• Sonuç bulunamadı

Sıddık Sami Onar öldü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sıddık Sami Onar öldü"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sıddık Sami Onar öldü

G

eçen h afta b ir ilim adam ı oldu. 34 yaşında O rd in ary ü s P rofesör un v an ın ı alm ış ve yarım a sır İsta n b u l Ü n iv ersite­ sindeki k ü rsü sü n d en İd a re H u­ k u k u n u n p ren sip lerin i, tem el k u ra lla rın ı genç k u şa k la ra a n ­ latm ış b ir hoca öldü.

49 yıllık C u m h u riy etin b ü y ü ­ m e y ılla rın d a , yeni devletin yö­ n etim in d e gözetilm esi gerekli tem el h u k u k k u ra lla rın ı a n la ta n O rd. P ro f. S ıd d ık Sam i O n a r’ın ü lk ü cü k işiliğ i önünde saygı ile eğilirken, onun b ü y ü k b ir özlem içinde h a y a tta n ayrıld ığ ın ı da söylem ek istiy o ru z. Bu özlem , onun ta ra fın d a n en çok 1959 - 1960 y ılla rı ara sın d a b e lirtilm iş

-POLİS DEVLETİNDEN ÖDÜ KOPARDI.

K ÜRSÜSÜNDEN HEP ÇAĞDAŞ YÖNE­

TİMİN VE YÖNETİCİNİN TARİFİNİ

YAPMIŞTIR. «İDARE, MÜESSESELE-

RİN

VE MEVZUATIN ÜZERİNE ÇIK­

MAĞA KALKTI MI, ORADA HİÇBİR S İS ­

TEM VE REJİM BARINAMAZ» DERDİ

S A D U N T A N JU

S ıd d ık Sam i Onar

C İH A D BABAN

Günden

Güne

H

u k u k ta m üesseselerin insanı idi, am a ken­ d isi de b ir müessese olarak yaşadı ve T ür- kiye’ye b ir m üessese kaybettirerek haya­ t a gözlerini yum du. Fikirlerinin savunucusu id i, ço k defa h er uygar insan gibi bu savun­ m ay ı, en nazik ifadeler içinde fakat en k a ra r­ lı cüm lelerle yapardı. Doğrusunu isterseniz b ir ilim adam ının karakteristiği de budur. İn a n d ığ ı davaya bağlı kalm ak ve o davayı sa­ v u n m ak ... Sıddık Sami Onar, kendi kendine k alın laştırd ığ ı b ir kabuk altm da çok alevli b ir ih tira sın adam ı idi. Bu ih tiras mevki ih ­ tir a s ı değildi, politikadan hoşlanm azdı, hattâ b izd e ta tb ik edilen politikanın işportaya dö­ k ü lm ü ş şeklinden nefret ederdi. F akat m em ­ le k e t m eselelerine en ayrıntılı şekilde ilgi d u ­ y a rd ı ondaki ih tiras ilim yolu ile yurda ya­ r a r lı olm ak idi.. A nadoludaki tarihi y ap ıtla­ rı ta m ir edem iyoruz, onlar züğürtlüğün, bil­ gisizliğin ve özellikle ihm alin elinde yıkılıyor­ la r m ı? R ahm etli, fena halde üzülür:

— B ir gün gelecek, bu toprakların, bu v a tan ın bizim olduğunu eserlerim izle kim se­ ye is p a t edemiyeceğiz, diye döğünürdü..

M em leket turizm i onu ilgilendirirdi, bu ilgi ile T ürk Turizm K urum una başkanlık etti. O nu tiyatro, edebiyat, alâk ad ar eder, ye­ n ilik leri kovalar, m odern ve AvrupalI bir kül­ tü r adam ının bütün özelliklerini taşırdı.

İsm ail H akkı G öreli’nin ilk zorlam aların­ dan ve tatb ik attak i önderliğinden sonra, de­ n ileb ilir ki, Sıddık Sam i O nar, Türkiye'de id are huk u k u n u tek başına ku rm u ş, şekillen­ d irm iş olan insandır. 1933’te göze görünmeye

başlayan çalışm aları ile bugün D anıştay’dan çıkan h e r k a ra rd a , id are hukukunun h er ta t­ bikatında onun m anevi im zasını ve şahsiyeti­ nin gölgesini görm ek m üm kündür.. Bu konu­ da bugün m evcut o to riteler arasın d a hiç şü p ­ he yok, o to ritelerin oto ritesi halinde yaşa­ m ıştı.

