmanın evrenini, Ankara Ġli, 100.Yıl Ġlköğretim Okulu, araştırmanın örneklemini ise, 2010–2011 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde, okulun 8. Sınıf şubelerinden Random yöntemiyle seçilmiş C(Deney) ve A(Kontrol) şubelerindeki toplam

ellidört (54) öğrenci oluşturmaktadır.

“Ġlköğretim 8. sınıflar Görsel Sanatlar Dersinde Milli Değerler Kazanılmasında Milli Bayramlarımızın Etkisi” konulu bu araştırma kapsamında, araştırmanın problemlerine cevap aramak amacı ile deney ve kontrol gruplarına uygulanmak üzere başarı testi ve tutum ölçeği kullanılmıştır. Başarı testi ve tutum ölçeği ile elde edilen bilgiler belirtke tablosu şeklinde verilmiş, öğrencilerin uygulama öncesi ve sonrası başarı testi ile tutum ölçeğinden elde edilen sonuçları frekans ve yüzde olarak ortaya konulmuştur. Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin başarı ve tutumları arasında fark olup olmadığı varyans analizi, bağımlı ve bağımsız gruplar T testi ile kontrol edilmiştir. Araştırmada anlamlılık düzeyi 0.5 olarak kabul edilmiştir.

Araştırma sonucunda;

1) Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin ön test başarı durumları ve ön tutumları arasında istatistikî olarak anlamlı bir farklılık saptanmamıştır.

(8)

iv

2) Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin uygulama sonrasında yapılan son test başarı puanları arasında istatistikî olarak anlamlı bir farklılık saptanmıştır. Bu farklılık deney grubundaki öğrencilerin lehinedir. Ayrıca son tutum puanları arasında deney grubundaki öğrencilerin tutumlarının kontrol grubuna göre daha olumlu olduğu tespit edilmiştir.

3) Kontrol grubu öğrencilerinin uygulama öncesi ile sonrası başarı puanları arasında anlamlı bir fark vardır. Öğrencilerin uygulama öncesi ile sonrası tutumları açısından ise anlamlı bir fark söz konusu değildir.

4) Uygulama aşaması sonucunda deney grubundaki öğrencilerin başarıları anlamlı bir şekilde artmıştır. Öğrencilerin uygulama öncesi ile sonrası tutumları açısından anlamlı bir fark söz konusu değildir.

5) Uygulama sonunda deney ve kontrol grubu öğrencilerinin ön test – son test başarı puanları arasında deney grubunun lehinde anlamlı bir farka rastlanmıştır. Buna karşın ilk tutum-son tutum puanları arasında anlamlı bir fark mevcut değildir.

Araştırma sonunda ortaya çıkan sorunlara bağlı olarak Ġlköğretim Okulları Görsel Sanatlar Ders programlarında Milli Bayramlarımıza yer verilmesi ve geliştirilen konunun başarıya ulaşabilmesi için araştırmacı tarafından ortaya konulan önerilere yer verilmektedir.

(9)

v

ABSTRACT

THE EFFECT OF OUR NATĠONAL HOLĠDAYS IN CONTRIBUTĠNG TO GAIN NATIONAL VALUES IN PRIMARY SCHOOL ARTISTIC ACTIVITIES LESSON

Bozok, Barış

MA, Department of Fine Arts Teaching, Painting Teaching Programme

Thesis Advisor: Prof. Dr. Alev ÇAKMAKOĞLU KURU April, 2011

In the research, it has been proposed that National Holiday’s, which intrinsically narrate our cultural and national values pertinent to our own society, must be covered as a topic within Turkish National Education system alternatively in 8th grades in view of the fact that cultural values of the nations long-standing past acquirements. It has been suggested that the fact that National Holidays included in Fine Arts Teaching Program might contribute to the training of individuals who are aware of their cultural identity, protecting their past and who feel vibrations for their historical and mythological structure in the past, and who pleasure our emotional society with the joy of listening and understanding, and who have the awareness that they are a part of today as well as of the past cultures.

.

The research environment is made up of the city of Ankara, 100. Yıl Primary School in the city center and the research sampling is composed of 54 students altogether in the sections C(experiment) and A(control) which have been randomly chosen from among the 8th grade sections of the school in 2010-2011 fall season of teaching and education.

Within the scope of this research which is related with “The Effect Off Our National Holidays In Contributing To Gain National Values In Primary School Artistic Activities Lesson”, in order to find answers to the problems of the research a success test and an attitude scale have been used to apply on the experiment and the

(10)

vi

control group. The data gathered through the success test and the attitude scale are displayed as a descriptive chart and the results of the students attained through the success test and the attitude scale before and after the application, have been put forward as frequencies and percentages. Whether or not there is a difference between the students of the experiment and the control group in attitude and success has been checked out through variance analysis and dependent and independent groups have been checked out through T test. The meaningfulness percentage in the study has been accepted as 0.5

Conclusively;

1) No statistically meaningful difference has been established between the results of pre-test success status and prejudices of the students in experiment and control groups.

2) A statistically meaningful difference has been found between the success scores of the experiment and the control group students in the final test carried out after the application. This difference is for the benefit of the students. Additionally, it has been found out in the final attitude scores that the attitudes of the students in the experiment group are relatively more positive compared with the control group.

3) There is a meaningful difference between the success scores of the control group students before and after the application. There is no, however, a significant difference between the attitudes of the students before and after the application.

4) After the application phase, the success rates of the students in the experiment group have increased significantly. There is no meaningful difference between the attitudes of the students before and after the application.

5) After the application, a significant difference has been found out between the experiment group students and the control group students in pre-test and final test success scores. However, there is no significant difference between the first attitude and the final attitude scores.

(11)

vii

In the final part of the research, how National Holiday’s should be included in Art Teaching Programs of Primary Schools with an eye to the problems arising and some recommendations for the further development of the subject under discussion are given.

(12)

viii İÇİNDEKİLER Sayfa Onay Önsöz ………..………..….…………....i Özet ………...……….……...iv Abstract………...……….………...vi Tablolar Listesi……..……….……....xii

BÖLÜM -1

GİRİŞ ………..………1 1.1. Problem Durumu ………..………..5 1.2. Problem Cümlesi …………..………..8 1.2.1. Alt Problemler ……..……….8 1.3. Araştırmanın Amacı ………..………...9 1.4. Araştırmanın Önemi ………...………..10 1.5. Varsayımlar ……….………..11 1.6. Sınırlılıklar ……….12 1.7. Tanımlar ………13

BÖLÜM -2

KAVRAMSAL ÇERÇEVE ……….16

2.1. Sanat Eğitimi Tarihine Kısa Bir Bakış ...17

2.2. Milli Bayramlar.. ...24

2.2.1. Milli Bayram Kavramı ve ortaya çıkışı ………...24

2.2.1.1. Cumhuriyet döneminde milli bayramlar ve ilan edilişleri……..…...28

2.2.1.2. Cumhuriyetin ilanı ve Milli Bayram olarak kabul edilmesi………..30

2.3. Toplumsal açıdan Milli ve Manevi Değerler Kavramı …………..33

2.4. Milli Değerler Ve Sınıflandırılması……….36

2.4.1. Sosyal Değerler ………..……….36

2.4.2. Dini Değerler ………..………37

(13)

ix

2.4.4. Ġlmi Değerler ………..……….38

2.4.5. Genetik (Irki) Değerler ………..………..38

BÖLÜM -3

YÖNTEM………40

3.1. Görsel Sanatlar Ders Programının Kuramsal Temelleri …………40

3.1.1. Çoklu Zekâ Kuramı ………...40

3.1.2. Yapılandırmacı Yaklaşım ………..40

3.1.3. Proje Tabanlı Öğrenme Modeli ……….41

3.1.4. Eğitimde Drama Yöntemi .……….41

3.2. Araştırma Modeli ...44

3.3. Çalışma Grubu (Grupların oluşturulması) ………..47

3.4. Öğretim Materyali ………..50

3.5. Uygulama Süreci ……….50

3.6. Evren ve Örneklem ...51

3.7. Verileri Toplama Teknikleri ...………..51

3.8. Nicel Verilerin Toplanması Sonucu Verilerin Çözümlenmesi ve Yorumlanması ………52

3.8.1. Başarı Testi (Ön test-Son Test) ………..52

3.8.2. Tutum Ölçeği (Ön Tutum-Son Tutum) ………..53

3.9. Verilerin Analizi ………..59

BÖLÜM -4

BULGULAR VE YORUMLAR...60

4.1. Araştırmanın Alt Problemlerine Dayalı Nicel Bulgu ve Yorumları.60 4.1.1. Deney ve Kontrol Grubundaki Öğrencilerin Görsel Sanatlar Dersi Başarı Testinden Alınan Puanlara Ġlişkin Bulgular ……….60

