I ■ 111E111! I ! 111119111 n 111 ■ 11 ■ 111111111111111 ■ 1111111111311111 g 11111 ii31111111111111111111E [ 111! 11111111111111111111 III ■ 111111II11111111111111111111111) IM11 Cl 111III
¡ “I 4 . J " I : : •• ' ^ ^ ^ **" tındayız, demiş, fatcatbızim
“**= / \N K11 \
IIIIIIIT tayya reler gidip de İngiltere üzerine böyle beyannameler atmağa kalkış salar, kumandanlarımızın akıllarını Dr. Besim Ömer’i, o sevimli yü-
~ zünde bilgi ile faziletin elele vere rek derin ve güzel bir mâna çizdiği üstadı, evelki gün sessiz, sedasız ve ansızın kaybediverdik.
O, firenginin nefesle, sıtmanın pamuk ipliği ile ve dizanterinin muska ile iyi edileceğine inanan insanlar arasında modern tababetten
bahsederken genç bir hekimdi; or- ta yaşlılık zamanı inkılâp deneme leri yaptığımız çağlara tesadüf et miş ve seksen yaşında vatanın ve milletin kendisinden beklediği hiz met ve vazifeleri görmüş bir ihti yar olarak hayata gözlerini yumar ken de aziz memleketini saadet ve ikbâlin, refah ve terakkinin üst ba samaklarında bırakmıştır.
Yalnız bir noktaya hürmet ve ib retle dikkat ediniz : Büyük üstat, arkasına tam 67 eser bırakmıştır. Gıpta edilecek, dolu ve verimli bir hayat 1
Aziz doktor, Türkiye’nin en meş in » bekârı idi. Bütün şefkatini
memleket ve akraba çocuklarına da ğıtarak kendisi hiç evlenmemişti. Bir lokanta masasında fenalaşarak ölüşü de bir bakımdan hazin bir be kâr ölümü olmuştur.
Onun ölümü ile yarım asırdan fazla cehaletle, hurafe ile, batılla, taassupla ve faziletsizlikle devam etmiş bir mücadele ordusu, büyük lerinden birini kaybetmiş, Türkiye- nin ilim ve fikir hayatında bir mü- beşşir “ fena „ âleminden " beka „ âlemine göçmüş oluyor. Başımız sağolsun..
* * * •
"Varışa geliş!”
Alman tayyarelerinin yeniden Scapa Flow üssüne bir baskın yap tıklarını okumuştuk. Buna mukabil dün de İngiliz hava küvetlerinin Sylt adasındaki askerî üssünü adam aküh tartakladıklarım, hangarı
ateşe verdiklerini öğrendik.
Ingilizlerin bir tâbiri vardır :
“ tit for tat „ derler ki bunu “ alı
şma verişim „ tâbirimizle tercüme edebiliriz.
Bir İngiliz mebusu geçenlerde çı kardığı bir kitapta “ İngiliz milleti ancak öfke ve korku ile şiddetli ha reketlere geçer „ diyordu. Scapa Flow üzerine bomba atan alman tayyareleri bu sebepleri hazırlamış oldular demek.
Bir İngiliz gazetesinde de bir A- merikalı gazeteci, Almanya’da bir almanla yaptığı sohbetten bahsedi yordu. Bu alman, İngiliz tayyare - 1erinin bu kadar uzun müddet uçuş yaptıktan, bu kadar tehlikeye ve zahmete katlandıktan sonra bomba yerine beyanname atmalarına hay ret ettiğini söylemiş,
— Onun için üzerlerine fazla ateş
etmiyoruz, şimdilik işkı alay
tara-oynattığına hükmederiz. Böyle harp mı olur ?
Sylt üsleri üzerine yağdırılan ce hennem makineleri, herhalde, bu al manın istediği neviden bir hareke
te benziyor.
* * *
Bitaraf memleketler!
Sık sık gazetelerde şu yolda baş - lık ve haberler görüyoruz ;
* Bitaraf memleketler üzerinde
tayyareler „. Birisine merak olmuş da soruyordu :
— Acaba bu tayyareler, bu bita
raf memleketler üzerinde niçin u- çarlar ?
Cevap verdiler :
— Ya o memleketleri bertaraf,
yahutta birtaraf etmek için 1
T. î.
Taha Toros Arşivi