• Sonuç bulunamadı

Kesip sakladıklarım:Özal ve kürtler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kesip sakladıklarım:Özal ve kürtler"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

hafta bu köşede “Kesip Sakladıkları:m”dan bazılarını bulacaksınız.

Yıllardan beri gazetelerden, dergilerden, yazılar, fotoğraflar, haber­

ler keser, saklarız; bir gün gelir işimize yarar, diye... Günü gelince on-

rarlanmısızdır. yararlanacağız da,..Lakin çoğu, yararlana!

smeotbiı

ima, z-

[esip Sakladıklarım.

K

ürt s o ru n u y la , ölen C um hurbaşkanı Özal arasında her zaman bir bağlantı kurulmuştur.

Ozal’ın “federasyon” kavramı­ nı tartışm aya açmak istemesi, Kürt sorununa bakış açısı, “Ba­

baannesinin kürt olabileceğini”

söylemesi, PKK lideri Apo’nun, Özal’dan olumlu söz edişi, tartış­ ma ve eleştirileri bugüne kadar getirmiştir.

Özal, sağlığında, kendisini bu tutum ve davranışlardan dolayı e- leştirenleri mahkemeye vermiş, tazminat istemiştir.

Bunlardan biri de DYP Aksaray milletvekili ve Hayali Ticaret Araş­ tırma komisyonu başkanı Mahmut Öztürk’tür.

Öztürk, Meclis’te yaptığı konuş­ mada, özetle şunları söylemiştir:

“Ne idüğü belirsiz insanlar, d e v le tin en üst n o k ta la rın a u la ş m ış la rd ır. Bugün T ü rk i­ ye’de bir yetkili federasyonu savunuyor.

Aynı zat, ben PKK ile anlaşır­ sam, terörü durdururum, diyor. Kim oluyor, çıkıp PKK ile pa­ zarlık yapıp, terörü durdurmak istiyor.

Beş yıl, hayali ihracat dosya­ larını uyuttun. Şimdi PKK’yla oturup, anlaşıp terör duracak diyorsun. Türk devleti bu kadar zayıf değildir. Türk devletinin en büyük şanssızlığı böyle bir Cumhurbaşkanı’na sahip olma­ sıdır.”

★★★

Aşağıda Özal’ın bunları söyle­ yen Mahmut Öztürk aleyhine açtı­ ğı davanın, sonucunu 14.10.1992 tarihli HÜRRİYET gazetesindeki haberden okuyacaksınız:

“Ankara 24’üncü Asliye Hu­ kuk Mahkemesi, Cumhurbaşka­ nı Turgut Özal’ın Kürtler ve fe­ derasyon konusundaki bazı sözleri ile ülkenin birlik ve be­ raberliğini korumadığı ve bu sözlerinin halkta infial yarattığı kanısına vardı.

Cumhurbaşkanı Özal, TBMM- ’deki bir konuşmasında, terör vuruyor, içerde ise federe sis­ tem kurm ak is te y e n le r var. Çankaya sorunu var. Özal PKK ile pazarlığa girişip terörü en­ g e lle m e k is tiy o r. B öyle bir Cumhurbaşkanı Türk devletinin şanssızlığıdır, diyen DYP Aksa­ ray Milletvekili ve TBMM Hayali Ihracak Kom isyonu Başkanı Mahmut Öztürk aleyhine, 100 milyon liralık tazminat davası açmış ve bu dava

reddedilmiş-Pdm

ÖZAL VE KÜRTLER

ti. Özal’ın avukatı mahkemeye yaptığı başvuruda Ö ztürk’ün Cumhurbaşkanı Ö zal’ı, vatan hainliği ile suçladığını, belirte­ rek DYP m illetvekilinin mah­ kum edilmesini istemişti.