(14)

x

4.1.2. Deney ve Kontrol Grubundaki Öğrencilerin Görsel Sanatlar Dersinde Milli Değerlere Yönelik Tutum Ölçeği Testinden Alınan Puanlara Ġlişkin

Bulgular ………66

BÖLÜM -5

SONUÇ VE ÖNERİLER ...72

5.1. SONUÇ ………72

5.1.1. Deney ve Kontrol Grubundaki Öğrencilerin Görsel Sanatlar Dersi Başarı Testinden Alınan Puanlara Ġlişkin Sonuçlar ………....73

5.1.2. Deney ve Kontrol Grubundaki Öğrencilerin Görsel Sanatlar Dersinde Milli Değerlere Yönelik Tutum Ölçeği Testinden Alınan Puanlara Ġlişkin Sonuçlar ……….74

5.2. ÖNERİLER ………..76

KAYNAKÇA ………79

EKLER Ek:1. Ön Test – Son Test………... 87

Ek:2. Tutum Ölçeği ………...93

Ek:3. Milli Değerlere Yönelik Tutum Ölçeği (Nihai) ………...96

EK:4. Kurtuluş Savaşı Hikayelerindeki Milli Değerler……….97

Ek:5. Ġlköğretim Görsel Sanatlar (1–8. Sınıflar) Dersi Öğretim Programı yasal olarak kabulü, teklif yazısı……….99

Ek:6. Görsel Sanatlar Dersi Kazanımları Çizelgesi ………100

Ek:7. Kurtuluş Savaşı Hikayeleri……….104

Ek:8. Görsel Sanatlar Dersi Programı 8. Sınıf Öğrenme Alanları, Temalar ve Programın Atatürkçülük Kazanımları………..123

Ek:9. Görsel Sanatlar Dersinin Ara Disiplin Kazanımları ……….125

Ek:10. Görsel Sanatlar Dersi Programının Uygulanmasına Ġlişkin Açıklamalar………126

(15)

xi TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1- Ön Test-Son Test Kontrol Gruplu Desen Modeli Tablo 2- Araştırmanın Deneysel Deseni

Tablo 3- Başarı ve Güvenirlik Testinde Öğrencilerin Okullara ve

Cinsiyetlerine Göre Dağılımı

Tablo 4- Deney ve Kontrol Grubunda Yer Alan Öğrencilerin Cinsiyetlere

Göre Dağılımı

Tablo 5- Deney ve Kontrol Gruplarındaki Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre

Dağılımı

Tablo 6- Likert tipi bir ölçekteki maddeler için puanlama anahtarı

Tablo 7- Tutum Ölçeği Maddelerinin Faktör Ġsimleri ve Güvenirlik Cronbach

Alpha Katsayısı Tablosu

Tablo 8- Milli Değerlere Yönelik Tutum Ölçeği Maddelerinin Faktör Yükleri Tablo 9- Alt %27 ve Üst %27 Madde Analizi Sonuçları

Tablo 10- Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin Görsel Sanatlar

dersinde Milli Bayramların milli değerlerin kazanılmasına ilişkin ön test başarı puanlarına göre düzenlenmiş bağımsız gruplar t-testi analizi sonuçları

Tablo 11- Deney ve kontrol gruplarının Görsel Sanatlar dersinde Milli

Bayramların milli değerlerin kazanılmasına ilişkin son test başarı puanlarına göre düzenlenmiş bağımsız gruplar t-testi analizi sonuçları

Tablo 12- Kontrol grubu öğrencilerinin Görsel Sanatlar dersine ilişkin ön test

ile son test başarı puanlarına göre düzenlenmiş bağımlı gruplar t-testi analizi sonuçları

Tablo 13- Deney grubu öğrencilerinin Görsel Sanatlar dersine ilişkin ön test

ile son test başarı puanlarına göre düzenlenmiş bağımlı gruplar t-testi analizi sonuçları

Tablo 14- Uygulama sonunda deney ve kontrol gruplarının ön test – son test

başarı puanları arasındaki farka göre düzenlenmiş bağımsız gruplar t-testi analizi sonuçları

(16)

xii

Tablo 15- Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin Görsel Sanatlar dersine

ilişkin ilk tutum testi puanlarına göre düzenlenmiş bağımsız gruplar t-testi analizi sonuçları

Tablo 16- Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin Görsel Sanatlar dersine

ilişkin son tutum testi puanlarına göre düzenlenmiş bağımsız gruplar t-testi analizi sonuçları

Tablo 17- Deney grubu öğrencilerinin Görsel Sanatlar dersine ilişkin ilk

tutum ile son tutum testi puanlarına göre düzenlenmiş bağımlı gruplar t-testi analizi sonuçları

Tablo 18- Kontrol grubu öğrencilerinin Görsel Sanatlar dersine ilişkin ilk

tutum ile son tutum testi puanlarına göre düzenlenmiş bağımlı gruplar t-testi analizi sonuçları

Tablo 19- Deney ve kontrol gruplarının ilk tutum - son tutum puan farklarına

göre düzenlenmiş t-testi analiz sonuçları

KISALTMALAR CETVELİ

INSEA : Ġnternational Society For Education Through Art M.E.B. : Milli Eğitim Bakanlığı

NAEA : National Art Education Association

TTKB : Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı SPSS : Statistical Parquet for Social Sciences

Ed. : Editör

Çev. : Çeviren

Haz. : Hazırlayan

(17)

BÖLÜM 1

GĠRĠġ

Bu bölümde, araĢtırmanın amacı ve önemi, sorunların aydınlatılmaya çalıĢıldığı problem durumu, problem cümlesi, alt problemler, kapsam ve sınırlılıklar, varsayımlar ve tanımlar yer almaktadır.

“Eğitim, toplumsal yaĢantının bir ürünü olarak ortaya çıkmıĢtır. BaĢlangıçta, çocukların eğitiminden aileler sorumlu iken, insan toplulukları toplum niteliğine kavuĢtukça, toplumlar da çocukların eğitiminden sorumlu olmaya baĢlamıĢtır” (Çalık,2002,s.60). Topses‟e (2002,s.105) göre eğitimin tanımı, “en genel tanımlamasıyla, belirli amaçlara bağlı olarak, bireylerin kendi yaĢantıları aracılığıyla insan davranıĢlarında belirli program süreçlerine dayalı olarak, kasıtlı ve istenilir davranıĢlar oluĢturma sürecidir.” Külahoğlu‟na (2002,s.80) göre ise, “eğitim, bedence, ruhça sağlıklı, topluma etkin Ģekilde uyabilen insanlar yetiĢtirmeyi amaçlamaktadır. ÇağdaĢ anlayıĢ, toplumu ileriye götürebilecek geliĢtirebilecek değiĢimleri de sağlayabilecek (etken uyum) bireyler yetiĢmesini gerektirmektedir.” Bunun için de bireylerin yetiĢmesinde, sanata ve sanatçıya duyarlı bir toplum oluĢmasında, çağdaĢ, araĢtırmacı, aktif, bilgi aktarımcı, yenilikçi ve idealist kiĢilerin yetiĢtirilmesinde, amaçları doğru belirlenmiĢ sanat eğitimi programları önem kazanır.

Eğitim sisteminde yapılacak değiĢikliklerde sanat ve eğitim, öznel kaygılardan daha çok bütüncül kaygılarla değerlendirilmeli, aksaklıklar sağlıklı ve doğru bir Ģekilde teĢhis edilmelidir. Tüm bunlar yapılırken sanata ve sanatçıya duyarlı bir toplum oluĢmasında eleĢtirel niteliklere ve çağdaĢ, bilgili, estetik duyarlılığa sahip, aktif, katılımcı, denetleyici, yenilikçi ve milli Ģuuru açık idealist bireylerin yetiĢtirilmesinde amaçları önceden doğru Ģekilde belirlenmiĢ nitelikli sanat programlarının oluĢturulması gerekmektedir.

Her insan doğuĢtan yaratıcı güçlere sahiptir. Ġnsandaki bu yaratıcı güçleri ortaya çıkartacak olanakları ve ortamı hazırlamada disiplinler arası etkileĢimin bir

(18)

türü olan yaratıcı dramanın kullanılması, öğrenciler için etkili bir oyun- alanı yaratacaktır.

Sanat eğitimiyle ilgili tüm çalıĢmaların genelde yöneldiği asal amaçlardan biri de daha iyi bir geleceğin tasarlanması, umut üretme, tasarlananların görselleĢtirilmesi, seslendirilmesi, dramatize edilmesi, bedenle devinimle ifade edilmesi, yazılması ve canlandırılmasıdır. (San,1992:647)

ÇağdaĢ sanat eğitiminde kesin ve tek bir yöntemden söz edilmemekle birlikte, kiĢinin psikolojik yapısı, araç gereç yeterliliği, donanımlı ortam, özgür düĢünme gibi ifadeler önem kazanır. En önemli görev ise Ģüphesiz ki, sanat eğitimcisine düĢer. Sanat eğitimi programı dıĢında sanat eğitimcisinin tutum, davranıĢ, deneyim ve alanında iyi yetiĢmiĢ olması eğitimi etkileyen faktörlerden sadece bir kaçıdır.

