• Sonuç bulunamadı

TCMB'NIN FİNANSAL İSTİKRARA YÖNELİK POLİTİKA ARAÇLAR

3.3 TCMB'nın Finansal İstikrar Sağlamaya Yönelik Araçları

3.3.1 Zorunlu Karşılıklar

Zorunlu karşılıklar para politikası aracı olarak kredi arzını etkilemek suretiyle çalışır. Zorunlu karşılıklar arttırıldığında bankaların kredi verebileceği kredi tabanı azalır, hata zorunlu karşılık oranına ulaşabilmek için verdikleri kredinin bir kısmını da geri çağırmak durumunda kalabilirler. Bu durumda para arzı azaltılmış ve kredi genişlemesi yavaşlatılmış olur. Zorunlu karşılıkların azaltılması ise para arzının arttırılması suretiyle kredi tabanının genişlemesine ve böylece kredi genişlemesi hızlandırılmış olur. Zorunlu karşılıkların kredi arzı etkisinin yanı sıra tesis şekli ve süresine göre Merkez Bankası ve bankaların likidite yönetimine katkıda bulunma, politika faiz oranını desteklemek, para politikasının duruşu hakkında bilgi vermek gibi fonksiyonları da vardır.

99

TCMB yaşanan 2008 küresel finansal krizi sonrasında makro finansal istikrara verdiği önemi arttırmış ve bu çerçevede gelişmiş ülkelerin krizden çıkış için uyguladıkları parasal genişleme ve bunun yanı sıra uyguladıkları düşük faiz politikaları nedeniyle Türkiye’ye gelen kısa vadeli sermaye akışlarından kaynaklanan kredi genişlemesini yavaşlatmayı ve kontrol altında tutmayı hedeflemiştir.

TCMB 2010 yılında yayınladığı “TCMB Para Politikası Çıkış Stratejisi” belgesinde zorunlu karşılıklarla ilgili olarak aşağıdaki açıklamayı yapmıştır:

“…Bu çerçevede, ileride yaşanabilecek gelismelere bağlı olarak, örnegin kredilerdeki genişleme hızının

arzu edilen düzeylerin üzerine çıkması halinde, makroekonomik riskleri azaltıcı bir politika aracı olarak, zorunlu karşılık oranları daha aktif bir şekilde kullanılabilecektir (TCMB, 2010, s. 11).”

Ayrıca, TCMB 2011 yılının ilk çeyreği için yayınladığı enflasyon raporunda zorunlu karşılıklar ile ilgili olarak aşağıdaki açıklamayı yapmıştır:

“Yeni para politikası stratejisi iç ve dış dengeyi bir arada sağlamak amacıyla birden fazla aracın

kullanılmasını öngörmektedir. Bu kapsamda gerek politika faiz oranı gerekse likidite yönetimi araçları ile zorunlu karşılık oranları, fiyat istikrarını ve finansal istikrarı sağlamak amacıyla bir arada kullanılmaktadır. Bu çerçevede Para Politikası Kurulu (Kurul); daha düşük politika faizi ve daha yüksek zorunlu karşılık oranları şeklindeki politika bileşiminin, içinde bulunduğumuz konjonktürde finansal istikrarı ve fiyat istikrarını birlikte özetebilmek açısından en uygun seçenek olarak ortaya çıktığını belirtmiştir (TCMB, 2011c, s. 4).”

100

TCMB’nın yukarıdaki açıklamalarından anlaşılacağı gibi zorunlu karşılık oranları ile kredi genişlemesi kontrol edilmek isteniyor. TCMB, 2008 küresel finansal krizi sonrasında önce likiditeyi arttırmak için hem Türk lirasında hem de yabancı paralar için zorunlu karşılık oranlarını düşürdü. Daha sonra piyasaların normale dönme eğilimi ile birlikte zorunlu karşılık oranları eski seviyesine kademeli olarak getirmiştir

(TCMB’nın yıllar içinde zorunlu karşılık oranları için EK-E’ye bakınız). Bunun yanı sıra politika aracı olarak zorunlu karşılıkların etkinliğinin arttırılabilmesi için TCMB’nın 2010/9 sayılı “Zorunlu Karşılıklar Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ile Türk lirası zorunlu karşılıklara faiz ödenmesi uygulamasına son verilmiştir. Ayrıca bankaların yükümlülüklerinin süresini uzatmak maksadıyla 2010 Eylül ayından itibaren zorunlu karşılık oranlarından vade bazında farklılaştırmaya gidilmiştir.

