• Sonuç bulunamadı

Nerede eski Sarıyer...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nerede eski Sarıyer..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

11

Boğazın

şilin ilçesi,

geçtiğimiz yıl Arap

turistlerden 7,5 milyar

Türk Lirası

kazanırken, hızla

değişm eye başladı.

Yörede Arap

turistlerden memnun

olanlar kadar, eski

günleri arayanlar da

var...

Evlerini Arap

turistlere vererek,

para kazananlar

hallerinden

memnun... Ancak

balıkçılar yöredeki

deniz kirliliğinden

yakınırken, semt

sakinleri, sokakların

bozukluğundan, her

geçen gün artan

gürültüden, hayat

pahalılığından

yakınmaktan

kendüerini alamıyor...

EMRE BARLAS

I

lık bir rüzgarın hiç ek­

silm ediği yam açlar­ dan, Sarıyer'e bakar­ ken, doğanın İstan­ bul'a dolayısıyla Sarı- M M yer’e ne denli cömert davrandığını çok daha iyi an­ lıyor insan. Bugün 13 mahal­ lesi, dokuz köyüyle Sarıyer, İstanbul’ un en çok turist çe­ ken köşelerinden biri. Eski adı Simas olan bu ilçeye, Sarıyer adı verilmesinin nedeni, çar­ şısındaki türbede “ Sarıba-

ba” adlı bir ermişin gömülü

olması.

Altyapı eksiklikleri

Çoğunluğunu işçi, memur ve balıkçıların oluşturduğu Sarıyer halkının yüzde 90'ı or­ manlık, bağlık ve bahçelik alanlarda kurulmuş gecekon­ dularda oturmakta. Hünkâr, Çırçır, Sultan, Fındık, Kesta­ ne, Şifa, Tokmak, Narhçı su­ ları ve çevresindeki ünlü ge­ zi yerlerinin büyük bir kısmı, bugün birer yerleşim alanı ha­ lini almış durumda. Gerek ge­ cekondu, gerek ilçe merke­ zindeki evlerin en önemli so­ runu olan altyapı eksiklikleri, Sandıkçı’ya göre, en geç önü­ müzdeki yıl sonuna kadar, tü­ müyle giderilecek.

Söz balıkçıların

Sandıkçı’nm bu konudaki sözleri de şöyle:

"İlçemizin yol sorunu 50 yıldır, açıktan akan pis su ve dereler sorunu İse, daha uzun bir zamandan beri, ele alınmamıştı. Tarabva Koyu, nerdeyse ikinci bir Haliç gö­ rünümündeydi. önce yol yapımına hız verdik, sonra açıktan akan sulan kapattık,

C A N L I T A R İH :

İstanbul’un

Karadeniz’e açılan

bu şirin ilçesinin

kendisine has bir

havası vardır... Yerli

halkı genellikle

balıkçılıkla

geçinir... Emekliler,

günlerini deniz

kenarındaki

kahvelerde

değerlendirirken,

ünlü balık lokantaları

turistlerle meraklı

müşterilerle tıklım

tıklım dolar...

Ancak Sanyerliler

de, son yıllardaki

gelişmelerden

nasiplerine düşeni

alıyor... Balıkçılar

eski balıkların

çıkmadığından,

emekliler hayat

pahalılığından

Sarıyer'in doğal

güzelliğini

kaybetmesinden

yakınıyorlar...

Ancak Sarıyer

Belediye Başkanı

Ali Sandıkçı,

herşeye rağmen

ileriye ümitle

bakıyor. 50 yıldır

açıkta akan pis su

ve dereler

sorununu çözmekle

kalmadıklarını,

Tarabya Koyu’nu da

kurtardıklarını

açıklıyor. Bu arada

yol yapımına hız

verdiklerini de

sözlerine ekliyor...

nihayet Tarabya Koyu'nu kurtardık."

Gürültüden uzak, kıyılarını yumuşak dalgaların okşadığı, deniz kokan Sarıyer'in simge­ si balıkçılarla, “ Telli Baba” adlı yatırın yakınlarında söy­ leştik. Balıkçılar herşeyden önce, denizin bereketinin kaçtığından, önceki kadar mutlu yaşayamadıklarından yakındılar, içlerinden biri;

“ Ne denizin ne bizim ne de Sanyer’ln tadı kaldı. Eski­ den Sarıyer'de yaşamak zevkti, şimdiyse işkenceye döndü. Hem çök kalabalık, hem çok pahalı... Eskiden herkesin birbirini tanıdığı Sarıyer'de bugün benim bi­ le tanımadığım bir sürü ba­ lıkçı var” diyerek, denizin be­

reketinin kaçtığı yerde, para­ nın bereketinin de kaçacağı­ nı vurguladı...

