V
%
ANI %
—A n / v r T i n i u r A
— — — —--- -
---P
'
~ * ÿ
» ^ !H v W r :tf l||¡ ||
--- .»---- Ü---.ne—-- ,nn1„. ...
28 Temmuz 1987 Salı
(V)
‘
-______________-Koylu çocuğu İbrahim Balaban, Şair Baba Nazım Hikmet le Bursa Haplshanesl 'nğe
Birusta». Bir çırak
BRAAM,
15'inde düşüyor danıa. Düşüyor ya, suçu nedir hiç mi hiç anla mıyor. Kendisi ni önce jandarmanın karako lunda, sonra jandarmanın da yağında, sonra da Bursa H a p is h a n e s in d e b u lu v e r iy o r . Suçu ayıngacılık. Ayıngacılık dedikleri, tütün kaçakçılığı. Seçköylü İb ra a n ı, büyükleri nin izinden gitmiş. Yüklemişler tütünleri hayvanlara. İnhisar'a (Tekel) satacaklarına, vurmuş lar dağa bayıra, civar köylere kasabalara, üç beş kuruş fazla sına tütünü satmışlar da... Jandarma yakalayıvermiş on ları kıskıvrak, çıkarmış mah keme huzuruna. Yıl 1938 baş ları...MAHPUSLUK VIZ
GELİYOR BANA
İ
ÇERİ d ü ştü m y a ... ö n c e le r i ç o k h o ş u m a g it t i b u ... S e çk ö y d a r geliyor du ya b a n a ... M ahpusluk büyük a d a m etm işti beni işte... B a k tım ço ra p d o k u yorla r. B en de ö ğ ren eceğ im dedim , ö ğ r e n d im ... 29 gün sürdü b u ... İşi kaptım , ay rıldım . S on ra resim ya p m a ya b aşlad ım . E lim de yat k ın ... D ört yaşım d an beri resim çiz iy o ru m y a ... Bu arada kitap ok u y o ru m . Ne b u lu rsa m ... R esim ve kitap, beni Bursa H ap ishan esinde farklı k ılıyor. B ir de öfk e var içim d e. N e yaptım ki içeri dü ştü m b e n ? ... S u çum ne? K im s o k tu b en i içeri? Kanun. P ek i k a n u n k im ? J a n d a rm a ... O h alde, büyük adam o la ca ğ ım b en . Ve s o r a c a ğ ım b u n u n h e s a b ın ı ja n d a r m a y a . D a h a son ra m a ra n goz atölyesini k eşfe diyorum m a h pu slu k ta . İn ce cik in cecik oy u y orla r ta h taları. M ob ilya la r yapıyor lar. H aşan Çavuş u n oğlu E yü p G ü ltek iıı, gel diyor, ö ğ retey im sa n a . M ah pus hane b en im için bir ok u l ol m aya dev am ed iy or, ö ğ r e n iy o ru m m a r a n g o z lu ğ u ... Yavaş yavaş bilgi, b e ce ri ve ö fk e m b irleşiyor. M ah pus luk bana vız g e liy o r .”O sıralar hükümet, yol ver gisi alıyor vatandaştan. Altı Ura... Köylü için büyük para. Ödeyen çok az, ödemeyen, mahpusta...
“ Yol parası ödey em eyen bizim köyd en sek iz o n kişi top la m ışla r... H iç g u rb etlik ç e k m iy o ru m . K öylü m M er ca n M eh m et de g ir m iş ... M ercan M eh m et, k om şu m b en im . A n ası, n en esi, b a cısı, karısı sofram ızd a y e m ek y em iş... Sam an ım ız dan kullanm ışlar. Bizim ev ağa evi ya, yanaşıp du rm uş la r... Baktım ki, M ercan M e h m e t'in p a n to lo n u n u n kıçı ve dizleri delik. K anım a dokundu b u ... Bozdum yeni yeleğim i, süvarilik vurdum h em en , M ercan M eh m et'in pantolonuna. S eçköylü İb rah im Balaban ın köylüsü, m ahpusanede kıçı delik d o laşıyor dem esinler d iy e ...”
İNSANLARI BİTLER
GÖTÜRÜYOR
H
A R P yılla rı.... Bursa H apishanesi'nde açlık başlıyor. Hem de öyle bir açlık ki, adem babalar cıpcıbıl dolaşmakta. Bit, uyuz insanla rı alıp götürmekte. Bir somun ekmeğe, adam öldürülmekte.“ Atalarımız dermiş de
inanmazdım ben, bitler öyle
alır da insanı, götü rü r
diye... Mahpusta gördüm
bunu. Binlerce bit sarmış
inşam, bitler sürükley ip gö
türüyorlardı sahiden...”
© Ü t» ^ .
i»
Tutuklunun notlarından.
S
eçköylü İbraanı, resmini yap
tırmak istiyor sana Nazım
Üstat, diyorla/. Sonra, diz çö
küyor îbraam, Nazım’uı kar
şısına... Model duruyor, mahcupça...
Y
ayyy' diyorlar, “İmralı’yı ayak
landırıyor bu İbraam!” Siyasi
mahkûm olarak yeniden sürü
yorlar Bursa Hapishanesine...
İki aylık kalan mahkûmiyeti, dört yıla
çıkmış. Umurunda değil... Şair babasına,
Nazım Hikmet’e yeniden kavuşacak ya...
Saçı tıraşlanmış mahkum
Nazım Hikmet.
N azım H ikm et'in fırça sıyla K em al T a b ir.
Nazım. Hilcınet’ten
Kemal Tahir’e...
¿0
E M A L , B u r s a 'd a y ım .1 9 3 3 s e n e sin d e n b e r i,
B u rsa H a p ish a n e s i 'nin
d u v a rla rı, p e n c e r e le r i,
m alta boyaları h iç d eğ iş m em iş. N e esk im işler, n e yen ilen m işler. H atta, o za m andan kalm a bir ik i m ah k û m a dahi rastladım . Yalnız onla r beni, ben onları biraz ihtiyarlam ış buldum (Bu m ektubu
’ 1mda 3 9 yaşındaydı.)
ııa
burasını defalarca anlatm ıştım ,ta yya re biçim i bir bina. B en im oda k u
y-,
gön d ereb ileceğim . Tezgâhlarda biraz tadilat ya p tım .
“K a rd eşim K em a l Tahir,
S o n m ektu bu n bizim h a pish a n e için d e za fer toplarına ya kın bir tesir yaptı. B ütün h a pish a n e m illeti, a f hakkında b ö y le um utlu şeyle r ya zdığın için sana dua ed iyor. Bilirsin k i, h a pish a n ed e a f ihtim ali ha berini ya ym a m a k bir suçtur. B undan dolayı, senin m ektubunu alır al m a z b en d e o .
VE...BUĞUNUN BALABANI
başında ressa m B alaban. H apisane g ü n leri gerilerde k a l m ış. A m a kelepçeli gü nlerd en bir dolu resim , k itap anı, yaşam ını çoğ a ltm ış , zen ginleştirm iş. T ü rk iye ça pın da bir sanatçı, ünü y u r t dışına taşm ış bir usta ressam olu verm iş. Hapisteki çıra ğın , d a m a ltm d a büyüyüp yükselişi b u ...
.ya re oıçım ı tur tıına. n en im oda k u y-kta, üçüncü katta, s ç l tarafta. O radaki odadan biraz küçük, için d e iki k işi ya tı
yoru z. O da arkadaşınım adı K em a l. (S ö
zünü ettiği arkadaşı Orhan K em al). E vet,
"K em a l" senin adın gibi. Sana ya ln ız adı
ben zem iyor, senin gen çliğin e ben zeyen
tarafları da
t ar.
Şiire m eraklı, h eyeca n lı,9 4 üncü m ad d ed en 5 yıla m ahkûm .
1 9 4 0 ”
“K ardeşim K em a l,
Sana bugün para yolla d ım . A lıp al m adığını bildir. B iz burada b e ş k işi d o kum a tezgâhı kurduk. B u b e ş ortaktan biri d e sensin. B undan b ö y le payını m un
tazam an yolla ya ca ğım .
Va/u
artık tezgâhsa h ibi oldun, dokum acılığını tebrik e d e rim . 5 .5 .1 9 4 2 ”
“Burada havalar k a ç gün dür iyi gi derken, birdenbire bu ikindi, soğu du .
S im d i m akinenin tuşlarında pa rm a k
larım d on u yor adeta, bir d e onları düşün. A m a onla r soğ u ğ u d u ym a zlar artık.
