• Sonuç bulunamadı

437 numaralı Nüfus ( Medrese yoklama ) Defterinin transkribi ve değerlendirmesi / The transcription and evaluation of the Population Registration book (Madrasah attendance register ) with the number 437

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "437 numaralı Nüfus ( Medrese yoklama ) Defterinin transkribi ve değerlendirmesi / The transcription and evaluation of the Population Registration book (Madrasah attendance register ) with the number 437"

Copied!
307
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

FIRAT ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANABİLİM DALI

437 NUMARALI NÜFUS ( MEDRESE

YOKLAMA ) DEFTERİNİN TRANSKRİBİ

VE DEĞERLENDİRMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN HAZIRLAYAN

Yrd. Doç. Dr. Özcan TATAR Yahya KARAKAYA

(2)

sosYAL

niriurnn

nnsrirUsir

raRin

ANA nir,inn DALI

437 NUMARALT NUFUS (

MEDRESE

YOKLAMA

)

DEFTUniNin

TRANSKnini vE

uE

GERLENDinmEsi

YUKSEK

risaxs

rEzi

DANI$MAN

Yrd. Dog. Dr. Ozcan TATAR

HAZIRLAYAN

Yahya KARAKAYA

JnrimizpfQl"nf{tarihinde yaprlan tez savunma srnavl sonunda bu yriksek lisans

I

Mlffiezini

oy'birlifi /glgok@u1le baqanh saymr;tr.

Jriri Uyeleri:

1. Prof.Dr. Mustafa

OZfURf

2. Yrd.Dog.Dr. Srtkr ULIIERLER

3. Yrd.Dog.Dr. Ozcan TATAR (Danrgman)

4.

5.

F.

U.

Sosyal Bilimler Enstittisii Ydnetim Kurulunun ..

sayrh kararryla bu tezin kabulii onavlanmrqtrr.

tu

Prof.

Dr. Zahir

KIZMAZ

(3)

ÖZET

Yüksek Lisans Tezi

437 NUMARALI NÜFUS ( MEDRESE YOKLAMA ) DEFTERĠNĠN TRANSKRĠBĠ VE DEĞERLENDĠRMESĠ

Yahya KARAKAYA

Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Tarih Anabilim Dalı Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı ELAZIĞ – 2016, Sayfa: XVIII+288

METĠN HALĠNDEKĠ TÜRKÇE TEZ ÖZETĠ

Osmanlı’yı kısa bir zaman diliminde küçük bir beylikten üç kıtaya hükmeden bir cihan devletine dönüştüren unsurların başında, başarılı eğitim politikaları gelmektedir. Özellikle medreselerde yetişen ilim irfan âşığı, liyakat sahibi kişiler devlet yönetiminde önemli görevler almış ve bu görevlerini icra ederlerken engin hoşgörüleriyle farklı milletleri bir arada yaşatmayı başarabilmişlerdir.

Bu ilim yuvalarında dini bilimlerle birlikte pozitif bilimler de okutulmaktaydı. Medreseler vakıflara bağlı olup eğitim parasızdı ve burada eğitim görenlerin barınma, gıda ve giysi ihtiyaçları vakıflar vasıtasıyla karşılanırdı. Modern eğitim sistemlerindeki orta ve yüksek eğitim kurumları ile eşdeğer olan medreseler genellikle külliye hâlinde idi ve uhdesinde kütüphane, imaret, cami gibi yapılar da bulunmaktaydı.

Osmanlı Devleti, geçmiş kültür ve medeniyetlerden gerektiği gibi istifade etmiş ve kendisine kadar ulaşan tarihi ve kültürel mirası Türk-İslam potasında eriterek, kendi mayasıyla yoğurmuştur. Osmanlı bu sayede Türk-İslam kültür ve medeniyetini değişik

(4)

coğrafyalara taşımış, farklı milletleri bir şemsiye altında toplamayı başarmış ve üç yüz yıl boyunca dünyanın tek süper gücü olmuştur.

Osmanlı’nın tarihine ve eğitim sistemine ışık tutacağı inancıyla araştırmamızı Osmanlı medreselerinin kuruluşu, işleyişi, kurumsal yapısı, nasıl bir müfredat takip ettiği hususlarını incelemek amacıyla yapmaya başladık. Osmanlı eğitim kurumlarının hangi geleneğin temsilcisi olduğunu ve bu kurumsal yapıyı nasıl geliştirdiği sürecini kısaca açıkladık. Medreselerin mimari yapısı hakkında genel bilgiler verdik. Sonra Asitâne'de (İstanbul) 1.ciltteki mevcut 1-23 nolu medreselerde sakin talebelerin nüfus defterinin transkripsiyonunu yaptık. Asitâne'de (İstanbul) 1.ciltteki mevcut 1-23 nolu medreselerin yapılış süreçleri, kurumsal statüleri, tarih içerisindeki seyirlerini de açıklayarak genel bilgiler sunduk.

Medreselerdeki nüfus kayıtları bilgilerinden talebelerin doğum yerlerinin hangi sancaklara bağlı olduğunu tespit ettik ve bu talebelerin hangi toplumsal statüden olduklarını belirlemeye çalıştık. Talebelerin var olan unvanlarını, doğum tarihlerinden yaş ortalamalarını belirledik. Elde ettiğimiz bilgileri tablolaştırarak istatistikî veriler ortaya çıkardık ve bunların değerlendirmesini yaptık.

Hülasa, naçiz çalışmamızın şanlı ecdadımıza minnetlerimizi ifade eden bir katre olması, bizler için büyük bir saadet vesilesidir. Manevi hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz. Ruhları şad olsun!..

Anahtar Kelimeler: Osmanlı, medrese, nüfus defteri, İstanbul (Asitâne),

(5)

ABSTRACT Master Thesis

The Transcription And Evaluation Of The Population Registration Book (Madrasah Attendance Register ) With The Number 437

Yahya KARAKAYA

The University Of Fırat The Institute Of Social Science

The Department Of History Elazığ-2016, Page:XVIII+288

METĠN HALĠNDEKĠ ĠNGĠLĠZCE TEZ ÖZETĠ

A successful education policy is one of the leading aspects that had enabled the Ottoman to change from a small chiefdom into a world power and rule three continents. Especially people who had graduated from madrasahs with love of learning and qualificaion had important jobs in the government and they managed to keep different nations together while carrying out their jobs.

In addition to religious sciences, positive sciences were also taught there. Madrasahs depended on charitable foundations and education was free of charge. Accomodation, food and clothing expenses of those who were taught there were provided by charitable foundations. Being equal to middle and high school in modern education system, madrasahs were generally in the form of Islamic-Ottoman Social Complex and there were library, imaret and mosque like buildings under its responsibility.

The Ottoman Empire took advantage from the perivious civilizations as it should be and kneaded existing historical and cultural legacy of its time with its ferment by

(6)

melting them in an Islaic-Turkish pot. Owing to this, the Ottoman Empire had carried Islamic-Turkish culture and civilization to different geographies, managed to bring different nations together under one umbrella and had been the only süper-power in the world for three hundred years.

In order to shed light on the history of the Ottoman Empireand its education system, we have started our search to examine the foundation of madrasahs, its working, organizational structure and what kind of carriculum it carried out. We have briefly explained which tradition the Ottoman education system was a representative for and how it improved this organizational structure. We gave general information about the architectural structure of madrasahs. We have presented general imformation about number 1-20 madrasahs in Volum 1 of Asıtane(İstanbul) by explaining madrasah’s building process, organizational status and also changes in them in historical process. Then, we have defined which sanjak they belonged to by using madrasah-attending students’ birrth-place information and we have tried to find out which social status they had. We have defined students’ titles, birth-places and avarage of their ages. We have had statistical data by tabulating the information we acquired and we have evaluated it.

In short, it will be a reason for us to feel felicity if our study can express our thanks to our glarious ancestors. We respect to their legacy. May they rest in peace.

Key Words: The Ottoman, madrasah, population register,Istanbul, student, population

(7)

ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET……….………II ABSTRACT……….………IV ĠÇĠNDEKĠLER………VI TABLOLAR LĠSTESĠ……….IX ÖN SÖZ………...………..…….…XI KISALTMALAR……….………..……...XII ÇALIġMA YÖNTEMĠ...………..………...……...………XII GĠRĠġ………..………..……...………1 BĠRĠNCĠ BÖLÜM 1. OSMANLI MEDRESELERĠ

1.1. Tarih İçinde Osmanlı Medrese Teşkilatı……….…....………...9

1.1.1. Kuruluşundan Sahn-ı Seman Medreseleri’nin Açılışına kadar Osmanlı

Medreseleri………9

1.1. 2. Sahn-ı Seman Medreseleri’nden Süleymaniye Medreseleri’nin Açılışına Kadar

Osmanlı Medreseleri………...………...………...….10 1.1.3. Süleymaniye Medreseleri’nin Kuruluşundan Islahat Dönemi’ne Kadar Osmanlı Medreseleri……….……….…………..……….……….10

1.1.4. Medrese Islahatından Cumhuriyet Dönemi’ne Kadar Osmanlı

Medreseleri…..……….………..….12

(8)

1.2. 1. Klasik Dönem Osmanlı Medreseleri…….…………..……….…..13

1.2. 1.1. Umumi Medreseler……….………...….……...………..13

1.2.1.1.1. Haşiye-i Tecrit Medreseleri ( Yirmili Medreseler ). .…….………...13

1.2.1.1.2. Miftah Medreseleri ( Otuzlu Medreseler ) ………..……...……....13

1.2. 1.1.3. Telvih Medreseleri ( Kırklı Medreseler ) ………..…...…....13

1.2.1.1.4. Haric Medreseleri ( Ellili Medreseler ) ………....13

1. 2.1.1.5. Dahil Medreseleri ( Ellili Medreseler ) ………....13

1. 2.1.1.6. Sahn-ı Seman Medreseleri ( Ellili Medreseler ) ………...13

1.2.1.1.7. Altmışlı Medreseler…….….………...…....14

1.2.1.2. İhtisas Medreseleri…..…….………...………...………...…....14

1.2.1.2.1.Daru’l Kurralar………...……...…....14

1. 2.1.2.2.Daru’l Hadisler….………...…………...…....15

1.2.1.2.3.Daru’t Tıblar………...………...…………..…....15

1.2.2. Islahat Dönemi Osmanlı Medreseleri….….………..…………16

1.2.2.1. Umumi Medreseler……..………16

1.2.2.1.1.Daru’l Hilafeti’l Alliye……..…………..………...…………16

1.2.2.1.2.Taşra Medreseleri……..………...………16

1.2.2.1.3.Selahaddin Eyyubi Külliye-i İslamiyesi…….………...…16

1.2.2.2. İhtisas Medreseleri…..………...……….………16

1.2.2.2.1.Medresetü’l Kudat…….………16

1.2.2.2.2.Medresetü’l Vaizin ....………..………...………17

(9)