Sağlam bir h u k u k (form ation) u olduğu için Sıddık Hoca, aynı zam anda hem medeni, hem borçlar ve tic a re t hukukunda da bir o to rite idi.. Onun asıl m üm taz tarafı, çeşitli hukuk dalları arasındaki bağlantıları k u rab il­ m esi ve m atem atik m antığı, en verim li şekli ile hukuka ta tb ik edebilm esidir.

İlim de o to rite sahibi olm ak aşkı ve em e­ li ile bilim in dışından gelen her tü rlü çekici çağrıyı reddetti. Büyük vaadlerle politikaya çekilm ek istendiği zaman:

— Beni k itap larım ve talebelerim İle baş başa b ıraksınlar. Gölge etm esinler, başka ih ­ san istem em , dediğini biliyorum.

T alebelerine karşı vefası, onlarla d o stlu ­ ğu, onun unutulm az tarafların d an biridir F akat öyle zannediyoruz ki, onun en ö n em ­ li ve gözden kaçm ayacak tarafı, hukukta baş çeken b ir profesör "lduğu kadar, görü şleri­ n in, k ita p la r yolu ile ta tb ik a ta en geniş şe ­ kilde yayılm ış bir ilm in sahibi olm asıdır. Hiç fa rk ın a varm adan kendi aram ızdaki ilişk iler­ de olduğu gibi fertlerle devlet arasındaki ilişkilerde d e onun koyduğu birçok kaide ve ilkelere bu kaide ve ilkelerin ona a it olduğu­ nu bilm eden uyuyoruz! O da böyle eserleriy­ le yaşıyor.

GÖKLERİN SENİN İSE,

YURDUM DA ŞENİNDİR.

TÜRK HAVA KUVVETLERİNİ GÜÇLENDİRME VAKFI

tir. Ü n iv ersite bahçesinde b a şı­ na copla v u ru la ra k polis ta r a ­ fın d an sü rü k le n e n O rd. P rof. Sıddık Sam i O nar, idaren in ko­ layca h u k u k d ev letin d en polis d e v le tin e dönüşen felsefesini düzeltem ediği için k a h ro lu rd u . B ütün öm rünce, k ürsüsünden, çağdaş olan h u k u k p re n s ip le ri­ ni savundu ve id a re n in , b u h ra n ­ lı zam an lard a ve olağanüstü h a lle rd e bile h u k u k a bağlı k a l­ m asını b ık m ad an söyledi.

Sıddık Sam i O nar, b ir ilim adam ı o larak . İdarenin T an zi­ m a t’tan beri süregelen b a ş a rı­ sızlık ların a çare söylerken, bu çaren in d u rm ad an rejim , k anun, m üessese d eğ iştirm ek olm adığı­ nı açıkça o rtay a k o y m uştur.

Şu fik irle r o n u n d ıır:

« H ak ik atte k a b a h a t m e v z u a t­ ta ve sistem lerde değildir. Bu m ev zu a t ve sistem ler dünyanın en m edenî, en m ütekâm il m em ­ lek etlerin d en alınm ış, o ralard a başarı ile ta tb ik ed ilm iştir. B u n . t- rın bünyem ize uvm adığını id ­ en?. etm ek de m übalâğalı b ir id ­ d iad ır. Bizden a y rıla n ve b aşk a d ev letlerin id arelerin e geçmiş olan ve ahalisinin büyük b ir kısm ını T ilrk le r ve M üslüm an­ ların teşkil ettiğ i verlerd e bile hn m evznat ta tb ik edilm ekte, m üesseseler y asam akta, cok b a ­ şarılı ve verim li olarak işlem ek ­ ted ir.

M evzuat ve sistem değiştirm e bizi asıl hedefim izden a lık o y a­ rak, enerjim izi ve vaktim izi boş yere h a rc a tm a k ta d ır. K ararsız ve h u zu rsu z b ir ortam y a ra tıl­ m akta. h alk ın m evzuata ve m ii. esseselere k arsı itim adı k alm a­ m a k ta d ır. K urduğum uz m üesse­ seler! ve getirdiğim iz m evzuatı b aşarısız kılan ş a r tla r nelerdir? B unu aram ak gerekir. T a tb ik a t­ ta k i başarısızlığa k u rh a n la r v e ­ rile v erile b îr bnçuk a sırd ır bo­ calıyoruz. td are, m üesseselerin ve m evzuatın üzerine çıkm ağa k alk tı mı. orada hiç b ir sistem ve rejim barınam az.»