SUÇLAMALAR

Mahkemenin, tazminat dava­ sının reddi ile ilgili gerekçeli kararında, Özal ağır bir dille suçlandı. Kararda, Cumhurbaş­ kanının, federasyonun da ko­ nuşulması lazım, sen federas­ yon istiyorsan ben buna razı değilim, gel tartışalım demek lazım. Hadiseler yokmuş gibi d avran ırsan ız başınızı kuma gömersiniz, sözleri hatırlatıldı ve bu sözlerin Türkiye’nin birlik ve b e ra b e rliğ in in te m s ilc is i olan bir kişi tarafından söylen­ memesi gerekir, denildi. Karar­ da daha sonra şu görüşlere yer verildi:

(Bu sözler milletimizde büyük bir infiale yol açmıştır. Davalı mil­ letvekili bu sözlere karşılık milletin temsilcisi olarak TBMM’deki ko­ nuşmasındaki sözleri söylemiştir. Bu sözler her ne kadar davacıyı incitici de olsa milletin birlik ve beraberliğinin korunmasına, üni- ter yapının korunmasına yönelik­ tir. Kişilik hakkına saldırıda bulu­ nan kimse eğer üstün hakları ko­ rumak için davranm ışsa kişilik hakkı korumadan yararlanmaz. Davalı milletvekili yeminine sadık olarak memleketin içinde bulun­ duğu durumdan kurtulması için mesuliyetine müdrik olarak ko­ nuşmuştur. Hakaret kastı taşıma­ dığı, üstün değerleri dile getirdiği anlaşılmış ve mahkememizde bu yönde vicdani kanaate varıldığın- dan8 tazminat davasının reddine karar verilmiştir.)”

İKİNCİ DAVA

Özal, yine Mahmut Öztürk hak­ kında bir dava açtı, bu defa 50 milyon lira tazminat istiyordu...

Bu d a va n ın so nucunu da

6.1.1993 tarihli HÜRRİYET gaze­ tesinde, Turan Yılm az’ın habe­ rinden okuyalım:

“C u m h u rb a ş k a n ı T u rg u t Özal’a, yargıdan ikinci şok ka­ rar geldi. Ankara 8’inci Asliye Hukuk Mahkemesi yargıcı İbra­ him Özkaya, Özal’ın Hayali İh­ ra c a t A ra ş tırm a K om isyo - nu’nun DYP’ii başkanı Mahmut Öztürk hakkında açtığı 50 mil­ yon liralık tazm inat davasını reddeden kararında, şok ifade­ lere yer verdi.

Yargıç Özkaya, 1 A ra lık ’ta verdiği, ancak gerekçesini yeni yazdığı kararında, kişisel hakla­ rın ihlali nedeniyle manevi taz­ minat istenebilmesi için, kişi­ nin kişilik haklarına, haksız ve hukuka aykırı, bir saldırının ol­ ması gerektiğini hatırlattı.

Öztürk’ün Özal’a yönelik söz­ leri ve bu sözler üzerine Yargıç Özkaya’nın değerlendirmeleri, kararda şöyle yer aldı.

ÖZTÜRK NE DEDİ: - ANAP’tan aday olmuş, hak­ kında suistimaiden soruşturma açılmış ve açılmakta olan kişi­ leri göz açıp kapayıncaya kadar derhal Köşk’e çekiyor. Ben sor­ mak istiyorum : Köşk, kanun kaçaklarının yeri midir?

YARGICIN YORUMU: - Sözlerin gerçekleşen biçim­ leri gözönünde tutulduğunda, davacıyı tahkir kastıyla söylen­ mediği, eleştiri sınırları içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Siyasi düşünce ve icraatları, siyasi ik­ tidarca benimsenmeyen bir kı­ sım kişilerin davacı tarafından başka görevlere alınması, bir kısım kişilerin de yasaya aykırı icraatları nedeniyle haklarında soruşturm a yapılm ası ve so­ ruşturma dosyalarının adli ma­ kamlara intikal ettirilmesi duru­ mu karşısında, davalının bu be­ yanlarının gerçeğe aykırı bir yönünün de bulunması karşı­

sında, Borçlar Kanunu’nun 49, Medeni Kanunu’nun 24 ve 24/A m addelerinde yazılı şahsiyet haklarına saldırı koşulları ger­ ç e k le ş m e m iş tir. Kaldı ki bu s ö zle r d a v a lı ta ra fın d a n TBMM’de, politik ortamda sar- fedilmiştir.