1.2.2.2.4.Medresetü’l İrşad………..………..………17

1.2.2.2.5.Medresetü’l Hattatin………..……….………17

1.3. Osmanlı Medreseleri’nin Teşkilat Yapısı………...…..……...17

1.3.1. Bina ve Müştemilatı………...……...……….…17

1.3.2. Medreselerin Kadrosu………19

1.3.2.1. Müderris………..………19

1.3.2.1.1. Müderrislerin Tayin ve Azli………….……….……19

1.3.2.1.2. Müderrislerin Geliri………..………...………..20

1.3.2.1.3. Müderrislerin İstihdam Olduğu Sahalar………...……21

1.3.2.2. Muid….………..………22

1.3.2.3.Talebe….……….………...….………22

1.3.2.4.İdari Kadrosu…….…….…….………….………….………24

1.3.2.5. Hizmet Kadrosu……….………..………..………..24

1.3.3. Medreselerin Eğitim-Öğretim Programları…..…….……….………25

1.3.3.1.Okutulan Dersler ve Kitaplar .…….….……….………..25

1.3.3.2.Ders Okutma Usulleri…...…………..………..28

1.3.3.3. İmtihanlar ve Sonuçları (Temessük, İcazetname, Mülazemet) …….……..29

1.3.3.4. Medreselerin Eğitim-Öğretim Süreci…….………...………..31

1.3.3.5.Talebelerin Kontrolleri ve Disiplini……….………...………….32

1.3.4. Medreselerin Teftişi……….…….………..…….…………...…32

1.4. Medreselerin Gerilemesi Meselesi………..………33

(10)

ĠKĠNCĠ BÖLÜM 2. METNĠN TRANSKRĠBĠ

(ĠSTANBUL) ASĠTANE'DE MEVCUT 1–23 NOLU MEDRESELERDE SAKĠN

TALEBELERĠN NÜFUS DEFTERĠ. 1.CĠLD………...…..43

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3. DOĞUM YERLERĠNE GÖRE MEDRESELERDEKĠ TALEBELERĠN SANCAKLARA DAĞILIMI……….…137

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 4. 437 NUMARALI NÜFUS (MEDRESE YOKLAMA) DEFTERĠNDE BULUNAN ASĠTANE ( ĠSTANBUL ) MEDRESELERĠ VE ELDE EDĠLEN VERĠLERE GÖRE DEĞERLENDĠRĠLMESĠ………...…....…….227

SONUÇ………...……..…………271

KAYNAKÇA……….…....…………..279

EKLER ………..………281

(11)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Medrese-i Sultân Bayezid-i Velî Değerlendirme Tablosu ………...229 Tablo 2. Medrese-i Cedîd Hasan Paşa kurb-i Sultân Bayezid Değerlendirme Tablosu

……….……….231

Tablo 3. Medrese-i Tahtânî ve Fevkânî Papas-zâde Değerlendirme Tablosu…….….233 Tablo 4. Medrese-i Hekîm Çelebi kurb-i Koska Değerlendirme Tablosu …...………235 Tablo 5. Medrese-i Lâleli Câmi'i-şerîfi Değerlendirme Tablosu ……….237 Tablo 6. Medrese-i Nâzır-ı Hüseyin Ağa kurb-i Lâleli Değerlendirme Tablosu ….…239 Tablo 7. Medrese-i Çavuşbaşı Süleyman Ağa kurb-i Koska Değerlendirme Tablosu

……….……….240

Tablo 8. Medrese-i Murâd Paşa-yı Atîk kurb-i Aksaray Değerlendirme Tablosu …..242 Tablo 9. Medrese-i Uncu Hâfız Efendi kurb-i Sarıgez Değerlendirme Tablosu …...243 Tablo 10. Medrese-i Dârü'l-hadîs-i Bosnevî kurb-i Horhor Değerlendirme Tablosu ..244 Tablo 11. Medrese-i el-Hâc Odabaşı Hasan Ağa kurb-i Horhor Değerlendirme Tablosu

……….……….…247

Tablo 12. Medrese-i Sultân Selim Hân kurb-i Yenibahçe Değerlendirme Tablosu….249 Tablo 13. Medrese-i Defterdâr-ı Ahmed Çelebî kurb-i Yenibahçe Değerlendirme

Tablosu ……….251

Tablo 14. Medrese-i Hekîm Ali Paşa Ömer Efendi kurb-i Molla Gürânî Değerlendirme

Tablosu……….253

Tablo 15. Medrese-i Haseki Sultân kurb-i Cerrâhpaşa Değerlendirme Tablosu……..255 Tablo 16. Medrese-i Bayram Paşa kurb-i Haseki Sultân Değerlendirme Tablosu…...257

(12)

Tablo 17. Medrese-i Cevher Hân Sultân kurb-i Cerrâhpaşa Değerlendirme Tablosu..259 Tablo 18. Medrese-i Tahtânî Câmi Nişâncı Paşa Değerlendirme Tablosu ………...261 Tablo 18. Medrese-i Fevkânî Câmi Nişâncı Paşa Değerlendirme Tablosu ...…..262 Tablo 20. Medrese-i Ümmü veled Câmi'i Nişâncı Paşa Değerlendirme Tablosu……264 Tablo 21. Medrese-i Çukûr Nişâncı Paşa Değerlendirme Tablosu……….……..265 Tablo 22. Medrese-i Ma'lūl-zâde kurb-i Zincirlikuyu Değerlendirme Tablosu ...…...267 Tablo 23. Medrese-i Üçbaş Atîk Ali Paşa Değerlendirme Tablosu ………268 Tablo 24. Sancak Adlarına Göre Medreseye Düşen Kayıt Sayısı Gösteren Tablo ….273 Tablo 25. Sayısal Çoğunluğa Göre Medreseye Düşen Kayıt Sayısını Gösteren Tablo

………...274

Tablo 26. Talebenin ve Babasının Unvanını Gösteren Değerlendirme Tablosu …….275 Tablo 27. Eğitim Statüsü Açısından Medreselerde Bulunanları Gösteren Tablo …....276 Tablo 28. Talebelerin Doğum Tarihlerini Gösteren Tablo ……….…277 Tablo 29. Medresede Kaydı Bulunanların Vasıflarını Gösteren Tablo …………..….281 Tablo 30. Medresedeki Talebe Sayısının Sancaklara Göre Dağılımını Gösteren Tablo

………..….282

Tablo 31. Medreselerdeki Talebenin ve Babasının Unvanını Gösteren Tablo ……...285 Tablo 32. Talebelerin Doğum Tarihlerinin Yıllara Göre Dağılımını Gösteren Tablo

(13)

ÖN SÖZ

İnsanoğlu, toplum hayatına başladığından itibaren geleceğini düşünme kaygısından dolayı eğitim ve öğretime ihtiyaç duymaya başlamıştır. Eğitim ve öğretim, göçebe toplumlarda toplumun ileri gelen bilge yaşlıları tarafından verilirken yerleşik toplumlarda ise dini kurumların etrafında gelişmiş ve din adamları tarafından verilmiştir. Türk toplumu Orta Asya’da göçebe toplumu iken eğitim-öğretim “kocalar” yani yaşlı bilge kişiler tarafından verilmiştir. Türkler yerleşik hayata geçtikten ve farklı dini inançları benimsedikten sonra durum değişmeye başlamıştır. İşte, bu noktadan itibaren Türkler eğitim ve öğretimi nasıl geliştirmiştir ve kendi kültürlerinden bu medeni sürece nasıl katkı yapmışlardır? İslamiyet’i kabulü ile beraber Türkler, hem İslam medeniyetine hem de insanlığa bu alanda ne tür katkılar sağlamışlardır? Osmanlı Devleti dönemine kadar gelen eğitim ve öğretim mirası nasıldı? Osmanlı Devleti zamanında eğitim ve öğretim nasıl çağının en ileri düzeyine ulaştı? Osmanlı eğitimi nasıl bir mekânda, hangi ilimler ışığında, ne tür metotlarla işlevini sürdürdü? Sürekli kendini yenileyebildi mi? 18 yy dan sonra eğitim ve öğretim sistemini hangi koşullar altında, hangi süreçte yenilemeye çalıştı? Sorularını kendimize sorduk. Belirlediğimiz bu amaçlar doğrultusunda Osmanlı medreselerinin yapısal özellikleri, kurumsal işleyişi, müfredat programları hakkında genel bilgiler verdik.

Asitane'de (İstanbul) 1.cilddeki mevcut 1-23 nolu medreselerde sakin talebelerin nüfus defterinin transkripsiyonunu yaparak Osmanlı medreselerinin eğitim sistemindeki bir tarihi kesiti inceleyerek veriler elde etmeye çalıştık. Bu bilgilerin değerlendirmesini yaparak bir sonuca ulaşmaya çalıktık. Sonunda bir değerlendirme raporu hazırlayarak çalışmamızı tamamladık.

Araştırma sürecim içerisinde bana rehberlik eden ve benden maddi-manevi desteklerini esirgemeyen hocam Yrd. Doç. Dr. Özcan TATAR’a müteşekkirim.

(14)

KISALTMALAR

age : Adı geçen eser agm : Adı geçen makale

BOA : Başbakanlık Osmanlı Arşivi

C. : Cilt

K, S : Kaza veya Sancak (Tablo içindeki kısaltmalar) S. : Sayı

S. : Sancak (Tablo içindeki kısaltmalar)

S, K : Sancak veya Kaza (Tablo içindeki kısaltmalar) s. : Sayfa

TTKY: Türk Tarih Kurumu Yayınları TVYY: Tarih Vakfı Yurt Yayınları

(15)

ÇALIŞMA YÖNTEMİ

Osmanlı medreselerinin tarihi süreç içerisindeki seyrini araştırmak amacıyla bu çalışmaya başladık. Osmanlı Devleti’nin eğitim-öğretim sürecinde kimlerden nasıl bir miras aldığını sorguladık. Eğitim ve öğretimin önemini kavrayan Osmanlı’nın okullaşma sürecini, medreselerin nasıl tekamüle erdiğini, ne tür dersler öğretildiğini ve hangi metotların uygulanarak eğitimin yapıldığını merak ettik. Osmanlı medreselerinin mimari tarzını, ekonomik alt yapısını, idari sistemini, hoca-talebe ilişkilerini sorguladık. Talebelerin geçimlerini nasıl sağladıklarını, ne tür bir sistem içerisinde kaç yıl tedris gördüklerini, nerede, nasıl staj yaptıklarını araştırmayı amaç edindik. Osmanlı medreselerinin Osmanlı memur kadrosuna nasıl potansiyel güç sağladığını ve medreselilerin hangi görevleri üstlendiğini araştırmaya çabaladık. Medreselerin eğitim adetleri konusunda nasıl bir etnografik yapıya sahip olduğunu çok merak ettik. Talebe disiplinini ve suhte isyanlarının ekonomik ve siyasi alt yapılarını incelemeye karar verdik. Medreseler, gerçekten geriledi mi, yoksa kendi haline bırakıldığından atıl konuma mı düştü? Bunu merak ettik. Medreselerdeki ıslahatın neden başarıya ulaşmadığını irdeledik. Bu amaçlar doğrultusunda Osmanlı medreselerini incelemeye başladık.

437 Numaralı Nüfus (Medrese Yoklama) Defterini inceleyerek Osmanlı medreselerinin özellikleri hakkında çeşitli bilgiler elde etmeye çalıştık. Bu amaçla Osmanlı medreselerinde talebelerin eğitim-öğretim görmek amacıyla nereden geldiklerini, hangi toplumsal statüye ait olduklarını, yaş ortalamalarını, eğitim durumlarını, hangi medreseye kayıt olduklarını, tespit etmek maksadıyla Asitane'de (İstanbul) 1. Cilddeki mevcut 1-23 nolu medreselerde sakin talebelerin nüfus defterinin transkripsiyonunu yaparak istatistikî veriler elde ettik. Transkripsiyon yaparken araştırmanın oluşturduğu şartlar nedeniyle şu esasları belirleyerek okuma yaptık:

1-Varna- Misivre imlasıyla yazılan yerler Misivri olarak yazıldı. İkisi aynı yer.

2-Okuduğumuz fakat emin olamadığımız kelimelerin sonuna (?) işareti koyduk.

(16)

4-Orijinal metinde olmayan fakat olması gereken harfleri [a] şeklinde gösterdik.

5-Silinmiş ve okunamaz durumdaki kelimeleri [silik] şeklinde gösterdik.

Transkripsiyon yaparken talebelerin medreseye giriş tarihleri ve cerre çıkış tarihleri yanına not düşülmesine rağmen bir bütünlük arz etmediğinden biz bunları değerlendirmeye almadık. Transkripsiyonda medreselerin kayıt numaralarına göre 1’den 23’e doğru sıraladık ve araştırmanın genelinde medreseleri bu sıra numaralarıyla değerlendirdik. Sancaklara göre dağılımı yaparken ilk verilen rakam medresenin sıra numarası, ikinci rakam ise talebenin medrese kayıt defterindeki numarasıdır.

Talebelerin doğum yerlerinin hangi sancağa ait olduğunu belirleme noktasında sırasıyla şu eserleri dikkate alarak belirleme yaptık:

Tahir Sezen; Osmanlı Yer Adları, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 2006

Nuri Akbayır; Osmanlı Yer Adları Sözlüğü, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 2003 Pars Tuğlacı; Osmanlı Şehirleri, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1985

Meftune Güler; Tanzimat’tan II. Meşrutiyet’e Osmanlı Devleti’nin İdari Taksimatı

(1839-1908) (Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek

Lisans Tezi), Elazığ, 1999

Osmanlının bakiyesi olan ülkelerde talebelerin doğduğu yerlerin hangi sancağa ait olduğunun belirlemek bizim için en meşakkatli uğraş oldu. Bunun temel nedeni birçok yerin isminin zamanla değişmesidir. Burada tarihi coğrafyanın önemi ve bu konuda yeterli çalışmanın olmaması aşikârdır. Yine de tereddüt ettiğimiz bazı idari birimleri medresedeki diğer yer adlarının yakınlığı, talebelerin hangi sancaktan daha çok oldukları, Osmanlının son dönemde sürekli değişen idari yapısı ve aynı isimde olan idari yerlerin büyükten küçük olanına doğru sırasını dikkate alarak aşağıda belirttiğimiz şekilde sancaklara yazdık:

(17)

Talebenin

Doğum Yeri İdari Yapıda Olan Sancaklar

Değerlendirmede Yerleşim Birimini Yazdığımız Sancak

Acara Trabzon, Batum Batum

Akçay Karesi, Canik Canik

Akhisar(K) Aydın, Saruhan Manisa

Akköy Aydın, Trabzon, Balıkesir Aydın

Aksaray Konya, Niğde Niğde

Alaşehir(K) Aydın, Manisa Manisa

Arapgir(K) Malatya Harput

Arapsun(K) Niğde, Konya Niğde Arhavi(N) Trabzon, Artvin Trabzon

Ayvacık(K) Karesi, Biga Çanakkale Babadağ(K) Tulca, Silistre Silistre Balçık(K) Varna, Tuna, Silistre Silistre

Bayburt(K) Erzurum Erzurum

Bayramiç(K) Biga, Kale-i Sultaniye Kale-i Sultaniye Bergama(K) Karesi, Aydın, İzmir İzmir

Biga(K,S) Karesi, Kale-i Sultaniye Kale-i Sultaniye

Çan(N) Biga, Balıkesir, Çanakkale Balıkesir Çatalca(K) Edirne, İstanbul Edirne Egin(K) Harput, Malatya, Erzincan, Harput

(18)

Ereğli(K) Konya, Kastamonu Konya Ermenek(K) İçil, Adana, Karaman İçil Eskişehir(K) Kütahya, Eskişehir Kütahya

Ezine(K) Balıkesir, Kale-i Sultaniye Kale-i Sultaniye

Gelibolu(S,K) Gelibolu, Kale Kale-i Sultaniye Kale-i Sultaniye

Hasköy (K) Filibe, Edirne Filibe Kalecik(K) Çankırı, Ankara, Kengırı Kalkandelen(K) Üsküb, Manastır, Prizren, Üsküb Karinabad(K) Silistre, İslimiye Silistre

Kazan Kazan, Kırım Kırım

Kesriye(K) Manastır, Üsküb, Selanik Manastır Maden(S,K) Diyarbakır, Elazığ Diyarbakır Mankalya(K) Varna Silistre, Tuna, Varna

Plevne(K) Vidin, Rusçuk Vidin Sultanyeri Filibe, Gümülcine, Edirne Filibe

Tavas(K) Menteşe, Aydın, Denizli Aydın Viranşehir(S,K) Kastamonu, Urfa Kastamonu

Nüfus defterinde adı geçen medreseler hakkında bilgi verirken her medreseyi ayrı ayrı değerlendirdiğimiz gibi sonunda da genel bir değerlendirme yaptık. Araştırmamızın bugün bizlere neler kazandırabilecekleri hususunda da bazı önerilerde bulunduk.

(19)
(20)

GİRİŞ

Eğitim ve öğretimin, tarihte önce mabetler etrafında başladığına ve buralardan daha geniş çevrelere yayıldığına tanık olmaktayız. Sümer, Mısır, Yunan, Sasani, Hindistan medeniyetlerinde ve bunların etkilediği birçok kültürde de eğitim ve öğretim dini okullardan teşekkül ederek gelişmiştir1.

İslam’da eğitim ve öğretim ilk emir olan “oku” ile başlamaktadır2

. Hz. Peygamber’in Medine’de Mescid-i Nebevi’de oluşturduğu Ashab-ı Suffa ile eğitim ve öğretim cami ve çevresinde oluşmaya başlamıştır3

. Suffa Ashabı bizzat Hz. Peygamber’in halka-i tedrisinden geçerek çevre kabilelere İslam’ı tebliğ etmek üzere gönderilmişlerdir4. Böylece önceleri ibadet mekanı olan camilerde başlayan eğitim ve

öğretim faaliyetleri daha sonra medreselerle devam etmiştir. Camiler birçok İslam ülkesinde eğitim ve öğretimin başladığı mekanlar olmuşlardır. Emevilerde Ümeyye Cami, Endülüs’te Kurtuba Cami, Fatimilerde Ezher Cami, Osmanlılarda Ayasofya Cami yaşadıkları devirlerde ulaşabildikleri bütün ilimlere ve alimlere açık olmuştur5. Çocukların mescitleri temiz tutmamaları sebebiyle çocukların eğitim ve öğretiminin mescitlerin dışında yapılması tavsiye edilmiştir. Çocukların cami dışında eğitim ve öğretim görmeye başlamaları için “küttab” denilen eğitim merkezleri oluşturulmuştur. Bu Arapların eski geleneklerinde de var olan bir sistemdir, genelde şahsi olan gelişmelerdir6

.

Medrese; Arapça “de-ra-se” kökünden gelen medrese kelimesi, ders okunacak yerle beraber talebenin oturup içinde eğitimini talim ettiği bina manasına gelmektedir7

. Medreseler, dershaneleri, öğrenci yurtları, uygulamalı hastaneleri, hamamları, mutfakları ve kütüphaneleri ile tam bir üniversite görünümüne sahiptiler. Medreselerde hem dini ilimler, hem de fen bilimleri ve hem de dil ve edebiyat gibi bilimler

1

Cahit Baltacı; XV-XVI.Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, İstanbul, 2005, C.1, s. 24. 2 Süleyman Ateş; Kur’an-ı Kerim ve Yüce Meali, Alak Suresi, Ayet;1-5.