Çarşı meydanında arı kova­

nı gibi işleyen bir börekçiden, meşhur Sarıyer Börekçisi­ nden çıkışta, önünde irili ufak­ lı bir sürü teknenin bağlı oldu­ ğu kıyı kahvesinde konuştu­ ğumuz oldukça yaşlı bir Sarı- yorli, "Ben emekli bir me­

murum” diyordu... "Sanyer, önceden emeklilerin yeriy­ di. Ucuzdu, havası ve suyu biz yaşlılar için bulunmaz nimetti. Burada insanın öm-Sanyer, bu

yere

rü uzar, gençleşlrdi. Gerçi fer, bugün de bir çok göre İyi, ama hayat çok pahalı. Pahalılık, Araplar’la daha da arttı.”

Emekli cenneti...

Kısacası bugün Sarıyer'de yaşayanlar arasında, mutlu olanlar kadar olmayanlar da var... Bakalım onlar, aradıkları mutluluğa ne zaman kavuşa­ caklar...

OsmanlI Devri’nde padişahla­ rın av, halkınsa gezi ve eğlen­ ce yeri olarak rağbet ettiği Sa­ rıyer, Cumhuriyet döneminde yeni mahalleler ve semtlerle çokbüyük bir yerleşim alanı­ na dönüşmüştür. Denizi, ba­ lığı, içme suları, böreği ve kahkahaları kuş seslerine ka­ rışan insanlarıyla Sarıyer, ar­ tık Türkiye’nin Cannes’i olma­ ya hazırlanıyor.

Türkiye’nin Cannes’i

Bu konuda oldukça iddialı olan Sarıyer Belediye Başka­ nı Ali Sandıkçı; “ Amacımız

doğrultusunda aşama yapa­ bilmek İçin, her işadamına Sanyer’de turistik tesis kur­ ma olanağı tanımaya karar verdik. Aynca, yine amacı­ mız doğrultusunda yeşil aianian, bahçeleri, parkları ve spor alanlarını her gün

biraz daha artıracağız. Ba- lıkçılanyla, muhallebicileriy­ le, börekçileriyle ve Telli Baha’sıyla eski Sarıyer'i ko­ ruyarak, yeniliklerle bütün­ leştirecek, ilçemizi bir tu­ rizm cennetine dönüştüre­ ceğiz” diyerek amaçlarının

kısa bir özetini yapıyor.

Araplar’ın uğrak yeri

Son yıllarda Sarıyer adı, Araplar’la birlikte anılmaya başladı. Yaz aylarında Arap turistlerin akınına uğrayan bu şirin ilçe, 1986 yazında ilçe in­ sanına 7,5 milyar liralık turizm geliri kazandırdı. Önümüzde­ ki yıllarda bu rakamın katlana­ rak birkaç katına çıkacağını söyleyen Sandıkçı, Sarıyer'in Arap turizmi merkezi oluşu­ nun bir rastlantı olmadığını belirterek; “ İngiltere'de bu­

lunduğum 1973 yılında, İn­

giltere Kraliçesi 'nln peçele­ re bürünerek, Arap şeyhle­ rinin önünde secde edişine tanık oldum. O yıllarda İngil­ tere ekonomisi büyük bir kriz içindeydi, Araplara gös­ terilen bu ilgi, onları İngilte­ re’ye çekerek döviz bırak- ■malarını sağladı... Sarıyer Belediye Başkanı olduğum­ da, bu önemli noktayı iyi de­ ğerlendirmek gerektiğini bi­ lerek, önce kendi evimi, A rap tu ris tle re açtım . 1984'te 360, 1985'te 3 bin ve 1986’da 6 bin ev kirala­ yan Araplar’ın önümüzdeki yıllarda daha çok ev tuta­ caklarını umuyoruz” diyor.

Sandıkçı, ayrıca kiralama sırasında tefecilerin aradan çıkarılarak evleri halktan ucu­ za kapatıp, sonradan çok yük­ sek fiyatlarla Araplara devre­ dilmesinin de önüne geçildi­ ğini belirtiyor.

NÜFUS ARTIYOR: Sanyer'in resmi nüfusu, 152.500 civarında. An­ cak sıcak yaz aylarında bu sayı 250 bini geçiyor... Bugün, o eski ses­ siz, insanların başlarını dinledikleri Sarıyer’den eser yok... Seyyar satıcıların her türlüsü sokaklardaki gürültüyü artırırken, çevreyi de kirletiyor... Eski Sanyerliler bu durumu gördükçe ister istemez iç çekip eski günleri anyor...

Sanyer’in

bitmeyen sorunları

İ

stanbul’un son yıllarda özellikle Arap turistlerin akı- nından sonra, gözde olan bir ilçesi var. Resmi nüfu­ su, 152.500 olduğu halde, yaz aylarında 250 bini ge­ çen bu ilçenin adı Sarıyer.. Balıkçısından esnafına, öğ­ rencisinden emeklisine, tüm Sanyer halkının içiçe ya­ şadığı birçok sorunları da var.