ÖZTÜRK NE DEDİ: - 25- 30 yaşındaki bir genç (Ahmet Özal) neyle Star 1’i kur­ du, buna ortak oldu da şimdi ANAP iktidardan düşünce mah­ kemelik oldular? Demek ki bu­ rada bir nüfuz kullanılmıştır.

YARGICIN YORUMU: - Bu sözleri demek suretiyle davacının nüfuzunu kötüye kul­ lanarak çocukları ve yakın çev­ resine çıkar s a ğ la d ığ ı iddia edilmişse de bu sözlerde dava­ cının ismi zikredilmek suretiyle, davacının nüfuzunu kullanarak çocuklarına ve yakın çevresine çıkar sağladığı, davalı tarafça açıkça belirtilmediğinden, nüfu­ zunu kötüye kullanarak çocuk­ ları ve çevresine çıkar sağlayan kişinin davacı olduğu da ima edilmediğinden, sözkonusu dö­ nemin ANAP iktidar döneminde olduğu beyan edilerek o döne­ min eleştirisi niteliğinde bulun­ duğundan, bu sözlerde de da­ vacının kişisel haklarına saldırı­ nın yasal koşullarının teşekkül etmediği anlaşılmıştır.

ÖZTÜRK NE DEDİ: - Bir Cumhurbaşkanı Türki­ ye’de, federe sistem tartışılabi­ lir diyor. Çankaya’ya çıkıyor­ sun, federe devleti tartışalım diyorsun. Türk devletinin en güzide mevkiini sen siyasi bir am aç için k u lla n a m a zs ın . Köşk’ü Köşk’teki yıpratıyor.

YARGICIN YORUMU: - Güneydoğu’da bilinen olay­ ların cerayan ettiği bir ortamda, davacının bilim sel bir yakla­ şım la da olsa federasyonun tartışmaya açılmasını istemesi karşısında davalının bu şekil­ deki sözlerinin, ülkenin ve mil­ letin bütünlüğünün bozulması, devletin üniter yapısının değiş­ memesi amacına yönelik oldu­ ğu, bu amaçtan kaynaklandığı açıktır. Bu nedenle, davacının kişisel haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırı durumu yok­ tur. Kaldı ki, üstün kamu yararı karşısında davalının üstün hak­ ları korumak için sözkonusu bu davranışı karşısında, davacının kişilik haklarının korunmasın­ dan yararlanması da mümkün değildir.

FİESTA §

RHNRHRHHHMNHHNNI

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Hematologic, biochemical and immune biomarker abnormalities associated with severe illness and mortality in coronavirus disease 2019 (COVID-19): a meta-analysis, Clinical Chemistry

Zeki üayâr - Neşriyat müdürü

Bu nda hava hareketlidir... Bu ortalama

[r]

Serimizde göğüs ağrısı nedeni olabilecek kardiyak yapısal değişiklikler olarak, 12 hastamızda MVP, üç hastamızda pulmoner darlık, iki hastamızda perikardiyal efüzyon,

Bu büyük arsanın ilk zamanlarda, şehir içinde hususî ikametgâhlara mahsus bir mahalle teşkil edeceği düşünülerek, ilk bina ya- panlar, bunun gibi azamî üç katlı

Dünyanın her yanında kabul gören genel bir denetim tanımı yapmak oldukça güçtür. Ayrıca denetimin girdiği her alanda konulara özgü olarak ayrı ayrı denetim

Diğer yönden son yasa tasarısında sadece hekimlerin ve diş hekimlerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında ele alınması, malpraktis davalarında zararın