Sıddık Sam i O nar, İlmî h a y a ­ tı boyunca, kanunu, devletin iradesinin ü rü n ü sayan Alman d o k trin le rin i eleştirm iş ve re d ­ d etm iştir. Ona göre, devlet, is­ tediği zam an huk u k u n ü stü n e

çıkam az, m üesseseler! çiğneye- mez ya da o nlara İstediği şekli verem ez, id a re n in kendi ta k d i­ rini k u lla n a ra k , h u k u k d ev letin - ' den polis d ev letin e geçişi hiç b ir o lağ an ü stü hal gerekçesine bağlanam az.

Oysa, onun ölüm h aberinin çıktığı gün, gazeteler, A lm an ­ y a ’da, Q uick D ergisinin m erkez ve şube b in a la rın a yap ılan b ir polis b ask ın ın ı b ild ird iler. D er­ gi, W illy B ran d t h ü k ü m etin d en ay rılan M aliye B akanı S ch iller’ in istifa m ek tu b u n u kam uoyuna açıkladığı için Bonn h ü k ü m etin i k ü p le re b in d irm iştl ve Quick D ergisini ç ık a ra n la r, d em o k ra­ tik A lm anya’da b ird en , polis devleti te rö rü dehşetine k a p ıl­ m ışlardı. A lm an id are felsefesinin te m e , linde. «D evlet zo ru n lu k d u y a r­ sa kendini h u k u k a bağlı sa v ­ maz» k u ra lı v a rd ır. Ama h e r halde çağdaş u y g a rlık , A lm an­ y a ’da ya da b aşk a b ir y erd e bu ö rn ek d a v ra n ışla rı hoş görecek değildir. K aldı ki. A lm an k a m u ­ oyu, olay k arşısın d a tep k i gös­ tererek , id aren in h u k u k a bağlı kalm ası ilkesinin bekçisi oldu­ ğ u n u gö sterm iştir.

E C E V İT - İZM EN

TA R TIŞ M A S I

P hantom , hayâlet dem ektir. A m erikan S avaş E n d ü strisin in bu son m odel u çaklarından ala­ ra k hava kuvvetlerim izi güçlen­ dirm eyi istedik. H afta içinde a n ­ laşm a da oldu. 40 adet Phantom alıyoruz ve 200 m ilyon d o lar, 3 m ily ar T ürk lirası ödüyoruz.

H er ülkenin kendi güvenliğini kendi milli savunm a gücünü a r ­ tıra ra k sağlam ası doğal b ir hak ­ tır. E cevit’in sözlerini «Bak, sa­ vunm am ızı baltalam ak istiyor» diye yorum lam ağa kalkm ak; geçmişi mili! k u rtu lu ş savasına dayalı b ir siyasî p a rtin in lideri­ ni m illi m enfaatlere k arşı çık­ m akla suçlam ak anlam ı ta ş ır ki: b ir politik lideri bu kadarcık zekâdan yoksun görm ek ve

gös-«Federal Almanya Çalışma Kurumu

Alman irtibat Bürosu eleman arıyor:»

1 Hanım Tercüman

!

M üracaatçılar sıhhî m uayenelerde tercüm anlık y ap acaklardır ; ve iyi Almanca bilm eleri şarttır.

1 Hanım Laborant

M üracaatçıların diplom alı hem şire olm aları şa rttır. Almanca bilgisi arzu edilir, am a şart değildir.

M üracaatların en kısa zam anda aşağıdaki adrese yapılm ası : rica olunur:

Federal Almanya Çalışma K urum u Alman İrtib a t Bürosu

P.K. 44, Mecidiyeköy - İSTANBUL.»

term eğe çalışm ak asla İnandırıcı olm az. Dolayısı ile, Millî S avun­ m a B akanı M ehm et tzm en 'in , B ülent E cevlt’i suçlam a gayreti kam uoyunda olum lu b ir etki ya­ ratm adı.

H ele, CHP’den ayrılm ış eski CHP’lllerin sıcağı sıcağına Ece- vit’l m illi m enfaatleri bilm em ek­ le suçlam ağa heveslenm esi, T ü rk politikacılarının, bunca olaydan so n ra hâlâ akılcı değil, duygu­ sal davranm a geleneğine bağlı kaldıklarını o rtay a koydu. E ce­ vit’in eski ark ad aşları, İzm en’- den de İleri giderek, onu, dev­ letin d ış politikasını bilm em ek­ le, ittifak ları tehlikeye sokm ak­ la suçladılar.