Sanat eğitimi programlarını hazırlayan kiĢilerin sanatın ve sanatçının toplum içerisindeki değerini bilen, sanat ve sanat eğitimi konusunda yetkin olması gereklidir. Sanatın ve sanatçının hem önemine, hem de toplumsal değerine açıklık getiren BoydaĢ‟a (2007,s.7) göre, evrenin en ĢaĢırtıcı bölümü insanın kendisidir. Ben kimim, ben neyim, niçin buradayım soruları sanatçıların cevaplamaya çalıĢtığı sorulardır. Sanat, hayatın öneminden baĢka bir Ģey öğretmez. Sanatçıların ortaya koydukları gerçekler, bilim adamlarının bulduğu gerçeklerden önemsiz değildir. Resim sessiz Ģiir, Ģiir konuĢan resimdir. Resim, müzik, heykel sanatçılarının arasındaki fark kullandıkları araçlardır.

Türkiye‟de sanat eğitimi, batıda olduğu gibi önceleri alan-odaklı sanat eğitimi, daha sonra çocuk-odaklı öğretime kaymıĢ, bu kuramda, “özgür anlatım”, “kendini anlatma” gibi kavramlar sanat eğitiminde belirleyici olmuĢtur (KırıĢoğlu, 1991). Çoğunlukla eğitimciler uygulamalı çalıĢmaların görsel algı geliĢimi ve duygusal ayrımsama süreci ile geliĢebileceğini savunmuĢlardır. 1960'lı yıllarda sanatın öğretiminden söz edilmeye baĢlanmıĢ ve bu biliĢsel yaklaĢım daha sonra sanat eğitiminde disiplin-odaklı programları (estetik, sanat tarihi, sanat eleĢtirisi ve

(19)

uygulamalı çalıĢmalar) gündeme getirerek bir arada öğretmeyi hedefleyen kapsamlı programlara doğru geliĢtirmiĢtir. Disiplin-odaklı sanat eğitimi yirmi yılı aĢkın bir süre içinde bütün dünyada yaygınlık kazanmıĢtır.

Öğrencilerde bu anlamda davranıĢ geliĢtirme, Görsel Sanatlar dersi programlarının içeriklerinin zenginleĢtirilmesi ile mümkündür. Psikologlar yaratıcılığın eğitsel rolünü ve bununla ilgili özellikleri incelemiĢlerdir. Guilford dört yaratıcı özellik saptamıĢtır; bunlar “akıcılık, esneklik, özgünlük ve ustalık”tır. Torrance ise bu özellikleri yaratıcılığı zenginleĢtirmek ve ölçmek için deneyler tasarlamada kullanmıĢtır (KırıĢoğlu ve Stokrocki, 1997,s.3.13).

Çanakkale SavaĢı, yakın tarihimizin, kültürel ve milli değerlerimizin bağımsızlık mücadelesinin, unutulmaması ve unutturulmaması gereken önemli bir parçadır. ÇeĢitli öğretim yöntemleri ve farklı öğretim materyallerinin kullanılması ile bu duygunun bireylerde yaĢatılması olasıdır. Bu etkinlikleri gerçekleĢtirmenin en iyi araçları; tarihi olaylar, tarihî hikâyeler, tarihî romanlar, tarihî filmler ya da bunların sonucunda oluĢan milli bayramlardır. Öğretmenlerin de bu fikri benimsemeleri ve bu fikre odaklanarak milli değerleri, eğitim aracılığı ve öğretim yoluyla bireylere kazandırma yönünde çaba sarf etmeleri gereklidir.

Bu araĢtırmada da sekizinci sınıf öğrencilerine drama yöntemi ile uygulanacak olan, Çanakkale SavaĢı içinde gerçekleĢen hikayelerin, öğrencilerin yaratıcılığını zenginleĢtirmek için önemli imkânlar sunacağı düĢüncesinden hareket edilmiĢtir. Tarihi olayları bir de öğrencinin gözüyle görerek konuya daha farklı bir açıdan bakmamızı sağlamaktır.

Çanakkale SavaĢından beri milletimizi derinden etkileyen, tarihi ve sosyal olayları anlatan bu hikayeler; savaĢlar, halk kahramanları, devletlerin kurulması, inançlar gibi önemli olayların anlatımıdır.

Bir ulusun yaĢamını yakından ilgilendiren savaĢ, göç gibi tarih ve toplum olaylarını anlatan hikayeler, ulusların duyuĢ, düĢünüĢ, görüĢ ve inanıĢlarını anlatan

(20)

büyük değerler taĢımaktadır .

Tarihi kurgular, zihinde bir takım etkinlikleri beraberinde getirmektedir. Bu etkinliklerden en önemlisi olan kurgulama, bir bakıma tarihi malzeme (belgeler, kalıntılar, anılar vb.) ile tarihçinin ya da tarihi öykü yazarının bu malzemeleri kullanarak zihninde bazı imgeleri canlandırma faaliyeti olarak nitelenmektedir. Bu etkinlik, imgesel düzenliliğin ya da düzensizliğin semboller aracılığıyla yazıya veya söze aktarılmadan önce zihinde soyut bir Ģekilde yaĢanan bir süreç olarak tanımlanmaktadır (Dilek ve Yapıcı, 2003). Bu etkinlikleri gerçekleĢtirmenin en iyi araçları; efsaneler, destanlar, masallar, tarihi hikâyeler, tarihi romanlar, tarihi filmler ya da tarihi fıkralardır.

Çanakkale SavaĢı, çağdaĢ yaĢamın da önemli bir parçasıdır. “Dünya yeterli bir çabayla anlaĢılabilecek ĢaĢırtıcı Ģeylerle doludur. ġaĢırtıcı olanı anlama duygusu neĢe ve zevk verir; her öğretmen bu duyguyu yaĢatmalıdır” (Russell, 2001,s.176). ÇeĢitli öğretim yöntemleri ve farklı öğretim materyallerinin kullanılması ile bu duygunun yaĢatılması olasıdır. Çocuğun edilgen kalmasındansa etkin olması, öğretilen her Ģeyin ona zevk vermesine neden olmaktadır. Öğretmenlerin de bu fikri benimsemeleri ve bu fikre odaklanmaları gerekmektedir.

Görsel Sanatlar dersinde de Milli Bayram konularının ders aracı olarak kullanılması, öğrencilerin duyuĢsal alana yönelik kazanımlarında anlamlı etki yaratacaktır. Milli Bayramların daha içeriğine uygun Ģekilde anlatımı ile, öğrencilerin düĢüncelerinde yer edebilecek unsurları bulması ve bu unsurları görsel dokümanlar haline getirmeleri ile de daha kalıcı bir öğrenimin sağlanmıĢ olacağı düĢünülmektedir.

Latince bir sözcük olan “drama”, Türkçe Sözlük‟te “dram” karĢılığında kullanılmaktadır. “Dram”ın karĢılığı ise; sahnede oynanmak için yazılmıĢ oyun; acıklı, üzüntülü olayları, bazen güldürücü yönlerini de katarak konu alan sahne oyunutürü, tiyatro edebiyatıdır.

(21)

Drama çocukların psikolojik, sosyal, duygusal ve zihinsel geliĢimine destek olarak onların okula daha kolay uyum sağlamalarına ve öğrenme becerileri geliĢtirmelerine yardım edebilmektedir (O‟Hanley, 1974).

Drama, rol alma ve problem çözme yolu ile öğrenmeyi sağlamaktadır. Drama süreci benlik farkındalığı, iletiĢim becerileri, konsantrasyon ve grup iletiĢimini içermektedir (Smith ve Harring, 1994).

Drama, insanın tasarımlarını eyleme dönüĢtürebildiği bir yoldur. Drama tanım olarak, kendi içerisinde sosyalleĢmeyi barındırmaktadır. ÇeĢitli etkinliklerin özelliğine göre tartıĢan, konuĢan, olayları yaĢayan, gözleyen ve yaratan çocuk sosyal iletiĢiminin temellerini sağlamlaĢtırır (Gönen ve Dalkılıç, 2000).

Bir grubun üyesi olmak çocuğun en önemli gereksinimlerinden biridir. ArkadaĢ tarafından aranılıp beğenilmek özellikle dokuz-on yaĢlarında güçlü bir gereksinimdir. ArkadaĢlık iliĢkileri çocuğa kendi kendini gerçekçi olarak değerlendirme olanağı vermektedir. Çocuk arkadaĢlarına bakarak kendi hakkında yargılara varır. Beğendiği ve beğenmediği özellikleri bilinçlenir. Çocuğun öğretmeni ve arkadaĢları ile kurduğu iliĢkilerle geliĢen, yeterlilik ve yetersizlik duyguları çocuğu yöneten bir güç durumuna gelir. Bu güç çocuğun o güne kadar geliĢtirdiği benlik kavramını ve okul yıllarında oluĢan akademik benlik kavramını da etkilemektedir(Yörükoğlu,1985).

