CUMHURİYET
HABERLER
Q
HMMD
K o n u r E r t o p«
A ttila Ilhan’ın şiir ağacından
destan sürgünleri yeşermiştir
T "J ir gün bu toprağa sahiplenmek için yedi
I I çeşit Frenk askeri selamsız sabahsız
yürüyüp gelir. Memleketin üstüne
uğursuz bir hava çöker. Avuçları buğday kokan
delikanlılar oduna giderlerken yahut harman
yerlerinde vurulur.
TT^Urtuluş Savaşı destanları tarih olmuş bir
dönemin manzum öyküsü
^ ^ sayılmamalıdır. Bütün örnekler bu savaşı
bir halk hareketi olarak yorumlamakta ve
Türkiye’nin zaferden sonraki gelişmesiyle de
ilgilenmektedir
Yoktur çalar saatin korkusu ne zamandan o soyut ve saydam yılandan
ne düşmandan dostluğun arkasındaki bir yürek edinmiştir eski ankara 'dan mustafa kemal adındaki
41. bataryanın yaygın uğultusu alıp götürse de miralay rıza 'yı bu dünyadan artık
ayrılık çalar gibi uzun uzun ve yalnız silah başı çalar gibi kısa ve kalabalık o çalar sabah akşam
yine istiklal-i lam yine istiklal-i tam
ttila İlhan a CH P Şiir A r
mağanı ikinciliğini ka zandıran “Cebbar Oğlu
Mehemmed” bir Kurtuluş
Savaşı kahramanını an latıyordu. Bahçe ka zasının Kaman köyünden şehit Me- hemmed’in destanı... 21 yaşındaki İzmirli ozan, çocukluğunun bir bölü münü geçirdiği topraklan, yücesinde para pare duman tutmuş Düldüdağ’ın yaylasını, evvel baharda pare para yeşi linden alından donanan dağlan, Hacı- dağ’m selinden kabaran İstasyon dere sini canlandınr. S un hikmeti anlaşı lmayan, ama ömür boyu kahn çekilen bir bereket yaşanmaktadır buralarda...
Bir gün bu toprağa sahiplenmek için yedi çeşit Frenk askeri selamsız sa bahsız yürüyüp gelir. Memleketin üs tüne uğursuz bir hava çöker. Avuçlan buğday kokan delikanlılar oduna gi derlerken yahut harman yerlerinde vu rulur. Gavurdağı kızlannın birer birer ırzına geçilir. Cebbar Oğlu Mehemmed hür yaşama uğruna, ırz uğruna, namus uğruna, ana baba kardeş için, kutsal topraklar, kutsal vatan için kirveleri Durdu ve Süleyman'la birlikte dağlara çıkar, Fransıza silah çeker. Haberi Ur- fa’mn, Anteb’in köylerine, gözü kanlı M araş beylerine ulaşır. Bir gün Sav- ranlı’dan çıkan düşmanın tabur tabur üstlerine geldiğini öğrenirler. Kopan kızılca kıyamette bir hayli düşman kı rarlar. ama sonunda bulundukları bo ğazda bütün gürültüler kesilir. Hepsi şehitolmuştur...
| Kemal koyarlar adım...
O akşam şehit Mehemmed’in kansı Döne, mavi gözlü, sarışın bir çocuk do ğurur, altına bir avuç toprak sararlar ve Kemal koyarlar adım...Sonraki yıllarda Mütareke Istan- bulu’nu ve Kurtuluş Savaşı’nın başlan gıcım “Dersaadette Sabah Ezanları” romamnda konu edinen Attila İlhan, romanlarında ve şiirlerinde sık sık Mustafa Kemal’i, Kuvayı Milliyecileri canlandırdı, emperyalizme karşı veri len Kurtuluş Savaşı’nın dayandığı tam bağımsızlık ilkesini ele aldı.
Yazık ki bir Kurtuluş Savaşı destanı bütünlüğü içinde birleştirmediği şiirle rinde benzetme yerindeyse bir destan ağacının verimli sürgünleri kendini gösterir, örneğin “Heyet-i Temsiliye
Namına” şiirinde Kemal Paşa’nın atlı
ları tozu dumana katar. “Kalpaklı Sü
vari” şiirinde bir söylence kahra
manının bir elinde kılıç, bir elinde san cak, Kemah köylüğünde fakir fukara ya azık dağıttığı anlatılır. Tercan top rağında kerametler gösteren bu halk kahramanı için köylüler, “Kemal Pa
şadır” derler! “Silahlı Dört Besmele” şi
irinin Kemal Paşa’ya ve Ankara hükü
metine umut bağlamış atlıları Sarıgöl boğazındaki değirmende mola verdik lerinde nasıl her bakımdan insan ola cağımızı, düşüncede ve anlayışta uygar olacağımızı konuşurlar. “Mustafa Ke
mal’in Sofrası” şiirinde aydınların ve
halkın bir araya geldiği, yurt sorun larını tartıştığı sofraya “bir avuç Fikret,
bir yürek dolusu Mustafa Kemal, kal pakları tozlu paşaların çiğlikli gözlerin den bir tutam Kuvayı Milliye mavisi”
gelecektir.
“Hasköy Bahriye Kahvesi”nde 1.
