• Sonuç bulunamadı

FİNANSAL İSTİKRARIN ÖNEMİ VE ÖLÇÜLMESİ

2.4 Finansal İstikrarı Ölçme İhtiyacı ve Çabaları

2.4.3 Erken Uyarı Sistemler

Bretton-Woods sisteminin15 çökmesiyle para krizleri çok sık tekrarlanır olmuştur. Sıklıkla tekrarlanan para krizlerini, sahip oldukları düşünülen ortak yönlerinden hareketle önceden tahmin etmeye yönelik literatürde çeşitli modeller

14 Üye ülkelerin ekonomi yönetimlerine yol gösterici olmak ve uluslararası finansal sistem üzerindeki

gözetim görevini yerine getirmek amacıyla her bir üye ülkede ayrıntılı gözden geçirme çalışmalarında bulunma yetkisi vermektedir (IMF, 1945).

15

Bretton Woods sistemi, II. Dünya Savaşı sırasında Temmuz 1944'te ABD'nin küçük bir kasabası olan Bretton Woods'da toplanan Birleşmiş Milletler Para ve Finans konferansında ortaya çıkan iktisadi sistemdir. Bretton Woods uluslararası para idare sistemi, dünyanın önde gelen devletleri arasındaki ticari ve finansal işlemlerde uyulması gereken kuralları belirler. Bu sistem, dünya tarihinde ilk kez, bağımsız ulus-devletlerin kendi aralarında ortak bir parasal düzen üzerinde anlaşmaları sonucunda uygulamaya konulmuştur (IMF, 2006).

69

geliştirilmiştir. Bu modeller erken uyarı sistemleri (early warnings systems) olarak adlandırılmaktadır (Gerni, Emsen, & Değer, 2005, s. 44).

İlk erken uyarı sistemi Kaminsky, Lizondo ve Reinhart (1998, s. 23-24) tarafından sinyalizasyon yaklaşımını kullandıkları çalışmalarında önerilmiştir

(Candelon, Dumitrescu, & Hurlin, 2009). Berg & Pattillo (1999, s. 561-586), yaptıkları çalışmada Kaminsky ve arkadaşlarının (1998) önerdiği modelleri incelemişler, tahvil

getirileri ve kredi derecelendirmeleri gibi daha üstün alternatif erken uyarı sinyalleri bulmuşlardır (Abiad, 2003, s. 3). Finansal krizler için erken uyarı sistemleri ile ilgili literatürde pek çok çalışma yapılmıştır (Tymoigne, 2011, s. 6). Ancak öncü göstergeler modeli birçok değişkeni kapsayıcı olması ve bunları sinyallere çevirmesi nedeniyle en önemli erken uyarı göstergelerinden biridir (Gerni, Emsen, & Değer, 2005, s. 39-62). Literatürde geçen öncü göstergeler Tablo 2.3’de gösterilmiştir:

70

Tablo 2.3 Öncü Göstergeler

Döviz Kuru ve Ödemeler

Dengesi Göstergeleri Parasal ve Finansal Göstergeler Reel Sektör Göstergeleri a. Reel Döviz Kuru

b. İhracatın Büyümesi c. İthalatın Büyümesi d. Cari İşlemler Dengesi e. Kısa Vadeli Sermaye

Hareketleri

f. (Cari Açık)/(GSYİH) g. İhracatın İthalatı Karşılama

Oranı: (İhracat/İthalat) h. Net Hata Değişim Oranı i. (İhracat/ GSYİH) j. (İthalat/ GSYİH)

a. (Kısa Vadeli Dış Borç)/(Rezervler) b. Merkez Bankası Döviz

Rezervlerinin Büyümesi c. (M2Y/Rezervler)’in

Büyümesi

d. Reel Mevduat Faizleri e. Toplam Mevduatların

Büyümesi

f. Borsa Endeksinin Büyümesi g. M2/M2Y

h. Toplam Yurt içi Kredilerin Büyümesi

i. Reel Ankes (M1) Fazlası j. Paranın Reel Değer Artışı k. Hisse Senedi Fiyatları l. Enflasyon Oranı

a. İmalat Sanayi Üretim Endeksinin Büyümesi b. Reel Sektöre Yönelik Banka

Kredileri

c. İmalat Sanayi Haftalık ya da Aylık Çalışma Saati

d. İşsizlik Oranı

e. Reel Sektör Sabit Sermaye Yatırımları

f. Yatırımlar/ GSYİH g. Kapasite Kullanım Oranı h. Stoklardaki Değişme

Kaynak: Yücel, F., & Kalyoncu, H. (2010). Finansal Krizlerin Öncü Göstergeleri ve Ülke

Ekonomilerini Etkileme Kanalları: Türkiye Örneği. Maliye Dergisi Sayı:159 , s.58.

Erken uyarı sistemlerinin amacının finansal krizleri veya ekonomik durgunlukları tespit etmekten ziyade kriz öncesi belirtileri algılayıp erken müdahale imkânı sağlamak olduğu literatürde yer almıştır. Çünkü finansal krizleri tespit etmek için çok sayıda karmaşık ve ölçülmesi zor veriye ihtiyaç olmasının yanında krizlere gelir, varlık fiyatları ve diğer değişkenlerdeki olağan dalgalanmalar ile ekonomik birimlerin

beklentilerindeki bir değişiklik bile neden olabilmektedir. Diğer bir neden de finansal krizlerin hemen ortaya çıkması öncesinde finansal sistemin kırılgan hale geldiği uzun bir sürecin yaşanmasıdır. Son olarak da erken uyarı sistemlerinin amacı varlık fiyatlarındaki şişmeleri tespit etmek değildir (Tymoigne, 2011, s. 4-6). 2008 küresel finansal krizi de mevcut erken uyarı sistemlerinin krizi tespit etmekte yetersiz kaldıklarını göstermiştir

71 2.4.4 Kompozit Göstergeler

Finansal istikrarı ölçmek ve olası istikrarsızlıkları önceden tahmin etmek için yukarıda izah edilen birbirinden bağımsız göstergeler ve stres testlerinden farklı olarak kompozit göstergeler oluşturma çabaları olmuştur. Bir kompozit gösterge, münferit göstergeleri ve genellikle her bir göstergenin görece önemini temsil eden ağırlıkları içeren toplu bir endekstir (Nardo, Saisana, Saltelli, & Tarantola, 2005, s. 5). Finansal sistemin istikrar durumunu kompozit göstergeler yardımıyla takip etmek, finansal istikrar için eşik ve kritik değerleri tanımlayabilmek için münferit göstergeler ile takip etmekten daha uygundur. Bu göstergeler finansal sistemde olağandışı olayların olmadığı dönemlerde de finansal sistemdeki stresi ölçmek için kullanışlıdır (Gadanecz & Jayaram,

2009, s. 371).

Finansal istikrarı sağlama ve korumaya yönelik politikaların tespit edilmesi ve uygulanabilmesi için finansal istikrar ile ilgili ölçülebilen verilerden faydalanarak bir

gösterge elde edilmesinin önemli olduğu önceki bölümlerde ifade edilmiştir. Bu kapsamda finansal piyasalarda para politikasının ekonomi üzerindeki etkisini özet olarak göstermek için çeşitli göstergeler kullanılmıştır. Finansal koşullar endeksi olarak adlandırılan bu kompozit göstergeler mevcut finansal değişkenleri içeren ve gelecekteki

ekonomik durum hakkında bilgi veren endekslerdir. İyi bir finansal koşullar endeksi finansal koşulları etkileyen dışsal değişimleri ya da başka bir deyişle şokları, diğer

taraftan da gelecekteki ekonomik olayları tahmin etmede etkili olmalıdır (Hatzius, Hooper, Mishkin, Schoenholtz, & Watson, 2010, s. 2). Bu endeksler genellikle üç aylık

72

kısa vadeli faiz oranı, on yıllık gösterge tahvili faiz oranı, döviz kuru ve hisse senedi fiyat endeksi gibi en az dört tane hazır finansal değerle birleştirilir. Finansal koşullar endeksi ekonomik verilere dayalı göstergelerin aksine sürekli güncellenir (Mayes & Virén, 2001, s. 7).