Drama çalıĢmaları öğrencilerin yeterli oldukları kadar yetersiz oldukları yönleri görmelerine de fırsat vermektedir. Yapılan drama çalıĢmalarında çocuklar baĢarılı oldukları yönlerini fark edebilmektedirler. Bunun yanında, baĢarısız oldukları bazı yönleri de fark etmeleri, bu yönler üzerinde de durmalarına neden olabilmektedir.

Dramanın benlik kavramı üzerine etkisi konusunda yaptığımız bir araĢtırmada (Güleç, 2001: 27-35), drama çalıĢması yapan ve drama çalıĢması yapmayan öğrencilerin; mutlu olmalarını betimleme sonuçlarının farklı olduğu saptanmıĢtır.

(22)

Drama çalıĢması yapılan grup drama çalıĢması yapılmayan gruba göre kendilerini daha çok mutlu olarak betimlemektedirler. Grupların kaygılarını betimlemeleri arasında farklılık olduğu belirlenmiĢtir. Deney grubunda bulunan öğrenciler kendilerini kontrol grubuna göre daha az kaygılı olarak betimlemektedirler. Popülarite puan ortalamaları arasında fark olduğu belirlenmiĢtir. Drama çalıĢması yapan grubun kendilerini kontrol grubuna göre daha popüler olarak betimledikleri ortaya çıkmıĢtır. DavranıĢ puan ortalamaları arasında da fark olduğu saptanmıĢtır. Drama eğitimi almayan grubun davranıĢlarını, drama eğitimi alan gruba göre, daha olumlu olarak betimledikleri görülmektedir.

Fiziksel görünümlerini betimlemelerinde farklılık olmadığı saptanmıĢtır. Zihinsel ve okul durumlarını betimleme sonuçlarının farklı olduğu saptanmıĢtır. Drama çalıĢması yapılan grup, zihinsel ve okul durumlarını diğer gruba göre daha olumlu olarak betimlemektedir. Ayrıca, deney grubunun davranıĢlarını betimlemelerinde ön-test ve son-test puanları arasında da anlamlı bir farklılık olduğu belirlenmiĢtir. Bu grubun son- test puanlarının ön-test puanlarından daha yüksek olduğu saptanmıĢtır.

AraĢtırma sonucunda, iki grubun genel benlik ve fiziksel görünümlerini betimlemeleri arasında fark olmadığı, bunun yanında, mutluluk ve doyum, kaygı, zihinsel ve okul durumu, popülarite ve davranıĢlarını betimlemeleri arasında fark olduğu saptanmıĢtır

AraĢtırma sonucuna göre, yapılan öneriler Ģunlardır:

1. Drama çalıĢmalarının okulöncesi yıllarından baĢlaması gerekmektedir. 2. Özellikle ilköğretim öğretmenlerinin eğitiminde drama ile ilgili bilgiler verilmelidir.

3. Drama etkinliğinin yirmi kiĢiden büyük bir grupta yapılması güçlüklere neden olabilir. Gruptaki çocuk sayısının 20‟yi aĢtığı durumlarda, grubu bölerek çalıĢtırmak daha uygundur.

4. Drama etkinliği yapılan mekânın, özellikle çocukların rahatlama çalıĢmalarına olanak verecek sessizliğe sahip olması gerekmektedir.

(23)

5. Drama grubundaki öğrencilerin farklı kiĢilik yapılarına sahip olabilecekleri göz önüne alındığında, drama çalıĢmasını yöneten kiĢinin grubun uyumu için çeĢitli önlemler alması gerekmektedir.

6. Öğretmen drama örnekleri geliĢtirmeden önce daha önce geliĢtirilen örnekleri incelemelidir.

7. Okullarda uygulanacak eğitimde drama etkinliklerinin eğitimin genel ve özel amaçları ile tutarlı olması gerekmektedir.

8. Yaratıcı drama etkinliklerinin eğitimin bir parçası olarak düĢünülmesi gerekmektedir.

Bunun için, Okulöncesi Eğitimi ve Ġlköğretim Genel Müdürlüğü‟nün bu konuda kararlı davranması gerekmektedir.

Eğitimde Drama Ġlkeleri

a. Eğitimde drama etkinliğinde ödül ya da ceza yoluna baĢvurulmaz. Sözel takdir aralıklı pekiĢtireç olarak verilir.

b. Eğitimde drama çalıĢmaları asla bir oyuncu eğitimi olarak düĢünülemez. Dolayısıyla bu çalıĢmalar, seyircilere oynanan bir temsil olarak hazırlanamaz. Dramanın oyuncuları aynı zamanda izleyicilerdir. Bu çalıĢmalarda izleyici

bulundurulmaz. Bu çalıĢmalar sınıfta, holde, bahçede, kütüphanede, yemekhanede uygulanabilir. ÇalıĢmalar sırasında özel bir mekân ve aksesuara ihtiyaç yoktur.

c. Eğitimde drama çalıĢmasında öğrencinin ne söyleyeceği değil, neyi nasıl söyleyeceği anlam taĢır. Drama bir analiz yöntemi değil, bir sentez yöntemidir. Öğrencinin bütün özgürlüğü de program amacı içinde bir özgürlüktür, ondan daha fazlası istenemez (Gönen ve Dalkılıç, 1999: 74).

Eğitici Drama

Günümüz çocuklarının bir yandan yaĢadığımız çağın güçlükleriyle bireysel olarak baĢa çıkabilmeleri, diğer yandan da yaĢadıkları toplumun varlığını

(24)

sürdürebilmesinde yeni itici güç olmaları amaçlanıyorsa, verilen eğitimin onlardaki yaratıcılık, kendine güven, inisiyatif alma, bağımsız düĢünme, özdenetim ve sorun çözme potansiyellerini geliĢtirebilmesi gerekir. Hızla değiĢen ve hem ulusal, hem de uluslar arası düzeyde rekabetin sertleĢtiği dünyamızda ayakta kalabilmek,insan belleğine daha çok ezbere dayanan bilgi depolanmasıyla değil, sözü edilen niteliklere sahip olunmasıyla mümkün olabilecektir. Bu niteliklerin çocuk ve gençlere

kazandırılması için; anlatmak, dikte etmek gibi geleneksel eğitim yöntemlerinden çok, “sosyal ve fiziksel doğal çevrede yaĢayarak eğitim” tekniklerinden

yararlanılabilir. Söz konusu tekniklerden biri, eğitici drama tekniğidir (Önder, 1999: 27).

Önder, “YaĢayarak Öğrenme Ġçin Eğitici Drama” adlı yapıtında, giderek yaygınlaĢan uygulamalarla çocuk eğitiminde önemli bir yer tutan bu teknik için çocuklarla doğrudan doğruya çalıĢan çeĢitli uzmanların “drama” terimini kullanmayı tercih ettiklerini; ancak, bu terimin tek baĢına açıklayıcı bir niteliğinin

bulunmadığını; ayrıca psikodrama, yaratıcı drama, tiyatro ve eğitici drama gibi terimlerin de kullanıldığını vurgulamaktadır. Yazar, bu terimler arasında

tanımladıkları etkinlikler yönünden benzerlikler olmakla birlikte, önemli farkların da bulunduğunu, özellikle farkların ortaya konulmasının sözü edilen terimlerin doğru anlaĢılmaları ve tanımladıkları etkinliklerin doğru uygulanmaları bakımından önemli olduğunu belirterek Ģu açıklamalarda bulunmaktadır (1999: 28-29):

Psikodrama: Daha çok yetiĢkinlere yönelik bir bir psikolojik tedavi yöntemi

olarak bilinmekteyse de, çocuklara ve gençlere yönelik olarak da uygulanmaktadır. Psikodramada amaç, katılan bireylerin katarsis elde etme ve içgörü kazanmaları yolu ile psikolojik geliĢimlerinin sağlanması ve böylece tedavi edilmeleridir.

Psikodramanın, bir terapi tekniği olarak, uzman kiĢilerce, özellikle bu konuda eğitim almıĢ klinik psikologlar tarafından uygulanması gerekir.

Yaratıcı Drama: Özellikle Amerika‟da Winifred Ward ve McCaslin gibi

uzmanların, çocukların katıldıkları drama etkinliklerini tanımlamak için kullandıkları terimdir. Diğer bir yaklaĢıma göre ise, yaratıcılığı geliĢtirmek için çocuklarla yapılan

(25)

drama etkinliklerini kapsar ve eğitici drama denilen eğitim tekniğinin bir alt türü olarak kabul edilmektedir.