3 C. Baltacı, age, s. 25-26.

4 M. Asım Köksal; İslam Tarihi(Medine Devri), İstanbul, 1981, C.1-2, s. 200-239; Murat Akgündüz;

XIX. Osmanlı Medreseleri, İstanbul, 2002, s. 1-2.

5 C. Baltacı, age, s. 27 6 C. Baltacı, age, s. 59 7

M. Zeki Pakalın; Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul, 1993,C. II, s. 436; İbrahim Sarıçam-Seyfettin Erşahin; İslam Medeniyeti Tarihi, Ankara, 2008, s. 131.

(21)

öğretilmekteydi8. İslam tarihinde eğitim ve öğretimim camilerden medreselere

geçmesinin nedenlerini şöyle sıralayabiliriz;

1-Çocukların oluşturdukları kalabalık eğitim halkaları camileri gereği gibi temiz tutmuyor ve gürültü çıkarıyorlardı. Onların cami dışında eğitim görmeleri bu açıdan daha uygun görülmüştür.

2-İslam’ın ortaya çıkışından beri öğrencilerin sayısı gittikçe artıyordu. Bunların teşkil ettiği topluluklar da çoğalıyordu. Bu hal camilerde muntazam ibadete mani oluyordu. Mesela Fatımiler tarafından kurulmuş olan El-Ezher gibi bir cami, Cuma namazları dışında tamamıyla bilimsel çalışmalar için kullanılıyordu. Ayrıca konular üzerinde tartışmalar çıkıyor ve sessizlik içinde bulunulması gereken camide ibadetler tam anlamıyla yerine getirilemiyordu. Bu şartlar altında camiden medreseye geçiş zorunlu ve tabii bir hal almıştır.

3-Bilimsel çalışmalar yapan alimlere imkan sağlamak, bilimsel çalışmalarını sürdürebilmek ve bu tür konularda öğrenci yetiştirmek için medreselerin kurulması zorunlu olmuştur.

4-Medreselerin dersleri takip bakımından camilere göre daha elverişli bir konuma sahiptir.

5-Büveyhilerin ve Fatimilerin Şiilik propagandalarına karşın Selçuklular ve onun geleneğini sürdüren devletler hem bu gizli siyasi cereyanlara karşı, hem de gerçek İslam’ı insanlara öğretmek amacıyla medreseler açılmıştır9

.

6-İlimlerde çeşitli değişmeler ve gelişmeler yaşandığından fıkıh ve kelam gibi bazı ilimlerin daha özel mekanlarda tartışılması gerekmiştir.

7-Eğitim ve öğretim faaliyetlerini daha planlı ve daha kapsamlı yürütmek için özel bir mekana ihtiyacı zaruri olmuştur10

.

8-Selçuklular bilim adamlarını ve alimleri devletin yanında tutabilmek için onlara imkanlar sağlayarak maaş bağlamışlardır. Halk nazarında değerli olan bu

8 İbrahim Sarıçam-Seyfettin Erşahin; age, s. 132. 9

Hüseyin G. Yurdaydın; İslam Tarihi Dersleri, Ankara, 1988, s. 72-73. 10 İbrahim Sarıçam-Seyfettin Erşahin; age, s. 131.

(22)

insanlara değer verilmesi onlarında devlete olan bağlılığını sağlamaktaydı. Devlet toplumun desteğini sağlamak amacıyla da medreselere ihtiyaç duymuştur.

9- İhtiyaç sahibi olup de zeki ve becerikli öğrencilerin barınma ve tahsil ihtiyaçlarını da sağlamak amacıyla devletler medreselere ihtiyaç duymuşlardır.

Abbasiler zamanında Bağdat’ta açılan “Beytü’l-Hikme”, kütüphane, tercüme, rasathane, istinsah ve mücellithane bölümlerinden meydana geldiği ve din ve milliyetine bakılmadan ilim adamlarının toplanarak akademik araştırmalar ve münakaşalar yaptığı bir yer olarak bilinmektedir11. Yine bu devirde Kahire’de açılan “Beytü’l-İlim” ve “Daru’l-İlim” müesseselerinin de “Beytü’l Hikme”ler gibi birer eğitim merkezi oldukları ve medreselerin doğuşuna müessir oldukları anlaşılmaktadır12

.

Eski Türklerde eğitim ve öğretim daha çok “kam”lar ve “koca”lar (yaşlı olgun insanlar) tarafından verilmiştir. Türklerdeki eğitim faaliyetlerini, Yenisey ve Orhun Yazıtları’nın çok ilerisine götürmek mümkündür. Çünkü kendine özgü bir alfabenin oluşması bile uzun yılları almaktadır. Ancak Türklerde yapısal merkezli ve sistemli eğitimin yerleşik hayata geçtikten sonra Uygurlar ile başladığı ileri sürülmektedir. Bilindiği gibi Uygurlar İslamiyet’ten önce Budizm dinini de benimsemişlerdi. Budistler gittikleri her yerde “vihara” adını verdikleri külliyeler açmışlardır. Bu külliyeler, mabet, mektep ve diğer hizmet bölümlerini ihtiva ediyorlardı. Budist rahipler mabette ibadetten sonra ilgili bölümlerde isteklilere ders verirlerdi13

.Her Uygur mabedinin bir de kitaplığı vardı. Şehrin içinde elli kadar Budist mabedi bulunurdu. Mabetlerin hepsi de değerli kitaplarla dolu kütüphanelere sahipti. Turfan şehri yakınlarında yapılan kazılarda, kitaplarla birlikte kütüphaneler de ele geçmiştir14. Ayrıca Uygur Türkleri Mani dinini

kabul ettikten sonra hakanları için bilgin ve filozof anlamına gelen “Böğü” unvanını da kullanmışlardır15. Bu durum bilime ve bilim insanlarına ne kadar değer verdiklerini

gösterir. Hayrat olarak inşa edilen viharalar, evvel emirde Budist rahiplere, Türkçe adıyla “toym”lara ikametgah ve yolculara barınak teşkil ederdi. Fakat “buyan” külliyelerinde hem toymlar hem de rahip olmayan ama dini kültür arayan talebeler tahsil görürlerdi. Uygur Türkleri İslam’ı kabulden sonra bu külliyeleri İslam 11 C. Baltacı, age, s. 30 12 C. Baltacı, age, s. 60 13 C. Baltacı; age, s. 63 14

Bahaeddin Ögel; Türk Kültürünün Gelişme Çağları, İstanbul, 1988, s. 211 15 B. Ögel; age, s. 181

(23)

ibadethaneleri ve öğretimi için kullandılar ve böylece medreselerin ortaya çıkmasına da etkili bir zemin oluşturdular16

.

Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra kurdukları devletler döneminde eski geleneklerinden taşıdıkları “vihara” yapıları ile Abbasilerden gördükleri “Beytü’l Hikme” gibi bir sistemi özdeşleştirerek “medrese” adlı eğitim ve öğretim merkezlerini oluşturdular. İlk medrese Karahanlılar zamanında Arslan Gazi Tafgaç tarafından IX. asırda Merv’de yaptırılmıştır. Daha sonra Gazneli Mahmut tarafından Gazne’de, kardeşi Nasır b. Sebuktekin tarafından Nişabur’da medrese yaptırmışlardır17. Tuğrul Bey

Nişabur’da, vezir Kündüri Merv’de, Çağrı Bey yine Merv’de, Alparslan Bağdat’ta, Muhammet b. Melikşah İsfahan’da Tuğrul b. Muhammet Hamedan’da medreseler yaptırmışlardır18

.

Medrese adıyla açılan ilk yüksek eğitim ve öğretim müesseselerinin Merv ve Nişabur çevrelerinde açılmalarının sebeplerini farklı şekilde izah edenler olmuştur. Bunu tek sebebe bağlamak güç olmakla beraber Eski Uygur Türklerine ait Budist viharaların medreselerin bu bölgede ortaya çıkmasında müessir oldukları görüşü ağır basmaktadır19

.

İslam dünyasında medrese teşkilatının kuruluş ve gelişmesinde en büyük hisse şüphesiz, Büyük Selçuklu Türklerine aittir. Gerçekten medreselerin geniş anlamda devlet eliyle kurulması, tahsilin meccani olması ve medrese teşkilatının en küçük ayrıntılarına kadar tespiti Selçukluların eseridir. Selçuklular kurdukları medreseleri, hem ilmin gelişmesini sağlamak hem ilmiye mensuplarına maaş bağlayıp onları devletin yanında tutmak, hususiyle Fatimilerin Şiilik propagandaları ve diğer Rafizi telakkilere karşı Sunniliğin müdafaası ve tamimi gayesiyle tesis etmişlerdir20. Selçuklularla beraber

açılan medreselerin büyük çoğunluğu Şafii, Hanefi, Maliki ve Hanbeli adları ve bunların fıkıhlarıyla sıkı bir ilgisi vardır. Bu sıkı ilginin nedenleri, zamanın ortaya çıkardığı bazı ihtiyaçlardır. Bilindiği gibi bu sırada Irak, Suriye ve Mısır, Büveyhi ve Fatimi idaresi altındaydı. Bu iki hükümdarlık sülalesi Şii idi. Bunlar yaptıkları

16 C. Baltacı; age, s. 63 17

Yahya Akyüz; Türk Eğitim Tarihi, İstanbul, 1997, s.19, C. Baltacı; age, s. 60-61. 18 Hüseyin G. Yurdaydın; age, s. 74.

19 Osman Turan; Selçuklular Tarihi ve Türk-İslam Medeniyeti, İstanbul, 2010 s.328-329; Cahit Baltacı;

age, s.61.

(24)

propagandalarla Şiiliğin yayılmasına çalışmışlardır. Bu iki sülalenin zayıflayıp ortadan kalkmasına paralel olarak Selçuklular ve Eyyubiler, halka gerçek imanı öğretmek düşüncesiyle medreseler kurmuşlardır21

.

