GUIHANE PARKI'NDAYIM
Gülhane Parkı, Pazar günleri bir başka alem. Sevinçler, coşkular
burada yaşanırken özellikle kırsal kesimden büyük kente
göçeden insanlar geride bıraktıklarını da bir nebze bulabiliyorlar.
Gülhanı Parkı’m gezenler a,abında, vatani görevini yapan askerlere
de rastlanıyor.
ÜLKEM İZİN kırsa! kesimle rinden İstanbul’a göç etmiş dar gelirli yurttaşlar Gülhane’- de çok eğleniyor. Eyüp’ten, Fikirtepe’den, Avcılar’dan mi nibüslere, otobüslere binip binbir güçlükle ulaştıkları Gülhane’de, yanlarında getir dikleri piknik tüpleriyle ye meklerini hazırlıyor, açık ha vanın verdiği iştah ve huzurla bunları tükettikten sonra çay larını yudumluyorlar. Büyük ler sohbetlerini yapıyor, ço cuklar oyunlarını oynuyor, gençlerse kâh break-dance kâh göbek havasıyla kendilerini deşarj etme imkâmnı buluyor. Bu arada kafeslerin ardından hayvanlar seyrediliyor, özel likle maymunların çevresinde toplanılıyor, kurulan sezon luk dükkânlarda alışverişler ediliyor, elektronik fal ciha zında geleceğe ilişkin ipuçları aranıyor, eğer mümkünse de akşamki ücretsiz konsere ka lınıyor. Özellikle geçtiğimiz bayram günlerinde İstanbul sokaklarının şaşırtıcı tenhalığı na karşın burası dolup taşıyor. Bayram tatili dolayısıyla dü- zenlene on günlük Ege turla rına katılamayanlar, arabala rıyla “ hadi bu seferde bir Ka redeniz yapalım” diyemeyen ler kendilerini buraya atıyor lar. Günlük yaşamda artık-çok seyrek karşılaşılan sevinçler, coşkular burada yaşanıyor. Burada herkes mutlu.
Yemeğini yemiş keyifle çay larını yudumlayan yedi kişilik bir ailenin yanına yaklaşıyo ruz, binbir güçlükle yakala dıkları huzurlarını bozmaktan çekinerek. Hemen bizim için bardaklar yıkanıyor ve sevgiy le demlenmiş çaylardan bize de ikram ediliyor. Kazlıçeş- me’de oturan bu ailenin babası bir fabrikada asgari ücretle iş çi olarak çalışıyor. Mardin’den genç yaşta İstanbul’a gelerek Kazlı Çeşme’deki bir akrabası nın yanına yerleşen Ahmet Şa hin daha sonra evlenip dört çocuk sahibi olmuş. Birbuçuk ilepnüç yaş arasındaki çocuk ların bakımını anne üstlenmiş. Ahmet Şahin, “ Zaten bizim geleneklerimize göre kadını işe yollamak ayıptır. O nedenle de ailemin geçimini sağlamak benim görevim. Çocuklardan biri çalışıyor ama aldığı iki- yüzbin lira aylıkla ancak ken di harçlığını çıkarıyor. Anla yacağınız karnımızı bile güç lükle doyururken ailemle be raber İstanbul dışında bir haf talık tatil yapmanız imkansız. Tek eğlencemiz bazı hafta son ları buraya gelmek. Hepimiz temiz hava alıyoruz, çoluk ço cuk oynuyor” diyor.
Herkes kendine göre bir günlük dünyalar kurmuş san ki.
Dans eden gençlere yaklaşı yoruz. Break-dance’ı buralar da ondan iyi yapanını bulama yacağımızı iddia eden bir de likanlıya en çok kimleri din lediğini sorduğumuzda Ahmet Kaya ve Fatih Kısaparmak di yor. Üç yaşında ailesiyle bir likte Mut’dan geldiğini öğren diğimiz bu gencin en bü, ak ideali bir dans grubu kurup te
levizyona çıkmak. Bir diğeri güzel ve namuslu bir kızla ev lenip bir ev ve araba sahibi ol mayı istiyor. Baştan beri bize pek de iyi bakmadığını sezin lediğimiz bir başka gence, her- şeye rağmen yaklaşıyoruz ve bizi “ neden ve niye geldiği mizden size ne, biz sizin işini ze karışıyor muyuz?” diyerek tersliyor. “ Ama biz zaten işi
miz gereği buradayız” diye üs telediğimizde aldığımız cevabı hiç yazmamak en iyisi.
Bu arada, az ötede break- dance yapan oğlanlara göz sü zen aileleriyle birlikte gelmiş genç kızları görüyoruz, belli ki onlara katılmanın özlemi içindeler. Ve belli ki oğlanlar da onlara yapıyorlar bu dan sı. Bu cenahda yaşananlar da parkın bir başka cephesi. Her neyse, insanlik hali deyip ara yan bakışlarla tam tersi bir yö ne ilerliyoruz.
Gülhane tam teşkilatlı bir piknik yeri. Pideden lahmacu na, kuruyemişden pastaya her türden yiyeceği bulmak müm kün. Ücretsiz izlenebilen halk konserleriyse Gülhane’nin en rağbet gören olayı. Konserin başlamasına üç saat kala her kes yerini kapmış heyecanla konseri bekliyor.
Bir yanda kendilerine sessiz bir köşe b \mayı başarabilmiş bir çift iyice birbirlerine- sokulmuş fısıldaşıyor, herkes ten oldukça uzak bir havada. Kimbilir neyin hayalini kuru yorlar?
Diğer bir yanda iki ağacın arasına kurulmuş salıncağında huzur içinde uyuyan bir be bek herşeyden bihaber kimbi lir neyin rüyasını görüyor?
Günlük yaşamda artık çok seyrek karşılaşılan sevinçler, coşkular burada yaşanıyor. Gülhane’de herkes mutlu.
GÜNEŞ PAZAR Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği