• Sonuç bulunamadı

Zorla İsim Değiştirme Politikası

3. Pomak Türklerini İmha Faaliyetleri, Baskı ve Katliamlar

3.1. Zorla İsim Değiştirme Politikası

Balkan Savaşları sonrasında Bulgarların Bulgaristan'da bulunan Türklere yönelik katliam ve soykırım faaliyetleri artarak devam etmiştir. Bulgarlar bu amaçla Türklere karşı gerçekleştirilen Türk adlarını değiştirme, Hıristiyan olmaya zorlama, millî kıyafetleri yasaklama ve camileri yıkma faaliyetleri uygulanmıştır344. Kimlik ve

benlik duygularının önemsizliği talep edildiği için, isim değiştirme süreci birçok Pomak Türkü'ne intihar gibi gelmiştir345. Pomaklar, baskılara maruz kalarak, din-

vicdan hürriyetleri yok edilerek, dinlerini, dillerini ve milliyetlerini reddetmeye, Bulgar ve Ortodoks olmaya, isimlerini değiştirmeye zorlanmışlardır346. En yoğun iki

kampanya 1962-1964 ve 1971-1974 yılları arasında gerçekleşmiştir347. Zoraki isim değişikliği aslında; dolaylı olarak bir ırk, dil, din ayrılığının kurnaz bir şekilde tasfiye edilmesi demektir. Kişinin taşıdığı isim onun dininden, dilinden ve kültüründen bir şeyler taşımaktadır. İsim seçimi kişinin kendi hürriyetiyle yakından ilgilidir. Bir insanı seçtiği isimle çağrılmaktan alıkoymak, kişilik haklarından ve temel hürriyetlerinden mahrum etmek demektir. Zorla isim değişikliği; zorla din değişikliği, zorla dil değişikliği, zorla kültür değişikliği ve zorla ırk değişikliği demektir. Böylece isim değişikliği dolaylı olarak bir etnik grubun, bir azınlık grubunun baskı ve tehditle sona erdirilmesi demektir348.

Yalnızca Balkan Savaşları esnasında çoğunluğu Rodoplarda olmak üzere 150.000 ile 200.000 arasında Pomak; din, dil, isim ve milliyetleri zorla değiştirilerek Bulgarlaştırılmışlardır 349 . Pomak dindaşlarımızı ortaçağ mezalimini gölgede

bırakacak birtakım zulüm ve işkenceler yoluyla cebren Hıristiyan ederek 350

Bulgarlar, aslında Türklerin Türklükleri'ni unutup Bulgarlaşacaklarını hayal

344 Erhan Vatansever, a.g.t., s. 37, 38. Cami yıkma faaliyetleri 1985'te de devam etmiştir. Bunun bir

örneğini Şumnu'daki iki caminin Şubat sonu Mart ortalarında yıkılması teşkil eder ki Deliorman ve Dobruca bölgelerindeki cami ve mezar tahriplerine daha fazla dayanamayan Şumnu İl Müftüsü Rahim Hoca kendisini asmak suretiyle intihar etmiştir. Bkz. Bilal Şimşir, Türk Basınında..., s. 394.

345 Fatme Myuhtar, a.g.e., s. 106. 346 Bilal Şimşir, Türk Basınında..., s. 333. 347 Kristen Ghodsee, a.g.e., s. 50. 348 Hamza Eroğlu, a.g.m., s. 17. 349 İlker Alp, Pomak Türkleri..., s. 49.

etmişlerdir. Bu yüzden isim değiştirme gibi insanlık dışı hareketlere başvurmuşlardır. Pomakların isimlerini zorla Bulgar isimleriyle değiştirmişlerdir. Örneğin 'Fatma' ismi 'Anka'ya, 'Ahmet' ismi 'Trandafil'e, 'Safiye' ismi 'Vasilka'ya, 'Hıfsıllah' ismi 'Harko'ya, 'İmam Hafız' ismi 'İstoyon'a, 'Hafız Ali' ismi 'Ustopan'a dönüştürülmüştür. Sunî Bulgar milleti oluşturma hayallerinden kaynaklanan bu hareketlerle Bulgaristan'da Bulgarlardan başka bir milletin yaşam hakkı olmadığı, hatta azınlıkların hiç yaşayamayacakları gösterilmeye çalışılmıştır 351 . Bulgar