Örneğin, çukurlarla dolu, köstebek yuvasına benze­ yen çamur deryası halindeki yollar. Sarıyer Belediye Başkanı Ali Sandıkçı her ne kadar bütün yolları yaptık­ larını söylese de, bu sorun her zaman gündemde. Bir de seyyar arabalarla, kamyonetlerle balık satanları unut­ mamak gerekiyor.. Sarıyer’in halkı, bunların ortalığı pis­ letmesinden, balıkçı esnafı da ekmeklerine engel olma­ sından şikayetçi.

Sarıyerli emeklilerin derdi, Kilyos yolundaki araziler­ den yana. 1978 yılında bu araziler kendilerine satılmış, ama daha sonra geri alınmış. Şimdi buradaki ormanla­ rın adeta katledilerek, milletvekillerine,yöneticilere vil­ lalar yapıldığını söylüyorlar.

İlçede meşhur olan yalnız balıkları değil. Bir Sarıyer börekçisi 1910’dan beri hizmet veriyor. Muhallebici ise, 1930 yıllarından beri faaliyetini sürdürüyor. K avaklar­ daki lokantaların bir gün bile boş kaldığı görülmemiş. İstanbul'da kime sorsanız, buraların şöhretini biliyor.

Ya ilçedeki kültür yaşamı... Bunca nüfusu ve turisti barındıran ilçede, sadece bir tek sinema var. “ Gül Si­

neması” artık enkaz haline, hizmet veremeyecek du­

ruma gelmiş. Buna karşılık Sarıyer’deki tüm Kültür faa­ liyetlerini Sarıyer Halk Eğitim Merkezi tek başına sırt­ lamış. Tiyatrosuyla, balesiyle, konserleriyle, ilçedeki kül­ türel yetersizliği gidermeye çabalıyor. _

;___________ _ ____________________

TELLİBABA: Sanyerlilerin çok ünlü bir de yatırları vardır... Hemen tepenin kena­ rında, denize hakim bir köşede yatan Tellibaba, genellikle evlenmek isteyen genç kızların ziyaret ettikleri bir yerdir. Genç kızlar, gelin teli bırakarak,dilek tutarlar..

BALIĞIN TAZESİ: Sarıyer balık lokantalarıyla olduğu kadar, balıkçılarıyla da ün­ lüdür... Denizden yeni çıkan, taze balık almak isteyenler, genellikle buradaki ba­ lıkçıları tercih ederler... Ancak son yıllarda balığın azalması, bu meslekten geçi­ nenlerin yakınmalarına neden olurken, ister istemez fiyatlara da yansıyor...

i- r a r

Lm,

Güçlü Gazetecilik Yayıncılık

Matbaacılık A S. adına sahibi

MEHMET ALİ YILMAZ

Genel Koordinatör

YEKTA OKUR

Genel Yönetmen

MEHMET BARLAS

Yazı İşleri Muduru

TUFAN TÜRENÇ

Teknik Yönetmen

TÜMER ARGIN

Yayın Yönetmem ve Sorumlu Mudur

CANAN BARLAS Yayın Koordinatörü Al t a n d e m îr k o l Sayfa Düzeni ŞÜKRÜ HALLAÇ Reklam Müdürü KEMAL GÜLER

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

için hazırlık mahiyetinde bir kaç yetkili ile bazı mülakatlar yap­ tım. Sonuç pek verimli olmamakla beraber, tamamen ümit kesilecek gibi de değil. Yani, kısacası,

ÖZET: Maksillofasiyal travmalarda ikinci sıklıkla görülen fraktür olan mandibula fraktürlerinde açık redaksi- yon tekniklerinden olan "lag" vida kullanımı

Mogan ve Eymir göllerindeki kirlilik, kent merkezinin vas ıfsızlaştırılması ve makineleştirilmesi, alışveriş merkezlerinin egemenli ği, hava kirliliği, su sorunu,

Dolayısıyla devletlerin enerji tedariki ve tüketimi konusunda dikkat etmesi gereken temel hususlar; enerji bağımlılığı, karşılıklı bağımlılık, enerji güvenliği

Dünya savaşı sonrasında kurulan Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası (WB) ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) gibi kuruluşların zaman içerisinde uluslararası

Türkiye hem görsel hem de bilimsel bir değere sahip jeolojik oluşumların çok bol bulunduğu bir bölge.. Türkiye Jeoloji tarihi boyunca birçok büyük okyanusun

Antik bir yerleşim yerindeki mermer blokların dizilişi veya bunlardan üretilen yapılar kültürel jeoloji incelemesine girmez ve fakat bu mermer blokların,

Canlılar için besin kaynağı olan kıyı boyu bitki örtüsü, akarsu kıyısından taşkın alanına ve su havzasına doğru olan geçiş bölgesini meydana getirir.. Geçiş