Dünya Savaşı ve Mütareke İstanbulu’-
ndan, “Bir Özge Muammer Bey” işgal
nda bir yöreyi ve bir halk kahramanını konu edinen “Maraş’ın ve Ökkeş’in
Destanı”dır. Akın konuyla ilgili hazırlı
klarını ve amacını şöyle anlatmıştır:
“Savaşın gezdiği yerleri ben de ev ev, sokak sokak gezip gördüm. Narli yöre sinden Maraş'a doğru akıp gelen suyu, Aksu’yu, köprüleri tanıdım. Tarihi ince lemiyor, izlemiyor, yaşıyordum. Maraş çarşısına gittim birçok kez... Ev içlerine girdim... Maraş insanının yapısını, ko nuşma ve davranışını izledim. Kentin coğrafyası, ekonomisi, tarihi... Amacım, ülkemin yoksul halkının bir koca kurtu luşun üstesinden nasıl gelebildiğini, onca
O efsanenin içinde büyüdük
Kurtuluş Savaşı gazilerinin benim kuşağımı çok etkilemesi
olağan sayılmamalı mıdır? Biz, savaşın hemen ertesinde
cumhuriyetin ilk yıllarında doğanlar, o efsane içinde
büyüdüğümüzden nerede göğsü İstiklal Madalyalı bir yaşlı görsek
hemen ilgileniriz. Bir bakıma, Çalar Saat 'in Miralay Topal Rıza 'sı,
Sırtlan Payı 'nın Ayı Ferit 'iyle devre arkadaşıdır, aynı
'serencam 'ı yaşamış, aynı tehlikelerden geçmiş, günün birinde
ölüm gelip de kapılarını çalınca, aynı şeyleri hatırlamışlardır.
Çalar Saat, bir Kuvayı Milliye gazisinin kişiliğinde Kurtuluş
Savaşı 'nın, istiklal-i tam esprisinin estetik özetidir.
O adamlar m büyük bir iş yaptıklarma çocukluğumda da
inanırdım, yine inanırım. Ne yazsak, ne çizsek
haklarını ödeyemeyiz.
altındaki İzmir’den yansımalar vardır.
“Çalar Saat” şiiri ise bir Kurtuluş Sa
vaşı gazisinin geçmişiyle hesaplaş masıdır. Kuvayı Milliye günlerine, za ferden sonraki umut dolu günlerin coş kusu eklenir. Kahramamn tam bağımsızlığa kesin inancı dile getirilir.
Kurtuluş Savaşı'nı konu edinen çağ daş destan edebiyatımız aynı konuyu işleyen romanımız kadar verimli olma- mışür. Haluk Nihat Pepeyi’nin “Milli
Mücadele Destanı” ile başlayan ve an
cak büyük halkalarını ele aldığımız bu türün son bir örneği olarak Gülten Akın’ın çalışmasını anmalıyız.
Söz konusu yapıt Kurtuluş
Savaşı’-devlete, topa tüfeğe karşı verdiği savaşta direnç kaynağının ne olduğunu tarihsel bağlam içinde destanlaştırmaktı.”
Sütçü İmam,Ökkeş ve
Cennet
Ali'ler
Destan başlarken yöre insanının ta rihsel kökenlerini tanır, uygarlıkla alış verişini öğreniriz. 23 Şubat I919’da al kışlanarak kente giren İngiliz askerinin yanında Zeytinli Ermenilerimiz, önle rinde Trasanta rahipleri bandosu var dır.
Sonra Ermeniler ve Cezayirli asker lerle birlikte Fransızlar gelir. Baskı ve
kıyım başlayınca direnme ve başkaldır ma da kendini gösterir. İşgalin ve işbir likçilerin karşısına dikilenler arasında
Sütçü İmam gibi, Ökkeş de yerini alır.
Sözde Avrupa uygarlığım getirmek üzere Maraş toprağına giren işgalciler direniş gördükçe yeni kuvvetlerle des teklenir.
Nedirli köyünden Cennet Ali 10 kişi lik çetesiyle bir Fransız müfrezesini bo zar. “Maraş bize mezar olmadan düş
mana gülzar olamaz” diyen ökkeş ve si
lah arkadaşları bir yıl içinde toprakla rındaki düşmanı defederler.
Köyüne dönen Ökkeş anlatır:
★
“-Asıl sonrasını dinleyin arkadaşlar/ Kapılacak nemler vardır/
işler vardır bellenecek/
bir kez yenilmeyle gider mi düşman/ Döner gelir, yine gelir, yıllar sonra gelir/
Dostluk suları yürütür aramızdan/ Kıya görüşlere yardım/
Yıkılan yerleri onarma/
Ve bütün benzerleri gibi dünyada/ Dost elini uzatınca/
Başını alırlar./ Vermedi eüni Maraşlı/
Eksik olsun dedi senin dostluğun/ İkinci geldiğinde al yardımını başına çal.”
★
Kurtuluş Savaşı destanları artık ka panmış, tarih olmuş bir dönemin man zum öyküsü sayılmamalıdır. Burada konu edindiğimiz bütün örnekler bu savaşı bir halk hareketi olarak yo rumlamakta ve Türkiye’nin zaferden sonraki gelişmesiyle de yakından ilgi lenmektedir:
Emperyalizme karşı verilen savaş yeni Türkiye’nin tam bağımsızlığa sa hip, uygar bir halk devleti olmasını sağ lamıştır. Bütün destanlarda Mustafa
Kemal halkının güvenini kazanmış, ül
kesini çağdaş, ileri bir dünya devleti ol maya götüren bir savaş ve barış kah ramanıdır. Kurtuluş Savaşı destanları bir tarih dönemini konu edinirken okurlarına geleceğin aydınlık yolunu da göstermektedir.
BİTTİ