Eğitici Drama: Daha çok Ġngiltere‟de, Peter Slade, Brian Way, Dorothy

Heathcote ve Gavin Bolton tarafından geliĢtirilen ve genel olarak çocuğun hemen her konudaki eğitimi için uygulanan bir eğitim tekniğidir. Özellikle eğitici drama, diğer iki drama türünü de belirli oranlarda içerir. Çünkü eğitici drama, çocuğun psikolojik yapı ve psikolojik yaĢantılar konusunda bilinçlenmesini de, özel bir yetenek olarak yaratıcılığı kazanmasını da amaçlar. Eğitici drama ile yaratıcı drama arasındaki en önemli fark, eğitici dramanın amacının oyun yaratmak olmaması ve çocukların konuya eğitim amaçlı olarak katılmalarıdır. BaĢka bir deyiĢle, eğitici dramada amaç; anlamak, farkına varmak ve öğrenmektir. Yaratıcı dramada ise temel amaç, oyun yaratmadır.

Drama Oyunu: Eğitici drama etkinliklerinin oyuna benzer niteliklerinden

dolayı kullanılan bir terimdir. “Bir olay, öykü, konu, kavram, nesne ya da rolün taklit edilerek canlandırıldığı oyun” olarak da tanımlanabilir. Drama etkinliklerini, “boz-yap”, “lego”, “elim sende”, “kızma birader” gibi oyunlardan ayırt etmek için uygun bir terimdir.

Drama: Birçok eğitim etkinliğinde bir araç olarak, bir teknik olarak

kullanılabildiği gibi, yalnızca kendi baĢına özel bir konu olarak da uygulanmakta ve öğretilmektedir. Eğitim tekniği olarak da değil de, kendisi için yapılan drama etkinlikleri, bilindiği gibi, tiyatro denilen bir gösteri, bir anlatım ya da sanat türüne iliĢkin olarak ele alınmaktadır.

Eğitici Dramanın Sağlayabileceği Yararlar

Yaratıcı oyun (drama), ana sınıfından ilköğretimin 8‟inci sınıfına kadar her kademede, ortaöğretim ve hatta üniversitelerde (Okulöncesi, Sınıf, Türkçe ve Sosyal Bilgiler Öğretmenliklerinde) kullanılabilecek bir öğrenme ve öğretme yöntemidir. Amaçlar, biliĢsel alanın “bilgi, kavrama, uygulama, çözümleme, bireĢim”; duyuĢsal

(26)

alanın “değer verme, örgütleme”; deviniĢsel alanın “duruma uydurma” basamağından birinde olması gerekir. Bu çalıĢmalarla öğrencilerin doyum

sağlayacakları, iĢbirliği yaparak öğrenecekleri, etkili ve empatik dinleme becerilerini kazanacakları söylenebilir (Güleryüz, 2002: 327).

Eğitici dramadan okulöncesi ve temel eğitim çağı çocuklarının eğitilmesinde elde edilebilecek yararlar, diğer bir deyiĢle gerçekleĢtirilmek istenen genel amaçlar Ģu maddeler altında toplanabilir (Önder, 1999: 71-83):

a. Çocukta yaratıcılığı ve hayal gücünü geliĢtirmesi, b. Zihinsel kapasiteyi geliĢtirmesi,

c. Kendilik kavramının GeliĢmesinde katkı, d. Bağımsız düĢünme ve karar verme,

e. Duyguların farkına varılması ve ifade edilmesi, f. ĠletiĢim becerilerine olumlu katkı,

g. Sosyal farkındalığın artması ve problem çözme yeteneğinin geliĢmesi, h. Demokrasi eğitimine destek,

i. Grup içi süreçlere olumlu katkılar (arkadaĢlık), j. Öğretmenle çocuklar arasında olumlu iliĢkilere katkı, k. Genel öğrenci performansına olumlu etki.

Okul Öncesi Eğitimde Dramanın Özel Amaçları

Dramanın çocuğa sadece belirli konuların öğretilmesi için daha canlı, yaĢantılara dayalı olanaklar sağlama açısından değil; çocuğun kiĢilik geliĢimi ve toplum içerisinde aktif ve yaratıcı yönleri ile yer almasını sağlayacak sosyal beceriler kazanması açısından da önemli olduğunu belirten Önder (1999: 85), okulöncesi eğitimde dramanın amaçlarını Ģu maddeler altında toplamaktadır:

1. Çocuk bir birey olarak kendisi ile ilgili bir algı geliĢtirir ve sürdürür: Kendilik algısı kazanır.

(27)

2. Çocuk, diğerleri ile iliĢkilerinde iletiĢim becerilerini geliĢtirir. Yetenek ve olanaklarını ses, sözcük ve hareketlerle ifade edebilmeyi öğrenir.

3. Çocukta kavram öğrenme geliĢir. Temel kavramlardan baĢlayarak birçok kavram, eğitici drama yolu ile bedeninde hissederek, yaĢantısal olarak çalıĢabilir.

Bu araĢtırmada hem bir oyun hem de bir eğitim-öğretim yöntemi olan drama ile Çanakkale SavaĢı içinde geliĢen hikayelerin uygulanması sürecinde, kalıplaĢmıĢ ders programlarının dıĢına çıkılmıĢ olacağı düĢünülmektedir.

1.1. Problem Durumu

Eğitim programlarının amacı, çocuğu içinde yaĢadığı toplumun etkin birer üyesi yapmaktır. Böylece çocuk, geliĢmeleri yakından takip edebilir ve karĢılaĢtığı sorunların üstesinden gelebilir. Ġlköğretim, çocukların temel bilgi, beceri ve tutum kazandıkları ilk basamak olması bakımından çok önemlidir (Kan,2006,s.537). Günümüz ilköğretim öğrencilerinin sosyalleĢmesi sürecinde bilgiyi araĢtıran, çözümleyen, sorgulayan, yargılayan bireyler olarak yetiĢmelerinde Görsel Sanatlar dersi de önemli bir yere sahiptir.

Ezber ve tekrara dayalı öğretme ve öğrenme yöntemleriyle pasif bir tüketici durumundaki insanımız toplumsal değerler karmaĢası içinde yaĢarken, milli ve kültürel değerlere karĢı kayıtsız kalmakta ve gereken değeri vermemektedir. . Ġnsanın bir yandan üreten, diğer yandan tüketen bir makine gibi biçimlenmesinin önüne geçilmesi, ulusal kültüre sahip çıkılması ile mümkündür.

Teknolojik açıdan geliĢmiĢ toplumlarda kentlerin yaĢanmaz duruma gelmesi, caddelerin, meydanların beton yığını yapılarla dolması, teknoloji ve endüstri çağının getirisi açısından önemli olabilir fakat kendini tamamen teknolojiye kaptırmıĢ, sanatsal duyarlılıktan uzak bir toplumun yetiĢmesi açısından zararlı görülmektedir.

(28)

Bunun sonucunda toplumlar, kültürel değerlerinin yozlaĢması tehlikesiyle de karĢı karĢıya gelmektedir. Milli değerlerin bir hazinesi olan Çanakkale SavaĢı, köklü bir ulusal kültürü yansıtması bakımından insanları bugüne ve geçmiĢe bağlama özelliğine sahiptir.

Bugün sinema dünyasında mitoloji, efsane, destan ve tarihsel konular yoğun bir Ģekilde kullanılmaktadır. Bunlar tüm dünyada gösterilerek giĢe rekorları kırılmakta, sahte tarihi kahramanlar yaratılarak, kendi toplum değerlerini üstün gösterecek Ģekilde değiĢtirilmektedir. Bütün medeni milletler kendi tarihleri konusunda, tarihlerinin nereden baĢladığını, hangi çağlara bölündüğünü, kimlerin kendi tarihlerine mal edilmiĢ olduğunu ve tarih sayfalarında yer alan insanlarını, destan ve hikâyeleri aracılığı ile öğrenmekte, öğretmektedir.(Özkartal, 2009)

Türk tarihinin ve Anadolu tarih ve kültürünün zenginliği, sayısı bilinmeyen gerçek kahramanlarla, hikâye ve destanlarla dolu olmasıdır. Türkler, tarih sahnesine çıktığından beri zengin kültürel dokusunun içinde binlerce hikâye, masal, Ģiir ve destanlarını barındırmıĢ ve günümüze kadar daha da zenginleĢerek gelmiĢtir.

Bu hikâyeler, bireylerin milli ve manevi değerler çerçevesinde ruhsal gereksinimlerinin karĢılanması, milli ve manevi değerlerini öğrenmesi için, sanat eğitiminin konusu olmalıdır.

Ġlk ve orta dereceli okullardan baĢlanarak verilecek tasarım eğitimi için öncelikle görsel sanatlar dersinin önemine inanmak gerekmektedir. Programda yer alan sanat derslerinin önemi ve sanat eğitimi konusunda Özsoy, (1998,s.106), “çocuğun ve gencin yetiĢmesinde bu derslerin yüklendiği fonksiyonlara baĢta okul yöneticilerinin, sonra da bakanlık yetkilileri ile anne ve babaların ve hatta bu dersi veren sanat öğretmenlerinin inandırılması gerekmektedir” demektedir.

Kültürün psikolojik ve sosyolojik açıdan tanımlarını yapmak gerekirse, Ziya Gökalp (2006,s.29) kültürü (Hars), “bir milletin dini, ahlaki, hukuki, mukalevi, bedii, iktisadi, lisanî, fenni hayatın mahsullerinden ibarettir” (halkın ananeleri, örfleri, sözlü

(29)

ve yazılmıĢ edebiyatı, lisanı, musikisi, dini, ahlâki vb) diye tanımlar ve bu tanımını biraz daha geniĢleterek “halkın ananelerinden, teamüllerinden, örflerinden, Ģifahî veya yazılmıĢ edebiyatından, lisanından, musikisinden, dininden, ahlâkından, bedii ve iktisadi mahsullerinden ibaret” olduğunu söylemektedir (Gök, 2002).

Ġlköğretim dönemindeki öğrencilere “on dört yaĢından önce öğretilenler herkesin bilmesi gereken türden olmasıdır” (Russell, 2001). Çünkü “çocuk ergenlik döneminden ya kimliğini kazanmıĢ ya da kimlik karmaĢası ile çıkabilsin” (Erden ve Akman, 1998). Bu nedenle öğrencilere, kendi milli değerlerini içeren konuların ergenlik döneminde verilmesi ile, yaĢadığı toplumun milli ve manevi değerlerinin, örf, adet ve ananelerinin nasıl ve nereden kazanıldığı, milli Ģuurun ve milli birliğin temellerinin nasıl atıldığı, nasıl bir toplum içerisinde yaĢadığı, gelenek ve göreneklerinin, toplumsal yaĢam Ģeklinin, düĢünce, anlayıĢ ve toplumsal birliktelik anlayıĢı gibi değerlerinin sürekliliğinin sağlanması amaç olmalıdır.

Toplum olarak kültürel değerlerimizin korunması ve yaĢatılması için milli bayramların öneminin, topluma aktarılmasının ve kazandırılmasının gerekliliği kabul edilmelidir. Çünkü bir milletin dayanıĢma ve birliktelik, inanç ve vatan sevgisi, bağımsızlık ve bayrak sevgisi gibi değer yargılarının temsili olan milli bayramlar milleti daima ayakta tutan etkenlerdir.

Türk kültür değerlerinin sürekliliğinin sağlaması, kültürün eğitim ile kazandırılıyor olmasıdır. Kültür, insanın doğasını ifade eden duygulardan ibarettir. Duygular geçmiĢten günümüze dek edebi anlatımla yeni kuĢaklara ulaĢmıĢ, aynı yolla da gelecek kuĢaklara ulaĢacaktır. Bu aktarımda sanat eğitiminin katkısının görsel olması, kültürel aktarımın sağlıklı oluĢu ve devamlılığı açısından son derece önemlidir. Bütün bunların yanı sıra insanlar, aldıkları eğitim ve yaĢadıkları çevre ile doğru orantılı olarak geliĢimlerini sürdürürlerken kiĢilik geliĢimlerini de tamamlarlar. KiĢilik geliĢimi bedensel, ruhsal ve zihinsel değiĢimlerdir. Bu değiĢimi izlemeye en iyi olanak sağlayan görüntü, insanların resimleri ve uğraĢ sonrası ortaya koydukları iĢlerdir. Bundan dolayıdır ki, ergenlik öncesi yapılan sanatsal çalıĢmalar bir geliĢimi vurgulayan bilgiler olarak değerlendirilmelidir (Türkdoğan,1981).

(30)

Çanakkale SavaĢı Hikâyeleri, sanatsal duyarlılığın aktarılmasında, bireylerin milli ve manevi değerler çerçevesinde ruhsal gereksinimlerinin karĢılanması, milli Ģuura, milli ve manevi değerlerini bilen, geçmiĢi ile geleceği arasında bağ kuran bir kiĢiliğe sahip olarak, ruh sağlığı açısından dengeli, zihinsel birikimlerini kendi kendine anlatıp yorumlayarak bir Ģeyler yapma ve yaratma olanağını sağlanabilmesinde bireylere katkıda bulunacaktır. Ġnsanın bir yandan üreten, diğer yandan tüketen bir makine gibi biçimlenmesinin önüne geçilmesi, ulusal kültüre sahip çıkılması ile mümkündür. Milli değerlerin ilk ve ortaöğretim sanat eğitimi programlarında yer alması ile kültürel değerlere duyarlı bireyler yetiĢtirilmesine önemli bir katkı yapılmıĢ olacaktır.

Çanakkale, Milli mücadelenin bir nevi baĢlangıcı sayılmaktadır. Çanakkale, Türk'ün vatanseverliğinin, cesaretinin, mücadele azminin ve kahramanlığının sembolüdür. Çanakkale SavaĢları‟da bu duyguların devamı ile kazanılmıĢtır.

„‟Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren Ģayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.‟‟ Mustafa Kemal ATATÜRK

3 Kasım 1914 ve 18 Mart 1915 tarihleri arasında Çanakkale Boğazı'nda

cereyan eden bir seri deniz savaĢlarıyla, Gelibolu Yarımadası'nda 25 Nisan 1915 - 8/9 Ocak 1916 tarihleri arasında yapılan kara savaĢları, Türk tarihinin en Ģerefli sayfalarını dolduran birer zafer destanıdır. (Olcaytu, 1994)

Çanakkale SavaĢları‟nda 250 binin üzerinde askerimiz Ģehit düĢtü. DüĢman kayıpları ise bu rakamın üstündedir.

Çanakkale SavaĢları‟nın unutulmaz kahramanı, Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal'in baĢarısı ilerde baĢlayacak Ulusal KurtuluĢ SavaĢı'mızın kaynağı oldu.Çanakkale Zaferini, büyük Türk Ulusuna, Atatürk gibi dahi bir lider hediye

(31)

etmiĢtir. Türk bağımsızlık savaĢının temelleri, Çanakkale'nin sularında, Conkbayırı'nda ve Anafartalar'da atılmıĢ, bu zaferler Türk Çanakkale SavaĢına maya çalmıĢtır. (Olcaytu, 1994)

Atatürk‟ün Çanakkale SavaĢları‟nda söylediği „‟ Bir gün gelecek, ben, hayal olarak kabul ettiğiniz bu inkilapları baĢaracağım‟‟ sözü, ilerde kuracağı Türkiye Cumhuriyeti‟nin temelinin, o günlerde atıldığının belgesi gibidir.

Türk Ulusu; Ġstanbul'u kurtaran Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal PaĢayı Çanakkale'den tanımıĢ; 19 Mayıs 1919'da O, Samsun'a çıktığı gün Suriye ve Filistin cephelerinden terhis olarak Anadolu'ya dönen Türk halkı, "bu benim kahraman komutanımdı" diyerek O'nun etrafında kenetlenip Ġstiklal SavaĢı'na katılmıĢtır.

Türk Ulusu ve dünya O'nu böylece tanırken, O da Conkbayırı'nın, Kocaçimen'in, kan deryası can pazarında ulusunun ve Türk askerinin asıl cevherini yakından tanıyarak daha sonra giriĢeceği Bağımsızlık SavaĢını kesin zaferle sonuçlandıracağı kanaatini daha o zamandan edinmiĢtir. 18 Mart zaferi kazanılmasaydı, düĢman donanması, daha 1915'in Mart ayında Ġstanbul'a girerek Osmanlı Ġmparatorluğu'nu çökertebilecekti. (Olcaytu, 1994)

Çanakkale Boğazı'nı denizden aĢıp Ġstanbul'a giremeyen Ġtilaf Devletleri, 25 Nisan 1915'ten baĢlayarak 8-9 Ocak 1916'ya kadar süren Çanakkale kara savaĢlarında Mustafa Kemal tarafından durdurulamasaydı, Birinci Dünya SavaĢında Çarlık Rusyası en kısa yoldan müttefiklerinin yardımlarına kavuĢacağı için yıkılmayacak, muhtemelen Ekim 1917 BolĢevik Ġhtilali de olmayabilecekti. Bu durumda Almanya'nın yenilgisi hızlanacak ve 1. Dünya SavaĢı belki de 1915'te sona erecekti. Çanakkale Zaferi; harbin 4 yıl sürmesine, üç imparatorluğun (Osmanlı, Çarlık ve Avusturya/Macaristan Ġmparatorlukları) tarih sahnesinden silinmesine neden olmuĢtur. Gelibolu Yarımadası'nda düĢmana kesin darbeler vurarak onları yenilgiye uğratan Alb. Mustafa Kemal'in Anafartalar tepesinde yaktığı zafer meĢalesi, KurtuluĢ savaĢımızın da yolunu aydınlatmıĢtır. (Olcaytu, 1994)

(32)

Böylece 18 Mart deniz zaferimizi taçlandıran 25 Nisandan sonraki kara savaĢlarında, Mustafa Kemal'in etkin liderliği sayesinde kazanılan zaferlerin, ulusal tarihimize ve dünya tarihine yön veren etkin rolünü yukarda belirtilen noktalarda toplamak mümkündür.