Külliye şeklindeki ilk medreseler, Selçuklu hükümdarları Alparslan ve Melikşah’ın veziri Nizamulmülk’ün gayretleriyle Bağdat’ta yapılmıştır (1066-67). Dini ve müspet ilimlerin okutulduğu Bağdat Nizamiye Medresesi’nin dünyanın ilk üniversitesi olduğu ileri sürülmüştür22

. Nizamiye Medreseleri başta Bağdat’ta olmak üzere, Belh, Nişabur, Herat, İsfahan, Merv ve Musul gibi şehirlerde açılmıştır. Daha sonra Nurettin Mahmut Zengi tarafından Şam’da El-Nuriye, El-Kübra medreseleri açılmıştır23. Mısır’a medrese sistemini Eyyubiler götürmüştür. Görüldüğü gibi

Nizamulmülk’ün başlattığı bu teşebbüs diğer İslam devletleri tarafından örnek alınarak Suriye, Filistin, Mısır, Kuzey Afrika ve Endülüs bölgelerinde de pek çok medrese açılmıştır24

.

Nizamulmülk’ün vakfiyesine göre medreselerde; müderrisler, bir vaiz, kütüphaneci, Kur’an okutmayı öğretmek üzere bir öğretmen, Arapçayı öğretecek bir gramerci gibi görevliler bulunmaktaydı. Devrin dini eğitim yapan Selçuklu medreselerinde Kur’an, fıkıh, tefsir, hadis, nahiv, sarf, dil ve edebiyat gibi dersler okutulurdu. Medreselerin giderlerini karşılamak üzere vakıflar tesis edilmekteydi. İlmiye teşkilatı içinde din alimleri, müderrislikten ayrı olarak, müftülük, şeyhülislamlık, hatiplik ve imamlık gibi vazifeler yapmaktaydılar.

Büyük Selçuklular devrinde ortaya atılan ve geliştirilen medrese mimarisi bir bakıma gerçek yerini Anadolu’da bulmuş ve yaygın duruma gelmiştir. Nitekim Türkiye Selçuklu sultanları ve devlet adamları da birçok medrese inşa ettirmişlerdir. Bu devrede de medreselerde dini öğretim ve tıp öğretimi (uygulamaları şifahanelerde oluyordu) yapıldığı gibi, bazıları da rasathane olarak kullanılmıştır25. Görüldüğü gibi Selçuklu

21 Hüseyin G. Yurdaydın; age, s. 73-74. 22

M. Akgündüz; age, s. 17-18

23 İbrahim Kafesoğlu; Türk Millî Kültürü, İstanbul, 1991, s. 373, Hüseyin G. Yurdaydın; age, s. 74 24 M. Akgündüz; age, s. 18

25

Ali Sevim-Erdoğan Merçil; Selçuklu Devletleri Tarihi (Siyaset, Teşkilat ve Kültür), Ankara, 1995, s.515

(25)

medreselerinde hem dini hem de beşeri ilimler tedris edilmiştir. Öğretim üyeleri ve öğrencilerin her türlü maddi ve manevi ihtiyaçları kurulan vakıflarca karşılanmıştır26

.

Gerek yapı ve gerek teşkilat bakımından Büyük Selçuklu medreselerini örnek aldıkları anlaşılan Anadolu Selçukluları ile Anadolu’nun muhtelif yerlerinde hakim olan Türkmen beyleri Anadolu’da daha sonra Osmanlı medreselerine mahreç olacak medreseler tesis etmişlerdir27

.

Yoklama defterleri siyasi, sosyal, ekonomik, eğitim ve kültürel açıdan tarihi araştırmalara kaynaklık etmektedirler. Osmanlı devletinde nüfus sayımı ilk devirlerden itibaren süregelen bir kanuni zorunluluktur. İlk devirlerdeki nüfus sayımları tahrir defterlerine yazılırdı ve bu durum memleket kanunu olarak ifade edilirdi. Klasik devirlerdeki nüfus sayımı toprak yazımı münasebetiyle yapılmıştır28

.

Arazi tetkikleri ve kalıcı bir nüfus sistemi 19. yy idaresi açısından son derece önem kazanmıştır. Merkezileşme, hükümeti yeni idari sorumluluklar üstlenmek zorunda bırakmıştır. Bundan dolayı devletin beşeri ve mali kaynaklarına ilişkin bilgi edinilmesi zorunlu olmuştur. Modern bir orduya asker alınması, ordunun etkin ve yedek birimler olarak örgütlenmesi zorunluluğu, erkek nüfusun yaşı ve sayısı hakkında doğru bilgi edinmeyi gerektirmiştir29

.

II. Mahmud döneminde modern anlamda ilk nüfus sayımı yapılmıştır. Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasından sonra gerçekleşen bu nüfus sayımları daha çok askeri amaçlarla yapılmıştır. II. Mahmud nüfus sayımını askeri amacın yanında yeni ıslahatlar yapabilme imkanlarını oluşturacak şartları belirlemek istemiştir. 1831 nüfus sayımında yalnızca erkekler sayılmıştır. Sayım aynı zamanda din bölümüne göre yapılmıştır. Devlet İslam nüfusunun miktarını askerlik bakımından Hıristiyan nüfusun da sayısını vergi bakımından öğrenmek istemiştir30

.

26. Hüseyin G. Yurdaydın; age, s. 75 27. Baltacı; age, s. 66

28.

Enver Ziya Karal; Osmanlı İmparatorluğu’nda İlk Nüfus sayımı 1831, Ankara 1943, s.6-23 29.

Kemal H. Karpat; Osmanlı Nüfusu (1830-1914) Demografik ve Sosyal Özellikleri, Çeviren; Bahar Tırnakçı, TVYY, İstanbul 2003, s.43-45.

30.

(26)

1850’den sonraki büyüme hızı Müslüman orta sınıfın ekonomik, kültürel, eğitim ve siyasal kurumları benimsemeye başladığını göstermiştir31

.

Yukarıdaki nedenlerden anlaşılacağı gibi medreselerdeki nüfus Osmanlı devleti için askeri, eğitim, sosyal ve kültürel açıdan önem arz etmekteydi. Medrese yoklama defterlerini devlet bu amaçlarla kayıt altına almıştır.

Asitane’de (İstanbul) mevcut medreselerin hicri 1273’te başlayıp devam eden nüfus (medrese yoklama) defterleri yedi ciltten oluşmaktadır. İlgili defterlerin kayıt numaraları ve medrese sayıları sırasıyla şöyledir;

1. Cilt; 437 Nolu Defter ( 1–23 nolu medreseler)

2. Cilt; 438 Nolu Defter ( 24–25 nolu medreseler)

3. Cilt; 439 Nolu Defter ( 46–67 nolu medreseler)

4. Cilt; 440 Nolu Defter ( 68–90 nolu medreseler)

5. Cilt; 441 Nolu Defter ( 91–117 nolu medreseler)

6. Cilt; 442 Nolu Defter ( 118–141 nolu medreseler)

7. Cilt; 443 Nolu Defter ( 142–177 nolu medreseler)

Yukarıdaki kayıtlı nüfus defterlerinde toplam 177 medrese bulunmaktadır. Biz bunlardan 1. Ciltte mevcut bulunan 23 medresenin nüfus defterinin transkripsiyonunu yaparak araştırmamızı sürdürdük.

Çalışmamıza konu olan defter, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde 29 Zilhicce 1273 tarihi NFS.d. koduyla 437 numara ile kayıtlı olup BDA-17-FA-10 bilgi formuyla adlandırılmıştır. 19x51 ebadında ciltli ve ebruludur. Toplam sayfa sayısı 266 olup; 16-22, 28-30, 45-50, 58-62, 66-70, 76-82, 88-90, 95-98, 104-108, 113-116, 123-128, 137-144, 153-160, 167-172, 178-182, 188-190, 198-202, 210-214, 221-226, 232-234, 240-242, 247-250, 255-266 numaralı sayfalar boş bırakılmış, 254-255. sayfalar mükerrer yazılmıştır.

(27)

437 Nolu defterde nüfus kaydı yapılırken öğrencilerin adları, babalarının adları, doğum tarihleri, birkaçı hariç doğum yerleri yazılmıştır. Bunun yanında talebenin ve babasının vasıfları, akrabalık ve hemşerilik bağları, toplumsal statüleri de yazılan kayıtlardandır. Birçok talebenin medreseye giriş ve cerre çıkış tarihleri kaydın yanına not düşülmesine rağmen biz bunları değerlendirmeye almadık. Medreselerin nüfus kayıtları 29 Zilhicce 1273 tarihinde tutulmaya başlanmış olmasına rağmen sonrasına ait kayıtlarda mevcuttur. Doğum tarihi büyük olanlar medreselerde ikamet eden müderris, kuzad, imam, müezzin ve danişmendlere aittir. Doğum tarihi küçük olan iki kişi ise medreseye 6-7 yaşlarında kayıt olmuştur ki bu durum beşik uleması uygulaması göz önünde bulundurulduğunda farklı yorumları beraberinde getirmektedir.

437 Nolu bu defter, 1273 ( 1857-1858 M.) tarihi ve devamının eğitim nüfusu hakkında bizlere bilgi vermektedir.

(28)

BİRİNCİ BÖLÜM 1. OSMANLI MEDRESELERİ 1.1. Tarih İçinde Osmanlı Medrese Teşkilatı

1.1.1. Kuruluşundan Sahn-ı Seman Medreseleri’nin Açılışına Kadar Osmanlı Medreseleri(1331-1471):

Bilindiği gibi Osmanlı medreseleri Selçuklular ve Anadolu Beylikleri devri medreselerinin bir devamı olarak Orhan Gazi devrinde ortaya çıkmıştır. Devletin kurucusu Osman Gazi zamanında henüz Osmanlı’da medrese bulunmamakta, devrin ulemanın ve meşayihinin eğitim-öğretim faaliyetlerini camilerde ve tekkelerde yürüttükleri anlaşılmaktadır. Devletin kuruluşundan 32 yıl sonra Orhan Gazi, tahsilini Kayseri, Kahire ve Konya’da tamamlayarak İznik’e gelen Davud-i Kayseri ile Osmanlı’nın ilk medresesini İznik’te tesis etmiştir32

. Orhan Gazi ve I. Murat devirlerinde İznik, Bursa, Edirne ve Rumeli’nin fethedilen birçok yerinde medreseler kurmuşlardır. Yıldırım Bâyezid Bursa, Bolu, Balıkesir, Tuzla, Alaşehir, Mudurnu, Tırnova’da kendi adına birçok medrese yaptırmıştır33

. Yüksek seviyede eğitimi ve öğretimi gerçekleştiren medreselerin önemini kavrayan Osmanlı Devleti fethettiği Balkan ülkelerinde de sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılayabilecek idari ve yönetim kadrosunu yetiştirmek ve Türk-İslam kültürünü yaymak için medreselerin açılmasına ve gelişmesine büyük özen göstermiştir34

. Yıldırım Bâyezid, Osmanlı’da dâru’ş-şifa ve dâru’l-kurrâyı açan ilk sultandır. Bu kurumlara dışarıdan alimleri de davet ederek getirmiştir. II. Murat devrinde Edirne’de bir “tetimme medresesi” açılmıştır35

.

