• Sonuç bulunamadı

Ruhi Su tabutlukta!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ruhi Su tabutlukta!"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

29 AĞUSTOS 1996 PERŞEMBE

_____________________ ı T

-ANKARA NOTLARI

MUSTAFA EKMEKÇİ_________

Ruhi Su Tabutlukta!

Ruhi Su’ya, 1952 yılında Sansaryan Hanı’nda işkence

yapıldığını bilmiyordum. Ruhi Su, işkencelere örgüt üye­ si olduğu için değil, türküleri yüzünden uğramış. Bir gün Ruhi Su’ya, söylediği türkülerden birini sormuştum:

- Ruhi Bey, bu türkü sizin değil mi? - Benim!

- Ama, türküyü söylerken kendinizin olduğunu söyle­ miyorsunuz?

- O türkü yüzünden mahkemeye verildim. ‘Türkü be­ nim değil, anonimdi, halk söylemiştir’ dedim, aklandım.

Mahkeme kararından sonra, ‘Benimdir’ diyemiyorum.

Sıdıka Su, anlatıyordu:

- Çok kişi hâlâ diyor ki: ‘O türkü kendisinin değil, baş- kasınındır.’ O türkü yüzünden yemediği dayak kalmadı

Ruhi’nin.

- Hangi türküydü?

- Mustafa Suphi’le r için yazdığı ‘ 15’lere Ağıt’ - ‘B ir yanım deryada çalkanır şim di’ o mu?

- Evet, o türkü için ne kadar dayak yedi; yani, Ruhi’ye

daha çok örgütsel şeylerden çok, çevresinde kimler var, onu söyletmek istediler. ‘Bu türküyü niye söyledin?’, ‘Bu

türkü senin mi?’türküyü kimlerin dinlediğine varıncaya

dek baskılar yaptılar. Böyle baskılarla Ruhi Su çok dayak yedi. Kimseye de söylemedi.

- Kaç yıllarındaydı?

- Biz, 1952'nin on birinci ayında tutuklandık. - İkiniz de?

- O, benden b ir gün sonra tutuklandı; Ruhi’nin çıkış ta- •

rihi 7.7.1957; ben de ondan ü ç dört gün sonra çıktım... . Biz, tutuklanmayı bekliyorduk. O zaman, yurtdışına g it­ mek filan, öyle keyfi hareketler yoktu! O zaman, politika da o değildi. Bence Türkiye’nin bu hale gelmesi, 11 Ey­ lül döneminde herkesin yurtdışına kaçmasıdır. Ben öyle yorumluyorum, Türkiye solunun bu hale gelmesinin ne­ denlerinden birisi. Bak, adamlar cezaevinde politika ya­ pıyorlar. Cezaevinde de politika yürütülür; doğru yanlış. Yatarsın, o başka b ir şey, ama sen başını al, yurtdışına çık, görevli görevsiz yurtdışına çık! Yani, o zaman böyle b ir sorumluluk vardı, anlatabiliyor muyum?

- Anladım efendim! - Bunu demek istiyorum.

- Evet, ikiniz de tutuklandınız, sonra?

- O da İstanbul’a geldi, tutuklandık. Tabii, birbirimiz­ den hiç haberimiz yok. Sansaryan Ham’nda, hücrede kalıyoruz. Şimdi burada b ir ayraç (parantez) açmak isti­ yorum, çok önemli bu. Bugünkü koşullarla ilgili. Sansar­ yan Ham’nın alt katında, üst katında tabutluklar vardı. 1952-53 sonuna dek kaldık biz orada. Ruhi en alt katta­ ki tabutluklardaydı. Yani, öyle şeyler ki, altından böyle su­ lar gidiyor, anlatabiliyor muyum? Fareler, sular, berbat bir durumda. O zaman İstanbul’un göbeğinde, 1951 tutuk­ laması sürüyor, fakat hiçbir basın mensubu söz edemi­ yor. Yani, biz orada yazgımıza terk edilmiş durumdayız.

Ve iki yıl, kovuşturma (tahkikat) sürdü...

★ ★★

Pazar günü çıkan “Böyle Savcılarda Varmış...” baş­ lıklı “Ankara Notlan” ile ilgili olarak Haluk Somer, şu faks- mektubunu gönderdi:

“Sayın Mustafa Ekmekçi;

Bugünkü yazınızı sevinerek okudum. Çumra’da Ruhi S u’yu tahliye eden (naklen olması gerekiyor) yargıç ba­ bam Ilhan Som er’dir. Bu olayı babamın ifadesine daya­ narak Ruhi Bey'e ben anlattım (eşi de yanımdaydı). O za­ man Ruhi Bey babamı hatırladığını söylemişti. Bildiğim kadarıyla olay şöyle:

Babam (1958 yılı olarak) yargıç olarak görev yaptığı Gürsu’dan (Bursa’ya bağlı bucak, o zamanlarda bucak­ larda da mahkemeler vardı) Konya’nın Çumra ilçesine atandı. Babam istifasını verdi. Ancak orada (annemin anımsadığına göre) 2-2.S ay kalmış ve istifası kabul edi­ linceye kadar görev yapmış. Ruhi Bey’i bu vesile ile ta­ nımış ve Ruhi S u’ya yapılan açık haksızlığı görmüş. An- ' Iattığına göre verdiği son derece normal bir hukuksal ka­

rarmış ve Ruhi S u’nun derhal (nakledilmesi) gerekiyor­ muş, fakat daha önceki yargıç nedense bundan kaçın­ mış. (Bildiğim kadarıyla tahliye veya şevke yetkili olan sa­ dece yargıçlardır, savcı talep edebilir, ama kararı yargıç

j. verir.) O zamanlar sol eğilimli olmayan babam, ilk Ruhi

Su plağını eve getirdiğinde (1971), sanki sıradan b ir olay gibi anlatmıştı.

1978 yılıydı, İşçi Partisi, planladığı bir ‘gece’ için Ruhi S u’nun katılımını arzu ediyordu. Merkezde görevli bir ar­ kadaşım nedense beni uygun gördü Ruhi Bey ile görüş­ mem ve onayını almam için...

Ben kendisini sadece konserlerde görmüştüm o za­ mana kadar... Tabii sevinerek kabul ettim ve Nişanta­ şı’ndaki evlerine gittim. Ruhi Bey ve Sıdıka Hanım karşı­ ladılar ve buyur ettiler. Partinin çağrısı konusundan son­ ra, Ruhi Bey’in sıcaklığından cesaret alıp yukandaki ola­ yı anlattım. Kendisi çok etkilendi ve ‘O genç hâkimi ha­ tırladım’ dedi ve babama sevgilerini iletti.

Babama olayı anlattığımda; benim olayı anımsadığıma ve Ruhi Su ’nun 20 yıl sonra gelen selamına çok sevindi. Kendisini tekrar görürsem selamlarını ve sevgilerini ilet­ m em i istedi. Bu mümkün olmadı, b ir daha Ruhi Bey 7 gö ­ remedim. Babam da 1988yılında b ir beyin kanaması ge ­ çirdi ve göçtü...

Sayın Ekmekçi, bildiklerimi iletmeye çalıştım. Tarihler konusunda daha hassas bilgiler bulduğumda -eğer is­ terseniz- memnuniyetle aktarmaya çalışırım. Saygılar su­ narım. ”

Haluk Somer’e çok teşekkür ederim. Böylece Ruhu Su’ya yakınlık gösteren Cumhuriyet Savcısı Muharrem llle e z ’le birlikte, yargıç Ilhan Somer’i de bulmuş olduk. Onlar, bu dünyadan göçüp gittiler; ama, iyilikleri kaldı. Işık­ lar içinde yatsınlar!

Yarın 30 Ağustos, büyük utkumuz, bayramımız. Kutlu olsun!

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

$UDúWÕUPDQÕQ.RQXVX $UDúWÕUPDQÕQNRQXVXELUKDONNOWU|÷HVLRODUDN³7UN´GU $UDúWÕUPDQÕQ$PDFÕ 7UNL\H¶GH ³7UN +DON 0]L÷L´ YH GROD\ÕVÕ\OD ³7UN´ V|] NRQXVX

dünyasının gizli koridorlarında dolaşırken bir türlü çıkış yolunu bulamadığı için, bizlere ve türkü söyleyenle türkü yakanlara çeşitli sorular sormaktan

Bu çalışmada bir yaşından küçük dişi Saanen keçilerinde en fazla nematod enfeksiyonu görül- müş, bunu sestod enfeksiyonu takip etmiş ve herhangi bir

Hayat yükü altında mavna­ lardan daha âciz olduğunu hisseder gibi oldu, ama onla­ rı kendinden bahtiyar görmü­ yordu.. Kadere hükmetmek ba kurundan aralarında

Melih Cevdet Anday ki­ tabında ‘ölümsüz şair’in ya­ şamı, yapıdan, sanatı ve yapıtları üzerine yazılanlar­.. dan seçmeler,

Yanında, usta yönetmenin eşi, ar­ kada ise genç yönetmen ile onun sevgili­ si olan genç aktris oturmaktadır.. Küçük topluluk arabadan

Bu çalışmada Ekim 2009-Şubat 2011 tarihleri arasında labo- ratuvarımıza akut gastroenteritli olgulardan rotavirus ve adeno- virus araştırılması için gönderilen

Düşük büyütmelerdeki aşınma izi görüntüleri incelendiğinde yüksek fırın cürufu ile takviye edilen numunelerin aşınma izlerinin daha pürüzsüz olduğu