• Sonuç bulunamadı

Necati Cumalı’nın Nisan 1967 yılında kaleme aldığı oyun tek perdelik bir komedidir. Oyundaki olay 1957 yılında Paris’te bir kahvenin terasında geçer. Oyun, Necati Cumalı’nın Paris’teki yaşantısından izler taşır.

Oyun, Paris’te yalnızlıktan sıkılmış olan genç bir şairin, Hamlet oyunundaki Görüntü’yle Paris, Parisli kadınlar ve yalnızlık üzerine konuşması üzerine başlar. Görüntü, şaire çeşitli önerilerde bulunur. Yalnız olmak, hele ki Paris gibi bir şehirde yalnız olmak, oldukça zordur. Görüntü’nün, her şeyi gören, bilen ve anlayan bir tanıtıcı, açıklayıcı, yol gösterici ve gelişmeleri sezdirici sözleri vardır. ( Taş, 2001: 187).

Oyunda, kadının görünmesiyle birlikte görüntü kaybolur. Erkeğin yan masasında oturan kadın, çantasından sigara çıkarır, kadın çantasında kibrit bulamaz, bu arada görüntü tekrar erkeğin yanı başında belirir ve ona bir kutu kibrit uzatır. Kadınla erkek böylece tanışır ve konuşmaya başlarlar. Çeşitli konularda sohbet ederler, erkek, kadına İspanyol olduğu yalanını söyler. 1938 yılında yaşananlardan sonra İspanya’dan kaçıp Paris’e sığındığı hikâyesini anlatır. Erkek, söylediği yalanlardan dolayı üzüntü duysa da Görüntü yine araya girerek yaptığında yanlış bir şey olmadığını söyler. Erkek ve kadın yemeği birlikte yemeye karar verirler, kadın onun için daha önceden vermiş olduğu randevusunu iptal eder, daha sonra da Görüntü’nün vermiş olduğu biletle Hamlet oyununa girmeye karar verirler ve oyun sonlanır.

Songül Taş, oyunun konusunun Necati Cumalı’nın Paris’te yaşadığı bir olayla benzerlik gösterdiğini ifade etmiştir. Fantastik unsurlarla yüklü oyunun, yazar-eser münasebeti bakımdan önemli bir özelliği vardır. Cumalı, hatıralarında Paris’te yaşadığı bir olayı anlatır.( Taş, 2001: 183). Yol verdiği bir kadının dönüp kendisine

bakması ve selâmlaşmalarıyla başlayan konuşmada kendisinin yabancı olduğunu anlayan kadın, yazarı Macar zanneder ve bir daha karşılaştıklarında onu evine davet edeceğini söyler. Yalnız olduğunu düşündüğü yazara, yalnızlığını unutturacağını söyler. Necati Cumalı, daha sonra kadının kendisine ilgi göstermesinin sebebini 1956 yılında yaşanmış olan Macar ayaklanmasına bağlar. Kadın, Necati Cumalı’yı Sovyet tanklarına karşı duran gençlerden sanmıştır. (Cumalı, 1990: 79).

2.14.2. Oyunun Kadın Kişisi 2.14.2.1. Kadın

Parisli kadınların temsilcisi olan kadın, görünüş ve tavırlarıyla tipik bir Fransız kadınıdır. Bu bakımdan, oyunda tip olarak çizilen kadın canlı yönleriyle öne çıkar. Zarif hareketleriyle izleyiciye kendini gösterir.

Kadın, Necati Cumalı’nın hatırasında bahsettiği gibi, yabancı olduğunu öğrendiği erkekle ilgilenir, kadının sigarasını yaktıktan sonra aralarındaki konuşmayı da başlatan kadındır. Erkeğin İspanyol olduğu yalanını söylemesi kadının ona olan ilgisini arttırır. İspanya İç Savaşı’na katıldığı için ülkesinden uzakta yaşamak zorunda olduğunu düşündüğü erkeğe hem merhamet duyar, hem hayranlık besler. Tıpkı Necati Cumalı’nın karşılaştığı kadın gibi, yabancı bir kentte yalnızlık çeken yabancı erkeğe, kendi varlığıyla yalnızlığını unutturacağını söyler.

Fiziksel Özellikleri

Zarif hareketleriyle öne çıkan kadın, bulunduğu yere konmuş bir serçeyi andıran özellikleriyle tanıtılır.

Kadın, sağına soluna bakar, erkeği görür. Erkeğe bir kez daha bakar. Ardından çantasını yanındaki sandalyeye bırakır. Kısa bir süre başını geriye atar, gözleri kapalı, güneşlenir. Derin bir soluk alır. Bütün hareketleri âdeta oraya konmuş bir kuşu, bir serçeyi andırır. ( Cumalı, 2004: 895).

Kadının bütün bu özellikleri Fransız olmasından kaynaklanmaktadır. Erkeğin nazik olduğunu söylemesi üzerine kadın, böyle söyler ve erkek de bunu onaylar.

Erkek- Çok naziksiniz…(Kadının elini tutar.) Kadın- (Gülümser) Sadece Parisliyim…

Erkek- (Duygulanır, üzgün) Doğru! ( Cumalı, 2004: 901). …

Ruhsal Özellikleri

Kadının, ruhsal durumu derinliğine yansıtılmasa da konuşmalarından duygulu, şiiri, sanatı seven, başka ülkelerde yaşanan olaylara da ilgili, kültürlü bir genç kadın olarak çizilmiştir. Oyundaki kadının canlılığını, heyecanını yansıtan bir unsur da yaz aylarını ve sıcak ülkeleri seviyor olmasıdır. Kadın, güzel olduğunu düşündüğü her şeyi yaşamak ister. Hissederek yaşamaktan bahseder.