teokratizmine, rasismine, şovenizmine, nasyonalizmine ve panbulgarizmine dayanan Bulgar devlet felsefesiyle352 ilgili BKP'nin köy ve kentlerdeki Halk Kurulları'nın İcra Komiteleri'ne parti kanalıyla göndermiş olduğu genelgelerden bazıları şöyledir: 1- Pomak babanın Pomak anadan doğan çocuklarına Bulgar adı verilecektir. 2- Pomak babanın Türk anadan doğan çocuklarına Bulgar adı verilecektir. 3- Türk babanın Pomak anadan doğacak çocuklarına Bulgar adı verilecektir. 4- Türk babanın Bulgar anadan ve Bulgar babanın Türk anadan doğacak çocuklarına Bulgar adı verilecektir. 5- Çingenelerin çocuklarına Bulgar adı verilecektir. 6- Sülalesi Pomak'a dayananlar, kaç kuşak geriye gidilirse gidilsin Bulgar adı alacaklardır. 7- Keza sülalesinde Pomak karışımı olanlar da aynı şekilde Bulgar adı alacaklardır. 8- Pomak veya Bulgar hanımıyla evli bulunan Türk, Türkiye'ye göç edemez. Bu gibiler ancak eşinden boşanarak çocukları da eşine bırakmak şartıyla göç edebilir353.

Bulgaristan'da Türklere yakınlık duyan hatta Müslüman kimlikleri nedeniyle kendilerini Türk olarak gören Müslüman Çingenelere yönelik de 1953–1954 yılları arasında isim değiştirme yoluyla asimilâsyon politikası uygulanmıştır. Yapılan baskı ve asimile edici yöntemlerin etkili olmadığını gören Bulgaristan Komünist Partisi Merkez Komitesi üyelerinin 1956 yılı Nisan ayında yaptıkları toplantıda azınlıklara uygulanması gereken politikalar asıl olarak belirlenmiştir. Bu toplantının sonunda ülkede bulunan Müslümanların isimlerinin değiştirilmesi kararlaştırılmıştır354. İsim

değiştirme hareketinde önce Bulgar görevliler ve askerler açıklamalar yapmışlar,

351 İlker Alp, Belge ve Fotoğraflarla..., s. 28, 29. 352 Rodop-Bulgaristan Türkleri Tarihten…, s. 6. 353 Enver Şerifgil, a.g.m., s. 112.

sonra isim değiştirme için başvuru yapılmasını istemişlerdir. Nüfus kağıtları dilekçe karşılığı ellerinden alınan soydaşlarımıza Bulgar ismini taşıyan bir geçici belge verilmiştir. Daha sonra Bulgarca isimli nüfus kağıdıyla değiştirilerek işlem tamamlanmıştır355. Tüm yapılanlar Bulgaristan'daki Türklerin köklü din, dil, aile ve

kültür yapısını değiştirememiştir. Bu durumu bilen Bulgar idareciler öncelikle Türkleri Türk yapan değerleri hedef alarak yok etmeye çalışmışlardır. Bulgaristan'ın insan hak ve hürriyetlerini yok sayan uygulamalarına rağmen, yok edilemeyen ve Bulgarlaştırılamayan Türk toplumunun varlıklarını devam ettirmiş olmaları şüphe götürmez gerçektir356. İsim değiştirilerek yapılmaya çalışılan baskılar bir kültürün

yok edilmesi isteğidir. Ancak baskı altında isim değiştirmekle "milliyet" kavramı yok edilememiştir. Milliyet kavramını yok edebilmenin hiçbir zaman imkanı yoktur. Çünkü anayurt ile olan bağlantıyı koparıp atmak mümkün değildir357.

Bulgar devletinin güttüğü politikanın temelinde Türkleri Bulgar toplumu içinde eritmek yoluyla Bulgarlaştırma siyasetinin yer aldığı görülmektedir. Diğer bir deyişle bu zalimlikler sunî bir Bulgar milleti meydana getirmek hayallerinden kaynaklanmaktadır358. Böyle bir ortamda Bulgar ırkçıların artan baskıları ve devletin

desteği üzerine Temmuz 1942 yılında Bulgar Millet Meclisi Pomak Türklerinin isimlerini Bulgar adlarıyla değiştirilmesi yönünde bir yasayı kabul etmiş ve onun uygulanması için bu Türk asıllı unsura büyük işkenceler ve baskılar yapmıştır. Bu yasanın 1942'de kabul edilmesi ve uygulanmaya konması İkinci Dünya Savaşı'nın en ağır dönemine rastlamaktadır. Bu yıllarda Bulgaristan'da bütün yiyecek, giyecek ihtiyaçlarını karşılamak vaadiyle 70-80 bin Pomak Türkü'nün ismini Bulgar-Slav isimleriyle değiştirmeye muvaffak olmuşlardır. İsmini değiştirmeyenler ise büyük işkencelere maruz kalmış, hatta bunlara komiser organları tarafından yiyecek karnesi verilmemesi ve aileleriyle birlikte başka yerlere sürgün edilmesi tehdidinde bulunulmuştur359.

355 Bilal Şimşir, Türk Basınında..., s. 344. 356 İlker Alp, Belge ve Fotoğraflarla..., s. 14. 357 Bilal Şimşir, Türk Basınında..., s. 352. 358 İlker Alp, Pomak Türkleri.., s. 50.

1944 yılında Sovyet ordusunun silahı ile Bulgaristan Komünist Partisi iktidara getirilmiştir. Rejim değişikliği Pomak Türkleri için de yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Pomak Türkleri yıllarca çok zor günler yaşamışlardır. Böyle bir zamanda gerçekleştirilen rejim değişikliği onlara büyük ümitler vermiş ve öyle gösterilmiştir. Bu umutlarını onlar da bir kâğıda dökerek ilgili makamlara sunmuşlardır. İlk başta Rodina (Vatan) cemiyetinin faaliyetine son verilmesi ve 70-80 bin Pomak Türkü'nün zorla değiştirilmiş olan Türk isimlerinin iadesi dile getirilmiştir. On binlerce Pomak Türkü'nü karşısında bulan Komünist rejim, onların Türk isimlerinin geri verilmesini kabul etmek mecburiyetinde kalmış ve Ekim 1945 tarihinde yayınlanan Bakanlık kararnamesi ile bu sorun çözüme bağlanmıştır. Yani 1934-1944 yılları döneminde Pomak Türklerinin zorla değiştirilmiş olan Türk isimleri tekrar geri verilmiştir. Ayrıca 15-16 Ağustos 1947 yılında Pomak Türklerinin sorunlarıyla ilgili yapılan konferansta Rodina (Vatan) cemiyetinin baskıcı ve Bulgarlaştırma faaliyetleri kınanmıştır360. Türklere eziyet etmekle bilinen Rodna Zachtita361 teşkilatının başına

gelen emekli general Markof'un bundan sonra baskı yapılmayacağına dair beyanatta bulunsa da362 Rodopların diğer kasaba ve köylerinde "Paşmaklı Rodina Cemiyeti"'ne benzer kırk civarında cemiyet oluşturulmuştur. Bu cemiyetler adına birçok yayın yapılmış, tiyatro temsilleri, söyleşiler, konferanslar, toplu okumalar, sergiler düzenlenmiş ve Pomak Türklerine daimi olarak Türk olmadıkları, Bulgar kökeninden geldikleri fikirlerinin aşılanması, "Pomak", "ahran" (aren) gibi lakapların ortadan kaldırılması ve "Müslüman Bulgar" isminin kabullenilmesi, feslerin, feracelerin, peçelerin hatta pencerelerden parmaklıkların atılması ve Bulgar adlarının yenilenmesi yönünde çalışılmıştır. Ayrıca bu cemiyetler vasıtasıyla yaşlı Pomak Türklerine Bulgarca öğretmek için gece kursları açılmış, ayet, hadis ve hutbelerin Bulgarca okunması için Kur'an-ı Kerim Bulgarcaya çevrilmiş ve Müslüman Pomak Türklerinin köylerine dağıtılmıştır. Bu politika yoğun olarak 1944 yılına kadar bu şekilde sürdürülmüştür363.

360Hüseyin Memişoğlu, Balkanlar'da Pomak Türkleri…, s. 66, 67.

361 Faşizm ruhundan oluşan Bulgaristan'daki bütün azınlıklara ama özellikle Türkler'e zulmeden millî

kuruluşların başıdır. BCA, Dosya: 426859, Fon: 30.10.0, nr. 243.646, 1954.