Vatanseverliğin, cesaretin, mücadele azminin ve kahramanlığın sembolü olan bu duyguların, Çanakkale SavaĢların‟da doruk noktasına ulaĢtığı Ģüphesiz doğrudur.

Bu sebeplerden dolayı; Çanakkale SavaĢı Hikayeleri KullanılmıĢtır.

1.2. Problem Cümlesi:

8.Sınıflar Görsel Sanatlar dersinde, Çanakkale SavaĢı Hikayelerinin, milli değerlerin kazanılması açısından öğrenciler üzerinde etkisi varmıdır?

1.2.1. Alt Problemler

1. Ġlköğretim 8. sınıf deney ve kontrol gurubu öğrencilerinin uygulama

öncesinde Çanakkale SavaĢı Hikayelerinin milli değerlerin kazanılmasına yönelik ön

test baĢarı puanları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

2. Ġlköğretim 8. sınıf deney ve kontrol gurubu öğrencilerinin uygulama

sonrasında Çanakkale SavaĢı Hikayelerinin milli değerlerin kazanılmasına yönelik

son test baĢarı puanları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

3. Ġlköğretim 8. sınıf kontrol grubu öğrencilerinin Çanakkale SavaĢı

Hikayelerinin milli değerlerin kazanılmasına yönelik ön test-son test baĢarı

puanları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

4. Ġlköğretim 8. sınıf deney grubu öğrencilerinin Çanakkale SavaĢı

Hikayelerinin milli değerlerin kazanılmasına yönelik ön test-son test baĢarı

(33)

5. Ġlköğretim 8. sınıf deney ve kontrol grubu öğrencilerinin Çanakkale

SavaĢı Hikayelerinin milli değerlerin kazanılmasına yönelik ön test-son test baĢarı

puanları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

6. Ġlköğretim 8. sınıf deney ve kontrol gurubu öğrencilerinin uygulama

öncesinde Çanakkale SavaĢı Hikayelerinin milli değerlerin kazanılmasına yönelik ön

tutum puanları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

7. Ġlköğretim 8. sınıf deney ve kontrol gurubu öğrencilerinin uygulama

sonrasında Çanakkale SavaĢı Hikayelerinin milli değerlerin kazanılmasına yönelik

son tutum puanları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

8. Ġlköğretim 8. sınıf deney grubu öğrencilerinin Çanakkale SavaĢı

Hikayelerinin milli değerlerin kazanılmasına yönelik ön test-son test tutum

puanları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

9. Ġlköğretim 8. sınıf kontrol grubu öğrencilerinin Çanakkale SavaĢı

Hikayelerinin milli değerlerin kazanılmasına yönelik ön test-son test tutum

puanları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

10. Ġlköğretim 8. sınıf Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin Çanakkale

SavaĢı Hikayelerinin milli değerlerin kazanılmasına yönelik ön test-son test tutum

puanları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır?

1.3.AraĢtırmanın Amacı:

Ulusların kültürel ve milli değerlerinin çok eskilere dayanan kazanımlar olduğu bilinci ile Türk Milli Eğitimi içerisinde alternatif olarak ilköğretim sekizinci

(34)

sınıflar için, kültürel ve milli değerlerimizi anlatan Çanakkale SavaĢı Hikayelerinin konu olarak iĢlenmesi gerekmektedir. Hikâyeler 8. sınıfta proje bağlamında uygulanmak üzere tercih edilmiĢtir. Her insan doğuĢtan yaratıcı güçlere sahiptir. Ġnsandaki bu yaratıcı güçleri ortaya çıkartacak olanakları ve ortamı hazırlamada disiplinler arası etkileĢimin bir türü olan yaratıcı dramanın kullanılması öğrenciler için etkili bir oyun alanı yaratacaktır. Drama yönteminden faydalanılarak milli kültürümüz, gelenek ve göreneklerimiz konularında öğrencileri bilinçlendirmek, gösterilen eserlerden yola çıkarak görsel tasarımlar yolu ile duygularını, düĢüncelerini, hayallerini ve izlenimlerini ifade edebilmek için bu eserlerden esinlenebilme, çalıĢmanın konusunu oluĢturmuĢtur.

Tarihi mekânları yerinde görme (Çanakkale ġehitliği gibi) ve gerçekleri daha iyi kavrayabilme, davranıĢların ve kazanımların elde edilmesinde öğretmeyi kolaylaĢtırma olarak görülmelidir. Bunun yanı sıra görsel dokümanlar ve yeni yöntemler ile de bu gerçekleĢtirilebilir. Sosyolojik ve tarihi olaylar anlatılırken günümüz yaĢam boyutu da göz önünde bulundurulmalı, konular öğrencilere hazırlanmıĢ örneklerle sunulmalıdır (resimler, filmler, fotoğraflar, belgeseller vb). Böylece Cumhuriyetin kuruluĢu ve Çanakkale SavaĢı konusunda öğrencilerin temel alması gereken kalıcı öğretimden bahsedilebilir.

Ġlköğretim okulları 8. sınıf Görsel Sanatlar dersi öğretim programında yer alan Çanakkale SavaĢı temasında, alternatif konu olarak Çanakkale SavaĢı Hikayeleri iĢlenerek, milli değerlerin kazanılmasında öğrencilerde kalıcılık sağlamak amacına ve elde edilen kazanımların değerlendirilmesine yönelik olarak çalıĢılmıĢtır.

1.4. AraĢtırmanın Önemi

Türkiye‟de bugüne kadar uygulanan programlar bazı aksaklıklar nedeni ile sanat eğitiminin uygulama ağırlıklı mı yoksa kuramsal bilgi ağırlıklı mı olması gerektiği gibi yapay tartıĢmaların da etkisi ile tam olarak amacına ulaĢamamıĢtır. OluĢan aksaklıklar, doğal olarak sanat eğitiminin uygulama biçimini etkilediği görülmektedir. Bu bağlamda bugüne kadar, Türk ve yabancı birçok düĢünürün sanat

(35)

eğitiminin uygulama alanına yönelik farklı yöntemleri ve görüĢleri sanat eğitimi tarihinde yer almıĢtır.

Ġnsanları harekete geçiren zengin milli kültür ve inançlarıdır. Eğer milli kültüre sahip değilseniz ve öz benliğinizden çıkmıĢ, binlerce yıllık birikimden meydana gelmiĢ olan bu değerleri koruyamıyorsanız kolayca asimile edilebilirsiniz (Dikici, 2005).

Sanat Eğitimi programlarında Çanakkale SavaĢı hikayelerinin yer almasının, kültürel kimliklerinin farkında olan bireylerin yetiĢmesine katkı sağlayacağı düĢünülmektedir. Bu amaçla gerçekleĢtirilen araĢtırma, geçmiĢine sahip çıkan, geçmiĢindeki tarihsel dokusundan heyecan duyan duygusal bir yapıya sahip olan toplumumuza dinleme, anlama zevki veren Çanakkale SavaĢı hikayeleri, geçmiĢ kültürlerin olduğu kadar çağdaĢ yaĢamın da bir parçasıdır. Alternatif konuların, farklı disiplinler, yeni yöntemler ve çeĢitli öğretim materyallerinin kullanılması yoluyla bireyde ĢaĢırtıcı olanı anlama, neĢe ve zevk duygularının yaĢatılması olasıdır. Ġlk ve orta dereceli okullardan baĢlanarak verilecek sanat eğitimi derslerinin önemine inanmak gerekmektedir. Programda yer alan sanat dersleri içinde öncelikle “çocuğun ve gencin yetiĢmesinde, bu derslerin yüklendiği fonksiyonlara baĢta okul yöneticilerinin, sonra da bakanlık yetkilileri ile anne ve babaların ve hatta bu dersi veren sanat öğretmenlerinin inandırılması gerekmektedir” (Özsoy,1998,s.106). Bunun için öğretmenlerin ve öğrencilerin derslerde daha etkin olma fikrini benimsemelerinin yeterli olacağı düĢünülmektedir.

„‟ Evrensel kültür ve sanat içinde yer kapmak, yer tutmak onları taklit ederek değil, tersine onlara benzemeyerek, kendimiz olmakla mümkündür. Eğitimin gayesi kültürü tanıtmak ve daha önemlisi onu iĢlemektir. Sonuç olarak sanat kültürü yansıtır‟‟( BoydaĢ, 1996,s.8). Sanat eğitimi programlarında Çanakkale SavaĢı hikayelerinin yer almasının, kültürel kimliklerinin farkında olan bireylerin yetiĢmesine katkı sağlayacağı düĢünülmektedir.