Kadın- Oh, televizyon! Televizyonda ne görebilirsiniz ki! Kokusuz, renksiz, ıssız bir Val-d’Isere! Dağın, karların o diriltici havasını, soğuğunu duymadan! Gidin, ilk fırsatta mutlaka gidin! Kış orada bambaşka! Doğrusu ben kışı hiç sevmem! … ( Cumalı, 2004: 898).

Yaşı

Kadının yaşı hakkında bilgi verilmez ancak genç bir kadın olduğu ifade edilir.

Eğitim Durumu

Kadın, kültürlü, edebiyatla, şiirle, tarihle ilgilidir. Erkekle karşılıklı şiir okurlar. Erkeğin şair olduğunu öğrendiğinde hem şiirlerini dinlemek ister hem de İspanyol bir şairin yaşam düzenini öğrenmek ister.

Kadın- Yoksa siz de mi şairsiniz? Erkek- Her İspanyol az çok şairdir!

Kadın- Şiirlerinizi okursunuz bana herhalde… Erkek- Dinlemek isterseniz seve seve… Kadın- Nerede oturuyorsunuz?

Erkek- Bu yakınlarda. Odam iki sokak ötede…

Kadın- Bir gün odanızı görmek isterim. Sığınan Cumhuriyetçi bir İspanyol şairin odası! Çok değişik, çok ilgi çekici benim için… ( Cumalı, 2004: 903).

Kimlikleri

a. Sosyal Açıdan Kadın Kimliği

Oyundaki kadın, sahip olduğu tüm özellikleri ile Fransız kadını tipini yansıtmaktadır. Zarif hareketleri ile oyunun başında dikkat çeker, 1957 yılında Paris’te geçen olayda kadın, yalnız başına bir kahvede oturmakta ve yabancı bir erkekle sohbet başlatmaktadır, kadın oyundaki zamanda toplumsal hayatın içinde yer almaktadır. Başka biriyle randevusu olan kadın, yeni tanıştığı yabancı erkekle akşama devam etmek ister ve telefon ederek randevusunu iptal eder.

b. Kültürel Açıdan Kadın Kimliği

Sanat ve edebiyata merakı olan kadın, Fransız kadınlarına özgü nitelikleriyle ön plana çıkar, dünyada yaşanan olaylara karşı ilgilidir. İspanyol İç Savaşı’na katılmış olduğunu öğrendiği erkeğin kahramanlığından etkilenir. Şiirden hoşlanır ve yabancı şairlerden bahseder, şiir okur. Davranışlarını kısıtlamaz ve duygularını özgürce ifade eder.

c. Psikolojik Açıdan Kadın Kimliği

Kadın, oyunda derinlemesine değerlendirecek şekilde çizilmemiştir. Fransız kadınını yansıtan tipik özellikleriyle çizilmiştir. Ancak Songül Taş, kadını, Fransız kadınının tipik özellikleri olsa da karakter uzantısı olarak değer kazandığını belirtmiştir. ( Taş, 2001: 186). Kadın, hayat dolu ve meraklıdır. Oldukça canlı çizilen kadın, erkeğe karşı anlayışlıdır. Onun hikâyesinden etkilenir.

d. Cinsiyet Açısından Kadın Kimliği

Yazar, oyunda kadınsı yönleri öne çıkararak tanıtmıştır, milliyetine has özelliklerle gösterilen kadının, genel anlamda kadınların sahip olduğu özellikleri göstereceği de ifade edilir. Songül Taş, oyundaki kadını şu ifadelerle değerlendirir: Görüntü’nün tarif ettiği tipik bir Parisli kadındır. Jest ve mimikleriyle bile daha ilk anda serçe gibi izlenim bırakır. Oyunda görüntü tarafından çizilen kadın portresi klişe ve tipik özellikleri olan bir kadındır. Kadınlardan Parisli kadına uzanan bu tanım, kadına bakış tarzını verirken, eserde yer alan kadını da somutlaştırır:

Erkek- Hoş moda doğrusu! Karşılaşacağım kadının merakına göre uyruk değiştirmem gerekiyor, değil mi?

Görüntü- Yalnızlıktan kurtulmak istersen öyle! Ne yaparsın? Kadınlarla tartışılmaz. Mantıkla çözümlenecek sorunlar değildir, akıllarının takıldıkları! Kadınların böyle yerli yersiz hevesleri, abuk sabuk merakları olmasaydı bu dünya göründüğünden daha çekilmez, çok daha tekdüze olurdu! Niye iki üç yılda bir eteklerini uzatır kısaltırlar? Bu ara, Macar bir âşık, pahalı bir kürk edinmek gibi bir şeydir Parisli kadınlar için! ( Taş, 2001: 186).

Eğitim

Aşk Duvarı oyununda yer alan kadın kişiler gibi yabancı bir ulusa mensup olan oyun kişisi kadın, toplumsal eğitimin farklılığını yansıtacak şekilde çizilmiştir. Eğitim almış olduğu konuşmalarından anlaşılan kadın, sanattan, edebiyattan ve müzikten

konuşur, güncel olaylardan bahseder, kadının hareketlerine yön veren ise mensubu olduğu toplumun kültürel eğitimidir. Tek başına yemek yiyen kadın, yabancı bir erkeği masasına davet eder, ve geceye onunla birlikte devam eder.

2.15. Ahmetlerim

Benzer Belgeler