• Sonuç bulunamadı

Bebeklerin 'Doktor Paşa'sı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bebeklerin 'Doktor Paşa'sı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

25 NİSAN 2004 PAZAR CUMHURİYET

İ / *

\ \t0* ^ [ • • • •

K U L T U R

kultur@cumhuriyet.com.tr D

ftte K U LE C AIM BAZI

SUNAY A K IN

Bebeklerin ‘Doktor Paşa’sı

B

1 u ülkenin

Besim Ömer

Paşa’ya büyük

bir teşekkür

borcu vardır.

Kadınlarımız

bilimin ellerinde

doğum

yapmalarını

Besim Ömer

Paşa’ya

borçludurlar.

Baba olmanın

mutluluğunda

Besim Ömer

Paşa’nın

düşlerinin ve

tüm baskılara

rağmen

çıkarmadığı

beyaz doktor

önlüğünün payı

büyüktür...

V

iyana’ya her gidişimde kesinlikle uğ­radığım bir mağaza var: Galeri Am­

biente, bir mobilya mağazası!.. Bir­ birinden güzel mobilya tasarımlan sergileni­ yor. Bunun için mi gidiyorum oraya? Hayır! Galerinin bir bölümü oyuncak müzesi olarak düzenlenmiş. En fazla da “Teddy Bear” , yani oyuncak ayı göze çarpıyor.

Viyana Oyuncak Müzesi, Galeri Ambien­ te’in çok yakınında; tarihi bir binanın birin­ ci katında. Her Viyana seyahatimde mutlaka uğradığım yerlerden biri de orasıdır. Müze­ de sergilenen oyuncak ayılardan birinin önünden ayrılmak çok zor gelir bana. Siyah renkli bu ayıcığın eline tutuşturulan kartpos­ talda Titanic’in resmi vardır. O, oyuncak ta­ rihinin ilk siyah ayısıdır. Titanic’in battığı yıl olan 1912 yılında, 1912 adet yapılmıştır ve korkunç kazada ölenlerin anısına bir yas oyuncağı olarak üretildiği için siyah renkli­ dir!

İlk doğumevi nasıl kuruldu?

Titanic’in batışından 20, ilk oyuncak ayı­ nın yapılışından 11 yıl önce, 1892 yılının İs­ tanbul’unda ilk kez bir “Viladethane” açı­ lır. Açan da eğitimini Paris’te tamamlamış olan Besim Ömer Paşa dır. “Açılır” dedik ama, bu hiç de kolay olmaz. 1885 yılında da

Vehbi Bey kente bir viladethane açma giri­

şiminde bulunur, hatta binanın planları mi­ mar Perpignanni’ye çizdirilir, ama saraydan izin çıkmayınca tüm çalışmalar rafa kaldırı­ lır. Geçen yedi yıl içinde, birçok kadın do­ ğum anında ölürken bir o kadar çocuk da sa­ kat kalır...

Besim Ömer Paşa, belli çevreler tarafından hakarete uğrar, Cağaloğlu’ndaki evi taşlanır. Bunun nedeni “ piçhane” kurmasıdır!..

“ Hangi kadın gider orada doğum yapar, elbette doğacak çocuğun babası belli ol­ mayan.” Böyle düşünür kimileri ve Besim

Ömer Paşa’yı şeytan ilan ederler. Evet, vila­ dethane “doğumevi” demektir ve onun ku­ ruluşunda öncülük yapan Besim Ömer Paşa da kadın doğum uzmanı olan bir bilim insa­ nıdır.

II. Abdülhamit’in doğumevi yapımını reddetmesinin nedenini Dr. Besim Ömer Pa­ şa şöyle açıklar: “O zaman nezd-i Şaha-

ne’de viladethanenin bir “piçhane” gibi

telakki edilmiş olmasıdır. Hep bu telakki tesiri altında menfi cevap gelmekte idi. Her şey burada düğümlenip kalıyordu.”

1892 yılına kadar, İstanbul’da kadınlar ev­ lerde doğum yapıyorlardı. Ebelerin bilgileri dahilinde evlerde doğurmayan kadınlar, ha­ mile olduğunu ailesinden gizlemek zorunda kalanlar ya da genelev çalışanlarıydı. Besim Ömer Paşa için doğum anı kadar, doğumdan sonraki bakım da önemliydi. Toplumu bilim yolunda yürütmekte kararlı olan Besim Ömer Paşa, Gülhane Askeri Tıbbiyesi’nin yakınındaki, üç oda ve bir sofadan ibaret olan binada ilk doğumevini açar. Böylelikle bilim, uygar yaşam sarayı gizlice kuşatmış olur.

Çünkü viladethane binası Topkapı Sarayı surlarına bitişikti ve Besim Ömer Paşa tüm çalışmalan saraydan gizleyerek yürütüyor­ du!..

Doğumevini kuran bu yürekli insan, do­ ğum yapacak kadın bulabilmek için gazete­ lerde yazılar yazmaya başlar. Özellikle de

“fakirhane’lerde doğum yapan kadınların,

normal şartlarda bile sağlıksız koşullarda ya­ şadığını belirterek doğum sonrasında bakım­ sızlıktan öldükleri gerçeğini vurgular. Onun düş kapısından içeri doğum yapmak için ilk hangi kadın girdi, bilemiyoruz; ama bu du­ rum, o an Besim Ömer Paşa’nın yüzündeki gülümsemeyi gözümüzün önüne getirmemi­

ze engel değildir!

Besim Ömer Paşa, son sınıf öğrencilerine 24 saat arayla, altışar kişilik gruplar halinde nöbet tutturur. Doğumevi, bu alanda nice uz­ man doktorun yetiştiği bir okula dönüşür. Doğumevinin başarısı İstanbul’da dilden di­ le yayılır. Öyle ki bina, başvuruları karşıla­ yamaz hale gelir. Halkın talebi karşısında II. Abdülhamit, 1904 yılında yeni bir viladetha­ ne yapılması iznini verir. Bu izin, Besim Ömer Paşa’nın zaferinin saray tarafından da kabul edilmesi anlamına gelmektedir.

İlk doğumevi 17 yıl hizmet sunar. Nasıl ki Titanic’in Atlas Okyanusu’ndaki enkazında ölen insanların yardım isteyen haykırışları yankılanıyorsa harabeye dönüşen ilk doğu­ mevinin duvarlarında da zor bir ameliyat sonrasında dünyaya gelen bebeklerin çığlık­ ları ve mutlu annelerin, babaların kahkaha sesleri duyulmaktadır. Günümüzde doğu- mevlerine gelen ziyaretçiler yeni doğan be­ beğe ilk oyuncak olarak “Teddy Bear” ar­ mağan ediyorlarsa bilinmelidir ki bu mutlu­ luğun bedeli Besim Ömer Paşa tarafından ödenmiştir. Bu ülkenin Besim Ömer Paşa’ya büyük bir teşekkür borcu vardır. Kadınları­ mız bilimin ellerinde doğum yapmalarını Be­ sim Ömer Paşa’ya borçludurlar. Baba olma­ nın mutluluğunda Besim Ömer Paşa’nın düş­ lerinin ve tüm baskılara rağmen çıkarmadı­ ğı beyaz doktor önlüğünün payı büyüktür... Tıpkı, Tltanlc'ln enkazı gibi...

Oysa onun doğumevi, günümüzde bir yı­ kıntı halinde ve yanma hiç kimse uğramı­ yor... Tıpkı, Titanic’in enkazı gibi... O tarihi bina bir gün mutlaka “Dr. Besim Ömer Pa­

şa Müzesi”ne dönüştürülecektir. Buna yü­

rekten inanıyorum...

Viyana Oyuncak Müzesi’nde sergilenen oyuncak siyah ayıya ve tuttuğu Titanic res­ mine bakarken Besim Ömer Paşa gelir aklı­ ma... Çünkü o, New York’tâki bir tıp toplan­ tısına gitmek üzere bilet aldığı gemiyi kaçır­ mış bir yolcudur. O gemi Titanic’tir!

inancım, bu toplumun kahraman olarak el­ leri kanlı katilleri, çetecileri alkışlaması de­ ğil, Besim Ömer Paşa ve onun gibi daha ni­ ce bilim insanıyla “gurur” duymasıdır. Be­ sim Ömer Paşa gerçek bir kahramandır...

ille de şartsa, kabul; onun da elleri kanlı!

Referanslar

Benzer Belgeler

3 Defa Millî Eğitim Bakanlığı (1867,1873,1878 yıllarında) 2 Defa Maliye Nâzırlığı. 5 Defa

Faili meçhul bir cinayet için, vehmedilen fa­ illere karşı bir protesto söz konusu ise, onun da yeri, herhalde bir cenaze töreni değil, başka yer­ lerdir.. Gidenin kişiliğine

Bunun sonucunda, etrafında daha fazla sayıda negatif yüklü parçacık bulunduran oksijen kıs- mi negatif yüklü iken hidrojenlerin bulunduğu bölümler ise kısmi pozitif

Manzara, çiçek, port­ re , natürmort tarzı re s im le ­ riy le bilhassa tarihi İstanbul ha­ yatım canlandırdığı için tu ris­ tik ve tica ri değerdeki

Hemşirelerin %25’i eğitimleri sıra- sında GF programının alt bileşenleri olan postüral drenaj ve oksijen tedavisi gibi bazı konularda eğitim almış olmakla birlikte, %

Yeni yönetim şöyle: Şeref Başkanı Rahim Koç, Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Başkan Vekilleri Suna Kıraç ve Temel Atay, Üyeler, Semahat Arsel, Sevgi Gönül,

Çalışmamızda olgu ve kontrol grupları tekrarlayan ÜSİ atakları açısından değerlendirildiğinde; olgu grubunda ista- tiksel olarak anlamlı bir şekilde tekrarlayan

Sonuç olarak, HIV ile infekte hastalarda sifilis, sifilisle infekte hastalarda HIV taraması yapılması gerektiği, özellikle HIV/sifilis koinfeksiyonunda homoseksüel