362 BCA, Dosya: 426248, Fon: 30.10.0, nr. 240.625, 9.11.1932.

363 Hüseyin Memişoğlu, "Pomaklar", Balkanlar El Kitabı, C. 2, s. 532; Hüseyin Memişoğlu,

1945'ten sonra insanlık dışı ve hukuka aykırı faaliyetler önce Paşmaklı'da, çok geçmeden Cuma-i Bâlâ (Yukarıcuma)'da sahnelenmiştir. Sonraki yıllarda Tırnova, Selvi, Plevne, Karaağaç gibi yerlerde yaşayan Pomakların adları değiştirilerek Bulgarlaştırılmaları yoluna gidilmiştir. Böylece 93 Harbi ile başlayan Hıristiyanlaştırma-Bulgarlaştırma hareketleri, komünizmle 'tek komünist halk' yaratma sloganıyla gündeme getirilmiştir. Bu amaçla Bulgar yetkilileri belirli plan ve program dahilinde çeşitli kararlar almış ve birçok kanun yürürlüğe koymuşlardır364.

1960–1976 yılları arasında ise 200.000 Müslüman Pomak, isimlerini Bulgar isimleriyle değiştirmeye zorlanmıştır. Diğer taraftan Pomak Türklerinin nüfusun çoğunluğunu oluşturdukları yerlerde dinî okullar ve camiler kapatılmış, oruç tutma ve sünnet gibi dinî görevlerini yerine getirmeleri engellenmiştir. Bahsedilen süreçte 100.000 Türk'ün adı da yine zorla değiştirilmiştir365. 1969-1971 yılları arasında

doğan 127 Pomak bebeğin %60'ından fazlası Bulgar ismiyle kaydedilmiştir366. İsim

değiştirmelerden hemen sonra nüfus kütükleri, doğum belgeleri, ehliyetler ve banka cüzdanları gibi kimlik tespitine yarayan her türlü belgenin değiştirilmesine başlanmıştır367. En az her üç yılda bir değişen ve yenilenen nüfus cüzdanları

Pomaklara bir baskı metodu olarak kullanılmıştır. Bir iş yerinde çalışmış olan Pomak Türkü, emeğinin karşılığını almak istediğinde kendisinden nüfus cüzdanı talep edilmiş, bu cüzdan eski ise kendisine parası ödenmemiştir. Nüfus cüzdanını yeniletmek üzere gerekli yere başvurulduğunda bu defa ilgililer tarafından Pomak vatandaşın adını değiştirmesi talep edilmiştir. Bütün bu zorlamaların tek amacı Bulgar adı aldırtmaktır. Zorla Bulgar adı aldırtma kampanyasına karşı direncin kitlesel olduğu köylerde (örneğin Dövlen ve Dospat yörelerinde) askerî kordon altına alınarak köylülerin hepsi, köy meydanına getirilmiş ve cebren Bulgar adı

bir diğeri Trakya komitesidir. Rodina Kuzey Bulgaristan'da, Trakya ise Güney Bulgaristan'da faaliyet göstermiştir. "Bulgaristan Bulgarlarındır.", "Bulgaristan'da başka ırklara hayat hakkı yoktur" anlayışıyla hareket eden bu faşist örgütler, Bulgar monarşisini yerleştirmek için Türkler'i bölgelerinden söküp atmak amacında olmuşlardır. Komitelerin saldırılarıyla ilgili olarak bkz. Bilal Şimşir, Bulgaristan Türkleri ve Göç…, s. 53-56. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Rodina gerici- milliyetçi bir örgüt olarak damgalanmış ve dağılmıştır. Bkz. Ali Eminov, Social Construction…, s. 10.

364 İlker Alp, Belge ve Fotoğraflarla..., s. 181, 182.

365 Erhan Vatansever, a.g.t., s. 85. Kırcaali'nin Dobromistsi köyünden bir Türk, çocuğunu sünnet

ettirdiği için mahkemeye verilmiş ve 2.000 leva para cezası ile 1.5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Bkz. Sami Kocaoğlu, a.g.e., s. 115. Cadde ve sokaklara 'sünnet yasak' diye yazılmıştır. Bkz. Bilal Şimşir, Türk Basınında..., s. 103.

366 Fatme Myuhtar, a.g.e., s. 131.

verilmiştir368. Zorla isimlendirme ne kadar başarılı olursa olsun Pomak Türkleri

üzerindeki baskılar kalkar kalkmaz çoğunluk dinsel geleneklerini uygulamaya ve Türk isimlerini kullanmaya devam etmiştir369.