32

Yusuf Halaçoğlu; XIV.-XVII. Yüzyıllarda Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı, Ankara, 1995, s.130; Mahmut Karataş; Müsbet İlimde Müslüman Âlimler, Ankara, 1991, s.62-63

33 Mehmet Ali Ünal; Osmanlı Müesseseleri Tarihi, Isparta, 2007, s.110-111; Yahya Akyüz; Türk Eğitim

Tarihi, İstanbul, 1997, s. 55

34

Hüseyin Memişoğlu; Geçmişten Günümüze Bulgaristan’da Türk Eğitim Tarihi, Ankara, 2002, s.21-33; Yusuf Halaçoğlu; age, s.132

35

İsmail Hakkı Uzunçarşılı; Osmanlı Devleti’nin İlmiye Teşkilatı, Ankara, 1998, s.1-3; Cahid Baltacı;

XV.-XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, C. I, İstanbul, 2005, s.71-72; Murat Akgündüz; Osmanlı Medreseleri –XIX. Asır-, İstanbul, 2002, s.18-19

(29)

1.1.2. Sahn-ı Seman Medreseleri’nden Süleymaniye Medreseleri’nin Açılışına Kadar Osmanlı Medreseleri(1471-1557):

Osmanlı medrese teşkilatında en büyük gelişme Fatih Sultan Mehmet ile başlamıştır. O, çıkardığı kanunname ile medreseleri mertebelere ayırmıştır. Bu medreselerin mertebeleri şunlardı:

1-Haşiye-i Tecrîd (Yirmili) Medreseleri

2-Miftah (Otuzlu) Medreseleri

3-Telvîh (Kırklı) Medreseleri

4-Hâric Medreseleri

5-Dâhil Medreseleri

6-Sahn-ı Semân Medreseleri

7- Altmışlı Medreseler

8-Altmış Üstü Medreseleri

Bunlardan başka Fatih Sultan Mehmet, İstanbul‟daki Sahn-ı Semân Medreseleri‟ni açtığında aynı külliyeye bağlı “tetimme” medreseleri de açmıştır36

.

1.1.3. Süleymaniye Medreseleri’nin Kuruluşundan Islahat Dönemi’ne Kadar Osmanlı Medreseleri(1557-1913):

Kanuni Sultan Süleyman tarafından İstanbul‟un Dökmeciler semtinde inşa ettirilen dört medrese, tıp medresesi ve dâru‟l hadisin tamamlanmasından sonra Osmanlı medreselerine yeni mertebeler ilave edildi. Süleymaniye‟nin tesisinden sonra Osmanlı medreseleri şu medreselerden oluşmaktadır:

1-Haşiye-i Tecrîd (Yirmili) Medreseleri

2-Miftah (Otuzlu) Medreseleri

3-Telvîh (Kırklı) Medreseleri

36

C. Baltacı; age, s.73; M. Karakaş; age, s.63-64; İ. H. Uzunçarşılı; age, s. 5-10; M. A. Ünal; age, s. 112-113; Y. Halaçoğlu; age, s.136

(30)

4-Hâric Medreseleri

5-Dâhil Medreseleri

6-Sahn-ı Semân Medreseleri

7-Süleymaniye Medreseleri: Dört medrese olup beşinci medresenin Hâmise-i Süleymaniye adıyla (1600) Üsküdar‟da Atik Vâlide Medresesi‟nin Mustafa Efendi‟ye verilişiyle ortaya çıktığı anlaşılmaktadır37. Süleymaniye Medreseleri, eczane, hamam,

imaret, misafirhane, daruş-şifa, daru‟t tıp medresesinden meydanda gelmiş bir külliye idi38.

8- Altmışlı Medreseler

9- Süleymaniye Dâru‟l Hadisi

XVII. asrın başlarında Tarik Defterlerine göre medrese mertebelerinin şu şekli aldığı görülmektedir.

1-İbtida-i Hâric Medreseleri

2-Hareket-i Hâric Medreseleri

3-İbtida-i Dâhil Medreseleri

4-Hareket-i Dâhil Medreseleri

5-Mûsıle-i Sahn Medreseleri

6- Sahn-ı Semân Medreseleri

7-İbtida-i Altmışlı Medreseleri

8-Hareket-i Altmışlı Medreseleri

9-Mûsıle-i Süleymaniye Medreseleri

10-Hâmise-i Süleymaniye Medreseleri

11-Medaris-i Hâmise-i Süleymaniye Medreseleri

12-Dâru‟l Hadis-i Süleymaniye Medreseleri

37

C. Baltacı; age, s.74-75

(31)

XIX. asrın ortalarında ise Dîvan-ı Hümayûn Ruûs Defterlerine göre medreselerin mertebelerinin şu şekilde olduğu anlaşılmaktadır:

1-İbtida-i Hâric Medreseleri

2-Hareket-i Hâric Medreseleri

3-İbtida-i Dâhil Medreseleri

4-Hareket-i Dâhil Medreseleri

5-Mûsıle-i Sahn Medreseleri

6- Sahn-ı Semân Medreseleri

7-İbtida-i Altmışlı Medreseleri

8-Hareket-i Altmışlı Medreseleri

9-Mûsıle-i Süleymaniye Medreseleri

10-Hâmise-i Süleymaniye Medreseleri

11-Süleymaniye Medreseleri

12-Dâru‟l Hadis-i Süleymaniye Medreseleri39

1.1.4. Medrese Islahatından Cumhuriyet Dönemi’ne Kadar Osmanlı Medreseleri (1913-1924):

Osmanlı eğitim ve öğretim sisteminde mektepler ortaya çıkarken, medreseler de kendilerini yenilemişlerdir. 1845‟te Sultan Abdülmecit‟in emriyle Meclis-i Dâim-i Maarif-i Umûmiye kurularak medreseler dışında ilk ve orta seviyede yeni mekteplerin açılması konusunda kanun çıkarılmıştır. Osmanlı Devleti, XVIII. asırlardaki ıslahatında ehemmiyetine binaen askeri ıslahatı öne almış, eğitim ve sosyal ıslahatı da geri bırakmıştır. Medreselerin kaderini meşihata bırakarak devletin yeni mektepler açması, medreselerin ihmalini de ifade etmektedir. Kendi haline terk edilen medrese, nihayet kendi kendini ıslah yolunu seçmiştir. Devletin müdahalesi olmadan yapılan bu ıslahatla umumi ve mesleki medreseler ortaya çıkmıştır40

.

39 İlhan Tekeli-Selim İlkin; Osmanlı İmparatorluğu’nda Eğitim ve Bilgi Üretiminin Oluşumu ve

Dönüşümü, Ankara, 1999, s.16; C. Baltacı; age, s.74-75; İ. H. Uzunçarşılı; age, s.33-38.

(32)

1.2. Osmanlı Medreseleri’nin Tasnifi 1.2.1.Klasik Dönem Osmanlı Medreseleri

1.2.1.1.Umumi Medreseler

1.2.1.1.1Haşiye-i Tecrid Medreseleri ( Yirmili Medreseler ):Bu medreselerde ders kitabı olarak kelamdan Hâşiye-i Tecrid‟in okutulmasından dolayı Haşiye-i Tecrit Medreseleri denilmiştir. Bu medreselerin müderrislerine yirmi akçe yevmiye verilmekteydi41.

1.2.1.1.2. Miftah Medreseleri ( Otuzlu Medreseler ): Bu medreselerde

belâgatten Şerh-i Miftah‟ın okutulmasından dolayı bu adı almışlardır. Bu medreselerin müderrislerine otuz akçe yevmiye verilmekteydi42

.

1.2.1.1.3. Telvih Medreseleri ( Kırklı Medreseler ): Müderrislerine yevmiye olarak kırk akçe verildiğinden bu adı almıştır43

.

1.2.1.1.4. Haric Medreseleri ( Ellili Medreseler ): Müderrislerine

yevmiye olarak elli akçe verildiğinden bu adı almıştır. Osmanlı Devletinden önceki devirlerde Anadolu‟ya hükümran olan Anadolu Selçukluları ile beyliklerin hükümdar, hükümdar aileleri ve vezirlerinin yaptırdığı medreselerdir.

1.2.1.1.5. Dahil Medreseleri ( Ellili Medreseler ): Müderrislerine

yevmiye olarak elli akçe verildiğinden bu adı almıştır.Osmanlı padişahları ile şehzade vâlideleri, şehzade ve padişah kızlarının yaptırdıkları medreselerdir44

.

1.2.1.1.6. Sahn-ı Seman Medreseleri ( Ellili Medreseler ): Fatih Sultan

Mehmet‟in İstanbul‟da kurduğu sekiz medreseden oluşmaktadır. Mütehassıs olacak elemanları yetiştirmektedir. Musıla‟yı tamamlayan talebeler, hangi branşta ilerlemek istiyorsa o branşla ilgili şubeye devam ederlerdi. Çeşitli dallardaki fen ve ilimler buralarda öğretilirdi. Müderrislere yevmiye olarak elli akçe verilirdi. Bazı müderrisler burada kalarak terakki ettikleri için yevmiyeleri 90 akçeye kadar çıkmıştır. Sahn- Seman Medreselerinde yüksek tahsil yapılırdı. Bunlara talebe yetiştirmek için orta

41

Cevat İzgi; Osmanlı Medreselerinde İlim, C. I, İstanbul, 1997, s.121; Ziya Kazıcı, Osmanlı’da Eğitim

ve Öğretim, İstanbul, 2004, s.123.