(36)

 Derse iliĢkin olarak öğrencilerin yapılan anketlere (baĢarı testi ve tutum ölçeği) doğru cevaplar verdikleri varsayılmıĢtır.

 Bu araĢtırmada ders gözlemleri sırasında öğretmen ve öğrencilerin doğal davrandıkları varsayılmıĢtır.

 Deney ve kontrol grubundaki öğrencilerin öğrenmelerini etkileyebilecek etkenler ve öğrenmeye karĢı ilgilerinin denk olduğu varsayılmaktadır.

1.6. Sınırlılıklar

Bu araĢtırma, Görsel Sanatlar dersi kapsamında Drama yöntemi uygulanarak Çanakkale SavaĢı Hikayelerindeki milli değerler konusuna yönelik olarak;

Milli Eğitim Bakanlığı‟na bağlı orta sosyo-ekonomik düzeyi temsil ettiği düĢünülen Ankara ili Sincan ilçesi 100.Yıl ilköğretim Okulunda yapılacak uygulama ile,

Ġlköğretim 8. Sınıf Görsel Sanatlar dersi kapsamında haftada iki gün, günde iki saat, toplam sekiz hafta Görsel Sanatlar dersi içerisinde uygulanması ile,

Görsel Sanatlar dersi ile,

8.sınıf Görsel Sanatlar dersi programı ve kılavuzunda yer alan “Çanakkale SavaĢı” temalarına iliĢkin bilgi ve kavrama düzeyindeki hedef davranıĢların etkinlik ve kazanım Ģeklinde geliĢtirilmesi ile

Veri toplama aracı olarak hazırlanan baĢarı testi ve tutum ölçeği formundaki soru ve maddeler ile,

Bir öğretmen ve 27 kontrol, 27 deney gurubu öğrencisinden oluĢan deneklerle sınırlıdır.

(37)

1.7. Tanımlar

Bağımlı ve Bağımsız DeğiĢken: Bağımlı değiĢkenler, bağımsız değiĢkenlere tepki olarak değiĢtiği gözlenen değiĢkenlerdir. Bağımsız değiĢkenler ise bağımlı değiĢkenlerde bir değiĢime neden olmak için bilinçli veya kasti bir Ģekilde manipüle edilen değiĢkenlerdir.

Çok Alanlı Sanat Eğitimi: Disipline Dayalı Sanat Eğitimi veya Discipline – Based

Art Education olarak da bilinen bu yöntem; sanatsal uygulamalar, sanat tarihi, sanat eleĢtirisi ve estetiğin oluĢturduğu dört disiplinin uyumlu bir bileĢkesini öngören bir sanat eğitimi yaklaĢımıdır (Özsoy, 1999).

Değerlendirme: Ölçme sonuçlarının iĢe yarar hale getirilmesidir. Ölçme

sonuçlarının bir ölçütle karĢılaĢtırılarak karar verilmesi, yorum yapılmasıdır. Ölçmenin gösterdiği özellik (değiĢken) miktarının yeterli olup olmadığını belirtir. Ölçmeyi içine alan geniĢ bir kavramdır. KarĢılaĢtırma, yorum ve yargıya dayanır (Küçükahmet, 1999).

Ders programı: “Öğretim programı içinde yer alan ve dersle ilgili olan öğretim

faaliyetlerini sistematik biçimde düzenleyen programdır” (Küçükahmet, 1999,s.9).

Drama: Oyun ve canlandırmaya dayalı olarak günlük yaĢamdaki herhangi bir

sözcüğün, kavramın, sesin, bir konunun, bir tablonun, bir heykelin ya da bir masalın, öykünün, Ģiirin ya da çocukların kendi uydurdukları öykülerin, durumların

canlandırılması, oynanması denilebilir. Günümüzde çağdaĢ anlamıyla drama hem eğitsel bir alan, baĢlı baĢına bir disiplindir.; hem de dramatizasyon gibi bir öğretim yöntemidir.

Eğitsel Yaratıcı drama yöntemi: Çocuk oyunlarından ve benzer etkinliklerden yola

çıkılarak gözlem yapma, doğaçlama, rol oynama, dramatizasyon gibi tiyatro ya da drama tekniklerinden yararlanılarak bir grup çalıĢması içinde, çeĢitli yaĢam durumlarını canlandırma, olayları yeniden yaratıp irdeleme, bu yaĢam durumlarında bilgilenme ve öğrenmeye geçme çalıĢmalarıdır

(38)

Eğitimde Drama: Bir adım sonra ne ile karĢılaĢacağını bilmeden yaĢama ait rolleri

yerine gelince oynamak ve bu yolla yaĢamı tanımak demektir. Ġnsanın özgüven duygusunun, biliĢsel, dil, motor ve sosyal açıdan geliĢmesini, empati yolu ile çok yönlü düĢünebilmesini, iĢbirliği, dayanıĢma ve paylaĢma duygusunun geliĢmesini, kendini ifade edebilmesini, öğrendiği Ģeylerin kalıcılığını, değiĢik yaĢantıları tanımasını, eğitim ve öğretimde aktif rol almasını, sorumluluk duygusunun geliĢmesini, yaratıcı olmasını, araĢtırma istek ve duygusunun geliĢmesini, farklı görüĢ açılarına sahip olmasını, eleĢtirmeyi, tartıĢmayı öğrenmesini sağlar (Gönen ve Dalkılıç, 2000,s.60-61)

Eğitim programı: “Bir eğitim kurumunda çocuklar, gençler ve yetiĢkinler için

sağlanan milli eğitimin ve kurumun amaçlarının gerçekleĢmesine dönük tüm faaliyetleri” en azından amaç, içerik, öğretim süreçleri ve değerlendirmeyi kapsar (Küçükahmet, 1999,s.9).

Geleneksel Öğretim Yöntemi:Öğretmen merkezli olan bu yöntem, öğretmenin

aktif, öğrencinin pasif olduğu bir yöntemdir. Sınıflarda baskın olarak kullanılan öğretmen merkezli geleneksel öğretim yöntemiyle, daha fazla konu iĢleme avantajı söz konusu olmasına rağmen öğrencileri pasifize eden bu alma ve kendi öğrenme süreçlerinde söz sahibi olmaları sağlanmalıdır. (Küçükahmet; 2005).

Hedef (amaç): Eğitimin yoluyla bireyde meydana getirilmek istenen davranıĢ

değiĢikliğinin belirlenmesi ve eğitim sürecinde sürekli biçimde izlenmesi ve kontrol edilmesinde gereklidir. Öğrenci davranıĢları yönünden ifade edilir (VarıĢ, 1978, s.335).

Ġçerik: Eğitimin amaçlarının gerçekleĢmesi için yararlanılan kaynaktır. Böyle bir

kaynak kendi içinde değer taĢımalı ve etkinlikle kullanılmalıdır. Ġçerik seçiminde; sosyo-kültürel doku, bireyin psikolojik özellikleri ve bilgi kategorileri dengeli bir Ģekilde dağılmalıdır. Ġçeriğin orijini en geniĢ anlamıyla kültürdür (VarıĢ, 1978,s.336).

Şekil

Tablo  9  incelendiğinde  ölçekte  yer  alan  tüm  maddeler  için  madde  toplam  korelasyonların ,27 ile ,69 arasında değiĢtiği ve t-değerinin anlamlı (p<.001) olduğu  görülmektedir
Tablo  üzerinde,

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışma materyali olan kuzu başının perietal bölgesinde bulunan kesenin 7 cm x i i cm ebatlarında olduğu (Şekil i), ayrıca kesenin üzerini örten deride 1.5 cm çapında

Oysa Yakup Kadri’nin roman­ larında ne konak yaşamasının inceliklerine rastlarız; ne de sevecen gözlem­ lere.... Cumhuriyet dönemi romancıları devrimlere,

albicans ve diğer Candida türlerine bağlı enfeksiyonlardaki artış ve bu türlerin kullanılmakta olan antifungal ajanlara karşı farklı duyarlılıkları invitro

First, laparoscopic marsupialization was applied to the patient presenting to the emergency service with acute abdomen, the diagnosis of biliary cystadenoma was ascertained based

Türk..

Lise 1.sınıf Biyoloji dersinde yer alan “Hücre, Organizma ve Metabolizma” ünitesi “Hücre” konusunun öğretiminde mevcut öğretim programlarının uygulandığı kontrol

Çalışmada, odak figürün ailesinin beklentileri, arkadaş çevresinin yaşam tarzları ve içinde yaşadığı toplumun normlarına duyulan yabancılığın aidiyetsizlik

Although the practice of autologous and allogeneic stem cell transplantation is more frequent in malign hematologic patients, studies devoted to the application of hematopoietic