Bu duygusal öç alm a fırsatını kullanırken de, teknolojik geliş­ m enin silâ h la n du rm ad an değiş­ tirdiğini, m odellerin b irkaç yıl içinde eskidiğini ve üstünlüğünü kaybettiğini söylediler. Demek kİ teknolojik değişmeyi izlemek, savunm a gücünü a rttırm a k pa­ halı b ir iş tir ve bu b ir ödem e m eselesidir. O halde, savunm a güçlerini, silâhlarını yeniliyerek a rttırm a k b ir ü lk e için ne dere­ ce büyük b ir problem se: yeni ve pah alı silâhların bedelini öde­ m ek de o d erece ekonom iyi il­ gilendiren b ir k o n u d u r. Savun­ m a gücünü a rttırm a k la , ulusal ekonom ik gücü a rttırm a k ayni paralelde görülünce de. b ir siya­ sî p a rti liderinin, b ir olaydan yararlanarak, «Tiirklyenin güven­ liğini sağlam ak, ekonom ik geliş­ m esindeki sağlıkla İlgilidir» de­ mesi niçin m illî m enfaatlere ay­ k ırı olsun?

İ L A N

Bafra Devle!

Hastanesi

Baştabipliğinden

1 — H astanem izin Philips m ark a döner anotlu 200 mA. lik röntgen cihazı için 1. Ad. röntgen tü p ü İle 1. Ad. bü­ kül m asa kapalı z arf usulü eksiltm e sureti İle satın alı­

n acak tır

3 — T ü p ve m asanın ta h ­ m ini bedeli 30.900.— lira ge­ çici tem inatı 2317.50 TL. dır. 3 — fhale 4.9.1972 günü saat 11.00 de Bafra Devlet H astanesinde vapılacaktır.

4 — Şartnam esi H astane­ m izde mesaî saatlerinde gö­ rülebilir

5 — Taliplerin şartn am e­ nin 4 üncü m addesinde iste­ nen belgelerle teklif mek tu p la n n ı en geç ihale günü sa a t 10’a kadar H astane 1da resine verm eleri İlân olunur (Basın: 19790 - 58277

O.E.C .D . R APO R U

Phantom . H ayalet uçaklarının alınışı üzerine yapılan tartışm ala­ rın gerisinde, geçen hafta bir de T ü rk Sanayicileri ve İşadam ları Derneğinin bastırıp dağıttığı OECD Raporu vardı. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınm a Teşkilâtı­ nın T ürkiye üzerine hazırladığı rapor, ekonomik gelişmemizin sağ lığındaki yeni tehlikeleri ortaya koyuyor. «Fiyatlar. 1950 enflâsyo­ nundan bu yana eşi görülmedik bir hızla artm aktadır» alârm ı, d a ­ ha raporun ilk satırlarında göze çarpm aktadır. Rapor, enflâsyonist eğilim lerin arttığım , üretim a rtı­ şının aslan payını tüketim harca­ m alarının aldığını, yatırım faali­ yetinin düşük kaldığını belirti­ yor.

Ekonomik gelişmemiz üzerine yapılan tartışm alarda, fiyatlarla

beraber ücretlerin de arttığı, bu artışların çalışan kitlelerin ya­ şantılarında ferahlık yarattığı id­ dialarını yöneticilerden işitr işi- te bıkmışızdır. OECD Raporunda da fiyatlarla beraber ücret ve ge­ lir! irin de arttığına işaret edili­ yor, ancak bu artışların çalışan­ lar zararına olan gelişmesi üze­ rinde pek durulm uyor.

Oysa, ücret ve gelirlerdeki ar­ tış hiçbir zaman fiyat artışlarının üstüne çıkın, çalışanlara derin bir «Oh!.» çektirm iyor. 1968’den bu tarafa, İstanbul. Ankara, tzm ir. Adana, Bursa, Eskişehir gibi ça­ lışma hayatının canlı olduğu m er­ kezlerde gıda maddeleri % 40 -

% 55 arasında pahalılaşm ıştır. Giyim eşyasındaki fiyat artışları % 50 - % 75 arasındadır. Sağlık hizm etleri % 40 - % 87, taşıt üc­ retleri Vo 30 - % 93, eğlence yer­ leri ücretleri % 70 - % 143 a rt­ m ıştır.

Bu artışlar karşısında, işçi, me­ m ur esnaf ve sınırlı geliri olan bütün vatandaşlar, son 3 . 4 yıl içindeki gelirlerindeki artışlarla bu fiyat yükselişlerinin resm î ra­ kam larını kaşılaştırabilirler ve ya­ şantılarındaki «ferahlığın» bir öl­ çüsünü bulabilirler.