42 Z. Kazıcı; age, s.124; C. Baltacı; age, s.122. 43

Z. Kazıcı; age, s.124; C. Baltacı; age, s.123. 44 Z. Kazıcı; age, s.125; C. Baltacı; age, s.124.

(33)

dereceli sekiz medrese daha yaptırılmıştır. Bu medreselere “tetimme” denirdi. Bunların yanında “daruş-şifa” denilen bir hastane, tımarhane, imarethane, yemekhane, muallimhane, kütüphane, dar‟ul talim, hamam ve misafirlerin hayvanları için ahırlar yaptırılmıştır. Her medresenin 19 odası vardır. Her müderrise de bir oda tahsis edilmiştir45

.

1.2.1.1.7. Altmışlı Medreseler: Müderrislerine 60 akçe yevmiye verilen medreselerdir. Bunlar paye bakımından Sah-ı Seman medreselerinden üstün olmakla birlikte tahsil müddetleri Sah-ı Seman medreseleri kadardır. Sah-ı Seman medreselerinde eğitimine başlanılan bazı eserlerin buralarda ikmaline çalışılmıştır46

.

1.2.1.2. İhtisas Medreseleri: İhtisası gerektiren bir dalda ağırlıklı olarak

eğitim ve öğretim yapılan medreselerdir. Bunlardan bir kısmı, Osmanlılardan önceki Müslüman ülke ve devletlerde olduğu gibi Osmanlılarda da aynı isimde varlıklarını sürdürmüşlerdir47

.

1.2.1.2.1. Daru’l Kurralar: Kur‟an ilimlerinin tahsili için açılan medreselerdir. Kur‟an-ı Kerim‟in öğretildiği, bir bölümünün veya tamamının ezberletilip kıraat vecihlerinin talim ettirildiği medreselerdir48

. Hz. Peygamber Kur‟an‟ı, yedi lehçe ile okumuş ve ashabına öğretmiştir. Hicri ikinci asrın başlarında ise, Ashab‟tan nakledilen bu yedi kıratı temsil eden “kur‟a” etrafında Müslümanlar toplanarak onları öğrenmeye başlamışlardır. Buralarda Kur‟an‟daki kelime ve ibarelerin telaffuzunu ve okunuştaki itilafları, nakledenlere isnat ederek bildirilen “ilm-i kıraat” ve “İlm-i Mehâric-i Huruf” tahsil edilmiştir. Emeviler, Abbasiler, Selçuklular ve Anadolu beyliklerinden Osmanlı‟ya kalan bu miras, Osmanlı‟da da uygulanmaya devam etmiştir49

.Osmanlı daru‟l kurralarında ders kitabı olarak Muhammed el-Cezeri‟nin “el-Cezeri” eseri, ilmi kıratta Ebu Muhammed eş-Şatibî‟nin “Şatibiyye” diye şöhret bulan “Kaside-i Lâmiye”si okutulmuştur50

.

45 İlhan Tekeli-Selim İlkin; Osmanlı İmparatorluğu’nda Eğitim ve Bilgi Üretiminin Oluşumu ve

Dönüşümü, Ankara, 1999, s. 15; Mahmut Karataş; Müsbet İlimde Müslüman Âlimler, Ankara, 1991,

s.63; Z. Kazıcı; age, s.125-126; C. Baltacı; age, s.125 46

Z. Kazıcı; age, s.126-129; C. Baltacı; age, s.126-127 47

Z. Kazıcı; age, s.130; C. Baltacı; age, s.81 48 Z. Kazıcı; age, s.130; C. Baltacı; age, s.881-82 49

C. Baltacı; age, s.68-69

(34)

Osmanlı Devleti‟nde usulüne göre Kur‟an okumayı ve ezberlemeyi öğrenmek isteyenler için hayır sahipleri tarafından şehrin uygun yerlerinde “daru‟l kura” adı verilen güzel yerler yapılmış, hafız çıkanların cemiyetlerinde istihdam edilmek üzere ayrıca vakıflar kurulmuştur. Daru‟l Kurralarda çocuklara ve büyüklere Kur‟an ezberletmeyi çalıştıran kurra efendiler, devlet tarafından seçilerek tayin edilmiş ve başlarına “reisu‟l kurra” namıyla bir müderris atanmıştır. Görevlilerin maaş ve vazifeleri vakıf tarafından belirlenmiştir. Her Daru‟l Kurra‟nın çeşmesi vardır. İçmek ve abdest almak için gerekli su buradan sağlanır. Lüzumunda musluklu küpler de kullanılır. İçeriye yazın hasır, kışın keçe ve halılar döşenir. Daru‟l Kurralarda her çocuk için ufak bir rahle ve ufak bir minder bulunur. Hoca efendi için de bir sedir ile minder ve önünde sedef kakma büyükçe bir rahle bulunurdu51

.

1.2.1.2.2. Daru’l Hadisler: Hz. Peygamber‟in söz, fiil ve takrirlerinden ibaret olan hadis tahsilinin yapıldığı medreselerdir52

. Hadis tedris ve tetkiklerine hasredilmiş olan bu medreselerin ilki Zengiler Atabeyliği‟nde Şam‟da “en-Nuriyye” adıyla açılmıştır. Eyyubiler ve Anadolu Selçukluları‟ndan da Osmanlılara miras olarak gelmiştir53. Osmanlılarda ilk Daru‟l Hadis medresesi I. Murat zamanında İznik‟te

açılmıştır. Edirne‟de Sultan II. Murat tarafından yaptırılan Daru‟l Hadis Medresesi, uzun bir müdet varlığını sürdüren önemli bir müessesedir. Süleymaniye Daru‟l Hadisi ile beraber medreseler arasında en seçkin yerini almıştır. Osmanlı daru‟l hadislerinde Sahih-i Buhârî, Sahih-i Müslim ve Meşarik gibi eserler okutulmuştur54. Müderrisleri Sahn-ı Seman medresesi müderrisleri ile aynı payeye sahip olup elli akçe yevmiye ücret almaktaydı. Bu medresedeki müderrislere “Muhaddis” denilmekteydi55

.

1.2.1.2.3. Daru’t Tıblar: Tıb tedrisi ve tedavinin birlikte yürütüldüğü

müesseseler “dâru‟t-tıb”, “dâr‟uş-şifa”, dâru‟s-sıhha”, dâr‟ul-merzâ”, “dâr‟ul-âfiye”, “mâristan” ve “bîmâristan” gibi adlarla Osmanlılardan önce vücuda getirilmiştir. Emeviler, Abbasiler, Tolunoğulları, Eyyubiler, Memlûkler, Selçuklular ve Anadolu Beyliklerinin uygulamaları Osmanlılar için miras olmuştur. Osmanlı Devleti‟de en önemli dâru‟uş-şifalar; Bursa, Edirne ve İstanbul‟da inşa edilmiştir. Osmanlılarda ilk

51

Abdülaziz Bey, Osmanlı Âdet, Merasim ve Tabirleri, İstanbul, 2002, s.66-67 52

Z. Kazıcı; age, s.134 53 C. Baltacı; age, s.69 54

Mehmet Ali Ünal; age, s.114 55 Z. Kazıcı; age, s.135-137

(35)

Dar‟uş-şifa, Yıldırım Bâyezid tarafından Bursa‟da kurulmuştur. II. Mehmet tarafından Edirne‟de, II. Bâyezıd tarafından İstanbul‟da Haseki Sultan ve Atik Vâlide gibi müesseseler hizmete girmiştir. Faydasının umumi olması hasebiyle tıp ilmi Osmanlıda Türkçe olarak okutulmuştur56

.

1.2.2. Islahat Dönemi Osmanlı Medreseleri 1.2.2.1. Umumi Medreseler

1.2.2.1.1. Daru’l Hilafeti’l Alliye ( Medreset’ül Mütehassisin ): 1914‟te İstanbul‟daki medreselerin bu isim altında yeniden teşkilatlandırılmasıyla meydana gelen medreselerdir. Tahsil süreleri 12 yıl olan bu medreseler, Ihzari Kısım, Tâlî kısım, Âlî Kısım ve Mütehassisîn Kısmı‟ndan ibarettir57. Bu medreseye giren bütün

öğrencilerin Âlî kısmının sonuna kadar devam edemeyeceği, bazılarının da kısa yoldan hayata atılabilecekleri düşüncesinden hareketle her kısmı bitirene bir belge verilmesi uygun görülmüştür. Tâli kısmı bitirenlere “Şehâdetnâme”, Âlî kısmı okuyup mezun olanlara ayrıca bir de “İcazetnâme” verilecekti. İcazetnâmeler önce Ders Vekâleti‟nce sonra Şeyhülislamlıkça tasdik edilecekti58

.

1.2.2.1.2. Taşra Medreseleri: İstanbul dışındaki medreseler bu isim altında toplanmıştır.

1.2.2.1.3. Selahaddin Eyyubi Külliye-i İslamiyesi: Beyrut‟ta açılan ve tahsil süresi on yıl olan bir medresedir59

.

1.2.2.2. İhtisas Medreseleri

1.2.2.2.1. Medresetü’l Kudât ( Muallimhâne-i Nuvvab ): Tahsil süresi

iki yıl olan bu medrese ile İslâm dünyasında bir fıkıh medresesi açılmış oldu (1271/1854). Kadı yetiştirmek için açılan bu ihtisas medresesinin tahsil süresi daha sonra dört yıla çıkarılmıştır60

. Bu medreseyi bitirenler, Hukuk Mektebi talebe yetiştirinceye kadar mahkemelere tayin edilmiştir.

56

Cevat İzgi; Osmanlı Medreselerinde İlim, İstanbul, 1997, C. II, s. 21; C. Baltacı; age, s.69-70 57 C. Baltacı; age, s.91 58 Z. Kazıcı; age, s.188-190 59 C. Baltacı; age, s.94 60 C. Baltacı; age, s.97

(36)

Şer‟i ve kanuni ilimler ile fen ilimlerinin tedris edildiği bu mektepler, diğer medreselerden üstün bir özelliğe sahiptir61

.