Kısa vadeli sermaye hareketlerinin Türkiye’ye yönelmesi ve buna bağlı kredi genişlemesi nedeniyle TCMB Kasım 2010 ila Ekim 2011 dönemi arasında Türk lirası cinsinden zorunlu karşılıkları beş kez arttırmıştır.

Zorunlu karşılıklar kredileri iki kanaldan etkilemektedir. Birincisi maliyet kanalı, ikincisi ise likidite kanalıdır. Zorunlu karşılıkların maliyet kanalı ile krediler üstündeki

etkisi, zorunlu karşılıkların arttırılması sonucu bankaların kaynak maliyetinin, fon aktarma maliyetinin artması ve kullanılabilir kaynak miktarının azalması suretiyle olmaktadır. Ayrıca 2010 Eylül ayından itibaren TCMB zorunlu karşılıklara faiz ödemesine son vererek bu maliyeti daha da arttırmıştır. Ancak mevduat faizlerinin düşük

101

seviyede seyir etmesi bu maliyetlerden kaynaklanan faiz artışını sınırlı kılmakta ve böylece zorunlu karşılıkların maliyet kanalıyla kredilerin genişlemesi üzerindeki etkisinin sınırlı olacağı beklenmektedir (Kara H. A., 2012, s. 22). Zorunlu karşılıkların

kredileri etkilediği ikinci kanal ise likidite kanalıdır. Likidite kanalı zorunlu karşılıklardaki değişimin bankaların kısa vadeli Merkez Bankası kaynaklarına olan ihtiyaçlarını değiştirmek suretiyle kredi verme davranışlarını etkilemesi yoluyla çalışmaktadır (TCMB, 2011c, s. 124). Türkiye gibi bankacılık sektöründe bankaların yükümlülüklerinin kısa vadeli19

olduğu ancak para otoritesi olma sıfatları ve finansal istikrarı sağlama yükümlülükleri ile enflasyon hedeflemesi rejiminin bir sonucu olarak da piyasa faiz oranının politika faiz oranına yakın seviyede oluşmasını sağlamak maksadıyla Merkez Bankaları’nın son kredi mercii olarak talep halinde piyasayı fonlama zorunlulukları nedeniyle zorunlu karşılıklarla çekilen likiditenin TCMB fonlaması ile bankaların kısa vadeli yükümlülüklerini kolayca ikame edebilmesi likidite kanalını etkisizleştirebilir (Kara H. A., 2012, s. 23). Likidite kanalının etkinliğini arttırmak için zorunlu karşılığa tabi yükümlülüklerin vadeye göre farklılaştırılması etkili olmaktadır

(TCMB, 2011c, s. 124). TCMB’da 2010 Eylül ayında zorunlu karşılıkların likidite kanalı etkisini arttırmak için vade bazında farklılaştırmaya gitmiştir. Ayrıca TCMB

politika faizinin seyrini belirsizleştirmek suretiyle, bankaların kısa vadeli fonlara olan bağımlılığını azaltmak maksadıyla zorunlu karşılıkları tamamlayan bir politika aracı olarak faiz koridoru sistemini de kullanmaktadır. Sonuç olarak zorunlu karşılıklar esas olarak likidite kanalı ile etkili olmakta ve bu etki, faiz koridoru sistemi ile birlikte daha

19

Merkez Bankası fonlaması bir haftalıkken, mevduatın ortalama vadesi yaklaşık 50 gündür (Başçı & Kara, Finansal İstikrar ve Para Politikası, 2011, s. 15).

102

etkili olarak çalışmaktadır (Kara H. A., 2012, s. 23), (Başçı & Kara, Finansal İstikrar ve Para Politikası, 2011, s. 15), (Özatay, 2011, s. 32).