14 EYLÜL 1989
~TT
KÜLTÜR-\
YAYIN DÜNYASINDA SANAT-EDEBİYAT
Kemal
Tahir’insanat ve edebiyat ‘N otlar’ı yayımlandı
Sesini duyar gibiyim
Kotlar / Sanat Edebiyat
I / Kemal Tahir / Bağlam
Yayıncılık / 420 s.
HULKİ AKTUNÇ
“Notlar”m yayımına başlanıl ması, sevindirici bir gelişmedir. Konuya salt yayıncılık açısından bakılsa bile, bir yazarımızın ardın da bıraktığı notlar/çalışmalar ilk kez bu boyutlarda ele alınmakta ve okura sunulmaktadır. On ana- başlık altında derlenen notların, okura otuz ciltle ulaşacağı belir tilmiş. Notları yayma hazırlayan Cengiz Yazoğlu ve Bağlam Yayın- cılık’ı kutlamak isterim.
Bu yepyeni girişimin Kemal Ta hir adıyla birleşmesinde dramatik bir yön seziliyor: Roman tarihi mizde en sıcak tartışmaları Kemal Tahir başlatmıştı. Yandaşlan, kar şıtları, olaya daha soğukkanlı bakmak isteyen okur ve yazarlar... Hiçbiri, bu tartışmaların tam an lamıyla dışında kalamamıştır. Başka bir deyişle, 1960’lardan ölü müne kadar Kemal Tahir, ülkemiz romanının gündemini derinden belirlemiştir.
Ne söyleyeceği merak edilen, çünkü gerçek ile hakikat arasın daki yalınkat/alışılmış görünüm lerin büyük yanılgılar yarattığı / yaratabileceğinden sürekli kuşku duyan, bu kuşkularını da roman yolunda sonuca vardırmak çaba sından yorulmayan bir yazardı.
Notların anabaşlıkları arasında edebiyatla, romanla ilgili olanla rın yanı sıra, OsmanlI’yı, Bizans’ı, Batılaşma’yı görürsünüz. Kemal Tahir’e göre, tarihin bu büyük ol guları ve anaforlarıyla hesaplaş madan, Türk romanı yazılamazdı. Marksist düşüncenin bize ver diği en önemli sorun/çözüm bi çimlerinden biri, gerçek (realite) ile hakikat (verite, “doğru”) ara sındaki bağların irdelenmesidir. Hayat ve tarih ile ilgili bilgiler ve bilgi sistemlerinin bize gerçek(lik) olarak görünmesi doğaldır. Ama bunlar tek tek ve toplu olarak
ha-Ö lü m ünden 16 yıl son ra — "Esir Şehrin İnsanları", “Rahmet Yolları Kesti", “Esir Şehrin Mahpusu", ‘Yorgun Savaşçı", “Bozkırdaki Çekirdek”, “Devlet Ana”, “ Kurt Kanunu”, “Yol Ayrımı” gibi romanların yazarı Kemal Tahir’in edebiyat ve sanat üzerine Notlar’ı ölümünden on altı yıl sonra yayımlandı. (Fotoğraf: Ara Güler)
kikatlerle, doğrularla ne ölçüde çakışmaktadır? Ne ölçüde örtüş- mektedir?
Diyelim, bu soruyu sorarak be lirli bir dönemde, ülkemiz ve ta rihimiz için “doğru” bir yanıt el de ettik. Bu doğru yanıt, bize sü rekli kullanabileceğimiz bir şab lon vermeyecektir. “Gerçekler bir kere anlaşılınca yan gelip keyif ça tılacak birer tembellik durağı de ğil, her an didinme isteyen, her an
yeniden hak edilerek kazanılan, sorumluluğu gittikçe artan birer ilerilik merhalesidir. Gerçekler canlı olduğundan değişkendirler. Sürekli olarak işe yarar hazır ka lıplara sığmazlar.”
Gerçeklerle didişmede en yarar lı kılavuz, hakikati bağrında sak layan ve sürekli ter dökülmeden kendisini ele vermeyen tarihtir.
Özetle konulmaya çalışılan bu düşünme yordamı, yalnızca bir bi
linç sorunu değildir; bilinçaltı ve sezgi sorunudur da. “Çünkü ger çekçilik, üeri bilgilere şuurla inan mak işi olduğu kadar, çok çetin çalışmalar sonunda elde edilebi lecek kendi kendi değiştirmedir. Bu değişme, şuur denetlemesinin azaldığı, duyguların, tutkulann inşam sürüklediği yerde bile seziş lerle davranışların gerçekçi kala- büip kalamadıklarından anlaşılır.” “Notlar” 1, okurlar, yazarlar ve araştırmacılar için, böyle bir dü şünme yordamının sayısız tanık larını getiriyor.
Konuşmak, söyleşmek, Kemal Tahir’in hayatında, yazarlık haya tında önemli yer tutuyordu. 1969 yılından sonra, çoğu zaman her hafta bir gün ikindi çaylarına ka tılırdım. İki bölümde toparlana bilir bu konuşmaların yapısı: Güncel politik ve sanatsal geliş meler... Ve çaya katılanlarm o sı ralarda uğraştıkları sorunlar, yaz maya çalıştıkları yapıtlar.
“Notlar”m varlığı ve yayımlan maya başlanması, Kemal Tahir1 in hayatında konuşma’ya abartılı bir yer verilmesini önlüyor. An cak, onu tanımış olanlarda, anı ların acı/tatlı yenilenmesine de yol açacaktır bu “Notlar”... Belirli ko nuları konuşmadan konuşmaya geliştirdiğini, değiştirdiğini du- yumsardınız. Böylece, iki konuş ma arasında düşüncelerini yenile mek için çalıştığı belli olurdu. (İki konuşma arasında bile!) Şimdi, “Notîar”da bir düşüncesini orta ya koymak için sayısız kez nasıl yeniden başladığım izliyorsunuz. Sesini duyar gibi oluyorsunuz Ke mal Tahir’in. “Ben otuz yıldan be ri dünyaya, insanlara, olaylara hiç aralıksız romancı olarak bakmak tayım” diyen sesini.
Bu usanmaz ses, ölümünün üzerinden 16 yıl geçtiği halde, bu gün gene sorular soracak güçtedir. Katılın katılmayın, Kemal Tahir’in okuru olun ya da ondan hiçbir şey okumamış olun, “Notlar”da siz de o sesi duyacaksınız.