1.2.2.2.2. Medresetü’l Vaizîn: 6 Şubat 1329/1912 tarihli nizamnameye göre “Ahkam-ı Âliye-i Kur‟âniye ve Sünnet-i Seniye-i Nebeviyye dairesinde mevâizi, hasen-i ictimâiyye icrasıyla din-i mübîni İslâm‟ın müessis-i medeniyet ve fazilet olduğunu cihan-ı insaniyete neşredebilecek erbab-ı kemâli yetiştirmek maksadıyla” açılmıştır62. Kuruluş gayesinden de anlaşılacağı gibi medrese, İslam dini emir ve

prensiplerinin Kur‟an ve sünnete uygun bir şekilde anlatılmasını sağlamak için açılmıştır63. İslam tebliğcilerini yetiştirmek için kurulan medresenin her sınıfında

okutulacak dersler, talebelerin hem dini, hem de kültürel seviyelerinin yükseltilmesine yardımcı olacak şekilde düzenlenmiştir.

1.2.2.2.3. Medresetü’l Eimme Ve’l Hutebâ: İmam-Hatip yetiştirmek

maksadıyla 1329/1913 tarihinde açılmış bir medresedir. İmam-Hatipler Kısmı ve Ezan-İlahi Kısmı olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır.

1.2.2.2.4. Medresetü’l İrşâd: Medresetü‟l Vâizin ile Medresetü‟l Eimme

ve‟l Hutebâ‟nın birleşmesiyle meydana gelmiş bir medresedir. Medrese, vâizlik ve hatiplik olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Vâizlik bölümü üç, imam-hatiplik bölümü iki yıldır.

1.2.2.2.5. Medresetü’l Hattâtîn: Hat sanatını öğretmek maksadıyla 13

Mayıs 1914‟te açılmış bir medresedir. İslam dünyasında hattat yetiştirmek için açılan ilk müessesedir64

.

1.3. Osmanlı Medreseleri’nin Teşkilat Yapısı

1.3.1. Bina ve Müştemilatı: Medrese, talebenin kendisine ilim öğretildiği yer

manasında olup, ıstılâhî olarak sıbyan mektebinin üstünde eğitim ve öğretim yapılan orta ve yüksek tahsil müesseselerine delâlet etmektedir. Medreseler, umumiyetle bir dershane ve etrafında yeteri kadar talebe hücrelerinden meydanda gelmektedir. Tesis edenin anlayış ve mali gücüne göre bunların dışında imaret, kütüphane, hamam vs. ilave

61

Ekrem Buğra Ekinci; Osmanlı Hukuku (Adalet ve Mülk), İstanbul, 2008, s.384, Z. Kazıcı; age, s.144-145

62 C. Baltacı; age, s.97 63

Z. Kazıcı; age, s.145-146 64 C. Baltacı; age, s.98-99

(37)

edilirdi. Müesseseyi yapan ister bir devlet büyüğü, ister başka bir şahıs olsun her medresenin bir vakfiyesi bulunmakta ve bu vakfiyede medresenin nasıl işleyeceği ve vazifelilerin yevmiyeleri gösterilmektedir. Genellikle camiler etrafında kurulan medrese binaları, iklim şartlarına ve devrin hakim olan mimari tarzına göre taştan, tuğladan, kerpiçten ve ahşaptan yapılmışlardır. Bazen de önceden başka gayeler için yapılmış olan binalar, medrese olarak kullanılmışlardır65

.

Osmanlıların medreselerini, Anadolu Selçukluları medrese tarzı olan genel mekan düzeni açısından kapalı ve açık avlu, iç mekan düzeni bakımından da karşılıklı iki eyvan ve avlunun her cephesinin ortasında yer alan birer eyvan tarzında iki ayrı gurupta inşa ettikleri bilinmektedir. Bu inşaat türleri XV. yüzyıla kadar devam etmiştir. Osmanlı mimari tarzı ortaya çıktıktan sonra Selçuklu medreselerinde bulunan simetrik eyvanlar ortadan kalkmış, kıble tarafına çıkıntı halinde büyük kubbeli bir dershane ilave edilmiştir. Ayrıca her talebe hücresi, bir pencere ile dışarıya açılmıştır. Tek katlı olan medreselerde portaller sadeleştirilip taş ve tuğla birlikte kullanılmıştır.

Osmanlı medreseleri çoğu zaman önceden inşa edilen bir medresenin yanında yapılmıştır. Talebeler, geceleri kendi hücrelerinde yatar, yemeklerini imâretten yer, derslerini de yakındaki camide veya medresenin büyükçe sofasında görürlerdi. Her talebe odasının küçük bir dehlizi bulunurdu. Odalarda duvarlar içine açılmış gözler ve dolaplar vardı ki, talebe kitap ve eşyasını buraya koyardı66

. Genellikle her medrese odasında “oda-nişin” ve “çömez” denilen iki talebe kalırdı. Müşterek olan helâ, hücrelerden uzakta ve avlunun bir köşesinde bulunurdu. XIX. asırda medreseler talebenin kalmak için kullandığı yurtlar haline gelerek derslerin okunması camilerde yapılmaya başlanmıştır.

Medreselerin inşa ve tamirleri genellikle mimarbaşı ve ustaların izin ve onayı alınarak inşa edilmiştir67

.Osmanlıda medreselerin inşası ve tamiri genellikle padişahlar ve yüksek bürokrasi tarafından yapılmıştır. Bazen halkın gayretleriyle de medreselerin inşası ve tamiri yapılmıştır. XIX. Asırda mali yönden Evkaf Nezareti‟ne bağlı olan medreseler, oradan görüş ve onay alındıktan sonra tamiri veya yeniden inşası yoluna gidilmiştir. Orhan Gazi devrinden başlayarak bütün Osmanlı topraklarında medreseler

65 Cahid Baltacı; XV.-XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, Cilt I, İstanbul, 1997, s.107-108 66 Ziya Kazıcı; Osmanlı’da eğitim ve Öğretim, İstanbul, 2004, s.107-110

67

Rıfat Özdemir; Ankara‟da Eğitim ve Öğretim (1875-1840), Fırat Üniversitesi Dergisi Sosyal Bilimler, C. 2, S. 2, Elazığ, 1998, s.162-173

(38)

yapılmasına rağmen bunların önemli bir kısmı muhtelif sebeplerle ortadan kalkmıştır. Fetihten XIX. asra kadar İstanbul‟da 500‟ü aşkın medrese yapılmışken 1286/1869 tarihli bir tahrirde sayının 166‟ya düştüğü tespit edilmiştir68

.

Medreselerin çoğunun yangın ve deprem gibi afetlere maruz kalarak yıkıldığı anlaşılmaktadır. Özellikle İstanbul‟daki yol düzenlemelerinde pek çok medresenin devlet tarafından mecburen yıkıldığı da görülmüştür. Keçeci-zâde Fuat Paşa sadareti zamanında, 1827‟deki Büyük Hoca Paşa yangınından sonra sokakların düzenlenmesi ve caddelerin genişletilmesine karar verildiğinden, yola rastlayan medrese ve türbeler halkın tepkisine rağmen yıkılmıştır69

.

1.3.2. Medreselerin Kadrosu

1.3.2.1. Müderris: Belirli bir tahsilden sonra icâzet, mülâzemet ve beratla medreselerde ders veren kimselere müderris denilir. Tek dershaneli medreselerde bir, Sahn-ı Seman ve Süleymaniye medreseleri gibi birden fazla dershanesi olan medreselerin her dershanesi için birer müderris bulunurdu70

.

1.3.2.1.1. Müderrislerin Tayin ve Azli: Osmanlı medrese teşkilatında “hâric” ve “dâhil” derslerini bitiren talebe, Sahn-ı Seman ve Süleymaniye seviyelerinde tedristen sonra mezun olur ve Anadolu‟da vazife alacaksa Anadolu kazaskerinin, Rumeli‟de görev alacaksa Rumeli kazaskerinin muayyen günlerdeki meclislerine devam edip “matlâb” denilen deftere (ruznâmeye) mülazım kaydedilir, sırası gelinceye kadar beklerdi. Bu beklemeye “nöbet” denilirdi71. Nöbet sırası gediğinde en aşağı derecedeki

“Haşiye-i Tecrîd” (Yirmili) medreselerden birine 20 akçe ile müderris tayin edilerek göreve geçerdi. Mülâzemetten sonra normal olarak Yirmili bir medreseye tayin olan müderris, sıra ile terakki ederek Otuzlu, Kırklı, Ellili, Altmışlı ve daha yüksek payelere çıkabilirdi.

Terakki ile kazanılan her medreseye tevcih için müderrisin beratına bakılırdı. Bir müderris, bulunduğu seviyeden üst pâyedeki bir medreseye terakki ederken şayet münhal bir medrese mevcut ve başka istekli de yoksa hemen tayin edilirdi. Birden fazla

68

Murat Akgündüz, Osmanlı Medreseleri –XIX. Asır- , s. 29, İstanbul, 2002 69 M. Akgündüz; age, s. 23-25

70 Mehmet Zeki Pakalın; Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, C. II, s.598, İstanbul, 1993; C. Baltacı; age, s.108; Z. Kazıcı; age, s.170

Referanslar

Benzer Belgeler

This thesis examined the rivalry between Husrev Mehmed Pasha and Mehmed Ali Pasha within the framework of household. After they became the members of the

The underlying reason behind circumstance lies on the difficulties that the Ottomans were facing at the time. Most notably, the war with Venice began to deteriorate

Cel ve tî ye’ye men sup bir çok flâ ir gi bi Azîz Mah mûd Hü dâ yî Haz ret le ri’nden bü - yük oran da et ki len mifl ve onun yo lun da iler le me ye ça l›fl m›fl bi ri

Mapavri Nahiyesine Bağlı Köylerin Defterdeki İlk Kayıt Esnasındaki Nüfusu İle Son Kayıt Esnasındaki Nüfusu .... Karadere Nahiyesine Bağlı Köylerin Defterdeki İlk

Bozan karyesinde yaĢayan 424 kiĢiden 232 kiĢiye ait boy bilgileri kayıt altına alındığı için grafikte de o kadarı gösterilmiĢtir. 98 kiĢi ise uzun boylu olarak

Bir mizah gazetesi olarak çıkmaya başlayan Karagöz, geleneksel Türk tiyatrosunun en önde gelen sanatlarından biri olan gölge oyunun baş tipini temel almış, Karagöz’ü

sonra bacanağı Yusuf Ziya Or- taç’la birlikte Akbaba adlı mi­ zah dergisini çıkarmaya başla­ dı. Kısa bir süre de Karagöz dergisini