• Sonuç bulunamadı

Yahya Kemal'e dair

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yahya Kemal'e dair"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Y ah y a K em ale dair

Yazan: Halûk Y. Şehsuvaroğlu

Asırlar boyunca türlü tesirler al­ tında gelişmiş bulunan Türk şiiri onda en büyük kemalini bulmuştu. Büyük İmparatorluğu en muhte­ şem devirleriyle onun şiirlerinde duvuyordık. Bize Mercidabık’tan İrana ve Mohaç’a kadar fetih ve zafer yıllarını onun mısraları söy­ lüyordu. Bütün o günleri yaşamış, o diyarlardan geçmiş bir hali var­ dı. Sanki ömrünün son yıllarını bu hareketli hayattan yorulmuş bir dev gibi Boğaziçi kıyılarında din­ lenerek geçiriyordu.

Konuşulan Türkçeyi kudretli bir şekilde kullanıyordu. Ağdalı, ter- kipli eski lisanla uydurma yeni di­ li kullanmıyor ve onun için de ge­ niş halk kütleleri tarafından oku­ nup seviliyordu.

Hakikî vatan şairimiz Yahya Ke­ maldi. O. kendini zorlamadan ve vatan, millet kelimelerini arka ar­ kaya bize o duyguları en derin | mânaları ile veriyordu.

Eski büyük medeniyetimiz, zafer­ lerimiz ve nihayet yaslı günlerimiz de onun şiirinde işlenmiştir. «Üskü- : darın Dost Işıklarında» onun fakir halkımızı nasıl bir hassasiyetle tâ yüreğinden duyduğunu görmüştük. Halkı büyük bir muhabbetle sevi­ yordu. Istanbulun fakir semtlerin­ de yaptığı gezintiler mısralar ha­ line geldikçe bu sevgi belirir ve şekillenirdi.

Bir şiirinde «ülfet belâlı şey fa­ kat üzlet sıkıntılı» diyordu. Ve ha­ kikaten herkesle görüşmekten çe­ kiniyor, zaman zaman aleyhindeki söylentileri, tenkid yazılarını bü­ yük bir infial ile karşılıyordu.

Bir gün bir gazetede hakkında çirkin ve insafsız bir yazı çıkmış­ tı. Onu okuduktan- sonraki teessü­ rünü hatırlıyorum. «Köşeme çekil­ miş oturuyorum, benden ne isti­ yorlar» diyordu. Ve arkasından ta­ rih boyunca sürüp gitmiş kıskanç­ lıklardan ve bunun millî ahlâkı nasıl kemirmiş olduğundan söz a- çıyordu.

Ziyaretine gittiğim bir gün oda­ sında Profesör İhsan Şükrü Aksel ile muhterem zevcesine rastlamış­ tım. Akseller şairi bir akşam ye­ meğine çağııiyorlardı. Kendisi da­ veti memnuniyetle kabul etmişti. Misafirleri gidince bana dedi ki «doktorla, zevcesine hürmet ve sev ğim var. Ne iyi ve asil insanlar. Onlarla beraber oldukça kendimi huzur içinde hissediyorum. Zaten sayılı olan hakiki dostlarımın ara­ sında bulunmaktan başka da bir zevkim kalmadı.

Bir yere çıkmak, kimseyi görmek

istemiyorum. Kalabalık arasına ka tılmaktan çekiniyorum. Bir zaman acaba bu bir rahatsızlık mıdır diye endişe bile ettim.» O vakit ben de aynı hisleri taşıdığımı, hiç bir ka­ labalık dâvete gitmediğimi, toplu­ luklardan hazzetmediğimi söyle­ yince durup düşündü. Ve endişeli bir sesle, fakat siz gitmelisiniz, gençsiniz. Böyle yapmayınız, çıkı­ nız, görüşünüz ve bu hissinizi mu­ hakkak yeniniz, dedi.

Tabii en büyük zevk onunla çık­ maktı. Yaz akşamlarında Boğaziçi kıyılarında şüphesiz ömrümün en güzel zamanları onunla geçmiştir.

Yaşadığımız zamanın içinden çı­ kar ve beraberce eski asırların or­ tasında pervasızca dolaşırdık. Su­ yun serinliği yüzümüze vururdu. I Biğaziçine bütün güzelliği onun mısraları verirdi, ve soframızın en nefis meyvaları da bu mısralardı. Okumayı bitirirken tekrar başlar-

j

dik. Kendisinden okunurken yü- : zünde geniş bir tebessüm peyda olurdu. Sonra kadehini kaldırır ve geçmiş asırlardan bir sahife a- çardı.

Hükümdarlar, vezirler, Kadıas- kerler soframızın etrafına sırala­ nırdı. Artık fani dünyadan tama­ men el çekmiş ve ebedilerle haş­ haşa vermiş bulunurduk. Onlarla âdeta konuşurdu. O böylece cihan­ girleri, kahramanları sofrasına mi­ safir etmiş ve şevkin zirvesine u* laşmış olurdu.

Birer rüyaya benziyen bu akşam sofraları darıldığı vakit kulakla­ rımda saatlerce onun gür sesi çın­ layıp dururdu. Bütün bir gece Sü- leymaniyede Bayram Sabahını, Ye­ niçeriye Gazeli, Mohaç türküsü’nü, Selimnâmeyi dinlerdim. Ve bu ak­ şamların, gecelerin sonunda hep j «Hey gidi günler hey» diye renk­ siz ve sıkıntılı günlük haya4tma j başlardım.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a To ros Arşivi

IIIMHII

Referanslar

Benzer Belgeler

Daha zor bir şey düşünemiyorum, titriyorum her rolü elime aldığımda, onun için kolay kolay da oynamak istemiyorum artık.. Bundan sonra Edremit’in Çamlıbel köyüne

el-Hayat kelimesine sıfat olan dünyâya, dünyâ adının verilmesi, âhirete göre dünyanın bize yakın olması (içindeyiz), dünyanın âhiretten önce olması ya da

Dinî ve siyasî açıdan İslâm dünyasının bunalımlı, mezhep çekişmelerinin yaygın olduğu bir dönemde yaşayan İhvan, dönemlerindeki felsefe ve bilim düzeyini,

2009-2010 yılları arasında gerçekleştirilen arazi çalışmalarında Kırka kasabası çevresinden toplanmış olan 860 bitki örneğinin değerlendirilmesi sonucunda

Amerika kıtasını gerçeğe en yakın ölçüleriyle gösteren en eski coğraf­ ya çizelgesi, Pirî Reis haritasıyla ilgili 60 dakikalık bir belgesel ha­

Ümit ALEMDAROGLU İZMİR-Ayvalık’da de nizi kirlettikleri gerekçe­ siyle kapatılan 16 zey­ tinyağı fabrikasının sa­ hip ve yöneticileri fab­ rikalarım yeniden

■ Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, çok sevdiği tango müziğinin efsane Kralı Şecaattin Tanyerli'nin banka he­ sabına sessiz sedasız 50 milyon lira yatırarak,

İstanbul Belediyesi tarafından devralındığı 1937yılından beri boş kalan ve harabeye dönen İlidir Kasrı, 1982yılında Kurum tarafından onarılmaya başlanmış