Burada etin kilosu ik i y ü z kuruş, sa
-para Bu ikinci düşüşü İbraam'ın mahpusa... Ayıngacılıktan altı ay yemiş yatmış ya... Cezası bitmemiş ki... Bir de, ödemesi gerekliymiş.
“ 16 bin b ilm em ka ç lira para cezası kesm işler bana. Nasıl öd ey e ce ğ im . Ö deye- m edim tabii. G en e düştüm m ahpusa. O za m a n 16 bin lira ne d em ek ? İş B ankası’ nın serm avesi o kadar yok. S e çk ö y 'ü değil, 10 ta n e k öyü satsan o para etm ez! B ir adam yevm iyesi, 25 k u ru ş... Yedim m i bir ü ç yıl d a h a ...”
İkinci girişinde berberliğe merak sarıyor İbraam. Adem babaların saçları uzuyor, bit ten, pislikten görünmüyorlar ya... Bir de paralan yok. 'ber- berhane'in kapısından bile ge çemiyorlar ya... Alıyor eline bir makine, geçiyor adem baba ların karşısına. “ Sıraya girin , sizi tıraş e d e c e ğ im .'’ diyor.
“ M akinenin için de, vıcık v ıc ık b itlerin k a n a d ığ ın ı, adem babaların kafalarının açıldığını görü rd ü m . K o r k u n ç bir olaydı. A m a a d em b a b alar sayesinde, b e rb e r liği d e öğ re n m iş , bu işi de k ıv ır m ış tım .”
ın c
alınm ayacak kadar pahalı.
H a. yu m u rta, y e d i buçuk
1 9 4 3 ”
“K em a l ka rdeşim .
Sana g ö m lek v e don v e ya ta k v e
yorga n çarşafı d okutm aya başladım .
A ya ğının bir kalıbını ç iz v e ölçülerini y a z da, kundurayı da ısm arlayayım . M alum ya , h iç ölm eyecek m işsin g ib i dünyayı.
...
aninkuruş.
lireti düşüne ceksin. B undan sonra sana ayda 2 0 lira
û f k . SERİ
■ m
20 İNSAN YEVMİYESİ
B
e r b e r l i ğ e de s ığ mıyor îb ra a m . Bu kez, parayla resim yapmaya b a ş lıy o r m a h p u s h a n e d e ... Mahkûmlar dizi dizi oturuyor lar karşısına... Beş lira bastı rana. o da çiziyor portreyi...“ B ir resim le, 20 in sa n y e v m iy e s i k a z a n ı y o r u m . G ittikçe elim ahşıvor, g it tikçe s a n y o r beni b u iş ."
Bu sıralar, hapishanede aç lık d oruklard a. M ahpusun karnı, dışarıdan doyuyor. C i var köylerden gelenleri, köy lüsü dovuruyor. Ya uzaktan geleni? Önlar aç... Adem baba lar gittikçe çoğalıyor. Hele hele, İstanbul'dan gelen hırsız lar... Onlar adem babaların şahı... Cıbcıbıl dolaşıyorlar or tada. Dışarlıklılar, birleşiyorlar bu ara. Adanalılar, Konyaklar ve İstanbul Ferikövlüler. m ah pusta kabadayılar. K u m a r başlatıyorlar koğuşta. M a h pusa yeni düşmüş ağaları so yup soğana çeviriyorlar, tutu yorlar yollarını...
“ Ben de pa ra k a za n ı y o ru m . R esim le... İlla ve- İakin bu adem b abalar, c a n ım ı ç o k sıkıyor. B ir g ü n (Devamı Sa.20, Sü. 1 'de)
y ız reisinin mujı B ana oradan
kurusu, kayısı p estili fiyatlarını s o ıv p ve bunların iyisi orada bulunacağına g ö re,
-b u n u n gibi başka şeyler d e olur
-
bildirecek tin d e, b en d e ona g ö r e sana para yolla yıp P ira ye’y e gön d erm ek için ısm a r-la ya ca kh m . Sonra, tarhana, bulgur fir-lan da sor. V e fiyatlarını bildir. A blanızın kışlık erzakını düzelim . 1 9 4 3 ”
“K em a l K ardeştin,
P iraye geldi. B ir hafta kaldı gitti. S en d en konuştuk. Senin m ektuplarını okuduk. S en i nasıl sevdiğim izi, sen i n e kadar g ö resim iz geldiğini iyice v e bera b erce
anladık-R essa m İbrahim B alaban kendisine boya gön d ereceğin iz h a beriyle bahtiyar. O da arkadaşına, bu hususta gösterd iği *f$ 4 3 ” dolayı, bilhassa teşek k iır ed erim .
“K a rd eşim K em a l.
M ektubuna cevap ta gecik tim . B iz bu rada, h a n i h a n ! serg iye hazırlanıvoruz. İstanbul’da açılaca k olan Yerli M allar S erg isi'n e bizim tezgâ hlar da m a l g ö n d e recek . M u cid i şa h sen özüm olan ı v adına b era b er çzılıştığım ız ustanın k ö yü n e iza feten K a ym a k çık ö y kum aşı d ed iğim bir ç eşit v e em sa li piyasada m evcu t olm ayan ya rı ipek , ya rı iplik in ce bir göm lek lik d e bu vesileyle dünya yü zü g ö rec ek . Yeni icadım dan bir şiir ya zm ış kadar m em n u
num . İbrahim B alaban da
-
köylü ressa m - d okum acılar isim li bir tabloyla ser g iye iştim k ed iyor.
O d a arkadaşına ferad e ferade sela m lar. 1 9 4 3 .”
SERBESf KURSU S S t
T
Yöneten: Tahsin O ZTIN
Ankara, Keçiören Uyanış
Sağlık Ocağı Allah'a emanet
B
İZ, Ankara ili Keçiören ilçesi Uyanış Mahallesi sakinleri, Eylül 1986 tarihinde tamamlanan sağlık oca ğımızın en kısa zamanda tam anlamıyla faaliyete ge çeceği umudu ile sevinçliydik.
Ama ilk iki ayda personelinin oturacak sandalyesi bile olmayan boş bir bina idi. Elektrik ancak Aralık 1986 tarihinde bağlanabildi. Su İse anlaşılamayan bir nedenden dolayı (Müteahhitin bir borcu olmadığı hal de) hâlâ bağlanamamıştır. Binanın su ihtiyacı bugüne kadar çevre binalardan kova ile taşınan su ile karşı lanmaktadır. Ayrıca sağlık ocağımızın resmi mührü hâlâ gelmediği için (İstanbul, Darphane'den gelecek miş) birçok emekli ve resrpl hastamız bu sağlık hiz metinden tam anlamıyla yararlanamamaktadır.
Ocağımızda biri doktor 10 personel görev yapmak tadır. Bu tek olan doktorumuz da izine ayrıldığında ocaktaki sağlık hizmeti tamamen felç olacaktır.
Bu eksikliklerden Kaymakamlık ve il Sağlık Müdür lüğümün haberi olduğu halde bugüne kadar ğeğişen bir şey olmamıştır.
Uyanış Mahallesi Sakinleri
Neden rotasyon
tüm öğretmenlere
uygulanmıyor?
B
İZLER Mardin'de görevyapan rotasyona tabi öğ retmenleriz.
Mardin'de her türlü zor ko şullara katlanarak 5 yıl görev yaptıktan sonra tekrar birtakım zorluklara göğüs germek üzere yurdun başka uzak yer lerine tayin olduk. Evet zorluk lara göğüs germek öğret menin görevi ama yalnızca ro tasyona tabi öğretmenlerin mi görevi olmalı.
Neden rotasyon herkese uygulanmıyor. Bir kısım öğret men en güzel yerlerde rahat öğretmenlik yaparken, bir kıs mı da oradan oraya durmadan geziyor. Bu işkence ne za man, nasıl bitecek, merak edi yoruz.
(Mardin'de rotasyona tabi öğretmenler)
FVPİSHANE HATIRASI
kilen bu 'fo t o ğ r a fa ,“ Ebedi ■ hatıra ola ra k 14 M art 1940 tarihin de. Bursa M ah push a- si'nde çek tirdiğ in i resim lerden b ir i" yazm ış B alaban. A r sında da şu n ot: “ En y ü k sek sevgili resim lerim d en b iıi- •. A n n em ve k ü çü k kardeşim Sabrivc ile birlikte olduğ u - iz için , ç o k y ü k sek bir hatıradır. B a la b a n ...” 1Taha Toros Arşivi