Kompozit göstergeler giderek artan şekilde bir ülkenin finansal istikrarı hakkında politika belirleme ve kamu iletişimi sağlama bakımdan yararlı hale gelmektedir. Birçok ayrı nitelikteki göstergeyi yorumlayıp bütün bunların sonucunda tek bir eğilim belirleyecek bir yorum yapmaya çalışmaktansa kompozit göstergeleri yorumlamak çok daha kolaydır.

Kompozit göstergelerin sağladığı bu kolaylığın yanında yanlış oluşturulmuş veya yorumlanmış kompozit göstergeler politika yapıcıları yanıltıcı veya sağlam olamayan politika seçeneklerine yönlendirebilir (Nardo, Saisana, Saltelli, & Tarantola, 2005, s. 6). 14 Mart 2012 tarihinde Brüksel’de düzenlenen Avrupa Komisyonu birimler arası istişare toplantısında kompozit göstergeler hakkında bir belge yayınlanmıştır. Bu belgede kompozit göstergelerin olumlu ve olumsuz yönleri de belirtilmiştir. Saisana ve Tarantola

(2002) ile Nardo ve arkadaşları (2005), yaptıkları çalışmalarda yukarıda izah edilen belge çerçevesinde kompozit göstergelerin bu olumlu ve olumsuz yönlerini aşağıda

73

Tablo 2.4 Kompozit Göstergelerin Olumlu ve Olumsuz Yönleri

Olumlu Yönleri

 Karar vericileri göz önünde bulundurarak karmaşık ve çok boyutlu konuları özetler.

 Birçok ayrı göstergeden bir eğilim tespit etmeye çalışmaktansa, tek bir göstergeyi yorumlamak daha kolaydır.

 Karmaşık konularda ülkeleri sıralama görevlerinde kıyaslama çalışmalarını kolaylaştırır.

 Karmaşık konularda ülkelerin zaman içinde gösterdikleri ilerlemeleri değerlendirmede yardımcı olur.

 Bir dizi göstergenin boyutunu azaltır veya mevcut boyut içersinde daha fazla bilgi içerir.

 Politika arenasının merkezine ülke performansı ve ilerlemelerini yerleştirir.

 Sıradan vatandaşlar ile iletişimi kolaylaştırır ve hesap verilebilirliği teşvik eder.

Olumsuz Yönleri

 Yanlış oluşturulmuş veya yorumlanmış ise yanıltıcı politika mesajları gönderebilir.

 Göstergeler ile birlikte kullanılmadığı takdirde basit politika sonuçları çıkartılmasına neden olabilir.

 Çeşitli aşamalarında (mesela göstergelerin seçimi, model seçimi, ağırlıklar) şeffaf ve sağlam istatistiksel veya kavramsal ilkelere dayalı değilse, belli bir amaca yönelik kullanılabilmelerine imkân verir (mesela istenen politikayı desteklemek için oluşturulabilirler).

 Göstergelerin ve ağırlıkların seçimi politik zorlukların hedefi olabilir.

 Olguların bazı boyutlarındaki başarısızlıkları gizleyebilir ve böylece uygun düzetici eylemlerin tanımlanmasındaki zorlukları arttırabilir.

 Eğer icraatların ölçülmesi zor boyutları ihmal edilirse yanlış politikalara kılavuzluk edebilir.

Kaynak: Nardo, M., Saisana, M., Saltelli, A., & Tarantola, S. (2005). Tools for Composite Indicators Building. Ispra: European Commission Joint Research Centre, s.6

Sonuç olarak yukarıda izah ettiğimiz üzere; kompozit göstergeler, birçok veriyi ve bilgiyi kolayca anlaşılabilir bir şekilde tek bir göstergede ifade etmesi ile kullanışlı ve hem iletişim hem de politika aracı olarak değerlidir. Bununla birlikte bu göstergelerin hazırlanmasındaki metodolojik zorluklardan dolayı göstergenin hazırlanması sürecinde

74

göstergeler doğru bir şekilde oluşturulamayabilir. Bu nedenle de yanıltıcı olabilirler veya kolaylıkla manüple edilebilirler (Freudenberg, 2003, s. 3).