G ünler, haftalar, aylar ve yıllar geçtikçe, yaşadığımız sıkıntılı yıl­ ların geride kaldığı ve önümüzde rahat, m utlu yolların açıldığı müj desini alm ak istiyoruz ve her ola­ yın arkasından çelecekleri öğren­ mek hevesine kanılıyoruz.

Geleceği öğrenm ek, bugünün olaylarına akıl gözüyle bakm akla gerçekleşir. Gecen haftanın olay­ ları, akıl ve çağdaş ilmin ışığına ihtiyacımızı b ir kez daha belirli bale getirm ektedir

(B asın : A ■ 12754 197131 - 5828

TCDD İşletmesi Merkez Alım ve

Satım Komisyonu Başkanlığından

480 adet

v a eo n fçin ,

madenî varım sofai

akııplemanı alınacaktır.

* D ahilden kapalı zarf usulü İle 480 adet m adeni varım sofaj akııplem anı alınacaktır.

2 — T ekliflerin en geç 31.8.1972 Perşem be cjlnfl saat 15.00’e k a d a r A nkara’da TCDD Genel M üdürlüğü binasında Malzeme D airesinde toplanan K om isyonum uza veril­ m iş veya gelm iş olm ası ş a rttır

3 — Ş artn am eler A nkara’da M erkez İstan b u l'd a Sirkeci vez­ nelerinden 2 5 .- lira bedelle tem in edilebilir

4 — TCDD İhaleyi yanıp yanm am akta veva kısm en yapm ak­ ta ve tercih ettiği talibe vapm akta tam am en serb esttir 5 — V erilen tek lif zarflarının üzerine, teklifin hangi 1se ait

olduğu vazılacaktır

8 — F irm alar şartnam eleri TCDD’den aldıklarını tevsik için vezne m akbuzunu tekliflerle birlikte TODD’ve göndere­ ceklerdir.

T ü rk iy e Ç im ento S a n a y ii T.A.Ş:

G enel Mr

dii rliiğiin den

Şirketim ize bağlı Niğde ve K ars Fabrikalarında in şaat K ontrol Şefliği görevini vapm ah üzere b irer adet, askerliğini yapm ış ve 8 vıllık iş tecrübesi bulunan İn şaat Yüksek Mü­ hendisi veya tn şaat M ühendisi alınacaktır

1327 sayılı kanunla değişik 657 sayılı Personel K anununa göre ü cret ödenecektir

İsteklilerin şahsen veya dilekçe ile Personel ve Sosyal İşler M üdürlüğüne m üracaatları rica olunur.

ADRES :

Türkiye Çim ento Sanayii T.A.Ş Genel M üdürlüğü

A tatürk Bulvarı, 211

K avaklıdere ANKARA

(B asın : A 12776 197661 - 5826

Yasavan

Tiirkcenin dostu

AVIIK FİKİR ve SANAT DERGİSİ

H İSA R

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ön sahne elemanlarının bu değişkenliği, sah- ne mekanik ve elektrik tesisatı ile bir- likte, büyük opera ve müzikal tiyatro kü- çük ve büyük tiyatro, operet, konser gi- bi

Lİmak Tekel İçkiyi 2003`te 292 milyon dolara alıp, 3 yıl sonra 810 milyon dolara ABD’li yatırım fonu Texas Pasific Group’a satt ı.. Bu sırada ortakları arasında

Kesin olan şu: Bir zaman sonra enerji tüketimimizi radikal azaltmak zorundayız, çünkü katlanarak büyüme sonsuza kadar süremez.. İNSANLAR SADECE PARA İçİN

Kordeiya artık babası ta- = rafından koğulmuş, mirasından mahrum edilin- §j ce Burgunva kralı da ortadan çekilip gitmiştir jŞ Fakat.. Kordclya’yı drahomasız

As to the conclusion or discussion section in an abs- tract, first of all, it should be noted that present and past tenses are mainly used and for some determi- nations of

Yaprak yüzeysel kesitinde alt epidermis hücresinin enine ait tanıtıcı istatistik değerleri ve karĢılaĢtırma sonuçları ve yaprak yüzeysel kesitinde alt

İrmiş ve Barutçu’nun (2012) Pamukkale Üniversitesi’ndeki öğrencilere uyguladığı araştırmada; girişimci bir kişiliğe sahip olmadığını düşünen

“Dar” anlamdaki (yani açıkça iş arayan) işsizlerin sayısı ve oranı krizle birlikte çarpıcı boyutlarda artmış; AKP’li yıllardaki ılımlı düzelme, bu göstergeyi kriz